RSS Feed for This Post

Piero della Francesca tanrıları gökten yere indirince…

kamcilama

İtalyan Rönesans’ının en büyük isimlerinden biri olan Piero della Francesca’nın 1469 senesinde yaptığı “Kamçılama” isimli tabloya bakıyoruz. Arka planda Hz İsa’nın (a.s.) kamçılanma sahnesi görünüyor. Sağda, önde başka insanlar var. Konu İncil’den, (Yohanna 19, 1; Markos 14, 65;…) ama yine de acayip bir resim zira Hristiyan sanatında görmeye aşina olmadığımız şeyler var. Tablonun ana teması olan “Kamçılama” arkaya itilmiş, küçük (=önemsiz) gösterilmiş. Sağda duran başka insanlar daha büyük (=önemli) resmedilmiş. Fakat daha da acayip bir şey var bu resimde: Ressamın seyircisini bakTırdığı yer. Piero della Francesca olup bitene karşıdan bakıyor ve bizi de böyle bakmaya davet ediyor. Yani şu o an bulunduğum yerden. Tabloda Hz İsa’nın (a.s.) çilesi arka plana itilmiş. Dünya kaygısı uhrevî duyguların önüne geçmiş:

 “Mühim olan Benim bakış açım, Benim çıkarlarım, Benim ilişkilerim; bunlar hemen, şimdi, Benim bulunduğum yerden nasıl görünüyor?”

“Mona Lisa Yalan Söylüyor!” başlıklı bölümde dinî perspektifle çizilmiş Budist, Taoist ve Hristiyan sanat eserlerinden örnekler vermiştik. Bu örneklerde ressamlar “önemli” olayları ve kişileri diğerlerinden daha büyük çiziyor, bazen de dağları, eşya ve binaları önemli kişilere doğru adeta eğilmiş gibi resmediyorlardı. Yani manevî bir perspektif hakimdi.

Bu tabloda ise Hz İsa’nın (a.s.) diğer insanlardan küçük çizilmesi, herkes gibi merkezî perspektife tabi tutulması Rönesans’ta zihinlere egemen olan hümanizmin ve bilim-din çatışmasının bir ifadesi gibi… En azından dönemin zihniyetini yansıtması ve o devirde bu resme kimsenin itiraz etmemiş olması düşündürücü. Azizlerin başına çizilen altın hâle de yok. Hem seyirci olarak biz hem de Hz İsa (a.s.) ve diğer insanlar aynı düzlemde bulunuyor. Manevî olan HER şeyin, HER kavramın ve HER zâtın “gökten yere indirilmesi” gibi bir çaba seziliyor. Tanrı yok, Tanrı nezdinde önemli olan zât ise ressam ve seyirci nezdinde dünyevî perspektifle resmedilmiş.

Piero della Francesca’nın tablosu bir istisna değil, Rönesans’tan itibaren bir çok resimde baştaki halkanın daire değil elips şeklinde çizilmesi dahi başlı başına bir gösterge. Dinî perspektiften hümanist perspektife geçişin ilân edilmesi.

daire-ve-elips

Aradaki farkı daha iyi anlamak için aynı konuyu yani kamçılanma meselesini anlatan başka resimlere bakabiliriz. Hristiyan sanatının ilkelerine bağlı kalarak yapılan birinci eser Giritli Teofan’a ait. Binalardaki ve dağlardaki çoklu perspektife dikkat edin.

kamcilama_giritli-teofan

İkinci resim ise Michelangelo Amerighi da Caravaggio’nun. Eserin yapıldığı sene 1607. Hristiyan sanatının ibresi tenzihten teşbihe net bir geçiş yapmış. Etten ve kemikten, sıradan bir insan(!) gibi resmedilmiş Hz İsa (a.s.). Kalbi merhamet dolu bir peygamber değil acınak halde bir beşer görüyoruz. Manevî misyonu, mesajı görünmez olmuş. Gerçekçi, objektif bir perspektif kullanılmış, ışık-gölge,  3 boyutun tasviri, gerçekçi renkler… Herşey dünyasal çizilmiş.

Caravaggio-kamcilama

Resmin kendisini koymak yerine bir müzede çekilmiş bu fotoğrafı koymayı daha uygun bulduk. Zira kilisesinden koparılmış, Napoli müzesinde sergilenmekte olan bu tablo içinde bulunduğu mekân itibariyle de seküler bir mesaj vermekte. Dua eden Hristiyanların kalbine huşu vermek değil artık misyonu. İtalyan ulusunun bir başarısı, evrensel kültüre katkısı olabilir. Para verip biletle girilen bir müzede kurutulmuş çiçekler ya da iğne ile kartona tutturulmuş ölü kelebekler gibi duruyor. Caravaggio’nun bu seküler tercihleri ve tablonun manen hadım edilmiş bir mekânda sergilenmesi ister istemez bizim mahallenin İslâm düşmanlarını hatırlatıyor:

  • Efendimiz’i (s.a.v.) anarken “Hazreti Muhammed” demeyen, okul arkadaşından bahseder gibi ismini söyleyen ilâhiyatçılar,
  • “Kabir azabı yoktur, namaz ibadet değildir, mucize yoktur, ayakkabıdan da kurban olur, ALLAH gaybı bilemez, Kur’an bize yeter, Sünnet’e gerek yok”(!) diyen alimcikler,
  • Tasavvuf düşmanları,
  • Sanat düşmanları,
  • Mevlânâ, Gazâlî, Muhyiddin İbn Arabî Hazretlerine ve daha nice alimlere dil uzatanlar,
  • Aşk-ı ilâhî düşmanları…

kamcilama_2Çünkü bu insanlar fikir dünyamızı, din anlayışımızı ve İslâm’ı yaşama şeklimizi etkilemekte, daha doğrusu bizleri pozitivizm ile zehirlemekteler. Rönesans ile bozulan, hümanizm ile kirletilen Hristiyanlık gibi İslâm da tehdit altında. Ne yazık ki bu tehlikeli insanlar İslâm inancını dünyasallaştırmak, Hristiyanlık gibi bir noktaya indirmek istiyorlar.

Makalenin başında sunduğumuz Piero della Francesca’nın Tablosu hakkında son sözlerimizi söyleyerek bitirelim bu makaleyi: Yandaki krokilere, özellikle sonuncuya dikkatle bakın. İki boyutlu bir tabloda merkezî perspektifin kullanılmasıyla görselin zihnimize etkisi tarif edilmiş. Beyaz daireler insanları, siyah kareler ise sütunları temsil ediyor.

Şimdi biraz daha dikkatle bakalım: Merkezî perspektifin kaçış noktası elinde kamçı tutan adamın sağ dizine doğru yerleştirilmiş. Zemin ortadan geçen beyaz bir kolonla ikiye bölünmüş. Yerdeki mermer döşeme ve tavandaki süslemeler üç boyut algısını güçlendiriyor. Adeta elimizi sokabiliriz hatta tablonun içine girsek adım adım yürüyebilirmişiz gibi bir his veriyor perspektif. Merkezî perspektifin ve diğer gerçekçi unsurların bu derecede işlenmesi Hz İsa’nın (a.s.)  sıradan bir insan(!) gibi gösterilmesinden daha da önemli bir din karşıtlığı arz ediyor. Bir başka deyişle, resmin konusu Hristiyanlıkla ilgili olmasaydı bile bu tabloyu “din karşıtı” görebilirdik. Nedir? Vahdet yerine Kesret’e yönelik bir davet olması. Yani her yerde hazır ve nazır olan İlâhî Güç’ten ziyade kendi başına kaim olabilen(!) eşya tasavvurunu gözlere (=akıllara) teklif etmesi.

Sanatta terazinin ibresi tenzihten teşbihe kayınca görsellerin putlaşması kaçınılmazmış, bunu öğrendik Rönesans ile gelen yıkıma bakarak. Ve tabi Camilere, Kur’an sayfalarına figüratif resim ve perspektif sokmayan Müslüman sanatçıların ne kadar haklı olduklarını…

(Devam edecek)

 

… Bu konudaki makaleler…

  1. Soyut Sanat Müslümanın Yitik Malıdır
  2.  Figüratif resim sanat mıdır?
  3.  Âl-i İmrân Suresini Okusaydı İslâmcı Olmayacaktı!
  4.  Müslümanca sanat bir yağmur duasıdır…
  5.  Batıyı “normal” zanneden için İslâm anormal olur
  6.  Güzel eşya ve güzel ahlâk
  7.  Avrupa’nın sanattan istifa ettiği gün
  8.  Benlik sanatı, bencillik sanatı 
  9. İslâmî sanat kalbe hitab eder, batıda ise muhatab akıldır
  10. Mona Lisa Yalan Söylüyor!

… Soyut Görme Kabiliyeti Üzerine…

… İslâm sanatından örnekler …

  1. İç Mekânlar
  2. Seramik
  3. Mozaik
  4. Metal işçiliği
  5. Hat
  6. Taş
  7. Silahlar

Kaynak Metinler için bu kategori

… Bu konuda e-kitap okumak için…

 

Sanat Yoluyla Hakikat Bulunur mu?

İnanmak belki zor ama … eğer sınırsız görme kabiliyetine sahip olsaydık hiç bir şey göremezdik!güneşe dürbünle bakan biri gibi kör olurduk.Gözlerimizin sınırlı oluşu sayesinde görüyoruz dünyayı. Immanuel Kant’ın meşhur bir güvercini vardır, havayı iterek uçar ama havanın direncinden yakınır durur. “Hava olmasaydı daha hızlı uçabilirdim” der. Hakikat’i görmekte zorluk çekmemizin sebebi O’nun gizli olması değil tersine aşikar olmasıdır. Aksi takdirde Hakikat’i içeren, kapsayan ve perdeleyen daha hakikî bir Hakikat olması gerekirdi. İşte bu sebeple Hakikat’i görmek için Bilim’e değil Sanat’a ihtiyacımız var, bilmek için değil bulmak söz konusu olduğu için. Derin Düşünce yazarları Sanat-Hakikat ilişkisi üzerine yazdılar. Buradan indirebilirsiniz.

 

Derin Göz

İnsan gözü daha verimli kullanılabilir mi? Aş, eş ve düşmanı gören Et-Göz’ün yanı sıra Hakikat’i görebilecek bir Derin-Göz açılabilir mi? Sanatçı olmayan insanlar için kestirme bir yol belki de Sanat. Çukurların dibinden dağların zirvesine, Yeryüzü’nden Gökyüzü’ne…Sanat’a bakmak için çeşitli yapıtlardan, ressamlardan istifade ettik: Cézanne, Degas, Morisot, Monet, Pissarro, Sisley, Renoir, Guillaumin, Manet, Caillebotte, Edward Hopper, William Turner,Francisco Goya, Paul Delaroche, Rogier van der Weyden, Andrea Mantegna , Cornelis Escher , William Degouve de Nuncques.

Peki ya baktığımızı görmek, gördüğümüzü anlamak? Güzel’i sorgulamak için çağ ve coğrafya ayırmadık, aklımızı uyaracak hikmetli sözlere açtık kapımızı: Mevlânâ Hazretleri, Gazalî Hazretleri, Lao-Tzû, Albert Camus, Guy de Maupassant, Seneca, Kant, Hegel, Eflatun, Plotinus, Bergson, Maslow, …Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 3 Trackback(s)

  2. Eyl 17, 2013: İslâm’da Mimarî ve Şehircilik(3): Sinan gibi cami yapmak veya Sinan gibi adam olmak?
  3. Eyl 25, 2013: Soyut görme: Teori ve Pratik(8) – Giuseppe Tornatore
  4. Eki 5, 2013: Osmanlı Minyatüründe Perspektif Yok mu?

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin