RSS Feed for This Post

Sartre Fransa’dır

Jean Paul Satre ismini duymuşsunuzdur.

Fransız Düşünür ve kuramcısı kendileri. Fransa’nın en büyük devlet nişanı olan “Legion d’honneur” veriliyor elinin tersiyle itiyor, Nobel veriliyor, verdiği cevap müthiş: “Bu ödülü bana teklif etme fikri Kapitalistlerin benden intikam alma isteğinden başka bir şey değil”. Nobel de gerisin geri gönderiliyor…

Sartre, öyle böyle tutarlı bir adam değil. Fransa’nın Cezayir’i işgal altında tuttuğu yıllardır ve Sartre sokaklarda Fransa’nın bu haksız işgalini kınayan bildiriler dağıtmaktadır. Anlaşılmadıysa tekrar edeyim, bir Fransız bunu Fransa’da yapmaktadır. Tabi çok göze batınca o zamanki Devlet Başkanı olan De Gaulle’a baskılar gelir “kulağının çekilmesi” konusunda. De Gaulle kendisi hakkında da atıp tutan ve düşünceleri kendiyle taban tabana zıt olan Sartre’ın arkasında durarak şu veciz sözü söyler: “Sartre’a dokundurmam! Çünkü Sartre Fransa’nın ta kendisidir.”

Sartre olmak bir hüner kuşkusuz ama De Gaulle olabilmek de yürek ister.

      Şimdiki Liselerde okutulan Edebiyat Kitaplarında ya da müfredatlarda var mı bilmiyorum, Bizim zamanımızda Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Necip Fazıl, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Cevat Şakir gibi İsimler pek anılmazdı. Geri kalanlar da Benim mi ilgimi çekmemişti bilmem kendimi Fransız, Rus klasiklerinin arasında bulmuştum. Hatırlıyorum da o yıllarda, bu isimler Türk Toplumunun kafasından kerpetenle sökülmüş gibiydi.

      Sonraki yılların bana “beterin beteri var” dedirteceğini nereden bilebilirdim? Kitap satış listelerini incelerim uzun zamandır. İki yıl kadar önce, “bin bir gece masalları” adlı kitabın listelere girmesi şaşırtmıştı beni. Şehrazat’ın hikâyeleri neden tavan yapsındı ki bir anda? Gerçek sonradan ortaya çıktı; aynı adla televizyonlarda oynayan dizinin sonunu merak edenler kitapçılara hücum etmişler. Ne kadar utanç verici bir Toplum için…

      Demek bir toplumun bilincini köreltenler sadece kerpeten değil asit de kullanmışlar.

      Mesela Cevat Şakir’i ya da bilinen adıyla Halikarnas Balıkçısını  anlayabilirim. Bir Aile kavgası sırasında babasını vurup öldürdüğünü biliyorum.

      Fakat diğerlerini araştırınca bu sansürün sebebini anlayabiliyorsunuz. Hadi hiç lafı eğip bükmeden söyleyelim alenen haksızlık yapılmış bu Edebiyatçılara.

      Sabahattin âli mesela; Sinop Cezaevinde yatarken “aldırma gönül aldırma” şiirini yazan adam. Şu anda oynuyor mu bilmem “Parmaklıklar ardında” adlı bir de dizi çekilmişti yakın zamanda Sinop’ta. Aslında çok da duruşu net adam değil bana göre ama yine de “kim vurduya” gitmemeliydi. Ben, Onu hep “Kürk mantolu Madonna” romanıyla hatırlayacağım.

       “Atatürk’e hakaretten” yargılandı bir şiiriyle ve cezasını çekmek üzere Sinop’a gönderilmişti. Çıkınca işsiz kaldı ve iş için bağlılığını göstermesi istendi. Allah için de gösterdi yani! Bir şiir yazdı akıllara zarar…

      Meraklısı  her iki şiiri de araştırsın ve karşılaştırsın. Demir Parmaklıklar adamı nasıl yola sokarmış anlarsınız. Ben yazardım yazmasına da, “Veda” daha yeni çıkmış fırından, sırası değil. Hadi onu geçtim bir kalem, Turgut Özakman sökün etmiş gelmekte “Dersimiz Atatürk’le”.

      Fikret Mualla’nın da başı belaya girmişti yanılmıyorsam “Atatürk’e hakaretten”. Büyük Ressamdır kendisi ha! Referansı Picasso desem yeter sanırım. Pek akıllı olduğu söylenemezdi, Mazhar Osman’ın himayesinde Akıl Hastanesine girip çıkmışlığı falan var ama “Deli raporu” alıp kapağı zor attı Paris’e. Aç kaldı, sarhoş gezdi, parklarda yattı ama dönmedi Memleketine. Tövbe, dönmüştü! kemiklerini getirdiler…

      Nazım’dan şanslıydı yani. O da “bir çınar ağacı” diye diye gözü  açık gitti. Davası, her daim Şairliğinin bir adım önünde gitti. Kurtuluş Savaşı Destanı’nda Atatürk’ü “Sarışın bir kurda benzetmişliği vardır Şairin.

      Bizim İstasyon Meydanındaki mermer blokta da o şiir var. Ama üzülerek söylemek zorundayım, o şiirin orijinalliği konusunda da şüpheler var. Haluk Oral’ın “Şiir Hikâyeleri” adında bir kitabından öğrendim Ben de. O şiirdeki bir bölüm( Akif büyük şair, İnanmış adam; ama Ben Onun inandıklarının hepsine inanmıyorum) makaslanmış.

      Bana kızmayın, Yazarın yalancısıyım…

      Gerçi Nazım da ağzına biber sürülecek dizeler döktürmemiş değil hani. Mustafa Suphi, komünistlikten Karadenizin dibini boylayınca celallenip döktürmüş ama pek kurcalamayın orasını…

      Ben “Veda” filminiz izlemedim, yorum yapamam da Siz yine de “Kayıkçılar kâhyası Yahya”, Topal Osman isimlerini bir araştırın. Livaneli Üstadımız atlamış olabilir…

      Ya da az biraz sıkın dişinizi Turgut Özakman gelmek üzere “Dersimiz Atatürk” adlı son eseriyle. Araştırmadan, sorgulamadan rahle-i tedrisinden geçelim de memleket kurtulsun.

      Bu Topraklardan neden bir tane Jean Paul Sartre, De Gaulle çıkmadığını anladınız mı şimdi. Ne Aydını dik durabilmiş, Ne karşısındaki tahammül edebilmiş. Biraz diklenenin de alnına yapıştırmışlar yaftayı: “Atatürk’e Hakaret”…

      Kimse kusura bakmasın ama aklıma tek bir şey geliyor bu saatte: “Tezekten terazinin boktan olur dirhemi”

Seçilmiş Derin Lügat maddeleri:

  1. Büyüme / Growth / Croissance / نمو »
  2. Hoşgörü / Tolerance / толерантность / تسامح »
  3. Az gelişmiş ülke / Underdeveloped Country / بلد متخلف »
  4. Uluslararası adalet / International justice / العدالة الدولية »
  5. Demokrasi / Democracy / Демократия /デモクラシー/ ديمقراطية »
  6. Kuvvetler ayrılığı / Separation of Powers / Séparation des pouvoirs / فصل السلطات »
  7. İlerleme / Terakki / Progrès / ترقی / تقدم »
  8. Muhafazakârlık / Conservatisme / سياسة محافظة »
  9. İnovasyon /イノベーション / инновация / التجديد »
  10. Hudud / Sınır / граница / Frontière / الحدود »
  11. Çağdaş / Modern / Contemporary / معاصر »
  12. Bilgi toplumu / Information society / مجتمع المعلومات »
  13. İktisad / Economy / οικονομία / اقتصاد »
  14. Kapitalizm / Capitalism / капитализм / رأسمالية »
  15. Ulus-devlet / Etat-Nation / الدولة القومية »

 

Edebiyat, Sinema, Siyaset, Sanat tarihi, Mimarî, Ateizm, Kemalizm, İslâm, Kadın hakları, Feminizm, Tarih, Felsefe… Bugün 77 kitap var. Yakında yenileri eklenecek, bu sayfayı takip edin… 

Derin Savaş

Ücretsiz kitap indirin78 kitap indirin Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellSavaş bir şiddet hareketidir ve bu bilkuvve (potansiyel) şiddetin sınırı yoktur. İnsanlık olarak sürekli savaşmıyorsak bunun sebebi yüksek ahlâkımız(!) değil menfaatlerimizdir. Ancak savaşı sonuçlarından tecrid ederek, sağlıklı bir şekide düşünmek kolay değil. Çünkü yol açtığı ölümler ve maddî zarar o kadar büyük ki her ne pahasına olursa olsun kaçınmak gereken bir anormallik veya uluslararası ilişkilerde bir aksama gibi görünüyor. Oysa her savaşsızlık hâli barış değil; geçici bir ateşkesten ibaret. (Bkz. Barış / Sulh / Peace / Paix / صلح / سلام ) Meselâ iki dünya savaşı arasındaki 1918-1939 dönemine kim “barış” diyebilir? Üstelik her ne pahasına olursa olsun savaştan kaçan bir lider, düşmanlarının ölçüsüz şantajına çanak tutmuş olmaz mı? Adolf Hitler’e akıl almaz ödünler veren Birleşik Krallık Başbakanı Neville Chamberlain gibi savaştan kaçmak için “her pahayı” ödemek, üstelik sonunda yine de savaşmak zorunda kalmak iyi bir strateji mi?

Ölmenin değil yaşamanın tesadüf olduğu  savaşta asker, sağdaki yahut soldaki sipere koşarken serbesttir. Belki de en güvenli siperi, bir robot veya bir hayvan, insandan daha iyi seçebilir. Ama insan, vatanı için ileri atılmakla nefsi için geri kaçmak husunda özgürdür. İşte savaşın neticesi üzerinde çok ağır basabilen insanlık faktörü tam buradadır. (Bkz. Hayvan Serbesttir, İnsan Özgürdür…) Savaş, bütün sosyal bilimcileri zorlamış bir saha. Elinizdeki bu kitap, savaşın mekanik ve insanî veçhelerini en dengeli şekilde işleyen müelliflerden biri olan Prusyalı General Carl von Clausewitz’in fikirlerinden istifade ederek yazılmış bir deneme. Teknolojik ilerlemenin eskitemediği ilkeleri bugünün savaş şartlarında değerlendirdik: Strateji, taktik, cesaret, savaşta aklın önemi ve sınırları… Buradan indirebilirsiniz.

Fikir Kırıntıları-3

fikir-kirintilari-3-kapak Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellArtık gazeteler okurlarıyla, TV kanalları seyircileriyle rekabet halinde. Kimilerine göre Donald Trump bile seçimi sosyal medya sayesinde kazandı. Rakibi Hilary Clinton, Başkan Obama, hatta CNN, FOX gibi kanallar sürekli sosyal medyadan yayılan “yalan haberlerden” (fake news) yakınıyorlar. Belki de yalan haberden değil yalan tekelini kaybetmekten rahatsız oldular? Gerçek ne olursa olsun teknoloji eskiden bir oligarşiye ait olan medya gücünü -bir parça da olsa- sıradan insanların eline verdi. Sosyal medya elbette ırkçılık, iftira ve hakaretin yayılması için uygun bir zemin ama “haber” ve “bilgi” ve bunlara ait yorumları herkesin erişebileceği bir noktaya getirmesi açısından ilginç. Fikir Kırıntıları-3 Derin Düşünce’nin sosyal medyada paylaştığı mesajları kitaplaştıran bir çalışma. Yayına girdiği günden beri Fikir Kırıntıları-1 ve Fikir Kırıntıları-2’nin gördüğü ilgi bize yine cesaret ve güç verdi. Tabi her zamanki gibi konuları derinleştirmek isteyenler için makale ve kitap da tavsiye ettik. “Fikir Kırıntıları-3” adlı e-kitabı buradan indirebilirsiniz.

Rönesans’ın Kara Kitabı

ronesans-kara-kitap-kapak Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellRönesans sanatın yeniden doğuşu değil ölümü oldu… ve daha bir çok şeyin! Rönesans’ın fikir dünyamızda açtığı yaralar bugün dahi kapanmış değil. Maddenin mânâyı tahakküm aldığı, adına “Aydınlanma” dediğimiz karanlık çağların miladı hiç şüphesiz bu dönem. Güzel ahlâk ile güzel sanatın irtibatının kopuşudur Rönesans. Bu kopuş yüzündendir ki insanlık sadece sanatta değil siyaset, bilim, felsefe, iktisatta lâdini dünya görüşünü Hakikat’in yerine koydu. Sonradan bütün dünyaya dayatılacak olan Avrupa sanatı Rönesans’tan itibaren bilimselleşti. Anatomi, optik, matematik kuralları ve özellikle de merkezî perspektif sanatta insanî ifade imkânını sınırladı. Sömürgeciliği, dünya savaşlarını ve insanları homo-economicus zanneden ideolojileri doğuran işte bu zihniyet oldu.

İnsanlık asırlardır hapsolduğu Rönesansçı perspektiften kurtulabilir; kurtulmalıdır da. Bu kurtuluşun neticeleri ise sadece sanatla sınırlı kalmayacak, ahlâkî, siyasî, felsefî tekâmüllere kapı açacaktır. Rönesans’ın Kara Kitabı bu kurtuluşa katkıda bulunmak amacıyla yazıldı. Başta Pavel Florenski ve Erwin Panofsky olmak üzere George Orwell, Juhani Pallasmaa, Michel Foucault, Ahmed Yüksel Özemre, Zygmunt Bauman, Stanley Kubrick, Cemil Meriç, Henri Lefebvre, Lucien Lévy-Bruhl, Rasim Özdenören, Mircea Eliade, René Guénon gibi sanatçı ve düşünürlerin eserlerinden ve iki değerli araştırmacımızın, Ozan Avcı ile Gönül Eda Özgül’ün makalelerinden istifade edildi. Buradan indirebilirsiniz.


Derin Medeniyet

derin-medeniyet Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellNedir medeniyet? Opera? Demokrasi? Parklar ve bahçelerle süslü şehirler? Metro? Asansör? Modern çağın karanlık dehlizlerinde kaybolan bizler için medeniyet, teknoloji ve kültür mefhumlarını birbirinden ayırdetmek zor ama şurası kesin: Hiroşima, Gazze ve Halep’te şehirleri (medineleri) haritadan silen Batı’ya “medenî” diyenler büyük bir suç işliyorlar. Zira katil bir insanı bir kere öldürür ama katile “katil” demeyenler içlerindeki insanlığı, vicdanı öldürmüş olurlar. (Vicdan / Conscious / Conscience / ضمير)

Evet… Kimileri adaletle hükmedilmiş mülkler bıraktılar geriye; kimileriyse kan ve göz yaşıyla, kul hakkıyla çimentosu karılmış duvarlar, piramitler, kuleler. Elinizdeki bu kitap şu veya bu medeniyeti anlatma değil medeniyet mefhumunun derinlerine inme derdinde. İnsanlar arasındaki münasebetleri yani muhabbet, merhamet, adalet, ticaret ve şiddeti yönetebilme gücü açısından medeniyet mefhumuna yeni bir bakış açısı teklif ediyor. Miras olarak köprü bırakanlarla duvar bırakanları tefrik etmeye yarayacak bir bakış açısı. Buradan indirebilirsiniz.

fikir-kirintilari-2 Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellBir kez daha sosyal medyada paylaştığımız mesajları kitaplaştırdık. Yayına girdiği günden beri Fikir Kırıntıları-1 o kadar çok ilgi gördü ki biz de yeni e-kitabı ilginize sunmak için elimizden geleni yaptık… Ve her zamanki gibi konuları derinleştirmek isteyenler için ise makaleler ve kitaplar da tavsiye ettik. Fikir Kırıntıları-2’nin konuları şöyle:

Taktik ve Strateji, Enerji, Vatikanizm, Gündem Zehirlenmesi, İslâm Sanatı, Kanlı Fotoğraf Yayma, 1 Mayıs, Amigo-Tarihçi, Futbol, mafya, uyuşturucu, fuhuş ve terör, Namaz illâ namaz, Müslümanlarda içe kapanma ve dışa açılma, Neden okuyalım? Ne okuyalım? Nasıl okuyalım?, Ekonomistler neden ekonomiden anlamaz?, Münâfıkûn ve Siyaset-i Nebevî, Sosyal Medya, Gurbet, Çirkin Şehir, Devrim, Yeni PKK ve “Private Security”, Şifalı ottan zehir yapma, Kadına Karşı Şiddet, Liberalizm, Gerçeği görme, Çalışan kadın, Suriye, Tasavvuf, Hollywood-Pentagon, Beyin yıkama ve psikolojik harp. Buradan indirebilirsiniz.

Fikir Kırıntıları – 1

fikir-kirintilari Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand Russell140 karakterle derdini anlatabilenlerden misiniz? Kısa mesajlar, FaceBook’taki özlü sözler, Twitter’da kısaltıldıkça sloganlaşan fikirler… Tabi insanlar sözü uzatmanın yeni yollarını buldular: Video, caps, … Ancak kısa söz her zaman derinlikten mahrum olmakla eş anlamlı değil. Az sözle çok ama çok derin mânâlar da aktarılabilir. Kısa sözün hikmeti dışarıdan aktarılan, alimden cahile verilen yeni bir şey değil. Meselê ârifin irfanıyla agâh olunması; dinleyende bilkuvve (potansiyel) olarak  bulunan güzelliklerin uyandırılması, bilfiil (aktif) hale geçirilmesi. Bunun için “dinleyen anlatandan “ârif olsa gerek” buyurmuş büyükler. Biz de Twitter’da paylaştığımız kısa mesajları konularına göre tasnif edip kitaplaştırdık, ilginize sunduk. Eğitimden Türk soluna, ekonomik krizlerden petrol savaşlarına, ölüm korkusundan küresel ısınmaya kadar çok farklı konularda aforizmalar… Konuları derinleştirmek isteyenler için ise makaleler ve kitaplar da tavsiye ettik. Buradan indirebilirsiniz.

Kitap tanıtan kitap 7

kitap-tanitan-kitap-7 - kucuk Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellKitap tanıtan kitapların 7cisine damgasını vuran düşünür Susan Sontag oldu. 1977’de yayınladığı “Fotoğraf Üzerine” isimli cesur kitaptan bahseden 4 makale ile başlıyoruz. Mehmet Özbey’in kaleminden eskimeyen bir kitabı ziyaret edeceğiz sonra: Yüzyıllık Yalnızlık (Gabriel Garcia Marquez) Değerli yazarlarımızdan Mehmet Salih Demir ve Mustafacan Özdemir tek bir kitaba ve tek bir yazara odaklı kitap sohbetlerinden farklı makaleler hazırladılar. Bunlar kavram ve/veya olaylara odaklı, birden fazla kitaptan ve müelliften istifade eden çalışmalar: Terör, vicdan, modernleşme, bilim felsefesi (Kuhn, Heidegger, Derrida, Gadamer, Dilthey, Mach, Baudrillard, Toulmin) … Suzan Nur Başarslan’ın yazdığı Türk romanının tarihçesi ve Seksenli Yıllarda Türk Romanı Ve Post Modern Eğilimler de bu kategoriye dahil edilebilir. Bunların  yanısıra yazar kadar hatta bazen daha fazla ünlenmiş kitaplara adanmış makaleleri de yine bu sayıda bulacaksınız: Zeytindağı (Falih Rıfkı Atay), Hayy Bin Yakzan (İbn-i Tufeyl), Körleşme (Elias Canetti), Taşrada Düğün Hazırlıkları (Franz Kafka). Kitap tanıtan Kitap 7’nin daha önceki sayılardan bir diğer farkı da Georg Simmel’e adanmış iki makale içermesi. Karl Marx ve Max Weber arasındaki kayıp halka olarak nitelenen Simmel’in “Büyük şehir ve zihinsel yaşam” (Die Großstädte und das Geistesleben, 1903) isimli özgün çalışmasından bahsettiğimiz makaleler kitabın sonunda. Buradan indirebilirsiniz.

Önceki kitap sohbetleri:

Derin Lügat 6.0

Derin Lügat güncellendi. Sürüm 6.0 yayında. Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellYeni sürümlere dair not: Eski sürümleri indirip okumuş olanların işini kolaylaştırmak için kelimelerin sırasını değiştirmiyoruz. Yani her yeni sürümde okumaya kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

  • 6cı sürüme eklenen yeni terimler: Demokrasi, Muhafazakârlık, Kuvvetler ayrılığı, İnovasyon, İlerleme, Erken – Geç.
  • 5ci sürüme eklenen yeni terimler:Hissiyat – Maneviyat, Tanrı Parçacığı, Bâkî, Kelime, Cehalet, Mürşid, Evvel, Büyük Patlama.
  • 4cü sürüme eklenen yeni terimler:Paraklitos, Hudud, Ehliyet, Zâhir ve Batın, Barış, Unutmak.
  • 3cü sürüme eklenen yeni terimler: Eksen Kayması, Bilgi toplumu, Zamanda Yolculuk, Ateist , Yokluk , Çağdaş, Gurbet, Kader.

İnsanlık neredeyse 4 asırdır “ilerleme” adını verdiği müthiş bir gerileme içinde. Tarihteki en kanlı savaşlar, sömürüler, soykırımlar, toplama kampları, atom bombaları, kimyasal ve biyolojik silahlar hep Batı’nın “ilerlemesiyle” yayıldı dünyaya. En korkunç barbarlıkları yapanlar hep “uygar” ülkeler.  Her şeyin fiyatını bilen ama hiçbir şeyin değerini bilmeyen bu insanlar nereden çıktı? Yoksa kelimelerimizi mi kaybettik?

Aydınlanma ile büyük bir karanlığa gömüldü Avrupa. Vatikan’ın yobazlığından kaçarken pozitivist dogmaların bataklığında kayboldu. “Yeniden doğuş” (Rönesans) hareketi sanatın ölüm fermanı oldu: Zira optik, matematik, anatomi kuralları dayatıldı sanat dünyasına. Sanat bilimselleşti, objektif ve totaliter bir kisveye büründü.

Kimse parçalamadı dünyayı “Birleşmiş” Milletler kadar. Güvenliğimiz için en büyük tehdit her barış projesine veto koyan BM “Güvenlik” Konseyi değil mi? Daimi üyesi olan 5 ülke dünyadaki silahların neredeyse tamamını üretip satıyor. “Evrensel” insan hakları bildirisi değil güneş sisteminde, sadece ABD’deki zencilerin haklarını bile korumaktan aciz. Bu kavram karmaşası içinde Aşk kelimesi cinsel münasebetle eş anlamlı oldu: ing. To make love, fr. Faire l’amour… Önce Batı, sonra bütün insanlık akıl (reason) ile zekânın (intelligence) da aynı şey olduğunu sanmışlar. Oysa akıl iyi-kötü veya güzel-çirkin gibi ayrımı yaparken zekâ problem çözer; bir faydayı elde etmek ya da bir tehditten kurtulmak için kullanılır. Bir saniyede 100.000 insanı ve sayısız ağacı, böceği, kediyi, köpeği oldürecek olan atom bombasını yapmak zekâ ister ama onu Hiroşima üzerine atmamak için akıl gerekir.

İster Batı’yı suçlayalım, ister kendimizi, kelimelerle ilgili bir sorunumuz var: İşaret etmeleri gereken mânâların tam tersini gösterdikleri müddetçe sağlıklı düşünmeye engel oluyorlar. Çözüm ürettiğimizi sandığımız yerlerde yeni sorunlara sebep oluyoruz. Dünyayı düzeltmeye başlamak için en uygun yer lisanımız değil mi? Kayıp kelimelerin izini sürmek için yazdığımız Derin Lügat’ı ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

 

Edward Hopper’ı okumak

hopper-kapak Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellAmerikalı ressam Edward Hopper sadece Amerika’nın değil bütün Batı kültürünün en önemli ressamlarından biri. Hopper ile Batı resmi asırlardan beri ilk defa kısır ekol savaşlarını, soyut resim / figüratif resim gibi ölü doğmuş dikotomileri aşma fırsatı yakaladı.

Bu bağlamda, perspektif, ışık, gölge vb tercihleri aşan Hopper’ın yeni bir şey yaptığını savunuyoruz: Hopper Rönesans’tan beri can çekişen figüratif resme yeni bir soluk verdi. Tezimiz budur. Bu lisan-ı sûreti tahlil etmek için sadece Hopper’dan etkilenen diCorcia gibi fotoğrafçıları değil ondan beslenen Hitchcock, Jarmusch, Lynch gibi sinema yönetmenlerini, romancıları da kitabımıza dahil ettik. Diğer yandan Hopper’ın tutkuyla okuduğu filozoflardan yani Henry David Thoreau ve Ralph Waldo Emerson’dan da istifade ettik. Elinizdeki bu kitap Hopper tablolarına aceleyle örtülen melankoli ve yalnızlık örtüsünü kaldırmak için yazıldı. Hopper’a bakmak değil Hopper’ı okumak için. Buradan indirebilirsiniz.

Senin tanrın çok mu yüksekte?

senin-tanrin-cok-mu-yuksekte Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand Russell

Güzel olan ne varsa İnsan’ı maddî varoluşun, bilimsel determinizmin ötesine geçirecek bir vasıta. Sevgilinin bir anlık gülüşü, ay ışığının sudaki yansıması, bir bülbülün ötüşü ya da ağaçları kaplayan bahar çiçekleri… Dinî inancımız ne olursa olsun hiç birimiz güzelliklere kayıtsız kalamıyoruz. Etrafımızı saran güzelliklerde bizi bizden alan, yeme – içme – barınma gibi nefsanî dertlerden kurtarıp daha “üstlere, yukarılara” çıkaran bir şey var. Baş harfi büyük yazılmak üzere Güzel’lik sadece İnsan’a hitab ediyor ve bize aşkın/ müteâl/ transandan olan bir mesaj veriyor: “Sen insansın, homo-economicus değilsin”.

İşte bu yüzden “kutsal” dediğimiz sanat bu anlayışın ve hissedişin giriş kapısı olmuş binlerce yıldır. Tapınaklar, ikonalar, heykeller insanları inanmaya çağırmış. Ancak inancı ne olursa olsun bütün “kutsal sanatların” iki zıt yola ayrıldığını, hatta fikren çatıştığını da görüyoruz:

  • Tanrı’ya benzetme yoluyla yaklaşmak: Teşbihî/ natüralist/ taklitçi sanat,
  • Tanrı’yı eşyadan soyutlama yoluyla yaklaşmak: Tenzihî/ mücerred sanat.

Kim haklı? Hangi sanat daha güzel? Hangi sanatçının gerçekleri Hakikat’e daha yakın? Bu çetrefilli yolda kendimize muhteşem bir rehber bulduk: Titus Burckhardt hem sanat tarihi hem de Yahudilik, Hristiyanlık, İslâm, Budizm, Taoizm üzerine yıllar süren çalışmalar yapmış son derecede kıymetli bir zât. Asrımızın kaygılarıyla Burckhardt okyanusuna daldık ve keşfettiğimiz incileri sizinle paylaştık. Buradan indirebilirsiniz.

Öteki Sinemanın Çocukları

oteki-sinemanin-cocuklari Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellYakında sinemanın bir endüstri değil sanat olduğuna kimseyi inandıramayacağız. Zira “Sinema Endüstrisi” silindir gibi her şeyi ezip geçiyor. Sinema ürünleşiyor. Reklâm bütçesi, türev ürünlerin satışı derken insanlar otomobil üretir gibi film ÜRETMEYE başladılar. Belki en acısı da “sinema tekniği” öne çıkarken sinema sanatının unutulması. Fakat hâlâ “iyi bir film” ile çok satan bir sabun veya gazozun farkını bilenler de var. Çok şükür hâlâ ustalar kârlı projeler yerine güzel filmler yapmaya çalışıyorlar. Derin Düşünce yazarları da “İnsan’sız Sinema Olur mu?” kitabından sonra yeni bir sinema kitabını daha okurlarımıza sunuyorlar. “Öteki Sinemanın Çocukları” adlı bu kitap 15 yönetmenle buluşmanın en kolay yolu: Marziyeh Meshkini, Ingmar Bergman, Jodaeiye Nader Az Simen, Frank Capra, Dong Hyeuk Hwang, Andrey Rublyov, Sanjay Leela Bhansali, Erden Kıral… Buradan indirebilirsiniz.

kitap-tanitan-kitap-6 Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellKitap Tanıtan Kitap 6

Bir varmış, bir yokmuş. Mehtaplı bir eylül gecesinde Ay’a bir merdiven dayamışlar. Alimler, yazarlar, şairler ve filozoflar bir bir yukarı çıkıp oturmuşlar. Hem Doğu’dan hem de Batı’dan büyük isimler gelmiş: Lev Nikolayeviç Tolstoy, René Guénon, Turgut Cansever, El Muhasibi, Şeyh-i Ekber, Cemil Meriç, Arthur Schopenauer, Ahmet Hamdi Tanpınar, Mahmud Sâmi Ramazanoğlu, Mahmut Erol Kılıç… Sadece bir kaç yer boş kalmış. Konuklar demişler ki “ başka yazar çağırmayalım, bu son sandalyeler bizim kitabımızı okuyacacak insanlara ayrılsın”. Evet… Kitap sohbetlerinden oluşan derlemelerimizin altıncısıyla karşınızdayız. Buradan indirebilirsiniz.

Önceki kitap sohbetleri:

sen-insansin Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellSen insansın, homo-economicus değilsin!

Avusturyalı romancı Robert Musil’in başyapıtı Niteliksiz AdamJames Joyce‘un Ulysses ve Marcel Proust‘un Geçmiş Zaman Peşinde adlı eserleriyle birlikte 20ci asır Batı edebiyatının temel taşlarından biri. Bu devasa romanın bitmemiş olması ise son derecede manidar. Zira romanın konusunu teşkil eden meseleler bugün de güncelliğini koruyor.  Biz “modernler” teknolojiyle şekillenen modern dünyada giderek kayboluyoruz. İnsan’a has nitelikleri makinelere, bürokrasiye ve piyasaya aktardıkça geriye niteliksiz bir Ben’lik kalıyor. İstatistiksel bir yaratık derekesine düşen İnsan artık sadece kendine verilen rolleri oynayabildiği kadar saygı görüyor: Vatandaş, müşteri, işçi, asker…

Makinelerin dişli çarkları arasında kaybettiğimiz İnsan’ı Niteliksiz Adam’ın sayfalarında arıyoruz; dünya edebiyatının en önemli eserlerinden birinde. Çünkü bilimsel ya da ekonomik düşünce kalıplarına sığmayan, müteâl / aşkın bir İnsan tasavvuruna ihtiyacımız var. Homo-economicus ya da homo-scientificus değil. Aradığımız, sorumluluk şuuruyla yaşayan hür İnsan.Buradan indirebilirsiniz.


tezyin_kapak-150 Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellGözle dinlenen müzik: Tezyin

Batı sanatı her hangi bir konuyu “güzel” anlatır. Bir kadın, batan güneş, tabakta duran meyvalar… İslâm sanatının ise konusu Güzellik’tir. Bunun için tezyin, hat, ebru… hatta İslâm mimarîsi dahi soyuttur, mücerred sanattır.

Derrida, Burckhardt, Florenski ve Panofski’nin isabetle söylediği gibi Batılı sanatçı doğayı taklid ettiği için, merkezi perspektif ve anatomi kurallarının hakim olduğu figüratif eserler ihdas eder. Bu taklitçi eserler ise seyircinin ruhunu değil benliğini, nefsini uyandırır. Zira kâmil sanat tabiatı taklid etmez. Sanat fırça tutan elin, tasavvur eden aklın, resme bakan gözün secdesidir. Tekâmül eden sanatçı (haşa) boyacı değil bir imamdır artık. Her fırça darbesi tekbir gibidir. Zahirde basit motiflerin tekrarıyla oluşan görsel musiki ile seyircilerin ruhu öylesine agâh olur ki kalpler kanatlanıverir. Müslüman sanatçı bu yüzden tezyin, hat, ebru gibi mücerred sanatı tercih eder. Güzel eşyaları değil Güzel’i anlatmak derdindedir. Çünkü ne sanatçının enaniyet iddiası ne de seyircinin BEN’liği makbul değildir. Görünene bakıp Görünmez’i okumaktır murad; O’nun güzelliği ile coşan kalp göğüs kafesinden kurtulup sonsuzluğa kanat açar.

Tezyinî nağmeleri gözlerimizle işitmek için yazıldı bu e-kitap. John locke gibi bir “tabula rasa” yapmak için değil Hz. İbrahim (as) gibi “la ilahe” diyebilmek için. Buradan indirebilirsiniz.

Kaybedenler Klübü: Anti-demokratik bir muhalefetin kısa tarihi

Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellT.C. kurulurken Hitler, Mussolini ve Stalin başrolleri paylaşıyordu. İki dünya savaşının ortalığı kasıp kavurduğu o korkunç yıllarda “bizim” Cumhuriyet gazetesi’nin faşizme ve faşistlere övgüler yağdırması bir rastlantı mıdır? Kemalistlerin ilâhı olan Atatürk’ün emriyle 80.000 Alevî Kürd’ün Dersim’de katledilmesi, Kur’an’ın, ezanın yasaklanması, imamların, alimlerin idam edilmesi, Kürtleri, Hristiyanları ve Yahudileri hedef alan zulümler de yine Atatürk ve onu ilahlaştıranlar tarafından yapılmadı mı?

Bu ağır mirasa sahip bir CHP ve Türk solu şimdilerde “İslâmî” olduğu iddia edilen bir cemaat ile, Fethullah Gülen’in ekibiyle ittifak içinde. Yobaz laiklerin, yasakların kurbanı olduklarını, baskı gördüklerini iddia ediyor bu insanlar. Ama bir yandan da alenen İslâm düşmanlığı yapan her türlü harekete hatta İsrail’e bile destek vermekten çekinmiyorlar. Tuttukları yol İslâm’dan daha çok bir ideolojiye benziyor: Gülenizm. Millî istihbarattan dershanelere, dış politikadan bankalara kadar her konuda dertleri var. Ama Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Arakan’da zulüm gören Müslümanları dert etmiyorlar. Acayip…

Türk solu, CHP ve Fethullah Bey… Nereden geldiler? Nereye gidiyorlar? Elinizdeki bu kitap meseleyi tarihsel bir perspektifte ele almayı amaçlıyor.Buradan indirebilirsiniz.


freud-kapak Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellGurbetçi Freud ve “Das Unheimliche”

Modern insanın kalabalıkta duyduğu yalnızlığı sorgulamak için iyi bir fırsat… Sigmund Freud gurbette olma duygusunu, yabancılık, terk edilmişlik hissini anlatan “Das Unheimliche” adlı denemesini 1919’da yayınlamış. İsminden itibaren tefekküre vesile olabilecek bir çalışma. Zira “Unheimliche” alışılmışın dışında, endişe verici bir yabancılık hissini anlatıyor.

Bu hal sadece İnsan’a mahsus: Kaynağında tehdit algısı olmayan, hayvanların bilmediği bir his. Belki huşu / haşyet ile akrabalığı olan bir varoluş endişesi? Gurbete benzer bir yabancılık hissi, sanki davet edilmediğim bir evdeyim, kaçak bir yolcuyum bu dünyada. Freud’un İd (Alt bilinç), Benlik (Ego), Üst Benlik (Süperego) kavramları iç dünyamızdaki çatışmalara ışık tutabilir mi? Dünyada yaşarken İnsan’ın kendisini asla “evinde” hissetmeyişi acaba modern bir hastalık mıdır? Teknolojinin gelişmesiyle baş gösteren bir gerginlik midir? Yoksa bu korku ve tatminsizlik hali insanın doğasına özgü vasıfların habercisi,  buz dağının görünen ucu mudur? Hem Sigmund Freud’u tanıyanların hem de yeni keşfedecek olanların keyifle okuyacağını ümid ediyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

fethullah-gulen-kapak Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand Russell

Fethullah Gülen’i iyi bilirdik

(Son güncelleme: 5inci sürüm, 11 Ağustos 2016)

Türkçe Olimpiyatlarını ve Türk okullarını sevmiştik. Gözü yaşlı vaizin Amerika’da yaşamasına alışmıştık. 1980 öncesinde komünizme karşı CIA ile işbirliği yapmasına “taktik” demiştik. Fethullah Gülen aleyhine açılan davalardan birinin iddianamesinde “pozitivist felsefeye karşı olmak” ile suçlanıyordu. Biz de karşıydık pozitivizme.

Sonra bir gün… Mavi Marmara! Doğu Akdeniz’de, uluslararası sularda oyuncak ve gıda taşıyan bir gemi saldırıya uğradı. Masum ve silahsız insanlar öldü. Psikopat bir devletti bunu yapan. İsraillileri hapsettiği korku duvarları Filistin’i hapseden beton duvarlardan daha yüksekti. Ama Fethullah Gülen İsrail’den izin alınması gerektiğini söyledi. Bu terörist devletten “otorite” diye bahsediyordu. Gülen’e göre İsrail Doğu Akdeniz’in efendisiydi, uluslararası sularda bile masum sivilleri öldürme hakkına sahipti. Gülen cemaati dünya ile uğraşmaktan ahirete vakit ayıramıyordu. Gülen cemaati bir cemaatten başka herşeye benziyordu.

15 Temmuz gecesi yaşadığımız darbe girişiminde yaşadıklarımızla birlikte değerlendirince can acıtan bir soru kendini dayatıyor bize: Fethullah Gülen ve kurmayları bizi baştan beri kandırdı mı? Yoksa “küçük eller” dediğimiz masum insanların teşkilâtı sonradan mı kokuştu?

 Kitabı buradan indirebilirsiniz.

Soyut Sanat Müslümanın Yitik Malıdır

yitik Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand RussellAfganistan’daki bir medreseyi, Bosna’daki bir camiyi, Hindistan’daki Taj Mahal’i görsel olarak islâmî yapan nedir hiç düşündünüz mü? Anadolu kilimlerini, İran halılarını, Fas’taki gümüş takıları, Endülüs’teki sarayları birleştiren ortak unsur nedir? Müslüman olmayan bir insan bile kolaylıkla“bunlar İslâm sanatıdır” diyebilir. Sanat tarihi konusunda hiç bir bilgisi olmayanlar için de şüpheye yer yoktur. Şüpheye yer yoktur da… bu ne acayip bir bilmecedir! Endonezya’dan Fas’a, Kazakistan’dan Nijerya’ya uzanan milyonlarca kilometrekarelik alanda yaşayan, belki 30 belki 40 farklı lisan konuşan Müslüman sanatkârlar nasıl olmuş da böylesi muazzam bir görsel bütünlüğe sadık kalabilmiştir?

Bakan gözleri pasifleştiren tasvirci sanatın aksine İslâm sanatı okunan bir sanattır. Yani görünmeyeni anlatmak için çizer görüneni. Doğayı taklid etmek değildir maksat. İnsanların aklını uyandırması, kalplerine hitab etmesi sebebiyle İslâm sanatının soyut bir sanat olduğu da aşikârdır. Ama Avrupa kökenli soyut sanattan ayrıdır İslâm sanatı. Meselâ Picasso, Kandinsky, Klee, Rothko gibi ressamlar gibi sembolizme itibar edilmemiştir. 284 sayfalık kitabımıza çok sayıda İslâm sanatı örneği ekledik. Bakmak için değil elbette, görünen sayesinde görünmeyeni akledebilmek, yani İslâm sanatını “okumak” içinBuradan indirebilirsiniz.


İslâm’da Mimar ve Şehir

Cumhuriyet’in ilânından beri yaşadığımız şehirler hızla tektipleşiyor. Betondan yapılmış kareler ve dikdörtgenler kapladı ufkumuzu. Trabzon, Aydın, Malatya… Anadolu’nun her yeri birbirine benzedi. Fakat Türkiye’ye has bir sorun değil bu. Batının “alternatifsiz” Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Hatırat / Joseph Goebbels Büyüme / Growth / Croissance / نمو Fareler ve İnsanlar / John Steinbeck Agapi / Sarah Jio Ulysses / James Joyce Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة Mrs. Dalloway / Virginia Woolf Siyasetname / Nizamü'l-Mülk Siracul Mülûk / Muhammed Bin Turtuşi Jeopolitik mekân ve jeo-ekonomik imkân: Luttwak Işık Doğudan Gelir / Cemil Meriç Tarih Nedir? / Edward Hallett Carr Dünya Görüşüm / Bertrand Russelldemokrasisi ve serbest piyasası mimarları da tektipleştirdi. Farklı düşünemeyen, yerel özellikleri eserlerine yansıtmayan mimarlar kutu gibi binalar dikiyor. Moskova, Tokyo, Paris, Hong Kong da tektipleşiyor ve çirkinleşiyor.

Çare? Binalara değil de mimara, yani insana odaklanmak olabilir; yani eşyayı ve sureti değil İnsan’ı ve sîreti merkeze almak. Zira bu bir norm ya da ekol meselesi değil: İslâmiyet’in ilk asırlarında bir şehir övüleceği vakit binalar değil yetiştirdiği kıymetli insanlar anılırmış. Biz de güzel binalarda ve güzel şehirlerde hayat sürmek için önce güzel mimarlar yetiştirerek başlayabiliriz işe. İnsan gibi yaşamak için mimarî çirkinliklerden ve bunaltıcı tektipleşmeden kurtulabiliriz. Bu ancak Güzel Ahlâk ile Güzel Mimarî arasındaki bağı yeniden tesis etmekle olabilir. Çare Mimar Sinan gibi cami yapmak değil Mimar Sinan gibi insan yetiştirmek. Kitabımızın maksadı ise teşhis ve tedaviye hizmet etmekten ibaret. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 6 Yorum

  2. Yazan:yağmur deniz Tarih: May 20, 2010 | Reply

    🙂

    harika bir yazı olmuş.vesile ile aramıza yeni katılan ibrahim bey hoşgelmiş.

    bir de ifrit olduğum kabak tadında ‘hanımefendilik’ kültürü vardır ki, şöyle ağız tadında bir argo kullandırmaz adama hemen bir kınama, iğreti bir topuklu ayakabı,dantel çorap kültürü…edepten girip, nezaketten çıkmalar falan derken içinizden bir canavar çıkar hafazanallah!

    ölçüsü kaçmadan kullanılan küfür ve argo büyük anlam ihtiva eder yani 3 paragrafta özetleyemeyeceğiniz duyguyu tek cümle ile verir ancak ne mümkün bırakın entelektüel yapı sökümcülüğünü kadınları dahi sökülmüştür bu memleketin gerisini sormayın hiç çorap söküğü…

    popo ve meme kültüründen medeniyyet (?); eleştiri kültüründen edepsiz,şirret kadın çıkaran bir kültür işte.

  3. Yazan:konuk Tarih: May 20, 2010 | Reply

    IBRET onemli sey…
    ibret olmak ve ibret almak
    netekim ibretler alındı ve ibretler de olundu hep..
    guc kendini gosterir mi derim ara sira, yoksa sureti yeterli olur mu insanlara?
    guc mudur onemli olan yoksa gucun yansimalari mi?

    Sartre olmak bir hüner kuşkusuz ama De Gaulle olabilmek de yürek ister.

    Sartre Fransadir da “NE” Turkiyedir?

  4. Yazan:özlem Tarih: May 20, 2010 | Reply

    :)) Yazıyı okuyunca Sartre türkiye ‘de yaşasaydı bir Atatürk güzellemesi yazar mıydı diye düşündüm her ne dense. Fransa da Sartre olmak mı Türkiye’de Nazım olmak mı maharet bilemedim. Adam az bedel ödememiş sonuçta o şiiri yazana kadar.
    Aslında ben şöyle bir hikaye de duymuştum. Kendisinden Atatürk7ü öven bir şiir yazmasını böylece affedileceğini söyleyenlere Nazım ‘ben denizkızı eftelya değilim ‘ diye bir cevap vermişş. O yazdığı şiir hangi dönemine ait bilemiyorum tabi o şiiri görünce şaşırmıştım epey.
    Elinize sağlık İbrahim bey güzel bir yazı hoş geldiniz.

  5. Yazan:Gürhan Tarih: May 20, 2010 | Reply

    En iyi bilen,hep doğruları söyleyen Özakman ve şürekasına,yalnız ve güzel ülkemin 62 plakalı diyarından birileri de şöyle haykırabilir mi acaba gün gelir de: ” Biz de DERSİM’iz Atatürk!”

  6. Yazan:Mehmet Emin Yıldırım Tarih: May 20, 2010 | Reply

    Ellerinize Sağlık,

    Aydın veya bir sanatçı; çalışmaları ve yaşam modülü çerçevesinde kendi kendini tamamlar.

    Doğuştan belirse de yetenek; kişi deneyimlediği şeyler sayesinde dehasını ortaya koyar.

    O yüzden bir aydın; geçmişi ve isminin kurulduğu topraklar dışında bir yerden deneyim alamaz.

    Sartre; topraklarının kendisine öğrettiği şeylerden ilham almıştır. Bu kadar net olabilmesi topraklarının kendisine kattığı bir dışsal netliğe işaret eder.

    Bizim toprağımızın bahsedilen dönemdeki aydınları; büyüdükleri kültürel müslümanlık sayesinde toplumla birebir örtüşecek iç fikirlere sahiptirler. ONURUN ve SAVAŞIN toplumu olduğumuz için aydınlarımız da buna paralel netlik sergilemektedirler. Bu isteyerek yapılan bir seçimdir. Ayrıca bu dışsal değil; içsel bir netliktir. Entelektüellik değil; deneyimlenebilen bilgiye dayalı aydınlarımız vardır. Atatürk’ün fikirlerine karşıt olmakla; Nobel Ödülüne karşıt olmak yada sömürgeciliğe karşı eylem başlatmak aynı şey değildir. Birisi dışsal diğeri ise içseldir. En önemlisi gelişim toprakları farklıdır.

    O yüzden Sartre Fransayı, onun karşıtı olabilecek biri varsa o da Türkiyeyi temsil edecektir. Lakin Fransa’da Sartre’nin yaşadığı dönemi Türkiye hiçbir zaman yaşayamaz. Bu yüzden Türk aydınıda Türkiye de yetişen aydın gibi olur.

    Zeigeist de kendi toplumunun içinde büyüyen bir harekettir. Ve son derece demokratik bir uygulama alanına sahiptir.

    Entellektüel yani dışsal olarak karşılaştırma yapılacaksa da yeni dönem sinema aydınlarına gözatmak gerekir…

  7. Yazan:suzannur Tarih: May 21, 2010 | Reply

    Evet Sartre Fransa’dır ama Fransa kesinlikle Sartre değildir, karıştırılmamalı.Hermann Hesse’in dediği gibi, burjuva, daha sonra anıtını dikeceği aydınlarını darağacına göndermekten ve bireyi devlete kurban etmekten asla vazgeçmez. Aydınlarını tüketen burjuva kültürünü özümsediğimiz belli olmuyor mu bu satırlardan, bakınız biz de Avrupa’yla bu noktada aynıyız. Önce kellelerini alıp sonra yüceltiriz. Kelle almakla anıt dikmek arasında da malesef hiç fark yoktur, çünkü aynı geleneğin sebep ve sonucudur bu ve burjuva bu sayede devamlılığını sürdürür. Bir de bu açıdan sorgulamak lazım mevzuyu. Yani şimdi okunuyor, yüceltiliyor olmaları bizi de aynı geleneğe -burjuva- hapseden ve bizi sorgulamaktan uzaklaştıran yaklaşımın değişik versiyonu.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin