İnsanın Değeri Üzerine Söylev / Pico Della Mirandola »
By Mustafacan Ozdemir on Şub 3, 2016 in Hristiyanlık, İnsan, Kitap Alıntısı, Özgür İrade, Tanrı | 0 Comments
‘Baba Tanrı, en güçlü mimar, saklı bilgeliğinin buyruğuyla, gördüğümüz bu dünyanın Tanrının acundaki(kainat) konağı olduğunu, onun en sevgili tapınağı olduğunu söylemiş bulunuyor. O, gök-üstü bölgesini anlaklarla(zeka, kavrayış) donatmış, göksel küreleri ölümsüz tinlerin(ruh) yaşamıyla düzenlemiş, aşağı dünyanın mayalanan gübre yığınına da hayvansal yaşamın bütün biçimlerinin bolluğunu, bereketini koymuş bulunuyor. Ne var ki, Tanrı usta, bu iş bittiğinde böyle büyük bir başarının anlamını kavrayabilecek, onun güzelliğini sevecek, genişliği karşısında şaşkına dönecek bir yaratığın olmasını diledi.’
‘Sonunda, yüce Yapıcı, hiçbir şeyi tümüyle veremeyeceği bu yaratığa, bütün öteki yaratıklara bağışlananlardan pay verilmesini kararlaştırdı. Bu yüzden Tanrı insanı, bu belirlenmemiş imgeyi aldı onu dünyanın ortasına yerleştirerek şunları söyledi:
… Seni dünyanın tam ortasına koyduk, baktığın yerden dünyadaki her şeyi daha kolay görebilesin diye. Seni ne yersel, ne göksel, ne ölümlü ne ölümsüz olarak yarattık; özgür, olağandışı bir yontucu gibi kendini, kendi seçiminle biçimleyebilesin diye. Aşağıya, yaşamın kaba biçimlerine inmek de tanrısal yaşam sürenlerin düzenine çıkmak da senin elinde.’
‘Onlara öykünerek(kastı bazı felsefeciler ve inanç mensupları Ö.A.B.), Muhammed(S.A.V.)’in de sık sık Tanrının, koyduğu yasadan ayrılanların hayvanlaşacağını söylediği bilinir. Haklıydı da; çünkü ağacı ağaç yapan kabuğu değil duygusuz, sorumsuz doğasıdır.’
‘Ne ki her şeyi usun kurallarına göre yargılayıp ayırt eden bir filozof görürseniz onu ululamanız gerek. O, yersel değil göksel bir varlıktır.’ Read the rest