Main Content RSS FeedÖnceki Yazılar

Son 12 ayda en çok okunan ve tartışılan yazılar »

DUYURU: İslami Çevrelere Kürt Sorununda Sorumluluk Çağrısı! »

Uzun yıllar boyunca katlanarak büyüyen Kürt sorununun, daha da yakıcı hale geldiği bir aşamadayız. Yaşanan gelişmeler herkesin en doğal haklarıyla, özgürce yaşama ihtimalini zayıflatırken; nefret tohumlarının her yere saçılmasına sebep oluyor. Acının ve öfkenin; aklı ve vicdanı körlediği bu iklimden hızla uzaklaşmak zorundayız. Bu sebeple, hakkı ve adaleti tavsiye edecek Read the rest

Irkçıların iç dünyası nasıldır? »

Terör tırmanışa geçti ya ırkçılar da uyandılar kan kokusuna. Siteye yağıyor küfürler, sloganlar, yeminler… Siliyoruz, engelliyoruz çoğunu.

Irkçılar sizin ve benimle aynı havayı soluyorlar ama içeride o oksijene, azota ne yapıyorlarsa netice hayret verici: Gün geçmiyor ki “Kürtler elektrik hırsızı, Ermeniler hain, zaten saksafonu Türkler icad etti, en uzağa Türkler gitti, en çabuk da Türkler döndü, Ne mutlu Türk’üm diyene, yazıklar olsun Brezilyalıyım diyene…” gibi sloganlar yorum diye bırakılmış olmasın siteye. Bu zırvaları genellikle siliyoruz. Yayınlanan saçmalıklar toplamın %1’idir belki. Bu %1’i yayınlıyoruz çünkü okurlar görsün istiyoruz Kemalist çamaşır makinelerinde yıkanıp cillop gibi olmuş bu beyinler ne fikirler üretiyor!  Ve umuyoruz ki olur da tam delirmemiş olan bir kaç ırkçı uyanır, titrer ve kendine gelir normal insanlarla tartışarak.

Trafikte, nikâh dairesinde karşınıza çıkan, okuduğunuz gazetenin köşesini yazan, yanında çalıştığınız patron veya ekmeğinizi getiren kapıcı, siyasetçiler, sınırlarımızı bekleyen askerler ve onların subayları arasında da ırkçılar var. Bunlar da dünya ve memleket meselelerini düşünmeye çalışıyor.

Fakat ırkçı kuş yemi ödülüyle “seni seviyorum” demeyi öğrenmiş bir papağan gibi. İlân ettiği aşk hakiki değil maddî. Madde ile mânâ birbirine karışmış çünkü. Terör mü var? Kapkaççılık arttı mı yaşadığı mahallede? Elbette Türk olamaz bu suçları işleyenler! Kanı bozuk birileri olmalı. “Türk milleti asildir” diye diye adam kendini gerçekten asil sanıyor.

Oysa “asalet insanın iyi, güzel ve doğru adına yaptığı şeylerden gelir, atalarının kurumuş kemiklerinden değil” (Hz Ali)

Dedik ya madde ile mânâ birbirine karışmış diye. Kaş-göz renginde, şivede, doğum yerinde kötülük arıyor adam. “Bunlar suça meyilli tipler, tarihte hiç devlet kuramadılar zaten!” Bilgi, beceri, erdem, ahlâk, iyilik kendi etinde, kanında. Ötekilerde hiç bir şey yok. Böyle ırkçılar. Ama düzelmeleri kolay değil. Site açıldığından beri bir sürü yazı girdik. Bazısıyla uzun uzun konuştuk. Ama adamların içi bozuk sanki? Kanları? Genleri? Yok yok. Irkçılığın lüzumu yok. Irkçılara karşı bile ırkçı olmayalım. İşte merak edenler için ırkçıları TEDAVi ETMEYE ÇALIŞTIĞIMIZ eski yazılardan bir demet:

  1. Zina da böyle bir şey işte…
  2. O Gün Bebek Nasıl Katil Oldu?
  3. Milliyetçiliğin Anatomisi
  4. Kurtlu hilal
  5. Atatürk Kürt Meselesinde Yanıldı
  6. Irkçıya kızılmaz, acınır!
  7. Milliyetçi Türk ırkçı mıdır?
  8. Önce Vatan mı, Önce Adalet mi?
  9. Dinlerarası diyalog : Diyanetizm ve İslâm

Ve üç kitap : Read the rest

Devlet Kurabilirsiniz, Millet Kurgulayamazsınız! »

Devlet, genellikle hareket unsurlarına göre tanımlanır. Buna göre devlet; ülke adı verilen belirli bir toprak üzerinde yaşayan insan topluluklarının bir egemenlik anlayışı ve hukuku içinde bir siyasi iktidar altında örgütlenmesidir.

   Türk tarihinde ‘ devlet ‘ en önemli organizmadır. Osmanlı ve hatta daha önceki dönemler dahil olmak üzere, bu ‘ devlet ‘ gerekliliğine olan inanç; iki Türk bir araya gelse devlet kurar sözüne kaynak olmuştur. Yine zorunlu bir gelenek olan devlet ve devletin bekâsı her türlü kavramın önünde durmuştur. Bu nedenle devlet başadır, kuzgun leşe. 

  Bireycilik, toplum ( ortak ) yaşam için neredeyse modern etkiler ile bir faciaya gidilen yolu açabilme yetisine sahip olsa dahi devlet – millet(ler) ilişkisinde yani burada kullandığım anlamıyla, devletin sınırlarını çizmesi ve bireyin haklarını Read the rest

Geveze generaller, ölen askerler… »

Gençler mühimmat gibi harcanıyor! »

MHP’nin komutanı Devlet Bahçeli ve terör örgütü PKK hemfikir, OHAL istiyorlar. OHAL olağan üstü hal demek. Adaletin askıya alınması, askerlerin ve polisin istediği kişileri “özgürce” tutuklaması, işkence yapması ve öldürmesi demek. OHAL devlet terörünün yasallaşması, meclis tarafından onaylanması demek. 1990’larda tecrübe edildi… sanki çok lazımmış gibi.

Terörün en büyük sebeplerinden biri o bölgede adaletin tesis edil(e)memiş olması. Şimdi bazıları diyor ki “madem şişmanlıyorsun, o halde daha çok tatlı ve yağlı yemelisin!”.

 Terörü durdurmak için OHAL ilân etmek budur. “OHAL istiyorum” demek, sırf hükümeti zora sokmak için, erken seçim isteyebilmek “10’ar 10’ar ölen ler bana yetmiyor, 100’er 100’er gelsin tabutlar. Çünkü ancak bu kan seli içinde seçim kazanabilirim ben” demektir.

Türkiye kan ve ceset edebiyatı konusunda Avrupa’dan ve Amerika’dan daha özgür bir ülke! Orada “hate crime” var, “incitation à la haine raciale” var. İnsanları intikama, ırksal nefrete itmek yasak. Bizde serbest.

Sırtlanlar, leş kargaları ve ölü yiyen böcekler kan kokusu duyunca toplanırlar bir araya. Güney doğuda insanlar ölüyor. Geride kalanların kimi üzgün kimi ise sevinçli.

Harcayın çocuklarınızı. Harcayın. Yarısını terörist yapın. Kalanları, musluk tamircilerini, bilgisayarcıları, simitçileri yollayın teröristlerin üzerine. Eğitime de gerek yok. Asker doğar bizim çocuklar, ölmek ve öldürmek için yaşar.

Yorumcumuz BSM’in dediği gibi:

“İttihat ve terraki’den günümüzde bütün toplum alanlarını ele geçirmiş Ergenekona,oradan uluslarası uzantıları olan “GLADYO”yu,PKK’yı,mafyayı,çeteleri aynı kulvarda buluşturan kirli bir ağ ile karşı karşıyayız.DÜĞÜMLENMİŞ BİR YUMAK misali çocuklarımızın kanı üzerinde kirli iktidar hespları çeviriliyor.Ve Türküyle,Kürdüyle bizler bu ortak çetelerin kurbanı oluyoruz.Onlar bizleri birbirine boğazlatırken Read the rest

Bir Süre Ak Partiliyim »

[KUYEREL‘de yayınlandı]

Bitmeyen Kürt Misafirliği…

  Azat’ı bilir misiniz?

  2.5 yaşında işkence ile tanışan bir Kürt çocuğu. Suçu, annesi ile misafir oldukları bir evde bulunuyor olmak. Azat, Kürt ve misafir olmak suçundan cinsel tacize uğramış, bedeninde sigara söndürülmüş bir çocuk.

  Sanırım bu ülkenin sorunlarından biri de bu; Kürtlerin halen misafir sayılmasından ve halen Kürt olmalarının kabahat sayılmasından kaynaklı bir sorun.

  Bu ülke de Kürtler hep misafir kalsın isteniyor; umduğunu değil bulduğunu yesin, yeri geldiğinde ‘ ne misafirliği burası sizin eviniz sayılır ‘ densin ama hiç onların evi olmasın, hep misafir kalsınlar isteniyor. Hiç yerleşmesinler, kendilerine verilen aş ile bir kuru yatak ile idare etsinler isteniyor. Read the rest

Bu pazartesi Başörtüsü Yasağı Tarihçesi »

Kaynak

1950’lerde daha net bir ifade kazandığı görülen öze dönüşün ülkemizde gözle görünen en önemli sonucu 1960’larla birlikte kadınlardaki örtünme eğiliminin giderek artış göstermesidir.

Bu sayısal artışın diğer bir nedeni ise özellikle 1950’den sonra uygulanan Read the rest

Kötülük Kader Değildir! »

Free Gazze Hareketi ve İHH öncülüğünde gerçekleştirilen Gazze’ye İsrail tarafından uygulanan ambargoyu kırma eylemi ve sonrasında gelen tepkiler modern zamanlarda yerleşik bir kötülüğe karşı nasıl mücadele edilebileceği, aynı zamanda kötülüğün (ya da zulmün) hangi zihinsel kodlar ile varlığını sürdürebildiği konusunda son derece önemli ipuçları taşıyor.

 Filistinlilerin, tarihsel arka planı 1800 lü yıllara uzanan, 1948 lerden beri ise yaşadığı  dram ve bu dramın bu kadar uzun süreli, bu kadar ağır çekim ve aynı zamanda can yakıcı hikayesi pek çok açıdan kendine özgü şartlar taşır. Filistin’in işgali ve orada yaşayan “yerli” halkın topraklarından sürülmesi eşi benzeri görülmemiş bir olay değildir bir yönüyle. Tarih pek çok işgal ve barbar istilası hareketleri  ile doludur. Yüzeysel bir bakışla bile Kızılderililerden, Ermenilere, Ruanda’dan, Çeçenistan’a pek çok yıkım işgal, soykırım olayı yaşadı dünya. Uygarlık dediğimiz şeyin ise insanları daha medeni, daha hak tanır, daha az kan dökücü yaptığına dair inancın boş bir hayalden ibaret olduğunu 100 yılı aşkın süredir yaşanan savaşların ve kıyımların ardından çaresizce gördü insanlık. Uygarlık insanoğlunun barbarlığını evcilleştiren bir durum değil; aksine bu barbar yönüne daha sistemli, daha modern, bilimin hizmetiyle ve teknolojinin gücüyle daha etkili ve sonuçları itibarı ile dehşet verici araçlar sunan bir kaçınılmaz hale işaret eder.

 Geçmiş çağların savaşları  er meydanında toplanan iki ordunun askerleri arasında iken uygar dünyada savaşların artık çok azı askeri güçler arasında yaşanıyor. Öyle ki artık kimse eskisi kadar güvende değil. Irak’ta yapılan bir işgal her an Londra’da bir metroda işine gitmek isteyen bir kasiyeri vurabilir, bir pilotun sadece bir düğmeye basması ile koca bir şehir bir anda nükleer bir bombanın etkisi Read the rest

Tatilde kitap okumak isteyenler için… bu sitede kitap var »

Bu sayfadaki kitaplardan istifade edin