Dar Kapıdan Geçmek »
By eg on Haz 22, 2009 in edebiyat | 11 Comments
Yıllar önce, Andre Gide’nin kısa romanı “Dar Kapı”yı ilk okuduğum sıralarda bir rüya görmüştüm. Alacakaranlık bir havada yanımdaki kişiye, neresi olduğunu hatırlamadığım bir yere ulaşmak için en kestirme yolu soruyordum. Adam, önümde uzanan çok ama çok geniş bir otobanı gösteriyor ve “bu yolda, araçlardan biriyle, gitmek istediğiniz yere çok kolay ve hızlı ulaşabilirsiniz” diyordu. Yol oldukça geniş, aydınlık ve her tarafından rengârenk ışıklar sarkan gidiş geliş yönleri ayrı olan bir yoldu. Yolun hemen girişinde bazı araçlar bekliyordu. Bu araçlardan birine binebiliriz diyordu adam. Sonra, yolun kenarında karanlıkta kalmış yukarı doğru çıkan bir kayalık ve kayalığın tepesinde daracık ve yüksekliği ancak belime gelebilecek bir kapı dikkatimi çekiyordu. Adama bunun ne olduğunu soruyordum. Adam da bana, bu kapının da aynı hedefe giden bir yola açıldığını, ama bu yolda ancak sürünerek ve tek başına hareket edilebileceğini, zaten kapının üstünde de “aynı anda sadece bir kişi girebilir” yazdığını söylüyordu. Bir tarafta engin bir genişlikte ve ferahlıkta her tarafı ışıklı bir yol, diğer tarafta da sadece sürünerek ve tek başına gidilebilen bir yol. Read the rest