Sigmund Freud’un Faşizme Katkısı (1) »
By my on Kas 16, 2013 in faşizm, Kitap Sohbeti, Pozitivizm, Psikanaliz, Sigmund Freud | 2 Comments
Sunuş: Sigmund Freud’un fikirleriyle faşizme ve ırkçılığa hizmet ettiğini savunsak abartmış olur muyuz? Devleti putlaştıran, şiddete, üniformaya taparcasına bağlanan faşistler ile insanın iç dünyasını araştıran bir psikanalist nasıl anlaşabilir?
Gerçekten acayip! Nazi Almanyasında kitapları toplatılıp yakılmış bir Yahudi “bizim” Sigmund. Dahası 1938’de Naziler’in Viyana’yı işgal etmesinden sonra Avusturya’dan kaçmak zorunda kalmış. Gelin görün ki Adalet / Düzen / Hukuk / Vicdan konularında savunduğu tezler gerek sıradan faşizmin gerekse bugün hâlâ başımıza belâ olan Amerikan saldırganlığının genetik kodlarını ihtiva ediyor. Derin mevzu… Biz de derin bir soluk alarak başlıyoruz. (MY)
Avrupa’da ahlâk, vicdan ve adalet ile inanç arasındaki bağ nasıl koptu?
Eski Yunanca İncil nüshalarında geçen παρακλητος (oku. “Paraklitos”) kelimesinin mânâsını, daha doğrusu bu kelimenin Aramice karşılığını arıyordum. İncil tercümelerinde uzmanlaşmış pastörlerle tanıştım. Protestan ilahiyat fakültelerinde hocalık da yapan bu kıymetli insanlarla bir kaç hafta yazışmadan sonra hayret içinde kaldım zira bir çok temel konuda kendi aralarında hemfikir olmadıklarını gördüm. Meselâ Bazıları Paraklitos kelimesinin sadece Hz İsa’ya (a.s.) özgü bir vasfa, Kutsal ruh oluşuna işaret ettiğini söylüyorlardı. Diğer bir kısmı Yunanca’da “öteki” anlamına gelen iki kelime olduğunu hatırlattı: Birinci grubun açıklaması doğru olsaydı ana metinde farklı bir “öteki” anlamına gelen, tenzih etmeye yarayan “ἕτερος” (oku. “heteros”) kelimesini görecektik. (Kahve değil ötekini, çayı istiyorum gibi) Oysa Yohanna İncil’inde “ben bir paraklitosum, benden sonra öteki paraklitos gelecek” diyor Hz İsa (a.s.). Yani kendisini ayrı tutacak, geri kalanları uzaklaştıracak şekilde “ἕτερος” kelimesini kullanmıyor; teşbih mânâsı veren “αλλος” (oku. “allos”) diyor. (Bir kahveden sonra ötekini, ikinci bir kahveyi ister gibi)
Hristiyan akaidini silip atabilecek bir yorum farkıydı bu! Çünkü Hz İsa’nın (a.s.) yegâne paraklitos değil bir kaç tane paraklitostan bir tanesi olduğu, kendinden sonra gelecek birini haber verdiği mânâsı çıkıyor. Nasıl oluyor da yıllarını Eski Yunanca İncil tercümesine adamış, Grek lisanını Yunanlılardan bile daha iyi bilen bu insanlar akaidin kalbindeki bir meseleyi çözmekte aciz kalabiliyorlardı? Galiba malümat çoktu ama ilim yoktu…
Psikanaliz ve liberal- seküler adalet
Vahiyy ile bilinen Din başka, menba’ından koparılmış, gökten yere indirilmiş, objektif kısımlarına indirgenmiş, bilimselleştirilmiş dinî malümat başka. Kitaplardan okunanı Din zannetme Read the rest