Main Content RSS FeedÖnceki Yazılar

Ergenekon Rehberi »

Ergenekon nedir?

  Ergenekon diye bir örgüt olduğunu sanmıyorum, varsa da ikincil bir mevzudur, yan kuruluştur.

Ya bombalar, cinayetler, tehdit altında karar veren yüksek mahkemeler, talimatla yönlendirilen gazeteler?

Örgüt açık ve seçik ortadadır, adı da bellidir, ancak yürürlükteki mevzuata göre telaffuz edilmesi suç teşkil eder.

‘Bir numara’ kim?

Rütbeli ve rütbesiz çok üst düzey kişilere emir verebilen, yüksek mahkeme üyelerini ve gazete patronlarını, hatta belki bazı cumhurbaşkanlarını Read the rest

Soner Çağaptay muamması »

Türkiye’de bir darbenin başarıya ulaşabilmesi için Batı’nın (özel olarak da ABD’nin, Ortadoğu bağlamında da İsrail’in) bir şekilde onayının alınmasının şart olduğunu hepimiz biliyoruz… Bu onay illa aktif destek anlamına da gelmiyor. Batı’nın köstek olmaması “tarafsız” kalması da onay kadar önemli olabiliyor… Ne Ergenekon Ne AKP dedirtilebilen, Türkiye’de yaşananlar karşısında paralize olan bir Batı elitleri kamuoyu yaratılabilmesi de bir nevi gizil onay anlamına geliyor… Read the rest

Özürlüler ve vakit özürlüler için… »

İnternet sayesinde çok güzel projeler gerçekleştiriliyor. Bir grup Fransız genci görme engelli insanlar için edebî ve felsefî metinleri MP3 formatında kaydetmişler. Litterature Audio.com adlı bu site gerçekten güzel bir proje. Umarım Türkiye’de de yapılır ve çoğalır bu tür siteler.

 Aslında hiç görmeyenlerden daha fazla çeşitli göz hastalıklarından muzdarip insan var aramızda. Sokakta yürüyebiliyorlar ama ne yazık ki kitap okuyamıyorlar. Zaten siteye gelen yorumların bir kısmı geçici olarak kitap okuyamayanların teşekkür ve dualarından ibaret.

 Vakit bulamayanlar

Hamdolsun bu tür bir sağlık sorunum yok ama bazen saatlerce trafikte, metroda kalabiliyorum. Ya da şehirlerarası seyahatlerimde kitap okuyacak kuvvet olmuyor gözlerimde. Bu siteden indirdiğim metinleri dinlemek vakit kaybını önlemenin en güzel yolu. İstanbul gibi bir şehirde yaşıyorsanız sıkışan trafiği unutmak için Read the rest

Robert Bresson Sineması ve Au Hasard Balthazar »

Robert Bresson dünya sinemasında çok özel yere sahip bir yönetmendir. Fransız sinemasında, aynı dönemlerde ürün verdiği Fransız Yeni Dalgası yönetmenlerinden farklı bir yerde, kendisine has ve tek başına ancak kategorize edilebilecek özel bir yerde durur. Yarattığı çok özel stille kendisinden sonra gelen birçok yönetmene örnek olmuştur. Sinemayla ilgilenen çoğu insanın adını bile duyunca saygı göstermesine karşılık, filmlerinin, sinema eleştirmenleri tarafından dahi çok bilindiğini söyleyemeyiz.

Toplam 14 filminin birkaçı dışında çoğunu başyapıt olarak değerlendirebiliriz. Bresson filmlerinin en önemli özelliği ulaşılması zor sadeliğidir. Oyuncu seçimlerinde profesyonel olmayan oyuncuları yeğleyen ve oyuncuların oynadıkları rolde Read the rest

İsrail Seçimleri ve Hükümetin Kurulması »

10 Şubat 2009’da gerçekleşen İsrail parlamento seçimleri sadece bu ülkeyi değil tüm bölgenin kaderini etkileyecek gibi gözüküyor. Henüz yeni bir sıcak çatışmadan çıkan İsrail halkı bu sıcaklık içerisinde oy kullandı. Bu yüzden Gazze işgalinin bu seçimlerdeki ağırlığı yadsınamaz. 

Seçime giden süreç İsrail siyasetindeki bölünmüşlük ve istikrarsızlığı büyük ölçüde yansıtıyor. Herşeyden önce bu bir erken seçim. 2006 seçimlerinden başarıyla çıkan Kadima önderliğinde kurulan koalisyon başbakan Ehud Olmert’in rüşvet skandalı nedeniyle sarsılmıştı. Ehud Olmert’in parti liderliğinden çekilmesi sonucu Tzipi Livni partinin yeni lideri seçilmiş ve Livni yeni koalisyon için kolları sıvamıştı.   Read the rest

Global kriz AKP oylarını azaltmalı mı? »

Bu yazı “Global kriz AKP’nin oylarını azaltır mı?” diye sormuyor, “azaltmalı” mı diye soruyor. Başka bir deyişle global krizin faturası AKP’ye kesilmeli midir?

 Türk halkı AKP’yi global krizin Türkiye’deki olumsuz etkilerinden bence sorumlu tutmalıdır. Çünkü hükümet doğru politikalarla ülkeyi global krizin etkilerinden koruyabilirdi, hatta krizi gerçekten fırsata dönüştürebilirdi.

 Global kriz daha bir yıl öncesinden geleceğini haber verirken Türk ekonomisini nasıl etkileyeceğini de ilan etmişti. Read the rest

İslam: İnanç İmparatorluğu (Belgesel) »

– İslam, insanlık tarihinin en büyük başarılarından biri .
– Onlar Rönesans’ın tohumlarını Leonardo Da Vinci’nin doğumundan 600 yıl önce ekenlerdi.
– Hastaları iyileştirmeyi, hesap için kullanmak üzere numaraları biz onlardan öğrendik.
– Dünyadaki tüm kültürler İslam tarafından şekillendirildi.

Okurlarımızla, önemli bulduğumuz ve tanıtımında yukarıdaki spotlar kullanılan bir belgeseli paylaşmak istiyoruz. Hz. Muhammed’in hayatını, İslamiyet’in doğuşu ve yükselişini, İslam tarihinin önemli dönüm noktalarını tarihi bir perspektiften ele alan 2.5 saatlik bir belgesel bu. Orjinal ismi Islam: Empire Of Faith.

Belgesel, İslam dininin ve medeniyetinin insanlık tarihi açısından önemini ve etkisini anlatıyor. En başta bu belgeseli İslam’a inanan müslümanlar izlemeli. Çünkü birçok müslümanın inandıkları dinin tarihi ve önemi hakkındaki bilgisi oldukça zayıf. Görsel yapımların, basılı kaynaklardan çok daha kısa sürede bilgi aktarımı yapabilmek gibi bir kabiliyeti var. Bundan faydalanmak gerek.

Ayrıca bu belgeseli, müslüman kültürün içinden yetiştiği halde, bu dine ve kültüre karşı anlaşılmaz bir nefret duyup, aşağılayıcı tavır takınanlar da izlemeli. Herhangi bir şeye karşı, bilmeden ya da bildiklerini doğru ve yeterli zannederek düşmanlık etmek kadar kötü bir davranış biçimi olamaz.

Robert Gardner tarafından çekilen ve dünyaca ünlü 10 teolog tarafından hazırlanan belgesel, objektifliği ve içeriği bakımından literatürdeki en başarılı eserlerden biri olarak görülüyor. Aslında 3 ana bölümden oluşuyor ama yükleme kolaylığı nedeniyle 6 bölüme ayrılmış. Yapım, sanat tarihinden sosyolojik incelemelere, din tarihinden, siyasi gelişim süreçlerine kadar çok geniş bir yelpazeye sahip bilgileri ustalıkla işliyor.

İyi seyirler: Read the rest

CNN Türk’de Mana Boyutlu Demokrasi »

Yazarlarımızdan Mustafa Akyol (Turkish Daily News, Star) dün akşam CNN Türk’te Reha Muhtar’ın hazırladığı “Çok Farklı” programına telefon bağlantısıyla katıldı. Mana Boyutlu Demokrasi ve Cemaatlerin demokrasiyle ilişkisinin tartışıldığı programda Melih Pekdemir , Nevval Sevindi, Hüseyin Gülerce ve Cüneyt Ülsever söz aldılar.

 Bu konuda sitemizde yayınlanmış çok sayıda yazı var. Ancak Mehmet Bahadır‘ın “Mana Boyutlu, Olgun Demokrasi ” adlı yazısı ve “Bediuzzaman’la Ortadoğu Problemlerine Bakış ” isimli incelemesi hatırlanabilir. Halen süren verimli bir tartışmaya kapı açmış olan “Aydınlanma Gaflettir!” adlı eleştiri yazısı Enver Gülşen‘in sitemizde yayınlanan son çalışması. Konuya daha kapsamlı yaklaşabilmek açısından mutlaka okunmalı.

 Demokrasinin hangi zemine oturacağı şüphesiz insana bakışımız ile doğrudan ilişkili. Daha doğrusu “insan nedir?” sorusuna vereceğimiz yanıt demokrat ya da liberal olup olmadığımıza karar vermekten daha fazla öncelik taşıyor.

 Siyaset bilim, ekonomi, adalet, suç ile mücadele ve sanat ancak bu noktadan itibaren “mana boyutu” kazanabilir. Bu noktaları tartışmaya açtığımız makalelerden bazıları şunlar: 

  1. Liberaller neden başarısız?  
  2. Çocukların cinsel istismarı
  3. Çevreciliğe anti-modern bir bakış
  4. Aşk Bir Sureti Tek Başına Yaşatmaktır… Aşktan Narkissos’a
  5. PKK’lıları affetmek
  6. Pornografi Nasıl Sanat Oldu?
  7. Evrimcilerin iç hastalıkları
  8. Otomobil, İktidar ve Cinsiyet
  9. İnsan maymunlaşabilir mi ?

Kriz nasıl fırsata dönüştürülür? »

Türkiye’deki temel sorun yatırım yapmaya yönelik kaynak yokluğudur. Şu ana kadar özel sektör yurt dışından kaynak temin etme yoluna gidiyordu. Global kriz bütün kredi imkanlarının, portföy yatırımlarının ve doğrudan yatırımların önünü kesti.

 Yatırımların önü kesildi; ancak tüketimi daraltacak bir etki yok aslında. Dolar kuru yükseldi; ama petrol fiyatları daha hızlı düştüğü için enerji maliyetlerinde bir artış olmadı. Böyle olunca dış kaynaklı bir zam baskısı yok. Enflasyon yükselmediği için alım gücünü düşürecek bir etki de yok. Faizler her geçen gün düştüğü için tüketicinin kredi alması eskiye göre daha kolay. Sonuç olarak Türkiye’de iç pazar eskisi kadar güçlü bir alım gücüne sahip. Read the rest

1000 kere Maaşallah! »

Şu anda okumakta olduğunuz makale Derin Düşünce sitesinin bininci makalesi. İki yıl içinde Çevre korumadan Askerlik konusuna, Basın Özgürlüğü’nden Nükleer Enerji’ye kadar tam 999 makale girmişiz yayına. Tabi bugün geldiğimiz noktada gördüğümüz en güzel şeylerden biri de 15.043 yorumun okurlarımız tarafından yazılmış olması. Uzun zamandır takip eden okuyucularımızın fark ettiği gibi bazı makaleler uzunluğu on sayfaya yakın, kaynaklarla, referans ve alıntılarla desteklenen “derin” çalışmalar. Müslümanların iç hastalıkları bu kategoriye iyi bir örnek. Diğer bazı yazılarımız daha çok bir konuyu gündeme getirmeyi amaçlayan, cevap vermekten çok soru soran kısa, çarpıcı yazılar.

 Bu iki kategorinin de dışında kalan, ezber bozucu bir çok yazı bulabilirsiniz sitede. Yayına gireli uzun bir zaman olsa da bu yazılar eskimiyor zira günlük politikaya tepki olarak yazılmış köse yazıları değil söz konusu olan. 80 yıldır söylenegelmiş, doğruluğundan şüphe edilmez dogmaları yerle bir eden, nispeten kısa makaleler bunlar. Türk Solu kategorisinde ve Kemalizm bahsinde bu tarzda yazılmış bir çok şaşırtıcı yazı var. Zaten gelen yorumlardan da insanların şaşırdıkları, daha önce böyle “Aaa! Kral çıplak!” diyen bir yazı okumadıkları anlaşılıyor.

 Derin Düşünce sitesinde dikkate değer bir başka kategori ise Sinema . Özellikle Enver Gülşen‘in katkılarıyla gelişen bu kısımda sanat filmleri üzerine analizler bulacaksınız. Enver’in Felsefeye  ve Tasavvufa  olan ilgisi bu makaleleri gerçekten ilginç ve özgün bir hale getiriyor.

999 yazıyı böyle kısa bir duyuruda özetlemek kolay değil elbette. Siteyi hızlıca keşfetmek isteyen okurlarımızın yapabileceği şeylerden biri de Konular sayfasına tıklamak ve ilgilendikleri kategorilere odaklanmak.

 Yeni gelen arkadaşlara hoşgeldiniz diyoruz, hep birlikte nice bin yazılara ve yorumlara.