Main Content RSS FeedÖnceki Yazılar

Yüksek Seçim Kurulu’na Suç Duyurusu »

Seçilme Hakkının Önündeki Hukuki Ve Psikolojik Engeller Kalkmadıkça Ve Şiddetin Hak Arama Yöntemi Olmadığı Benimsenmedikçe Siyasi Ve Sosyal Barışı Yerleştirmek Mümkün Degildir!
 

21 Nisan 2011 Perşembe
İstanbul Şubesi

Yüksek Seçim Kurulu 12 bağımsız milletvekili adayının, 12 Haziran’da yapılacak Milletvekili Genel Seçimleri’nde aday olamayacaklarına karar vermiştir. Bu kararı protesto etmek amacı ile çeşitli şehirlerimizde yapılan protesto gösterilerinde maalesef bazı vatandaşlarımız canlarını kaybetmişler. Gösterilere müdahale eden güvenlik güçlerinin orantısız güç kullandıkları Read the rest

Sevgili Bay X Postanız Geldi »

[Hece Öykü dergisinde yayımlanmıştır]

 Sevgili Bay X,

Öncelikle kaktüs mekanımın kuytusundaki kuyunun vatandaşı olan ben, bilmediğim her şey adına sizden özür dileyerek, iki sıra satır başı hatırına beni affedeceğinizi umarak söze başlarım. Orada beni okuyan bir ağız varsa, cehaletimin akışkan lavlarından nasiplenmemesini de dilerim çünkü cehalet, her gece misafir kabusumdur.

  Sevgili Bay X,

Konuştuğumda kibir, ortaya görünen bir yazı koyduğumda cahillikle itham ediliyorum. Derdim cahillik ve kibir arasında bir köprüde yürüyor olmadığımı görmenizdir. İnanın bu mektup ‘ne olacağım’ değil ‘neyim’ hali üzeredir. Ne olacağıma cevap vermem için önce ne olduğumu bilmem, izah etmem gerekmez mi?

  Sevgili Bay X,

Aslında bu mektup, ithamların öldürdüğü bir meftunun sade ve sorunsuz isyanıdır, konuşmaya her meylinde mühürlenen, susturulan bir dilin intizarıdır.

  Sevgili Bay X,

  Size X demem yokluğunuzdan olmadığı gibi Bay deyişim erkekliğinizden değil, varsınız ve cinsiyetsizsiniz, işte bu sizi “BAY X” yapan kusursuz nedenlerim. Ancak beni, ben yapan kusursuz nedenlerim yok çünkü ben kadınım ve o nedenler, o nedenler… Çünkü ben kadınım ve istemesem de varlığımın yokluğuyum.

  Cinsiyetsizlik bay, erkek ve müzekkerdir çünkü dişiliğin kendinden mevcut teşhir hali, bahsi geçenlere mucizevi olarak bulaşmamaktır, bir nevi doğal kusursuzluk müessesinin kaymağını işte bu izah ettiğim yollar ile yiyişiniz ise yine seçim hakkı olmamaktan yana tek lüksünüzdür.

  Sevgili Bay X,

Önceliği sizi tanıtmakta kullandığım nezaketimden sonra, kısaca kendi durumumdan bahsettiğim satırlar üstüne, hırıltılı nefesinizin sükuna devşirildiği hissine kapılarak, affınıza sığınarak kendimi de tanıtayım isterim ancak bu tanım içeriğinde benim kendimi tanıtmam ile beni tanıtanların izahatları iç içe geçmiş durumda; dürüstlüğüme şahit olmanız için tümünü, noktası, virgülüne dokunmadan paylaşıyorum;

  Bildiğiniz kibritçi kız masalından an ile fırladım, yani yokluktan varlığa geçişime ilk şahit olarak sizi seçtim. Çünkü sizden başka kimsem yok, evet benim kimsem yok zira kimsem olması beni “kimse” yapabilir, oysa ben “kimse” değilim. Lütfen dokunun ellerime, bakın hala soğuklar, titriyorum… Gerçekten o masalın ayracından Read the rest

Bismil’deki cinayette YSK izine raslandı »

Acele Kürt kanı aranıyor… Kürtçülerin eskimeyen yöntemi »

Eski bir makale ama yöntem eskimiyor…

Acele Kürt kanı aranıyor

Diyarbakır’da ölmek üzere olan bir siyasî parti için kendini feda edecek kahraman gençler aranıyor. Yerel seçimlerde Diyarbakır’ı kaybettiğimiz anlaşılmadan kendimizi Anayasa Mahkemesi kararıyla kapattırmak son umudumuz. Kürtler için tek yol yeniden PKK olsun ki Kürt-Türk kavgası sonsuza kadar sürsün. Bize kanını vermek isteyen Kürtlerin acilen DTP Diyarbakır şubesine başvurmaları rica olunur.

Share on Facebook

 

Ece Ayhan: Devletin ve Tabiatın Karşıt Karaşını »

[Okudum Yazdım sitesinde yayınlandı]

Yortsavul!

Ece Ayhan’ı ilk olarak 1997-98 gibi Öküz dergisinde tanıdım. Kendi başına bir fenomen olan Öküz, bambaşka silüetleri içinde barındıran ve “Kültür-Fizik Dergisi” diye sunulan, biraz alt kültüre yakın ama çokca entelektüel bir dergiydi. Bu dergideki varlığının ötesini bilmediğim Ece Ayhan ise; benim için ilginç duruşu, müthiş tarihsel birikimiyle bambaşka, farklı bir şairdi.

Elbette ben de diğer bir çok şiirsever gibi onu, “Meçhul Öğrenci Anıtı” şiirindeki “Maveraünnehir nereye dökülür?” dizesiyle/sorusuyla sevdim. “Aldırma 128!” diye bana sesleniyordu sanki; şaşkındım, sonra biraz biraz şiirlerini, kitaplarını okumaya başladım ve 2002 yazında, bu malsız mülksüz adamın öldüğünü (başka bir yerden değil) Leman Dergisi’nden okudum. Can Yücel’in ölümü gibi; müthiş sessiz bir acı ve isyan duydum yüreğimin gölgeli ücralarında, sonra yaşamaktan utanç…

Ulaşılmaz Bir Ada…

“İkinci Yeni’nin Keşişi” lakabıyla tanınan Ece Ayhan, benim için ölümle daha da kıymetlendi ve daha derinlerine inme merakı Read the rest

Siyasi karartma kararı… »

“…Birileri çıkıp, “seçimlerin meşruiyetini nasıl zedelersin”, “siyasi alana nasıl müdahale edersin”, “Kürt sorununu iyice çıkmaza nasıl sokarsın”, “Kürtleri yeniden dağa nasıl davet edersin” diye sorsa, kimsenin aklına bu kadar vahim bir fikir gelemezdi. …” TAMAMI

BDP usulü sivil itaatsizlik bu mudur? »

Son 12 ayda en çok okunan ve tartışılan yazılar »

  1. Çirkin Cumhuriyet ve Mânâ’sız Maneviyat
  2. Bu Acı Kimin? – Türkiye’de Ermeni Olmak…
  3. Albert Camus, Yabancı (L’Étranger)
  4. Maymunist imanla nereye kadar?
  5. Atatürk İngiliz valisi olmak istedi mi?
  6. En çok okunan kitaplar
  7. Neye “evet”, Niye “hayır” ?
  8. Boşluk aynası ve Edward Hopper: Sanat’ta Ayrıntı(8)
  9. Modern Bir Put: Bilim
  10. Ali Bulaç Hiç Melek Görmüş Müdür?

Körlerin gördüğü, gözlerin görmediği ateş »

90’lı senelerin başıydı sanırım. Boğaziçi Üniversitesi’nde kızlar yurdunun kapısında bir arkadaşımı bekliyorum. Benimle birlikte bir kaç kişi daha var bekleyen. Gözlerimiz merdivenlerde…  Son derecede şık kıyafetiyle özel bir geceye hazırlandığı belli olan genç bir kız beliriyor. Saçları da yapılı ama sol tarafı tuhaf şekilde, dağınık duruyor. Garip, ürkek adımlarla ilerleyip bize yüzünü döndüğünde elindeki beyaz bastonu fark ediyorum, görmeyen insanların kullandığı o ince, plastik baston. Kör kız aynaya bakamadığı için bütün çabasına rağmen saçları “kusursuz” olamamış. Üzülüyorum.

Benimle birlikte bekleyen erkeklerden biri öne atılıyor, hızla basamakları çıkıp genç kıza sarılıyor. Mahremiyetlerine ortak olmak ne kadar rahatsız ediciyse oğlanın çaktırmadan kızın saçlarını düzeltmesi de o kadar güzel. Yüzlerinde büyük bir aşkla birbirlerine bakıyorlar. Kızın kör olması Aşk’ını görmesine mâni değil…

*             *             *

Bu hafta çok özel bir kitaptan bahsetmek istiyorum: Kitabul – Muhabbe Ve’ş Şevk Ve’l Üns Ve’r Rıza, Read the rest

Mitralyözden, darbuka gibi bahsetmek… »

Mitralyöz mitralyöz halay başı mitralyöz

Zafer bizim olacak can yoldaşım sana söz

Halkımız kazanacak can yoldaşım sana söz

Vur ha vur ha vur ha vur mitralyözle vur ha vur

Sevdamız kurşun olsun zulmün üstüne yağdırTAMAMI