RSS Feed for This Post

Irkçıların iç dünyası nasıldır?

Terör tırmanışa geçti ya ırkçılar da uyandılar kan kokusuna. Siteye yağıyor küfürler, sloganlar, yeminler… Siliyoruz, engelliyoruz çoğunu.

Irkçılar sizin ve benimle aynı havayı soluyorlar ama içeride o oksijene, azota ne yapıyorlarsa netice hayret verici: Gün geçmiyor ki “Kürtler elektrik hırsızı, Ermeniler hain, zaten saksafonu Türkler icad etti, en uzağa Türkler gitti, en çabuk da Türkler döndü, Ne mutlu Türk’üm diyene, yazıklar olsun Brezilyalıyım diyene…” gibi sloganlar yorum diye bırakılmış olmasın siteye. Bu zırvaları genellikle siliyoruz. Yayınlanan saçmalıklar toplamın %1’idir belki. Bu %1’i yayınlıyoruz çünkü okurlar görsün istiyoruz Kemalist çamaşır makinelerinde yıkanıp cillop gibi olmuş bu beyinler ne fikirler üretiyor!  Ve umuyoruz ki olur da tam delirmemiş olan bir kaç ırkçı uyanır, titrer ve kendine gelir normal insanlarla tartışarak.

Trafikte, nikâh dairesinde karşınıza çıkan, okuduğunuz gazetenin köşesini yazan, yanında çalıştığınız patron veya ekmeğinizi getiren kapıcı, siyasetçiler, sınırlarımızı bekleyen askerler ve onların subayları arasında da ırkçılar var. Bunlar da dünya ve memleket meselelerini düşünmeye çalışıyor.

Fakat ırkçı kuş yemi ödülüyle “seni seviyorum” demeyi öğrenmiş bir papağan gibi. İlân ettiği aşk hakiki değil maddî. Madde ile mânâ birbirine karışmış çünkü. Terör mü var? Kapkaççılık arttı mı yaşadığı mahallede? Elbette Türk olamaz bu suçları işleyenler! Kanı bozuk birileri olmalı. “Türk milleti asildir” diye diye adam kendini gerçekten asil sanıyor.

Oysa “asalet insanın iyi, güzel ve doğru adına yaptığı şeylerden gelir, atalarının kurumuş kemiklerinden değil” (Hz Ali)

Dedik ya madde ile mânâ birbirine karışmış diye. Kaş-göz renginde, şivede, doğum yerinde kötülük arıyor adam. “Bunlar suça meyilli tipler, tarihte hiç devlet kuramadılar zaten!” Bilgi, beceri, erdem, ahlâk, iyilik kendi etinde, kanında. Ötekilerde hiç bir şey yok. Böyle ırkçılar. Ama düzelmeleri kolay değil. Site açıldığından beri bir sürü yazı girdik. Bazısıyla uzun uzun konuştuk. Ama adamların içi bozuk sanki? Kanları? Genleri? Yok yok. Irkçılığın lüzumu yok. Irkçılara karşı bile ırkçı olmayalım. İşte merak edenler için ırkçıları TEDAVi ETMEYE ÇALIŞTIĞIMIZ eski yazılardan bir demet:

  1. Zina da böyle bir şey işte…
  2. O Gün Bebek Nasıl Katil Oldu?
  3. Milliyetçiliğin Anatomisi
  4. Kurtlu hilal
  5. Atatürk Kürt Meselesinde Yanıldı
  6. Irkçıya kızılmaz, acınır!
  7. Milliyetçi Türk ırkçı mıdır?
  8. Önce Vatan mı, Önce Adalet mi?
  9. Dinlerarası diyalog : Diyanetizm ve İslâm

Ve üç kitap :

Türkiye bölünür mü?

“Bebek katili! Vatan haini!…” PKK terörünü lanetliyoruz ama devlet eliyle işlenen suçlara karşı daha bir toleranslıyız.  “Kürtler ve Türkler kardeştir” diyenlerin kaçı “sen benim kardeşimsin”  demeyi biliyor Zaza, Sorani, Kurmanci dillerinde? Ülkemizin terör sorunu ne PKK ne de Kürt kimliğiyle sınırlanamayacak kadar dallandı, budaklandı. Bazı temel soruları yeniden masaya yatırmak gerekiyor: (*) Kürtler ne istiyor? (*)  İspanya ve Kanada etnik ayrılıkçılıkla nasıl mücadele etti? (*) PKK ile mücadelede ne gibi hatalar yapıldı? (*) İslâm ne kadar birleştirici olabilir? Töre cinayetlerinden Kuzey Irak’a terörle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız 267 sayfalık bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirin. 

Türk milliyetçiliği birleştirir mi yoksa parçalar mı?

 İllâ ki bir tutkal/çimento mu gerekiyor? Milliyetçilik tutkalı adil ve müreffeh bir düzene alternatif olabilir mi? Adaletin, hukukun hâkim olmadığı ortamlarda Türklerin kardeşliği ne işe yarar? Belki de Türk Milliyetçiliği diğer milliyetçilikler gibi yok olmaya mahkûm bir söylem. Çünkü var olmak için “ötekine” ihtiyacı var. Ötekileştireceği bir grup bulamazsa kendi içinden “zayıf” bir zümreyi günah keçisi olarak seçiyor. Kürtler, Hıristiyanlar, Eşcinseller, solcular…150 sayfalık bu kitapta Türk Milliyetçiliğini sorguluyoruz. Müslüman ve milliyetçi olunabilir mi? Türkiye’ye faydaları ve zararları nelerdir? Milliyetçiliğin geçmişi ve geleceği, siyasete, barışa, adalete etkisiyle. Buradan indirin. 

  

 Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu

Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisini hukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi? GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen… Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Bizleri sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş olan deli gömleğine işaret ediyor.  Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirin.

Trackback URL

  1. 7 Yorum

  2. Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Haz 25, 2010 | Reply

    İlginç bir şekilde, sözekonu olan ‘ırktan’ herhangi bir kimseyle tanışık olması gerekmiyor ırkçının.

    Kategorik olarak genel bir ‘ırk’tan rahatsızlık duyuyor.

    Şartlı refleks olsa gerek.

    Elinde değil sanki.

    Antipati duyuyor, ne yapsın?

    Bir tür fobi mi acaba?

    Bir kısım ‘batılı’ların Türk denince hissetiklerine benzer şeyler mi hissediyor kimi Türkler Kürt denince?

    Muhtemelen.

    Ya da kimi ‘çağdaş’ların başörtüsü gördüğünde duyduğuna benzer bir şey mi?

    Ya da -afedersiniz- boğanın kırmızıyı gördüğünde yaşadığına benzer şeyler mi yaşıyor?

    Ya da hepimizin öyle ya da böyle irrasyonel olarak rahatsız olduğumuz herhangi bir şey gibi mi bu konu onun için?

    Belki buradan kalkıp anlamak gerek ırkçıyı.

    Yani hepimiz bir takım şeylerin ırkçısı sayılabiliriz.

    Ama bu kimseye zarar vermediği sürece masum bir şey.

    Oysa ırkçı bizzat belli bir insan varlığından rahatsız.

    Ve ona saldırmaya hazır.

    Hedef ‘nesne’ bakımından önemli bir fark olsa da ‘irrasyonel rahatsızlıklar’ın giderilme mekanizması ilkece farklı olmasa gerek.

    Psikolojik.

    Tamamen psikolojik.

  3. Yazan:aziz yılmaz Tarih: Haz 25, 2010 | Reply

    Tıptan pek anlamam ama ırkçılığı bir nevi kansere benzetiyorum.Ruhsal kanser gibi bir şey yani.Bildiğim kadarıyla her insanda kanser(li)hücre bulunuyormuş.Ama aynı şekilde,kanserli hücreleri yoketmekle görevli hücreler de varmış.Bu hücreler sürekli savaş halindeymiş;kanser üreten hücreler galip geldiğinde insan vucudu teslim oluyormuş bu illete,yok eğer direnen hücreler galip geliyorsa,bünye olası riski önleyebiliyor(muş).

    Kurduğum benzerlik işte tam da bu kısmıyla ilgili.Irkçılık veya herhangi bir şeye duyulan antipati kısmen bu hastalık yayıcı kanser virüsüne benzer.Çünkü aynı şekilde her insanda bir parça vardır bundan.Bir ırka allerji duyarsınız,bir topluluğa ya da inanca.Hatta insanların düşünce ve davranışları,tercihleri,yönelimleri vs bile antipati yaratabilir.

    Önlenebilir mi?Kısmen önü alınabilir belki.Çünkü tamamen psikolojik bir durumdur.Bu psikolojiye kapılmak insanın elinde olan bir şey değil.Tıpkı diğer huylar gibi insanın siparişle sahip olabileceği bir şey değil çünkü.Ama işte eğer bu kötü huylarla başedecek “sağlıklı hücreler”varsa,bu psikolojinin sebep olduğu/olabileceği tahribatlar kısmen azalma gösterebilir.Yok eğer bu illete direnecek hücreler iflas etmişse…Allah korusun,sonuçlarını tahmin etmek bile istemiyorum.

  4. Yazan:Mustafa Akbaş Tarih: Haz 25, 2010 | Reply

    Irkçılık insanlik tarihinde hiç başarili olamamıştır. Irkçılıga dayalı devletlerin ve yönetimlerin sonu hep vahim olmuştur.
    Iki ayrı milleten bir ulus yapmak gayretide başarısız bir ırkçılık göstergesi.

  5. Yazan:Blogcular Tarih: Haz 25, 2010 | Reply

    Bazen frmtr ya da turkforum gibi sitelere göz atıyorum. Milliyetçi/Irkçı tiplerin yazdıklarını gördükçe ya da haber bültenlerindeki Milliyetçi/Irkçı sözleri duydukça kalbim daralıyor, içim sıkılıyor. Midem bulanıyor. Yanlış anlamayın kinaye yapmıyorum, bunlar gerçekten oluyor bende.

    Derin Düşünce’yi keşfettiğimden beri daha bir nefes alır gibiyim. Benim gibi düşünen insanların da olduğunu ve sayılarının hiç de az olmadığını bilmek kalbime bir nebze ferahlık veriyor. Allah bu sitenin kurucularından razı olsun.

  6. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Haz 26, 2010 | Reply

    Allah bu sitenin kurucularından razı olsun.

    Amiiin, hepimizden ins.

  7. Yazan:ahmet medeni Tarih: Haz 27, 2010 | Reply

    //Milliyetçi/Irkçı sözleri duydukça kalbim daralıyor, içim sıkılıyor. Midem bulanıyor. Yanlış anlamayın kinaye yapmıyorum, bunlar gerçekten oluyor bende.//
    Duyarlı insanda etkisi böyle olan ırkçılık, kimbilir uyuyan topluma napar??

  8. Yazan:Mehmet Ali Tarih: Nis 5, 2011 | Reply

    Çogu zaman vatan, milletten başlayan Milliyetçi arkadaşlarımdan köşe-bucak kaçmak geliyor içimden. Kafalarını kuma gömmüşler sanki. İnsan hakikati görmemek için bu kadar gözlerini kapamaya istekli olur mu, aklım almıyor?..

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin