RSS Feed for This Post

1915’in Yarattığı Yarılma

Ermeni soykırımını kabul eden tasarıların, önce ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde, sonra da İsveç Parlamentosu’nda kabul edilmesi, Türkiye’de infial yarattı. Başbakan geçen günlerde yaptığı bir konuşmada bu infialin ne dereceye vardığını gösteren sözler sarf etti. “Bakın benim ülkemde 170 bin Ermeni var; bunların 70 bini benim vatandaşımdır. Ama yüz binini biz ülkemizde şu anda idare ediyoruz. E ne yapacağım ben yarın, gerekirse bu yüz binine ‘Hadi siz de memleketinize.’ diyeceğim; bunu yapacağım. Niye? Benim vatandaşım değil bunlar… Ülkemde de tutmak zorunda değilim.” diyerek ABD’ye ve İsveç’e olan kızgınlığını kimi gariban Ermenilerinden çıkarılabileceğinin işaretlerini veriyordu Başbakan.

ABD’nin ya da İsveç’in böyle bir karar almasının doğruluğu, yanlışlığı tartışması bir yana; Türkiye’deki insanların çoğunluğunda 1915 olaylarının büyük bir kırılma yarattığını düşünüyorum. Bu kırılma, vicdanda önüne geçilemez bir yarılma ile kendini göstermeye başlayınca daha da can yakıcı oluyor. Nedir bu kırılma? Önce “benim atalarım böyle şeyler yapmaz!” düşüncesinin tetiklediği bir inanamama durumunu, sonrasında yaşanmış olaylara kulp takmaya ve giderek üstünü örtmeye doğru giden bir inkâr politikası takip ediyor. Gerek tehcirde, gerekse de tehcir sırasında yapılan katliamlarda ölen insanların ailelerinden kalanların aktardıkları yaşanmışlıkları dinlemez, umursamaz bir halde buluyoruz kendimizi. “Ama onlar da bize kıymışlardı!” savunmalarımız en belirgin vicdan yarılmasının müsebbibi oluyor git gide.

Başlangıçta belki samimiyetle “benim atalarım böyle yapamaz” diye başlayan reddiye, gitgide kendi kabuğuna çekilen ve kendisiyle yüzleşmeyi reddeden bir deve kuşu kompleksine eviriliyor vicdanlarımız tarafından. Bütün yönleriyle reddettiğimiz kimi grup ve insanların yaptıklarını sahiplenir ve kendi sırtımıza yük olarak bindirir oluyoruz böylece. İttihat ve Terakki’nin hırs kumkuması zalimlerinden olan Talat Paşa gibilerin dünya görüşlerine çok uzak da olsak, 1915’in, bizleri Talat Paşa’ya dahi sahip çıkmaya sevk eden bir yarılma yarattığı muhakkak.

ÖTEKİNİ DİNLEMEK … GÖNÜL İNSANI OLMAK

Fethiye Çetin’in “Anneannem”  adlı kitabında anlattığı türden olayları duymamak, dinlememek için kulaklarımızı kapayıp, vicdanlarımıza set çekmiş oluyoruz böylece. Böyle yüz binlerce hikâye olduğunu bilmek, belki de bizlerin vicdanını işin içinden çıkılmaz hale getiren asıl sorun. Büyük bir gururla üzerine oturduğumuz ve kendimizi ona göre konumladığımız “şanlı tarihimize” bir halel gelmesin diye, gitgide daha da içe kapanıp sadece kendi sesimizi duyar hale gelmişiz. Başkasının sesini de dinlemek ve anlamak yerine, sadece kendi sesimizi duyar hale gelince, bu sesimizin bizi kışkırtıp çığırından çıkarmasına da engel olamıyoruz böylece. Başbakan’ın ABD’ye ve İsveç’e olan kızgınlığını ilk bulduğu Ermenilerden çıkarmaya çalışmasının altında böyle bir hissiyat olduğunu düşünüyorum.

Başbakan’ın kendisini bağlı  hissettiği gelenek böyle bir davranışın ve bu davranışı  “haklandırma”nın yaratabileceği zulme onay verebilir mi peki? İslam geleneğine kendisini gönülden bağlı hisseden bir insan olarak hiçbir şekilde onay verebileceğini düşünmüyorum. Tam tersi şekilde Başbakan’ın bu söylediği sözler, vicdanda büyük yara açan sözler olarak Başbakan’ın kişisel tarihine kara bir leke olarak giriyor. Bizim geleneğimizin her şekilde gönül insanı olmak üzerine bina edildiğini söyleyip duruyoruz. Peki, gönül insanı olmak, bir takım politik hesaplar uğruna hakikati inkâr etmeye; ya da gücümüz yetmeyen bir takım ülkeler hoşlanmadığımız bir şeyler yaptığında, onlara olan kızgınlığımızı masum insanlardan çıkarmaya onay verebilir mi?

BAŞBAKAN’A HİTAP

Başbakan, eğer gönül insanı  olmak ile gönül insanı politikacı olmak arasında bir takım ayrımlar imal eden bir yarılma yaşıyorsa eğer, kendisine bazı şeyleri hatırlatmayı görev bilirim.

Sayın Başbakanım; gönül insanı olmak Gazze’de zulme uğrayan kardeşlerimin zulme uğramasına karşı durabilmek olduğu kadar; bir takım siyasi olaylar yüzünden kimi mazlumların hakkına girmemektir aynı zamanda. Gönül insanı olmak, haksızlıkları haklandırma mekanizmalarına prim vermeyip, acı çekenle birlikte acı çekebilmek, demektir aynı zamanda.

Size Gandhi’den bir olay anlatmak isterim. Hindistan’da, İngilizlerden bağımsızlıklarını elde eder etmez birbirine giren Müslüman ve Hindulara, barışın, anlaşmanın ve sorun çözmenin, eğer vicdanlı insanlar olurlarsa çok da zor olmadığını gösteren Gandhi’yi anlatmak… Hindularla Müslümanlar arasında ateşkes yapılmış, kimse birbirini öldürmeyecektir. Bir gün bir adam gelir Gandhi’ye ve içindeki kini, nefreti ve vicdan azabını yenemediğini söyler. “Her gün cehennemde yaşıyorum” der. Çünkü Müslüman bir çocuğu, kafasını duvara vura vura öldürmüştür. Ağlayarak devam eder: “Müslümanlar da benim küçücük çocuğumu öldürdüler; daha şu kadarcıktı, cehennemden çıkamıyorum”. Gandhi “cehenneme gidecek olanı sadece Tanrı bilir, ancak cehennemden çıkışın yolunu biliyorum. Annesi ve babası öldürülmüş bir Müslüman çocuk bulacaksın. Onu kendi çocuğun gibi yetiştireceksin. Ama çocuğu bir Müslüman olarak ve Müslüman geleneklerine göre yetiştireceksin” diye cevap verir.

Sayın Başbakanım, size, politik kavgaların hesabını mazlumdan çıkarmaya çalışmak hiç ama hiç yakışmadı. Umarım o duyduğum sözler bir kızgınlık sonucu ortaya çıkan haddi aşan sözlerdir ve umarım pişman olmuşsunuzdur. Zira hepimiz gibi hatalar yapsanız da, yaptıklarınıza baktığımda, her zaman vicdanlı bir insan olduğunuzu düşündüm. En azından “kendisini O’na teslim etmiş bir insanın vicdansız olamayacağını bildiğim için” böyle düşünüyorum. Her zaman söyleyegeldiğiniz Akif’in mısralarını hatırlatmak isterim size: Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem… Neden 1915′te çoluk çocuk yüzbinlerce kişiye yapılmış bir zulmü alkışlamamız, ya da günahım kadar sevmediğim Talat Paşa’yı savunmamız gereksin ki? Bize yaratacağı politik zararlar için mi? Doğrusu yüzleşmediğimizde başımıza gelen zararlardan daha büyük olmayacak bu zararlar, buna eminim!

Son olarak Başbakan nezdinde ben dâhil tüm Müslümanlara bir ayeti hatırlatma gereği duyuyorum : “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah’a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir.(Mâide Sûresi 8)”

Trackback URL

  1. 34 Yorum

  2. Yazan:Bülent GÜNAY Tarih: Mar 21, 2010 | Reply

    Ben ne erdoğanı severim nede akp’liyim…Bunların zaman kaybından başka birşey olmadığınada biliyorum…Agos gazetesinin başlığı şu”””ittihatçı çok terakkici yok””””Bu kemalist blokajda islamcıların yeralması ne kadar manidar değil mi,,canan arıtman artık rahatlıkla herşeyini yaptırabilir akp>’ye..Nede olsa statükoya kuyruğu kaptırdınmı iflah etmezler adamı..Baykala baksana cumhurbaşkanına bile dil uzatıyor…Canan arıtmanda ermeni demiştide güle korkudan açıklama yapmıştı..Helal olsun kadına herşeyini yaptırıyor bu kesimlere çünkü ne olduklarını çözmüşler..Yazık oldu bu kadar büyük çoğunluğun akp’ye olan inancına…İnşallah gerçek bir sosyal demokrat parti gelirde””kemalizm ve milliyetçilikten göbek bağını koparmış olmak şartıyla”Bu memlekete AB düzeyinde bir düzen getirirler..yoksa gerisi laf_I güzaff..Tek çözüm AB

  3. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Mar 21, 2010 | Reply

    Koskoca derindusunce websitesinde Ermeni lobilerinin yuzyillardir yaptiklari aleyhinde tek satir yazi yok. Ama basbakanin tepkisine aninda en sertinden tepki gosteriliyor.

    Bazi seyleri artik anlamaniz lazim sevgili Ermeni severler:
    -Ermeniler Osmanli’nin son yuzyillarinda devlette epeyce kadrolastilar. Pasisahlik haric en yuksek mevkilere ulastilar. Haliyle padisahi bile yonlendirmeye, kontrolleri altinda tutmaya basladilar. Zaman zaman begenmediklerini tahttan indirecek guce ulastilar. Ve bunu da malesef irkdaslarini kollayarak, kilit devlet gorevlerine getirterek yaptilar. Osmanli hanedanligindaki taht kavgalari da ekmeklerine yag surdu. Kendilerine en cok ayricalik vadede padisahi destekleyerek hep istediklerini aldilar. Yani irkciligi ilk onlar baslatti. Kendilerini “Ermeniyiz, farkliyiz biz” diye toplumdan soyutlayip “hak” degil AYRICALIKLAR talep ettiler ve elde ettiler. Kendilerini halka tepeden bakan “aydinlar” kategorisinde degerlendirdiler hep. Istanbul’un eglence dunyasi da onlarin elindeydi. Aynen bugun bir kisim Kurt’un istedigi gibi ayricaliklar talep ediyorlardi. Hak istemekle ayricalik istemek arasinda ince bir cizgi var. Bu cizgiyi asmamak lazim! Bugun de uzulerek goruyoruz ki onemli devlet ihalelerini Kurtler, “biz Kurduz, aliriz, asariz, keseriz, psikopatiz biz” diyerek “ilginc” sekillerde kazaniyorlar, turizm ve bazi sektorlerde tekellesiyorlar, mafyalasiyorlar. Son 20-30 yil oncesine kadar hatiri sayilir miktardaki Ermeniler hep dedelerinden kalan mulklerle Turkiye’nin en zenginleri, kuyumculuk gibi en onemli sektorlerden birinin hakimiydi. Hala da yurtdisinda,yurticinde ne kadar Ermeni tanidiysam, hepsi de kuyumcu, varlikli tuccar vs.

    -Ermeniler bu amaclarina ulasmak icin Osmanli hanedaniyla iyi gecindi. Sadik millet unvanini kazandilar. Boylece Yunanlarin elinde olan bir cok ticaret alani da devlet destegiyle Ermenilere gecti. Yunanlarin Osmanli’dan ayrilmasinin en onemli sebebi de budur. Yunanlarla Ermeniler de birbirlerini hic sevmezler. Dikkat ettiyseniz her dini torende, bir araya geldiklerinde dinsel, mezhepsel, tarihi ve siyasi anlasmazliklarindan dolayi hep birbirlerini yerler. Tekme tokat birbirlerine girerler. Yunan muhafazakarlari hala Ermenilere “kiralik kopekler” vb. yakistirmalarda bulunurlar. Kim cok para ve guc vadederse onlara “kopeklik” yaptiklarini iddia ederler. Osmanli’ya karsi Ruslarla ve Fransizlarla askeri isbirligi yapip isgale yardim ve yataklik etmelerini de bu baglamda degerlendirirler. Bunu ben demiyorum. Yunan milliyetcileri diyor. Ha, eger illa ki bir milletten ozur dilememiz gerekiyorsa bu Ermeniler, Kurtler degil, yillarca kan kusturdugumuz Yunanlardir. Cunku, Yunanlar dunyaya demokrasi, medeniyet, insan haklari gibi kavramlari getirdiler. Biz Turkler de Mezopotamya ve Orta Asya’dan getirdigimiz savas kulturuyle Yunanlari da tanistirdik ve onlari da kendimize benzettik.

    -Ermenileri Kurtler oldurdu. Osmanli o donem askeri ve istihbarat anlaminda zayifti. Kime guvenecegini bilemiyordu artik. Rus ordusunun binlerce Osmanli askerini oldurmesinden sorumlu olanlarin Ermeni olduklari biliniyordu ancak hangi Ermeniler oldugu bilinmiyordu. Bilinse ya da tespit edilmesi mumkun olsa- ki bunun icin ulkenin dogru-duzgun kolluk kuvvetlerine, her seyin duzgun isledigi bir devlet mekanizmasina ihtiyac vardi- zaten bu kisiler yakalanir, masum Ermenilerin magdur olmasi onlenirdi. Ancak, o gunun sartlarinda zaten Turk, Kurt, Ermeni bir cok masum cephelerde, orada, burada canini, malini kaybetti. Ulke tam bir kaos, anarsi ulkesiydi. Boyle bir ulkeyi ve boylesine bir krizi yonetmek simdi burada, bu websitelerinde atip tutmak kadar kolay degil. Basarisiz olan secimle gitmiyor, kellesi aliniyordu o zamanlar. Hesap sorulabilecek de, derdini anlatabilecek de bir kisi yoktu. Yani devlet yoneticileri, komutanlar, pasalar etraflarinda cariyeleriyle yattiklari yerden keyfala ahkam kesmiyordu. Suclularin tespit edilememesi sonucu olarak genel tehcir basladi (keske hic olmasaydi ve masum Ermeniler evlerinden, canlarindan, paralarindan, namuslarindan olmasaydi), ve Guneydoguya kadar bu agir goc sartlarini kaldirabilen Ermeniler bir de guneydogudaki Kurt haydutlari tarafindan tacize ugradi, degerli esyalari calindi, kadinlarina tecavuz edildi, olduruldu. (Inkar etmiyorum, fotograflarla, belgelerle ispatlanmis bir gercek bu) Yani, guneydogu o zaman da Kurt isyanlarina sahne oluyordu ve Osmanli ordusu guneydogu Anadolu’da tam otoriteye sahip degildi. Bunlari da ben soylemiyorum. Suriye’deki Ingiliz isgal kuvvetleri komutani soyluyor. Guneydogu Anadolu’da Turklerin kontrolu kaybettigini ve bu bolgede “Kurdish Gendarmes” diye nitelendirdigi guclerin hakim oldugunu ve bu guclere ve Osmanli’ya karsi gelen Kurt isyancilarinin oldugunu soyluyor. Ama nedense katliam denince hep ilk “Turk” kelimesi telaffuz ediliyor. Ilginc ve sinir bozucu bir durum!!! Madem Kurt kimliginin taninmasini istiyorsunuz, farkli oldugunuzu iddia ediyorsunuz, o zaman o kimlikle yaptiginiz insalik suclarindan da sorumlulugunuzu kabul edin. Kurtlerin yaptigi insanlik suclarindan Turkler sorumlu olacak, ama hak ve ayricalik talep ederken Turklerden bagimsiz olarak bu haklar talep edilecek. Buna isguzarlik denir.

    Bu yukarida anlattiklarimi da isteyenlere belgelerim. Internette bazi belgeler dolasiyor, Ingiliz isgal kuvvetlerinden komutanlarin Ermenileri Kurtlerin oldurdugune dair soylemleri de internette mevcuttur. Arastirmadan ahkam kesmeyi sevenlere, tarihi arastirma zahmetine katlanamayacak kadar tembel ama bir o kadar da kustah olan Ermeni severlere isterlerse ben linkini verir, bu soylediklerimi belgelerle desteklerim.

    Saygilar

  4. Yazan:MY Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    @Tayfun_Korkut,

    Fransa’daki irkçi Ermeniler de sizin gibi konusuyor. “Türklerin hepsi Katil çocugudur” diyorlar.

    Biz “Ermeni Sever” degiliz ama sizin Ermeni Sevmez oldugunuz asikar. Kadrolasmis oldugunu iddia ettiginiz Ermeniler çoktan öldü gitti. Bugün istanbuldaki lokantalarda bulasik yikayan bir gariban ile 1800’lerin sonunda faaliyet göstermis Tasnak veya Hinçak çetesinden bir katili BiYOLOJiK SEBEPLE ayni kefeye koyarsaniz buna IRKCILIK denir.

    Size yanit verebilmek için yorumunuzu onayladim. Ama sitemizin sayfalarini IRKçI PROPAGANDA yapmak için kullandiginizi düsünürsek yorumlariniz engellenir.

    Fikir alis-verisi yapmaya uygun bir dil seçin ve önyargili, komplo teorili vb ifadelerden kaçinin lütfen.

    Ölmüs gitmis Ermenileri veya Türkleri hala yasiyormus ve bizlerle TEK BiR VÜCUT olusturuyormus gibi yazmayin. Biz-Onlar gözlügümüzü çikartamadigimiz içindir ki Türkiye’de terör vb bitmiyor.

    Saygilar

  5. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    Sevgili MY,

    Benim bir cok Ermeni, Rus, Kurt ve Fransiz arkadasim var. Aramizda en ufak bir problem yok. Ayrica irkcilik yapmiyorum. Turk irkciligini elestirdigim kadar, Ermeni irkciligini da, hak ariyoruz adi altinda isguzarca ayricalik aranmasini da elestirmek en dogal hakkim. Nitekim, ne zaman bu ulkede “Kurtler eziliyor” edebiyati artsa sokaklarda taskinliklar artiyor. Masum insanlar tas yiyor, turlu tacizlere maruz kaliyor. Ve ilginctir, bu olaylar Kurtlerin zulme ugradigi donemlerde degil, Kurtlere daha fazla hak verildigi, guneydoguya GAP gibi projeler gittiginde oluyor. Neden acaba? Olaylar sadece etnik farkliliklardan kaynaklanmiyor, onu anlatmaya calisiyorum.

    “Bugün istanbuldaki lokantalarda bulasik yikayan bir gariban ile 1800′lerin sonunda faaliyet göstermis Tasnak veya Hinçak çetesinden bir katili BiYOLOJiK SEBEPLE ayni kefeye koyarsaniz buna IRKCILIK denir.” Bu kaniya nasil vardiginizi da dogrusu cok merak ettim. Ben Fransiz arkadaslarimla da, Ermeni arkadaslarimla da bu uslupla cok rahat konusuyorum ve bana acik sozlu oldugum icin, 1915’te Ermenilere yapilan haksizliklari kabul ettigim icin tesekkur ediyorlarken, sohbette olan diger Turk arkadaslar benden nefret etmisti, beni vatana ihanetle suclamislardi. Bu dunya boyledir. Inandiklarini soylersin, kimseye yaranamazsin. Ulusalcilarin hakaretlerini, on yargili, tehdit, kin, nefret dolu mesajlarini yayinlayip da benim yazdiklarimi yayinlamazsan da canin sagolsun. Karsi argumanin olmadigi icin careyi mesajimi yayinlamamakta bulduguna kanaat getiririm. Hani demokrasi demokrasi diye bagirip duruyorduk ya, iste boyle bir sey demokrasi sevgili Mehmet. Sen her seyi soyleyeceksin, adi demokrasi, cok seslilik olacak, birisi karsit gorus bildirince irkcilik olacak.

    Bu seninle ikinci kez benzer konuda tartismaya girisimiz. Kanimca, temelde pek fikir ayriligimiz olmasa da pek anlasamayacagiz seninle galiba. Cunku sen igneyi de, cuvaldizi da baskasina batirmaya calisiyorsun. Kurtler ve Ermeniler sutten cikmis ak kasik, butun problemler hep Turklerin basinin altindan cikmistir zaten ya… Yersen…

    Iyi geceler

  6. Yazan:eg Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    “Arastirmadan ahkam kesmeyi sevenlere, tarihi arastirma zahmetine katlanamayacak kadar tembel ama bir o kadar da kustah olan Ermeni severlere isterlerse ben linkini verir, bu soylediklerimi belgelerle desteklerim.”

    bir yorum yazıp insan gibi cevap istiyorsanız önce insan olmayı öğrenin! gerçi bu yorumlarınıza bakınca “evriminizi tamamlamaka için” daha alacağınız bayağı yol var gibi görünüyor. o yolları aldığınızda da hatırlatın sizi ciddiye alıp cevap yazalım olur mu!!! yoksa bu tür hem ırkçı, hem de zır-cahil yorumlara ciddiye alıp cevap yazma gereği bile duymuyoruz.

  7. Yazan:Gürhan Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    Maalesef bugünlerde en demokrat,en ırkçılık karşıtı diye bilinen hatta ismiyle müsemma paylaşım ortamlarında bile alenen ırkçılık yapanlar cirit atıyor.Fikir ve ifade hürriyetinin, ırkçı ve ayrımcı(tanıdığım tüm ermeniler kuyumcu,varlıklı;tüm yahudiler tefecidir.)tarzında indirgemeci ve faşizan betimlemeleri kapsamaması gerektiğini düşünüyorum.Bu arkadaşların ırkçı düşüncelerini paylaşabildikleri mecralar zaten bolca mevcut.Site moderatöründen,Derin Düşünce gibi bir platformada bu tür beyanlara yer vermemesini rica ediyoruz.

  8. Yazan:Tayfun Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    eg:
    ”önce insan olmayı öğrenin!”
    -Hayırdır, bu ne şiddet bu celal? Ben bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan diasporacıları kastetmiştim. Burada Ermeni ırkçılığıyla ilgili tek bir satır yazı olmadığından, hep Türk ırkçılığı eleştirildiğinden biraz olsun durumu dengelemeye çalıştım. Son bir kaç gündür yazılanlarla sanki bütün ırkçılık Türklerin başının altından çıkmış, Ermeniler zavallı, gariban, sütten çıkmış ak kaşık gibi sunulduğu için tepki gösterdim. Bilgilerle, belgelerle konuşanlara bir lafım yoktu. Siz neden alındınız, sinirlendiniz, cevap verme gereği duydunuz ki?

    Bir de koskoca yazıdan sadece o bölümü alıp, diğer bölümlerle ilgili cevap yazma gereği neden duymadınız ki? Eteğinizdeki taşları neden dökmüyorsunuz? Ne yapmış Talat Paşa, bir anlatın belgeleriyle de bilelim artık iddialar tamamen gerçek mi, yoksa birilerinin Osmanlı’yla dini ve siyasi hesaplaşmasının bir parçası mı? Gerçekse öğrenelim, gerekiyorsa Ermenilerden özür de dileriz, ben söylediklerimi de geri alırım. Bu nedenle lütfen söylediğim sözlerin türüne, şekline takılmayın, şu mesele gerçek midir, değil midir, bir onu tartışalım. Olayı enine, boyuna, DERİN analiz edelim. Derin düşünce böyle olmalı, değil mi? Yoksa ben de burada ajitasyon yapmayı bilirim.

    Bir sorum da şu: Acaba aynı ”küstah” ifadesini yurtdışındaki Türk lobicileri için kullansam, aynı tepkiyi verir miydiniz? Irkçılık karşıtlığı konusunda ne kadar samimisiniz, tarafsızsınız, merak ettim.

  9. Yazan:Tayfun Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    Gürhan,
    ”tanıdığım tüm ermeniler kuyumcu,varlıklı;tüm yahudiler tefecidir”
    Böyle bir ifade kullanmadım ve böyle bir şey kastetmedim. Sen ne duymak istiyorsan onu duymuşsun. Yazıyı bir bütün olarak ele alırsan ne kastettiğimi daha iyi anlarsın.

    Ancak, her ne kadar demagojiyle atlatmaya çalışsanız da Osmanlı’da çeşitli ticaret alanlarında belirli etnik gruplardan olanlar ayrıcalıklıydılar. Deniz ticareti genellikle Yunanların, kuyumculuk da Ermenilerin elindeydi. Yani bu gerçekleri Ermeniler kabul ederken, ben burada ”aman birileri ırkçılık algılar mı bunu” diye söylemeyim mi? Hür ifade platformu değil mi burası yoksa?

  10. Yazan:özlem Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    Tayfun Bey,
    ben Ermenileri seviyorum. Ermeni dostlarımı, onca ırkçı saldırılara maruz kalmalarına rağmen edebini bozmadan yazabilen, takip ettiğim Ermeni yazarları da seviyorum. Hatta çok şaşıracaksınız ama zalim olmayan tüm insanları seviyorum. Güzel tespit etmişsiniz teşekkürler.

  11. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    Tayfun bey’in Ermenileri anlatırken sık sık sözü Kürtlere getirmesi de dikkat çekici. Bu zihniyet bugün biraz güçlense aynı tehcir kararını Kürtler için de verecek. Zaten bu konuda hangi faşist arkadaşımla konuşsam “elbette devletin bekası için bugün de olsa aynı şey yapılmalı” diyorlar.
    Bunu dedikten sonra da elin gavuru soykırımı onayladı diye dövünmeye hakkın kalmıyor.
    Neymiş eğlence sektörü adamların elindeymiş Osmanlı’da. Kuyumcularmış, saatçilermiş, çok paraları varmış. “Aydın” geçiniyorlarmış filan.
    Müslüman bir kültürde eğlence dünyasının gayr-i müslimlerin elinde olmasından daha doğal ne olabilir? Musikinin inceliklerini biz Ermenilerden öğrendik. Kemancı Tatyos efendi’nin, Lavtacı Andon’un kime ne zararı olmuş? Adamlar sefalet içinde yaşamışlar. Eğlence dünyası deyince sen Hollywood filan zannediyorsun olayı. Nedir abicim eğlence dünyası bir tarif eder misin? 20-30 kişinin izlediği kabareler mi, yoksa gazinolar mı? Tabak mı kırıyorlarmış, sanatçının ayakkabısına şampanya mı dolduruyorlarmış nedir abicim bu “eğlence dünyası” heyulası? Türkiye’de bugün sanat varsa 1)Ermeniler, 2) Mevleviler sayesinde vardır. O kadar tarihten dem vuruyorsunuz, biraz araştırın bu konuları, hamaset hamakattir çünkü. Ayrıca adam sana kuyumcu olamazsın diye yasak mı koymuş. Aç sen de Ermeni komşunun yanına bir kuyumcu dükkanı sen de icra et sanatını. Ortada bir haksız kazanç mı var? Yok. Nedir bu hınç? Ne yapalım abi, Ermeni vatandaşımız biraz palazlanınca varlık vergisi mi koyalım daha önce yaptığımız gibi? Yoksa dükkanını mı taşlayıp yağmalayalım, mezar taşlarını mı harap edelim daha önce yaptığımız gibi. Yoksa sırtlarından mı vuralım? Veya sürelim mi kalan bir avuç Ermeni’yi de?
    Ama doğru ya biz Türkler çok insancıl bir milletiz. Asla ve kat’a öyle şeyler yapmayız. Yersen !

  12. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    İlaveten gayr-i müslimlerin Osmanlı’da zanaatle uğraşmalarının sebebi toprak edinmelerinin büyük ölçüde sınırlı olmasıdır. Osmanlı’da İslam’a dayanan bir zımmi statüsü var. Pratikte müslüman teba zımmilere göre ayrıcalıklara sahipti. Yani Ermeniler’in kuyumcu, saatçi olmaları keyfi bir seçim değildir. Ayrıca bu işte meharet sahibi olmaları da önemlidir. Ermeni Mimarlar da Osmanlı’ya çok şey katmışlardır.
    Tanzimat sonrası “Osmanlılık” diye bir kavram ortaya çıkmış ve bu kırılma noktası yaratmıştır. Zımmilerle vatandaşlık noktasında eşit olmak, müslümanlara bir aşağılanma, mevki kaybı gibi gelmiştir. Hala bu kırılmanın getirdiği sıkıntı sürüyor maalesef.
    Türkler’in, başka ırklarla eşit olması pek kabullenebildiğimiz bir şey değil. Hazımsızlık sorunu var. Aynı hazımsızlık “köylü Türkler”in eşitlik taleplerine karşı da söz konusu. Olup biten budur.

  13. Yazan:Gürhan Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    “Son 20-30 yil oncesine kadar hatiri sayilir miktardaki Ermeniler hep dedelerinden kalan mulklerle Turkiye’nin en zenginleri, kuyumculuk gibi en onemli sektorlerden birinin hakimiydi. Hala da yurtdisinda,yurticinde ne kadar Ermeni tanidiysam, hepsi de kuyumcu, varlikli tuccar vs. “Tayfun Bey bundan öte köy varsa söyleyin,daha ne anlamamız gerekiyor ki.Eğer “merd-i kıpti sirkatin söylerken şecaat arz edermiş” durumu varsa o başka tabi!!!
    20-30 yıl öncesine kadar dedelerinden kalma mülkler meselesi de derin bir tarihsel kronoloji cehaleti veya saptırması içeriyor.Tam tersine tehcir ve talan politikalarının üzerine gelen Amele taburları,Varlık Vergisi gibi soygun uygulamalarından sonra bu insanların sermaye birikimi adı altında ellerinde ne kalmış olabilir.Ha bir de nerede acaba o”20-30 yıl önceki Karun gibi zengin Ermeni vatandaşlarımız”,isimlerini Murat,Levent,ismet diye Türkçeleştirip,beyaz bereli katillerinin nefretine hedef olmamak için varlıkları yoklukları bir, çok sevdikleri memleketlerine tutunmaya çalışan bir avuç insan değil mi ki onlar.Ayrıca,Ermeniseverlik,Kürtseverlik,Türkseverlik gibi anlamsız fetişleştirmelerdense iyi,erdemli ve ahlaklı insanı sevmektir önceliğimiz.Geçenlerde ırkçı görüşlerini püskürten bir zat:”Sizler ermenilerin ayaklarını öpersiniz” diyordu.Evet keşke sevgili Hrant şu an yaşıyor olsaydı da ayaklarını öpseydim,bundan gocunmam,hem de hiç.Ama ona duyduğum derin saygının altında O’nun ermeniliği değil,dört dörtlük insan olması yatıyor.Tabi ki dünyanın dört bir yanında sırf Türk tabiyeti taşıdığınız için,Talat Paşa’nın torunu muamelesi yapan Ermeni milliyetçilerinin konumuzla alakası yok.Önce insanı hedef alıp,her türlü faşizmden ari,halkların arasında kardeşlik,et ve tırnak da değil herkesin Adem evladı olduğu gerçeğini aydırmak olmalıdır vazifemiz.
    selametle,

  14. Yazan:Tayfun Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    Ekrem,

    “elbette devletin bekası için bugün de olsa aynı şey yapılmalı” diyorlar.
    Bunu dedikten sonra da elin gavuru soykırımı onayladı diye dövünmeye hakkın kalmıyor.”
    -Bunu onaylamıyorum. Ancak olaylara tek taraflı bakılması, bütün kabahatin Türk’lerde aranması, buna karşılık Ermenilerin sütten çıkmış ak kaşık gibi sunulmasıyla, Türklerin de gözünü kan bürümüş canavarlar olarak takdim edilmesiyle ilgili bir problemim var.

    ”Aç sen de Ermeni komşunun yanına bir kuyumcu dükkanı sen de icra et sanatını. Ortada bir haksız kazanç mı var? Yok. Nedir bu hınç? Ne yapalım abi, Ermeni vatandaşımız biraz palazlanınca varlık vergisi mi koyalım daha önce yaptığımız gibi? Yoksa dükkanını mı taşlayıp yağmalayalım, mezar taşlarını mı harap edelim daha önce yaptığımız gibi. Yoksa sırtlarından mı vuralım? Veya sürelim mi kalan bir avuç Ermeni’yi de?”
    -Kaçıncı kez söylemediğim, kastetmediğim sözlerle itham ediliyorum. Tabi ki de o dönemin şartlarında Ermenilerin musikide, müzikte, sanatta, kuyumculukta ilerlemesi son derece normaldi. Bunlara bir itirazım olduğunu nereden çıkardın? Normal olmayan bazı Ermenilerin ”Biz Osmanlı’da hep ezildik, aç bırakıldık, dışlandık, dinimiz yüzünden 2. sınıf insan muamelesi gördük” diye ağlamasıydı. Bunun böyle olmadığını anlatabilmek için, Ermenilerin aslında fakir bırakılmadıklarını, bilakis zengin olduklarını vurgulamak için verdim kuyumcu örneğini. Tabi yine ”ben leb demeden Çorum’u anlarım”cı, zerre kadar kafa yormayan, tam taraflı yaftacı kafa yapısı ortaya çıktı ve kurduğum tek bir cümleden beni ”ırkçılık”la yaftaladı. Bu zihniyete göre ben 1915’te Ermenilere yapılan insanlık dışı hareketleri de onaylıyormuşum. Ne desem boş.

    Lütfen cahil ırkçılarla beni karıştırmayın, söylediklerimi birazcık anlamaya gayret edin. Sanırım 5. kez tekrarlıyorum. Tepkim Derin Düşünce websitesinde hep Kürtlerin, Ermenilerin sütten çıkmış ak kaşık, ezilen, örselenen, hiç ırkçılık yapmayan halklar gibi, Türklerin ise tü kaka, pis, cahil, ırkçılar gibi takdim edilmesinedir. Ermeni lobilerinin faaliyetlerinin, Kürt ırkçılığının hiç ama hiç eleştirilmemesinedir itirazım. Cevap verecekseniz önce buna cevap verin.

  15. Yazan:MY Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    “Benim bir cok Ermeni, Rus, Kurt ve Fransiz arkadasim var”

    Bu tam klise olmus, Fransa’da irkçi olmadigini ispat etme ihtiyaci duyanlar “her sene Kenya’ya gidiyorum tatile” gibi argümanlarla baslarlar söze.

    Kuzey Amerika’yi kesfeden(!) Kristof Kolomb gibi oluyor bu: “Selam Ermeni, biz dostuz”

  16. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    Tayfun (bey),

    Ermeniler sütten çıkmış ak kaşık değildir. Zaten ırklar sütten kaşık halinde çıkmazlar. Her ırkın faşisti, tecavüzcüsü, kalpazanı olur. Ermeni tehcirini yapanlar da sütümüzü kirleten o bi-şeref İttihadçılardı. Bir ırkı katledecekseniz onları itham edeceğiniz sebepler bulmanız kolaydır. Hitler de Yahudilerin “sütten çıkmış ak kaşık olmadıklarını” iddia ediyordu. Zira zulmünüzü meşru göstermek için kurbanlarınızın ne kadar aşağılık varlıklar olduğunu ispat etmeniz değişmez bir kaidedir.
    “Hiç bir şey” çoluk, çocuk, yaşlı binlerce insanın göz göre göre ölüme sürülmelerini haklı çıkaramaz.
    Bir avuç Ermeni, lobi yapıp tüm dünyaya davalarını kabul ettirebiliyorsa, bu, benim içimdeki faşistlerin sayesindedir, başka kimsenin değil. Yıllardır heyt, höytle yürüdü Ermeni dış ilişkileri politikası. “Zinhar yalan, biz öyle şey yapmayız” klişeleri dışında tek bir argüman sunulmadı. Ha, bir de “onlar da bize yaptı, hem önce onlar başlattı” çocuklukları. Vatandaş, Ermenilerin kaçarken gizledikleri malları çıkartıp cukka yapmayı, evlerine konup yerleşmeyi bildi ama “sonra tazminat isterler mazallah” diye devlet adına tehciri sahiplenmesini de çok iyi bildi. Önce insanlığımızı geri kazanmamız gerekiyor bu meselenin halledilebilmesi için. Bu koşullarda da bu pek mümkün görünmüyor.

  17. Yazan:Tayfun Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    ”“Hiç bir şey” çoluk, çocuk, yaşlı binlerce insanın göz göre göre ölüme sürülmelerini haklı çıkaramaz.
    Bir avuç Ermeni, lobi yapıp tüm dünyaya davalarını kabul ettirebiliyorsa, bu, benim içimdeki faşistlerin sayesindedir, başka kimsenin değil. Yıllardır heyt, höytle yürüdü Ermeni dış ilişkileri politikası. “Zinhar yalan, biz öyle şey yapmayız” klişeleri dışında tek bir argüman sunulmadı”

    -Bu kısma katılıyorum. Yıllardır inkar politikası gütmesek bu durumlara düşmezdik. Ermenilerin evlerinden, yurtlarından ayrılmaya zorlanması hiçbir gerekçeyle açıklanamayacak bir insanlık suçudur. İttihatçıların zulmünden de sadece Ermeniler değil, Türkler, Kürtler, onların iktidarına karşı çıkan herkes, her görüş nasibini almıştır zaten. Ama, aynı şekilde Ermeni çetelerinin vatanlarını savunmaya çalışan 2000 civarında askerimizin yerini Rus ordusuna gizli istihbaratla bildirmeleri ve bu 2000 İNSANIN ölümüne sebep olmaları da de AYNI DERECEDE büyük bir insanlık suçudur. Bunun yanında, bazı Ermeni çeteleri böyle yaptı diye -her ne kadar Osmanlı zor durumda da olsa- masum Ermenilerin evlerinden ayrılmaya zorlanması da kabul edilebilecek, tasvip edilebilecek bir şey değildir. Sonuç olarak iki taraf da artık birbirini suçlamayı kesmeli, günah çıkarmalıdır.

    Saygılar

  18. Yazan:Gürhan Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    “Bunu onaylamıyorum. Ancak olaylara tek taraflı bakılması, bütün kabahatin Türk’lerde aranması, buna karşılık Ermenilerin sütten çıkmış ak kaşık gibi sunulmasıyla, Türklerin de gözünü kan bürümüş canavarlar olarak takdim edilmesiyle ilgili bir problemim var.” Tayfun Bey kendinizi doğru ifade etme çabanız hayranlık verici,işte ben gerçekten bu tartışma adabına çok saygı duyuyorum.Bence bu son alıntıladığım pasaj hakkında da asgari müşterekleri yakalarsak,aklı selime daha da yaklaşabileceğiz.Bu kısa paragraftaki sıkıntı bence,hala belli ırk ve toplulukları kategorileştirerek ve homojen yapılar ön kabulüyle Türkler-Ermeniler karşılaştırmasına devam etme ısrarınız.Öncelikle birilerini ırkçılıkla yaftalamak en azından bana hiçbir şey kazandırmaz,hele ki bu etiket işinden en fazla mustarip olan insanlardanım bu toplum içinde(müesses nizamın hilafındaki fikriyatım münasebetiyle:)…İnkarcı resmi ideolojinin arketiplerini bir an için elinizin tersiyle şöyle bir kenara atıp,objektif ve “alternatif” bir tarih okuması yapabilirseniz,Birinci Paylaşım Savaşı’nın vahşet ortamında çok çeşitli arkaplanlarla okunabilecek biçimde Ermeni Taşnak çetelerinin,emperyal hırsların dolduruşuyla memleketin doğusunda korkunç bir vahşetin aktörü olarak vicdanların kaldıramayacağı bir müslüman/Türk katliamına girişmiş ollduğu bir vakıadır.Ancak savaş ortamında bunun karşılığı vahşetin uygulayıcısı olan bu çetelere verilebilecekken(burada Osmanlı Devleti’nin gücü es geçilmemelidir)taa İzmit’teki,Kayseri’deki Ermenilerin kadın,çocuk,yaşlı ayrımı yapılmaksızın ve kaydadeğer bir asimetri içinde bir tehcire ve akabinde bir kırım-kıyıma maruz bırakılmış olmasını anlamak izan sınırlarını zorlamaktadır.Bu zihniyetin sorgulanmayıp, yıllarca inkar ve yalan politikalarıyla halının altına süpürülmesi,Ermeni lafının en galiz küfürlere eşdeğer hale getirilmesi,dağlarda öldürülen örgüt militanlarının cinsel organlarının “ürolojik” muayeneye konu edilmesi sonunda ak bereli katillerin “vurdum Ermeniyi” naralarına sos olmuş,aslanlar kaplanlar gibi bayrak altlarında çektirilen fotoğraflarda çiroz gibi olan aşağılık katiller “içeride” iki yılda ağır siklet tosuncuklara dönmüşlerdir.Açık söylemek gerekirse,sevgili Hrant altı delik potinleriyle Harbiye’nin soğuk kaldırımlarında yüzükoyun bir daha kalkmamacasına uzandığında,içimden;”eyvah cümle aleme rezil olduk” serzenişi geçmedi,umurumda bile değildi çünkü rezil olan ve son perdesini oynayan asıl,bu aşağılık cinayeti organize eden “onlar bizi kesti,biz de onları” sakilliğinden gayrı bir politika üretememiş olan resmi söylemin zavallılığıydı.
    Hülasa ,Ermeniler,Türkler,Kürtler vs. gibi ırk,oymak temelli kategoriler içinden bir tartışma sürdürmek bana kalırsa bizi doğru neticeye ulaştırmaz.Elimizde bu saatten sonra tutabileceğimiz yegane kategori vicdan ve aşkın insanlık kategorisi olmalıdır.

    Diye düşünmekteyim.

    Esen kalınız.

  19. Yazan:Tayfun Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    MY,

    ”Bu tam klise olmus, Fransa’da irkçi olmadigini ispat etme ihtiyaci duyanlar “her sene Kenya’ya gidiyorum tatile” gibi argümanlarla baslarlar söze.

    Kuzey Amerika’yi kesfeden(!) Kristof Kolomb gibi oluyor bu: “Selam Ermeni, biz dostuz””

    Bu kadar saçma sapan, yaftacı, önyargılı bir yorum olabilir mi? Sizin gibilerle demokratik açılım çok zor Mehmet Bey! Ama sizin gibilere rağmen bu açılım başarıyla gerçekleştirilecektir inşallah.

  20. Yazan:eg Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    bu ülkede “majestelerinin tarihçileri” sayesinde insanların vicdanları ve zihinleri iğdiş olmuş besbelli. geçen günlerde bir tarih programı izliyordum. orada iki adet(sayıyla adet, zira bu insanları nasıl insan olarak sayabileceğimi bilemedim) majestelerinin tarihçisi vardı. bir ermeni vatandaşın anlattıkları üzerine programın bir diğer üyesi pelin batu çok duygulanmıştı. biraz konuşmak istedi ama her konuşmaya başladığında kesiyorlardı pelin batu’nun sözlerini. bir ara pelin batu “lütfen kesmeyin” dedi. majestlerinin tarihçileri olan o iki adam “kesmeyelim de besleyelim mi” deyip “espriyi” patlattılar. evet bu insanlar tarihçi ama insan değiller. bu insanlar, insanların çektiği büyük acılar üzerinde espri yapacak kadar düşmüşler. bunların manipüle ettiği tarihen öğrenenler de böyle oluyor demek ki! ve sonra buna da “tarihi bilmek diyorlar” ve bizlere küstah diyorlar. kendilerinin yaptıklarının ne derece rezil bir küstahlık olduğunu görmeden üstelik!!!rezillik diz boyu derdik eskiden. artık boylarını aştı…

  21. Yazan:N T Tarih: Mar 22, 2010 | Reply

    tayfun beyin bildik,cumleler kulanmasi cok maindar ayrica benimde ermenive kurd arkadasim demesi ayri bir bilinmezlik ama tarih bilinci olmadan resmi tahrin inongorusunden baska bir sey degil eger bu konuda bilgiye ulasmak istiyorsa osmanli tarihinde hamideye alaylarini okumasinda fayda vaardir kusura bakmasin hickimse mahsum degildir.ilk once kendi ekolarini tatmin etmek icin 90000bin askerimizi alahu ekber daglarinda tek bir kursun atmdan sehit olamalri gibi isde bu zihniyet sorgulamdan birakin tetigi kimin cekdigi degil tetikcilere arkasindaki zihniyeti ogrenin hrant dink yapilan gibi tsklerr

  22. Yazan:cb Tarih: Mar 23, 2010 | Reply

    enver bey,

    ben sizin sık sık yazılarınızda yakaladığım ‘ vicdan ‘ nedeniyle,vicdanlı bir yazar olduğunuz vurgusunda bulunurdum, sonra birikiminiz, bilmeden konuşmuyor oluşunuzu takdir ederdim.eklemeyi unutmuşum,belki de yazınız ve yazılarınız için en doğru yorumum, ‘sorumluluk sahibi ‘ bir kalem olduğunuzdur.çünkü bu daha kapsayıcı,çünkü sorumluluk bilinci aynı zamanda hem vicdanı,hem birikimi kapsıyor.eksik olmayın

    ps:editörden ricam,bu tarz yazılara,başlık yanına eklediği ‘islam,vicdan … ‘ etiketlerinin yanına ‘ sorumluluk ‘ etiketini de eklemesi

  23. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Mar 23, 2010 | Reply

    Gurhan: Hülasa ,Ermeniler,Türkler,Kürtler vs. gibi ırk,oymak temelli kategoriler içinden bir tartışma sürdürmek bana kalırsa bizi doğru neticeye ulaştırmaz.Elimizde bu saatten sonra tutabileceğimiz yegane kategori vicdan ve aşkın insanlık kategorisi olmalıdır.

    Sevgili Gurhan,

    Oncelikle duygusalliktan, rovansizmden uzak, rasyonel tepkin icin tesekkurler. eg ve N T gibi fanatiklere cevap verme geregi bile duymadim, cunku onlar coktan yaftalamislar beni, ne dersem deyim, anlamak istedikleri seyi anliyorlar.

    Elbette ki o donemki diktatorlerin yaptiklarinin tasvip edilecek bir yani yok. Ote yandan, olay bir Turk-Ermeni meselesi olarak adlandirilacak kadar basit degil, daha ziyade vicdanlilarla vicdansizlar arasindaki bir mesele. Ama meselenin Turkiye disinda ozellikle “sadece Ermenilere yapildi bunlar” gibi gosterilmesi beni de yorum yaparken ister istemez Ermeni-Kurt-Turk ifadelerini kullanmak zorunda birakiyor. Peki ya Turk Ermeni evliliklerinden dogan cocuklar hangi kategoriye girecek? Nasyonal sosyalizmin agina dusmus, kalbi katilasmis insanlar bu insani sorularin cevabini veremiyor. Bu nasyonalizm dalgasi Osmanli’yi bitirdi, parca parca etti. Sirplar, Yunanlar, Araplar ve niceleri… En sonunda 1789’da baslayan bu nasyonalizm dalgasi Turkleri de, Ermenileri de, Kurtleri de vurdu ve bizi birbirimize dusurdu.
    Antakya’da, Iskenderun’da bir meydanda cami, kilise, sinagog bir arada durabiliyor, cemaatler, farkli irklardan insanlar bir araya geliyor, hatta bazen camideki Cuma namaziyla kilisede bir dugun ve sinagogda bir cenaze ayni gune denk gelebiliyor ve hic bir olay olmuyor. Ama batidan birileri hristyanlari hep doldurup, kiskirtip bolunmeye, “bagimsizliklarini” ilan etmeye tesvik ediyor, bu konuda yardim sozu veriyor, isbirligi teklif edip Osmanli’daki hristyan nufusun kafalarini karistiriyor.

    Yunanlarla Ermeniler de birbirlerini hic sevmezler. Dikkat ettiyseniz her dini torende, bir araya geldiklerinde dinsel, mezhepsel, tarihi ve siyasi anlasmazliklarindan dolayi hep birbirlerini yerler. Tekme tokat birbirlerine girerler.

    Yani yukarida verdigim Yunanlar orneginde de anlatmaya calistigim gibi olayin sadece milliyetcilik degil, ayni zamanda yogun bir sekilde dini boyutu var. Nitekim, Ermeniler de o donemde yasanan olaylari daha ziyade bir din savasi olarak algiliyor, en cok da islam karsiti argumanlari kullanarak tartisiyorlar. Erkek egemen toplumdan, basortusunden, islami yasam tarzinin yuzyillardir kendilerine dayatilmasindan sikayet ediyorlar. Surekli Osmanli’da gayrimuslim olmanin zorluklarindan dem vuruyorlar. Bu anlamda Kurtleri Ermenilerden ayirmak, kader ortagi gibi gostermemek gerekiyor. Zaten, Kurtlere de Ermenilere ve diger isgal kuvvetlerine karsi gosterdikleri mucadele dolayisiyla bircok ayricaliklar taniniyor, vaatlerde bulunuluyor, ancak donemin diktatorleri bu vaatleri de yerine getirmeyince Kurtlerle de aramiz aciliyor. Kurtlerle aramizdaki meselenin temeli de budur. Olaya biraz da bu acilardan bakarak bakis acimizi genisletmek gerekiyor. Yoksa surekli tek tarafli, yillarca dunyanin dort bir yaninda ezberletilmis, beyinlere kazinmis “Musluman Turkler hristyan Ermenileri asti, kesti, Ermeniler hicbirsey yapmamisti” suclamalariyla da “Ermenilere birsey yapilmadi, asil onlar yakti, yikti, Ruslarla, Fransizlarla isbirligi yapip islami Anadolu’dan silmeye, Anadolu’yu tekrar hristyanlastirmaya calisti” inkarlariyla da, “Osmanli’daki etnik gruplar (Ermeniler, Yunanlar, Kurtler vs.) kendi aralarinda baris ve huzur icerisinde yasiyordu, aralarinda hic bir mezhep, din kavgasi yoktu, Osmanli hepsini kendi eliyle asti, kesti” tarzi mutlak Osmanli karsiti bir bakis acisiyla da bir yere varilamaz.

    Saygilar

  24. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Mar 23, 2010 | Reply

    Ha bir de unutmadan,

    Said Nursi’nin de Osmanli ordusu adina Rus-Ermeni ittifakina karsi cephede talebeleriyle savastigini da bilgilerinize ve dikkatinize arz ederim. Ermeni’lerin surekli islami sembollerle psikolojik dini baski altinda tutulduklarini iddia etmelerine ragmen Said Nursi’nin seair-i islam (islam isaretleri, ezan, camiler, basortusu vb.) konusunda bu kadar muhafazakar ve hassas olmasini da degerlendirir misiniz? Olaya bakis acinizi biraz daha genisletebilir belki bu bilgi…

    Sorun Ermenilere, Said Nursi’yi nasil bilirlermis…
    Bir de sunu sorun:
    Ataturk’u mu daha cok seversiniz, Said Nursi’yi mi? Islam isaretlerini mi, Ataturk bustlerini mi tercih ediyorlarmis?

    Neyden, kimden tarafsiniz, nesiniz, neyin derdindesiniz, bi turlu anlayamadim ben sizi. Derin dusunce grubu hakkinda cok olumlu bir izlenime sahipken bilhassa MY ve eg’nin yorumlarima verdigi asiri, ofke dolu tepkilerden sonra kafam karisti. Derin dusunce grubu kafamda buyuk bir soru isareti halini aldi. Hakikaten tarafsiz, vicdandan yana misiniz, yoksa boyle gozukup, alttan alttan belli siyasi gorusleri mi kakalamaya, bir siyasi taban yapmaya falan mi calisiyorsunuz?

  25. Yazan:MY Tarih: Mar 23, 2010 | Reply

    çok sevgili Tayfun Bey kardesim,

    Olan biten her seyin suçunu Türklerin üzerine atilmasi da bir irkçiliktir. Bu konudaki hassasiyetinizi anliyorum.

    Hayat her zaman göründügü kadar basit degildir.

    DD sayfalarinda sizin bazi fikirlerinizi destekleyecek sözler de söylendi, tartismalar yapildi.

    Lütfen birbirimizin kalbini kirmak yerine okuyalim, arastiralim, derinlestirelim bilgilerimizi.

    Siz EG ve MY hakkinda toptanci olmayin, önce su yazilari ve ÖZELLIKLE ALTINDAKi TARTISMALARI okuyun, DD yazarlari ne kadar farkli düsünmüsler bir görün. Ondan sonra yine tartisalim:

    Türküm, Doğruyum, Doğuştan Suçluyum! I’m Sorryhttp://www.derindusunce.org/2008/12/22/dogustan-sucluyum-im-sorry/

    Ermenilerden özür dilemek aydın pornosu mu oldu?http://www.derindusunce.org/2008/12/17/ermenilerden-ozur-dilemek-aydin-pornosu-mu-oldu/

    Özür Tartışmalarıhttp://www.derindusunce.org/2008/12/18/ozur-tartismalari/

    Bazen özür dilemek gerekirhttp://www.derindusunce.org/2009/04/02/bazen-ozur-dilemek-gerekir/

    1915 Özür Dileyerek Değil Acıları Paylaşarak Anılmalı http://www.derindusunce.org/2008/12/18/1915-ozur-dileyerek-degil-acilari-paylasarak-anilmali/

    Kürt Milliyetçiliği, Ermeni Milliyetçiliği ve Osmanlıhttp://www.derindusunce.org/2009/02/18/kurt-milliyetciligi-ermeni-kurt-milliyetciligi-ve-osmanli/

    İttihatçılar Taşnaklara Ne Önermişlerdi?http://www.derindusunce.org/2009/02/16/ittihatcilar-tasnaklara-ne-onermislerdi/

    Bu İlk ve Son Özürüm Olsun http://www.derindusunce.org/2009/01/19/bu-ilk-ve-son-ozurum-olsun/

  26. Yazan:eg Tarih: Mar 23, 2010 | Reply

    tayfun korkut,
    kimden yanayız, kiminleyiz orası çok önemli değil. zira burada yazan herkes her konuda aynı fikirde olacak diye birşey yok. ancak kendi açımdan şunu söyleyebilirim: siz sadece sizinle aynı tarafta olmadığımı bilseniz benim açımdan yeterlidir. bir insan her yazdığı yorumda bu derece batıp, bu derece ırkçılığını büyütüp bu derece bunun farkında olmazsa şayet ortada benim açımdan bu insanla kurulacak bir ilişki de yok demektir! derindüşünce hakkında olumlu ya da olumsuz kanılarınız da beni hiç ilgilendirmiyor. ben birisi benim ya da yazdığım bir yer hakkında olumlu kanıya sahip olacak ve o kanıyı değiştirmeyecek diye kimseyle al gülüm ver gülüm yapacak birisi değilim. siz olumlu ya da olumsuz kanıya sahip olabilirsiniz, o sadece sizi ilgilendir.

  27. Yazan:Tayfun Tarih: Mar 23, 2010 | Reply

    Sevgili MY,

    Yanlış anlaşılmadan kaynaklanmış birçok şey. Aslında çoğu konuda benzer görüşlerde olduğumuzu şimdi daha net gördüm. Daha önceki yazılarının hepsine göz gezdirip, ondan sonra yorumlarımı yapmalıydım. Haddi aşan sözler söylediysem, kalbini kırdıysam özür dilerim. Hakkını helal et

  28. Yazan:MY Tarih: Mar 23, 2010 | Reply

    Eyv. Tayfun hakkim helal olsun, Türklükle gurur duymak yerine öyle güzel bir Türkiye kurulsun ki Türk olmayanlar bile özensin, kiskansin. Budur yani. adalet ileri gitsin, et/kan/soy üzerinden siyaset yapilmasin. Aidiyet takintilari bölüyor bizi. Bu konular üzerine her kesin düsünmesi lazim. Balkanlarda, ortadogu’da yasanmis ve yasanmakta olan zulümler dikkatle bakarsan hep IRK üzerinden gidiyor. Hassas olmak lazim. Senin de gôrdûgün gibi Türkiye sevgisi, Türklüge ve Türklere hizmet etmek “ötekilere” düsmanlik etmekle olmuyor. Özellikle Türkiye’de ve komsu ülkelerde yasayan etnik gruplar ile Türkiye’nin dostça baglar kurmasi lazim. Gürcüler, Ermeniler, Kürtler, Yunanlilar, Bulgarlar, Araplar… Ancak bu sekilde Türkiye enerjisini savas disindaki seylere kullanabilir. Darbecilerden, Ergenekonculardan da yakamizi kurtarmamiz buna bagli. Dikkat edersen Ermeni düsmanligi, Kürt düsmanligi yapanlar ile Ergenekon avukatligi yapanlar arasinda büyük bir ortak küme var. Bunlar hep üzerinde düsünülmesi gereken seyler.

    ALLAH’a emanet ol

  29. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Mar 23, 2010 | Reply

    Tayfun bey,

    Said Nursi’nin Doğu cephesinde savaştığı doğrudur. Fakat bu savaş halinde bile bizim bahsettiğimiz “insanlık” ölçüsüne azami riayet etmiştir. Hayatını anlatan eserden okuyalım:

    Said Nursî’nin, talebeleriyle birlikte cephede Rus işgalcilere ve Taşnak işbirlikçilerine karşı vatan savunması yaparken, esir alınarak bir nahiyede toplanan binlerce Ermeni çocuğunu serbest bıraktırması da, savaşta bile masumların hukukunu gözeten bir duyarlılığın ifadesiydi.

    Bazı yerlerde Ermeni fedailerinin Müslüman çoluk çocuğu katletmesine misilleme olarak bizim cenahta da Ermeni çocuklarının öldürülmeye başlanması ile vahim boyutlar kazanmaya doğru giden tehlikeli süreç, Bediüzzaman’ın bu insanî ve İslâmî müdahalesi ile durmuş oldu.

    Onun binlerce Ermeni çoluk çocuğunu kurtarıp serbest bıraktırdığını gören Ermeni çete reisleri, “Madem Molla Said bizim çoluk çocuklarımızı kesmeyip bize teslim etti, biz de bundan sonra Müslüman çocuklarını kesmeyeceğiz” taahhüdünde bulundular. (Tarihçe, s. 99)

    Gördüğünüz gibi, “insancıl” bir adım attığınızda bunun karşılığını görürsünüz. Çünkü karşınızdaki de “insan”. Bu topraklarda milliyetçiliğin yükselmesiyle birlikte “diğerleri” şeytanlaştırılmaya başlandı. Bu şekilde bir birlik kurmaya çalışıldı.
    Said Nursi elbette vatan savunmasında bulundu ve çarpıştı. Ve bir müslümana yaraşır şekilde inanç prensiplerinden taviz vermedi.
    Talebelerini Kore’de savaşmaya gönderirken, Albay Hulusi bey’i Dersim’e gönderirken de hep öğüdü aynıydı.
    Çok yanlış bir yerde meşruiyet arıyorsunuz.
    Ayrıca antrparantez belirteyim derin düşünce sitesinin nurcularla hiç bir ilgisi yok, öyle gibi yazmışsınız. Ben de nurcu değilim. Ama üç satır okumuşluğum vardır. Nur talebeleri haddimi aşıp cevap yazdım diye kusuruma bakmasınlar.

  30. Yazan:Tayfun Tarih: Mar 23, 2010 | Reply

    Ayrıca antrparantez belirteyim derin düşünce sitesinin nurcularla hiç bir ilgisi yok, öyle gibi yazmışsınız. Ben de nurcu değilim. Ama üç satır okumuşluğum vardır. Nur talebeleri haddimi aşıp cevap yazdım diye kusuruma bakmasınlar.

    Öncelikle belirtmek isterim ki derin düşünce grubunu toptan yaftalama gibi bir niyetim yok. Buradaki çok seslilikten, fikir hürriyetinden de bir şüphem yok. Ayrıca nurcularla da, nurculukla da aramda bir problem yok. Tam tersine icraatlarını beğendiğim, tasvip ettiğim bir oluşumdur. Eğer bugün bu oluşum olmasa Türkiye 3-5 parçaya bölünmüştü çoktan. Başta Türki cumhuriyetler olmak üzere, sınır ülkeler ve hatta okyanus aşırı ülkelerle bağlarımızı kuvvetlendiren, islam aleyhindeki bir çok önyargıyı yıkan, bizi içine kapanık, militarist bir ülke olmaktan kurtaran bu oluşumun icraatları takdire değerdir. Said Nursi’nin insancıl yanını da gayet iyi biliyorum ve Ermeni çocuklara karşı takındığı tutum da bildiğim kadarıyla onun kişiliğiyle örtüşen bir durum.

  31. Yazan:Tayfun Tarih: Mar 24, 2010 | Reply

    tayfun korkut,
    kimden yanayız, kiminleyiz orası çok önemli değil. zira burada yazan herkes her konuda aynı fikirde olacak diye birşey yok. ancak kendi açımdan şunu söyleyebilirim: siz sadece sizinle aynı tarafta olmadığımı bilseniz benim açımdan yeterlidir. bir insan her yazdığı yorumda bu derece batıp, bu derece ırkçılığını büyütüp bu derece bunun farkında olmazsa şayet ortada benim açımdan bu insanla kurulacak bir ilişki de yok demektir! derindüşünce hakkında olumlu ya da olumsuz kanılarınız da beni hiç ilgilendirmiyor. ben birisi benim ya da yazdığım bir yer hakkında olumlu kanıya sahip olacak ve o kanıyı değiştirmeyecek diye kimseyle al gülüm ver gülüm yapacak birisi değilim. siz olumlu ya da olumsuz kanıya sahip olabilirsiniz, o sadece sizi ilgilendir.

    Sevgili eg,

    Eğer yazdıklarımı anlamaya çalışsaydın, bir bütün olarak ele alsaydın, durumun böyle olmadığını anlardın. Çok net söylüyorum, eski Yugoslavya’daki olayların da, Ermeni meselesinin de ırkçılıkla alakası yoktur, sebebi din ve mezhep kavgasıdır. Bugün Irak’ta yaşanan olayın temelinde de bu vardır. Nitekim, 1915 olaylarında Türklerle Kürtler tam işbirliği ile Ermenilere karşı savaşmıştır. Bu savaşta savaşan askerleri motive eden temel de ”din elden gidiyor” söylemidir. Bu söylem de yine Kürt kökenli kanaat önderleri tarafından dile getirilmiştir. Hatırlatmak isterim ki, Said Nursi Atatürk’e danışmanlık yapmıştır. Atatürk bilhassa iç politikada Said Nursi’nin görüşlerini dikkate almıştır, ona göre kararlar da almıştır. Ama cumhuriyeti kurduktan sonra sırt çevirmiştir, o ”din elden gidiyor” diye motive olup kendisi için savaşanlara karşı savaş açmıştır bu sefer de, o ayrı bir mesele.

    Ermeni çetelerinin Ruslarla işbirliği öncelikle bölgede yaşayan müslüman Kürt kanaat önderlerinin şikayetiyle merkezi yönetim haberdar edilmiştir, tehcir kararını merkezi yönetim müslüman Kürt kanaat önderleriyle istişareler yaparak almıştır ve infazı da Osmanlı ordusuna bağlı Kürt jandarmaları yapmıştır. Yani bu katliamın sorumluluğu hepimizindir. ”Türkler astı, Türkler kesti” söylemleri ırkçılığın ta kendisidir. Konunun saptırılmaya çalışılmasıdır. Konuya global anlamda bakıldığında 1915 olayları din (onlar hristyan, biz müslüman), mezhep ve ekonomi çatışmalarının (”onlar kuyumcu biz fakir” bunu ben demiyorum, o dönem bu katliamı gerçekleştirenler diyor, ve bu söylemi tasvip etmiyorum).

    Ha bir de o dönemde yaşanan olaylara karşı bir Ermeni-Kürt dayanışması var ki onu hiç daha anlayamıyorum. ”Türkler sizi de kesti, bizi de” diye bir ortak paydada birleşip Türk düşmanlığı yaratmaya çalışıyorlar. Bu insanlar ya tarihten tamamen habersiz, ya da amaçları başka…

    Kaldı ki Ermenilerle beraber bütün gayrımüslimler (bilhassa Yunanlar) o dönemde belki bu kadar büyük olmasa da büyük haksızlıklara, hukuksuzluklara maruz kaldılar.

    Bir de gördüğüm kadarıyla inanılmaz bir Türk faşizmi, ırkçılıkğı karşıtlığı fetişizmi var burada. Gökten meteor düşse Türk faşizminden bilinecek yani. O düzeye gelmiş bu fetişizm. Bu peşin hükümlü, olaylara tek yönden bakan, analitik düşünemeyen zihniyet Türk faşizmini hortlatabilecek, onlara ”hah, şimdi gördünüz mü ne kadar haklı olduğumuzu” dedirtip onlara çok uygun bir zemin hazırlayabilecek bir zihniyettir. Bu zihniyetin önce tarihi iyi bilmesi, olayların GERÇEK SEBEPLERİni iyi bilmesi ve o dönemin hissiyatını idrak edebilmesi gerekir. Yoksa bazı siyasi hesapları olanların maşalığını yaparken, onların ”ZULMÜNE ŞERİK” olurken bulabilir kendini. Hem de bu islamı yeryüzünden silmek isteyen bir zulüm dalgası da olabilir. Said Nursi (eski Said değil) tam da bu nedenle euzübillahimineşşeytani vessiyaseh demiştir defalarca!

    Ermeni meselesini farklı bir boyutta algılamanıza yardımcı olabilecek, meselenin batıda nasıl algılandığını anlatabilecek katolik kilisesinin hazırladığı bir videoyu paylaşmak isterim:

    http://www.facebook.com/#!/video/video.php?v=99087039569&ref=mf

    http://yehha.org/3623/facebook.com/musluman-olan-herkes-izlesin.html

    Minare yasakları, Hz. Muhammed aleyhinde karikatürler ve batıda artan müslüman düşmanlığı da bu konuyla alakalıdır.
    Lütfen kimsenin oyununa gelip bölünmeyelim, birbirimizi yaftalamadan önce düşünelim!

  32. Yazan:eg Tarih: Mar 24, 2010 | Reply

    tayfun bey,
    siz bizim yerimize de düşünüyorsunuz nasıl olsa, o yüzden beraberce düşünmeyelim. hatta bölünmeyelim değil mümkünse ben sizden çok uzağa düşecek kadar bölünelim!!!

    bakınız kardeşim;
    birincisi bir yazıya yazdığınız yoruma adam gibi cevap yazılsın istiyorsanız öncelikle kendi yazdıklarınıza bir çeki düzen vereceksiniz. ikincisi “Eğer yazdıklarımı anlamaya çalışsaydın, bir bütün olarak ele alsaydın, durumun böyle olmadığını anlardın. ” cümlenizde olduğu gibi tanımadığınız insanlara “sen” diye hitap etmemeniz gerektiğini öğrenmeniz gerekiyor.

    üçüncüsü yazıları okumadan yorum yazmamanız gerekiyor. yazıya çıkın bir bakın bakalım nerede ben “türk” sözünü kullanmışım bana bir gösterin…dördüncüsü anlamadığınız yazıların sahibine kendi kafanızdaki hayaller üzerinden küfür etmeyeceksiniz.

    bakın mesela ne demişsiniz:
    ““Arastirmadan ahkam kesmeyi sevenlere, tarihi arastirma zahmetine katlanamayacak kadar tembel ama bir o kadar da kustah olan Ermeni severlere isterlerse ben linkini verir, bu soylediklerimi belgelerle desteklerim.”

    şimdi bu yazının sahibine (o ben oluyorum) araştırmadan ahkam kesen bir insan yaftasını yapıştırmışsınız. sizi bilmem ama hakkında yazacak kadar bilgi sahibi olmadığım hiçbir onuda ne yazı ne de yorum yazmam ben…yine yazının sahibine tembel yaftasını yapıştırmışsınız. en sonunda da küstahlıkla taçlandırmışsınız. ve bütün bu küfürlerinize karşılık sizi adam yerine koyup cevap yazmamıızı istiyorsunuz. adam yerine konulmak için önce adam olmayı öğrenin derim ben size…önce yazılanı okumayı, anlamayı deneyin, sonra kininizi kusmadan önce insanları tanımayı deneyin, sonra şikayet edin olan bitenden olur mu? bir insana “ben sizin fikirlerinize katılmıyorum, aynı görüşte değilim” demek(ki başımın üstünde yeri var böyle yorum yazanın) ayrı birşeydir; onu bilmediği konularda ahkam kesen tembel ve küstah birisi olmakla itham etmek ayrı birşeydir. öncelikle kendinize bir çeki düzen verin ki sizin argümanlarınızı tartışmaya başlayalım. zira ben insan olmayı öğrenememiş şahısların yazdıklarını okumaya bile değer görmüyorum. bilmem anlatabildim mi!!!

  33. Yazan:Tayfun Tarih: Mar 24, 2010 | Reply

    ““Arastirmadan ahkam kesmeyi sevenlere, tarihi arastirma zahmetine katlanamayacak kadar tembel ama bir o kadar da kustah olan Ermeni severlere isterlerse ben linkini verir, bu soylediklerimi belgelerle desteklerim.”

    şimdi bu yazının sahibine (o ben oluyorum)

    Neden o siz oluyorsunuz ki? Sizi kastettiğimi nereden çıkarıyorsunuz? Benim kastettiğim tam olarak ABD temsilciler meclisinde ve İsveç parlamentosunda soykırımı onaylayan bazı vekiller ve Türkiye’de bilip bilmeden bunları destekleyenler. Sizi kastetsem bunu da açıkça belirtirdim.

  34. Yazan:eg Tarih: Mar 24, 2010 | Reply

    hay Allah,
    unutmuşum. abd temsilciler meclisi derindüşünce’nin ve özellikle benim yazılarımın yılmaz takipçileridirler. siz tabii ki benim yazımın altına yazdığınız yorumdaki küfürlerinizi onlara ettiniz ki okusunlar ve uslansınlar!!! evet evet öyle oldu…

  35. Yazan:Tayfun Tarih: Mar 25, 2010 | Reply

    hay Allah,
    unutmuşum. abd temsilciler meclisi derindüşünce’nin ve özellikle benim yazılarımın yılmaz takipçileridirler. siz tabii ki benim yazımın altına yazdığınız yorumdaki küfürlerinizi onlara ettiniz ki okusunlar ve uslansınlar!!! evet evet öyle oldu

    Tabi ki de öyle oldu, hatta yorumlarımda adı geçen herkes sizin yazılarınızı ve altındaki yorumları okuyor zaten. Talat Paşa da, Atatürk de, Said Nursi de, nurcular da üstüne alınsın, okusun diye yazdım yorumlarımı. Evet evet, aynen öyle… 🙂

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin