Main Content RSS FeedÖnceki Yazılar

Bu yaz hangi kitabı okusak? »

 
 

 

Kitap Tanıtan Kitap 1

Kitap okumak… Jean Paul Sartre, Nazan Bekiroğlu, Toshihiko Izutsu, Henri Bergson, Mustafa Kutlu, Dostoyevski, Elif Şafak, Clausewitz, Sadık Yalsızuçanlar, Alber Camus ile sohbet etmek… Suyun resmine bakmakla yetinmeyen, su içmek isteyenler için var kitaplar. Mesnevî var, El-Munkızü Min-ad-dalâl, Kitab Keşf al Mânâ, Er-Risâletü’t-tevhîd var.  Elinizdeki bu kitap Derin Düşünce yazarlarının seçtiği kitapların tanıtımlarını içeriyor. Bizdeki yansımalarını, eserlerin ve yazarların bıraktığı izleri. Farklı konularda 44 kitap, 170 sayfa. Zaman’a ayıracak vakti olanlar için… Buradan indirebilirsiniz. 

 

Kitap Tanıtan Kitap 2

Kitap tanıtan Kitapların birincisi kadar sevildi, o kadar çok ilgi gördü ki ikincisini yayınlamak için sabırsızlanıyorduk. Yeniden 44 kitap tanıtımıyla geliyoruz karşınıza: Dostoyevski, Sezai Karakoç, Yıldız Ramazanoğlu, Jean Paul Sartre, Amin Maalouf, Taha Akyol, Hasan Cemal, Ali Şeriati, William C. Chittick, Alain Touraine, Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri… Farklı asırlar, farklı coğrafyalar, farklı konularla dergi tadında bir kitap… Ortak olan tek şey İnsan belki de? İnsan’ın iç dünyasındaki saklı hazineleri paylaşma muradı…Buradan indirebilirsiniz. 

 

Kitap tanıtan kitap 3

İnsanları birleştiren, engelleri ortadan kaldıran bir eylem yazmak… ve tabi okumak. Heinrich Böll, Sadık Yalsızuçanlar, Jean-Paul Sartre, Leyla İpekçi, Samuel Beckett, Peyami Safa, Immanuel Wallerstein, Marilyn Monroe veya Baudelaire… Farklı ülkelerde yaşamış, farklı kaygılarla yazmış olsalar da bütün yazarlar bir iz bırakmak, günü gelince başka insanlarca okunmak isterler. Evet… Yazmak vermektir. Kitap tanıtan kitaplarımızın üçüncüsünü ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz. 

 

Batı ve Doğu arasında… Sahi alternatif bir iyilik yok mudur? »

Türkiye’nin Ak Parti iktidarına kadarki süreçteki başbakanları, milletvekilleri, ordusu, savcısı, hâkimi ülke içinde Kürtler, Ermeniler, Aleviler, dindarlar üzerinde oyun oynadığından yer yer mevcut darbeler için İsrail ve ABD ile birlikte iş görmeye kalktığından kendi derdimize düşmüştük. Bu şekilde ne dünyanın geneline bakacak halimiz vardı ne de kendi sorunlarımızı çözecek gücümüz.

Ak Parti iktidara oturduğu günden bugüne birçok konuda olumlu adımlar attı. Ahmet Davutoğlu gibi birinin dışişleri bakanı olması ayrıca bir şanstı. Tüm bunlara Ortadoğu’da patlak veren devrimler eklendi. Bir şekilde sürecin bir parçası olduk. Artık Doğu’yu da Batı’yı da yakından izlemek, gerekirse sürece müdahil olmak Read the rest

Son 30 günde en çok paylaşılanlar »

  1. Hümeze Suresi ve “Linç Ahlâkı”
  2. Çok renkli bir Türk Solu: Kürtçü, Milliyetçi, Din düşmanı, İslâmcı, Devletçi ve Anarşist!
  3. İslam’ın vizyonu (5) / Hamza Yusuf
  4. Kapitalizm Hakkında Efsaneler – 3
  5. Ben büyüyünce insan-ı kâmil olucam!
  6. Ölüm ve yalakalık?
  7. Türkiyede İslamcıların Üçüncü Dönemi
  8. Mesnevi ile İlahi Aşk (8) / 08.07.2012
  9. İlkokul öğrencilerinde Atatürk algısı?
  10. Bilim ve Akıl

Ben Melamet Hırkasını Kendim Giydim Enime »

Ben Melamet Hirkasinikendim Giydim Enime by Bektasi Nefesleri on Grooveshark

Zaz / Les Passants »

Şemdinli’de neler oluyor? »

Bugünlerde herkes bir diğerine aynı soruyu bir gizem içinde sormakta: Şemdinli’de neler oluyor?

Aslında soru içinde çok fazla derinlik barındıran bir soru değil; öyle uzun uzadıya konuşmaya da gerek yok, eline bir cetvel alıp beyaz camın önünde arazi tahlili yapmaya da lüzum yok. Kabaca anlatmak gerekirse, PKK ve Kürt Ulusalcıları ‘tekeden süt çıkarır mıyız’ umuduyla Şemdinli’yi düşürmeyi ve bir başkaldırıyı ateşlemeyi düşündüler ve bir şekilde derdest edilip kütükten düşürüldüler. Amaç, Ortadoğu’daki baharı bu coğrafyada sahneye koymaktı ama neylersin ki baharı görmeden yaz geldi geçti. Aynı oyunu daha önce Şırnak ve Kuzey Irak’ta da denemişler ve sadece Kuzey Irak’taki operasyonda 1000 küsur kayıp vererek kırılması güç bir rekora Read the rest

Atatürk yarım bir ilahtır! »

“Atatürk yarım bir ilahtır; Türklerin babasıdır. Hiçbir devlet şefi için hayatında bu kadar heykel dikilmemiştir; ne Mussolini’nin, ne Hitler’in, ne de Lenin’in anıtları onunkilerle ölçülemez” (5 Ağustos 1935 tarihli Cumhuriyet gazetesi)

 

… Biraz okumak için…

Tarih şaşırmaktır

Evet… Tarih şaşırmaktır. Atatürk’e şaşırmak, Kürtlere şaşırmak, Lozan’a şaşırmaktır. Geçmişe hayret edip bugüne eleştirel bakabilmek, yarını hazırlamaktır Tarih. Geçmişe değil geleceğe dönüktür amacı. Özetle siyasî bir propaganda aygıtı değildir. Gaz vermek, “Asker millet” üretmek, atalarımızla gurur duymak için tarih araştırılmaz. Eğer resmî tarihin beyin yıkamasından bıktıysanız bu kitap ilginizi çekecektir… Buradan indirebilirsiniz. 

Şemdinli… Şemdinli… »

“… Şemdinli’de 115 PKK’lı öldürülmüş, iki asker de şehit edilmişti. Tüm bilgi bundan ibaretti ve Şemdinli’de ne olduğu yine soru işaretiydi. Devlet Şemdinli konusunda derin bir sessizliğe bürünürken, dün bölgede görev yapan üst düzey bir güvenlik görevlisiyle Şemdinli’yi ve yaşananları konuştum. Operasyonun nasıl başladığını, 18 gündür neler yaşandığını öğrendim. […] Güvenlik görevlisi “Aslında uzun bir dönemdir Şemdinli’ye bir baskın yapılacağını düşünüyorduk” diyerek söze başlıyor. Bir yıl önce Şemdinli’de yaşananlar, örgütün bir baskın planı yapacağını kendilerine düşündürmüş. Asıl bilgi ise yaklaşık bir ay önce teslim olan iki PKK’lıdan gelmiş. Örgütten kaçan bu kişiler önce Jandarma’ya teslim olmuşlar. Ardından Hakkâri Emniyet Müdürlüğü’ne getirilip, terör ve istihbarat birimlerince sorgulanmışlar. Sorguda askerî yetkililer de bulunmuş. İşte bu sorgudaki itiraflarla da Şemdinli’de düğmeye basılmış. PKK’lılar Şemdinli’yle ilgili örgütün planlarını, aldıkları eğitimleri tek tek itiraf etmişler. […] Örgüt 2012 yılını “final yılı” olarak belirlemiş. Planlamalar arasında Şemdinli ayrı bir yere sahip. Kanlı ve ses getirecek …” (Mehmet Baransu / Taraf)

 

… Bu konuda e-kitap okumak için…

 

Türkiye bölünür mü?

“Bebek katili! Vatan haini!…” PKK terörünü lanetliyoruz ama devlet eliyle işlenen suçlara karşı daha bir toleranslıyız.  “Kürtler ve Türkler kardeştir” diyenlerin kaçı “sen benim kardeşimsin”  demeyi biliyor Zaza, Sorani, Kurmanci dillerinde? Ülkemizin terör sorunu ne PKK ne de Kürt kimliğiyle sınırlanamayacak kadar dallandı, budaklandı. Bazı temel soruları yeniden masaya yatırmak gerekiyor: (*) Kürtler ne istiyor? (*)  İspanya ve Kanada etnik ayrılıkçılıkla nasıl mücadele etti? (*) PKK ile mücadelede ne gibi hatalar yapıldı? (*) İslâm ne kadar birleştirici olabilir? Töre cinayetlerinden Kuzey Irak’a terörle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız 267 sayfalık bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirin. 

 

 

Asimilasyon ile Şiddet Kıskacında Ulusalcı Kürtler (Kitap + Tartışma)

Etnik kökenimiz benliğimizin bir parçası, rengarenk insanlığımızın gerçek bir rengi. Ancak bu renk üzerinden yapılan bir baskı, bu renk “yüzünden” çekilen büyük bir acı sonucu diğer bütün renkler silinebiliyor. Bir başka deyişle IZDIRAPLAR ÜZERİNE YAPAY BİR KİMLİK İNŞA EDİLİYOR. Bir halka yapılabilecek en büyük kötülük bu belki de. Sadece Türk ya da sadece Kürt olmaya mahkûm edilen insanlar giderek insanlıklarını perdeliyorlar. Böylesi halklar ırkçılığa, her türlü şiddet çağrısına kucak açıyorlar. Zira duydukları kin ve nefret onları bıçak gibi bilerken bir yandan da tektipleşiyor, şeyleşiyor. Kürt aydınları kadar Türk aydınlarına da büyük iş düşüyor. İnsan olmadan “Türk” ya da “Kürt” olmanın imkânsızlığını halklarına anlatmak. Okuyacağınız bu kitap aydınların dikkatini tam da bu noktaya çekmek için hazırlandı: Asimilasyon  ile şiddet kıskacı içindeki Kürt halkına… Buradan indirebilirsiniz. 

Sosyalizmin doğrusu, eğrisi »

“…  bizim “sosyalizm tartışması” üstüne yazısını okurken aklıma gelen birkaç şeyi yazmak istedim. Keçeli haklı olarak sosyalizmin her topluma uyacak bir reçetesi olmadığını söylüyor.

Belki çok önemli bir konu değil ama sonunda önemli bir yerlere bağlanıyor: doksanlarda göçen bir sosyalizm uygulamasını eleştirirken, bilinçaltımızdaki bir tür “idealizasyon”dan hareket edebileceğimizi düşündüm. Keçeli’nin “Yine kavga, suç, şiddet vs. olacak. Ama bu devletin ezilenden yana olması; hem toplumsal katmanları hem de bireyleri hukuk önünde eşit olarak görmesi gerektiğini gözardı edemeyiz” sözleri bunu düşünmeme yol açtı … “ (Murat Belge / Taraf)

… Bu konuda e-kitap okumak için…

Sosyalizm İslam’a uyar mı? (Tartışma) 

Bir yanda zekât üzerinden eşitlikçi bir İslâm yorumu yapan anti-kapitalist Müslümanlar. Diğer tarafta bir türlü iktidar olamayan, sosyalizmi bilmeyen, kemalizmi demokrasi zanneden devletçi, hatta darbe yanlısı bir Türk solu.

Türk solu geçmişiyle yüzleşemekten korkuyor. Solcunun solcuyu katlettiği 1 Mayıs 1977 bir tabu. Deniz Gezmiş’in ulusalcı duruşunu da eleştiremiyorlar. Evet… Türk solcuları iktidara yürümek için bir koltuk değneğine muhtaçlar. Peki ya İslâm? Sosyalizm İslâm’a ne kazandırabilir? Sosyalist devletlerin Müslümanlara yaptığı onca eziyetten sonra Müslümanlar sosyalizm ile ittifak yapabilir mi?

Derin Düşünce okurları tartıştılar, biz de kitaplaştırdık. Buradan indirebilirsiniz.

Türk solu iktidar olur mu? 

Kendini « sol » olarak tarif eden hareketler hiç olmadıkları kadar zayıf ve bölünmüş bir tablo çiziyorlar bugün.  Türk Solu Dergisi’nin ırkçı söylemlerinden CHP’nin darbe çağrılarına uzanan bir kafa karışıklığı hakim. Muhalefet boşluğunun müzmin bir hastalığa dönüştüğü şu dönemde Türk solu bu boşluğa talip olabilir mi? Daha önce Dikkat Kitap kategorisinde yayınladığımız Pozitivizm Eleştirisi gibi bu kitap da Türkiye’deki sola tarafsız bakan bir çalışma. İyimser görüşler kadar geçmişe dönük ağır eleştiriler de var. İlginize sunduğumuz 82 sayfalık bu kitap Türkiye’deki “sol” grupların sorgulamalarına, projelerine ışık tutmak amacıyla derlenmiş makalelerden oluşuyor. Kitabı buradan indirebilir ve paylaşabilirsiniz. Ele alınan başlıca konular: Solda özgürlükçü hareketler, 68 Kuşağı, Devrimci sol, Kemalizm, ulusalcı sol akımlar, Sol ve İslâm, Cumhuriyet Gazetesi.

Derin MAЯҖ

Etrafınızda “ben solcuyum” diyen kaç kişi var? Birgün Ya da Cumhuriyet Gazetesi, Türk Solu Dergisi okuyan? Yürüyüşlerde Marx, Lenin, Deniz Gezmiş ve Atatürk posterlerini yanyana taşıyan kişileri tanıyor musunuz? İşçi sendikalarında aktif rol oynayan dostlarınız var mı? Bu insanlar hasretle beklediğimiz sol muhalefeti kuramadılar bir türlü. Neden?

Marxist ve Marxçı (Marx’a dair ama marxist olmayan) miras ile yüzleşmedi Türk solcuları. Oysa Marx anlaşılmadan hiç bir sol projenin anlaşılmasına da imkân yok.  Leninist, Stalinist, Maoist… Hatta Kuzey Avrupa’nın sosyal demokrat modellerini de çözemezsiniz. Marx’ın bıraktığı yerden devam edenleri anlamak için de gerekli bu okuma; dünya soluna bugünkü şeklini veren düşünürleri anlamak için: Rosa Luxemburg, Ernst Thälmann, Georg Lukács, Max Adler, Karl Renner, Otto Bauer, Walter Benjamin, Jürgen Habermas,… Buradan indirebilirsiniz.

Garaudy ve kadınlar »

“… Hayatının bir döneminde kitapları ve cümleleriyle ufku açılan ya da kafasında soru işaretleri beliren herkes, vefatının ardından hakkında bir şeyler yazmak istedi. Kimisi eşi menendi bulunmaz bir dönek olarak tanımladı, kimisi de kafası karışık bir maceraperest. Kimisine göre hayatındaki kadınlara karşı vefasızlığından da belliydi, ideolojik ve dinî bağlamdaki vefasızlığı. Defalarca evlenmiş, bir taraftan da eski eşleriyle görüşmeyi sürdürmüştü. Böyle bir insanın din ve ideolojilere vefalı olması da beklenmemeliydi.

Dinler ve ideolojilerin tarihi gösteriyor ki davasına sıkı sıkı bağlı ya da bir misyon yüklenen erkekler öncelikle eşlerini ve evlatlarını ihmal etmeye zorunlu kalmışlardır. Yakın çarpıcı örnek, Yılmaz Güney‘in kızı Elif Güney Pütün‘ün, Bir Odadan Bir Odaya başlıklı kitabında dile geliyor. Mütedeyyin kişilikler açısından da, peygamber de olsa evlat ve eşle, hatta aşkla sınanmanın örnekleri çok sıradışı ve sınırlı değil. Nuh, Lut, Yusuf

Türkiye ikliminde Garaudy‘yi kuşağı yazarlar arasında en çok Nurettin Topçu‘ya benzetiyorum. İki yazarın da edebiyatçı yönü, eylemi beslemeye dönük düşüncenin…”  (Cihan Aktaş, Taraf)

… Kadın hakları konusunda e-kitap okumak için…

 Kadın hakları ve Kemalizm

 “Kemalizm Türk kadınına özgürlük verdi” gibi sloganlarla düşünmeye daha doğrusu ezberlemeye itildiği için sık sık  şaşırmaya mahkûm bir kuşak bizimki. Tarihi, belgeleri, siyasî söylemleri ve sloganları aklın imtihanına tabi tutan herkes hayretler içinde kalıyor. “İyi de biz bunu bunca sene nasıl yuttuk?” diye sormaktan alamıyoruz kendimizi.  Kemalist düşüncenin, çağdaşlığın ve Atatürk devrimlerinin yılmaz bekçisi “çağdaş Türk kadını’nın sesi” Cumhuriyet Gazetesi’nin başyazarı olan Yunus Nadi kadınların siyasete atılmasına nasıl tepki vermiş meselâ?  “Havva’nın kızları, Meclis’e girip yılın manto modasını tartışacak”  Kadınlar Halk Fırkası kapatılınca yerine Türk Kadınlar Birliği kurulmuş. O da kapatılınca Cumhuriyet Gazetesi’nde şu başlık atılmış:  “Türk Kadınlar Birliği kapatıldı, fesat çıkaran hatun kişilere haddi bildirildi.” Derin Düşünce Fikir Platformu yakasını resmî tarihten kurtarmak isteyen okurlarına ezber bozan bir kitap öneriyor : Kadın hakları ve Kemalizm ilişkisine alternatif bir bakış

 

 

   Kadınlar… Günümüzün Don Kişotları

Suzan Başarslan’ın dediği gibi “kadına dair söylenmesi gereken ne  kadar söz varsa erkeğin söylediği” bir dünya bu. Sadece söz mü? Yaşama hakkı bile. Bugün Çin’de ve Hindistan’da yüzbinlerce kız bebek daha doğmadan ultrason ile ana karnında görülüp yok ediliyor. Erkeklerin güç mücadelesinde kadınlar eziliyor. Cumartesi anası oluyor, cezaevlerinin önünde sıra bekleyen, şehit tabutlarının üzerinde ağlayan oluyor.  Şampuan veya otomobil satarken bedenini kullandıran, arka planda, silik, soyunan, tüketen, “figüran”… Kadınlara özne olma hakkını vermeyen erkekler mi yoksa bu hakkı alamayan kadınlar mı? Kadınlıklarını kaybetmeden, erkekleşmeden var olabilecek mi birgün kadınlar? 96 sayfalık bu kitapta Kadın’a ait kavgaları ve Kadın’ın kimlik arayışını sorguluyoruz. Buradan indirebilirsiniz.