RSS Feed for This Post

Kafasızların baş kaldırması: Çarşı ve Çapulcular

carsi_Yalama olmuş anarşistin dramı

Devlete baş kaldırmak zordur. Eylemden önce bazı sorulara cevap vermek gerekir: Kaldırılacak yeterince baş var mı? O başları taşıyanlar adam mı? Anarşist kafa tuttuğu kurumun ayaklarına kapanmaz. Davasında samimiyse mahkemede sağlam durur. “Bu mahkemeyi ve kararlarını tanımıyorum; devletinizi tanımıyorum; bu mahkeme bir müsameredir” diye konuşur.

Askerliğini tıpış tıpış gidip yapan adamdan anarşist olmaz. Çocuğunu devlet okuluna gönderen, devletin hastahanesinde tedavi olan, arabası çalınınca devletin polisini çağıran adamdan anarşist olmaz. Hem bunları yapıyor hem de ara sıra devletin polisine taş atıyorsa ona “anarşist” denmez, “çapulcu” denir.

Çarşı grubu adına şiddet çağrısı yapan, dükkânları arabaları yakan, başbakanı öldürmekten bahseden tipler vardı Gezi olayları sırasında. “devrim olacak, hükümet devrilecek” vs diye mesajlar gönderdiler. Ölenler oldu, ömür boyu sakat kalanlar. Bu olaylara dahil olduğu iddia edilen şüpheliler yakalanmış. Halleri içler acısı. “Yıkalım” dedikleri, taşla, çelik bilye ile, molotof ile saldırdıkları devletten merhamet dileniyorlar şimdi. “Alkollüydüm, kızlara hava atmak için yaptım” diye ağlıyorlar hakimin önünde. Kafasız insanların başkaldırması böyle oluyor demek ki:

“… Gezi Parkı eylemlerinde “Hükümeti devirmeye teşebbüs ile suçlanan Çarşı üyesi 35 şüpheli için ömür boyu hapis cezası isteniyor. İddianamede şüphelilerin telefon görüşmelerine ve savunmalarına yer verildi. Suçlamaları reddeden şüpheliler, “Park mark benim umurumda değil, bana ne yemişim AVM’sini de Gezi Parkı’nı da ağacını da, ihtilal başladı, bu hükümeti düşüreceğiz” ve “Başbakanlık Konutu’na saldırı olacak bugün, bu bir iç savaşa dönüşebilir, polise güçlü saldıralım, ses getirecek bir şeyler yapmamız lazım” şeklindeki ifadeleri “alkolün etkisiyle ve kızlara hava atmak için” sarf ettiklerini öne sürdü.

-Şüpheli Koray Yalnız, dinlemedeki “Başbakanlık Konutu önünde eylem yaptık. Beşiktaş Stadı önündeki inşaatta kullanılacak dozeri ele geçirdik. Polis TOMA’larından bir tanesini ele geçirdik ve polisleri kovaladık. Olaylar esnasında bir polisin kolu kırıldı” sözleri için “Kız arkadaşıma hava atmaya yönelikti” dedi.

-Şüpheli Engin Sarar, telefon görüşmesinde sarf ettiği “Bugün sokakta plan yapacağız. Çatılara çıkacağız; sapan ve misket lazım” sözlerinin şaka amaçlı olduğunu söyledi.

-Şüpheli Kaan Kabaş, telefon görüşmelerindeki “Gezi Parkı’nda her gün savaş, bu hükümeti düşüreceğiz, sapan ve misket lazım” sözlerinin espri niteliğinde olduğunu belirtti. “Facebook ve Twitter’daki paylaşımları ben yazmadım” dedi.

-Şüpheli Aykan Uyanıktürk, Güray Sönmez ile yaptığı telefon görüşmesinde”Beşiktaş’ta falan, böyle kameralara yakalanan bir adam ölürse o zaman gittiler işte. Hükümet de düşünce hop hop asker el koyacak mecburen …”sözleriyle ilgili olaylar esnasında alkollü olan arkadaşının anlattıklarına yorum yaptığını söyledi …”

 

 

… Bu konuda makale …

… Bu konuda e-kitap …

kapak_kitap_capulcularÇapulcular” ne istiyor?

Genel seçimler yaklaşırken başladı Taksim Gezi Parkı olayları. İnsanlar öldü, yaralananlar, tutuklananlar oldu. Taksim’deki sanat galerileri bile yağmalandı. Maddî zarar büyük: Yakılan otobüsler, özel araçlar, iş yerleri. Ancak hâlâ isyancıların ne istediğini bilmiyoruz. Taksim Dayanışma Grubu’ndan çelişkili açıklamalar geliyor. Polisi ya da göstericileri suçlamadan önce şunu bilmek gerekiyor: “Çapulcular” ne istiyor? Daha fazla demokrasi? Sosyalizm? Devrim? Darbe? Elinizdeki e-kitap bu sorulara cevap arıyor. Buradan indirebilirsiniz.

 

Hükümeti devirmek isteyen birileri mi var?

Hükümeti_devirmek_kapak4 Türk bankası çalışanlarını sömürmek, tüketiciyi kandırmak ve haksız rekabetten dolayı çok ağır cezalar yediler. Hemen ardından Türkiye tarihin en büyük anti-kapitalist ayaklanmasını yaşadık. Göstericiler “Sosyalist Türkiye” ve “yaşasın devrim” sloganları atarak orak-çekiçli pankartlar, Deniz Gezmiş posterleri taşıdılar. Tuhaf olan ise bazı bankaların ve holdinglerin bu ayaklanmaya destek olmasıydı. Anti-kapitalist göstericiler 20 gün boyunca İstanbul’un en lüks otellerinden birinde bedava kaldılar. Tuhaflıklar bununla da bitmedi. CNN, BBC, Reuters ve daha bir çok medya kuruluşu bir kaç sene önce, üstelik yabancı ülkelerde çekilmiş yaralı ve ölülerin  fotoğraflarını “Türkiye” diyerek servis etti. Tayyip Erdoğan’a destek için toplanan AKP’lilerin fotoğrafı CNN tarafından kazayla(?) “Ayaklanmış Protestocular” olarak yayınlandı.

Dünyada da tuhaf şeyler oldu:

  • Türkiye ile neredeyse aynı anda Brezilya’da bir halk(?) ayaklanması başladı.
  • Georges Soros’a ait ekonomi gazeteleri Çin ekonomisi hakkında aşırı kötümser haberler yaydılar.

“Kazalar” bu kadar çoğalınca insanlar ister istemez bazı şeyleri sorguluyor:

  • Türk bankaları neden sermaye düşmanı, anti-kapitalist bir ayaklanmaya destek oldu?
  • Acaba 2008 krizinden sonra kan kaybeden ABD ve Avrupa kaçan sermayeyi geri  çekmeye mi çalışıyor?
  • Brezilya, Çin ve Türkiye Avrupa ve ABD’deki yatırımları çekmenin cezasını mı ödüyor?

Elinizdeki kitap bu sorulara ve darbe iddialarına cevap arıyor. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 2 Yorum

  2. Yazan:Recep Erkan Tarih: Eyl 12, 2014 | Reply

    Çok enteresan durumlar.Anarşist olduğunu dile getiren bir grup, hem sistem içinde olacaksınız hem de o sistemin bir ürünü olan ve milyon dolarların kazanıldığı futbol takımına ya da takımlarına büyük bir bağlılık göstereceksiniz.Havsalam almıyor.Yazarımızın açıkça vurguladığı gibi buna anarşizm denmez çapulculuk denir.Saygılar

  3. Yazan:Tayfun Tarih: Mar 16, 2015 | Reply

    Sistem savunuculari ve gercek statukocular milleti bu statukodan az da olsa kurtarmis olanlara karsi ayaklanmis, adi da anarsi olmus. Geciniz…

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin