RSS Feed for This Post

Şike Yasası: TBMM’deki Müslümanlara açık mektup

Şikeye hoşgörü gösteren kanunlar çocuk ticaretine, kumara, fuhuşa ve teröre yardım edecektir.

 “Yardım edebilir” demiyorum. Edecektir diyorum. Su 100°C’de kaynar demek gibi. Bilimsel bir gerçek bu. Çünkü yasal olMAyan yollarla para kazanan bir futbolcu yada klüp yöneticisi bu parayı “aklamak” zorundadır. Yani götürüp bankaya yatıramazsınız o parayı.  Akladıktan sonra? ALLAH (haşa) yutmaz ama devlet yutar.

 Kumarhaneler para aklar meselâ. Çünkü ufak miktardaki “yasal” para ile büyük miktardaki “yasadışı” parayı karşı karşıya getirmek, ilişkiye sokmak gerekir. Devlet sorarsa “bu parayı namusumla(!) buradan kazandım” demek gerekir. Kumarhaneler dışında emlâk spekülasyonları yapabilirsiniz. Değeri düşük bir arsayı 3 veya 4 kat üzeinde bir fiat ödeyerek alırsınız meselâ. Sanat piyasası da para aklar. Sahte açık arttırmalar yoluyla. Saçma sapan kartondan bir heykel vardır ortada. Bir bakarsınız milyonlarca dolara satınalınmış… bir “sanatsever” tarafından!

 Giriş kapısı ister kumarhane olsun, ister emlâkçı isterse bir müzayede salonu, paralar bir yerde valizlenir, o valizlerdeki “boşluklar” başka yerlerden gelen kirli para ile doldurulur. Uyuşturucudan, fuhuştan gelip PKK terörüne giden nakit para denizine akar hepsi. Oradan sonra bilemezsiniz. Ama ALLAH bilir.

Fenerbahçe, Galatasaray’ın şike gelirleri öteki kirli paralarla aynı çamaşır makinesinde yıkanır. Tayland’dan, Romanya’dan kaçırılıp İsviçreli zengin sapıkların yatağına atılan 10 yaşındaki çocukların “kirası”, Fransız silah firmalarının dağıttığı rüşvetler, İsrail’in Avrupalı gazetecilere gönderdiği “hediyeler” hep o çamaşır makinesindedir.

Clear Stream diye “bankamsı” bir kuruluş vardı. Bir araştırıverin ne olduğunu. Eski müdürü Eduard Israel kimdi? Cesedi bir köprüde asılı vaziyette, cebine ve ağzına ağzına para tıkılmış olarak bulunan bir finansçı vardı. Calvi miydi neydi adı? Karaçi’de ölen 11 Fransız mühendisi sorun bir zahmet danışmanlarınıza. Ölmeden önce yapın bunları. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamayın. (Müslüman olan vekiller için konuşuyorum tabi. Ötekiler dünya için ekip biçerler. Onlara lafım yok.)

 TBMM’de (varsa) Müslümanlara sorum şu: Kötülüğü dünyadan silip atamayız. Ama siz pezevenklere, zehir tacirleri ile ve PKK’lılara bu kadar yakın durmaya razı mısınız? Çocuklarınıza yedirdiğiniz lokmanın kanlı ve spermli sofralardan gelmesi ihtimaline razı mısınız?

 

… Ölmeden önce biraz okumak için… 

 

 

Ölümden Bahseden Kitap

Çocuklarımıza Ölüm’den daha çok bahsetsek ne olur? Meselâ evde besledikleri hayvanların, saksıdaki çiçeklerin ölümü üzerine yorum yapmalarını istesek? Mezarlık ziyaretleri yapsak onlarla birlikte ve sonra ne düşündüklerini, ne hissettiklerini sorsak?  Çocuklara ölümden bahsetsek belki daha güzel bir dünya kurulur bizden sonra. Çünkü bugün Ölüm’ü TV’den öğrenmek zorunda kalıyor çocuklar. Gerçekten bir “problem” olan ve çözüm bekleyen kazalar, hastalıklar… Çocuklar ölüm sebepleriyle Ölüm’ün hakikatini ayırd edemiyorlar. Küçülen ailelerden uzaklaşan dedeler ve nineler de bizden “uzakta” ölüyor: Kendi evlerinde, hastahane ya da bakımevlerinde. Doğumlarına tanık olamayan çocuklar bir gün ölme “sırasının” onlara da geleceğini anlayamıyor. Ölümü bekleyen modern insan idam mahkûmu değilse eğer, kısa çöpü çekmekten korkan biri gibi. İstenmeyen bir “büyük ikramiye” ölüm… Bu kitap Ölümden bahsediyor. Ölüm denen o “konuşmayan nasihatçıdan”, o karanlık ışıktan. Kendisini göremediğimiz ama sayesinde hayatımızın karanlık yarısını gördüğümüz ölümün ışığı. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 25 Yorum

  2. Yazan:aslnyrkli Tarih: Ara 10, 2011 | Reply

    madem para pkk ya gidiyor neden mecliste sadece bdp karsı o zman ?

  3. Yazan:Ahmet Yavuz Tarih: Ara 11, 2011 | Reply

    Neden yazınızdaki fotoğrafı değiştirdiniz.Diğer fotoğraf yalın gerçekleri en az yazınız kadar iyi ifade ediyordu.

  4. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Ara 11, 2011 | Reply

    Ahmet Bey resim biraz çirkin idi ama galiba haklisiniz, geri koydum. çocugun “ihtiyar” yüzü de çocuklugunu yasayamayan bu küçük fahiseleri anlatiyor. Gerçekten TBMM’nin neredeyse oy birligi ile buna destek vermesi çok üzücü.

  5. Yazan:Ahmet Derim Tarih: Ara 11, 2011 | Reply

    Şimdi burada önemli olan şu gibi: AKP’ye oy verip iktidar yapan %50 ile, bu futbol takımlarını her türlü hatalarıyla destekleyen, hatta yaptığı şikeleriyle falan övünen zavallı fanatik milyonlar ne kadar kesişiyor?

  6. Yazan:Sibel P. Tarih: Ara 12, 2011 | Reply

    Elinize sağlık, üye olduğum bütün gruplara yolladım.

  7. Yazan:TBMM kimi temsil ediyor? Tarih: Ara 12, 2011 | Reply

    Kalkınmaya ağırlık veren AKP ne yazıkki adaleti ihmal ediyor. Karnımızı doyurmak istiyoruz, evet ama vicdanlarımızı ve kalplerimizi de “doyurmak” istiyoruz. Tabiki bütün “suç” AKP’nin değil. Başörtüsü veya Kürtçe’nin serbestliği konusunda kıyametler koparan muhalefet partileri nerede? Neden hepsi AKP’nin suç ortağı oldular? TBMM kimi temsil ediyor? Kimden maaş alıyor?

  8. Yazan:AKP'li (Denizli) Tarih: Ara 12, 2011 | Reply

    AKP’lilerin hepsini aynı kefeye koymayın. Törenlerde meydanları hazırlayan afişleri yapıştıran sessiz bir çoğunluk var. Tayyip Erdoğan partinin raydan çıkmasına izin vermeyecektir. Belki hastalığı onu yavaşlattı ama bu böyle gitmez.

  9. Yazan:Referandum? Tarih: Ara 12, 2011 | Reply

    Neden vetodan başka bir şey konuşulmuyor? Abdullah Gül istese bir referanduma gidemez mi? Bu yasanın engellenmesi için sırtını halka dayayamaz mı? Varsa böyle bir imkan tabi… mutlaka kullanılsın derim.

  10. Yazan:H.R. Tarih: Ara 12, 2011 | Reply

    Acı olan şu ki TBMM ile halkın arası açılıyor. Yoksa AKP çatırdamış, çuturdamış kimin derdi? Zar zor oluşturulan bir demokratikleşme süreci vardı. Halk şimdi yine başlar “asker gelsin,darbe olsun, bunlar beceremedi vs vs”!!!!

  11. Yazan:Kaan Tarih: Ara 12, 2011 | Reply

    bu yasa Ergenekon’a hizmet eder. Herkes “AKP’nin adaleti bu mu?” diye soruyor. HAKLI OLARAK! Ergenekon davasına olan güven zayıfladı 🙁

    savcılar nerede? cumhuriyetin bekçisi(?) hukukçulara sesleniyorum!

  12. Yazan:Zerrin Bulan Tarih: Ara 12, 2011 | Reply

    KCK davasının özünde siyasi bir hamle olduğu yönündeki şüpheler haklı çıktı. Mafya bastırdı, AKP “peki” dedi. Demek ki yarın PKK da bastırıp Öcalan’ı serbest bıraktırabilir. TBMM’nin satılık/kiralık olduğunu bilmiyordum 🙁

  13. Yazan:a.gürkan Tarih: Ara 12, 2011 | Reply

    Güzel ve net bir yaklaşım…
    İstifacılık oynayan ergenekon goygoycusu şimdi ne diyecek, merakla bekleniyor.

    Sayıştay Kanunu, Şike Kanunu ve şu sıra gündeme gelecek gibi görünen Çek Kanunu; genel bir havanın dışa yansıyan ufak tefek çıkıntıları.

    Tıpkı, saçma sapan birilerinin çıkıp çıkıp “karşı-devrim” tezlerini beslemek için ortaya sürdükleri “adım adım ilerliyorlar” yaklaşımının sanki göze batan dikenleri gibi…

  14. Yazan:Harun Tarih: Ara 13, 2011 | Reply

    BDP’nin bu yasaya karşı olması bütün tezinizi çürütüyor Mehmet Bey. Boşa vakit harcamışsınız buy azıyı yazmak için. Dolandırıcılığın cezası ile 40000 kişinin ölümüne sebep olmanın cezası aynı mıdır? (Biri müebbet, diğeri 150 yıl) Eğer dolandırıcılıktan, kara paracılıktan, sahtekarlıktan insanlar içeri alınacak olsa, dışarıda esnaf kalmaz. O “TBMM’deki müslümanlar” dediğiniz kişiler akraba, eş, dostlarına devletin parasını ve imkanlarını peşkeş çekmiyorlar mı?

    Bırakın bu lobicilik, manipülasyon işlerini. Siz iddianameden haber verin. “Tümer Fenerbahçe maçında kendini attırmak için para almış” denilen maçta 90 dk. oynadı. İddianamede sözü edilen maç Fenerbahçe maçı değil, Ankaragücü maçıydı. Her geçen gün, bu “iddianame” adı verilen iddia yığınındaki saçmalıklar ortaya çıkıyor. İddianamenin Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım’ın ayağını kaydırmak için olduğunu bazı Galatasaray’lı ve Beşiktaş’lılar bile kabul ediyor.

    Esas şike adalette yapılıyor.
    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19432798.asp

  15. Yazan:MY Tarih: Ara 13, 2011 | Reply

    “Dolandırıcılığın cezası ile 40000 kişinin ölümüne sebep olmanın cezası aynı mıdır?”

    PKK terörü ve/veya devlet terörüne kurban edilen 40 bin kisinin BÜTÜN sorumlulugunu bugünkü TBMM’ye yükleyebilir miyiz? Bilmiyorum. Ama su bir gerçek, sike konusunda gösterilen gaflet (?ve kötü niyet) terörle mücadeleyi uzatacaktir. bugünden sonra ölen askerin de gerillanin da kani TBMM’yi lekeleyecektir 🙁

  16. Yazan:ali ars Tarih: Ara 13, 2011 | Reply

    Eldeki doneler tersini gösterirken;Bu yasaya karsı çıkan tek bdp iken,3 aydan fazla tutuklu kalmak özgürlüğü engellemekdir deyip deniz feneri sanığını serbest bırakanbir hukuk sistemine meclise laf demek enteresan.Unutmayınki ordaki hasır edilenlerde başka sizin yorumunuzla fuhuşa gidecektir.Yazık ki bu gölge oyunuyla mutluluklar…..

  17. Yazan:Evren Tarih: Ara 13, 2011 | Reply

    Niye güzel dinimizi siyasete futbola karıştırıyorsunuz?

    Bırakın huzurlu bir şekilde yaşayalım İslamiyet’e ne futboldan siyasetten.

    Bu dinin önemli alimleri evliyaları bile siyasetten uzak durmaya özen göstermediler mi?

    Neyin peşindesiniz gidin kumlarda oynayın!

  18. Yazan:Zerrin B. Tarih: Ara 13, 2011 | Reply

    Niye güzel dinimizi siyasete futbola karıştırıyorsunuz?

    Bırakın huzurlu bir şekilde yaşayalım İslamiyet’e ne futboldan siyasetten.

    Bu dinin önemli alimleri evliyaları bile siyasetten uzak durmaya özen göstermediler mi?(Evren)

    Yanılıyorsunuz Sayın Evren. Din ve Dünya diye iki ayrı hakikat yoktur. İslam demek kandil simidi, mevlüt şekeri demek değildir. “Dinimizi yaşamak” diyorsunuz ama İslam’ı yaşamak ilk önce zulme direnmek ve adaleti savunmaktır. Elle mani olmak, olmazsa dille, kalemle, o da olmazsa kalp ile buğz ederek zulme direnmek icab eder. Bu imanın en zayıf mertebesidir. Kalp kalesi düştü ise ne namaz ne oruç. Bunlar « folklorik » ögeler olurlar.

    Halil Cibran’ın “Ermiş” kitabından:

    Bilge kişi ölmeden hemen önce halkını geniş bir meydanda toplar. Gerçekleri son bir kez hepsinin huzurunda dile getirir. Halkla arasında nefis bir diyalog kurulur.

    Halktan biri öne çıkarak “bize” der “sevgiden söz et”

    Bilge anlatır, anlatır, anlatır…

    Bir diğeri “bize aşktan, evlilikten söz et” der, anlatır…

    Bunu “alışveriş hakkında ne dersin?” diyen biri izler, anlatır…

    “Çocuklardan bahset” derler, anlatır…

    “Eğitimden bahset” derler, anlatır…

    “Çiftçilikten bahset” derler, anlatır…

    “Alınterinden, emekten ve adaletten” bahset derler, anlatır…

    Ve daha günlük hayatın türlü sorunlarından söz etmesi istenir. Bilge hepsi hakkında hikmetli sözler söyler, anlatır, anlatır, anlatır…

    Konuşmasının sonuna doğru birisi “Bize ‘din’den bahset” deyince Bilge şöyle cevap verir;

    “Bahsettim ya, dinlemedin mi?”

    Ve devam eder: “Siz zamanınızı, bunlar Allah’ın saatleridir, bunlar bizim saatlerimizdir diye ayırabilir misiniz? Öyleyse din, yaşadığımız hayat ve tüm davranışlarımızdır. Her an Allah huzurunda olduğunun bilincinde, öylesine titiz, doğruyu gözeterek temiz bir hayat yaşamaktan daha güzel bir din olur mu?”

  19. Yazan:Sinameki Tarih: Ara 13, 2011 | Reply

    Bırakın bu lobicilik, manipülasyon işlerini. Siz iddianameden haber verin. “Tümer Fenerbahçe maçında kendini attırmak için para almış” denilen maçta 90 dk. oynadı. İddianamede sözü edilen maç Fenerbahçe maçı değil, Ankaragücü maçıydı. Her geçen gün, bu “iddianame” adı verilen iddia yığınındaki saçmalıklar ortaya çıkıyor. İddianamenin Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım’ın ayağını kaydırmak için olduğunu bazı Galatasaray’lı ve Beşiktaş’lılar bile kabul ediyor. (HARUN)

    Emin misiniz acep? bunu diyen de TBMM’den:


    “Şike davasında 93 sanık var. Bu 93 sanık arasında adı geçen önemli bir şahıs var. Bu önemli şahıs, Belarus’a gidip Bedrettin Dalan’a çanta içinde para götüren adamdır. Devletin kayıtlarında bu var… Şike yasasıyla, bu ülkede üniformadan daha büyük bir gücün olduğunu gördük. Kendi yasalarını değiştirtmeyi başardılar. AK Parti iktidarında sürekli kan kaybeden statüko, şike yasasıyla ilk galibiyetini aldı.”

  20. Yazan:Harun Tarih: Ara 13, 2011 | Reply

    Sinameki Bey, bu şike meselesi hükümetin Ergenekon meselesindeki haklılığının sorgulanmasına bile yol açtı. En basitinden, masumiyet karinesinin çiğnenmesi, kamuoyunu tatmin edici bir sebep göstermeden suçu ispatlanmamış bir kişinin ceza evine gönderilmesi, benzer şikeleri on yıllardır yapan Galatasaray, Trabzonspor ve Beşiktaş’lı yöneticilerin, Haluk Ulusoy gibi bütün sezon sonunda ligin nasıl biteceğini baştan bilen futbol mafyalarının elini kolunu sallaya sallaya dolaşması, bilhassa son haftaki Emenike’nin iyileştiği halde oynatılmadığı Karabükspor maçını güle oynaya 4-0 kazanan ve Trabzonspor ve Galatasaray’ın bu süreçten kazançlı çıkmaları ve güçlerine güç katmaları hükümetin ve yargının Ergenekon meselesindeki haklılığının sorgulanmasına yol açmıştır. Çok basit gibi görünen bir mesele AKP’nin sonunu getirebilir. Toplumların afyonu olan futbol, Türk toplumunu büyük bir felaketin, toplumsal infialin eşiğine getirdi. Galatasaray ve Trabzonspor lobilerinin (spor bakanları ve federasyon başkanları neden hep Trabzon’lu olur acaba?) kendi camialarına başarısızlıklarını anlatamayıp, sabırsızlıkla ve hırsla başarı bekleyen (96 yılında Trabzonspor şampiyon olamayınca kendini balkondan atan, silahıyla intihar eden, başkalarını vuran vs.) fanatiklerini teskin etmek ve koltuklarını korumak uğruna Fenerbahçe’nin ve Aziz Yıldırım’ın ayağını kaydırmaları tarihe not düşülecektir. Ve bu süreçte bilhassa AKP TRABZON Milletvekili Kemalettin Göktaş’ın sanki AKP’ye sadece Trabzon’lular oy vermiş, Fenerbahçe taraftarları oy vermemişçesine, neredeyse tribün amigosu zihniyetiyle olaya yaklaşması ve yargıyı Fenerbahçe’nin haklarının alınıp, Trabzonspor’a verilmesi doğrultusunda TV’lardan alenene manipüle etmesi de başta Fenerbahçe taraftarı olmak üzere Galatasaray ve Trabzonspor fanatikleri ve Fenerbahçe antipatizanları hariç bir çok kesimde “acaba hükümet Ergenekon adı altında da benzer hukuksuzluklar mı yaptı?” sorularını akıllara getirmektedir.

  21. Yazan:barış Tarih: Ara 14, 2011 | Reply

    yakında buradan cennetten arsa satışına da başlarsanız şaşırmayacağım…futboldaki adalete para akışlarındaki usulsüzlere karşı bu kadar hassassanız neden ulusoy dönemindeki şaibelere fenerbahçenin son maçlarda giden şampiyonluklarına fed. başkanının babasına götürülen tük. kupalarına devletin sırtından yapılmış stadlara örtülü ödenekten ts ye akan paralara şike yaptı denen karabükün bi fb bir ts maçına gs nin affedilen milyonlarca euro vergi borçlarına denizlide onlarca kez durdurulan 17 dk uzatılarak çalınan şampiyonluğa fb şamp olamasın diye gs den 30 dk da 6 gol yiyen ts ye yılmaz ağar ulusoyun gs ye hizmetlerine!! karşı neden bu kadar suskun kalıyoruz

  22. Yazan:AtiLLa Türkoğlu Tarih: Ara 14, 2011 | Reply

    1-Gizli tanık diyorki fb-bjk maçında tümer kırmızı kart gördü oysaki o maçta 90 dk oynadı
    2-Savcı bey diyorki Aziz Yıldırım 3 sene üst üste şampiyonluk vaadinde bulundu o yüzden 2010-2011 sezonunda şike yaptı. ama Aziz Yıldırım o sözü 2009 yılında söyledi ve yine son maçta şampiyonluk gitti.
    3- Neymiş fenerbahceli yönetici ile Yadigar boğa adında Ankaragüclü yönetici menajer çalışan top toplayıcı çaycı her neyse ne olduğu henüz belli olmayan adamla aynı arabada para bulunuor. ne ilgictirki bu para ankaradan istanbula gelirken görülüyor. madem sizin foto cekme kaydetme yeteneğiniz var neden o paraları ilgili şahıslara verilirken cekmediniz. Ne yani ben memura rüşvet verirken ben içeri atılıp memur dışarıdamı dolaşacak neden bir tane ankaragüclü futbolcu yada yönetici içeride değil ( bu arada o yadigar boğa denen şahsın kim olduğu hala belli değil)
    4- Sivas maçında bahsedilen çantanın içerisinde bilet olduğunu Sivas valisi bile açıklamışken sayın savcı sanırım doğaüstü gücleri olmalıki o çantanın içerisinde para olduğu kanaatine varıyor. kaleci korcan yüzde yüz 2 tane topu çıkartıp sonra basit bir gol yüzünden içeri atılıyor. Korcana araba alındı deniyor ve arabayı şike belli olmasın diye kız kardeşinin üzerine yapıyor. Ama korcanın bir kız kardeşinin olmadığı ortaya cıkıyor.
    5- Emenike sakat olduğu için Fb maçında oynamıor. Hatta elinde raporu olduğu halde. Peki sayın savcı.. tsl son maçı olan ve ts nin 4-0 kazandığı ( Egemen gibi stoperde oynayan bir oyuncunun defans arkasına sarkarak gol attığı bir maçta ) karabuk macında Emenikenin sakatlığının geçtiği halde oynamaması neden gözlerden kaçıyor…
    5- Fb-Buca maçı şikeli diyorlar. Ts-buca macına bakın santradan top oyuna sokuluyor ve 2 kişiyle 8 tane futbolcu arasından elini kolunu sallayarak umut bulut dünyanın en hızlı gollerinden birisini atıyor ve sonuc 2-1. fb-buca maçı nasıl oldu ona bakalım. 78.dk ya kadar durum 3-1 sonra sağdan gökhan orta yapıyor ve top bucalı defans oyuncusunun eline çarpıyor hakem penaltı veriyor. o penaltı olmasa bırak 3 puanı 1 puanı bile zor alırdık..
    6- Bursa-fb maçı şikeli diyorlar. Ama bursaspor vatan sakarya yapıyor ve 90 dk boyunca defansta duruyor gol yememek için herşeyi yapıyor. 2 hafta sonra ts-bursa maçı oluyor ama ilk yarıda iş bitiyor. sonra birileri cıkıp ekranlara diyet ödedik diyor. bunlar için tapeye mapeye gerek yok herkes gördü.
    7- fb – antep maçı. 90 dk boyunca kıran kırana maç oluyor. belkide süper ligin en cok kart görüldüğü maç. 90+3 te stochun şutunda top direkten dönüyor ve santos golü yapıyor. 2 hafta sonra ts-antep maçında ne oluyor acaba. birileri adını boşver herkes biliyor zaten antepe stad sözü veriyor.ligin en iyi takımlarından olan antep ts karşısında dökülüyor.
    8- Bir tarafta oyun sistemi sadece tek bir oyuncuya dayalı bir takım, diğer tarafta süper ligin en fazla pas yapan en fazla şut atan en fazla gol pozisyonuna giren takımı. santos niang alex emre gökhan lugano gibi yıldızları olan bir takım.
    ACABA ŞİKEYİ KİM YAPTI….

  23. Yazan:Harun Tarih: Oca 2, 2012 | Reply

    Cemaatin bu zevk, nefis işlerinden; malayani işlerden elini eteğini çekmesi gerekiyor. “Fethullah Gülen Hakan Şükür, Hakan Ünsal vb. 96-2000 yılları arası oynayan şakirt futbolcuları seviyor diye Galatasaray’ı destekliyor”muş. Bunu bizzat cemaatin içinden insanlar söylüyor. Kendini bütün dünya zevklerinden soyutlamasıyla milyonlarca insanı kendine hayran bırakan biri nasıl böylesine ilkel bir nefsani arzuya sahip olur? Eğer, Fethullah Gülen, herhangi bir vatandaş gibi maç seyrediyorsa, gol olunca seviniyorsa falan, ne özelliği var bu adamın da kanaat önderliği yapıyor? Ben nefsani arzularının peşinde koşan bir adamın dürüstlüğüne, diğergamlığına nasıl inanacağım? Kendisine bağlı olan basın-yayın kuruluşlarında sürekli FB aleyhinde afaki hükümler veriliyor. Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor aleyhinde tek satır bir şike iması yok. Galatasaray, 96-2000 yılları arası o şakirt kadrosuyla ne şaibeli maçlar kazandı, haberi yok mu kimsenin? O şakirt Arif kendini 96. dk’da yere bırakıp, penaltı kazandırarak kul hakkı yemedi mi? Emek hırsızlığı değil midir bu? O hakem bağlanmamıştır diyebilir mi kimse? O zaman Aziz Yıldırım “temiz lig” istiyoruz diye haykırırken “başarısızlığına kılıf arıyor” deyip, o isyana kulak asmayanlar, şimdi “temiz lig” diye basbas bağırıyor dört bir yanda. Bir insanın, Allah kulunun dolandırıcılıktan dolayı 130 yıl hapsini isteyebiliyor. Vicdansızlıktır, ayıptır, iki yüzlülüktür, şerefsizliktir bu! 97’de, 2006’da neredeydiniz??? Söz konusu Galatasaray olunca başka, Fenerbahçe olunca başka mı yoksa? Başlarım sizin ahbap-çavuş, yandaş, yoldaş ilişkilerinize. Adalet istiyoruz, adalet!

  24. Yazan:Bora Tarih: Oca 4, 2012 | Reply

    Turkiye’de federasyon baskanlarini, rakip futbolculari, teknik direktorleri arayan tek baskan ve yonetici Aziz Yildirim. Evet evet, oyle… Bi de Serdal Adali var ama onu BJK’in “iyi niyeti” (yani populizmi) kurtardi. Evet, aynen oyle… Tabi ki de butun kuluplerin baskanlari dinlendi. Bir tek, Aziz Yildirim ariyormus. 150 yil azdir, 750 yil hapis yatmali, ardindan da idam edilmeli. “Temiz lig” icin bunlarin hepsi. Ekmek mushaf carpsin ki, FB’nin ayaginin kaydirilip, GS’in on plana cikarilmasiyla falan zerre kadar alakasi yok. Hatta GS’in 8 ay takip edilen bir sezonda tarihinde ilk kez bu kadar kotu bir sezon gecirmesi de tamamen bir tesaduften ibaret. Tabi, oyle… Fethullah Gulen de GS’liymis zaten. Abiler oyle diyor. 90’larin sonlarinda GS’in sakirtleri Hakan Sukur, Hakan Unsal, Arif vb.leri iman gucleri sayesinde hep son haftalarda farkli galibiyetler alarak sampiyon oldular. Sike falan yok. Haluk Ulusoy da tamamen tarafsiz biridir. Mehmet Agar ve Mesut Yilmaz’in GS’in sampiyonluklarinda zerre kadar payi yoktur. Mhm, oyle oyle… Tabi ki de oyle… Evet, evet, aynen oyle…

  25. Yazan:ali duman Tarih: Oca 7, 2012 | Reply

    sn. bora

    olayı getirip fener, galatasaray meselesine dayamışsın yaaaa, bravo yani, bravoooooo.

    fenerli olarak, galatasaraylı olarak, beşiktaşlı olarak, trabzonlu olarak şikeli maçlar izleyelim, zıp zıp zıplayalım, mesut bahtiyar olalım, hatta baştaki yöneticilerimiz işi otomatiğe bağlasınlar o yıl hangi başkan, hangi yönetim zor durumda ise o takımı sampiyon yapsınlar, bizler sırayla mesut bahtiyar olalım, misal geçen yıl fener şampiyon yapıldı, ancak zor durumda olan bjk başkanı yıldırım demirören’e bir kıyak geçilerek kupa şampiyonu oldu, yoksa alimallah yıldırım demirören’in suyu bayağı ısınmıştı.

    ne güzel örnekler veriyorsunuz maşallah gözlerim yaşardı, hatayı hatayla örtmede ulus olaraka üstümüze yok, zira eğitim sistemimizin ne derece bozuk olduğu bu ortak “terbiyemiz”den belli, galatasaray 90lı yılların sonunda “şike” ile şampiyon olmuş, eeee öyleyse şike yapmak herkese haktır, özellikle de fenere…

    ne etik, ne ahlaklı bir önerme değil mi?

    hep beraberer şikeli oyunların garnitörü olalım, ne zevk, ne heyecan ama değil mi?

    hangi ahlakli taraftar böyle bir sirkin orta oyuncusu, maymunu olmayı kabul eder? insanlar sonucu önceden belirlenmiş “kurgulu”, “şikeli” maçları niçin izlesinler ki? böyle bir şeyden siz zevk ve heyecan duyabilir misiniz?

    daha önce oldu diye yeni yeni şikelerin olması hak mıdır?

    bu nasıl bir zihniyet, bu nasıl bir ahlak? bir açıklaması var mıdır?

    insanın böyle şikeli, danışıklı-dövüşlere malzeme olmasından midesinin kalkıyor olması gerekir, ancak nerede??? meğer ola ki buna gönüllü olanlar varmış, yazık ki ne yazık? bu yüzden futboldan sıtkımız sıyrılmış iken, bu rezaleti savunanların olması, böyle bir toplumda yaşıyor olmak ne acı….

    en azından şunu belirteyim ki; ülkemizin eğitim sistemi gerici ve ahlaki değer üretmekten yoksun dahi olsa, bu denli diplerde değildir, benim bildiğim kadarıyla hiç olmazsa şu öğreti bu ülke maarifinde verilen genel-geçer bir şeydir ki hiç olmazsa o seviyeye yükselmenizde fayda var, “suç işlemek yasak değildir, yakalanmak yasaktır” bilmem anlatabildim mi? yakalanınca ihbarcı bir mantıkla “ama şu da yaptı bu da yaptı” diye kendini savunana rastlanmamıştır, rastlanmış ise de o suçlu aynı zamanda bir de “ihbarcı”, “zurnalci” yaftasını yemiştir, hem de bedava tarafından bilmem anlatabildim mi? haaa bir de hoca efendi’yi bilmem ama bebek katili öcalan’da gs’li bunu unutmuşsunuz….eee ne yapacacağız şimdi, gs’ın bir de böyle defosu var, belki işinize yarar diye anımsatma gereği duydum.

    KİM YAPARSA YAPSIN ŞİKEYE DE, ŞİKELİ LİGE DE HAYIR!!!!

  26. Yazan:Bora Tarih: Oca 10, 2012 | Reply

    Ali Bey,

    FB şike yaptıysa küme düşürülmeli, başkanı da hak ettiği cezayı almalı (150 yıl hapis değildir ama bu) Bunları söyleyebilen birini hiç tanımadan, bir mesajına bakarak niyet okuyuculukla sahip olmadığı bir görüşe anlayışa sahipmiş gibi göstermek de nereden çıktı.

    Anlayamamışsınız, tekrar anlatayım. Demek istediğim şu: Şike tek başına yapılabilen bir eylem değildir. Şikeyi veren varsa, bir de alan vardır. Ama içeridekilerin hangi kulübün yöneticileri olduğuna bakıldığında, sanki FB kendi kendine şike yapmış gibi bir sonuç ortaya çıkıyor.

    Bir de, şike konusundaki bu “kamuoyu hassasiyeti” neden sadece FB şampiyon olduğunda ortaya çıkıyor da, bahis sitelerinden maçların çıkarıldığı skandal sezonlarda çıkmıyor?

    Şu yazılara bir göz atmadan cevap yazmamanızı tavsiye ederim:

    http://papazincayiri.blogspot.com/2012/01/bordo-mavi-hukumet.html

    http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1072079&CategoryID=98&Date=14.12.2011&Yazar=CENG%DDZ

    Bakın, bu mesele cemaatle hükümetin arasını açtı, hükümetin felaketi olacak.

    Türk futbolunda şike hep vardı, hala var. GS ve TS lobileri şu anda Türk futbolunu yönlendiriyor. Eğer, şikeye, yolsuzluğa karşı bir tavrınız varsa bunlara da gösterin, samimiyetinize inanayım.

    3 Temmuz’dan beri yaşanan süreç bir “futbolda temizlik” süreci değil, temizlik adı altında ayak kaydırmaca sürecidir. “Olmaz canım bu kadar da” demeyin. Türkiye’de ufacık şirketinden tut da, en büyük kurumuna kadar her yerde insanlar menfaatleri için sevmedikleri, kıskandıkları başarılı insanların ayağını kaydırmaya çalışırlar. Ve bunun için sürekli “yolsuzluk, sahtekarlık, şike” söylemlerini kullanırlar.

    Tekrar ediyorum, Aziz Yıldırım suç işlemişse cezasını çekmelidir ve temsil ettiği FB camiası da bunun sonuçlarına katlanmalıdır.

    Ama ya 3 Temmuz’dan beri yaşanan süreç bir ayak kaydırmaca tezgahından ibaretse???

    Masumiyet karinesi de çiğnendi. Bu tip durumlarda ayağı kaydırılmaya çalışan insanları koruyabilen en önemli hukuk karinesi olan masumiyet karinesi de çiğnendi. Bir kişiye bir suçla itham et, suçsuzluğunu ispatlayana kadar “suçlu” olsun. Adalet mi bu?

    Dünyanın bütün demokratik, gelişmiş ülkelerinde ve sözde T.C. hukukunda da olan bu masumiyet karinesini bir açıklayım, belki bilmiyorsunuzdur:

    “Suçluluğu ispatlanana kadar herkes kanun önünde suçsuzdur.” Dolayısıyla, suçluluğu ispatlanana kadar hiç kimseye ya da kuruma ceza verilemez.

    Bu konuyla pek ilginiz olduğunu zannetmiyorum. Ama, madem bu konu sizin için ilginç, o zaman konuyu detayına incelemenizi, “iddianame” adı verilen iddia yığınını tarafsız bir gözle bir okumanızı tavsiye ediyorum.

    Saygılar

  1. 7 Trackback(s)

  2. Ara 14, 2011: Son 30 günde en çok paylaşılanlar : Derin Düşünce
  3. Ara 23, 2011: Futbol klüpleri, mafya, eroin, fuhuş vs (2) : Derin Düşünce
  4. Ara 31, 2011: Futbol klüpleri, mafya, eroin, fuhuş vs (1) : Derin Düşünce
  5. Oca 28, 2012: Futbol seyircisi aptal mıdır? : Derin Düşünce
  6. Haz 7, 2012: Fenerbahçe Cumhuriyeti? : Derin Düşünce
  7. Tem 3, 2012: AKP, Futbol ve Beyaz Kadın Ticareti : Derin Düşünce
  8. Tem 11, 2012: Futbol klübü kara para aklar mı? : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin