RSS Feed for This Post

Karamsar Müslüman olur mu?

Paris’e ilk geldiğim yıllardı. Nerede bir Türk toplantısı olsa katılıyordum o zamanlar. Yine böyle bir davette, bir cumhuriyet bayramında kendimi yobaz laiklerin arasında buldum. Masada alkol içmeyen tek kişi bendim ve bir anda bütün hayretlerin, soruların odağı oldum. Kimisi “hadi domuz etini anlıyorum da, şarap içilmez mi canım?” diyor, büyük bir şeyi kaçırıyormuşum gibi acımayla yüzüme bakıyordu. En sonunda gerçeği söyleyip hem onları hem de kendimi kurtarmak için: “Beyler” dedim, “dinî sebeple içmediğimi söylersem ALLAH’a üç kağıt açmış olurum. Alkol içmek farz olsaydı bile içemezdim. Kokusu midemi bulandırıyor”

Domuz eti gibi “klasik” haramlardan uzak durmak zor gelmez insana. Kimse bir sabah aniden uyanıp “ahh keşke yasak olmasaydı da bir domuz pirzolası yeseydim” diye hayıflanmaz.  “Zina da böyle bir şey işte” isimli makalede anlattığım gibi günahlar bando mızıkayla değil en şirin, en affedilir kıyafetlerini giyip gelirler bizi “kötü yola” düşürmek için.

 Şeytanı öyle boynuzlu korkunç bir hayvan gibi tasavvur etmiyorum. Tersine şirin mi şirin, parlak sarı saçlı, pembe kısa eteği altından beyaz muşambası görünen 3 yaşında bir kız çocuğu kılığında geziyor. Ne zaman suç üstü yakalansa ayak uçlarını birbiri üzerine koyuyor, bir parmağı ağzında, kendini acındıra acındıra yüzüme bakarken bir kaç damla da yaş süzülüveriyor yanaklarından… Ya siz? Böyle bir anda şeytana acıdığınız hiç olmadı mı? Yani şöyle demediniz mi hiç?

  •  Eh canım biz de insanız, bizim de nefsimiz var tabi,
  • Canım o kadar olacak,
  • O kadar kusur kadı kızında da olur…

 İşte karamsarlık da böyle şirin ve affedilebilir(!) günahlardan biri kanaatimce. En çok da zulüme karşı sesini çıkaran, samimiyetle ve barışçı yollarla bir şeyleri değiştirmeye çalışan bizleri doğrudan ilgilendiren bir sorun bu. Günah-sevap tarafı neticede kul ile ALLAH arasında bir mesele tabi ama bütün günahlar gibi insana acayip derecede sıkıntı vermesi bakımından üzerinde biraz yoğunlaşmayı faydalı görüyorum:

 Karamsarlık nasıl çalışır? Yani bir makine olsaydı basınca çalıştıran yeşil bir düğmesi, durdurmak için bir freni olsaydı nasıl işlerdi karamsarlık makinesi?

 Karamsarlık kanaatimce biz insanların Zaman’la sağlıklı ilişki kuramadığı sıralarda ortaya çıkan bir durum. Çünkü “beklenen-umulan” bir durumun ortaya çıkmasındaki zahirî gecikme ya da zahirî imkânsızlık neticesinde karamsar oluyoruz. Aradıklarını bulamayınca “aa! çarşıda hiç bir şey yok!” diyen ev kadını gibiyiz. Neden kâfir, müslime; kuvvet hakka galibdir? bilmiyoruz sanki. Oysa yeni durum da bir Kudret’in ve Hukuk’un neticesi. Ama karamsar Müslüman İlliyet’i, sebep-sonuç ilişkilerini MUTLAK sanıyor geçici bir süre için. Sebeplere kudret atfediyor. Kader konusunda hafiflik göstermekten başka bir şey değil bu korkarım.

 Bu konuda Mevlânâ Celâleddin Rûmî  Hazretleri’nin güzel bir sözü var:

“Geçmiş ve gelecek ALLAH’ı bizim gözümüzden saklar. Her ikisini de ateşe atıp yakmak lazım. Sûfî İbnü’l-vakittir. Fakat vakitten de kurtulmuştur halden de…”

 Acaba Vakt’in evlâdı kavram olarak sadece dervişleri mi ilgilendirir yoksa bütün Müslümanları mı?

 Karamsarlığın yanı sıra aşırı üzüntü ve sevinç gibi duyguların İslâm’ın  temel ilkeleriyle bağdaşmayacağını düşünüyorum. Kendime yasakladım bu duyguları… inanın kolay değil direnmek.

 Alkol ve domuz gibi haramlardan uzak durmak ne kadar kolaysa karamsarlıktan korunmak o kadar zor. Korkarım bu duygunun arkasında bir ölçüde kibir de var. İnsan doğru işlere katkıda bulundukça bir şeylerin değişmesini, dünyanın, en azından Türkiye’nin düzelmesini umud ediyor. Hele bir süre sonuçlar olumlu olursa bu kez insan o iyi sonuçlara sebep olduğunu, en azından katkıda bulunduğunu açık veya gizli bir şekilde vehmediyor. Tabi gerçekte hiç bir şeyin HAS sebebi olmadığımız için olaylar varacağı yere varıyor. Ama bu vehim içinde takip eden her olumsuzluk da bizleri karamsarlığa sürükleyebiliyor.

 Türkiye’de sürüp giden hukuk ayıplarına son günlerde yenileri eklendi. Böyle cesaret kırıcı bir ortamda Müslümanın dinine dört elle sarılmaktan başka yolu yok zannederim. Zira cehd etmek bizim tasarrufumuzda ama neticeler değil. Özgürlük kulun haddini bilmesinde saklı. Her şeye başkaldıran insan değil dünyayı kabul eden ve kulluk mertebesine razı olan insan GERÇEKTEN özgürdür. İsyan eden ise otoriteden önce tutkularının ve vehminin kölesidir diye düşünüyorum.

 Konfiçyüs’ün isabetle teslim ettiği gibi: “Ok ile hedefi vurmak istemek ne büyük bir kibir göstergesi, esas olan okun DOĞRU atılması değil midir?”

Trackback URL

  1. 20 Yorum

  2. Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Ara 14, 2009 | Reply

    Hocam,

    elinize yüreğinize sağlık.İçime ışık tuttunuz.
    Sıkıntıyı bir kenara koyup hemen çalışmaya veriyorum kendimi 🙂

  3. Yazan:MY Tarih: Ara 14, 2009 | Reply

    en basta kendi nefsime konusuyorum güzel kardesim, en basta kendi içimdeki küçük kizin zirlamasini susturmam gerekiyor :))

  4. Yazan:Mary Shelley Tarih: Ara 14, 2009 | Reply

    Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur
    Bir dem gelir şâdan(sevinçli) olur bir dem gelir giryân(ağlayan) olur
    Bir dem sanasın kış gibi şol zemheri olmuş gibi
    Bir dem beşaretten doğar hoş bağ ile bostan olur
    Bir dem gelir söyleyemez bir sözü şerh eyleyemez
    Bir dem dilinden dürr (inci) döker dertlilere derman olur
    Bir dem çıkar arş üzere bir dem iner Tahte’s-sera (toprağın altı)
    Bir dem sanasın katredir bir dem taşar umman olur
    Bir dem varır mescidlere yüz sürür anda yerlere
    Bir dem varır deyre(manastır) girer İncil okur ruhban olur
    Bir dem döner Cebrail’e rahmet saçar her mahfile(toplanma mekanı)
    Bir dem gelir gümrah(yolunu şaşırmış) olur miskin Yunus hayran olur

    İnsanın kalbi halden hale geçerken karamsarlık bu hallerin en baskını olabiliyor sahiden de. Kendim de çokca muzdarip olduğumdan biliyorum.
    Geçenlerde rastladığım bu dizeler çok hoşuma gitti. Allah kalplerimizi kendisine giden yolda sabit kılsın, mutmain etsin inşallah.

  5. Yazan:özlem Tarih: Ara 14, 2009 | Reply

    Çok haklı çok doğru bir yazı. Ama bir taraftan da içimdeki şeytan bana şöyle diyor; edebiyat dediğin şey de biraz bu aşırı laf dinlemeyen duygulardan doğar. Dünya edebiyatından hüznü, karamsarlığı, öfkeyi at bakalım geriye ne kalırdı elle tutulacak:)

  6. Yazan:beytullah emrah Tarih: Ara 14, 2009 | Reply

    müslüman mahallesindeki bezginlik ve yorgunluk alametlerinin başlıca sebeplerindendir “doğruyu yaparsam doğru sonucu mutlaka alırım” mantığı. ben bunun arkasında “mekke’nin fethi sendromu” arıyorum. bu ciddi bir psikolojik baskı oluşturuyor mahallede. herşeyi tastamam yapınca mekke’nin yeniden fethedilebileceği düşünülüyor. tarihte böyle bir matematiksel kesinlik aramak, tarihsel materyalizme götürür oysa bizi.

    bize düşen “dosdoğru yolda” yürümekten vazgeçmemektir. engellere takılıp düşsen de, bir kez daha kalkma cesareti gösterebilmektir. düşünce bir kez daha kalkmak, bir kez daha… direnmektir yoldaki engellere karşı ve seyyid kutub’un işaret ettiği gibi “yoldaki işaret(çi)ler” olabilmektir.

    karamsar olmak için bu ülkede her gün yüzbinlerce sebep bulabiliriz. ama umudumuzu kaybetmek için de bir o kadar sebep vardır.

    bakın, başörtüsü yasağının en unutulmuş günlerinde minnacık bir cesur yürek çıktı geldi ve bir anda aslında düzenin nasıl bir helvadan put gibi olduğunu ortaya koydu. bu bile tek başında umutlanmaya yetiyor.

    peki tekrar kaybetme ihtimali yok mu? var tabi. ama sezai karakoç’u hatırlayalım:

    Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
    Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
    Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
    Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
    Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardırSırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
    Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
    Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır

  7. Yazan:ABİDİN UYAR Tarih: Ara 14, 2009 | Reply

    Muhterem Üstadım:Niçin Kendinize yasakladınız bu duyguları,niçin fıtratı zorluyorsunuz.
    Hem Nerden Çıkardınız,müslümanın karamsar olmıyacağını,
    Bakın ben Bir müslümanım,
    Ancak Yüksek mahkemenin DTP için vereceği kararda,KARAMSARDIM.
    Danıştayın Baş örtüsü için YÖK’e vereceği kararda da KARAMSARDIM.
    Bu gün Ünüversite öğrencisi olsam Bu mevcut elemasyon usulündeki sözde 1-2saate sıkıştırılan imtihan karşısında Ünüversiteye gireceğim konusunda KARAMSAR olurdum.
    Örneğin ciğerparemin ve tüm çocukların maden işçisi olarak çalışacağını ve rızık elde edeceğini duysam hepsi için KARAMSAR olurum.
    Örneğin nezaman dini Bayramlar gelse ve Tatiller uzatılsa Katliam gibi kazalar aklıma geldikçe hep KARAMSAR olurum.
    Bu da ayakları yere basan,aklını kullanan ve Allahın sünnetullahı ile Eşari Kaderciliği arasında farkı bilen için sonderece
    anlamlı imani bir durumdur.
    YOK BE KARDEŞİM BEN BUNU KAST ETMEMİŞTİM,Diyorsanız psikolojik rahatsızlığın veya ruhsal bir problem sonrası,kuşkuculuğu,paranoya ise anlatmak istenen,bununda diğer hastalıklar gibi,Grip,soğuk algınlığı,prostat,kalp vs,müslümanın muaf tutulduğu bir alan değildir.
    YOK BE KARDEŞİM BEN BUNUDA KAST ETMEDİM deniyorsa,o zaman bize düşen “Yani sizin demek istediğiniz ALLAHIN RAHMETİNDEN UMUDU KESEREK KARAMSARLĞA DÜŞMEK BİR MÜSLÜMANA YAKIŞMAZ”mıdır.
    Ha orada vereceğimiz cevap yine İlahi hitabın kendisinden olmalı değilmi?
    Bizde “TEVESSÜLCÜLÜK NAZARİYESİ”diye uydurulmuş Toplumdaki bireysel örneklemelerle model şahsiyetlerin üzerinden”Şunun yüzüsuyu hürmetine”diye yapılan ve sonrada ne yani Allahın Rahmetinden umutsuzluğamı düşelim diye,
    Allah bu toplumu Şu iyi insanların yüzüsuyu hürmetine diye başlıyan ve Allahın Muhkem(apaçık-anlaşılır)ayetleriyle ters düşen bir kaç ayaet örneği verelim ve bu bahsi kapatalım,
    1-Allah Aklını kullanmayan topluma pislik yağdıracağını ilke edinmiştir,böyle bir toplumda yaşıyorsanız “KARAMSAR OLMIYACAKMISINIZ”
    2-Efendimiz ayette Kavminin yaptıklarını ALLAHA şikayet ederek”Kavmim bu kur’anı terk etti”derken böyle bir ümmetin içindeki yeriniz sizi KARAMSARLIĞA SEVK ETMİYECEKMİ”?
    3-Bir Toplum nefsinde olanı değiştirmedikçe ALLAH onların durumunu değiştirmez ayeti mucibince böyle bir toplumda yaşamanız sizi KARAMSARLIĞA sevk etmezmi?
    4-“İçinizde sadece zulmedenlere çatmakla kalmıyacak bir fitneden korkun.BilinkiALLAHIN GAZABI çok ÇETİNDİR.Ayeti mucibince sadecezulmedenlere isabet eden azap değil takva sahiplerinide bulacak bir felaketi işaret eden bu ilahi ikaz BİZLERİ KARAMSARLIĞA sevk etmiyecekmi?
    Ben şahsen karamsarım,Basit bir ifade alışverişinde dahi “Tekfirci”basit bir siyasi mülahazada dahi “Bölücü,Vatan hayini” suçlamalarının havada ucuştuğu,bir ülkede,gelişimsel bir varlık olarak genel kabulün dışına çıktığınızda,herkesin sapkın/sapık bir gözle baktığı bir ortamda kusura bakmayın BEN KARAMSARIM HEMDE ÇOK KARAMSAR.
    SELAM İLE…

  8. Yazan:MY Tarih: Ara 15, 2009 | Reply

    Karamsarlik konusuna isik tutabilecek bir alinti. Dikkat: Son cümle biraz SERT, lütfen sahsiniza bir taarruz gibi almayiniz, BEN’e yapilan bir taarruz bu, kendinizi BEN’inizden muaf tutunuz 🙂

    “…Güzellik-Aşk tecrübesinin kulluk mertebesindeki sıradan insanlara verilmiş bir ilâhî armağan olduğunu düşünüyorum. Yani inanmak için mucizeye ihtiyaç duymayanlara, iman ettikten sonra “verilen” bir mucize-hediye bu kanaatimce. Kulun ne kadar çok sevildiğini idrak için bir işaret. Ve tabi diğer “insan kardeşlerinin” de aynı biçimde sevildiğini…

    Kimbilir peygamberlere, velilere verilen hediyeler ne kadar daha güzeldir. Öldükten sonraki hayatın güzelliği hakkında bir ipucu beklide bütün bunlar?

    Yazının başında aktardığım tecrübelerin imanımı güçlendirdiğini ya da beni daha iyi bir insan yaptığını söyleyemem. Ancak ardından başlayan sorgulama ve arayışların ve bulduğum cevapların benliğimde köklü etkileri oldu. Kendi gözümde yaşamımın kıymeti arttı ve bu kıymet bütün insanlığa yayıldı zihnimde. Kur’an ve Sünnet sayesinde kelime olarak öğrendiğim ve zaten aklıma yatmış olan Hakikat’in yaşandığı zaman apayrı bir lezzeti olabilceğini keşfettim. Ölüm’e karşı duyduğum merak ve sevgi arttı. Ölüm’ü Hayat’ın tersi ya da tamamlayıcısı değil başlı başına bir hediye gibi görmemi sağladı bütün bu anlattıklarım.

    İnsanlığa bakışım da değişti. İçinde yaşadığımız dünyanın bencillikleri, zulümü, savaşları bize adil bir dünyanın ve kalıcı bir barışının mümkün olmadığı yönünde telkinde bulunuyor. Oysa Güzellik-Aşk tecrübesi bunun tam tersinin ispatı, aklın zekâ üzerine Mutlak ve aşıNmaz zaferi kanaatimce. Zira doğmuş ve doğacak her bir insan kalbinde bütün Kâinat’ın Güzellik’ini ve Aşk’ını taşıyor. Bu Hazine’nin geçici olarak maskelenmiş olması bunun hep böyle süreceği anlamına gelmez elbette.

    Güzellik-Aşk tecrübesi kısaca insan ve insanlık için karamsarlığın imkânsız hatta saçma oluşunun ispatı…”

    (Güzellik Matkabi Zekâ Duvarini Deler mi? isimli yazidan )

  9. Yazan:MY Tarih: Ara 15, 2009 | Reply

    “edebiyat dediğin şey de biraz bu aşırı laf dinlemeyen duygulardan doğar. Dünya edebiyatından hüznü, karamsarlığı, öfkeyi at bakalım geriye ne kalırdı elle tutulacak:)” (ÖZLEM)

    Bu soru nedense(?) bir hadisi hatirlatti bana, “nefsini bilen…” diye basliyor 🙂

    Insan’dan nefsani duygulari, öfkeyi, kiskançligi, karamsarligi at bakalım geriye ne kalırdı elle tutulacak? 🙂

    Elle degil ama kalp ile tutulabilir GERiYE KALAN(?) 🙂

    Nasildi, bir hadis-i kutsi miydi? “Alemlere sigmam, mü’min kulumun kalbine sigarim”

    Insan’a yapilmis ne güzel bir iltifat, ne güçlü bir iyimserlik aşisi bu!

    ohh, yazdikça iyimserligim artiyor :))

  10. Yazan:MB Tarih: Ara 15, 2009 | Reply

    Bir iyimserlik yazısı (şiiri) de benden Mehmet Bey;

    Gamlanma öyleyse, zira mevsim hazan değil,
    Kader de ve eğilebildiğin kadar eğil,
    Gidecektir bu son gaileler de ard arda
    Kimbilir nasıl bir lutuf var şimdi sırada…

    Sevgilerimle…

  11. Yazan:çuvaldız Tarih: Ara 16, 2009 | Reply

    http://www.negatif.com/foto/950926&aid=&buyuk=1

  12. Yazan:çuvaldız Tarih: Ara 16, 2009 | Reply

    Sn.Abidin Uyar,
    http://www.negatif.com/foto/950940&aid=&buyuk=1

    Herkes kendine,”fıtrata uygun” dediği duygu ve düşünceyi yakıştırıp, savunabilir elbette.Bu detaylı durum analiziyle sizinle aynı dünyada/ülkede yaşadıklarının farkında olmadıklarını düşündüleriniz için yapmış olduğunuz “yakışır” savunusu bana karikatürdeki “taş parçasını”, bu konuda yazmış olduğunuz yorumunuz da bir önceki karikatürdeki fısıldayan adamı çağrıştırıyor maalesef.

    O intihar etmeyi düşünen adama yardım eden ile fısıldayan arasında fark var mı sizce?

  13. Yazan:ABİDİN UYAR Tarih: Ara 16, 2009 | Reply

    Saygıdeğer Çuvaldız;
    “Fıtratın zorlanmasından bahisle”Müslümana yüklenilen sanal misyondan bahsetmiştim.
    Kavramın ait olduğu menba “KUR’AN olunca,ister istemez,referans kaynağımızıda oluşturdu.Ve anlatılmak istenen “ALLAHIN RAHMETİNDEN ÜMİD KESEN”ise bunun ap ayrı bir konu olduğunu anlatmak istemiştim(aslında anlatamadığımda ortada ya,buda benim beceriksizliğim)
    Lütfedip “her kesin kendine…………..
    savunabilir elbette”diye bitirdiğiniz.ilk paragrafın ilk cümlesinde,bana mevzii bir özgürlük alanı bırakmışsınız,eyvallah da,
    paragrafın sonunda iki karikatür den bahisle “fısıldayan adamı çağrıştırıyor MALESEF”ifadesiyle ifade özgürlüğüme üzüntünüzü belirtir bir dili sokuştuşturarak son verdirmek neyin nesi acaba?
    Muhterem efendim;söz konusu iki karikatür kendi arasında vede her iki karikatürün benim yorumumla kıyası ayrıca farkı
    “KIYAS MA’AL-FARIK” cinsinden,
    EKREM SANAYİ beyefendiye söylediğimi sizede arz edeyim,beni ciddiye almayın,ben kerameti kendinden menkul biriyim.
    Peşinen sizde olmsuz bir izlenim bırakmışım üzgünüm,bakın metnin yazarı dahi (Mehmet Yılmaz beyefendi) alınganlık göstermedi,
    SELAM VE HÜRMETLER,

  14. Yazan:MY Tarih: Ara 16, 2009 | Reply

    Abidin Bey Selam;

    Kanimca AYNI ANDA hem haklisiniz hem de yaniliyorsunuz 🙂 Neden?

    Karamsarlik kanimca insana özgü bir duygu, karamsar bir inek ya da çinar agaci zannediyorum yoktur 🙂

    Bu bakimdan Ask gibi, Güzellik gibi Insan’a dair bir seyden bahsediyoruz, FITRAT derken %50 hakli oldugunuz yer burasi.

    Ama karamsarlik yukarida anlattigim sebeplerden dolayi “GÜNAH”. Bizi ALLAH’a es kosmaya götürecek kadar büyük bir günah.

    son derecede 2 anlamli bir sey karamsarlik. Kaygan bir zemin.

    “Nefsini bilen RABB’ini bilir” hadisinde de verilen isaret kanaatimce budur.

  15. Yazan:çuvaldız Tarih: Ara 16, 2009 | Reply

    Sn Abidin Uyar,
    Sanırım yorumunuz üzerine yorum yapılamayacağını düşünerek burada paylaşmadınız? Siz aynı membadan istifade edip, kendiniz üzerinden örnek vererek Müslüman karamsar olur diyerek soru hakkında fikrinizi beyan etmiştiniz.

    Karamsarlık konusunda Mehmet beyin yazdığı; Bizi ALLAH’a es kosmaya götürecek kadar…. cümlesine tamamıyla katıldığım ve evet, “Müslüman karamsar olur” çıkarımını da bu çıkarımda bulunan Müslüman’ı ciddiye aldığım için yorumunuz hakkında fikir beyan ettim!

    Biri tatlı diğeri tuzlu iki suyun bir diğerine nüfuz ederek birbirlerinin muhteviyatlarını bozamıyor olduğunu idrak edebilecek nitelikle insana bahşedilen akıl perde hususunda gaflete düşebilir. İnsanın “kaygan zemini(MY)” yine kendi nefsi.O akılla ayakta durabildiği gibi kendine atfettiği o sınır tanımaz ehemmiyetle de ayağı kayıp tepeden baktığı toprağa yüzüstü uzanabilir…
    Yorumumun kişisel bir alınganlık ile yazılmış olmadığını bu şekilde açıklayabildiğimi umuyorum.

    Not:Özgürlük alanınızı nihayetlendirmekle itham etmişsiniz.Yorum alanınıza, pcnize yada net bağlantınıza müdahale etmediğime göre tanımadığınız herhangi birinin açıklamanızdan dolayı hissetmiş olduğu üzüntüye karşı gösterdiğiniz hassasiyet için memnun olduğumu ifade etmeliyim.Bu hassasiyetinizi her ne kadar “ifade özgürlüğünüze son vermek” şeklinde bir itham cümlesiyle dile getirmiş olsanız da 🙂
    .

  16. Yazan:zehra Tarih: Ara 17, 2009 | Reply

    yine karamsarlığın doruk noktalarına ulaştığım bir demde, her zaman olduğu gibi belirlediğim bir kaç siteye şöyle bir göz atıp yalnızca başlıkları okuyup geçmekti niyetim. zira uzunca yazıları bilgisayar ekranından okuma eylemine birtürlü alışamamış ve pes etmiş iken yazınız çarptı ki gözüme; hamdolsun der durur şimdi dilim.

    muhtemeldir ki yazınızda alıntılamış olduğunuz mevlananın o müthiş nasihati bizdeki etkisini çok uzun süre diri tutamayacaktır. olsun, bu defa da bir başka nasihat gelir bulur bizi. şimdi inandım buna zira bu sayfayı açıp okuduğuma göre diyorum ki insan kendine dair de karamsarlık barındırmamalı.

    ve yani çok haklısınız mehmet bey. bir müslümana hiç yakışmıyor karamsarlık. uyarmak lazım birbirimizi sık sık.

  17. Yazan:MY Tarih: Ara 17, 2009 | Reply

    Zehra Hanim Selam,

    “bir müslümana hiç yakışmıyor karamsarlık. uyarmak lazım birbirimizi sık sık.”

    Demissiniz, bence haklisiniz, Müslüman olmak bir niyet, hani oruç tutmaya niyet edersiniz ya 🙂

    Müslümanlik bir son durak degil, bir yolculuk, lastik patlar, biri yardim eder, kestirme yol bulur vakit kazanirsiniz, bize hayir ve şer görünür ama vuku bulanda hep hayir vardir. ALLAH hepimize nasib etsin o hayri götmeyi 🙂

  18. Yazan:ABİDİN UYAR Tarih: Ara 18, 2009 | Reply

    Saygı değer MY:Tanımlıyan paradigmanız,tanıyan paradigmaya dönüşmeli bence ,çok net olarak
    karamsar olmamı gerektirecek örnekler verdim.
    Verdiğim örnekleri bir bir çürütebilirdiniz,bu örneklerin hiç biri “ALLAHIN RAHMETİNDEN UMUDU KESMEK” anlamını taşımıyor.
    Ve özellikle belirttiğim halde,tekfirci söylemi “GÜNAH”kavramıyla tehdite dönüştürmüşsünüz.
    Ve ordan Allaha eş koşma noktasındaki
    ikazınızda çok ilginç.
    Akidenin şirkten korunması önce, doğru bildiğiniz şeylerin metin tenkidinden geçmesi ile ilintilidir.O zaman sadece Tasavvufun kabulleri arasındaki hadis diye zikrettiğiniz “ezberin”Efendimize ait olmadığınıda belki göreceksiniz.
    Böyle bir ihtimalin dahi olması “Bildikleriniz konusunda sizi nasıl KARAMSARLIĞI SEVK ETMEZ.
    Örneğin Mevlananın Mesnevisini okudunuzmu?
    Şu an elimdeki Mesnevinin mukaddemesinden bir paragrafı yazıya geçiriyorum.Çizgiyle geçtiğim yerler vakit kaybını önlemek içindir.Anlatılmak istenen yerleri BÜYÜK HARFLERLE YAZICAĞIM.
    BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
    Bu mesnevi kitabı;
    —————–
    —————–
    —————–
    ——————
    ——————
    ŞEREFLİKATİPLERDİR ONUN YAZICILARI
    TEMASTAN MEN EDER TEMİZ OLMIYANLARI
    O İLHAMLA İNMİŞTİR ALEMLERİN RABBINDAN
    GELEMEZ BATIL ONUN ÖNÜNDEN VE ARDINDAN
    KORUYUCU OLAN HAK ONU KORUR GÖZETİR;
    Kİ O MERHAMETLİLERİN MERHAMETLİSİDİR.
    MESNEVİNİN BUNLARDAN BAŞKA ADLARI DA VARDIR.
    ADLARINI VERENSE ALLAHIN KENDİSİDİR.
    ———————————-

    Size bu sözler neyi hatırlattı,isterseniz KUR’AN AYETLERİ İLE size birazdaha kopya vereyim. VAKIA SURESİ;75.80:BU KİTAB,ALEMLERİN RABBI TARAFINDAN İNDİRİLMİŞ,TEMİZLENMİŞ OLANLARDAN BASKASININ DOKUNAMIYACAĞI,LEVHİ MAHUZDA BULUNAN ÇOK YÜCE KURANDIR.
    Kur’an bir tek kendinden bu özelik de bahseder,mesneviden bahsetmez.
    Gelelim,
    Günah kavramından eş koşma noktasına,
    Şirke düşme konusunda ve akidesini yaklaşık 25 yıldır şirkten temizlemeye çalışan bendenizin hala karamsar olduğu bir konuda ,sizin kendi akidenize bulaşmış olabilme ihtimali taşıyan onlarca şeyden nasıl olurda “KARAMSARLIĞA”düşmezseniz.
    Bu tartışma hiç arzu etmediğim halde mecburen girdiğim bir tartışma,çünkü netice alınmıyacak ,herkesin kendi inacının tek doğru hakikat olduğunu zannettiği bir alan.
    Bu yüzden haklılığımız veya haksızlığımız ilahi yargıda ortaya çıkacak.
    Ozaman belli olacak ALLAHA EŞ KOŞMA HANGİ FİİLDİR.
    Sadece zihin konforunuzu bozmak için son cümle,Resmi ideoloji tüm tasavvufi akımları irticai faliyet kapsamına alırken,mevlevilik niçin Resmi ideolojinin resmi tarikatıdır?Niçin semazen gösterilerine katılanlar fişlenmez,sabıka kaydı olarak işlem görmez?
    Bakın saygıdeğer M.Y
    Genede tekrarlıyorum.
    Türkiye çöle dönüşüyor Bu Konuda çok karamsarım.
    Deprem geliyor hiç bir tedbir alınmadı
    çok karamsarım.
    Tarım toplumu çözüldü,doğurgan nufus
    işsizler ordusunu ortaya çıkardı bu konuda çok Karamsarım.
    Tartışma kültüründen yoksunuz birbirimizi anlamıyoruz bu konuda karamsarım.
    Türk televizyonlarını seyreden yabancı sermaye Türkiyede her an DARBE OLUCAĞINI ZANNEDİYOR VE BU ÜLKEYE YATIRIM YAPMIYACAK ÇOK KARAMSARIM.
    Bu yaptığımız sadece fikir üretmek mono blok bir toplum sadece PRF.ÖMER ÇAHANIN DEDİĞİ GÜDÜLENMİŞ BEYİNLERİ VAR EDER,VE ORDANDA KURBANLIK KÜLTÜRÜ ORTAYA ÇIKAR.
    Selam ile,
    NOT;BU son yorumumdur,yapacağınızyorum olursa cevap vermiyeceğimin bilinmesini isterim,Bu
    nuda SAYGIDEĞER ÇUVALDIZIN bana yönelttiği “ZAN”la alaklı değildir,yani “SANIRIM YORUMUNUZ ÜZERİNE YORUM YAPILAMIYACAĞINI DÜŞÜNEREK BURADA PAYLAŞMADINIZ-ÇUVALDIZ”İfadesinde kast edilen itham.

  19. Yazan:çuvaldız Tarih: Ara 18, 2009 | Reply

    Sn.Abidin Uyar,

    Tartışma kültüründen yoksunuz birbirimizi anlamıyoruz bu konuda karamsarım.

    Bu yüzden haklılığımız veya haksızlığımız ilahi yargıda ortaya çıkacak. Ozaman belli olacak ALLAHA EŞ KOŞMA HANGİ FİİLDİR.

    BU son yorumumdur,yapacağınızyorum olursa cevap vermiyeceğimin bilinmesini isterim

    Evet, “haklı” olmak için tartışmak ile “anlaşabilmek” için tartışmak arasında bariz bir fark var.Biri haklı olmayı, haklısın denilmeyi gayret sebebi olarak görürken diğeri anlaşabilmek, anlaşılır olmak için gayret gösteriyor.

  20. Yazan:Hayrii Tarih: Şub 3, 2012 | Reply

    Karamsar olmaya gerek yok yağmur yağacaksa yağar..

  21. Yazan:Ahmet Tarih: Nis 8, 2017 | Reply

    Mehmet Bey yine fevkalade tespitler yapmışsınız azizim. Kaleminize sağlık. Peygamber efendimiz. sav. bir hadisi şerifinde mümin “BEYNE`L-HAVF VE`R-REC” korku ile ümit arasındadır buyuruyor. Hz. Ömer ra. 1 kişi cennete girecek olsa benim diye ümit ederim. 1 kişi cehenneme atılacak olsa ben miyim diye Allah’a sığınırım buyuruyor. Dolayısıyla mümine karamsarlık yada boşvermişlik yaraşmaz.

  1. 29 Trackback(s)

  2. Oca 22, 2010: Ordunun balyozu, yargının balyozu ve ALLAH’ın balyozu : Derin Düşünce
  3. Mar 25, 2010: Yeni bir görme biçimi: Sanat’ta Ayrıntı (4) : Derin Düşünce
  4. Eyl 9, 2010: Hikmetler Kitabı (Hz Gazâlî) : Derin Düşünce
  5. Ara 30, 2011: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(1) : Derin Düşünce
  6. Oca 13, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(3) : Derin Düşünce
  7. Oca 21, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(4) : Derin Düşünce
  8. Oca 27, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(5) : Derin Düşünce
  9. Şub 3, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(6) : Derin Düşünce
  10. Şub 10, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap (7) : Derin Düşünce
  11. Şub 10, 2012: Bugün Cuma, Ne Olur Bişey Yap | 4 Eksen
  12. Şub 24, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap (9) : Derin Düşünce
  13. Mar 9, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(11) : Derin Düşünce
  14. Mar 23, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(13) : Derin Düşünce
  15. Mar 30, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(14) : Derin Düşünce
  16. Nis 6, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(15) : Derin Düşünce
  17. Nis 20, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(17) : Derin Düşünce
  18. May 11, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(18) : Derin Düşünce
  19. May 18, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(19) : Derin Düşünce
  20. Haz 15, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap (22) : Derin Düşünce
  21. Haz 22, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap (23) : Derin Düşünce
  22. Ağu 17, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap (10) : Derin Düşünce
  23. Eki 5, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(32) :
  24. Eki 26, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap (10)
  25. Kas 2, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(20)
  26. Kas 16, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(11)
  27. Kas 23, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(34)
  28. Ara 6, 2012: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(3)
  29. Eki 8, 2013: Bugün cuma, ne olur bir şey yap(5)
  30. May 10, 2016: Müslümanlarda içe kapanma ve dışa açılma | Ne Mutlu "İnsan'ım" Diyene!

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin