RSS Feed for This Post

Ordunun balyozu, yargının balyozu ve ALLAH’ın balyozu

Balyoz planının üzüntüsünü ve utancını atlatmadan Anayasa Mahkemesi vurdu bir kere daha kafamıza. PKK bile bu kadar zarar veremedi bu memlekete. 367 zırvaları, başörtüsü yasakları, Kürtçe yasağı, Hristiyan vatandaşlara yapılan eziyetler, meslek liselilere yapılan haksızlıklar… Adalet bizim ülkemizde adaletsizliğin adresi.

Şimdi diyorlar ki “uyuşturucu kaçırsa hatta karınıza, kızınıza tecavüz etse bile siz askerleri yargılamayın! “. Tabi askerî mahkemeler geçmişte olduğu gibi aklasın 40 yıl hapis cezasına çarptırılanları. Peki bir general hatta ordu komutanı, kuvvet komutanı suç işlediği zaman daha alt rütbeli hakimler tarafından nasıl yargılanır? … Adilce demek istiyorum elbette. Bir insan patronunu adilce yargılayabilir mi? Geçmişte zaten bunun imkânsız olduğunu gösteren dünya kadar örnek var.

Postallı yargıçların cüppesi yıkandıkça çekiyor, alttan çamurlu ve kanlı postallar görünüyor. Ergenekon’u kurtarma operasyonu değilse nedir bu? Yeni darbelerin önünü açma harekatı değilse nedir bu?

Türkiye nefsiyle mücadele eden bir dervişe benziyor. Bir ayağı iskelede, diğeri ufka yönünü çevirmiş bir gemide. Faşizmin köhne iskelesinde mi kalacak yoksa adaletin ufkuna yelken mi açacak? Özgürlükten korkan, korkudan kapkara bir yılana benzemi¨s nefsi dört elle yapışmış yasaklara, cezalara, stadyum büyüklüğündeki hapishanelere… Adalet ve özgürlük isteyen ruhu ise yüzünü ufka çevirmiş.

Halk arasında sinirlenince “ALLAH kahretsin” denir. Ancak EL KAHHAR yıkıcı gücüyle de yapıcı değil midir? Daha anne karnında iken parmaklarımızın arasındaki hücreler ölmez mi parmaklarımızın ortaya çıkması çin? Bir heykeltıraş mermeri nasıl kırarak, yok ederek, kahr ederek eserini ortaya koyarsa dervişler de nefislerinin kahroluşuna öyle tanık olurlar. Türkiye de içindeki kötülükleri, küçük ve büyük ergenekonları, çeteleri, mafyaları öldürdükçe dirilecek, kendini bulacak. Halkının vicdanıyla uyumlu bir devlet çıkacak ortaya.

Bu bakımdan hayırlı bir süreçten geçiyoruz. Akla kara fazla iç içe girmişti. Silaha, üniformaya tapan Müslümanlar(!) çoğalmıştı son zamanlarda…

Kur’an’da bir çok ayette mealen şöyle denir: “Onlar tuzak kurdular. ALLAH da tuzak kurdu. ALLAH tuzak kuranların en hayırlısıdır.” ( Âl-î Imrân 54, Enfâl 30, Yûnus 21, Nahl 127, Târık 15-16)

Böyle zor dönemlerde sağduyu, teslimiyet ve iyimserlikle dua ve hizmet etmek gerekir. Zira karamsarlığın dinimzce yasaklanmış olduğunu düşünüyorum. 14 Aralık’ta şöyle demiştim:

“… Türkiye’de sürüp giden hukuk ayıplarına son günlerde yenileri eklendi. Böyle cesaret kırıcı bir ortamda Müslümanın dinine dört elle sarılmaktan başka yolu yok zannederim. Zira cehd etmek bizim tasarrufumuzda ama neticeler değil. Özgürlük kulun haddini bilmesinde saklı. Her şeye başkaldıran insan değil dünyayı kabul eden ve kulluk mertebesine razı olan insan GERÇEKTEN özgürdür. İsyan eden ise otoriteden önce tutkularının ve vehminin kölesidir diye düşünüyorum.

 Konfiçyüs’ün isabetle teslim ettiği gibi: “Ok ile hedefi vurmak istemek ne büyük bir kibir göstergesi, esas olan okun DOĞRU atılması değil midir?” …” (Bkz. Karamsar Müslüman olur mu?)

 

 

 

… Bu makale ilginizi çektiyse…

 

Hiç bir yeri işgal edemeyen ordular kendi ülkelerini işgal ederler. Çünkü bir ordunun ayakta durması için insan emeği ve maddî destek gereklidir. Normal bir ordu kaynaklarını emrinde olduğu milletten sağlar… Efendisi olan bu milletin gönüllü katkısıyla silah alır, asker toplar, YABANCI DÜŞMANLA savaşır.

Normal ordular efendilerini yani milleti, o milletin vatanını korurlar ya da ganimet getirebilecekleri ülkeleri işgal ederler. Yine efendilerinin emri ve izniyle yaparlar bunu.

Anormal ordular ise üniformalı eşkıyalardır. Disiplinsiz olduklarından YABANCI DÜŞMAN ile savaşamazlar. Kolayca yenebilecekleri İÇ DÜŞMANLAR uydururlar ve bu bahane ile kendi ülkelerini işgal ederler. Başbakan asarlar. Milletvekillerini hapse atarlar. Korumakla yükümlü oldukları halkı işkenceler altında inletirler. Üniformalı eşkiyalar ülkenin zenginliklerini tüketirler, geleceğini mahvederler.

Kendisini ülkenin sahibi zanneden üniformalı eşkıyaların hakim olduğu ülkeler yabancı orduların işgali altında gibidir. İşgalciler kimseye hesap vermezler. Halkın isyan etmesine engel olmak için “etrafımız düşmanla çevrili” diyerek  KORKU PROPAGANDASI yaparlar.

Eleştirilerden uzak kalmak için farklı inançlardan ve kültürlerden olan insanların birbirine düşman olması da bu eşkiyaların işine gelir. Bu sebeple terörü destekleyebilir hatta teröristlere silah ve para yardımında bulunabilirler.

Okuyacağınız kitap kendi ülkesini işgal etmiş bir ordunun kısa tarihidir. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 8 Yorum

  2. Yazan:Samet Atak Tarih: Oca 22, 2010 | Reply

    Darbe planı,bürokratik oligarşik yönetimin karakterinden kaynaklanıyor olabilir.Düşünce yapılarındaki kargaşalıkların sonucu vatan’a hizmetten çok vatan’ı iç savaşın eşiğine getirip, bunun kurtuluş yolu olduğunu savunuyorlar.Masum insanların öldürülmesi zihniyetini (Dengesizlik) içimizde barındırdıkça, daha çok darbe dönemleri atlatırız sanırım.Gerekli olan bence reform’a gidilmesi lakin, bunun üzerinde çözümlemeler, doğru karar ve insiyatif kullanılarak yapılırsa bir o kadar sağlıklı olur.Darbecilerin bir an önce yargılanması kanısındayım ! Allah ülkemizi hain planlardan alı koysun..

  3. Yazan:çuvaldız Tarih: Oca 23, 2010 | Reply

    G.K yaptığı açıklamayla, Balyoz’un bir plan semineri olduğunu kabul ediyor. Bu bilgi notunda ortaya atılan iddiaların “yalan” ve “gerçek dışı olduğuna” dair tek laf etmiyor.G.K dan yapılan bugünkü açıklama göre de dert edindikleri ve peşine düştükleri tek şey bu senaryo bilgilerin nasıl “sızdığı”. Kozmik odalarda sivil iktidardan saklanması gereken “devlet sırrı” mıdır acaba bu planlar?

    Devlet= ordu?! Eh üstünün emirlerine itaat etmeyen ve hatta sorgulayan her ast cezalandırılır! Hem de Askeri mahkemede!

    “Giderek tırmanan tehdit karşısında uygulamaya koyulacak senaryonun” vahametinin ölmeye, öldürmeye yani “savaşmaya” programlanmış beyinler tarafından hiçbir öneminin olmadığı anlaşılıyor.

    Tehdidi kendi başına tanımlıyor. Silahlı müdahaleye dayalı çözüm senaryosunu da kendi başına yazıyor. Bu şiddet ve kan dolu senaryonun uygulayıcısı olarak kendi kendini atıyor, uygulamaya koyuyor ve oynuyor. Nihayetinde eline bulaşan kanı yıkayıp, kendi belirlediği kabineyle hükümetini kurup bir sonraki “savaşına” kadar kışlasına geri çekiliyor.

    Kendini var eden halkını, giderek tırmanan tehdit planında “ iç düşman” olarak tanımlıyor! Yaptıklarını doğru bulmayıp itiraz eden halkın tepesine çökmeyi planlayabilen bir ordu! O halkın vergileri ile aldığı silahlarla halkın üzerine yürüyebilmeyi planlayabilen bir ordu!

    Sen akıl ve vicdan dışı plan yap sonra da bunları eleştirenleri akılsızlık ve vicdansızlıkla itham et! Bu hesap ve had bilmezlerin ellerinde tuttuklarına inandıkları gücün kaynağı nedir? Silah mı? Bu ülke vatandaşının “en güvendiği” kurum olma iddiası mı? Anaların evlatlarının tabutlarını aldıktan sonra hala daha hesap sormaksızın vatanı ordu ile eş tutup “oğlum bu vatana feda olsun” demeleri mi? Nasıl sorabilir ki zaten! Kendi kendini yargılayandan kim hesap sorabilir ki?

    Ve bunları planlayanları yargılayıp cezalandırabilmenin önünü kapatan askeri yargı gibi çalışan bir yargı var! “Asker istediği planı yapar ve uygular ona hiçbir sivil hesap soramaz” diyen sözde “sivil” yargı!

    Ordu da yargı da kendi kendini imha ediyor. Anayasa mahkemesinin aldığı kararlarla, ordunun ortaya çıkan bu darbe planlarıyla düşmüş oldukları durum, elinde fünyesi çekilmiş bomba ile can havliyle sağa sola koşuşturan o zavallı erin durumundan hiç de farklı değil!

    Bazılarının beyinlerini dumura uğratarak düşünme melekelerini yitirmelerine, organları iş göremez hale gelmesine sebep olan hastalıklı darbeci kanı eninde sonunda temizlenecek.

  4. Yazan:Serkan Tarih: Oca 23, 2010 | Reply

    Dünyada her devletin bir ordusu olur ama bizde ordunun bir devleti var.

  5. Yazan:mustafa Tarih: Oca 23, 2010 | Reply

    Çantanda toplumun vicdanını ölçen bir cihaz mı var? Yada böyle bir cihaz icad edildi de benim mi haberim yok. Bak nerde hata yapılıyor biliyor musun? Her önüne gelen vatandaşın vicdanı adına ahkam kesiyor…

  6. Yazan:çuvaldız Tarih: Oca 24, 2010 | Reply

    Mustafa bey,
    Benim vicdan tanımı yaptığımı nerden çıkardınız?Yok öyle bir şey! Ha,yazdıklarıma bir itirazınız varsa eğer sizi susturmak için yapacağım şey tüm silahlı gücümle tepenize çökmek ve sizi ya öbür dünyaya ya da bir deliğe tıkmak olur.Ve bunun için beni suçlayamazsınız, anayasa bana bu görevi vererek,yetkilendiriyor.

    Ha, bu yorumumu da akıl ve vicdan sahibi bir insan olarak sizi tehdit ettiğim şeklinde bir iddiada bulunmacağınızı biliyorum. Ben sadece daha iyi izah edebilmek için “örnek” niteliğinde bir cevap verdim!

  7. Yazan:soner Tarih: Oca 25, 2010 | Reply

    Vicdan yapmışsın resmen. Gördüm işte orada duruyor, yukardaki yazında.

  8. Yazan:çuvaldız Tarih: Oca 25, 2010 | Reply

    Neymiş ?..

    O isimde bir darbe planı yokmuş!..

    Yalnızca o tarihlerde icra edilen bir ‘plan semineri’ varmış…

    Bildiğimiz seminerlerden canım… Savaş hali, dış tehdit, iç düşman, sıkıyönetim konularında eğitim, harp oyunları, harekât senaryoları falan…

    Yoksa akıl ve vicdan sahibi kimse o darbe planına inanmazmış..
    http://www.stargazete.com/gazete/yazar/hikmet-genc/-balyoz-kafali-yazarin-akli-ve-vicdani-240109.htm

  9. Yazan:ali duman Tarih: Oca 25, 2010 | Reply

    milletin tepesine inmekte dünya rekoru kırmış bir ordu’nun “demokrasiye saygılı” olabileceğini kim güvenebilir ki????

    üstelik yaptıkları için bugüne kadar en ufak bir pişmanlık dahi duymamış, bir tek özür dahi dilememiş….

    önce inandırıcılık gerek, bu inandırıcılık için de en azından pişmanlık ve özür gerekiyor, darbelerle kirletilmiş geçmişiniz için….

    neymiş atatürk devrimcisiymiş bunlar, traji-komiksiniz komikkk…..

    atatürk devrimci olduğunuz için mi 12 martta, 12 eylülde bu ülkenin en dinamik, en devrimci iki kuşağı yok ettiniz, hadi verin bunun hesabını, hadi verinnnnn bekliyoruz, türk halkı bekliyor bu hesabı
    bu hesabı vermediğiniz, en azından bir özür dilemediğiniz sürece faşistsiniz, darbecisiniz….bunu da böyle bilin….

    darbelerde dünya rekoru kırmış ordunun paşaları ne derse desin boştur boş…….

    takiyeci chp ve başkanı baykal ne ise onlarda odur, al birini vur birine….

    neymiş efendim demokrasiye bağlı ve saygılı imişler yok yaaaa…. peki öyle ise 27 mayısı, 12 martı, 12 eylülü, 28 nisanı nereye koyacağız, siz çocuk mu kandırıyorsunuz, yoksa zekanız mı bu kadar….

    harp okuluna almadığınız türbanlı ayşenin oğlu mehmeti savaşa alıp, cephenin en önünde savaştırmayı biliyorsanız, o mehmeti harp okuluna da alacaksınız, yok öyle nağme… üzümünü yiyip, halka talkını yedirmek yok öyle, sakın bir daha unutmayın ki, bu ülke sadece sizin değil, bu ülke onu kuran türkiye halkınındır.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin