RSS Feed for This Post

Avrupa savaşabilir mi?

Görsellerle birlikte, silsile olarak okumak için bu sayfa.

  • Avrupa Birliği (AB) üyelerinin toplam askerî bütçesi 250 milyar €; Rusya’nın ise 65 milyar $. Ama Rusların ezici üstünlüğü konusunda hiç kimsenin şüphesi yok ve AB kendini savunmaktan aciz bir ülkeler topluluğu. Neden NATO’suz bir Avrupa, askerî mânâda sıfır?
  • AB ülkelerinin savunma harcamalarını birleştirecek ortak bir vizyon, tehdit algısı, ortak hedefler koyan bir dış politika yok. Avrupa devletlerinin ticarî menfaatleri yakın görünse de jeopolitik açıdan dünyadaki diğer ülkeler kadar birbirleriyle çatışmaktalar. Açalım.
  • Onbinlerce AB askeri sınırlarda bekliyor; av uçakları gökyüzünde devriye geziyor; radarlar ufukları tarıyor. Ama bütün bu birimlerin eşgüdümü NATO tarafından sağlanıyor. NATO ise Avrupalı olmayan bir gücün, ABD’nin yönetiminde.
  • Peki NATO’ya bağlı olmayan Avrupa askerlerini kim yönetiyor? Aralarında ortak bir yönetim yok mu? Önce savunma bütçelerinin durumuna bakalım. Savunma bütçelerinin GSMH’ye oranı 1989’dan 2017’ye kadar sürekli düşüş halinde.
  • Avrupa’nın ulusal orduları sürekli azaltılan bütçe sebebiyle zayıflıyor. 208.000 askerle en güçlüleri olan Fransa bile tek başına büyük bir askerî operasyon yapabilecek durumda değil. Alman ordusunun skandalları ise sık sık ulusal medyada alay konusu oluyor.
  • Evet, Fransa’nın Afrika’da dar kapsamlı müdahaleleri oluyor ama diğer ülkelerle ortak çalışmayı bilmiyorlar. İtalya, İngiltere, Polonya birlikte Afganistan ve Irak’ta bulunuyor ama bu operasyonların komutanı Avrupa değil NATO.
  • Kısacası, ABD yardım etmezse Avrupa ne kendini savunabilir ne de yabancı topraklarda operasyon yapabilir. Ne eksik bunun için?
  • Para? Silah? Hayır; hepsinden önce ortak bir siyasî irade gerek. Yani ortak menfaatleri müdafaa amaçlı bir strateji, ortak yasal zemin, ortak bütçe. Görünürde bunların hiç biri yok. Neden?

  • %90 Rus gazı kullanan Doğu Avrupalı üyeler ile İskoçya açıklarından kendi petrolünü çıkartan İngilizlerin (Brexit’ten önce) ortak strateji geliştirmesi zor.
  • Ya elektriğinin %75’ini kendi nükleer santrallerinde üreten ve uranyumu Afrika’dan gasp eden Fransa? Böyle bir ülke, nükleerden çıkan ve Kuzey Akım 2 boru hattıyla Rus gazı için merkez üs haline gelen Almanya ile enerji tedarik güvenliği mutabakatı yapabilir mi?
  • Yahut sınır güvenliğine bakalım: Yunanistan, Bulgaristan ve Macaristan Suriye ve Afganistan’dan, İtalya ve İspanya ise Libya, Mali ve Nijerya’dan gelen kaçak göçmenlerden muzdarib. Diğer AB ülkeleri için bu uzak bir sorun. Özellikle son 10 üye için esas tehdit Rusya. Yani?
  • Sınır güvenliği başlığı altında ortak bir strateji oluşturmak da imkânsız: Rusya’ya karşı soğuk savaş dönemini andıran füze ve radar sistemleri icab ederken kaçak göçmenlerle mücadele daha “polisiye” yöntemleri gerektiriyor.
  • Üçüncü mesele silah tedariki: Savunma sanayii çok gelişmiş olan Fransa, potansiyel bir Avrupa ordusunun en büyük tedarikçisi olmaya aday. Ama İsveç ve Almanya dışında bu yeni ordudan para kazanabilecek fazla ülke yok. Meselâ Polonya için “bedava” NATO silahları çok daha iyi.
  • Çek cumhuriyeti, Polonya ve Slovakya 2ci dünya savaşında Hitler’e satıldıkları için haklı olarak Londra ve Paris’e pek güven duymuyorlar. Muhtemel bir Rus tehdidi karşısında Neville Chamberlain’in 3 Eylül 1939’da yaptığı ihanet tekrarlanabilir.
  • Ek olarak, Sovyet Rusya’nın liderliğindeki Varşova Paktı’ndan yeni kurtulmuş Baltık Cumhuriyetleri ve Doğu Avrupalı üyeler için NATO (=ABD) güvenli bir liman. Oysa doğum sancıları içinde kıvranıp duracak bir AB ordusu Rusya’ya karşı tamamen etkisiz kalır.
  • Kısacası AB üyelerinin menfaat ve risk algıları birbirinden uzak. Ortak ordunun savunacağı “ortak menfaatler” hemen hemen yok gibi. Peki hiç askerî işbirliği yok mu? Var tabi. Meselâ Alman-Fransız ortak kara birliği. Nedir?
  • 1989’da kurulmuş, 5600 askerden oluşan birliğin amacı Avrupa’nın savunması değil Mali, Orta Afrika gibi bölgelerde terörle mücadele eden hükûmetlere eğitim vermek. Yani ortak, ordu, ortak strateji gibi fikirlerden çok uzak.
  • NATO’nun kendisi de ortak Avrupa Ordusu önünde bir engel. AB üyesi olmayıp NATO üyesi olan ülkelerin askerlerini yönetebildiği için NATO komutası önemli bir üstünlük. İngiliz, İspanyol, Macar av uçaklarının Baltık denizinde Rus tehdidine karşı devriye gezmesi az bir şey değil.
  • Avrupa ülkeleri NATO’nun politik tavrını belirleyen genel sekreteri seçiyor. Askerî komuta ise Amerika’nın elinde. 17 AB ülkesinde 70.000 ABD askeri görev yaparken bağımsız Avrupa savunmasından bahsetmek imkânsız.
  • Avrupa savunmasıyla ilgili her türlü askerî aracın, mühimmat ve yedek parçanın tedariki de Amerikalıların elinde. 2014-2016 arasında ABD Avrupa’ya 63 milyar €’luk silah sattı. Aynı dönemde AB’nin ABD’ye sattığı silah sadece 7.5 milyar €!
  • ABD silahı kullanmak, ülkenin anahtarlarını ABD’ye vermek demek. Meselâ F-35 savaş uçağını alan her ülke, uçuş planı, yakıt, mühimmat gibi gizli verilerin ABD’de toplanmasını da kabul etmiş oluyor.
  • Hatta ABD isterse uçakların kalkmasını engelleyebilir. Yapar mı? Geçmişe bakarsak… 1ci körfez savaşında Irak’a saldırmak istemeyen Chirac Fransa’sını cezalandırmak isteyen ABD, Fransa’ya askerî ambargo koydu. Sonuç?
  • Uçak gemilerinde kısa kalkış için kullanılan katapultları alamayan Fransa’nın uçak gemileri kullanılamaz hale geldi. Yani ABD için “müttefik” olmak dost olmayı gerektirmiyor.
  • ABD, kendi üretmediği silahların satışına bile karışıyor. Silah ABD malı parçalar içeriyorsa veto koyuyor. Meselâ 2018’de Fransa’nın Mısır’a Rafale savaş uçağı satmasını engelledi çünkü uçakla birlikte ABD tasarımı balistik füzeler verilecekti.
  • Amerikalıların gözünde bu bir şantaj değil; hak edilmiş bir kontrol mekanizması. Zira ABD ordusu Avrupa’daki birlikleri için yılda 25 milyar $ harcıyor. NATO’ya ayrıca ödedikleri para bunun dışında.
  • Son zamanlardaki ABD, Fransa ve Almanya arasındaki gerginliği bu zeminde okumak gerek. Trump AB üyelerinin NATO’ya daha fazla para vermelerini istiyor ve 5ci maddeyi askıya almakla tehdit ediyor. Yani bir NATO üyesi saldırıya uğrarsa ötekilerin savunma garantisini.
  • Türkiye’yi şikâyet eden Fransız CB Macron Kasım 2019’da şöyle demişti: “Bu NATO’nun beyin ölümüdür. ABD’nin NATO üyeleri ile stratejik koordinasyonu yok ve çıkarlarımızın söz konusu olduğu bir bölgede başka bir NATO üyesi olan Türkiye’nin saldırganlığına maruz kalıyoruz.
  • Trump ise Avrupa’nın çaresizliğini işaret edip Fransızlarla şöyle alay etmişti: “CB Macron Avrupa’yı savunmak için Avrupa ordusu kurmak istiyor. Ama 1ci ve 2ci dünya savaşında düşman Almanya idi. Ne oldu? ABD gelip onları kurtarana kadar Almanca öğrendiler. NATO’ya para verin ya da…
  • Çok başlılık ve ABD baskıları yüzünden ortak ordu kuramayan Avrupa liderleri ağız değiştirdiler ve “stratejik bağımsızlık” olarak yeni bir hedef koydular: Güçlü bir savunma sanayii. İlk somut adımlardan biri New Generation Fighter (NGF) savaş uçağı. Amaç ve başarı ihtimali nedir?
  • Amaç, 2040’ta ABD’ye rakip olmak. Başarma ihtimali? Bir kere çok pahalı: 2026’da uçacak ilk prototip 4 milyar €. Fransızlar Alman ve İspanyol ortaklarla birlikte bu yükü paylaşmak istiyorlar ama… Geçmişteki bir hata tekrar ediliyor. Nedir?
  • Geçmişte “ortak” Avrupa uçağı başlamış fakat satılması yasak ülkeler gibi politik sebepten Fransa yalnız kalmıştı. Şu an 2 Avrupa uçağı, Rafale ve EuroFighter rakip oldu. Yeni savaş uçağı NGF da aynı yolda. Brexit yüzünden İngilizler koptu; İsveç ve İtalya ile Tempest’i yapıyorlar.
  • Ayrıca Fransa’nın stratejik menfaatlerinin diğer ülkelerle bağdaşması zor. Zira Fransızların Münhasır ekonomik bölgesi ABD kadar! Yeni Kaledonya’daki nikel madenlerinden Guyana’daki uzay üssüne, Madagaskar’dan Akdeniz’e uzanan bir alanda Fransız menfaatleri var. Yani?
  • Fransa’nın ihtiyacı olan “Avrupa ordusu” ABD ordusu gibi donanma ağırlıklı. F-35 ve Harrier gibi dikine kalkışlı uçaklar, uzun menzilli savaş gemileri ve denizaltılara ihtiyacı var. oysa Almanya karacı bir vizyona sahip; kıyıları ve sınırları savunmak önemli. Tıpkı Rusya ve Çin gibi.
  • Avrupa Birliği savunma araştırmaları için 13 milyar € bir bütçe öngördü 2019’da. Amerikalılar bütçenin yapısı ve araştırma projeleri üzerinde söz hakkı istediler. Hatta Avrupalı diplomatları Brüksel’deki ABD elçiliğine çağırıp misilleme yapmakla tehdit ettiler.
  • Son Avrupa zirvesinde ise “kötü yola düşen” bütün Avrupalı liderler süt dökmüş kedi gibiydiler; NATO’yu övmek için birbirleriyle yarıştılar.
  • Netice? Avrupa Birliği NATO’suz (=ABD’siz) kendini savunamaz. Yani AB bağımsız dış politika yapamaz. Bu durumda ne Avrupa Birliği’nin ne de tek tek Avrupalı devletlerin bağımsızlığından söz edilemez.

 

 

Edebiyat, Sinema, Siyaset, Sanat tarihi, Mimarî, Ateizm, Kemalizm, İslâm, Kadın hakları, Feminizm, Tarih, Felsefe… Bugün 100’e yakın kitap var. Yakında yenileri eklenecek, bu sayfayı takip edin… 

Birleşik Dünya İmparatorluğu

Hayatta kalmak için ülkemizin bağımsızlığını küresel şirketlere mi transfer ediyoruz? George Orwell’in 1984 penceresinden Corona Virüs salgını, küresel diktatörlük tehlikesi, kaybedilen hak ve hürriyetlerimiz… Fikir dünyamızı kontrol etmek isteyen diktatörlerin geçmişte kaldığını söyleyebilir miyiz? “Google bulamadıysa o şey yoktur” diyen bir slogan vardı; hatırlayacaksınız. Bugün Google’ın ilk 10 cevabı, Gerçek’in eş anlamlısı oldu neredeyse. (Bkz. Gerçek sonrası / Post-Truth / Post-vérité / عصر ما بعد الحقيقة)

Google, CNN, BBC, Twitter, FaceBook gibi birkaç firma adeta bir gerçek(!) tedarik karteline dönüştü. Ama 1984, bir kehanet romanı değil. Nedir? İnsan tabiatındaki güç tutkusu ile teknolojik bürokrasinin birleşmesinden doğacak siyasî sistemlerin başarılı bir tasavvuru. George Orwell inandığı değerler uğruna bedel ödemiş bir yazar. Dahası, yazdığı her şey hayatında yaşadığı bir tecrübenin izi: Uğradığı ihanetler, aldandığı sosyalizm ütopyası, kendine “solcu” diyenlerin faşistliği ile gelen düş kırıklıkları… Bunlar Orwell’in Hayvan Çiftliği’nde ve 1984’ünde karşımıza kâh bir domuz olarak çıkıyor; kâh “2+2=4” demeyi yasaklayan bir polis memuru… Buradan indirebilirsiniz.

Kitap Tanıtan Kitap 8

2015 senesinde Google arama motorunun yapay zekâsı, zencilerle gorilleri karıştırdığında çoğumuz bunu basit bir programlama hatası olduğunu ve firmanın uzman programcıları tarafından halledileceğini düşündük. Oysa yapay zekâ tarafından teröristlerle karıştırıldığı için uçağa alınmayan, ülkesine dönemeyen, işe giremeyen yahut işten atılan insanların sayısı hızla artıyor. Big Data, yapay zekâ ve diğer bilgi teknolojileri şuursuz ellerde birer kitle imha silahına dönüşmekte. İşte Kitap Tanıtan Kitap 8’in kapak konusu da bu: Cathy O’Neil’in harika kitabı Weapons of Math Destruction.

Başka kimler var 80 sayfalık bu kitapta? John Steinbeck, Tolstoy, Dostoyevsky, Arthur Schopenhauer, Virginia Woolf, Ignacio Ramonet… 13 yazarın 13 eseri üzerine yazılmış uzun kitap sohbetlerinin yanısıra, felsefe ve edebi eserlere, fikriyata bakışınızı değiştirecek, size yeni ufuklar açacak üç makale. Kitap Tanıtan Kitap 8,  yaz tatilinde hangi kitapları okuyacağınıza karar verirken işinize yarayacak bir yol haritası… Buradan indirebilirsiniz.

Fikir Kırıntıları–8

Sosyal medya mesajlarımızı derlediğimiz kitapların 8cisi yayında. Konu başlıkları şöyle:

  1. Şirket kuranlara tavsiyeler
  2. ABD biyolojik bir savaş için hazırlık mı yapıyor?
  3. Corona Virüs, ekonomik neticeler, FED ve Borsa
  4. Çin’in Yeni İpek Yolu, askeri bir proje mi?
  5. Stalin Raporu: Nikita Kruşçev CIA ve MOSSAD’ı nasıl kullandı?
  6. Corona Virüs ve Çin’deki salgın hastalık
  7. KGB’nin kayıp hazinesi…
  8. Hitler’in Türkiye’yi işgal planı ve Müslümanların Hitler’e bakışı
  9. ABD insanları nasıl köpekleştirir? Türkiye’yi korumak için ne yapmalı?
  10. Hafızamız nasıl siliniyor? Gerçeklerin yerine yalanları kim yazıyor?
  11. Evlenme ve boşanma üzerine…
  12. Yeni ipek yolu projesi
  13. Salgın Hastalık Tahvilleri: Milyonların ölümünden zengin olmak

Buradan indirebilirsiniz.

Futbol ve Siyaset

Clausewitz “Savaş siyasetin alternatifi değil, başka araçlarla devamıdır” diyordu. İnsanlığın kapitalizm ile kimliksizleştiği 21ci yüzyılda futbol siyasetin farklı araçlarla devamı haline geldi. Demokratik, faşist yahut sosyalist hiçbir siyasî rejim, futbolu görmezden gelmiyor. Açık yahut gizli, her siyasî partinin, liderin ve rejimin bir “futbol politikası” var.

  • Neden diğer spor dalları değil de futbol?
  • Futbol yoluyla savaş ve iç savaş nasıl çıkartılır?
  • Hükümet darbesi yapmak için futbol nasıl kullanılır?

Elinizdeki e-kitap, tarihten örnekler vererek bu sorulara cevap arıyor. Teorik değil tersine somut olaylara ve görsellere dayalı, sosyal medya formatında bir anlatım. Buradan indirebilirsiniz.

Fikir Kırıntıları-7

Bu kitap, Fikir Kırıntıları-7, Derin Düşünce’nin sosyal medyada paylaştığı mesajları kitaplaştıran derlemelerin yedincisi. Gayemiz, dayatılan sahte gündemlerden kaynaklanan ufuk daralmasını engellemek, merak uyandırmak ve okurlarımızı araştırmaya teşvik etmek. Fikir Kırıntıları-7’nın sorguladığı 21 konu şöyle:

  1. 4 başkan öldüren muz cumhuriyeti ABD’nin sindirim sistemi nasıl çalışır?
  2. Sivil nükleer riskler
  3. Rus derin devleti nedir ve nasıl çalışır?
  4. F-35 savaş uçağına ve Amerika’ya ne kadar güvenebiliriz?
  5. Sinemada siyasî propaganda nasıl yapılır?
  6. Alman derin devleti neden Almanya’ya hizmet etmiyor?
  7. Kore savaşı hakkında çok bilinen yalanlar ve az bilinen gerçekler…
  8. İsveç bir ileri demokrasi midir yoksa işgal altında bir sömürge mi?
  9. Fransa’nın Suudi Arabistan’a sattığı biyolojik silah laboratuarının Yemen’deki salgın hastalıklarla ilgisi ne?
  10. Putinizm, küresel sermaye ve Rus savunma refleksi
  11. F-35 gerçekten hayalet mi? Görünmezlik nedir ve nasıl çalışır? “görünmez” denen uçak nasıl görüldü ve vuruldu?
  12. Doğal gazı savaş sebebi haline getiren sebepler nelerdir?
  13. 2ci dünya savaşında temelleri atılan küresel sistem: Hitler, dolar ve altın
  14. Amerika’nın virüsle sivillere saldırdığı gün…
  15. İngilizlerin Fransa yüzünden 9 gemi kaybettiği savaş
  16. Silah Ticareti: Ambargo nasıl delinir? Kimyasal ve biyolojik silah nasıl el altından satılır? Soykırım yapan diktatörlere gizli yardım nasıl gönderilir?
  17. Amerika’nın Fransızları laboratuvar faresi gibi öldürdüğü gün…
  18. İtalyan mafyası Avrupa Birliği fonlarına nasıl el koydu?
  19. Uluslararası silah ticareti nasıl çalışır?
  20. İnsanları kullanan bencil manipülatörler kimdir?
  21. ABD’de gerçekleşmiş bir darbe girişimi

Kitabı PDF formatında indirmek için buraya tıklayın.

Fikir Kırıntıları-6

Elinizdeki bu kitap, Derin Düşünce’nin sosyal medyada paylaştığı mesajları kitaplaştıran çalışmaların altıncısı. (Buradan indirebilirsiniz) Maksadımız, iş hayatındaki uzmanlaşmadan kaynaklanan ufuk daralmasını engellemek, merak uyandırmak ve okurlarımızı araştırmaya teşvik etmek. Kısacası, bahsettiğimiz konuları derinleştirmek isteyenler makale ve kitap okuyarak kendilerini geliştirmeye devam etmeliler. Fikir Kırıntıları-6’nın sorguladığı meseleler şunlar:

  1. Savunma enerji sektöründeki stratejik şirketlerimiz güvende mi?
  2. Türkiye neden uçak motoru yapamıyor?
  3. Neden Kürtler hedefteydi? Yeni bir Halepçe olur mu?
  4. Uygurlar için ne yapılabilir?
  5. Banka nedir; nasıl çalışır; nasıl çalışmalıdır?
  6. S-400 füzesi, ABD darbelerini engellemek için kullanılabilir mi?
  7. ABD bir hukuk devleti midir?
  8. Gerçekler hakikaten var mıdır?
  9. 3cü dünya savaşı: Ne zaman başlar? Kaç yıl sürer? Nasıl biter?
  10. Vatikan’ın kaç parası var? Nerede saklı? Vatikan bu parayla ne yapıyor?
  11. Bireysel silahlanma Türkiye’ye uyar mı?
  12. Frankenstein ve Marx
  13. Nobel ekonomi ödülü mü yoksa soytarılık mı?
  14. Abdülhamid neden Osmanlı’nın çöküşünü engelleyemedi?
  15. Geleceğin savaşları neye benzeyecek?
  16. Savaşan robotlar askerlerin yerini alacak mı?
  17. Amerika nükleer silahlarına sahip çıkamıyor
  18. Veri politikası
  19. Ruhr Kızılordusu ve Alman işçi isyanı

Buradan indirebilirsiniz.

Fikir Kırıntıları-5

Sosyal medyaya en çok yöneltilen eleştirilerin başında yalan haberlerin yayılması ve kısa mesajlar yüzünden fikirlerin sloganlaşması geliyor. Haklı mı bu eleştiriler? Gerçekte “ana akım” denen gazete ve televizyon kanalları, sosyal medya fenomenlerinden daha dürüst değiller. Çünkü patronların veya arkalarındaki ulus-devletlerin propagandasını yapıyorlar. Bunların yalan haberden yakınmaları bile yalan. Gerçekte, yalan tekelini kaybetmiş olmanın üzüntüsü içindeler.

Gelelim ikinci eleştiriye. Siyasî, ekonomik ve hukukî sorunlar 5-10 kelimeye, birkaç görsele sıkışıp kalıyor. Bu doğru. Ancak sosyal medyanın “hafifliği” ve sür’ati sayesinde resmî tarih ve resmî ideoloji kolaylıkla tartışmaya açılabiliyor. Burada elbette sloganların ve uydurma komplo teorilerinin girdabına kapılma riski var. Evet… Elinizdeki bu kitap, Fikir Kırıntıları-5, Derin Düşünce’nin sosyal medyada paylaştığı mesajları kitaplaştıran çalışmaların beşincisi. Az önce bahsettiğimiz tehlikelerden yani yalan haber, sloganlaşma ve paranoyak teorilerden korunmak için çok sayıda kitap ve makale tavsiye ettik. Eğer sosyal medya mesajları gerçeğin kendisi gibi değil bir sorgulama fırsatı gibi kullanılırsa kemikleşmiş korkular ve önyargılar bir çırpıda yokedilebilir. Bizim de amacımız bu zaten. Kısacası, bahsettiğimiz konuları derinleştirmek isteyenler makale ve kitap okuyarak kendilerini geliştirmeye devam etmeliler. Fikir Kırıntıları-5’in sorguladığı meseleler şunlar (Buradan indirebilirsiniz):

  1. Algı operasyonu nedir?
  2. Çocuklara tecavüz önlenebilir mi?
  3. Türkiye’nin algı operasyonlarında gol yemesinin sebebi parasızlık değil vizyonsuz ve çapsız bürokratlardır.
  4. Casus kurtarma operasyonu nasıl yapılır?
  5. İnterpol bir suç örgütüne mi dönüşüyor?
  6. Ateşin haberini almak ile yanına oturup ısınmak arasındaki fark nedir?
  7. Kur’an’ı herkes kendi aklıyla anlayabilir mi?
  8. Devletler neden terör örgütlerinin para hareketlerini takip edemiyor?
  9. Rabıta nedir?
  10. Endüstri 4.0 ile Bilgi Teknolojileri Endüstriyi Tahakküm Altına Alabilir
  11. İslâmî devlet olur mu?
  12. Yurt dışında okumaya veya çalışmaya gerçekten hazır mısınız?
  13. Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti üzerine dobra dobra
  14. Yapay Zekâ: Tehditler ve Fırsatlar
  15. Ölümsüzlük üzerine…
  16. Tarihî propaganda ve ideolojik çarpıtmalardan nasıl korunalım?
  17. Çevik yazılımda 9 tuzak ve 9 çözüm
  18. Artık doktorun gözünde hasta değil müşterisin!
  19. Benzinli arabadan elektrikliye geçerken… Fırsatlar ve tehditler…

Kemalist Eğitimin Zararları

Dikkat Kitap: Kemalist Eğitimin Zararları“3 tarafı deniz, 4 tarafı düşmana çevrili cennet vatan” paranoyası neden üretildi? Çağdaş ve laik Türkiye’nin evlâdı, Kavala yahut Halep’te yatan dedesinin mezarına bile pasaportla gidecekti. Eskiden vali gönderilen yerlere şimdi büyük elçi atanıyordu. Churchill’in dediği gibi “iki petrol kuyusunun etrafına sınır çizen” İngiliz, bir gecede ülkeler icad edilmişti. Ama Kemalist millî(!) eğitimin iğdiş ettiği beyinler bunu sorgulamaktan aciz. Körfez ülkeleri, Basra yolunun, İsrail, Doğu Akdeniz’in petrol tıpası olacaktı. Türkiye hem Rusya’nın güneye doğru genişlemesini engelleyecek hem de Bakü petrolünün Avrupa’ya ulaşıp fiyat kırmasına mani olacaktı. Diğer yandan Lazkiye ve Hayfa’dan dünya piyasalarına erişen Musul ve Kerkük petrolü bir gün pekâlâ Türkiye’den geçip İskenderun’a akabilirdi ve bu da Londra için büyük bir risk unsuruydu.

Kısacası, Britanya için gerçek tehdit güçlü bir ordu veya zengin devletler değil Türklerin uyanıp kim olduklarını hatırlamalarıydı. Şu halde dünya petrollerinin %60’ına çökmüş, Afika ve Asya’yı sömüren İngilizler için yapılacak tek bir şey vardı: Kullanışlı aptallar yetiştirecek bir eğitim sistemi kurmak ve bunu Türklere “millî eğitim” diye yutturmak.

Eğitimle ilgili sorunlarımız nasıl düzelir? Yahut birgün düzelir mi? Elinizdeki bu kitapta Ufuk Coşkun Kemalist eğitimin sorunlarına işaret etmekle kalmıyor, bir yandan çözümler önerirken bir yandan da millî eğitimin ideolojik, tarihi ve kültürel arka planını gözler önüne seriyor. Milat Gazetesi yazarı, bolgepostasi.com Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Coşkun’u televizyondaki tartışma programlarından ve eğitim konulu çalışmalarından tanıyorsunuz. Bizzat eğitim dünyasının sorunlarını içeriden yaşayan Coşkun aynı zamanda “Kürdüm Doğruyum Çalışkanım” ve “Yeni Sömürgecilik ve Bağımsız Sivil Toplum Kültürü” kitaplarının da yazarı. Ufuk Coşkun’un “Kemalist Eğitimin Zararları” adlı kitabını buradan indirebilirsiniz.

Petrol kandan ağırdır

(Son güncelleme: 4cü sürüm, 12 Ocak 2019)

Petrolün fiyatının 50$ üzerinde kalması için yılda ortalama 75.000 insanın ölmesi gerekiyor. Süveyş kanalının Mısır tarafından kamulaştırılması, petrol krizleri, 6 sün savaşı, İran-Irak savaşı, Irak’ın işgali ve Suriye… İnsan kanıyla para basan bu makine 50 senedir asker, sivil, kadın çocuk demeden insan öğütmeye devam ediyor. Nasıl? 1ci Dünya Savaşı tarihteki ilk küresel karbon savaşı oldu. Kömürle beslenen fabrikalar kömür ve petrolle işleyen makineler ürettiler ve insanın öldürme kapasitesini binlerle çarptılar. Ama makineler savaşta insanın yerini almadı. Bunun yerine daha çok insanı daha hızlı şekilde cepheye göndermek için kullanıldı. Cepheler genişledi ve muharebeler uzadı. Alman-Fransız sınırındaki zengin kömür yataklarından İslâmistan’daki petrol kuyularına uzanan savaşta insanlar karbon için öldüler, öldürdüler. Petrolcüler, kömürcüleri yendi. Endüstrileşen savaş sadece savaş makinelerinin değil üretim, sevk ve idare kapasitelerinin de savaşıydı. Elinizdeki 55 sayfalık bu e-kitap şu sorunun cevabıdır: İnsan kanıyla para basan bu makine nasıl çalışıyor? Buradan indirebilirsiniz.

Savaş Meydanda Değil Masada Kazanılır

Dünya ticaretinin %80’i denizden yapılıyor. Ülkelerin hayatta kalması yani gıda ve enerji tedariki için deniz yollarına erişmeleri şart. Panama, Süveyş, Malaka ve Cebelitarık gibi bütün stratejik noktalar ABD, Britanya ve Fransa’nın kontrolünde. Bu üç devlet istedikleri ülkenin ekonomisini petrolsüz ve dövizsiz bırakıp boğabilecek bir güce sahip.(Bkz. Petro-dolar sistemi)

Komplo teorisi mi? Değil, her şey ortada: Akademisyenler, amiraller, bakanlar ve diplomatlar, doktrinlerini açık açık yazmışlar ve yazdıklarını harfiyen tatbik etmişler: Alfred Mahan, Halford Mackinder, Nicholas Spykman, Zbigniew Brzezinski, Edward Luttwak, Samuel Huntington, Joseph Nye, David Peraeus, Henry Kissinger… Jeopolitiğin bu ünlü isimleri, İngilizlerin ve Amerikalıların dünyaya sürekli hükmetmesi için neler yapılması gerektiğini her ortamda açıkça ifade etmişler. Tabi bu tahakküme bir takım kılıflar uydurulmuş: Önce Hristiyanlık, sonra üstün(!) beyaz ırk ve nihayet serbest ticaretle demokrasi adına verilen bir mücadele gibi gösterilmiş. Yani sınır tanımayan Anglo-Saxon şiddetine, ideolojik meşruiyet zeminleri ihdas edilmiş. Ama değişen ideolojilere ve teknolojinin ilerlemesine rağmen 150 yıldır değişmeyen jeopolitik sabitler var. 21 harita ve 11 makaleden oluşan bu kitap, Anglo-Saxon hakimiyetini mümkün kılan şartları ve Avrasya’nın kurtuluş yollarını sorguluyor. Coğrafî engellerden ekomik savaş araçlarına ve psikolojik harbe kadar… Kitabı buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin