RSS Feed for This Post

Don Quijote / Miguel De Cervantes

  • Delikanlıların aşkı çoğu kez aşk olmayıp şehvet olduğundan, haz elde edildiği an biter. Ve aşk gibi görünen şey, mecburen söner, çünkü tabiatın koyduğu sınırı geçemez, oysa tabiat gerçek aşka bu sınırı koymamıştır.
  • Oğlum, aynı gayeye hizmet ettikleri müddetçe kitap kılıca kuvvet vermiştir. Eğer kılıç kullanan kişi, kitapsızın biri ise; yaptığına savaş değil çapulculuk denir.
  • Her güzellik âşık etmez; bazılarına bakmaktan hoşlanılır ama istek uyandırmazlar; her güzellik âşık etse, istek uyandırsa, kalpler karmakarışık olur, yolunu şaşırır, nerede duracaklarını bilemezlerdi; çünkü sayısız güzel insan olduğundan, istekler de sayısız olurdu. Oysa derler ki, gerçek aşk bölünmez, kendiliğinden olur, zorla olmaz.
  • Ah şeytan! Ah doymak bilmeyen muhteris nefsim! İkiniz ne de kötü arkadaşlarsınız.
  • Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme, kimi uzun der, kimi kısa.
  • Bütün birbirlerini sevenler evlenecek olsalar, dedi Don Quijote, anne babalar evlâtlarını uygun kişilerle, zamanında evlendirme haklarını kaybetmiş olurlardı. Kocalarının seçimi kızlara bırakılsaydı, kimi babasının hizmetkârını, kimi sokaktan geçerken gördüğü sefih kabadayının teki olsa da cesur, matah sandığı adamı seçerdi. Aşk ve tutku, bir eş seçmek için son derece gerekli olan sağduyuyu kolayca köreltir. Eş seçiminde yanılmak büyük bir tehlikedir ve doğru seçimi yapabilmek için, büyük bir bilgeliğe ve Tanrı’nın yardımına ihtiyaç vardır. İnsan uzun bir yolculuk yapmak istediğinde, eğer ihtiyatlıysa yola çıkmadan önce güvenilir, barışsever bir yol arkadaşı arar kendisine. Madem öyle, ömrü boyunca, son durak olan ölüme kadar sürecek yolculukta niye aynı şeyi yapmasın? Hele yol arkadaşı karı-kocaya yakışır şekilde yatakta, sofrada ve diğer her yerde kendisine eşlik edecekken. İnsan seçtiği eşini, satın aldığı bir mal gibi geri veremez, değiştiremez, takas edemez; çünkü evlilik, hayat boyu süren bir durumdur.
  • Çünkü duyduğuma göre aşk bazen uçar, bazen yürürmüş; kimininki koşar, kimininki ağır ağır ilerlermiş; bazılarını hafif ısıtır, bazılarını yakarmış; birini yaralar, ötekini öldürürmüş; bir anda tutku yarışını başlatır, aynı anda bitirirmiş; sabah kuşattığı kaleyi akşamına düşürürmüş; çünkü hiçbir kuvvet aşka direnemez.

…Yeni yazarlar ve kitaplarla tanışmak için…

Kitap tanıtan kitap 7

kitap-tanitan-kitap-7 - kucuk Ücretsiz kitap indirin77 kitap indirin Nisan ayında en çok okunan kitaplar Haziran ayında en çok okunan kitaplarKitap tanıtan kitapların 7cisine damgasını vuran düşünür Susan Sontag oldu. 1977’de yayınladığı “Fotoğraf Üzerine” isimli cesur kitaptan bahseden 4 makale ile başlıyoruz. Mehmet Özbey’in kaleminden eskimeyen bir kitabı ziyaret edeceğiz sonra: Yüzyıllık Yalnızlık (Gabriel Garcia Marquez) Değerli yazarlarımızdan Mehmet Salih Demir ve Mustafacan Özdemir tek bir kitaba ve tek bir yazara odaklı kitap sohbetlerinden farklı makaleler hazırladılar. Bunlar kavram ve/veya olaylara odaklı, birden fazla kitaptan ve müelliften istifade eden çalışmalar: Terör, vicdan, modernleşme, bilim felsefesi (Kuhn, Heidegger, Derrida, Gadamer, Dilthey, Mach, Baudrillard, Toulmin) … Suzan Nur Başarslan’ın yazdığı Türk romanının tarihçesi ve Seksenli Yıllarda Türk Romanı Ve Post Modern Eğilimler de bu kategoriye dahil edilebilir. Bunların  yanısıra yazar kadar hatta bazen daha fazla ünlenmiş kitaplara adanmış makaleleri de yine bu sayıda bulacaksınız: Zeytindağı (Falih Rıfkı Atay), Hayy Bin Yakzan (İbn-i Tufeyl), Körleşme (Elias Canetti), Taşrada Düğün Hazırlıkları (Franz Kafka). Kitap tanıtan Kitap 7’nin daha önceki sayılardan bir diğer farkı da Georg Simmel’e adanmış iki makale içermesi. Karl Marx ve Max Weber arasındaki kayıp halka olarak nitelenen Simmel’in “Büyük şehir ve zihinsel yaşam” (Die Großstädte und das Geistesleben, 1903) isimli özgün çalışmasından bahsettiğimiz makaleler kitabın sonunda. Buradan indirebilirsiniz.

Önceki kitap sohbetleri:

Trackback URL

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin