RSS Feed for This Post

Şerhu Esmâillahi’l-Hüsna / Sadreddin Konevî Hazretleri

“… El-Vedûd, velîlerini seven, velîlerinin de kendisini sevdiği, onlara muhabbet eden, onların da kendisine muhabbet ettiği Zât demektir. Vüd muhabbetin sabit olmasıdır. Dolayısıyla muhabbet takdir edilmiş olduğu için günahlar bu muhabbete tesir edemez. Çünkü bu muhabbet kendilerini uzaklaştırmak ya da kovmak için değil, kaza ve kader hükmüyle kendilerine inmiştir. Bilinmelidir ki Vüd, muhabbetin bir mertebesidir. Çünkü muhabbetin dört hali vardır ve her halin bilinmesini temin eden bir ismi vardır.

Buna göre muhabbet kalbe ilk düşüş halinde Heva diye isimlendirilir; bunun ardından kalpte yerleşmesi gelir ki adı Vüd olur. Bu muhabbetin başkalarının ilgisinden arındırılması ve temizlenmesi gelir, Hub diye isimlendirilir. Son olarak seveni sevdiğinden başka herşeyden habersiz kılacak şekilde kalbi bütünüyle kuşatması gelir ki buna da Aşk denir. Yani el-Vedûd sevgisi sabit olan demektir; şu halde Hakk’ın kullarına muhabbeti sabittir. Çünkü sanatkâr eserini sever. Seven sevilenden rahmet talep eder; şu halde ilâhî sevginin özlem makamı ilk merhamet edilendir.

Özlem sevilen ile kavuşmaya duyulan şevkin özüdür. Bu özlemden Hak, sevdiğini müşâhede ziynetiyle süsler, ona varlık kisvesini giydirir; müşâhede eden ve edilen arasında “ferahlatma” kâselerini döndürür. Bunun ardından Hak, cemâl bakışlarının işaretiyle onlara hitab eder; onlar da haller ve arzu lisanıyla O’na hitab ederler. Bunun ardından Hak meselenin Seven ile Sevilen arasında örtülü kalması için “O pek ğafur ve vedûddur” (Buruc, 14) demiştir. Binaenaleyh Hak, dilsizlik, körlük ve sağırlık perdesinin ardında bile olsa, sevdiğinin işitmesi, görmesi, lisanı ve bütün melekeleridir.

Halk mertebelerinden her bir fert, Hakk’ın tecellîlerinin kendisinde yansıdığı bir mazhardır. Binaenaleyh sevenlerden bazıları Maşuk’unu dünyada müşahede bilgisiyle tanır; böylelikle O’nun bakışlarından lezzetlenir, vakitlerinde O’ndan nimetlenir. Bazı sevenlerin işi ise, perde ortadan kalkıncaya kadar irfan halinde bekler. Bu insanlar perdenin ortadan kalkmasının ardından görürler ki kendileri perdenin ta kendisiymiş!

Demek ki âlem insandır. İnsan onun gözüdür. İnsanlardan Hakk’ı sevenler ise göz bebeği mesabesindedir …”

… Muhyiddin İbn Arabî Hazretleri ile ilgili makale ve alıntılar …

  1. İbn Arabî’nin Fusûs’undaki Anahtar Kavramlar / Toshihiko Izutsu (1)
  2. İbn Arabi’nin Fusûsundaki Anahtar Kavramlar / Toshihiko Izutsu (2)
  3. Varoluşçuluk’a İki Ayrı bakış: Sartre ve İbn Arabî
  4. Kozmostaki Tek Hakikat* – William C. Chittick
  5. Kitab Keşf al Mânâ ‘an sır asmâ’ ALLAH al-Hüsna (Muhyiddin İbn Arabî Hazretleri)
  6.  Ben büyüyünce insan-ı kâmil olucam!
  7. Fütûhât-ı Mekiyye, Cilt 14 / Muhyiddin İbn Arabi Hz

 

Trackback URL

  1. 3 Yorum

  2. Yazan:OLCAY kılıç Tarih: Şub 15, 2013 | Reply

    Bu yüzyılda dini öğrenmek için halis bir tarzda, insanı yanlış düşüncelere saptırmadan,kolay yoldan,AlLah(c.c) tanımak istiyorsanız,bu asrın kuran tefsiri olan Risalei Nur külliyatını okumak gerektiğine inanıyorum.Bende yaratıcımı tanımak için çok kitaplara başvurdum..Hiç bir eser bu yüzyılın tüm sorunlarına derman olmadığını gördüm

  3. Yazan:olcay KILIÇ Tarih: Şub 15, 2013 | Reply

    AMAN DİKKAT:Vahdetül Vucud konusu kötü niyetli insanların kullanmaya çalıştıkları insanı dalalete ve yanlış düşüncelere kapı açabilecek tehlikeli kilometre taşları ihtivâ ediyor.(kendi bütünlüğü anlaşılmadığında)..
    Bu sebeple defalarca anlatmak gerekirse:
    Vahdetü’l-Vücud mesleğinde Kur’ân’ın açık mânâsını inciten hatalar söz konusudur. Fakat bu meslekte giden Muhyiddin-i Arabî makbul zatlardandır. Kendine mahsus bir makamı vardır. Bir harika kutuptur. Bir ferîd-i devrandır. Fakat bu meselede; tıpkı eşyanın aynada yansıyan görüntüsü ile eşyanın gerçeğini kıyaslamak gibi, eşyanın başka mertebesini düşünmeyerek, “Lâ mevcude illâ hu” demiş. Bir mertebeyi nazara almış. Oysa eşyanın gerçek mertebesi Allah’ın isimlerine dayandığından, eşya hayalden ibaret değil, hakikattirler. Bundan dolayı da Muhyiddin-i Arabî’nin mesleği kendine mahsus kalmış, yayılıp geniş kitlelere hitap etmemiştir.

  4. Yazan:Cemile Bayraktar (@jamilabayraktar) Tarih: Şub 19, 2013 | Reply

    Şerhu Esmâillahi’l-Hüsna / Sadreddin Konevî Hazretleri: http://t.co/N34J7jtC

  1. 1 Trackback(s)

  2. Eki 22, 2017: Mecazî aşk / Metaphorical love / الحب المجازي | Ne Mutlu "İnsan'ım" Diyene!

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin