RSS Feed for This Post

Kemalizmin Zararları (1) Adamı çıldırtır!


KANIYLA ATATÜRK RESMİ ÇİZİYOR
envoyé par GokTuruk. – Films courts et animations.

Trackback URL

  1. 70 Yorum

  2. Yazan:Abdullah Kul Tarih: Tem 23, 2010 | Reply

    ´´Kisi sevdigi ile beraberdir´´
    Bu resmi yapan kisiyle resmi yapilan bu dünyadada ahirette beraber olacaktir.
    Nerede olacaklari ni ancak Allah bilir.
    Allah hidayetine erdirsin

  3. Yazan:Blogcular Tarih: Tem 23, 2010 | Reply

    kanı bozuk değildir inşallah. resim çabuk bozulmasın da 🙂

  4. Yazan:MY Tarih: Tem 23, 2010 | Reply

    yaw yoksa çilgin Türkler romanini yazan adam da kaniyla mi yazdi bu romani? içindeki zirvalar tansiyon düsüklügü ile açiklanabilir belki. Ama okurken aglayanlara ne demeli?

  5. Yazan:özlem Tarih: Tem 23, 2010 | Reply

    eminim bu klibi izlerken ağlayanlar da vardır:)
    mehter marşı pek oturmamış sanki. bence kahraman ırkıma yapmışlar ihanet miydi neydi onu koysalar daha etkileyici olabilirdi.

  6. Yazan:mehmet bahadır Tarih: Tem 23, 2010 | Reply

    Mehmet Abi

    Bırak ağlasınlar…
    Ağlayabilirlerse, hiç olmazsa anlayabilme ihtimalleri doğar 🙂

  7. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Tem 23, 2010 | Reply

    Simdi mesela bu safkan olduguna inanan zavalliya annesi cikip yillar sonra, “evladim, aslinda benim annem bir Rum’du. Babamla Istanbul’da tanisip evlenmisler. Yani, senin kaninda Rum’luk da var. Ben dogduktan sonra, aileler arasi cekismeler ve kulturel uyusmazliklardan dolayi sonradan babamla annem bosanmislar; annem, mubadeleyle Yunanistan’a gocmus” dese acaba dunya basina mi yikilir? Ne tepki verir? Cok merak ediyorum. Aklima bir anda Yazi Tura filminin 2. bolumu geldi. Kenan Imirzalioglu’nun canlandirdigi milliyetci, siyah takim elbiseli bir Turk, yillar sonra Rum ve escinsel oldugunu ogrendigi kardesiyle karsilasir ve gercegi ogrendiginde buyuk bir sok yasar. Dudaklari rujlu, ibne kardesinin kafasını aynaya yaklaştırarak “neremiz benziyo lan bizim” demesinin ardından kardesi başka bir aynada kendisini ruj sürdüğü dudaklarıyla şop diye öpüp, ruj bulaşmış dudaklarıyla Cevher(Kenan Imirzalioglu)’i yine bir aynaya tutup bak ne kadar da benziyoruz der.

    Ozellikle bugunlerde yasadigimiz travmalarla ilgili ciddi cikarimlar yapabilecegimiz, cok kaliteli bir filmdir Yazi Tura.

  8. Yazan:Kemallettin Tuncay Tarih: Tem 23, 2010 | Reply

    Kemalizm mi İslam mı hangisinin daha büyük engel bireyin özgürleşmesinde?

    Kemalizm’deki despotluğa, dayatmacılığa karşı koymanız takdir edilesi; fakat bu başkaldırıyı, bir insana toplum tarafından dayatılabilecek en kötü şey olan dine karşı göstermiyor olmanız, aslında pek de derin ve tutarlı olmayan düşünce yapınızın varlığını dışa vurumu.

    Biliyorum tabi bu kemalizm denen illet çok insanı katletti, bunları kabul edilebilir veya hoş bir şey olarak görmek empati yeteneğine az da olsa sahip bir insan için zor.Sizin sayenizde kemalizmin iç yüzünü öğreniyoruz.
    İnsanları öldürmek, insanlara baskı uygulanması kabul edilemez.Peki , islam ideolojisinin yayılması için dökülen onca kan, yapılan onca savaş? Bunlar hakkında ne hissediyorsunuz? Dersim de öldürülmüş insanları düşünürken içiniz acıyor değil mi, peki islamın askerlerinin öldürdüğü oncan insan için aynı şeyi hissedebiliyor musunuz?Sanmıyorum.

    Dürüst olun.Sırf bana, sizin bu saçma sapan hikayelerinize inanmama hakkı tanıdı diye katlanamıyorsunuz mustafa kemale ve kemalizme. Yoksa sanmıyorum onca ölü umrunuzda olsun, siz bence katledilmiş insanlar kullanarak iki yüzlülük yapıyorsunuz.Yoksa buraya kanla çizilmiş muhammed resmi de koyardınız, kanla yazılmış tarihler sizi bu kadar rahatsız ediyorsa.

    Sanmayın ben kemalistim, ben anlayışla karşılamıyorum onca kanı, onca baskıyı. Türbanlı kızların üniversiteye girmesini, kürtlerin kendilerini yönetebilmesini de istiyorum.Ama kemalizme teşekkür ediyorum , beni , sizin zırvalarınızdan koruduğu için.

  9. Yazan:MY Tarih: Tem 23, 2010 | Reply

    Kemalettin Bey,

    bir kere siddet ne adina yapilirsan yapilsin buna karsi çikiyoruz. Siteyi okumadan yorum yazdiginiz belli oluyor. ikincisi “kemalist degilim” diyorsunuz ama zihniniz Kemalist mengenede sekil almis bu da belli oluyor. Neden?

    “islamin askerleri” kim meselâ? Islam konferansi üyesi ülkelerden belki 4 veya 5 tanesi “seriat” oldugunu iddia ettikleri bir kanun uyguluyorlar. Onlar da kendi aralarinda tutarsiz.

    ABD üslerine topraklarini açan suudiler mi yoksa yillardir israille kucak kucaga tatbikat yapan Türk ordusu mu Islam’in askeri?

    Haa, eger “islamin askerleri” derken Peygamberimiz(SAV) zamanindaki savaslari kasdediyorsaniz durum daha da vahim. islâmi bilgisi çagri filmi ve turhan dursun kitaplarindan olusan çok insan var TR’de ama bunlarin bize verebilecekleri bir sey olmadigi gibi bizden alabilecekleri bir sey de yok.

    Islam, siddet, savas, savasta sivillerin haklari vb konularda MustafaAkyol.Org sitesinde çok bilgi var.

    bu konuyu sizin yaptiginiz gibi sig ifadelerle ve sloganlarla düsünmeye çalisan biriyle tartismak bizim için vakit kaybi olacaktir.

    iyi günler.

  10. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    @ Kemalettin Tuncay,

    Bu siteyi biraz daha inceleseydiniz fundamentalist islama karsi da bircok yaziyi gorecektiniz. Ornek:
    http://www.derindusunce.org/2010/07/23/milli-gorus-%E2%80%98islami-gorus%E2%80%99-olabilecek-mi/

    Ancak, yazdiklarinizi ve hissiyatinizi gayet iyi anliyorum. Cok da iyi biliyorum ki, bircok “kemalist” de zaten Ataturk’u cok sevdiginden degil, Islami baskilara maruz kalmaktan korktugundan Ataturkcuymus gibi davraniyor. Yani, Ataturkculuk, milliyetcilik, laiklik birer kamuflaj malzemesi. PKK’liligin da, kemalizmin de temelinde islami baskilardan kacis var aslinda. Bu ortak paydada birlesip, guclerini birlestirmeleri, isbirligi yapmalari da sasirtici olmasa gerek.

    Ataturk’un tartismaya acilmasiyla beraber Hz. Muhammed’in de tartismaya acilacagi, en agir sekilde elestirilere tabi tutulacagi tahmin ediliyordu zaten. Ben, bu konuda haddimi asip, yeterli bilgi sahibi olmadigim bir konuda, Hz. Muhammed’in hayati hakkinda, bir yorum yapmak istemiyorum. Hz. Muhammed’in hayatini, o donemin sartlarini, yaptigi hareketlerin gerekcelerini aciklayacak bilgi birikimine sahip birisiyle bu konuda tartismanizi tavsiye ederim. Ancak, emin olun, ben bu elestirinizden zerre kadar gocunmadim. Hatta, tebrik ediyorum sizi ve cesaretinizi, acik yurekliliginizi. En elestirilemez, en kutsal saydigimiz seyleri dahi tartismaya acmaliyiz. Bugun size, yarin baska birine lazim oluyor ozgurlukler… Bindigimiz dali kesmemeliyiz.

    Saygilar

  11. Yazan:durhat Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Kemalizm mi İslam mı hangisinin daha büyük engel bireyin özgürleşmesinde?

    cümleyi önce düzeltelim.Kemalizm mi İslam mı…hangsinin değil,”hangisi daha engel bireyin özgürleşmesinde”demek istediniz her halde.

    bence hışımla hiddetlenip bu analitik soruyu soracağınıza,şu soru daha anlamlı olurdu:bireyin özgürleşeceği bir demokratik ortam var mıdır?çünkü “bireyin özgürlüğü” sizin çerçevesini çizdiğiniz “alan”dan ibaret olmayabilir.birey kendisini nasıl tanımlamak istiyorsa odur.fakat anladığım kadarıyla siz birey özgürlüğünü kendi dünya algınıza göre belirlemişsiniz.yani bizlere amentü gibi sunulan “çağdaşlık”,”modern toplum”,”batı değerleri”,”laisizm”ve “seküler anlayış”…bu değerlere kayıtsız şartsız iman etmenin birey özgürlüğü olduğunu zannediyorsunuz.oysa bu kof ve söylemden öteye gidemeyen değerler dışında da varolmak isteyenler var.mesela beğenmesseniz de müslümanlar var,aleviler ver,kürtler var…ve bu saydıklarımın özgür birey anlayışı sizin fildişi kulelerinizden bakarak küstahça belirlediğiniz birey anlayışından oldukça farklı özgürlük anlayışları olabilir.ne var ki,sizinle aynı frekansta olmayan bu özgürlük anlayışı sizi pek ilgilendirmemişe benziyor.pespaye söylemleriniz dışında kim nasıl hissediyor,neye inanıyor,özgürlükten neyi anlıyor;bu zerre kadar umurunuzda değil.varsa yoksa önünüze çağdaşlık,modernizm,sekülarizm diye konanlara iteat ederek yutmak!yoksa başkaları adına bu kadar yüksekten atıp ahkâm kesmezdiniz.

    Dersim de öldürülmüş insanları düşünürken içiniz acıyor değil mi, peki islamın askerlerinin öldürdüğü oncan insan için aynı şeyi hissedebiliyor musunuz?Sanmıyorum.

    dersimdeki insanlar sünni müslümanlar değil.”içininizi acıtıyor”diye alaya aldıklarınız ise sanırım sünni müslümanlar.peki size göre “kendilerinden olmayanlar”ın acılarıyla acılanmak,dertleriyle dertlenmek,yani alevilerin tabii tutulduğu katliama,çatır çatır içlerinin yandığını haykıran bu müslümanlar neden bir yerinize dokunuyor?madem yapmacıklı ve tek taraflıydılar,acaba başka bir mezhebin uğradığı zulüme neden karşı çıkıyorlar diye düşünmek hiç mi aklınıza gelmedi?gelmez.çünkü kemalistsiniz ve faşistsiniz!ve bu takdir edilesi vicdanı duyguyu içinize sindiremiyorsunuz.

    yorumunuzun geri kalanını tartışmaya değer görmüyorum.çünkü ırkçı anlayışınızın sizde yarattığı pisikolojiyle zırvalıyorsunuz.gerçi gizlemeye çalışmışsınız ama her yanı dökülüyor.yaldızlar dökülüveriyor bir bir,siz farkında olmasanız da.

    onun için boşuna nefes tüketmeyin.utangaç kemalizminizi de gizlemeyin,sırıtıyor çünkü.bilmem anlatabildim mi?

  12. Yazan:Kemallettin Tuncay Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Durat’a

    çünkü “bireyin özgürlüğü” sizin çerçevesini çizdiğiniz “alan”dan ibaret olmayabilir

    Öncelikle, özgürlüğün sınırını çizmek ile özgürlüğe sahip olmak için gerekli olanın sınırını çizmek bambaşka şeyler.

    Ben yazımda özgürlüğün sınırından bahsetmedim.Hatta ekledim, başörtülü kızların üniversiteye girmesini, kürt halkının kendilerini yönetebilmesini destekliyorum dedim.

    Ben bireye toplum veya devlet veya başka herhangi bir şey tarafından dayatılan her türlü dogmaya karşıyım.Ve ben sadece bireye toplum tarafından dayatılan dinin varlığından şikayetçi olduğumu söyledim.

    Farkedebileceğiniz üzere kemalist ideolojinin aşılanması 8 yaşında başlıyor ise, dinsel dogmalar bebeklikten başlıyor.

    Siz sanıyorum sadece 1.sinden rahatsızsınız, çocukların, sonsuz acı korkusu ile sınırsız haz istenci arasında sıkıştırılarak sorunlu bireyler haline getirilmesi sizin için sorun gibi gözükmüyor, bu durumun farkında olabilmek için bir şekilde kendinizi bu düşüncelerin saldırısından korumuş olmanız gerektiği için size hak veriyorum.(Dini inancınız konusunda bilgim pek yok, gayet agnostik veya ateist veya budist olabilirsiniz, bu durumda burda yazılanlar siz için geçerli değil, geri aldığımı farz edin.).

    Dediğim gibi birey özgürlüğünü kendi dünya algıma göre de biçimlendirmedim.Sorun şurada, kısa bir hikaye, isimler aklımda değil fakat hikaye isime ihtiyaç duymuyor.

    Tanınmış biri ölümünün ardından isteği doğrultusunda yakılıyor ve külleri denize atılıyor.Ertesinde, muhafazakar kesime hitap eden bir yazar şuna benzer bir laf ediyor.”boğazımızı kirletmeyin.”

    Benim sekülerliğe olan ihtiyacım korkumdan kaynaklanıyor.ABD’de yaşarken paraların üzerinde ”in god we trust” yazması beni rahatsız etmiyor, çünkü biliyorum burada küllerimi okyanusa atılırsa arkamdan okyanusumuzu kirletmeyin diyecek insanlar yok, veya tanrı yok dediği için öldürülen insanlar da yok sanırım.

    mesela beğenmesseniz de müslümanlar var,aleviler ver,kürtler var

    Kimseyi beğenmediğim falan da yok, dedim ya tek sorunun kendi özgürlüğümle.İnsanların nasıl yaşadığı zerre umrumda değil inanın, ondan diyorum başörtülüler üniversitelere girsin, kürtler kültürlerini koruyabilsin, aleviler devletten ödenek alabilsin, madem ki sünniler alıyor, En-el Hakçılar kendileri yaktırabilsin.

    dersimdeki insanlar sünni müslümanlar değil.”içininizi acıtıyor”diye alaya aldıklarınız ise sanırım sünni müslümanlar.peki size göre “kendilerinden olmayanlar”ın acılarıyla acılanmak,dertleriyle dertlenmek,yani alevilerin tabii tutulduğu katliama,çatır çatır içlerinin yandığını haykıran bu müslümanlar neden bir yerinize dokunuyor?madem yapmacıklı ve tek taraflıydılar,acaba başka bir mezhebin uğradığı zulüme neden karşı çıkıyorlar diye düşünmek hiç mi aklınıza gelmedi?gelmez.çünkü kemalistsiniz ve faşistsiniz!ve bu takdir edilesi vicdanı duyguyu içinize sindiremiyorsunuz.

    Ben rahatsız değilim, alevi kürtlerin katledilmesinden rahatsız müslümanlardan,sadece bir kısmı gerçekçi durmuyor(sebebi bir sonraki paragrafta).Biliyorum siz de utanıyorsunuz benim gibi bu eli kanlı T.C devletinin çocukları olmaktan ama, ben aynı zamanda eli kanlı Osmanlı devletinin çocuğu olmaktan da utanıyorum.Bunun yanında eli kanlı Ingiliz devletinin vatandaşlarının da devletlerinden utanıyor olmalarını diliyorum.

    madem yapmacıklı ve tek taraflıydılar,acaba başka bir mezhebin uğradığı zulüme neden karşı çıkıyorlar diye düşünmek hiç mi aklınıza gelmedi?

    tabi bu insanlar başka mezheplerin uğradığı zulma o kadar duyarlıdırlar ki, o mezhebin insanlarını müslüman olarak görmez, diyanet bütçesinden ödenek almalarını istemez, bir kısmı bu insanları diri diri yakar sivasta.
    Alevileri yakan insanların yandaşlarının, T.C.’nin alevileri katletmesinden üzüntü duymaları bana çok komik geliyor.

    Buraya kadarını kısmen anlıyorum da, nasıl olur da beni faşizmle suçlayabilirsiniz anlayamıyorum.Benim tek suçum, dinlerin birer zırva, insanın özgürleşmesinde, birey olmasında engel olduğunu söylemekti.Ve faşist oldum.Zaten bir furyadır gidiyor etrafta, dünün faşitleri bugünün demokrat özgürlükçüleri oldu(örnek,taha akyol), kendi gibi düşünmeyen ne kadar adam varsa onları faşit ilan ediyorlar.(Siz bu grubun içinde misiniz bilmiyorum.).

    Anladım, siz sanmıyorsunuz ki ben dersimde insanların katledilmesinden rahatsız değilim.Bunu açık bir şekilde söyledim, kabul etmek istemiyorsunuz.Çünkü söylediklerime inanmanız durumunda beni faşizmle , kemalistlikle suçlayamayacaksnız.Bu durumda benimle tartışmak zorunda kalacaksınız.Kolaya kaçıp bana inanmadığınızı söylüyor, üstüne bir de sahip olduğum dünya görüşü ile bağdaşmayan sıfatlar yapıştıyorsunuz.

  13. Yazan:Kemallettin Tuncay Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    İslamın askerlerinin ne olduğunu neden açıklamam gerekiyor bilmiyorum.’Cihad’ kelimesinin varlığı yeterli değil mi.

    İslamın askerleri, islamiyeti arabistanda yayan askerlerdir mesela, veya türkleri müslüman yapan askerlerdir.

    İslamın savaşla, kanla beraber kullanılması neden bu kadar garibinize gitti anlamadım.

    Mustafa Akyol’u kaynak olarak kabul edemiyorum, söylediklerinin yanlış olduğunu iddia etmiyorum, sadece güvenmiyorum.Evrim konusuna yaklaşımı içler acısı, sanırım bir arada da islam ideolojisine serbest piyasa anlayışını sokma projesinde görev alıyordu sanırım.İslam dünyasının kapitalist düzene entegrasyonu projesi bir diğer ismi bunun.Bunu dışında depremlerin bilimsel yöntemlerle açıklanabiliyor olmasının, depremlerin tanrı tarafndan insanları cezalandırmak amaçlı kullanılabileceğini yanlışlamadığını falan yazdıydı.Bu tip ne idüğü belirsiz insanları bilgi kaynağı kabul etmek bana pek akıl karı gelmiyor.

    saygılar bay my

  14. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Kemalettin bey,

    İslam’ın kılıçla yayıldığı fikri doğru değildir. Bir din zorla yayılmaz. İsterseniz elinize bir kalaşnikof vereyim, mesela kendi mahallenizde bir Budizmi yayma denemesinde bulunun. Oryantalistlerin ve onların yerli takipçilerinin her söylediklerini doğru kabul etmeyin, biraz aklınızı çalıştırın. İslam’ın çok kısa bir süre içinde yayılmasının maddi sebebi- İslam’ın sunduğu manevi cazibe bir kenara, çünkü sübjektif bir konudur, kabul etmemeniz normal, ama maddi açıdan:
    – Zımmi statüsü cazip bir tekliftir. İslam “askerlerinin” halklarını korumak karşılığında onlardan vergi alması, gayr-i müslimlerin askerlikten muaf olması ve ibadet özgürlüklerinin olması, mülkiyet haklarının bulunması, kendi kanunlarıyla yönetilme serbestliği- özellikle yüksek vergiler altında inleyen ve otoriter yönetimlerden bıkan halklar için cazip bir teklif olmuştur.
    – İslamiyetin köleliğe bakışı; kölelerin ordu komutanı dahi olabilmesi, zenci-beyaz ayrımını ortadan kaldırması, adaletli bir yönetim anlayışlı, hükmettikleri yerleri imar etmeleri, yol, han, hamam yapmaları, yerel halkın kültürüne ve dini özgürlüklerine saygı göstermeleri…
    – Endonezya, Malezya gibi Müslümanların en yoğun olduğu bölgede İslam’ın yayılması burada yaşayan tüccarların yüksek ahlaklı yaşam tarzının sonucudur, bir savaş filan olmamıştır
    – Anadolu’da ve Rumeli’de İslam’ın yayılması ise tasavvuf yoluyla olmuştur. Osman bey’in kayınpederi bir tarikat şeyhidir mesela. Boşnaklar, Arnavutlar Anadolu’dan buraya yerleşen dervişlerin yaşantısında gördükleri şeylerden etkilenip müslüman oldular.
    İslam’ın yayılışıyla ilgili daha net bir resim oluşturmak için sitemizde yayınlanan şu belgeseli izlemenizi tavsiye ederim:
    http://www.derindusunce.org/2009/03/24/islam-inanc-imparatorlugu-belgesel/
    Ayrıca Mustafa’dan pek hoşlanmıyorsunuz ama doğru şeyler yazmış, şuradaki tartışmalar önemli, 3 bölüm halinde hepsini okumalısınız:
    http://www.derindusunce.org/2008/04/16/hala-islam%E2%80%99in-yaninda-ve-terorizmin-karsisindayim-3/

  15. Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Kemalizm mi İslam mı, hangisi daha büyük engel bireyin özgürleşmesinde?

    1. Kemalcilik bir ‘islam mezhebi’ olduğundan bu tür bir karşılaştırma -ve bu tür bir soru- hatalıdır.

    2. Bireyin özgürleşmesi onun -ne demekse- dinsiz olması değildir. Dinsizlik tanrısal bir niteliktir nitekim.

    3. Dolayısıyla dinin varlığından şikayetçi olmak, tanrı değil de insan olmaktan şikayetçi olmak gibi bir anlama gelir.

    4. Kavramlara bambaşka anlamlar yüklemek ‘suçlamasını’ peşinen reddedeyim. Sonuçta burada yapılan tartışmaların temelinde ‘kavramları farklı algılamak’ var. Bunu fark etmektir önemli olan. Buraya geldiğimizde anlaşmış oluruz.

  16. Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    KANIYLA ATATÜRK RESMİ ÇİZİYOR

    Bir sevgi gösterisi.

    ‘Kurban kanı’ yerine kendi kanını kullanmış.

    Kurban kanını eve, arabaya, alına sürmek gibi bir adet var.

    İnsanoğlu üretken.

    Bu da yenisi olsun.

    Kanla “Seni Seviyorum” yazmak daha romantik olabilir mesela.

    Ya da kişinin sevgilisine kendi kanına batırılmış beyaz gül vermesi.

    Heykellerin önüne kanla yıkanmış çelenkler koymak.

    Hatta heykelleri kanla boyamak.

  17. Yazan:durhat Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Buraya kadarını kısmen anlıyorum da, nasıl olur da beni faşizmle suçlayabilirsiniz anlayamıyorum.

    üstüne bir de sahip olduğum dünya görüşü ile bağdaşmayan sıfatlar yapıştıyorsunuz.

    haa,demek ki haketmediğinizi düşündüğüz sıfatlar bir şekilde size rahatsızlık vermiş.bana da birisi faşist/ırkçı/bölücü/terörist vs dediğinde alınırım.

    peki hiç düşündünüz mü,hiç alakası yokken karşınızdaki insanları barbar,kan dökücü olmakla itham eden bu salvolarınızla insanları nasıl rencide ettiğinizi.hele ki bu ithamları inançlarına bağlayarak hakaret etmeniz?sorarım,kendinizi,pervasızca suçladığınız bu insanların yerine koyun bir an-biraz empati kurun ve biraz da her kötü hasleti yapıştırdığınız gibi iyi ve doğru olan yönleri de olabileceğini düşünün-peki ne düşürsünüz?peşinen kan dökücü olarak yaftaladığınız insanların içinde,ya pekala bir karıncayı bile incitmeyecek insanlar varsa?…

    işte faşizm böyle bir şeydir.özgürlükleri,adaleti,eşitliği/doğruları,gerçeği,hakikati…her türlü evrensel değeri ve insana dair ahlaki ve manevi boyut’u kendi tekelinize alıp “diğerlerini”,”sizden olmayanları”-olmadığını düşüdüklerinizi-dışlarsanız,bu saydığım erdemlerin dışında tutarsanız;bu faşizmdir.ve evet bazen ırkçılıktır.çünkü aşırı ben merkezci bir tutumdur bu ve kibirden alır gıdasını.yani insanın faşist olması demek illa bir holokost gerektirmiyor…ırkçı olmak için toyekün bir ulusu imha etmek de gerekmiyor…bomba ve silah da olmayabilir.çünkü faşizim insanların ilişkilerinde ve evet önce düşüncelerinde başlar.bir grubun,bir inancın,bir ideolojinin…hiç farketmez “en iyi ben bilirim ve benim doğrularım makbul ve geçerlidir”dendiği anda faşizm iş başındadır.ırkçılık ve bağnazlık iş başındadır.

    bakın,inancımın(veya belki de inçsızlığımın)ne olduğunu bilmediğinizi söylemişsiniş.iyi de etmişsiniz.fikirler önemlidir;budist,ateist,agnostik,dindar ya da başka bir şey olmam gerekmiyor fikirlerimi belirtmem için.ama çok merak ediyorsanız söyleyeyim müslüman değilim,daha doğrusu bir dini inancım yok.agnostiklikle kafası bu konuda oldukça karışık bir insan profili arasında gidip geliyorum.

    ama şu kadarını söyliyeyim,çok şükür sizin gibi,insanları aidiyetinden ötürü genelleyip suçlamıyorum.hele yok TC.di yok Osmanlı’ydı,İngiliz’di,Arap’tı diye de tasnif etmek gibi bir derdim yok. ırklarla,milliyetlerle,dinlerle,renklerle,cinsiyetlerle bir sorunum yok.sorunum olmadığı gibi,sorunları da buralarda görmem.zulmün,kötü zihniyetin,insan ve doğa düşmanlığının dini,dili,milliyeti yoktur çünkü.

    son bir soruyla bitireyim:peki bütün kötülüklerden sorumlu tutuğunuz ve inançlarından,samimiyetlerinden kuşku duyarak kan dökücü ilan ettiğiniz insanlar size göre hangi tanıma girerler?faşist midirler,gerici midirler,insan öldürmekten zevk alan sadist midirler?madem böyle entresan huyları vardır size göre,e her halde bu fikrinizi belirtirken iltifat etmiyorsunuzdur:)

    yani birbirimizi kandırmayalım.kelime oyunlarına da hiç girmeyelim.insanların gözünün içine bakarak “siz kan döküyorsunuz”diyeceksiniz,”dininiz saçma ve zırvadan ibaret”diyeceksiniz,”birey olmanın önündeki tek engel inancınızdır”diyeceksiniz…ve sonra da ama ben size katil demedim,faşist de demedim diye sahte bir üsluba sığınacaksınız!geçin efendim,bu demogojik laf ebeliği artık para etmiyor.

    bakın,kolay kolay üslubumu bozmam,ama samimiyetsiz ve tutarsız davranışlara tanıklık ettiğimde denetimi kaybeder ve sözümü sakınmam.diyceğim o ki,bu sitede tartıştığınız birilerinden intikam alıcı bir hissiyat içinde olduğunuzu seziyorum.muhtemelen görüşleriniz eleştirildi ve bu da bir kuyruk acısı oluşmasına neden oldu:)
    yani tüm bu “seviyeli uslüp(!)”la aklınızca birilerine hadlerini göstermek istiyorsunuz ama kusura bakmayın bu ustalıklı numaraları yemiyorum.

  18. Yazan:ali duman Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    ‘ya hu, oğlum arada bir tuz bas, mikrop kapar ölürsün, biraz acır ama olsun, mikrop kapıp ölmekten daha iyidir acıması, tuz bas oğlum, tuz bas”

    mucisesi! parmaklarında ve damarlarındaki asil kandan! menkul bu kardeşimize yukarıdaki aklı veremeyecek bir büyüğünün olmaması ne büyük kayıp!

  19. Yazan:durhat Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Ama kemalizme teşekkür ediyorum , beni , sizin zırvalarınızdan koruduğu için.

    Hatırlatmanıza gerek yoktu,nasıl bir kemalizm müridi olduğunuz yeterince anlaşılıyor zaten.

    İyi de bu ideolojinin sizin için bu denli koruyucu bir zırh vazifesi gördüğünü söyleyip,kemalist olduğunuza dair hafiften mahcubiyet duymanızı nasıl açıklayacaksınız?

    Dinin bebeklikten başlayarak insanları baskıladığını söyleyen siz değil miydiniz?

    Kemalizme karşı bir bilinç uyanışının da ancak 8 yaşından sonra mümkün olabileceğini eklemişsiniz ki,gayet de yerinde bir saptama.

    E peki şu anda sanırım 8’in üzerindesiniz.Ve öyle anlışılıyor ki bir vampir olarak gördüğünüz dine karşı hâlâ bir haç gibi elinizde tutmaya devam ediyorsunuz Kemalizmi.Amman elinizden haçınızı eksik etmeyin!Her zaman bir miktar da sarmısak bulundurun n’olur n’olmaz!

    İyi de algınızı bu denli net ifade ederken bu utangaçlık neyin nesidir?Ve sizinki de bir kalıpta şekillenmek iken neden başkalarıyla uğraşıp analizlere girersiniz.

    Mesela merak ediyorum sizi her türlü zırvadan koruyan Kemalizmin yararları nedir acaba?Zahmet edip bizleri bir bilgilendirsenz diyorum.

  20. Yazan:fikri sinir Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Hangi konuda,hangi ideolojiye ait olursa olsun ‘fanatizm’ bireyin kendisi ve toplum için son derece zararlı bir olgudur.Bu adamın bu işi yaptığını görünce aklıma Saddam Hüseyinin kanıyla kuran-ı kerim yazdırmış olduğu geldi. Bu hareketin ikiside normal insaları ister Atatürkçü ,ister muhafazakar müslüman ama normal insanları ciddi rahatsız edici hareketlerdir.Futbolcu veya teknik direktör bile para için karşı takıma giderken,sokaktaki bir adam tuttuğu ve aslında hayatıyla hiç bir ilgisi olmayan takımı adına insan öldürmeyi düşünüp uyglamaya koyabiliyor ki elinden gelse o takımdan hiçbir şekilde haberi bile olmayan japonyayı mesela bir kez daha atomlayabilecek derecede adeta.
    Fanatizm bir bireyi içinde yaşadığı insan topluluğu için adeta serseri bir mayın haline getirir ,hele bu fanatizm toplum düşüncesi haline gelmişse Allah bunların eline imkan vermesin.Kanla kuran-ı kerim yazdırmak eğer olumlu bir hareket olsaydı Hz.Muhammed ,Hz.Ali
    gibi islam önderleri bunu kimseye bırakmaz önce kendileri yapardı.

  21. Yazan:Kemallettin Tuncay Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Kemalizm mi İslam mı, hangisi daha büyük engel bireyin özgürleşmesinde?

    1. Kemalcilik bir ‘islam mezhebi’ olduğundan bu tür bir karşılaştırma -ve bu tür bir soru- hatalıdır.

    2. Bireyin özgürleşmesi onun -ne demekse- dinsiz olması değildir. Dinsizlik tanrısal bir niteliktir nitekim.

    3. Dolayısıyla dinin varlığından şikayetçi olmak, tanrı değil de insan olmaktan şikayetçi olmak gibi bir anlama gelir.

    4. Kavramlara bambaşka anlamlar yüklemek ’suçlamasını’ peşinen reddedeyim. Sonuçta burada yapılan tartışmaların temelinde ‘kavramları farklı algılamak’ var. Bunu fark etmektir önemli olan. Buraya geldiğimizde anlaşmış oluruz.

    Bireyin özgür olması için dinsiz olması gerekir de demiyorum.Benim bahsettiğim çok açık ve basit, dinin insanlara çocuk yaşta dayatılmasının, kafalarının ona göre şekilledirilmesinin, sen türksün, damarlarında türk kanı akmaktadır diyen kemailizmden temelde pek farkı yotur.Yoksa insan istediğin dinin mensubu olmakta özgürdür, ancak bu çocuk yaşta yapılabilecek bir şey değildir.

    Açıkça belirteyim, pek sanmıyorum bu şekilde yetişmiş bireyler semavi dinlerden birine sempati duysun.

    Ayrıca, din ile inanç aynı şey değildir.Din daha insanları yönetim aracıdır.Kemalizm neyse, aslında islam ideolojisi de odur.Burada esas amaç insanların, kutsal kavramlar kullanılarak, yönetilmesidir.Ondandır ki, kemalist kesimin atatürk hakkında yapılan alışılagelmemiş bir yorum karşısında verdiği tepki ile muhafazakar kesimin muhammed peygamber hakkında yapılan alışılagelmemiş bir yoruma verdiği tepki benzerdir.Benim gözümde, izmir yaşan bir kısım kemalistle , konyada yaşayan bir kısım islamist arasında fikiri yapı olarak çok da büyük bir fark olmayabilir.2si de bir şeyleri olduğu gibi kabul etmiştir.Ama tabi ki izmirde kendimi daha mutlu ve güvende hissettiğim de doğrudur.

  22. Yazan:Kemallettin Tuncay Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Sayın durhat, kemalizmin müridi falan değilim yazmıyorum çünkü fayda etmiyor.

    Kemalizmin yararı şuradadır.

    Iranda insanlar dinsiz veya eşcinsel oldukları için, kadınlar elline oje sürdükleri için, kızlar tecavüz EDİLDİKLERİ için, öldürülmekte.Irakta insanlar şu anda birbirlerini doğramakta.Türkiyede en azından bunları yaşamıyoruz.Eşcinseller dayanışma kurumlarına sahip, ben inançsız olduğumu dile getirebiliyorum, kız arkadaşım da parmaklarında oje ile gezebiliyor.

    Kemalist ideolojinin, kürtlere bakış açısı ve onlar için öngördüğünü kabul edilmez buluyorum.Keşke mustafa kemal atatürk, kürt halkında söz verdiği iddia edildiği gibi özgürlüğünü verse imiş.

    Ayrıca bu tip bir coğrafyada, katı devlet ideolojisi olmayan devletlerin uzun süre ayakta kalması pek mümkün değil, kemalizmi beğenmek zorunda değilsiniz bunu görmek için.İran’da bunu görmek için de, irandaki yönetim şeklini veya sosyal hayatı beğenmek zorunda değilsiniz.T.C nin hala yaşıyor olmasının sebebi bu katı kemalist ideoljidir.(bakın bunu kemalistin bir faydası veya zararı olarak söylemiyorum, demek istediğim cümlenin en açık sade anlamı).

    Kürtlere yapılmaya çalışılan dışında, kemalist ideolojinin insanları sekülerleştirmeye çalışması aslında etrafımda yaşanagelenden çok farklı değildir, çünkü benim gözümde yeni doğmuş bir bebek zihnen saftır, bu bebeğe dayatılan her türlü ideoloji kötüdür.

    Kemalizme karşı bir bilinç uyanışının da ancak 8 yaşından sonra mümkün olabileceğini eklemişsiniz ki,gayet de yerinde bir saptama.

    Böyle bir şey demedim, benim yazdılarımı galiba hiç anlamıyorsunuz.8 yaşında okula başlamanızla berber kemalist ideoloji üzerinize pompalanmakta dedim.

    peşinen kan dökücü olarak yaftaladığınız insanların içinde,ya pekala bir karıncayı bile incitmeyecek insanlar varsa?…

    Siz bence yazıklarımı okumuyorsunuz, bakın ne yazmışım.
    o mezhebin insanlarını müslüman olarak görmez, diyanet bütçesinden ödenek almalarını istemez, bir kısmı bu insanları diri diri yakar sivasta.

    size bir şeyler anlatmam mümkün değil, bu kadarı yeterli herhalde.boşuna yazmama gerek yok.

    yani insanın faşist olması demek illa bir holokost gerektirmiyor…ırkçı olmak için toyekün bir ulusu imha etmek de gerekmiyor…bomba ve silah da olmayabilir.çünkü faşizim insanların ilişkilerinde ve evet önce düşüncelerinde başlar.bir grubun,bir inancın,bir ideolojinin…hiç farketmez “en iyi ben bilirim ve benim doğrularım makbul ve geçerlidir”dendiği anda faşizm iş başındadır.ırkçılık ve bağnazlık iş başındadır.

    yav bütün dedikleriniz doğru olsa bile ırkçılığın burada iş ne allah aşkına, ne ilgisi var onunla onun.

    en iyi ben bilirim de demedik ki, zaten insan her zaman en iyi kendisinin bildiğini düşünür, aksini düşündüğü zaman, daha iyi bildiğini düşündüğü insanın düşüncelerini alır, ve yine en iyi kendisinin bildiğini iddia eder.Buna rağmen bir çok konuya(din dahil),septik yaklaşıyorum ama bu , beni semavi dinlerin ilahi olamayacağı sonucuna gitmemden alı koymuyor.
    Bakın tekrar söylüyorum, insanların ne düşündükleri nasıl yaşadıkları beni ilgilendirmiyor, benim yaşam tarzımda veya dünya görüşüme bir tahamülsüzlük beslemedikleri sürece.Onun içindir ki, o insanların benim doğrularıma inanmak gibi bir zorunluluğu yok, ama benden onların doğrularına inanmamı istiyorlar.Hatta itiraf edeyim, etrafımdaki bunca insanın bu şekilde düşünüp yaşadığını gördükçe kendimi özel hissediyorum, aynı duyguyu hollandada, iskandinavyada hissetmiyorum açıkçası, orada gayet sıradanım.

  23. Yazan:melissa Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    atatürk sevgisi sadece böyle kanla manla resim çizmekle olmaz… zamanını buna harcayan adamdan şüphe ederim ben…

  24. Yazan:durhat Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Kemalizmin yararı şuradadır.

    Iranda insanlar dinsiz veya eşcinsel oldukları için, kadınlar elline oje sürdükleri için, kızlar tecavüz EDİLDİKLERİ için, öldürülmekte.Irakta insanlar şu anda birbirlerini doğramakta.Türkiyede en azından bunları yaşamıyoruz.Eşcinseller dayanışma kurumlarına sahip, ben inançsız olduğumu dile getirebiliyorum, kız arkadaşım da parmaklarında oje ile gezebiliyor.

    Kemalist ideolojinin, kürtlere bakış açısı ve onlar için öngördüğünü kabul edilmez buluyorum.Keşke mustafa kemal atatürk, kürt halkında söz verdiği iddia edildiği gibi özgürlüğünü verse imiş.

    Ayrıca bu tip bir coğrafyada, katı devlet ideolojisi olmayan devletlerin uzun süre ayakta kalması pek mümkün değil, kemalizmi beğenmek zorunda değilsiniz bunu görmek için.İran’da bunu görmek için de, irandaki yönetim şeklini veya sosyal hayatı beğenmek zorunda değilsiniz.T.C nin hala yaşıyor olmasının sebebi bu katı kemalist ideoljidir.(bakın bunu kemalistin bir faydası veya zararı olarak söylemiyorum, demek istediğim cümlenin en açık sade anlamı).

    Kürtlere yapılmaya çalışılan dışında, kemalist ideolojinin insanları sekülerleştirmeye çalışması aslında etrafımda yaşanagelenden çok farklı değildir, çünkü benim gözümde yeni doğmuş bir bebek zihnen saftır, bu bebeğe dayatılan her türlü ideoloji kötüdür.

    Hah işte bu kadar.Ne diye lafı dolandırıp durdunuz ki.Yok vallahi billahi kemalist değilim demenin ne manası var?

    Yalnız merak ediyorum siz kemalizm tapıcıları neden köşeye sıkıştığınızda hemen İran’ı,Suudi Arabistan’ı gösterirsiniz.Yani buna ölümü gösterip sıtmaya razı etmek denir.Övmekle bitiremediğiniz kemalizmin nimetlerini böyle mi matah göestereceksiniz-tabii biz de hemen yutacağız.İranla bilmem nereyle uğraşacağınıza bence Kemalizmin bu memlektetin başına ördüğü çoraplara baksanız iyi edersiniz.İnsanlar başörtülerinden ötürü okullara alınmıyor.Kürtler kimliklerini yaşayamıyorlar ve Aleviler dandik laikliğiniz nedeniyle zorunlu din dersi görüp inançlarında özgür değiller.Ama tabii kız arkadaşınızın ojesine odaklanmaktan bunlarla pek ilgilendiğiniz yok.Ojemize laf edilmiyorsa geri kalanını boş verin di mi?

    Her neyse kendinizi nasıl tanımlıyorsanız bu sizin bileceğiniz iş.Ama öyle atıp tutarak bizlere özgürlük dersi falan vermeye de kalkışmayın.Çok abes oluyor çünkü.Ha unutmadan bu kadar boş lafı sırf fanatik,ırkçı bir anlayışa dikkat çekildi diye-kanla yzılan isimler,bayraklar-hazımsızlıktan yazdınız.Keşke baştan itirazınızı bu şekilde belirtseydiniz de biz de bu denli mesai harcamak zorunda kalmasaydık.Zira islamofobik histeriyle müslümanlara saldıran, zırvalayan ilk kemalist siz değisiniz.Emin olun bu hastalıklı/paranoyak zihniyete hiç de yabancı değiliz.

    Kemalizme karşı bir bilinç uyanışının da ancak 8 yaşından sonra mümkün olabileceğini eklemişsiniz ki,gayet de yerinde bir saptama.(durhat)

    Böyle bir şey demedim, benim yazdılarımı galiba hiç anlamıyorsunuz.8 yaşında okula başlamanızla berber kemalist ideoloji üzerinize pompalanmakta dedim.(kemalettin tuncay)

    Çok doğru söylüyorsunuz,gerçekten de anlamaşım bu kısmı.

    Fakat siz başka anlamda söylemiş olsanız bile kurulan analojide bir sorun yok.Ha 8 yaşında ideolojik bombardıman başlamış,ha bu bombardımana farkına 8 yaşından sonra varılmış olsun…Ne farkeder?Sonuçta bebeklikten etkisi başlayan dini baskılamadan çok daha etkili olabiliyor bu 8’inden sonra oluşan zihinler ki,siz de bunun canlı örneğisiniz.Bunu anlamayacak ne var.Ama ucundan tutacak bir kulpa ihtiyacınız var ya hemen de tutursunuz.Peki tekrar sorayım,Kemalizmi mutlak kurtarıcı gördüğünüz bu zihin yapınız acaba nasıl şekillendi?Yoksa o da bebekken etkisi altına girdiğiniz dinden mi kaynaklı ne dersiniz?

    peşinen kan dökücü olarak yaftaladığınız insanların içinde,ya pekala bir karıncayı bile incitmeyecek insanlar varsa?…

    Siz bence yazıklarımı okumuyorsunuz, bakın ne yazmışım.
    o mezhebin insanlarını müslüman olarak görmez, diyanet bütçesinden ödenek almalarını istemez, bir kısmı bu insanları diri diri yakar sivasta.

    Bu kısmı biraz karıştırmışsınız.Alttaki paragrafa güya yanıt vermek isterken;size ait sözler bana aitmiş gibi bir sıralama hatasına düşmüşsünüz.Önemli değil,aceleden olsa gerek,sonuçta yerlerini değiştirerek okunması gerektiği şekilde okudum.

    Yalnız burada da müthiş bir miderden kaçış var.Konuyu hem dağıtıyor hem de saptırıyorsunuz.

    Alevilere düşman sünni müslümanlar vardır elbet.Her dinin,her inancın,her ideolojinin bağnazları/yobazları vardır.Ayrıca bugün islam adına terör estiren uluslarası terör örgütleri de var.Bu bilinmeyen bir şey değil ki.Dolayısıyla Alevilerin uğradığı vahşetlere islam adına katılan gericiler olmuştur.Buna zaten itiraz etmiyorum.Aynı reflekse Yahudilere,Ermenilere de düşman olan kesimlerin olduğunu biliyoruz.Allahüekber diyerek insan yakanlar,”Yahidiler ve Ermeniler giremez ama köpekler girebilir”diye pankart açan din ırkçılarını da.

    Lakin şu başlık altında tartıştığınız insanların bu insanlardan olmayacakları gibi bir şey aklınıza gelmiyor.Gelmiyor çünkü El-Kaide’yi,din adına ırkçılık yapan eli kanlı katilleri maalesef aynı genelleme içine alarak küstahça saldırıyorsunuz.Öyle ki Ermeni ve Alevilere karşı gösterdikleri duyarlılık bile sinirlerinizi bozabiliyor.Oysa konu kan…kan…kan…Kanla Atatürk resmi/bayrak çizenlerin,neredeyse şiirleri kanla yazanların içine düştüğü hazin duruma bu zavallı hastalıklı ruh halinin nereden düştüklerine siz de bir parça kafa yorbilirdiniz.Ne var ki kutsalınıza saldırılmış gibi kraldan kralcı kesildiniz.E ne olsa dinizie küfredilmiş gibi hissetiniz.

    Neyse,keşke baştan bilseydimde bu kadar zamanı boşa zayii etmeseydim.İnanın sizinle harcadığım vakte acıyorum.Çünkü ne yazssam boş,kemalizm fanatikliği sarhoş etmiş sizi.Ve bu uykudan uyanmanız pek de mümkün görünmüyor.

    Son bir şey daha,hani ırkçılık bunun neresinde diyorsunuz ya;inanın taptığınız Kemalizm başka bir millete has bir ekol olsaydı bilmem neyin nesinden geçirdiniz.Ama yerli ideoloji malı olunca görüldüğü üzre,göğsünüzü bir hayli kabartacak,gurur kaynağı olacak bir “ayrıcalık”sağlıyor.Tepe tepe kullanın ve kendinizi ayrıcalıklı hissetmeye devam edin.Hadi selametle!

  25. Yazan:ERKAN SAZAK Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Kemalizme, Atürkçülüğe ve Atatürk’e saldırmak son yılların yükselen değeri.Ben Atatürkçü bir insan olarak bu durumdan üzüntü duyduğumu belirtmek isterim.Aslında bunu yapan insanları birazda olsa anlıyorum ama bana göre yanlış olan şudurki sistemi eleştirmek gereklidir ama Atatürkü değil.
    Nedenlerine gelince nedense o kesimdeki insanların inandığı gibi Atatürk Osmanlı imparatorluğunu yıkmamıştır Osmanlı zaten bitmişti.Eğer buna hala inanmıyorsanız son padişah Vahdettin’in imzaladığı sevr antlaşmasını bir okuyun isterseniz. Ayrıca Atatürk din duşmanı filan değildi sadece din ile yönetilen bir ülke değil demokratik ve çoğulculuğa dayalı ve barışın hüküm sürdüğü laik bir ülke istemiş ve bu ülkenin temellerini atmıştır .Onca savaş sonrasında imparatorluğun tebaası olan bir halk ile bunu bir anda yapmasını istemekde herhalde saçmalık olur. kendi çağının diktatorleri ile kıyaslandığı zaman ise değeri çok daha iyi anlaşılacaktır. Fakat ilerleyen zaman içerisinde Atatürkçülük ve ilkeleri bahane edilerek ülkeyi kontrol altında tutmak isteyen ABD,AB,NATO güdümündeki idareler,örgütlenmeler malesef ülkemizi baskı ve inkar rejimlerine sürüklemiştir. kurtuluş savaşında belkide sosyalizm ümitleri vererek buyuk yardımlar aldığı Sovyetlere, mandacılığını kabul etmediği abd ye mesafeli durarak bağımsız,özgür, maddi ve manevi kendi ayakları üzerinde duran bir ülke inşaa etmek isteyen atatürke küfr etmek sizi rahatlatacak ise edin . hani ben atatürkü sevmiyorum diyen bir kız çıkmıştı televizyona.Elbette buna saygı duyarım.Ama keşke bizi kurtarmasaydı da işgal altında kalsaydık demesi gibi cahilliğin ve aymazlığın son noktalarınada ulaşmak hayret verici. Eğer o kızcağız bulgaristanın , yunanistanın ve hatta müslüman ırak ın kurtarılamamış türk bölgelerinde .”Siz ne kadar şanslısınız işgalden kurtulamadınız burda bizden daha özgürsünüz” demek gibi bir hata da bulunsaydı,linç girişimlerine bile maruz kalabilirdi . çünkü o bölgelerde yaşayan ve yaşamış insanlarda şahsen gördügüm yuksek derecede türkiye ve atatürk sevgisi var

  26. Yazan:durhat Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Kemalettin bey,

    Paragrafları karıştırmışsınız dedim ama galiba “gülme komşuna gelir başına”misali,son yorumu bir hayli karıştırmışım ben de.Siz de biraz uğraşıp ayırın birbirinden.İstendikten sonra bu haliyle de anlatmak istediklerim okunabilir sanırım.

  27. Yazan:çuvaldız Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    yani insanın faşist olması demek illa bir holokost gerektirmiyor…ırkçı olmak için toyekün bir ulusu imha etmek de gerekmiyor…bomba ve silah da olmayabilir.çünkü faşizim insanların ilişkilerinde ve evet önce düşüncelerinde başlar.bir grubun,bir inancın,bir ideolojinin…hiç farketmez “en iyi ben bilirim ve benim doğrularım makbul ve geçerlidir”dendiği anda faşizm iş başındadır.ırkçılık ve bağnazlık iş başındadır.

    ????

    Kemalizmin yararı şuradadır……….katı devlet ideolojisi olmayan devletlerin uzun süre ayakta kalması pek mümkün değil, ……….T.C nin hala yaşıyor olmasının sebebi bu katı kemalist ideoljidir.(bakın bunu kemalistin bir faydası veya zararı olarak söylemiyorum, demek istediğim cümlenin en açık sade anlamı).

    Kürtlere yapılmaya çalışılan dışında, kemalist ideolojinin insanları sekülerleştirmeye çalışması aslında etrafımda yaşanagelenden çok farklı değildir, çünkü benim gözümde yeni doğmuş bir bebek zihnen saftır, bu bebeğe dayatılan her türlü ideoloji kötüdür.

    Dayatılan ?

    Iranda insanlar dinsiz veya eşcinsel oldukları için, kadınlar elline oje sürdükleri için, kızlar tecavüz EDİLDİKLERİ için, öldürülmekte.Irakta insanlar şu anda birbirlerini doğramakta.Türkiyede en azından bunları yaşamıyoruz.Eşcinseller dayanışma kurumlarına sahip, ben inançsız olduğumu dile getirebiliyorum, kız arkadaşım da parmaklarında oje ile gezebiliyor.(Kemalettin Tuncay)

    Dayatılanın yararı göz önüne alındığında devlet olarak ayakta kalmanın zorluğuna bakılıp üzerinden silindir gibi geçilmiş insan ve özgürlükler kadı kızındaki kusur olarak yorumlanabilir ve…”ojeli tırnak ve inançsız olunduğunu ifade edebilme özgürlüğü yanında ne olduklarını söyleyemeyen insanlara söz verilen (!) özgürlük, olsa olsa bu tip coğrafyada devletin ayakta kalmak için bazılarına ödettiği bedeldir.! “ denilebilir, öyle mi?

  28. Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Tem 24, 2010 | Reply

    Erkan bey Atatürk’le hiç bir problemim yok kemalizmle var. Sadece bu devletin kurumlarının bir ideolojinin tahakkümü altında olmasını istemiyorum. Çocuklarımı yalan tarihin öğretildiği
    Duvarlarda Atatürk resimlerinin asılı olduğu her sabah andımızın okunduğu tek tip kıyafetin giyildiği okullarda okutmak istemiyorum. El birliğiyle bu sistemi değiştirelim.

  29. Yazan:durhat Tarih: Tem 25, 2010 | Reply

    Irak’ı,Kosova’yı bilmem ama Türkiye’de “Atatürk’ü sevmiyorum”diyenlerin neden böyle hissetiği bence dikkate değerdir.Yani durup dururken keyfinden mi böyle söylüyorlar bir düşünmek lazım.

    Bir de her ne haltler dönmüşse ABD,AB,NATO vs.yıkmak da ayrı bir muamma.İstiklal mahkemelerini AB mi kurdurdu?Şapka kanununa muhalefetten yargılananlar da kesin ABD eyalet mahkemeleri kararıyla idam edildiler.Dersim’de katliam düzenleyenler Alman; 2010’da hâlâ başörtüsünden dolayı okul kapılarından aşağılanıp hor görülen öğrencilerin mağduriyetinde de tabii neden olmasın İngiliz’lerin parmağı vardır.Ya bilmiyorum bu dış odak,iç mihrak mavalları artık bayatlamadı mı?Gırtlağına kadar faşizme bulaşmış bir zihniyet ve bu zihniyetin ürünü sistem dururken hani biraz su kaldırsa olup bitenlerden uzaylıları sorumlu tutacağız.

  30. Yazan:Blogcular Tarih: Tem 25, 2010 | Reply

    Kemalizm’le probleminiz varsa Atatürk’le de vardır. Olmalıdır ayrıca. Bu ayıp bir şey değil.

  31. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Tem 25, 2010 | Reply

    Kemalettin Bey’le Durhat Bey’in duellosunun kesin galibi bence Kemalettin Bey. Uslubunu bozmadan, hakaret etmeden, yaftalamadan, medeni bir sekilde, gerekcelerini gostererek tartisirken, Durhat Bey, derindusuncenin bazi mudavim yorumcularinin artik millete gina getirten hastaliklarini surdurmus. Durhat Bey, yalanci yalancidir, irkci degil. Her fasist irkci olmayabilir. Sizinle her ayni goruste olmayan kisiye alakali-alakasiz irkci demek ne demektir? Kemalettin Bey, buyuk bir yureklilikle Kemalizm’i de elestiriyor ve ciddi de bir itirafta bulunuyor. Kemalizm’in islami baskilara karsi korunabilmelerinin tek yolu oldugunu soyluyor. Bunu ben de burada defalarca dile getirdim. Kemalistler irkci falan degil! Irkciligi, milliyetcilik duygularinin kabardigi yillarda siyasetlerine alet ettiler sadece, hepsi bu. Bugun de, Kurt irkciligi yapiyorlar ki Kurdistan kurulsun, CHP’nin oy alamadigi Guneydogu, artik baska bir ulkenin olsun, boylece, CHP’nin oy orani artsin. Darbelerle iktidari ele geciremeyeceklerini anlayinca, son care olarak bunu goruyorlar galiba. “Kurdistan” soyleminin kemalistlerce SIKCA dile getirilmeye baslanmasi baska neyle aciklanabilir? Durhat Bey, sanirim bunu da “irkcilikla” aciklardi. 🙂 Velhasil, kemalistler nabza gore serbet veriyorlar. Islerine gelen soylemi kendilerine mal ediyorlar. “Ulkesini Ingiltere’ye satan” birisi nasil irkci olabilir??? Durhat Bey, asiri derecede sacmaladiniz, alakasiz yere irkciligi, Kurt ve Alevi meselelerini tartismaya cekerek, karsi taraftan da “Kurtlerin bagimsizligini istiyorum ben” cevabini alip, mat oldunuz. Bu kadar onyargili, bu kadar yaftaci nasil olunabilir? Her alakali, alakasiz konunun icine bir “Kurt meselesi” SIKIStirilmasinin amaci nedir?

    Kemalettin Bey’in islamin zorla kabul ettirildigi iddiasina da bilgilerime degil, ama sezgilerime dayanarak soyle bir cevap vermek isterim. Hicbir din zorla yayilamaz. Islam, egemen oldugu tum toplumlara ciddi katma degerler sagladi. Olum perdesinin arkasindaki sir da aralanmadigi surece insanlar dine inanmaya, yaptiklari yanlislarin cezalandirilacagina, dogrularin mukafatlandirilacagina, bunu da insan ve doga ustu bir guce sahip bir gucun yapacagina inanmaya devam edecek. Birbiriyle tutarsiz bircok hristyan mezhebi, kendilerini dunyanin efendisi olarak gormeye baslayan Musevilik, muslumanligin hizla yayilmasina zemin hazirlamistir. Islamin evrenselligi ve akildisi olmayisi da bu ivmeyi artirmistir. Size, Matta, Markos, Luka ve Yuhanna Incil’lerini, tevrati okumanizi tavsiye ederim. Nufus cuzdaninda “katolik” yazdigi icin “katolik” oldugunu soyleyen, ancak esasinda ateist oldugunu soyleyen bir kiz arkadasim vardi. Butun Incil’leri tek tek okumus kendisi. Benimle tanistiktan sonra, dinimi ogrenmek, kulturumu anlayabilmek icin Kuran’i acti, okudu ve birkac gunde de bitirdi. Ve hayran kaldigini belirtti. “Incil’lerin yaninda cok ilmi ve mantikli bir kitap gibi durdugunu” soyledi bana. Bir butun olarak Kuran’i cok begendigini ancak sadece tek bir ayetten dolayi Kuran’dan sogudugunu belirtti. Cumleyi kelime kelime hatirlamiyorum, ancak “kadinlar erkeklerine itaat ederler” ifadesinden dolayi islama gecmek istemedigini, bu sozun kabul edilebilir olmadigini soyledi. Tabi, Kuran’in mealini bir kez, yuzeysel bir sekilde okumus biri olarak, bu cok guncel elestiriye nasil karsilik verecegimi bilemedim. Kemalistlerin de SIKCA kullandigi bir arguman bu. Bugun, bati dunyasinda da, islamin sorgulandigi her yerde de islama 1 numarali elestiri, kadinin islamdaki yeri oldu hep. “Islam terordur” algisi son zamanlarda bazi gizli gerceklerin ortaya cikarilip, kamuoyunun bilgilendirilmesiyle, oldukca zayifladi. Geriye kala kala “Islam’da Kadin” argumani kaldi.

    Islamda ozgurlukle ilgili de sunu soylemek isterim. Gunde 5 defa birkac kez tekrarlanan, “Allah en yucedir” sozunun icinde “Allah’tan baska kimseye kulluk etme” mesaji vardir. Bundan iyi ozgurluk mu olur? Kula kulluk etmekten kurtulan kisi degil midir en ozgur kisi? “Liberal”lestigi iddia edilen, kapitalist dunyada da patronunuzun, sirketinizin, para babalarinin kulu olmak zorunda kaldiginizi hic hissetmediniz mi? Onlarin dogrularini mutlak dogru olarak kabul edip, ozumseyip calismadiginizda isteki “motivasyonunuzun dustugu” seklinde uyarilar almadiniz mi hic? Urettikleri hatali urunu binbir yalanla kusursuzmus gibi pazarlamak zorunda kalmadiniz mi hic? Ha dogustan zenginseniz, babaniz varlikliysa, kredi borclarinizi odeyebilmek icin bunlari yapmak zorunda kalmadiysaniz birsey diyemeyecegim. O durumda, bu soylediklerim size biraz yabanci gelebilir. Iste, o “Allahuekber(Allah en yucedir)” sozu insanin aklini ozgurlestiren, insani vicdaniyla hesaplastiran bir sozdur. Kisi, “Allahuekber” dediginde hicbir sorununun cozumsuz olmadigini, hicbir zulumun cezasiz kalmayacagini tekrar tekrar idrak edip, muhtesem bir ic huzuruna kavusur. O saatten sonra butun dertler viz gelir artik ona. “Zindanda dahi olsa bahtiyardir” o kisi artik.

    Bircok anlam veremedigim olayi cozumleyebilmeye basliyorum artik. Beni benimle, vicdanimla basbasa birakiyor. Hicbir meditasyon yontemi beni boylesine medite edemiyor. Beynimdeki butun “buyuk insanlar” bir anda gozumde kuculuyor, benimle esit seviyeye geliyor. “Hakiki imana sahip olan, kainata meydan okuyabilir” demis zatin biri… Benim hakettigim bir goreve altina yatan bir kadini alip, hakkimi yiyen patronumdan cok daha buyuk bir gucun varligini yuregimde hissedip, rahatliyorum. Ona isyan ederek, onunla kavga ederek heba edecegim enerjimi, baska bir alana yogunlastirip, o hakettigim noktaya tekrar gelebiliyorum. “Bittim” dedigim yerden yeniden baslayabilme gucu veriyor “Allahuekber” bana. Yasama sevinci veriyor… Yeter ki, taklidi bir imanla soylenmemis olsun.

    ABD, bazi bati Avrupa ulkeleri gibi dunyayi somurerek refah duzeyini artirmis ulkelerin disindaki dunyanin cogu yerinde, isyanla itaat arasinda gidip gelen insanlardan farkli olarak, tevekkulu, pes etmemeyi, namusumuzu, onurumuzu, haysiyetimizi korumamizi sagliyor Allah’a iman. Iste, bu nedenle vahsi kapitalizme boyun egmeyen bir tek islam kaldi. Cozemediler bir turlu islamin sifresini. Hackleyemediler henuz… Yuzbinlerce muslumani oldurseler de, iclerindeki bu imani yok edemezler. Saymayacagiz o insanlari… Ustunluklerini kabul etmeyecegiz. Biat etmeyecegiz onlara! Onumuze koyduklari “ulu onder”lere tapmayacagiz! Kicini acarak “gencligin idolu” oldugunu iddia eden, ancak esasinda para babalarinin metresi olan Amerikan meshurlari suslemiyor benim duvarlarimi. Benim basortulu annelerim, o kadinlardan cok daha ozgur. Bankaya ise alinirken, 3 yil evlenmeyecigini, cocuk yapmayacagini taahhut etmek zorunda kalan 25 yasindaki “medeni, kemalist” universite mezunu kiz mi daha ozgur, yoksa topluma, is dunyasina “sana ne benim evliligimden, kac cocuk yaptigimdan? Hislerimden, hayatimdan ellerini cek!” diyebilen kadin mi daha ozgur?

    Bugun, o “ozgurlukler ulkesi” ABD’de, Bati Avrupa’da; dogu Avrupa’dan, Kuzey Afrika’dan vb. gelismemis bolgelerden gelen insanlarin nasil insan onuruna yarasmayan hayatlar yasamak zorunda olduklarini siz de gozlemleyebildiniz mi? Amsterdam’da, Red Light disctrict’te aslinda hic bir ulu ondere itaat etmeyen, buyuk olasilikla dinleri de, emirlerini de pek takmayan “ciplak ve dolayisiyla ozgur” kadinlarin hayatini mi ornek almasi gerekiyor kadinlarimizin yoksa? Kapitalizm, 3. dunya ulkesinden bir kadina en fazla ne kariyeri verebilir? Fuhus? Patronuna sakso cekerek yukselme olanaklari???

    Yanlis anlasilmak istemem. Ben de burada liberalizmi en cok savunan yorumculardan birisiyim. Ancak, liberalizmin yol actigi “birey fetisizmi”, guc ve para hirsi, bireyi sansli azinliktaysa CEO, CFO, corporate strategy director falan yapiyor. Ancak, CEO’luk ya da “hayalimizdeki pozisyonlar” her kurum, kurulus, sirkette bir tane, ancak bu pozisyonu isteyen kisi yuzlerce… Dolayisiyla, bircok kisi bu pozisyonu elde edebilmek icin normalde kesinlikle yapmayacagi haysiyetsizligi yapmayi kendine yakistirabiliyor. ABD’de oluyor, bati Avrupa’da da oluyor bunlar. Malesef, bizim is hayatimizda bu “musluman olmayan” ulkelerdekinden bile daha fazla oluyor bunlar. Bu ahlaksizligi, bu kokusmuslugu da giderecek tek sey, kaynagini Allah korkusundan alan iyi bir ahlaktir ve hakiki imandir. Bu ahlaki en iyi gorebilecegimiz kisi de peygamberimiz Hz. Muhammed’dir. Ona olan saygimiz, sevgimiz de bundandir.

    Allah korkusu ve Hz. Muhammed’e saygi, hakiki imana sahip olan kisinin zihnini ozgurlestirir. Islam, aydinlanmadir.

  32. Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Tem 25, 2010 | Reply

    Ne istediğimi açıkça yazdım, kimseden çekindiğimiz yok. Bu gün bu isteklerin önündeki engelde atatürkten ziyade kemalistlerdir.Marksizmi kabul etmeyip marksla problemim olmadığı gibi kemalizmide kabul etmeyip atatürkle bir problemim yok.

  33. Yazan:Kemallettin Tuncay Tarih: Tem 25, 2010 | Reply

    @tayfun_korkut

    efendim bunlar eskimiş felsefe kitapları, şu an inanılan tanrı ise tanrılar mezarlığında yerini almayı bekleyen bir ölümlüden ibaret.

    kendin dışında birine ve bir şeye sorumlu olduğun süre özgür olamazsın.Ben özgürüm, çünkü sadece kendime karşı sorumluyum.Düşüncelerim veya eylemlerim herhangi bir kimseden veya şeyden onay almıyor.neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar veren de benim, herhangi bir insan veya şey, bana neyin doğru veya yanlış olduğunu söyleyebilecek durumda değil.Hele bu varlına herhangi bir ibare gözükmeyen bir tanrının elçisi olduğunu iddia eden bir insanın yazdıkları hiç olamaz.

    bu işler karışık işler tabi, bu kadarı yeter.

  34. Yazan:durhat Tarih: Tem 25, 2010 | Reply

    @tayfun,

    Birincisi burası arena değil.Katılmcıların zaman zaman birebir tartışıyor olmaları da düello değildir.Ama siz meseleye horoz dövüştürür gibi bakıyorsanız orasını bilemem.Bakın,üşenmeden yorumunuzun tamamını okudum.Öyle bir ruh haliyle yazmışsınız ki tartışma forumunda değil de bir musabakada yarışıyormuşsunuz gibi bir haliniz var.Düello,satranç,şah-mat,galip-mağlup!…Nedir bu saplantılı ruh hali,bu intikamcı tavır?

    Mesela Kemalettin beyin amigoluğuna-pardon avukatlığına-soyunacağınıza tahammül edemediğiniz görüşlerime nerede katılmadığınızı yazabilirdiniz.Ama dedim ya körü körüne taraf olma öyle bir damarınıza işlemiş ki,(sahip olduğunuz fikri donanıma karşın)fikir üretmek aklınıza gelmemiş.

    Bakın,hakemlik yapmanıza itirazım yok.Bazen araya girip bir şeyleri dengelemek,hatırlatmak,tartışmayı zenginleştirmek iyidir.Ama kişisel kaprislerden,kopmlekslerden kurtularak yapıldığında anlamlı olur.

    Dolayısıyla beni eleştirmeniz gayet doğal.Üslubumu beğenmemeniz de.Ama zaman ayırıp yazdığınız bu uzun yorumda,haklı olabileceğim miniminacık bir şeyler olabileceği hiç mi aklınıza gelmedi.Hocanın dediği gibi”hırsızın hiç mi suçu yok”:)

    Üslüp konusuna gelince.İtici gelebilir.Daha ılımlısı elbette daha yapıcı olurdu.Fakat söyledim,sahte bir nezaketle sinsice yapılan ikiyüzlülüğü sevmiyorum.Medeni tartışmadan kastınız bu tür kelime oyunlarıysa medeniyetiniz,nezaketiniz sizin olsun ben almayayım.

    Bir de yaftalamadan bahsetmişsiniz ya,bakın ne demişim(sahte üslupla da doğrudan alakalı)

    son bir soruyla bitireyim:peki bütün kötülüklerden sorumlu tutuğunuz ve inançlarından,samimiyetlerinden kuşku duyarak kan dökücü ilan ettiğiniz insanlar size göre hangi tanıma girerler?faşist midirler,gerici midirler,insan öldürmekten zevk alan sadist midirler?madem böyle entresan huyları vardır size göre,e her halde bu fikrinizi belirtirken iltifat etmiyorsunuzdur:)

    yani birbirimizi kandırmayalım.kelime oyunlarına da hiç girmeyelim.insanların gözünün içine bakarak “siz kan döküyorsunuz”diyeceksiniz,”dininiz saçma ve zırvadan ibaret”diyeceksiniz,”birey olmanın önündeki tek engel inancınızdır”diyeceksiniz…ve sonra da ama ben size katil demedim,faşist de demedim diye sahte bir üsluba sığınacaksınız!geçin efendim,bu demogojik laf ebeliği artık para etmiyor.

    Peki kim yaftacı,kim genellemeci ve kim saldırgan oluyor tayfun bey?

    Yaftalamayı,toptancı genellemeleri prensip haline getirenler mi yaftacı,yoksa bu küstahlığın hatırlatılması mı?

    Bir de sık sık “Kemalizm nabza göre şerbet veriyor”diyorsunuz ya.İnanın bir sözü diğerini tutmayan siz buna çok güzel bir örneksiniz.Yani şüphe götürmez bir kemalistsiniz.Sorun yok bence.Ne olmak istiyorsanız “O” olun.Yalnız hz.Mevlanaın dediği gibi “ya göründüğünüz gibi olun ya da olduğunuz gibi görünün”.Bir gün tayfun, ertesi günü Kemalettin Tuncay imzasıyla yazarak bir yere varamasınız.Bu laf ebeliğiyle olsa olsa saçmalamaya devam ederek kendinizi böyle zor durumda bırakırsınız.Benden hatırlatması.

  35. Yazan:sevim Tarih: Tem 25, 2010 | Reply

    tayfun bey kürt kelimesi geçtiğinde neden bi tuhaf oluyorsunuz?biri çıkıp özgürlüklerden ojeyi,ruju anlıyor da,20 milyon insanın hakları özgürlük kapsamında değerlendirildiğinde tüyleriniz diken diken oluyor.yani durhat beyi pişkince kürtçü olmakla suçlayacağınıza aynaya bakın da özgürlük üzerine döktüğünüz incileri bir gözden geçirin derim.ama yok kürtleri konuşamazsınız diyorsanız bari özgürlük kelimesini bu kadar ucuzlatmayın.kaldı ki durhat bey kürt sorunundan filan da bahsetmiş değil.yorum yukarıda duruyor.hem insanlar sizden izin mi alacaklardı bir konuya değinirken.bu ne tahammülsüzlük böyle.

  36. Yazan:hidayet demir Tarih: Tem 25, 2010 | Reply

    kemalizm=rakı,sarı leblebi,herşeyibenbilirim ULAN!

  37. Yazan:M.Demirciğlu Tarih: Tem 25, 2010 | Reply

    Sayın Cengiz Cebi’ye katılıyorum.Sorun ideolojilerde,inanç ve felsefelerde değil bunun bir dogmaya dönüştürülmesindedir.Topluma ve dolayısıyla bireye şekil verilerek dayatılmadığı sürece bence problem yok.

    Bu bağlamda kemalizmi savunanların düştüğü bir yanılgı var.Dinin veya dinlerin topum üzerinde baskılayıcı bir role sahip olduklarını ifade ederlerken,Kemalizmin de benzer şekilde topluma şekil verdiğini/vermeye çalıştığını ıskalıyorlar.Oysa dine yükledikleri ne kadar olumsuzluk varsa Kemalizm de bundan maluldur.Üstelik tam da yakınılan dogmatizmi barındırmasına karşın bu algıda ısrar ediliyor.

    Sonuç olarak insanlar bir dini,inancı,felsefeyi ya da ideolojiyi benimseyebilir;bir lideri sevebilir,idolleştirebilir.Bundan korkmamak gerekiyor.Yeter ki ben iman ettim sen de etmek zorundasın denmesin.

    Tabii,resmi ideoloji,dini inançlar veya katı ideolojilerle tornadan geçirilen toplum bireyleri ne kadar birey olabilir,ne kadar özgürleşebilir,bu,elbette tartışılır.Böyle bir anlayışın bireyin özgürleşmesi,çoğulculuğun ve çok sesliliğin gelşişmesine katkı koyacağı düşünülemez.Ne var ki bu gerçekliğe karşın yine de yasaklara itibar edilerek “doğrular”inşa edilmesi doğru değildir.Yani açıkçası insanların birbirlerinin inanç,kimlik ve aidiyetlerine saygılı olması gerekir.Benimki kesin ve mutlak doğrudur diye ötekine dayatıldığında işte böyle halatın diğer ucundan tutup çekiştiren bir insan toplulukları oluşur.Kutuplaşma ve kamplaşma tam da burada başlıyor.Oysa bizlere garip ve anlaşılmaz gelen ritüelleri doğal karşılayabilisek bu kadar gerginlik yaşanmaz ve toplum sayısız parçalara bölünmezdi.

  38. Yazan:İbrahim Becer Tarih: Tem 25, 2010 | Reply

    Vakti zamanında Padişahın kulağına şöyle bir olay çalınmış: “falanca yerde bir adam var, kırk metreden bir iğneyi bir başka iğnenin deliğinden geçiriyor”diye.Padişah adamı çağırtmış ve önünde tecrübe ettirmiş. Adam gerçekten denildiği gibi kırk metreden bir iğneyi, bir diğer iğnenin deliğinden geçirmiş.
    Padişah sormuş; “nasıl becerdin” babında; adam cevap vermiş: “tam kırk yılımı aldı”diye.Padişah feraset sahibi bir insanmış, demiş ki: “buna kırk altın verin , sonra da kırk sopa vurun”
    Demişler ki “neden”?
    Kırk altın, çünkü yaptığı çok zor bir iş; kırk sopa çünkü yaptığı çok faydasız bir iş…

  39. Yazan:tugcu kaan Tarih: Tem 25, 2010 | Reply

    sayın olcayto tan haskol, nasıl oluyor da kemalizmle probleminiz varken mustafa kemali ise probleminiz olmuyor.

    bu arada yazılanları okudum, dersim olayı çok tartışılıyor.Ben bir şeyi anlayamıyorum osmanlı devleti sınırlarını genişletirken onca insanı katlettiğini biliyorsunuz ve aynı zamanda osmanlı devletin sizin için gurur kaynağı;ama aynı zamanda, aynı şeyi yapmış T.C. Devletinden ve egemen ideolojisinden utandığınızı söylüyorsunuz, nasıl bir bakış açıksına sahipsiniz hayal bile edemiyorum.

    Lüften cevap olarak ” ne yani sen dersimde olanları onaylıyor musun?” yazmayın cevap vermeyeceğim.

  40. Yazan:ERKAN SAZAK Tarih: Tem 25, 2010 | Reply

    Açıkcası cumhuriyetin kuruluş yıllarında yaşanan olayları kronolojik olarak siyasi ve ideolojik olarak irdeleyecek kadar yetkin değilim ama kuruluş ideolojisini bir nebzede olsa anladığımı düşünüyorum
    Öncelikle şu iyi anlaşılmalıdırki TÜRK ULUSU o dönem yok oluşun eşiğinden dönmüştür. Türk ulusu diyorum çünkü türkler dışında her millete yeni bir devlet yada başka bir devlete bağlanma öngörülmüştür.Bu varsayım değil tamami ile gerçektir.Büyük ermenistan,büyük yunanistan,büyük bulgaristan,büyük kürdistan ve tek tük bazı şehirleri alan avrupa devletlerini çıkarsak 1 yada iki şehrin kaldığı minyatür osmanlının da birkaç onyılda yok olacağı aşikardır.İstiklal mahkemeleri dünyada kurulan devrim mahkemeleri içinde en az idam cezası veren mahkemedir(kaynak wikipedi)İdam cezası alanlar asker kaçakları, isyan düzenleyicileri,vs dir.Özellikle ingilizlerin bu tür isyanların düzenlenmesi için organizasyon yaptığı yüklü paralar gönderdiği ve seyh,şıh türü insanları kullandığı gerçektir.Bu gerçekleri her taşın altında yabancımı arayacağız diyerek görmezden gelemeyiz herhalde.Ama boyle bir ortamda insanlık suçu işlenmemiş olduğunu düşünmekte saflık olur.Masum insanlarda vardır elbette hayatını kaybedenler arasında
    Dersim olayları hakkında ise şunu söylemek istiyorum. bu konuda samimi olduğunuza inanmıyorum. CHP li onur oymen o malum sözü soyleyene dek dersim kimsenin umurunda değildi.Kaldıki sivasta yakılarak öldürülen insanlar için Aziz Nesin tahrik etti o yuzden oldu.Hatta iyide oldu şeklinde düşündüğünüzü gayet iyi biliyorum.Bu gune kadar da sizin o meşhur yandaş basınınızdan sivasta olanları kınadığ dahi duymadım.
    Aslında insanın bu tür tartışmaların neresinde durması gerektiğini kestirmeside kolay değil.Ben kültür olarak değil ama kişi hak ve hürriyetleri,yaşam standartları ve özgürlükçülük olarak batı medeniyetine yakın olmamız gerektiğini düşünen birisiyim.İktidarımız muhafazakar,islamcı,liberal osmanlıcı vs.Avrupamız şaşırtıcı olarak bu hükümetin ateşli destekçisi gerektiğinde akp için tükürdüğünü bile yalıyor. referandumda farklı maddeler birlikte oylanamaz diyor,yargı bağımsız olmalıdır,hsyk da adalet bakanı olmamalı diyor sonra hükümetin yargıya dahada çok adam sokmasını filan destekliyor. Başbakanımız ırak taki işgalci askerlere bir sey olmadan geri dönebilsinler diye dua ediyor , bağdat katliamına ortak olabilmek icin elinden geleni yapıyor.Filistinliler için ortalığı birbirine katıyor.Ülke terör belasıyla kana bulanmışken biz daha henüz terörün nedenini bile kestiremiyoruz.İktidar yalayıcıları televizyona çıkıp aslında bunların derdi bölünmek değil bu hükümeti sevmedikleri için böyle yapıyorlar diyor. Şaşı bak şaşır

  41. Yazan:Abdullah Tarih: Tem 26, 2010 | Reply

    derin düşünceyi uzun zamandır takip ediyorum ama açıkcası böyle bi başlığı ve içeriği ilk defa görüyorum, belki gözümden kaçmıştır bilemiyorum şuan.

    “Kemalizmin Zararları (1) Adamı çıldırtır!”

    tarzında başlıklara genellikle facebook gibi paylaşım sitelerinde rastlanır genelde, aynı tarz videolar paylaşılıp, altına “ibretlik paylaşım” gibisinden yorum yapılır. inşallah bu video paylaşma çılgınlığı buralara da sıçramaz ve biz tutarlılığı olan, derin düşüncelere sevk eden yazılarla “kemalizmin zararlarını” öğreniriz buralardan.

  42. Yazan:tugcu kaan Tarih: Tem 26, 2010 | Reply

    @sevim

    kürtlerin otonomi sahibi olması ne kadar özgürlükse, oje sürmek de o kadar özgürlüktür.

    biri çikıyor zenginlikten şunu anlıyor, biri çıkıyor kültürlülükten şunu anlıyor diyebilirsiniz ama bir çıkıyor özgürlükten şunu anlıyor dediğiniz zaman aslında kendinizin özgürlükten neyi anladığınızı açığa vurmuş oluyorsunuz.

  43. Yazan:Furkan Tarih: Tem 26, 2010 | Reply

    Erkan Sazak Bey
    Bazı noktalarda düzeltme yapma ihtiyacı hissettim. Bunlar şöyle :
    1.) Türk ulusu yokolmanın eşiğinden dönmüştür diyorsunuz. Doğrusu şöyle olmalı: Osmanlı toplumu yok olmanın eşiğinden dönmüştür. Eğitim sistemimizin çarklarında öğütüldüğünüz için türk ulusunun ezelden beri var olduğunu zannediyorsunuz. Halbuki 1923 öncesinde topluma baktığınızda türk ulusu gibi bir kavramın olmadığını görürsünüz. Türk ulusu kavramı osmanlılık ve müslümanlık bağlarını ikame etmek amacıyla yeni rejim kadrolarınca bize armağan edilmiş bir kavramdır. Yani toplasanız tarihi 100 yılı geçmez.
    2) Dersim kimsenin umurunda değildi diyorsunuz. Bu sizin toplumdan ne kadar kopuk olduğunuzu gösteriyor. Hiç dersimli bir arkadaşınız oldu mu sizin? Bu ülkedeki bir çok şey bizim gayet umurumuzda merak etmeyin. Ama maalesef elimizden seçimlerde oy vermek ve böyle sitelerde yorum yapmaktan başka bir şey gelmiyor.
    3) Sivas için sevindiğimizi yazmışsınız. Siz hiç o günlere ait videoları seyrettiniz mi? Size hiç garip gelmedi mi o görüntüler. Önde 20-30 asker, ileride çıldırmış bir kalabalık. Bina yanıyor ve ellerinde silah olan askerler seyrediyor. Sadece SEYREDİYORLAR. Ve ellerinde silah var. İnönüye ulaşılıyor, Tansu Çiller’e ulaşılıyor. Ama nedense kimse bu kalabalığa müdahale etmiyor. Ergenekon diye bir şey duydunuz mu son zamanlarda? Ergenekonun yalan dolan olduğunu söyleyecek kadar kör olmadığınızı varsayıyorum.
    Bu noktadan sonraki yazdıklarınıza baktım ama son paragrafta kafanızın çok karışık olduğunu düşündüm. Tahminim bütün dünyanın bir olup türkiyeyi bölmek için çalıştığı ve AKP’nin bütün kötülüklerin anası olduğu konusunda bir takım şüpheleriniz var. Bu konuda yapabileceğim fazla bir şey yok. İçinizdeki nefretin sebebini araştırmanız yararlı olabilir.
    PKK konusunda ise siz hararetle Bugün gazetesinde çıkan Heron düşürme konusunu okumanızı ve olayları takip etmenizi tavsiye ederim. Biz genelkurmaydan cevap beklerken neden PKK’dan cevap geldiğini siz belki açıklayabilirsiniz. TSK ve PKK’nın AKP’den nefret ettiklerini hepimiz biliyoruz sanırım. Peki sebebi üzerinde düşündünüz mü, tamamen tesadüf mü? Çoban sanılan teröristler, terörist sanılıp öldürülen köylüler, çalışmayan termal kameralar, ambulanslardan sonra olay yerine ulaşan takviye birlikler, size hiç bir şey ifade etmiyor mu acaba? Ama durun söylemeyin, sanırım günlük olayları sadece doğan grubundan takip ediyorsunuz değil mi? O zaman mazur görebiliriz sizi. Sonuçta insan hiç bilmediği bir konuda yanlışlar yapabilir.

  44. Yazan:ali duman Tarih: Tem 26, 2010 | Reply

    @erkan sazak,

    birbirinden farklı maddeler birlikte oylanmayacaksa nasıl olacak, birbiriyle ilişkili iki maddenin biri için EVET, diğeri için HAYIR çıkarsa ne olacak? herhalde anayasa oylamasındaki garabetlik ve komedi yüzünden tarihe geçen ilk ülke oluruz, bu konuda da bir farkımız olsun dimi diğer ülkelerden, ne de olsa alışkınız bu devlet ideolojik bir devlet ve ideolojisinin meşrebine uygun bu tip garabetler.

    ayrıca darbecilerin yaptığı anayasaya olan bu hayranlığı anlamakta zorluk çekiyorum, ne ispanya ne de yunanistan darbeci anayasalarını değiştirmeden AB’ye alınmadılar, bu ne perhiz bu ne turşu.

    en kötü sivil anayasa, en iyi darbe anayasasından evladır. yakın zamanda bu somut olarak ispat edilecektir, bu değişikliğe karşı çıkanlar bile hiç utanmadan sıkılmadan bu değişikliklerin getirdiği haklardan yararlanacaklardır. yararlansınlar da.

  45. Yazan:kemal emintürk Tarih: Tem 26, 2010 | Reply

    @ali duman

    en kötü sivil anayasa, en iyi darbe anayasasından evladır. yakın zamanda bu somut olarak ispat edilecektir, bu değişikliğe karşı çıkanlar bile hiç utanmadan sıkılmadan bu değişikliklerin getirdiği haklardan yararlanacaklardır. yararlansınlar da.

    ne hakları getiriyor açıklar mısınız, okudum karşılaştırmalı anayasa taslağını.Olayın demokrasi veya insan hakları ile ilgisi yok.Özet şu:

    Türkiye’de devletin sahibi değişmekte; devlet tarikatçı örgütlenme tarafından asker-bürokrası-yargı erkinin elinden alınmaya çalışılıyor.

    Bunu beğenirsiniz beğenmezsiniz, desteklersiniz desteklemezsiniz , bunu tartışmıyorum ; ama olan biteni demokrasinin statüko ile savaşı şeklinde yorumlamak ya art niyettir ya da görü eksikliğinden kaynaklanır.

    olan biten şudur akp iktidarı süresince, para devlet eli ile bir kısım insandan alınıp bir kısım insana verildi, büyüme sonucu gerçekleşen üretim artışının katma değerine yine belirli kimseler sahip oldu, şimdi sıra paradan sonra devletin el değiştirmesinde.

    Siz burda yırtının durun, yazın çizin, olan bitenin sizinle bir ilgisi yok, siz yine fakir yaşamaya devam edeceksiniz.İdolojiniz sebebi ile kullanılmaktasınız.

  46. Yazan:ali duman Tarih: Tem 26, 2010 | Reply

    biz bekliyorduk ki bu anayasa değişikliği BENİ, BİZİ ZENGİN ETSİN, bu ülkenin kaynaklarını alsın bize aktarsın, böyle bir anayasa hangi ülkede var???

    aklınızı RESMİ EZBERİN söylemleriyle bozmussunuz, işte bu ezber size 12 EYLÜL FAŞİZMİNİ bile şirin gösterebiliyor, 12 EYLÜL FAŞİZMİNİN yarattığı kuşağın bir ürünü olduğunuz papağan gibi size EZBERLETİLMİŞ VE ÖĞRETİLMİŞ ÇARESİZLİĞİNİZDEN belli.

    benzer laflar ÖZAL içinde, ANAP içinde söylenmişti zamanında bugün ne özal var, ne de anap, ancak bir gerçek var ki o da özal’ın önünü açtığı ülkenin dünyaya açılma hamlesi devam ediyor, zira kafasını kuma gömmüşlerden, birde 1930’a takılı kalmışlar gericilerden bir fayda gelmeyeceği gibi, onların dünyayı da, değişimi de yorumlamalarını, anlamalarını beklemiyoruz. vesayetin ve statükonun değirmenine su taşımak serbest, tüm bunlara rağmen yenile yenile komik düşmelere rağmen, utanmadan sıkılmadan söylenecek söz bulabiliyorlar ya, pes be birader pes diyorum. başka söze ne hacet.

    herhangi bir vatandaş isterse anayasa mahkamesine başvurabilecek, aslında bunlara ne yapmak gerekirdi biliyor musunuz? AKP, öyle bir madde koyacaktı ki 12 eylül artığı chp+mhp+bdp birleşseler bile anayasa mahkemesine gidemeyeceklerdi, aslında getirilmesi gereken madde bu olmalıydı, bu darbeci, postalyalayıcıların anladığı dil aslında budur. bundan anlarlar bu zavallılar.

    tek bu madde bile bir DEVRİMDİR, bu vesayetçiliğin hüküm sürdüğü ülke için, esasında tüm gelişmiş demokrasilerde olan ve olması gereken bu ülkeye DEVRİM gibi geliyorsa, bundan önce boşa geçen 85 yıla vah demek gerek vah.

    evet çıkacak ve sanırım ilk başvuru alevi vatandaşlardan gelecek, diyanet işleri yasasının inanç özgürlüğü ve anayasal eşitliğe aykırılığından dolayı, darısı tüm özgürlük bekleyen yurttaşların başına, tasası da vesayetçi, statükocu ve darbecilere.

  47. Yazan:kemal emintürk Tarih: Tem 26, 2010 | Reply

    @ali duman

    siz biliyor musunuz 80 darbesi ne için yapıldı?
    24 Ocak Kararları nedir, bunu kim hazırlamıştır biliyor musunuz? Bu kararlar toplumsal tepki ile karşılaşınca ne olmuştur acaba biliyor musunuz?

    aklınızı RESMİ EZBERİN söylemleriyle bozmussunuz, işte bu ezber size 12 EYLÜL FAŞİZMİNİ bile şirin gösterebiliyor, 12 EYLÜL FAŞİZMİNİN yarattığı kuşağın bir ürünü olduğunuz papağan gibi size EZBERLETİLMİŞ VE ÖĞRETİLMİŞ ÇARESİZLİĞİNİZDEN belli.

    Hiç bir şey bilmiyorsunuz ve size ”ezberletirmiş ve öğretilmiş” şeyleri tekrarlıyorsunuz.

    Ne olmuştu 12 eylül 1980’de bi bakalım.
    Özal tarafından hazırlanmış 24 Ocak Kararları toplumsal tepki nedeni ile kabul ettirilemeştir.Kararların bir kısmı şunlardır, wikipedia’dan aktarıyorum:

    1. %32,7 oranında devalüasyon yapılarak günlük kur ilanı uygulamasına gidilmiş,
    2. Devletin ekonomideki payını küçülten önlemler alınmış,KİT’lerdeki uygulamaya paralel olarak tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırılmış,
    3. Gübre, enerji ve ulaştırma dışında sübvansiyonlar kaldırılmış,
    4. Dış ticaret serbestleştirilmiş, yabancı sermaye yatırımları teşvik edilmiş, kar transferlerine kolaylık sağlanmış,
    5. Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri desteklenmiştir.
    6. İthalat kademeli olarak libere edilmiş, ihracat; vergi iadesi, düşük faizli kredi, imalatçı ihracatçılara ithal girdide gümrük muafiyeti, sektörlere göre farklılaşan teşvik sistemi ile teşvik edilmiştir.

    Özan 12 Eylül faşizminin sebebidir, şu an ülkede gördüğün bu yoksulluğun adaletsizliğin sebebi de aynır.uyan

  48. Yazan:ali duman Tarih: Tem 26, 2010 | Reply

    ulus devlet modelinin bağnazlığına takılıp kalmışsınız, tıpkı “dün dündür” diyen sülo gibi, zaten size de özal değil, onun gibi bir lider gerek, 40 yıl daha uyutsun, “uyusunda büyüsün niniler söylesin”, “benzin vaadı da ben mi içtim” desin, ergenekonculare selam çaksın, darbecileriyle -karanlık dehlizlerde- işbirliği yapsın, danışıklı şekilde şapkasını alıp kaçsın, ruhunu şeytana satsın, halktan aldığı emanete sürekli ihanet etsin. özal sizin neyinize, çoban sülo varken.

    evet, evet, özal sizin neyinize size çoban sülü lazım, bir 40 yıl daha uyumanız için, ninniler dinlemeniz için…

    bu ezberlere karnımız tok almayalım, zira kustuk artık, tek model, tek tip robot gibisiniz, ancak ne varki son kullanma tarihiniz çoktan geçti, ne siz dünyayı, ne de dünya sizi anlayamıyor azizim.

    solcu gibi görünüyorsunuz, bakın Avrupanın sol ve sosyal demokrat partileri de eksiksiz bu değişikliği destekliyor, AB’ye darbe anayasası ile girebilen bir ülke mevcut değil, bu mümkünde değil zaten, 12 eylül faşizminin dizayn ettiği kurumların varlığı ile anayasadaki anti-demokratik maddeler ile YARGI DARBELERİNE, ASKERİ DARBELERE devam edilmesini istiyorsunuz, tabi yaa ne de olsa şeriatçı, gerici,dinci bir iktidardan korunmak için bitmez tükenmez darbelere ihtiyaç var, baksanıza 85 yılı DARBELER, KATLİAMLAR, SÜRGÜNLER, SİYASİ CİNAYETLER, FAİLİ MEÇHULLERLE, PARTİ KAPATMALARLA bezeli olan kirli tarih sizi kesmemiş anlaşılan, aynen devam diyorsunuz kısacası. üzgünüm ama deniz bitti. buraya kadarmış, soğuk savaş bitti, gerilim ve cinayetler üzerine kurulu ırkçı,faşist ulusalcı sistem çöktü, hemde taa 1945’de çökmüştü de, sscb’nin dibinde olunca bu denli tolerans gösterilmişti, ancak bunu hala anlamamakta direnmek sizin meşrebinize uygun olsa gerek.

    günaydın………
    sibiryanın karları eridi, elbette ağrı dağının karları da eriyecek, aksini düşünmek değil, hayal etmek bile nafile.

  49. Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Tem 26, 2010 | Reply

    Değerli Tuğcu Kaan,

    sayın olcayto tan haskol, nasıl oluyor da kemalizmle probleminiz varken mustafa kemali ise probleminiz olmuyor.

    bu arada yazılanları okudum, dersim olayı çok tartışılıyor.Ben bir şeyi anlayamıyorum osmanlı devleti sınırlarını genişletirken onca insanı katlettiğini biliyorsunuz ve aynı zamanda osmanlı devletin sizin için gurur kaynağı;ama aynı zamanda, aynı şeyi yapmış T.C. Devletinden ve egemen ideolojisinden utandığınızı söylüyorsunuz, nasıl bir bakış açıksına sahipsiniz hayal bile edemiyorum.

    Mustafa Kemalin döneminde gerçekleştirmiş olduğu pek çok icraatı onaylamıyorum. Fikirlerini benimsemiyorum.Ancak bu kısır bir tartışma. Onun yaptığı hataların günümüzde bir çok yansıması var muhakkak ancak esas problem bu dönemim kapatılamamış, tarihin rafa kaldırılamamış olması. Bu günün chp’si karşı olduğum üniter devleti kemalist argümanlarla temellendiriyor olmasaydı Atatürk üzerine bu kadar kafa yormayacak bu tartışmanın evrensel düzeydeki federasyon-desantralizasyon eleştirisi ile muhattap olacaktık. Ancak ülkemizde böyle bir gariplik mevcut.

    Osmanlı devleti benim için gurur kaynağı falan değil. Kendi adıma atayla gururlanmayı bir hastalık olarak görüyorum. Kendi tarihi süreci içinde daha iyi daha kötü devletler örgütler liderler var muhakkak. Osmanlıyı’da nispeten yeni çağda bu iyiye konumlandırabilirim.

  50. Yazan:ERKAN SAZAK Tarih: Tem 26, 2010 | Reply

    Eski kaynaklı pek çok yabancı belgede Anadolu ve çevresi turkiye olarak geçer.Evet osmanlıda türklük baskın değildi hatta aşşağılandığı bile olmuştur.
    Sayın furkan bey asıl türk ulusu değil osmanlı yok oluşun eşiğinden dönmüştür demişsiniz ama Ermenilerin,rumların. dönem dönem kürtlerin ayaklandığı ve resmen silahlı olarak başkaldırdığı bir dönemde zaten osmanlının hala var olduğunu ve etnik unsurların tekrar birlikte yaşayabileceğini düşünmek hayalperestlik olur.Ben türk ulusu yok olmanın eşinden dönmüştür diyorum çünkü bizatihi kemal atatürk osmanlının emrinde olduğu son görevinde karadenizde ayaklanan ve türk köylerini basan pontus-rum ları değil direnen türk leri bastırmakla görevlendirilmiştir

    SEVR antlaşmasının kabulü bile tam bir traji komedidir.“Nihayet Sevr’i kabul edenler ayağa kalksın denildi. Damat Ferid Paşa bu sırada Padişah’ın salonu terk etmesi için işaret verdi. Vahdettin dışarı çıktı, yandaki odaya geçti. Padişah ayağa kalkınca da salondakiler Hünkâr’a bir saygı eseri olarak ayağa kalktılar. Kendisini bu suretle selamladılar. Öyle ki, bu ayağa kalkışın Sevr’in kabulü anlamına mı geldiği, yoksa Padişah’a hürmeten kıyam mı edilmiş olduğu açık olarak belirmedi. Hatta Ayan’dan Topçu Feriki Rıza Paşa, ‘Biz Padişaha hürmeten ayağa kalktık, Sevr’i kabul ettiğimizden değil’ diye haykırarak Damat Ferid’in oyununu açıkça protesto dahi etti.”
    Nihayetinde yeni kurulan bu ülkeye elbetteki bir kimlik verilmesi gerekiyordu bu kimlikde türk kimliği olmuştur. Yanlışları ortaya koyup bunları düzeltecek iradeyi toplumsal olarak ortaya koymak yapılacak en hayırlı iş olsa gerek ama bir ülkenin tarihini topyekün karaçalmak ne kadar doğrudur.
    bu ülkenin bu coğrafyada neredeyse yüzyılı şavaşa girmeden -kıbrıs harekatını saymassak- geçirmiş olmasını,zulme,tehcirlere,katliamlara uğrayan çerkezlere,arnavutlara,boşnaklara,gürcülere vs 2. vatan olmasını ve bu halkların hiç bir kimlik sorunu olmaması hatta onca akan kana rağmen türk ve kürt halklarının karşı karşıya gelmemiş olması en azından takdir edilmelidir
    Demokrasi bu ülkede her insan adına geliştirilmelidir özellikle şu etnik kimliğe daha fazla hak vereceğim demek doğru bir yaklaşım değildir.
    Akp için her kötülüğün anasıdır demek elbette doğru değildir.Ben fanatik bir parti yandaşı değilim olmamda.İdeolojik olarak akp bana uygun bir parti değildir.Ama özgür iradem ile onayladığım icraatlerini desteklemektende kaçınmam örneğin orta doğu ile türkiyeyi barıştırmış olması fevkalade önemli bir adımdır.Türkiyeyi dünyada kurulan her denklemin içine bir şekilde sokmuştur.
    Benim inanmadığım şey AKP nin türkiyeyi daha demokrat daha katılımcı daha özgürlükçü yapacağıdır.Beni doğan medya gurubunu takip etmekle suçlamışsın.Herhalde amerikanın (11 yıldır)misafiri olan fethullah gülenin zaman gazetesini yada ölen bir kadının ardından mekanın cehennem olur inşallah diyen vakit gazetesini okumam daha muteber olurdu senin için.O zaman maden göçüklerinide ergenekona bağlayabilirdim.Ayrıca deniz feneri haberlerini bıraktıktan trilyonluk vergi cezalarını yedikten sonra üstüne aydın doğan hacca gittiğinden beridir pek fazla sürtüşmüyorlar.Muhalif yazarları patronlara şikayet edip atın diyen.Ölen maden işcilerine bu işin doğasında var naapalım diyebilen bir tayyip erdoğan ve en basitinden bir önceki yerel seçimlerde akp iktidarda başka partiden bir belediyeyi seçerseniz hizmet alamassınız diye tehdit eden, ölesiye eleştirdiği yök eline geçince savunan,kapak konusu olarak Darwini seçen tübitak yayın yönetmenini kovan bir zihniyetin ülkeyi daha demokratlaştıracağını düşünmek için koyu bir parti fanatiği olmam gerekirki değilim..saygılarımla

  51. Yazan:sevim Tarih: Tem 27, 2010 | Reply

    @tugcu kaan,

    kürtlerin otonomi sahibi olması ne kadar özgürlükse, oje sürmek de o kadar özgürlüktür.

    affedersiniz ama ben ne kürtlerin otonomi sahibi olamalarından sözettim ne de kürtlerin kısıtlanan haklarını diğer özgürlüklerle yarıştırmak gibi bir imada bulundum.eğer mal bulmuş mağribi gibi kendinizce bulduğunuz “açığın”üzerine atlamasaydınız sözlerimi neye karşılık söylediğimi anlayabilirdiniz.
    şimdi kafanız basmadıysa tekrarlayayım(tabi bağlamından koparıp tartışmayı değersizleştirecek yeni taklalar atmazsanız):tayfun müsterıyla yazan şahıs ne zaman kürtlerden bahsedilse nöbet geçiriyor.iki yorumcu arasındaki tartışmaya sizin gibi balıklama atlayarak bu alışık olduğumuz tahammülsüzlüğünü dışa vurunca “herhalde 20 milyon insanın hakları da en az “ruj sürmek” kadar özgürlüklerden sayılmalı”dedim.ne var bunda bu kadar gocunacak sorarım size.hem ben 22 yaşında genç bir kadınım,merek etmeyin rujuma da,ojeme de müdahale ettirmem ve gerekirse bunun mücadelesini vermesini de bilirim.

    biri çikıyor zenginlikten şunu anlıyor, biri çıkıyor kültürlülükten şunu anlıyor diyebilirsiniz ama bir çıkıyor özgürlükten şunu anlıyor dediğiniz zaman aslında kendinizin özgürlükten neyi anladığınızı açığa vurmuş oluyorsunuz.

    elbette,özgürlük tanımı tabi ki kişiden kişiye değişebilir.bireyin kendinsini özgürce gerçekleştirmesinden yanayım.dolayısıyla birey, özgürlük tanımını neyin üzerine inşa ederse bu onun özgürlüğüdür(tabii bu özgürlüklerin başladığı yerde başka özgürlüklerin son bulmaması koşuluyla)yani tercihler olur,yaşam tarzı,inanç ya da dünya algısı;kişi her nasıl hissediyorsa “O”dur ve bu tasarrufunda özgür olmalıdır.

    ancak kusura bakmayın,”herkesin özgürlüğü kendine”demek ayrı,bireyin kendi özgürlük alanları dışındaki özgürlükleri egoistçe yok sayması ayrı bir şeydir.ilki,birey olma hakkıdır,ikincisi “bireycilik”tir.dolayısıyla biri çıkıp oje üzerine özgürlük dersi verip kürt kelimesinden ifrit görmüşe dönerse müsade edin bu çarpık anlayışa itiraz edilebilsin.özetle,eleştirim, konu özgürlüklerden açıldığında çifte standartlı davranan anlayışlaraydı.

    fakat ne hikmetse engin düşünce okuma metodunuzla nasıl bir “özgürlük özürlüsü” olduğumu iştahla ifşa etmekte gecikmediniz.tebrik ediyorum niyet okumada hakketten çok mahirsiniz.bi dakkada çözüverdiniz nasıl sakat bir özgürlük anlayışına sahip olduğumu:))

  52. Yazan:Furkan Tarih: Tem 27, 2010 | Reply

    Erkan Bey
    Osmanlı saltanatının tekrar diriltilmesi taraftarı değilim. Sadece türk ulusu kavramının sonradan olma bir kavram olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Mustafa Kemal’in son görevinin türkleri bastırmak olmadığını öğrenmiş olmanız lazım şimdiye kadar. Mustafa Kemal’e Samsun’a giderken İstanbul’dan çıkış vizesini veren İngiliz subayının kendi sesinden bant kaydını dinlediniz mi. Çok ilginç bir olaydır. Bu ingiliz subayı da daha sonra Müslüman olarak İstanbulda yaşamını sürdürmüş ve bu bant kaydı türkçe olarak yapılmış. Subay Samsun’a gidişte bir acayiplik bir olağanüstülük olduğunu sezmiş. Çünkü hiç bu kadar yüksek rütbeli osmanlı subayını bir arada görmemiş. Mustafa Kemal Samsuna giderken görevi anadoluyu örgütlemekti. Bunu bütün tarafsız kitaplarda delilleriyle görebilirsiniz. (Örn. Andrew Mango – Atatürk)
    Türklerin iyi yürekli insanlar olduğunu darda olanlara yardım ettiğini söylüyorsunuz. Bunun sebebi Atatürk’ün devrimleri değildir dikkatinizi çekerim. Devrimlerde insana güzel ahlakı öğreten tek bir ilke var mıdır ? Bu tür ahlaki hasletlerin sebebi bu topraklara kök salmış Allah’a imandır. Siz de biliyorsunuz İslam dininin öğretilerini, size burada açıklama yapmama gerek yok sanırım.
    AKP’ye inanmıyorsunuz tamam. Saygı duyarım. Ama “en azından” daha fazla demokrasi getireceğini vaad eden bir oluşuma karşı çıkmakla demokrasinin “d” sinden nasibini almadığı artık herkesce bilinen bir rejimi savunuyor durumuna düşmek bence fanatiklik içeren bir tutumdur. O yüzden sistemin çarklarında öğütüldüğünüzü söyledim, o yüzden nefretinizin sebebini araştırın dedim. Nefretinizin sebebi hepimizin zihinlerine kazınmış ağzından salyalar akan, sakallı, eli satırlı, kendi çıkarları için her türlü adiliği yapabilecek, şeytan gibi bir yaratık olan müslüman tiplemesi. Bu tiplemeyi de İttihat terakkiye ve onun günümüzdeki uzantılarına borçluyuz.
    Şunu itiraf edin, AKP bu işlere el atmasaydı hanginiz çıkıp ya bu rejimde bir sorun var, bunu biraz daha demokratikleştirelim diyecektiniz. Ben size söyleyeyim hiç kimse çıkıp rejimi eleştirmeyecekti. Mevcut durum sürüp gidecekti. Mevcut durumda bir sorun yoktu zaten diye düşünebilirsiniz ama bu düşüncenin sadece beyaz türklere ait olduğunu bilmenizi isterim, ne kürtler ne de mütedeyyin çoğunluk mevcut durumdan memnun değiller.

  53. Yazan:Furkan Tarih: Tem 27, 2010 | Reply

    Ayrıca Erkan Bey,
    Vakit gazetesini okumuyorum. Size tavsiye edeceğim gazeteler şöyle: taraf, star, bugün. Dini konular ilginizi çekiyorsa zaman.

  54. Yazan:durhat Tarih: Tem 27, 2010 | Reply

    Açıkcası cumhuriyetin kuruluş yıllarında yaşanan olayları kronolojik olarak siyasi ve ideolojik olarak irdeleyecek kadar yetkin değilim ama kuruluş ideolojisini bir nebzede olsa anladığımı düşünüyorum

    Tarih,geçmişteki olayların-gerçeklerden hareket edilerek/”varolan biçimiyle”-gelecek kuşaklara aktarma bilimidir.Geçmiş bugün ve gelecek arasında bir köprü kurar,olay ve olgular arasındaki etkileşimi inceler.Özetle,bir bilim dalı olan tarihin çalışma alan ve kapsamı;toplumsal hareketleri,yaşanmış olayları objektif bir şekilde akrtarmaktır.Misyonu budur.

    Siyaset ve ideoloji ise çok daha farklı bir alanın konusudur.Zira ideoloji(ler),olaylarların “gerçeklik” boyutuyla değil bunun “yorumuyla” ilgilenmeyi esas alır.Dolayısıyla ideolojilerin dayandığı nokta -tarih bilimiyle doğrudan bağlantılı olsa da-birey ve toplumların algılarıyla şekillenen “dünya görüşü”nün tanım karşılığıdır.

    Bu bağlamda,
    1)Cumhuriyetin kuruluş felsefe ve amacı,süreci belirleyen neden-sonuç ilişkileri,evet,elbette başlı başına tarih konusudur.
    2)Ancak,”yetkin değilim ama bir nebze olsun anlıyorum”dediğiniz şey ise bir ideolojidir.

    Bundan hareketle,ideolojiye karşı değilim.Dünya tarihinde her değişim ve dönüşümün gerçekleşmesinde ideolojiler bu anlamda lokomotif görevi görür.Hiçbir reform,yenilik,devrim…adına ne dersek diyelim ideolojisiz gerçekleşemez ve gerçekleşmemiştir.
    Dolayısıyla,ideolojinizi belirlemek ve peşinen itiraz etmek gibi bir amacım bulunmuyor.Sonuçta bu satırları inandığım bir ideolojiyle yazıyorum ben de.

    Ama şu var:Bir ideolojiden siz bir şey anladığınıza göre,muhtemeldir ki bir başkası da başka bir şey anlayabilir.Tabii burada ideolojileri “hangisi doğru,hangisi yanlış?”gibi bir tartışmaya girmek doğru olmaz.Önemli olan,tartışarak farklı tezlerden sentezlere ulaşmak,ortak paydalarda buluşabilmek.

    Öncelikle şu iyi anlaşılmalıdırki TÜRK ULUSU o dönem yok oluşun eşiğinden dönmüştür. Türk ulusu diyorum çünkü türkler dışında her millete yeni bir devlet yada başka bir devlete bağlanma öngörülmüştür.Bu varsayım değil tamami ile gerçektir.Büyük ermenistan,büyük yunanistan,büyük bulgaristan,büyük kürdistan ve tek tük bazı şehirleri alan avrupa devletlerini çıkarsak 1 yada iki şehrin kaldığı minyatür osmanlının da birkaç onyılda yok olacağı aşikardır.İstiklal mahkemeleri dünyada kurulan devrim mahkemeleri içinde en az idam cezası veren mahkemedir(kaynak wikipedi)İdam cezası alanlar asker kaçakları, isyan düzenleyicileri,vs…

    İşte sorun tam da burada başlıyor.Siz yaşananları o dönemin koşullarına bağlamışsınız.Bugün eleştiri konusu olan pek çok antidemokratik olayın bir zorunluktan kaynaklandığını söylüyorsunuz.
    Peki.Tezinizin doğru olduğunu varsayalım.İyi de artık 1923’lerde değiliz ki,iç işlerimizde yabancı parmağı arayalım.Ha,emperyal güçlerin dünya siyaseti üzerinde büyük bir etkisi var.Bu yadsınamayan bir gerçek.Zaten başta Ortadoğu olmak üzere dünyada varolan etnik ve bölgesel çatışmalar bunu yeterince doğruluyor.Irak,devam etmekte olan bu uluslararası oyunların en belirgin örneğidir.
    Ancak,içerde demokrasi ve adalet yoksunluğuna dikkat çekilirken sorumluların dışarıda aranması ne kadar isabetli bir yaklaşım olabilir.Söylediğim şudur,sorularımı yineliyorum:Ergenekon gibi örgütler duruken neden topu “dışarıya”atıyoruz?12 Eylül cunta anayasısını değiştirmeyi Ruslar mı engelliyor?Başörtüsü yasağını AB mi dayatıyor?Faili meçhulleri işleyen Çinli’ler mi?Ya askeri vesayet,askeri-sivil brokrasi?Bunca darbe,mıhtıra,andıç,plan ve kroki…yeraltından çıkan silahlar,cephane evleri…bütün bunları başka uluslar mı tertipliyor?

    Dolayısıyla,her kusurumuzu “kökü dışarıda”kolaycılığına kapılmayalım dedim.Bir kere bu kadar kullanılmaya müsaitsek demek ki bir yerlerde ciddi eksiklikler var demektir.Adamlar alıp verdiğimiz nefesi bile kontrol edebiliyorsa,sorgulanmaya başlanması gereken bu olmalıdır.

    Kaldıkı alıntıladığım paragrafınız gerçekleri yansıtmıyor.Furkan beyin de değindiği gibi “Türk Ulusu”kavramı Cumhuriyet dönemiyle tedavüle girmiştir.Ulus Devlet anlayışının dünyayı sardığı bir dönemde yani.Ayrıca bunun çok da bir önemi yok,siz ısrarla buraya odaklandığınız için açmak istedim.

    İkinci bir husus,baskıyla uygulamaya konan bir hareket öyle sandığınız gibi devrim falan değildir.Adına devrim demekle zulüm meşrulaşmıyor.Dünyadaki benzer örneklerde daha büyük acı ve kayıplar yaşanmış olması yapılan zulümleri,idamları aklamıyor maalesef.Ha siz bütün bunları ulus,devlet,millet vs adına onaylayabilirsiniz.Ama kusura bakmayın siz onaylıyorsunuz diye herkes onaylamak zorunda değil.

    Ayrıca kaçaklar,şakiler,”devrim düşmanları”vs idam edildi diyorsunuz ama “şapka kanuna muhalefet etti”diye asılanları unutuyorsunuz galiba.En ufak bir muhalefette sürgün edilenleri,türlü komplolarla yok edilenleri de unutmuşa benziyorsunuz.Peki Karadenizde Mustafa Suphiler’i kim boğdurdu?Nazım Hikmet’e memleketi dar edenler kimlerdi?Ve devamında başbakan,bakan asan zihniyet kimdir?Deniz’leri asanlar,Mahir’leri katledenler,İbrahim Kaypakkaya yoldaşı işkencede öldürenler kim?Bunların hepsi haydut ve eşkiya mıydı sorarım size.Ve bu işkence,katliam ve sürgünlerden de mi “yabancılar”suçlu.

    Geçiniz efendim.Tarih bilginiz yoksa bari sallayıp durmayın.Tutturmuşsunuz bir vikipedi,uyutulduğunuz resmi tarihi habire bu yolla aklamaya çalışıyorsunuz.Madem her derde deva her gerçeğin yegane güvenilir adresi vikipedi,o halde yukarıda sıraladıklarımı yalanlayan bir şeyler de aktarın ki biraz inandırıcı olsun.

    Özellikle ingilizlerin bu tür isyanların düzenlenmesi için organizasyon yaptığı yüklü paralar gönderdiği ve seyh,şıh türü insanları kullandığı gerçektir.Bu gerçekleri her taşın altında yabancımı arayacağız diyerek görmezden gelemeyiz herhalde.Ama boyle bir ortamda insanlık suçu işlenmemiş olduğunu düşünmekte saflık olur.Masum insanlarda vardır elbette hayatını kaybedenler arasında

    Öyle “şu gerçektir,bu gerçektir”demekle olmuyor.Kaynak göstereceksiniz.Delilleriniz olacak.Bakın,daha bir kaç gün önce Mustafa Kemal’in de İngiliz’lerle bazı temasları olduğuna dair belgeler yayımlandı.Çok da onaylamıyorum bu tür mukayeseleri.Ama öyle resmi tarihin şişirmesiyle insanlar hain olmuyor.

    Kaldı ki her ne olduysa tarihte kalmıştır.Geri getiremezsiniz yaşanları.Dolayısıyla da 1930’lara çakılıp kalmışsınız.Demokrasi diyoruz,insan hak ve özgürlükleri diyoruz,adalet diyoruz,hukuk devleti diyoruz; siz hemen “ya ingilizler ne olacak?”diyorsunuz.Soğuk savaş bitti,seferberlikte değiliz,birinci cihan harbinde değiliz…nedir bu bitmez tükenmez “dört yanımız düşmanla çevrili”paranoyası.Artık uyanın bu uykudan.Bakın,iki düşman ulus Alman ve Fransızlar neredeyse birleşti.Sovyet Rusya dağıldı,Almanyayı bölen duvar yıkıldı…Ama siz hâlâ o günlerin yıkıntılarında yaşayan bir zihniyet var.Hani neredeyse göcük altında kalan,tersanelerede ihmal sonucu hayatını kaybeden işçileri bile “dış güçlerin oyunu”na bağlanacak bir algı hakim olmuş.Tamam,dış tehditlere karşı uyanık olalım amenna da,her olan biteni dış mihraklara havale ederek taşların altına bakma evhamına da kapılmayalım diyorum.

    Dersim olayları hakkında ise şunu söylemek istiyorum. bu konuda samimi olduğunuza inanmıyorum. CHP li onur oymen o malum sözü soyleyene dek dersim kimsenin umurunda değildi.Kaldıki sivasta yakılarak öldürülen insanlar için Aziz Nesin tahrik etti o yuzden oldu.Hatta iyide oldu şeklinde düşündüğünüzü gayet iyi biliyorum.Bu gune kadar da sizin o meşhur yandaş basınınızdan sivasta olanları kınadığ dahi duymadım.

    Birincisi “siz” diye kimi kasdediyorsunuz anlamadım.Beni mi,görüşlerine katılmadığınız katılımcıları mı,site yöneticilerini mi,yoksa “yandaşı olduğunu”bir çırpıda keşfettiğiniz genel bir akımı mı,hangisi?

    Bence gına getiren samimiyet testlerinden önce bir kurtulun da içine düştüğünüz cehalet ve önyargı perişanlığını sorgulamakla başlayın işe.

    Dünyadan haberiniz yok galiba.Eminim Dersim hadisesine,namı değer ultra faşist Bay Öymenin döktüğü incilerle haberdar olmuşsunuz.Haliyle tüm insanların da sizin gibi cahil kaldığını sanıyorsunuz.Uyanın da balığa gidelim!Ya hu Dersim katliamı yeni yeni mi konuşuluyor.Hiç mi elinize bir tarih kitabı alıp okumadınız.Maraşta,Sivasta,Çorumda yaşanan katliamlar nereden beslendi sanıyorsunuz.Bu insanlar direnmiyorduydu da/hiç konuşulmuyordu da,bu imhacı,faşist,katliamcı zihniyet neden yakalarından hiç düşmez?Bunu düşündünüz mü?Düşünmezsiniz çünkü sizi asıl ilgilendiren şey yaşanan zulum ve katliamlar değil-çünkü bundan haberiniz bile yok- bunu sadece akp-chp karşıtlığına indirgiyorsunuz.Hesabınız da,kaygılarınız da bu ideolojik taraftarlık üzerine kurulu.

    Ve…işte meseleye bu çerçeceden baktığınız için insanları samimiyetsizlikle suçluyorsunuz.Oysa asıl samimiyetsiz olanlar siz ve sizin zihniyetinizdekilerdir.O denli kendinizi kaptırmışsınız ki Dersim ve Alevilerle ilgili onca bildiri,yürüyüş,etkinlik vb farketmeişsiniz bile.Hatırlatırım “yandaş medya”dediğiniz kesimler bile sizin gib solcu geçinenlerden çok daha bu işin peşine düşüp duyarlılık göstermişlerdir.Lakin ideolojik körlük adamı böyle saçmalattırır işte,ne diyeyim.

    Son olarak,yok şu medyayı okuyorsunuz,yok bilmem nerenin yandaşısınız roteriği artık çok bayatladı.İnsanlar hangi gazeteyi okuyacağını size mi danışacaktı?Kim ne okumak istiyorsa onu okur.Bari buna saygılı olmayı öğrenin.

    Sonuç olarak şaşırmak bazen iyi gelebilir.Yanlız hatırlatırım “körle yatan şaşı kalkar”.Siz siz olun bu “şaşı”lardan olmayın!

  55. Yazan:Kemallettin Tuncay Tarih: Tem 27, 2010 | Reply

    @sevim

    oje üstüne özgürlük dersi veren benim, iddianıza göre kürt kelimesi duyunca ifrit olan başka biri.

    Yani sizin anlayacağınız şeklilde anlatayım.

    olayısıyla biri çıkıp oje üzerine özgürlük dersi verip kürt kelimesinden ifrit görmüşe dönerse müsade edin bu çarpık anlayışa itiraz edilebilsin

    Böyle bir insan yok sevim hanım.Önce bi kimin ne yazdığını okuyun.

    eğer mal bulmuş mağribi gibi kendinizce bulduğunuz “açığın”üzerine atlamasaydınız sözlerimi neye karşılık söylediğimi anlayabilirdiniz.

    burada söz ettiğiniz insan da bu durumda sizden başkası değil.Kürt kelimesinden ifrit olan insanları eleştirmek için kendinizi bu denli kaybedebilmenizi anlayabiliyorum.

    ama benim kafam basmamış da olabilir bütun bunlara, bir daha tekrarlayın mümkünse sevim hanım.

  56. Yazan:sevim Tarih: Tem 27, 2010 | Reply

    @Kemalettin Tuncay,

    Oje fikri ilk sizden çıkmadı.Yukarıda bunun yeterince izahı var.İki yorumcunun tartışmasından böyle bir şey çıktı,ben eleştirince siz ortaya atıldınız.

    Bu arada,bu kadar detaya rağmen bir şey anlamadıysanız,bence boşverin gitsin.

  57. Yazan:sevim Tarih: Tem 27, 2010 | Reply

    Kemalettin bey,

    size hitaben yazdığım son kısa yorumda sanırım isimleri biraz karıştırmışım.İsminize yazmama karşın tugcu kaan rumuzlu katılımcı kalmıştı aklımda.iş yorgunluğu,yoğun tartışma temposu derken insanda kafa kalmıyor.her neyse,size bir açıklama borçluyum.biraz kendime geldiğime göre baştan alayım.

    1-alıntıladığınız bölümler tugcu kaan muhatap alınarak yazılmış.(neden size yazılmış gibi algıladınız bilmiyorum)
    2-evet,oje mucidi galiba sizdiniz.
    3-fakat bu görüşünüzü tutarlı bulmayarak katılmamakla birlikte,asıl tartışma tayfun korkut’un bu görüşünüze karşın durhat beyi hileli bir şekilde köşeye sıkıştırma çabasından kaynaklandı.
    4-ben bu taraflı ve tamamen duygusal bir tatmin amaçlanarak yazılmış yoruma eleştiri getirince bu kez sahneye tugcu kaan diye biri çıktı.
    5-tugcu kaan,açık söylemek gerekirse görüşlerine muhalif olduğum siz ve tayfun beyi aratınca ben de görüşlerine atfen yorum yazdım arkadaşımıza.
    6-siz(yukarıdaki)yorum size hitaben yazılmış gibi tepki verdiniz.
    7-oysa dolaylı olarak görüşleriniz de kısmen konuya dahil edilmekle beraber alıntıladığınız kısımların muhatabı siz değildiniz.
    8-iş dönüşü, bana hitaben yazdığınız yorumu görünce sizi tugcu kaan’la karıştırdım ve son noktayı koyarak tartışmanın uzatılmaması gerektiği yönünde kısa bir açıklama getirdim.
    9-nezaketsizlik yaptığımı düşünerek tekrar yorumları inceledim ve isimleri karıştırdığımın farkına vardım.

    kısacası iki günlük yorum trafiğinin kronolijisi budur.

    şimdi,
    lütfen tugcu kaan’ın bana yöneltiği eleştiriyi dikkate alarak değerlendirin yazdıklarımı.doğru/yanlış,katılır veya katılmazsınız ayrı.sıralamaya göre okursanız yazılanları anlamanız kolaylaşacaktır.

    tabii görüşlerinize gönderme yaptığımdan ötürü cevap hakkınıza saygı duyuyor ve serzenişinizi anlıyorum.ancak katılmadığım görüşlerinize karşın “kafanız basmıyor”belirlemesi şahsınıza yönelik değildi.

    ikincisi,tepkimi abartılı bulmuş olabilirsiniz.ancak oje üzerine özgürlük dersi veren ama kürt kelimesinden ifrit olanlar gerçekten var ve bu ben değilim.neden ben olayım ki?.hayali insanları suçladığım kanaatine mi vardınız?açın okuyun tayfun bey sizinle durhat bey arasında geçen tartışmalara dair neler yazmış.lütfen taraf olmadan inceleyin.siz bir diğer yorumunuzda oje’nin de özgürlük kapsamında olması gerektiğini söylediniz-ki evet bu da bir tercihtir ve pekala özgürlükler kapsamına girer- ancak bunu alkışlayan tayfun bey,durhat beyin kürt sorununa değinmesine her zamanki antipatiyle karşılık verdi.neden?aleviler ve kürtler özgürlükler kapsamına girmiyor mu?konu kürtlerden ve alevilerden açıldığında neden allerji yaratıyor sizce de tuhaf değil mi bu.yoksa kırmızı çizgilerle hep saklı mı kalmalı.kimseler dillendirmemeli mi?kaldıkı durhat bey kürt sorununa da değinmiş değildi.ama dediğim gibi bu arkadaşımız bu kelimeye allerji duyuyor.dolayısıyla tepkim bu bariz çifte standartlı anlayışaydı.oje üzerine özgürlük dersi verenler derken evet görüşünüze atıf vardı ancak eleştirinin merkezinde tayfun bey vardı.”mal görmüş mağri”belirlemesi ise bu diyalogları okumadan ortaya atılan tugcu kaan’aydı.

    son olarak şunu söyleyeyim,tartışma tartışmayı açıyor.bazen nerede biteceğinin sınırı olmuyor.fakat eğer kim ne söylemiş,söylenene karşılık nasıl bir fikir ortaya atılmış,bu biraz dikkatlice incelenirse bunca karışıklık olmazdı.

    şimdi kim ne dedi ne demedi bir kenara bırakıyorum ve sizin yorumunuza geçiyorum.
    bakın kemalettin bey, yorumlarımı okuduysanız benim hiçbir özgürlükle bir sorunum olmadığını,birini diğerinden ayırmadığımı anlamanız zor olmayacaktır.benim için başörtüsü mağduru,cinsel yöneliminden ötürü dışlanan eşcinsel,inacından ötürü ayrımcılığa uğrayan alevi,kimliğini özgürce ifade edemeyen kürt,horlanan ve aşağılanan roman birbirinden farklı değildir.hakkı çiğnenen insanları birbirinden ayırmıyorum.ojesinden,mini eteğinden ötürü mahalle baskısına uğrayan kadın da aynı anlamı ifade eder.hepsine bakışım eşitlik,özgürlük ve adelet temelindedir.ayrım gayrım koymam ve her bir özgürlük alanına farklı yaklaşmam.

    fakat tugcu kaan,tayfun korkut gibi kendine özgürlükçü,kendine demokrat insanların döktükleri incilere de sesiz kalamam ve kalmayacağım.adam beni(tugcu kaan)özgürlükten anlamayan diye ilan ediyor,özgürlük dersi veriyor aklı sıra ama konu başörtüsünden açılınca birden en fanatik jakoben olup çıkabiliyor(bkz.yorumcunun,sitede başörtüsüyle ilgili son pazartesi yazısı altına bırakılan yorumu).aynı şekilde tayfun korkut müstearıyla yazan katılımcı en radikal özgürlükçü olarak tanımlıyor kendisini.demokrasi,hak-huku,özgürlük,adalet gibi söylemler düşmüyor dilinden.ama nasıl bir özgürlük anlayışsa bu zat kürtlerden bahsedilince en koyu milliyetçiliğe geçiş yapmakta tereddüt etmiyor.yani ben hayali insanlardan bahsetmiyorum.bu insanların yorumlarını okuyorum.tutarsız,samimiyetten uzak görüşlerine tanık olunca da dilime hakim olamıyorum.

    şimdi anladınız mı neden kendimden geçtiğimi.ikiyüzlülük kanıma dokunuyor,sahtelik akan yorumlar da öyle.rüzgar gülü gibi fır fır dönenleri,bir sözü diğerine uymayanları,çarketmeyi meslek haline getirenleri,yalan,iftira ve çarpıtmayı kişiliklerine yedirenleri bünyem kaldırmıyor ne yalan söyleyeyim.

    kemalettin bey,elimden geldiğince meramımı anlatmaya çalıştım.anlaşılmak istedim ve dilim döndüğünce bazı görüşlerimi paylaştım sizinle.ne kadar yeterli oldu bilmiyorum.eğer yeterli gelmemişse lütfen “tekrarlamamı” istediğiniz şey nedir bilmek istiyorum.
    esen kalın.

  58. Yazan:ali duman Tarih: Tem 28, 2010 | Reply

    sn. sevim hanım,

    ikiyüzlülük mü?
    fır fır dönmeler mi?
    sahtelikler mi?
    çark etmeler mi?
    duruma ve günün anlam mahiyetine göre inceden inceye gerdan kırmalar mı?
    iftira, çarpıtma, yalan, dolan mı?

    diyorsunuz.

    ve kendinizi niye üzüyorsunuz.

    malum bu ve daha fazlasını kapsamıyor mu zaten

    kemalist kişilik bozukluğu ile muzdariplik.

    selamlar.

  59. Yazan:sevim Tarih: Tem 29, 2010 | Reply

    Sn.Ali Duman bey,

    haklısınız,bence de üzülmeye değmez.galiba bir yerden sonra tartışmayı bitirmek daha doğru.
    tavsiyenizi dikkate alacağım.
    sevgi ve selamlar.

  60. Yazan:ali duman Tarih: Tem 29, 2010 | Reply

    sn.sevim hanım,

    biz bu tavır ve tarzları tanıyoruz, bu öğretilmiş ucubeliği, pespayeliği tanıyoruz, 12 eylül ilk önce ülkeyi askeri kışla ve koca bir açıkhava cezaevine çevirmişti, daha sonra yıllarca pombaladığı hastalıklı ideoloji sonucu “yalnız ve güzel” ülkemiz bu kez de açıkhava tımarhanesine dönüştürüldü, bu tımarhanenin delilerini ulu orta heryerde hergün yeterince görüyoruz, birgün ak dediklerine başka birgün kara diyorlar, darbecileri alkışlıyorlar, ergenekon sanıklarını alkışlıyorlar, pkk ile derin dehlizlerde iş tutup, birlikte hükümeti alaşağı etmeye çalışıyorlar, meşrep diyeceğiz geçeceğiz, 12 eylül tımarhanesinin kaçkınları diyeceğiz geçeceğiz, kemalist kişilik bozukluğu diyeceğiz geçeceğiz -aksine hareket etmek boşuna zaman ve enerji kaybıdır- tarihin hakikatı karşısında yenilmekte olduklarını keyifle izleyeceğiz, ne yazık ki yapabileceğimiz fazlaca birşey yok. (bunu fazlasıyla hakettiler)

    cemil meriç, “ideolojiler topluma giydirilmiş deli gömleğidir” derken tamda bu duruma işaret etmiş olmalı, biz bu deli gömleğini giymeyeceğiz, giyenlerin ise halini görüyoruz. demokratik devlet yerine ideolojik devleti sonsuza kadar yaşatmak istiyorlar, tarihin suyunu tersine akıtmaya çalışıyorlar, zira bu durum hastalıklı bir durumun en bariz göstergesidir.

    selam ve sevgilerimle.

  61. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Tem 31, 2010 | Reply

    @ Sevim,

    Kurtlere hak istemekle ayricalik istemek arasindaki ince cizgiyi farkedebiliyoruz artik. Dortyol’luyum. Turk’um ancak, bir miktar Arapligim da var. Oradaki Kurtlere karsi buyuyen tepki, Kurt olduklari icin degil, Nur Daglari’ndan inip, yaylalardaki evleri basip, zorla erzak aldiklari icin… Meydanina BMW M5’lerle gelip, spin atip trafigi kesmekese cevirip, sonra biri cikip, “neden trafigi tehlikeye atiyorsunuz?” diye sordugunda “sana ne lan ……… biz Diyarbakirliyiz, adami soyle yapariz, boyle yapariz” dedikleri icin… Diyarbakir karpuzundan tamamen kendileri nemalanip, Dortyol’lularin da portakaldan kazanacaklari rizki, “halcilik, komisyonculuk” adi altinda buralara gelip, cetelesip, tekellesip, tehditlerle portakali zorla oldum fiyatina alip, istedikleri fiyata sattiklari icin… Akrabalarim, esim, dostum bunlarin yuzunden portakaldan yillarca kar edemedikleri icin… Derin devletle isbirligi yapip, Dortyol’daki ciftcileri somurdukleri icin… Okullarda cetelesip Kurt olmayanlari tehdit ettikleri, dovdukleri, bicakladiklari, oldurdukleri icin. Cikma teklifini reddeden kiza tecavuz ettikleri, kizini korumak isteyen babayi, abiyi dovdukleri icin… Inanmiyorsaniz isim isim verip, olaylarin gectikleri okullari, yaylalari sayabilirim size… Oradaki Kurtlerin davranislarindan sadece Turkler degil, Araplar da cok sikayet ediyorlar. Merak ediyorsaniz, bir ziyaret edin Hatay’i, gorun manzarayi… Konusun halkla bakalim ne diyorlar? Olaylari “MHP irkciligi” deyip gecistiremezsiniz. MHP bu durumdan istifade etmistir diyebiliriz olsa olsa. Ayni sekilde, Almanya vb. Avrupa ulkelerinde Turklerle o ulkelerin halklari arasinda yasanan meselelerde de kesinlikle Almanlari ve Avrupa’lilari hakli goruyorum. Kimsenin Kurt olmasina karsi degilim, istilaciliga karsiyim.

    @ Durhat,

    Yorumumu tamamen okusaydiniz ve arkasindan Kemalettin Bey’in cevabini gozden gecirseydiniz, Kemalettin Bey’le ayni kefeye koymazdiniz beni. Uslubunuz hala bozuk. Size uslubunuza yakisir bir cevap verdim. Dediginiz gibi hic lafi gevelemeden sizin uslubunuzla yazdim size. Kemalettin Bey’e hitabim ise daha farkli oldu. Laf ebeligi falan da yok. Saldirgan bir uslupla hicbir yere varilamaz.

    @ Kemalettin,

    Kemalettin Bey, ne kadar ozgur oldugunuz konusunda hicbir fikre sahip degilim. Ancak, en ozgur oldugunu iddia eden insanlar dahi gelecek 40 yilini devam ettirebilecegi bir gelir duzeyine sahip olmadan ozgurlesemezler. Bu durumda da, patronunuzun, amirinizin -ya da diyelim ki is kendinizin- musterilerin boyunduruguna girmeden ne kadar para kazanip da, size ozgurlugunuzu saglayabilecek seviyede bir ekonomik duruma gelebilirsiniz ki? Tabi ki de, Hz. Muhammed’e karsi duyulan sevgiyi abartan insanlar var. Hz. Muhammed’e karsi sorumlu degiliz zaten. Allah’a karsi sorumluyuz. Allah da insan, doga ve zaman ustu, “kisilik” kavramiyla aciklanamayacak kadar karmasik bir kavram… Yani, Allah’a kulluk birey ozgurlugunu kisitlayan birsey degil, tam tersine bireyi ozgurlestiren bir sey (ya Durhat Bey, demek ki, uslubumuzu bozmadan da, alakasiz yere Turk ya da Kurt irkciligini meseleye sokmadan da, meramimizi anlatabiliyormusuz.)

  62. Yazan:sevim Tarih: Tem 31, 2010 | Reply

    tayfun bey hayrola dolunay mı çıktı,birden kurt adama dönüşmüsünüz de:))

    neyse hele mutasyondan bir kurtulun da sonra konuşalım,çünkü bu halinizle inanın tehlike saçıyorsunuz.

  63. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Tem 31, 2010 | Reply

    Ben türk ulusu yok olmanın eşinden dönmüştür diyorum çünkü bizatihi kemal atatürk osmanlının emrinde olduğu son görevinde karadenizde ayaklanan ve türk köylerini basan pontus-rum ları değil direnen türk leri bastırmakla görevlendirilmiştir

    Bu ve benzeri gercekleri dile getirip, Ataturk’un sadece Kurtleri ezdigine inanip, bu inancin kendilerine verdigi hirsla, Kurtlere ayricaliklar talep edenlerin gozune sokulmali artik bu gercekler. CHP, memleketim Dortyol’da da kiyim yapti. Akrabam olduruldu zamaninda. Ataturk, Dortyol’dan sorumlu CHP’li vali, kaymakam, amir -her nasil adlandiriliyorsa o donem- kendisine verilen yetkileri asiri bir sekilde kullanip, halkin canina, malina, namusuna kastetti. Haydutluk yapti. Halk, biraz isyan edince de “seriatci bunlar” diye isyani bastirmak icin kendilerine bir mesruiyet kazandirdilar. Ataturk de Dortyol’a gelip, burada turlu eziyetler yapti Dortyol’lulara. O zaman Kemalistlerden cektik, simdi de PKK’lilardan. Yeter artik! Dusun yakamizdan! Hepiniz, Turk irkcisi, Kurt irkcisi, ayni boksunuz, ayni picsiniz! (Kusura bakmayin, bu meseleler, Dortyol meselesi sinirlerimi tepeme cikariyor) Delikanlilik, silah zoruyla, gaspla iktidar sahibi olmak degil, calisarak, didinerek bir yerlere gelmektir.

    Erkan Bey’in yukaridaki yorumunu okudum. Coguna katiliyorum yazdiklarinin. AKP ile ilgili elestirileri de darbeci, CHP, MHP, ya da BDP agziyla yapilmadigi icin ciddiye alinmaya deger. Hic kimse hatasiz degildir sonucta. AKP de bugun hatalarina ragmen, hala diger partilere gore cok daha demokrat, ozgurlukcu ve genis tabanlidir.

  64. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Tem 31, 2010 | Reply

    @ Sevim,

    20 milyon insanın hakları özgürlük kapsamında değerlendirildiğinde tüyleriniz diken diken oluyor.

    Sevim Hanim, bu cumleniz bana, zamaninda Ali Sen’in sarfettigi “Turkiye’de 25 milyon Fenerbahce’li var” cumlesini hatirlatti. O zamanlar Turkiye’nin nufusu 60 milyon civarindaydi. 🙂

  65. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Tem 31, 2010 | Reply

    Dortyol’daki MHP Cetelesmesi

    Yukarida Dortyol’da PKK/BDP zihniyetinin yaptigi namussuzluklara deginip de, MHP zihniyetinin burada yaptiklarina deginmemek izansizlik olur. Su son 4 polisin oldurulmesinden olaydan ortaya cikan bazi gercekler, halci/komisyoncu mafyasi ulkuculeri, AKP’li belediye gelene kadar yillarca su, elektrik parasi odemeyen “vatanperver, Turk milliyetcisi”, oyunu satan Dortyollulari da hatirlatti bana. Her nasil oluyorsa, bu Turk irkcilari ile Kurt irkcilari hic birbirlerine zarar vermiyorlar. It iti isirmazmis…

  66. Yazan:Kemallettin Tuncay Tarih: Tem 31, 2010 | Reply

    Allah’a karsi sorumluyuz. Allah da insan, doga ve zaman ustu, “kisilik” kavramiyla aciklanamayacak kadar karmasik bir kavram… Yani, Allah’a kulluk birey ozgurlugunu kisitlayan birsey degil, tam tersine bireyi ozgurlestiren bir sey

    buraya kadar katılıyorum.Ancak,tanrı inancının bireyi nasıl özgürleştirdiğini anlayamıyorum.

    Kendiniz, allaha karşı sorumlu olduğunuzu söylüyorsunuz ki burada tartışılacak bir şey yok.

    Seçimlerimizin doğruluğunu veya yanlışlığnı bizim dışımızdaki bir varlığın elinde görüyor isek, nasıl oluyor da özgürleşebiliyoruz anlayamıyorum.

    Yukarıda yazdığınıza inanç sahibi biri ile tartışırken çok sık karşılaşıyorum, fakat henüz içinin doldurulduğunu görmedim.

    mesela ben ,aileme karşı sorumluluğum azaldıkça özgürleştiğimi hissediyorum.sizin için de geçerli mi bu? eğer geçerli ise tanrıya karşı sorumluluğunuz arttıkça nasıl özgürleşiyorsunuz? seçimlerinizi yargılayacak bir varlık nasıl özgürleştiyor sizi?

  67. Yazan:durhat Tarih: Ağu 1, 2010 | Reply

    sevim hanım,beni dinleyecek olursanız hiç bulaşmayın derim.dilinden b..ku eksik etmeyen,insanlara piç diyen bir edepsizle neyi tartışacaksınız?bir de pişkince sırıtarak adap-üsul dersi vermeye kalkmaz mı?
    boşverin gitsin,kendi tükürüğünde boğuluyor zaten.acıyorum bu zavallıya inanın.ama yapacak bir şey yok.kendi haline bırakılırsa belki söylediklerinden biraz utanır da bu hezeyanlarına son verir.

  68. Yazan:tayfun_korkut Tarih: Ağu 1, 2010 | Reply

    @ Durhat,

    Siz degil miydiniz lafi gevelemeden, uslupsuzca ama icinden geldigi gibi konusmayi yegleyen? Neden sikayet ediyorsunuz dilimden?

    @ Sevim,

    Kendinizden emin bir sekilde 20 milyon Kurt oldugunu soylediniz. Sizi hakikaten takdir ediyorum. Ciddi bir istatistik ve antropoloji birikimine sahip olmaniz lazim. Bir bakista, kafatasindan Kurt’u ayirdedebiliyorsunuz galiba. Ancak, merak ettim, acaba bu sayiyi nasil hesapladiniz? Cunku, bir miktar istatistik bilgim var. Ancak, bir irktan insanlari saymanin metodolojisi zor olsa gerek? Mesela, annesi Kurt, babasi Turk olan birini yarim Kurt mu saydiniz? Ya da dedesinin dedesi Kurt olan biri, 1/8 Kurt mu oluyor? Herkesin teker teker soyagaclarini falan da incelediniz mi? Hakikaten zor bir hesaplama yapmissiniz. Yillardir uzerinde calisiyor olmaniz gerek.

    Ali Sen “25 milyon FB’li var” dedikten birkac yil sonra da Aziz Yildirim “bir gun herkes Fenerbahceli olacak” demisti. Acaba siz de “bir gun herkes Kurt olacak” diye mi dusunuyorsunuz? Internette var boyle yorumlar yazanlar, Turkiye haritasi boyunca Kurdistan bayragi resmi altina “birgun burasi Kurdistan olacak” diyenler vardi. “Belinize kuvvet, Turklerden daha hizli cocuk yapin, nufusumuz artsin, onlari gecsin” diye yorumlar yapanlar vardi. Benim gozumde bu zihniyetin “Dunya Turk olsun” diyen hastalikli zihniyetten hicbir farki yok. Belki 20 milyondan fazla, belki daha az Kurt var. Kim bilebilir ki? Ne onemi var? 1 tane bile uzayli yasasa bu ulkede, onun da diger vatandaslarla ayni haklara sahip olmasi saglanmali. “Dunyada kac tane Turk var?” Acikcasi hic merak etmedim, aklima dahi gelmedi bugune kadar.

    Bir de merak ediyorum, bir takim sosyal taleplerde bulunabilmek icin illa 20 milyon talep yeter sayisina ulasmak, toplumdan farklilasmak mi gerekiyor? Benim de basta OSS sinavi denen sacmaligin kaldirilmasi olmak uzere, zorunlu askerlik vb. bir suru seyden sikayet ediyorum. Ancak, sesimi duyuramiyorum, farkli bir irktan mi olmamiz gerekiyor bu taleplerimizi duyurmak, gundeme yerlestirmek icin illa? Daha mi egzotik oluyor “farkli” biri soyleyince?

    @ Kemalettin,

    Dilim dondugunce anlatmaya calistim. Bazen, ifade etmek zor olabiliyor. Aileme karsi sorumlulugum azaldiginda ben de kendimi daha ozgur hissediyorum. Ancak, Allah kisilik kavramiyla aciklanamayacak bir varlik. Biz de onun bir parcasiyiz. Uzerinde yasadigimiz gezegen, uzay… O’na karsi sorumlulugumu yerine getirmedigimde dunyanin dengesini, ahengini bozdugumu hissediyorum. Hayvanlar, bitkiler alemi, dunya, kainat hep bir denge icerisinde. Oyle hassas bir denge ki, kendiliginden, tesadufen bu sekilde dengeye gelmis olmasi mumkun degil. Arkasinda bu dengeyi saglayan ve koruyan cok buyuk bir gucun varligi asikar. Allah’in emirleri ve yasaklari da bu dengeyi korumayi amacliyor. Bu soyleyeceklerimi defalarca duymus olabilirsniz ama, ornegin, zinanin yasak olmasi, aile duzenini koruyor, insan neslinin saglikli bir sekilde devamini sagliyor. Musluman ulkelerde AIDS vakalarinin az olmasi; annesi, babasi belirsiz cocuklarin sayisinin az olmasi; -ideal bir musluman ulkede- alkol ve sigaradan kaynaklanan asayis, saglik vb. problemlerin az olmasi ilk bakista insanlarin ozgurluklerini kisitlayici gibi gozukse de, uzun vadede dusunuldugunde, alkole, sigaraya, zinaya vs. muptela, kole olup, zamanla hayatini bunlarin yonetmesine izin vermektense, Allah’in emirlerine uyup, bu emirler ve yasaklar cercevesinde daha da ozgur olunamaz mi? Fransa’da devlet hastanelerinde fazla masrafli ve zahmetli olduklari icin bir suru yaslinin serumlari, fisleri cekildi, olduruldu, buyuk skandal olmustu ulkede. Bu yaslilar neden sahipsiz? Kayitsiz sartsiz birey ozgurlugunun agir bir bedeli var:

    Yalnizlik

    Insan, eninde sonunda birine/birilerine muhtac oluyor. Ama sonuc olarak, butun mesele insanin nefsiyle hesaplasmasi. Gunahlar tatli. Insanin yakasini birakmiyor. Ben, alkolu birakali daha birkac ay oldu. “Alkol icme ozgurlugu”mu aramiyorum artik. Cunku, alkol bana aradigim ozgurlugu vermedi. Bir kismini da aldi goturdu. Isimden, kiz arkadasimdan etti beni. Yapayalniz birakti. Oyle her gun icen alkolik manyak bir adam da degildim. Hafta sonlari sadece… Ama, o bile hayatimi mahvetmeye yetti. Artik, “tamamen ozgur”dum. Param yoktu, isim yoktu, ev kirasini veremedim. Evden de ozgurdum artik. Butun sokaklar benimdi. Yemege de bagli degildim artik. Ama, ne yazik ki alkol alacak para da kalmayinca o “Tyler Durden” ruyasindan uyandim, ayildim bir baktim ki, yine babamin evindeyim, ufacik odamda, babamin buyruklari altindayim. Allah’in emirlerini takip etmek, O’na karsi sorumluluk duygusu hissetmek emin olun hic de zor ve agir degil. Aksine, uzerimden cok buyuk yuklerin kalktigini tecrube ettim. Anlatilmasi zordur. Yasanmadan idrak edilemiyor bazi seyler. Hala, tam olarak ders alabildigimi dusunmuyorum. Bazen, o eski hayatima ozlem duydugum da oluyor. Insan nefsi inanin, bir an bos durmuyor, surekli istiyor. Kolay degil, ozellikle bu devirde ona sahip olmak.

  69. Yazan:fatih Tarih: Mar 6, 2011 | Reply

    Vah vah Allah akil fikir versin, kalem denilen sey den haberi yok galiba….

  70. Yazan:Ali Tarih: Tem 11, 2011 | Reply

    Vatana,Allaha,peygamberlere Büyük Türk ve islam büyüklerine Ve Atatürk e Canım feda….

  71. Yazan:Mustafa Akbaş Tarih: Tem 12, 2011 | Reply

    Islam’da git canini feda et deye herhangi bir emir yoktur. Allah verdigi canin neden fedasini istesinki.

  1. 1 Trackback(s)

  2. Eki 2, 2010: Son 90 günde en çok okunanlar : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin