RSS Feed for This Post

Kemalizmin tersi olsaydı?

İlker Demir

YIL 2030 … Haber1:

Sayın seyirciler, şuanda elimize ulaşan bir son dakika haberini aktarıyorum:

İstanbul Üniversitesi’nde, derse başı açık girmek isteyen öğrencilere polis müdahale etti. Öğrencileri biber gazı ve coplarla dışarı atan güvenlik güçlerine ilk tepki ana mühalefet partisi lideri Deniz Baykal’dan geldi. Baykal yaptığı açıklamada, devletin herkese eşit haklar tanıması gerektiğini ve başı açık öğrencilerin de üniversiteye girme hakkı olduğunu söyledi. 

Haber2:

Ramazan Bayramı sebebiyle Çankaya Köşkü’nde verilen resepsiyona bakanlar ve kuvvet komutanlarının yanısıra yazarlar ve akademisyenler de katıldı. Ancak bazı  milletvekillerine eşsiz davetiye gönderilmesi dikkat çekti. Eşlerinin başı açık olduğu için bu duruma maruz kaldıklarını belirten vekiller resepsiyona katılmadı. 

Haber3:

Şimdi ekrana getireceğimiz görüntüler İstanbul’dan. Yaklaşık 50 öğrenci, öğretmenleriyle birlikte okulda ders başında. Üstelik Cuma vakti. Ders bitiminde görüntülenmekten rahatsız olan bazı öğretmenlerin tavrıysa hayli sert. İşte O görüntüler… 

Haber4:

Şehirlerarası sefer yapan firmalara bağlı bazı otobüslerin, yolculuk sırasında namaz molası vermedikleri öğrenildi.Tartışmalı uygulamalardan biri, 6 Ekim Pazar akşamı Konya’dan İstanbul’a gelmek üzere XX Turizm’e ait bir otobüsü kullanan yolcunun şikayeti üzerine ortaya çıktı.Yolcu, yaptığı açıklamada, 34 XX 123 plakalı aracın saat 19:00’da hareket ettiğini, biri yolcu almak üzere iki kez mola verildikten sonra birdaha mola vermediğini anlattı.

YIL 2009…

Yükseköğretim Genel Kurulunun yükseköğretime girişte katsayı puanı uygulamasının kaldırılmasına ilişkin 21.07.2009 gün ve 1266 sayılı kararının; genel liselerde öğrenim gören öğrenciler açısından haksız rekabet yarattığı, objektif davranılmayarak bir grubun kayırıldığı, kazanılmış hakların ihlal edildiği, genel liseyi tercih etmiş olanlar için üniversite eğitiminin hedeflendiği, meslek liselerinde okuyanlar için ise meslek sahibi olmanın tercih edilmiş olduğu öne sürülerek, iptali ve yürütmenin durdurulması…”

Danıştay, meslek liselerinde okuyan öğrencilere, ‘fakülte’ yolunu açan kararı durdurdu. Gerekçe ise “objektif davranılmayarak bir grubun kayırıldığı, kazanılmış hakların ihlal edildiği, genel liseyi tercih etmiş olanlar için üniversite eğitiminin hedeflendiği, meslek liselerinde okuyanlar için ise meslek sahibi olmanın tercih edilmiş olduğu öne sürülerek”. vs. vs.

Lise hayatı boyunca bilgisayar eğitimi alan bir öğrenci mi Bilgisayar Mühendisi olmaya daha yatkındır yoksa genel lise eğitimi almış bir öğrenci mi?

Lisede Makina bölümü okuyan, sistemle içli-dışlı olan bir öğrenci mi Makina Mühendisi olmaya daha elverişlidir yoksa genel lise eğitimi almış bir öğrenci mi?

İktisat fakültesinde 1.sınıf öğrencilerinin en çok zorlandığı ders olan muhasebeyi, meslek lisesi öğrencileri rahatlıkla yapabiliyor. Ama onlar “meslek sahibi olmayı” tercih ettikleri için en iyi yapabildikleri bölümlere girmeye “hakları yok”. Yani Danıştay’a göre becerebildikleri işi yapmaları “objektif davranılmayarak bir grubun kayırıldığı” anlamına geliyor. Ilginç bir yerde yaşıyoruz vesselam…

Diyelim ki hakimlerimiz haklı ve “objektif davranılmayarak bir grubun kayırılması”na dayanamıyor, gece uykuları kaçıyor ve bayramdan birgün önce herkesin hakkını iade edip öğrencilere güzel bir “bayram hediyesi” veriyor.Peki aynı hassasiyeti başörtüsü meselesinde neden gösteremediler? “objektif davranılmayarak bir grubun kayırılması” ozamanlar icat olmuş bir kavram değil miydi?

Mesleki eğitim alan öğrencilerin üniversiteye girememesi pek mantıklı gelmiyor. Gerçi hepimiz biliyoruz kimin önünün kesilmek istendiğini. İmam Hatip liselelerinde okuyan öğrenciler hakim, savcı, doktor, vali, diplomat vs. olmamalı. Bunlar büyük adam olurlarsa mazallah toplum iyice gerici olur. Aman şeriat meriat(!) isterler sonra…

Hiç işimiz yokmuş gibi oturup korku senaryoları üretmeye bayılıyoruz. 2030 başlığıyla yazdığım habercikler de ortalama bir “çağdaş”(!)ın kafasına yıllardır yerleştirilmeye çalışılan senaryolar. Biliyorum saçma ama inanabilirsiniz. Gerçekten bunun olabileceğine ve şimdi zulüm görenlerin ilerde onlar kadar zalim olabileceğine inanıyorlar…

Trackback URL

  1. 5 Yorum

  2. Yazan:MY Tarih: Kas 28, 2009 | Reply

    Sevgili Warez,

    Kendini tanitmak istersen yorum olarak koyabilirsin. Yazar okulu’na katilma nezaketini ve cesaretini gösteren dostlarimizi bir nebze olsun yorumcularla tanistirmak isteriz. Özellikle yaptigin tahsili, yasini, sehrini, sevdigini kitaplari, yazarlari koyabilirsin.

    Öncelikle matrak bir yazi, egitim hayati ve gelecek düsleri Danistay’in çamurlu postallari altinda ezilen zavalli çocuklari bir nebze olsun gülümsetebilirsek ne ala. Bu kadar haksizligin ortasinda insanligimizi muhafaza etmek için mizah tek “silah”.

    Benzeri bir yazi “Kürdiye Kâbusu” için yazilabilir ve Türk milliyetçilerine Türkçenin kendi vatanlarinda yasaklanmasinin ne demek oldugu daha iyi anlatilabilir.

    aslinda bu tür kurgular çok yapiliyor, mizah zor bir is, eger maya tutmazsa ortalama bir yazi degil BERBAT bir sey olarak hatirlaniyor. Tabi neyin komik oldugu göreceli. Bence kalemin kuvvetli. Mizahî olmakla beraber fikirlerin akisi güzel bir biçimde örgülenmis. Yazinin kisaligi ile orantili bir biçimde “yeterli” derinlige inilmis.

    Elestiri ve iyilestirme önerilerine gelince… Yobaz laiklerin imam hatip korkusu ve basörtüsü alerjisi çok islenen bir konu. Bu konuda yeni ve kaliteli bir biçimde konusmak çok zor. Eee? susmak mi lazim? Elbette hayir.

    Zaten susmamak gerektigini DANISTAY’in son saçmaligi bir kez daha hatirlatti herkese.

    Ama kendimi de dahil ederek söylüyorum, Yobaz Laikligi ve genel olarak fasizmi geriletecek neler yapmali? Bir fikir isçisi olarak ne yazmali? nasil yazmali ki bu insanlarin vicdanlari uyansin ve onlari uyutmasin?

    Yazinda “surasi olmamis degisik yapsaydin” diyecek bir yer yok. yani objektif olarak yok. Gördüklerim zevk meselesi ki yazarsam seni yanlis yönlendirmek olur bu.

    Kaleminin kuvvetini kitap elestirilerinde ve arastirma eksenli yazilarda da görmek isterim.

    Buradaki linklerde 3 yazi var, DD’de görmek istediklerimizi anlattik. Bir kismini okudun biliyorum. Bir daha ki sefere 4-5 sayfa uzunlugunda bir çalisma bekliyorum senden.

    Sevgiler, iyi bayramlar

    Okumadan yazmak, dolmadan boşalmak…

    Siz de yazın

    Ayy bu yazınız çok uzun, hiç vaktim yok!

  3. Yazan:beytullah emrah Tarih: Kas 28, 2009 | Reply

    bir ara kontra medya diye bir site deneyimim olmuştu. benzeri teknikle gündemden bir haberi tersine çeviriyordum. o zamandan kalma bir kaç örneği ben de paylaşayım.

    Dairelerin kapısına “Allah” yazıldığı yönündeki bir habere ilişkin:

    Dairelerin kapısına ‘Laiklik’ yazdılar

    İstanbul’un Bahçelievler ilçesinde kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce apartmandaki daire kapılarının üst kısmına Öz Türkçe “Laiklik” yazıldı.

    Olay Bahçelievler’in Soğanlı Mahallesi Sefakent Siteleri’nde yaşandı. 20 daireli 1. Blok’ta oturan vatandaşlar önceki sabah uyandıklarında dairelerinin kapısının üst kısmına Öz Türkçe olarak “Laiklik” yazısının yazıldığını fark ettiler.

    Yazıların gece yazıldığını anlatan apartman sakinleri, yazıların ne amaçla veya kimler tarafından yazıldığını bilmediklerini söyledi. Apartmanda 20 daire bulunduğunu anlatan vatandaşlar, söz konusu yazının tüm dairelerin kapısının üst tarafına yazıldığını söyledi.”

    “Denktaş: Laiklik Kur’an’da yok”

    Laikliğin tehlike olduğunu savunan Rauf Denktaş, “Laiklik saf insanlara anlatıldığı için inanıyorlar. Kur’an-ı Kerim’de böyle bir şey yok” dedi.

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Kocaeli Yüksek Öğrenim Derneği tarafından düzenlenen ‘Ulusal ve Uluslararası Boyutta Kıbrıs Gerçeği’ konulu konferansa katıldı. Denktaş, konferansta Kıbrıs gerçeğinden daha çok laiklik üzerinde durdu. Laiklik yasağını savunan Denktaş, yasağın kaldırılmasının tehlikeli olduğunu söyledi. Denktaş, görüşlerini şöyle ifade etti: “Bu olay Anadolu’da saf insanlara kimler tarafından anlatılıyor. Efendim laiklik Allah’ın emridir anlatılıyor. İnsanlar da inanıyor. Kur’an-ı Kerim’de böyle bir şey yok.”

    Başörtüsü yasağına ilişkin:

    “ÖSS’de türbana devam”

    YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın başkanlığında önceki gün yapılan YÖK Genel Kurul toplantısında ÖSS Kılavuzu’ndaki “başı örtülü” ibaresinin değiştirilmesinin gündeme geldiği, ancak muhalif üyelerin buna karşı çıktığı öğrenildi. Toplantıda, ÖSS kılavuzundaki, öğrencilerin sınava türbansız girmelerini yasaklayan ve ÖSS’ye başvurularını başörtülü fotoğraflarla yapmalarını düzenleyen “başı örtülü” ifadesinde değişikliğe gidilmemesi benimsendi. Ancak hükümete yakın olduğu kaydedilen üyeler, anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesinden sonra değişiklik yapılabileceğini savundu.”

  4. Yazan:ilker Demir Tarih: Kas 29, 2009 | Reply

    iktisat fakültesi öğrencisiyim. bunun doğal sonucu olarak siyaset merakı oluyor haliyle.
    yazının biraz kısa olduğunun farkındayım, sonrakilerin daha uzun olacağını umuyorum.
    bu arada kendimi ahmet altan takipçisi / fanatiği olarak tanımlarsam pek yanlış olmaz sanırım =)

    saygılarımla…

  5. Yazan:isa kalafat Tarih: Kas 30, 2009 | Reply

    çok güzel bir yazı .okudum ve etkilenmemek mümkün degil empatinin yazıya dökülmüş hali.Keşke bu makaleyi büyük kitlelere ulaştırabilsek helede kendini bişey sanan sahte prof.ve dekanlara,dünyaya at gözlüğüyle bakan siyasetçilere belki empati yapmayı hatırlarlarda yaptıkları haksızlıgı fark ederler .yazar arkadaşa ve sitede emegi olan herkese teşşekkür ALLAH razı olsun.

  6. Yazan:ezber bozan Tarih: Ara 1, 2009 | Reply

    Hocam bilmiyorum haberi taa sizlere kadar geldi mi ama kemalistler yeni parti kuruyorlarmis. Adi da ERGENEKON PARTISI. ( Hos kurulmuslari da var ya bol bol neyse )Saka degil ha harbiden kuruluyor bu parti. Ben de hiic elime usemedim bu arkadaslar icin yeni bir amblem ve slogan calsimasi yaptim, ahanda buyrun…

    http://img412.imageshack.us/img412/8043/ergenekonpartisi.png

    http://i47.tinypic.com/30s8zsj.jpg

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin