RSS Feed for This Post

Müslümanın afyonu: Yahudi nefreti – Bölüm V

Çanakkale bir zafer miydi?

Tarihin yumruğunu suratına yiyen toplumlar yerden bir daha kalkamıyorlar kolay kolay. Çünkü bir boksörün yerden kalkması için önce yere yıkıldığını fark etmesi gerekiyor. Ayakta dimdik duruyormuş gibi yumruklarını sallamaya çalışan zavallı adam aslında sırtının üzerinde debeleniyor çaresizce…

 Ama o son yumruk öyle sert, öyle amansız ve öylesine beklenmedik bir şekilde suratına patlamış ki yerdekinin hafızasına kaydedil(e)memiş çarpışma anı. O sadece kendi attığı yumrukları hatırlıyor.

 “Çanakkale Geçilmez” diyor ama Çanakkale’den geçip İstanbul’u işgal eden donanmayı hatırlamıyor. Düşmanlarının fetihlerini hafızasına kaydetmemiş. Balkanları, Kuzey Afrika’yı, Osmanlı’yı yıkan Filistin cephesini bilmiyor. Millî güvenlik algısı sloganlardan ibaret:

  •  Savaş alanlarında kazandıklarımızı masa başında kaybettik,
  • Yenilmedik ama yenik sayıldık,
  • Araplar bizi sırtımızdan vurdular,
  • Sırpların oyununa geldik,
  • Ermeniler ihanet ettiler bize,
  • Türkiye Türklerindir,
  • Her yer Filistin, Hepimiz Filistinliyiz,
  • Ya ölürüz ya da Kıbrıs bizim olur!

 Bugün hâlâ dünyanın en zengin petrol yatakları olan bölgeler muzafferin denetimine geçmiş. Cihad zannettiği intihar saldırıları bir muharebe değil, harp? Hiç değil. Çoktan polisiye birer vaka olmuş kendi çocuklarına bomba bağlayıp patlatanlar. Kanlı fotoğraflar neoconların, siyonistlerin propaganda sofrasında birer meze. Ama bizim boksör anlamıyor bunu. Neden?

  “Harp”, “muharebe”, “cephe” kelimelerini silmiş sözlükten, yerine “savaş” koymuş. Dil devirilmiş, insanlar altında kalmış. Milyonlarca kilometre kare toprak kaybetmiş ama askerin başarılı sayılabileceği tek cephe olan Anadolu’yu harbin kendisi zannediyor hatta kutluyor törenlerde. Mehter ve bando eşliğinde “namağlup” ordusu geçerken. İthal ve modası geçtiği için hibe edilmiş Amerikan tanklarından selam çakıyor askerleri. O tanklar ki on yılda bir kendi ülkesini işgal etmeye alışmış bir ekibin alinde oyuncak olmuş, kâh millet meclisinin kâh radyo binasının kapısına dayanmış.

 Şimdi Gazze bombaların altında inim inim inlerken o hâlâ Birleşmiş Milletler’den, dünya kamuoyundan merhamet dileniyor. İsrail’in ordusunu kınıyor! O “Yahudi ordusu” ki koruması gereken İsrail’i milliyetçi-militarist söylemlerle esir almış. Ergenekon’un siyonist versiyonunu kınıyor bizimki. Şaka gibi! 

  • – Şeytan’ı kınıyorum!
  • – Neden?
  • – Kötülük yapıyor da ondan!
  • – Yahu o görevini yapıyor. İşini aksatan sensin. Uyan artık.

 Bizim boksör suratına o amansız yumruğu patlatan uygar(!) güç karşısında kâh korkan, kâh ona hayran, kâh ondan merhamet dilenen, adeta kulluk mertebesinde!

Trackback URL

  1. 10 Yorum

  2. Yazan:eg Tarih: Şub 23, 2009 | Reply

    bu konuyla ne derece ilgisi var bilemiyorum ama bir haberi vermek isterim:
    hani bizim bir takım tatlı su solcularının “anti-semitizme hayır bildirisi” ile – israil eleştirilerini susturmayı – amaçlayan bir bildiriyi gündeme sokmalarına vesile olan eskişehirdeki ” yahudiler, ermeniler giremez, köpekler girebilir” pankartını açan niyazi çapa, ergenekon’dan tutuklu metal iş sendikası başkanı mustafa özbek’in yakın adamıymış!

  3. Yazan:Hasan Tarih: Şub 23, 2009 | Reply

    Çanakkale savaşı’nda verdiğimiz şehit sayısı da epey tartışıldı. Zaten milliyetçiliğin en çok beslendiği kavramlardan biridir. Dinsel milliyetçilik cepheye Hz. Muhammed’in geldiği iddiasından, Seküler milliyetçilik ise Atatürk’ün bir komutan olarak orada meşhur olmasından yola çıkarak bu savaşı kullanıyor.

    Nihal Atsız’ın “Çanakkale’ye Yürüyüş” isimli kitabının girişinde bu anlayışla ilgili çarpıcı cümleler var:

    Ey Türk gençliği! Sen Arap Muhammed’in mezarını İngiliz altınları için Türk esirlerini boğazlıyan kahpe araplara bıraktıktan sonra senin kâben Çanakkale, Sakarya ve Dumlupınar değil midir? Sen kâbene rahat bir geminin içinde cazbant dinliyerek mi, yoksa yalçın yollarda, vaktiyle Çanakkale’de Türk vatanını korumaya koşanların çektiği sıkıntıyı çekerek, yayan mı gitmek istersin? Görüyorsun ki eller kendi şerefsizce yenilen ölülerine bile nasıl saygı gösteriyor, onların başına ne büyük taşlar dikiyor… Sana gelince: Senin ölüme göz kırpmadan bakan şerefli şehitlerinin hâlâ âbidesi yok!… Ey Türk gençliği! Çanakkale senin vatanındır!… 18 yıl önce orada korkunç ve nispetsiz bir boğuşma oldu. Bir tarafta her türlü vesaitle pusatlanmış soğuk kanlı İngilizler, çevik Avusturalyalılar, sporcu Yeni Zelantlılar, korkunç Senegalliler, vahşi Hintliler, insanla maymun arasında dehşetli bir mahlûk olan Maûrîler, Martinikliler diğer tarafta da sessiz ve gösterişsiz Türkler vardı. Bu korkunç boğuşmayı harikulâde kahramanlıklarıyla senin kanından olan Türkler kazandı. Fakat ne korkunç tecellidir ki 18 yıl geçtikten sonra orada yenilen düşmanların âbideleri yükseliyor… Senin vatanında düşman âbideleri… Buna nasıl katlanıyorsun Türk genci? Diyelim ki paran olmadığı için onlara lâyık bir taş dikemedin! Fakat yılda bir defa oraya gidecek kadar kendinde kuvvet de bulamıyor musun?

    Bu yüzden bu savaşın bilançoları sürekli abartıldı.

    250 bin şehit verildi deniyordu. Gerçekten de biz ilkokul ve ortaokulda böyle öğrendik.

    Oysa gerçek sayı 40 bin dolaylarında.

    “Mighty legend” derler: efsanenin gücü. Böyle mitler toplumu yönetmek için gereken duygu yoğunluğunu yaratır.

    Pek az kişinin aklına şu soru gelir:

    Çanakkale geçilmediyse, düşman donanması boğaza nasıl girdi?

  4. Yazan:Ezel KARA Tarih: Şub 23, 2009 | Reply

    araya çanakkale zafer değil,mustafa kemal hiçbir şey beceremedi, mesajı iliştirilmiş muazzam zengin fikirsel temellere dayanan yazınızdan ötürü araştırmacı,bilim adamı, mümin isan Mehmet Yılmaz Beyefendi Hazretleri’ni kutluyorum.

  5. Yazan:Tarik Tarih: Şub 23, 2009 | Reply

    “Mighty legend” derler: efsanenin gücü. Böyle mitler toplumu yönetmek için gereken duygu yoğunluğunu yaratır.

    Benzer bir dezenformasyon da Sarıkamış şehitleri için yapılagelmiştir.

    Dün gazeteleri (bizimki dahil) açtık ki yine aynı klişe: 94 ‘üncü yıldönümünde, Sarıkamış harekâtında şehit düşen askerler törenlerle anılmış. Kaç şehit verilmiş Sarıkamış’ta? Yıllardır sallıyorlar: 90 bin!

    Bu uydurma bilginin mesela siyasi kimliklerle nasıl eklemlendiğine kısaca bakalım:

    * Kemalistler bayılıyor: Çünkü Enver Paşa ‘nın nasıl da kötü bir komutan olduğuna işaret ediyor.
    * Müslümanlar bayılıyor: Çünkü gâvura karşı savaşmaya giden müminlerin sarsılmaz imanını gösteriyor.
    * Milliyetçiler bayılıyor: Çünkü bir mücadelede ‘bizimkiler’ ne kadar çok ölürse ve öldürürse savaş o kadar değer kazanıyor.
    * Liberal demokrat aydınlar bile bayılıyor: Çünkü yenilgi sonrası kurulan ağır İttihatçı sansüründen hareketle şeffaf devletin önemine değinebiliyorlar.
    Hatta ” Ermenileri şimdilik bir kenara koyun, devlet asıl bilerek ölüme gönderdiği bu 90 bin asker dolayısıyla kendi halkından özür dilemelidir ” diyorlar.

    Sarıkamış’ta verilen ” zayiat ” için Genelkurmay ‘ın internet sitesi geçen yıl ” 60 bin ” dedi. Bazı gazeteler üstüne atladı: ” 90 değil 60 imiş şehit sayısı.

    ” Halbuki ne “90”, ne de “60”. Hâlâ öğrenemediler ” zayiat ” ile ” şehit ” kavramlarının farkını. (Zaten öğrenmek de istemiyorlar.)

    Zayiata ” yaralılar, kaçaklar, esirler, kayıplar, sıradan ölümler ” de dahildir. Yani “zayiatımız 60 bin kişi” dedin mi bunun tamamı şehit değildir.

    Sarıkamış için akla uygun, mantıklı sayı ” 18 bin ” şehittir. (Kimi buna hastalıktan ölenleri de dahil ederek 40 bine ulaşıyor ki tartışılır.)

    Ama ” 90’ıncı yılda 90 bin şehidi anıyoruz ” diye kampanyalar düzenlerseniz, ağzınızı doldura doldura ” Sarıkamış’ta 90 bin şehit verdik, bu vatan için yine ölürüz ” derseniz, o zaman isteseniz dahi geri dönemezsiniz.

    Zayiat sayısını gazlamak birçok kesimin işine geliyor. Çünkü zayiat daima şehitten daha fazladır; olayı övenin de, yerenin de iddiasına güç katar sayıların büyüklüğü

    Gerçeği bilenler de, genellikle o kesimlerden birine dahil oldukları için seslerini çıkarmaz. ” Varsın vatandaş böyle bilsin, ne zararı var ” derler. Hayat devam eder.

    .
    http://www.webhaber.com/news_detail.php?id=18448

    Bu efsaneyi yıkmak daha da zor çünkü neredeyse her cenah kendine bu şişirilme rakamlardan propaganda unsuru devşirme derdinde.

    Hakikati merak eden, araştıran, sorgulayan pek yok, ezber çok.

  6. Yazan:Mustafa Akbas Tarih: Şub 23, 2009 | Reply

    Cephede basarili olan Pasalar hic bir zaman siyasetde basari saglayamamaistir. Bu durum kesinlikle Mustafa Kemal ve Inönü icinde gecerlidir. Asker kökenli cetenin yaptigi 1960 darbenin ve Kenan Evrenin 1982 yaptigi darbenin acisini daha halen cekmekteyiz. Askerin görevi disinda davranmasindan vazgecmedigi süre Ülkemizin önünün acilmasi imkansizdir. Gecmiste olanlar olmus. Isteyen istedigi kadar süs versin tarihine ama tarih yalan konusmaz. Gercekleri görmekte fayda var. Isteyen baksin haritalara. Osmanliyla övünenler baksin haritaya. Vurdum duymaz Jakoben Kemalistler Ülkemizi ve insanimizi 5 cente muhtac ettiler. Bugün daha halen dis ülkelerden kredi alip geciniyoruz. Ordumuzun silahini hergün nefret kustugumuz Israilden aliyoruz. Yasam devamli bir yaris, arkasina bakan önünü göremez ve yikilir.

  7. Yazan:Hasan Tarih: Şub 23, 2009 | Reply

    Merhabalar Tarik bey;

    Dediğiniz doğru. En şişirilen olaylardan bir diğeri de Sarıkamış.

    İki noktadan şişiriliyor:

    a-) 90 bin şehit.

    Oysa gerçek şehit sayısı belki de 9 bin bile değil.

    b-) Kurşun atmadan ölmek

    Oysa Ruslarla çok ciddi çatışmalar yaşanmıştı. Hatta o dönemi anlatan bir Rus komutan hatıralarında “telgraf tellerini donduran soğuk Müslümanları durduramıyor” minvalinde sözler vardı..

    Bununla ilgili bir kitap da çıkmıştı sanırım. İyi hatırlattınız. Onu da yazmalı.

  8. Yazan:Ezel KARA Tarih: Şub 24, 2009 | Reply

    Mustafa Akbas adli arkadas …icinde” kelimesindeki “de” ayri yazilir..Kenan Evren darbeyi 1982’de degil 1980’de yapmistir.Jakoben Kemalistler ile kimi kastediyorsunuz bilmiyorum ama dis borc onlarin iktidarinda katlanarak artmamistir..

    Kime laf anlatiyorum ki gerci ben? Okumayacaksiniz, anlamayacaksiniz, hatalarinizi fark etmeyecek, fark etseniz de didaktik ve dogmatik gorusunuzu degistirmeyeceksiniz.

  9. Yazan:Mehmet Bahadır Tarih: Şub 24, 2009 | Reply

    Çerçevelenip, duvara asılacak ve kulağımıza küpe olacak bir yazı. Tebrikler Mehmet Bey.

    Sevgi ve hürmetlerimle…

  10. Yazan:Mustafa Akbas Tarih: Şub 24, 2009 | Reply

    Sayin Ezel Kaya, Lütfen yaptigim yanlis’dan dolayi beni af edin. Yinede cok mutluyum Kenan Evrenin darbe yaptigini kabul etmenizi. Evet Asker kökenli ceteler o kadar cok darbe yaptiki, tarihlerini kavramak cok zor. Kemalist Jakobenlere gelince….bakin size sayayim. Ilk önce CHP ve Ordumuzun harbiyeli takimi. Bütün darbelerin sahibidirler. Calismazlar bir avuc toprak almamislar ellerine. Kemalistler yan gelir yatarlar yada müslüman Türk sehit olurken Golf oynarlar.

  11. Yazan:ERGENEKON Tarih: Eyl 16, 2010 | Reply

    Kemalistler kesinlikle yan gelipp yatmaz. Ne demek Müslüman Türk Sehid olurken golf oynarlar. yukaridaki kendini bilmez terbiyesize söylüyorum; Gercek Türk ve müslümanlar KEMALISTLERDIR.o cahil ve abd ci sagci kafana sok…

  1. 1 Trackback(s)

  2. Tem 7, 2009: Bugün MOSSAD için ne yaptın? : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin