RSS Feed for This Post

‘Sekiz’ olma hali

20080704_derin_dusunce_org_8_olmus_demokrat_solcu.jpgBu sitenin bazı yorumcularında da gözlemlediğim olguyu Sivilay Abla -biraz kibar davranıp ‘kıvırtmak’ yerine ‘sekiz olmak’ dese de- çok güzel tanımlamış:

Soru: Sevgili Sivilay Abla, Bir tarafta Ergenekon tutuklamaları, bir tarafta darbe günlükleri, diğer tarafta AKP’nin kapatılması. Şimdi size soruyorum. Nasıl bir pozisyon almalıyız ki gerek Ergenekon davası, gerek AKP’nin kapatılmasıyla ilgili tek bir açıklama yapmadan hem demokrat kalıp hem de AKP’nin ekmeğine yağ sürmeden, hem Atatürkçü ve CHP’lilerle arayı açmadan, diğer taraftan laik kazanımlarımızı zedelemeden, hem de solu küstürmeden aynı zamanda parti kapatılmasına da destek veriyormuş izlenimi yaratmadan ama AKP’yle de yan yana düşmeden ve AKP’li gibi gözükmek gibi yanlış anlaşılmalara fırsat vermeden, ayrıca… (Sorunun aynı şekilde devam eden sekiz satırı çıkarıldı. Sivilay)

Ayrıca bu pozisyondan bir sol çıkar mı? Çıkarsa nasıl çıkar? (Sencer)

Cevap: Sevgili yavrum, biz bu pozisyona ‘sekiz olmak’ diyoruz. Bu kadar eciş bücüş bir bünyeden düzgün bir sol çıkarmak biz âdemoğullarının gücünün, kudretinin hayli ötesinde bir yetenek gerektiriyor.

Böyle bir pozisyondan sol çıkmaz ancak sende ciddi omurilik zedelenmesi, bel kayması, boyun tutulması olabilir. 10 papaz büyüsüyle kilitlenmişlerden beter olursun, cihanın nefesi kuvvetli hocaları gelse seni çözemez.

Sahi kuzum, bu kadar kritik günlerde bile tavrını net koyamadıktan, tartışmanın inisiyatifini eline alacak cesaretin olmadıktan sonra sol olsan ne olur orta olsan ne olur.

 

Gazetecilik Neden Dibe Vurdu?

Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu?  Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Habercilik, savcılık, komiklik, amigoluk…  Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…

Buradan indirebilirsiniz.

 Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”

Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor. Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.

 Derin Düşünce nedir?

Sitemizde siyasetten tarihe, kadın haklarından felsefeye, sanattan bilime kadar bir çok konudan bahsediyoruz. Ama zaman zaman da kendimizden söz ediyoruz. Derin Düşünce nedir?  Sitenin geçmişi, geleceği, ortak projeler, yazar olmak isteyenlere öneriler, okunma istatistikleri… Derin Düşünce’nin bir kimliği, tarihi ve kendine has “yaşam” tarzı var. Eğer aramıza yeni katıldıysanız bu kitap “yöre halkına” kaynaşmanızı kolaylaştıracaktır :)

 Liberalizmin Kara Kitabı

Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.

Maymunist imanla nereye kadar?

Evrim ve Big Bang gibi konular genellikle sağlıklı biçimde tartışılmaz. İdeoloji ve inançlar, felsefî tercihler bilim-SELLİK maskesiyle çıkar karşımıza. Özellikle evrim tartışmaları “filanca solucanın bölünmesi” veya falanca Amerikalı biyoloji uzmanının deneyleri etrafında döner ve bir türlü maskeler inmez. Madde ve o Madde’ye yüklenen Mânâ maskelenir… Oysa perde arkasında tartışılan başkadır. İnsan’a, Hayat’a dair temel kavramlardır. Sadece et ve kemikten mi ibaretiz? Yokluktan gelen ve ölümle yokluğa giden, çok zeki de olsa SADECE VE SADECE bir maymun türü müdür insan? BİLİM DIŞINDA bir insanlık yoksa Aşk yoksa, Sanat yoksa, Güzellik yoksa ve Adalet yoksa Hayat‘ın anlamı nedir? Aşık olmak hormonal bir abartıysa, iyilik enayilikse, neden birbirimizin gırtlağına sarılmıyoruz ekmeğini almak için? Neden bir çocuğa tecavüz edilmesi midemizi bulandırıyor ve neden fakir bir insana yardım etmek istiyoruz? Taj Mahal’in, Ayasofya’nın, Notre Dame de Paris’nin değeri bir arı kovanı veya termit yuvasına eşdeğer ise, Mesnevî boşuna yazıldı ise neden Hitler’i lanetliyoruz ve neden Filistin’de can veren bebeklere üzülüyoruz? Maymun olmanın (veya kendini öyle sanmanın) BİLİM DIŞINDA, psikolojik, siyasî, ahlâkî, hukukî öyle ağır sonuçları var ki…  Evrim senaryosunu kabul etmenin etik ve siyasî neticeleri ve evrimciliğin etimolojik değeri … Derin Düşünce’nin yorumcuları tarafından konuşuldu. Biz de bu sebeple söz konusu iki tartışmayı 116 sayfalık bu kitapta topladık. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 3 Yorum

  2. Yazan:Şenşakrak Tarih: Tem 5, 2008 | Reply

    Bu aynı bizim Snowqueen’i tarif etmiş yahu!? :-))

  3. Yazan:Büyükcan Tarih: Tem 5, 2008 | Reply

    Ben 8 olmamak için bir sitede yazdığım yorumu değiştirmedim.Sitenin adı Hisse.Net .1 hafta yazdım,yazdım hisse senetleri ile alakalı.Sonra siyasi yorum köşesi vardı.Bir iki şey’de oraya karaladım.Hakaret ettiğim zannedildi.Özür dile dediler.Daha önce aynı şeyler olmuştu orada… Özür dilemeyeni kovan bir site olduğu için üstüne özür diledim.Ama yine de 2 yıl uzaklaştırdılar.Mesaj attım,üyeliğimi silin dedim,sildiler… Sanırım kişiler kovulmamak yahut ön yargıları üstüne çekmemek için 8 oluyorlar.

  4. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Tem 5, 2008 | Reply

    Sola haksızlık…
    Solcu maskesiyle ortalıkta dolaşan “taklit solcular”a yapılan serzenişleri bir dereceye kadar anlamak mümkün.Ancak bu maalesef genellemeci bir yaklaşımla sol düşünceyi karalayan bir moda akıma doğru evriliyor.Eğer yapılmak istenen samiyetsiz ve ikiyüzlü anlayışları sorgulamaksa,neden bu tartışmanın eksenine sadece sol alınıyor ve bu anlayıştan neden sadece solcular sorumlu tutuluyor?Sağı,ortası,ılımlısı,liberali,islamcısı,mufazakarı…Bunlar acaba hiç bu hataya düşmez?Aynı şekilde benzer tutarsızlıklar kendilerini farklı farklı tanımlayan(ya da öyle görünmeye çalışan)diğer ideolojiler için de geçerli değil mi?

    Dolayısıyla meseleye bu pencereden yaklaşmak sağlıklı bir yaklaşım değil.Nasıl ki, demokrasi naraları atmakla demokrat olunamıyorsa, sloganlara sarılarak kafasını kuma gömen her zihniyet de sol veya solcu sayılmamalı.Tıpkı vatanseverliğin, boğazına kadar anlamsız bir kin ve nefret batağına saplanmış hasta zihniyetlerin tekelinde olamayacağı ve böyle bir haleti ruhiyenin vatanseverlik olamayacağı gibi.Ve islam adına dünyayı kana bulayan gözü dönmüş canilerin bu insanlık dışı eylemlerinin islam düşünce ve inancına asla mal edilemeyeceği gibi…Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkün,liste daha uzar gider.

    O halde bu dar ve kısır anlayışı bir kenara bıkalım.Her fırsatta solu karalamak ve küçümsemek bizi sağlıklı tespitlere ve meselenin doğru anlaşılmasına götürmez.Ayrıca bulunduğumuz yerin ve baktığımız pencerelerin de bizi aynı hataya götüremeyeceğinin de bir garantisi yok.Muhtemeldir ki hiçbirimiz bundan azade olmayabiliriz.Hem suçlu aramak ve kabahati hep başka yerlerde aramak bizi ne çözüme götürür ne de aklar.

    Yapmamız gereken şey,ideolojik bağımlılıklarımızdan kurtularak olaylara gerçekçi yaklaşmak,dosdoğru bakabilmek olmalıdır;birbirimizi dinleyerek ve anlamaya çalışarak.

    Son olarak şunu da belirtmeliyim ki sol aydınlarımız insan hakları,bireysel özgürlükler,eşitlik ve adalet için onurlu mücadeler verdiler ve vermeye devam ediyorlar.Bu mücadeleler ağır bedeller ödenerek yapılıyor,pek çoğunun hayatına mal oldu.Bugün hâlâ demokrasi için,insanlık onuru için kendilerini siper etmeye devam ediyorlar.Ve ne yazıkki bu onurlu ve yürekli insanlar Ergenekon yanlısı sahte solcularca vatan hainlğiyle,omurgasızlıkla ve daha pek çok suçlamayla itham ediliyorlar.Ama ödün vermeden başları dik alınları açık yollarına devam ediyorlar.Bu nedenle diyorum ki solun adına leke süren birkaç Ergenekon sempatizanını solcudan sayarak gerçek solculara haksızlık yapılmasın.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin