Main Content RSS FeedÖnceki Yazılar

Burada başörtülü çalışmıyor »

Nagehan Alçı

Üç buçuk ay önceydi. Mart sonu. Ümit Boyner, Fatih Altaylı’nın Teke Tek programına konuk olmuştu. Programda başörtüsü meselesi gündeme geldi. Boyner ‘Son derece ılımlıyım. Başörtüsüne karşı değilim’ minvalinde konuşurken izleyicilerden nokta atışı bir soru Read the rest

zorunlu askerlik kölelikten farksızdır… »

Modern Kölelik Konusunda Hükümet ve Meclisin Tarihi Basiret Sınavı

Öner Bulut (Avukat)

insanın Kıymeti…

İnsan beden, zihin ve ruhtan müteşekkil bir canlıdır. Yani tek başına uzuv ve organlar, bir bütün olarak insanı değerli kılmaya yetmez. İnsanın değeri, uzuv ve organlarından ziyade, o uzuv ve organlarını, kendi aklî iradesi ve ruhsal kaygıları doğrultusunda kullanabilme mahareti ve melekesinde gizlidir. Örneğin, dünyanın en muhteşem yapısını çizen bir mimarın kıymeti, o mimarî projeyi çizerken kullandığı ellerinden Read the rest

Darbeciler Allah’tan değil milletten bulacak! »

Fadime Özkan (Star)

Modern dansın öncü ismi Zeynep Tanbay: “AKP’ye oy vermedim ama yaptığı doğru işleri hep destekledim. O yüzden oyum ‘evet’. Darbecilerin tedirgin olmasını istiyorum.” 

 Zeynep Tanbay, modern dansın Türkiye’deki en önemli öncülerinden biri. Ama onunla bu röportajı yapma nedenimiz bu değil. Vicdanlı, duyarlı ve cesur olması. 16 yıl Amerika’da yaşadıktan sonra 1997’de Türkiye’ye dönen Zeynep Tanbay o günden beri ülkenin meselelerini kendine dert ediniyor. F tipi için, Manisalı Gençler için, Lice’de havan topuyla paramparça olan Ceylan Önkol için, Ergenekon savcılarını yalnız bırakmamak için, Hrant’ın gerçek katillerinin bulunması için çabalıyor. 

Şimdi de darbe anayasından kurtulmanın ilk adımı olan referandum için ‘yetmez ama evet’ diyor. Solun bağımsız adayı olarak Meclis’e giren BDP milletvekili Ufuk Uras’ın eşi olan Tanbay, Uras’ı da eleştiyor, üyesi olduğu Read the rest

Saat 18.30, Şimdi Gerçekler! »

Benim çocukluğumda tek kanallı siyah beyaz televizyonlar akşam sadece belli saatler arası yayın yaptığı için henüz insanların hayatını bu kadar rehin almamıştı. Biz de o zamanın ruhuna uygun olarak radyo programlarını takip ederdik. Çok iyi hatırlıyorum TRT Ankara radyosunun haber cıngılı önce bir saat sesinin elektronik dııt dııtları ile başlar saniye tam saatine geldiğinde bir gong sesi işitilirdi. Tokmakla vurulan bir gong çınlamasının ardından; saat 18.30 şimdi haberler diye soğuk mekanik bir ses duyardık sonra. Çıkan şiddetli gong sesi dinleyenleri nasıl ilahi, insanüstü bir olaya hazırlanmaları gerektiği hakkında uyarır, ciddiyete davet ederdi. Zaten haber bültenleri de bugünlerde alabildiğine sululaşmış, magazinleşmiş bir teatral düzeneğin tersine büyük bir ciddiyetle ikinci kurtarıcımız Evren Paşa’nın Read the rest

Kürt meselesinde şiddet sarmalı »

Muhyiddin Zınar (Gazete Kurd)

Şiddetin doğurduğu sosyal komplikasyonlar her şeyden önce şiddete başvurularak çözülmek istenen sorunların derinleşmesine ve çözümsüzlüğüne yardım eder. Ayrıca şiddet kullanmak, sorunların çözümünde, haklı nedenlere yaslansa bile, en sevimsiz yöntem olarak kabul edilir. İşte tam da bu yüzden Kürt politikalarının şiddet sarmalının dışına taşıtılması bir zorunluluktur. Bu noktada devletin geri adım atması ve siyasal alanın demokratik mücadelelere hazır hale getirilmesi dışındaki tüm seçenekler sadece dedikodudur.

Devletin Kürt meselesinin çözümünde her defasında başvurduğu şiddet kullanarak etkisizleştirme operasyonları binyıl geçse de sonuç vermeyecek bir yöntemdir. Temel insani/siyasal hak ve özgürlükler bağlamında ortaya çıkan Kürt sorununun, asker eksenli politika ve uygulamalarla çözülmesini beklemek Türk politik yeteneksizliğinin beyhude bir beklentisidir. Read the rest

Kılıçdaroğlu kimsenin önünde eğilmez! »

Darbeciler neden (artık) darbe yapamıyor? (Darbe Tekniği – Curzio Malaparte) »

 Hiç bir yeri işgâl edemeyecek kadar beceriksiz ordular kendi ülkelerini işgâl edip ganimet toplarlar. Budur darbe. Geniş çaplı bir silahlı soygundur. Bu kanlı soygunu başarabilmek için de ülke içinde ve dışında her güçle suç ortaklığı yapar darbeciler. Fakat darbe bile yapamayacak kadar beceriksiz ordular ne yaparlar? Sarıkız? Ayışığı?

Uzun zamandır bahsetmek istediğim kitaplardan biri Darbe tekniği (1) :

“Bu kitaptan nefret ediyorum. Bütün kalbimle nefret ediyorum. Bana şöhret getirdi. Adına şöhret dediğimiz o değersiz şeyin kaynağı olan bu kitap aynı zamanda bütün dertlerimin de kaynağı oldu. Aylarca hapiste kaldım. Polisten eziyet ve taciz gördüm. Arkadaşlarımın ihanetine uğradım….”

Böyle diyor Malaparte kendi kitabı hakkında. İyi ama neden bu kadar çok belayı üzerine çekti? Ne yazıyor bu kitapta? Kanaatimce yazarın suçu(!) fazla açık sözlü, fazla tarafsız ve fazla öğretici olması: “Modern bir devlet nasıl ele geçirilir ve muhtemel bir darbe girişimine karşı hükümet nasıl korunur?” Kitabın konusu bu. Ne bir ideoloji, ne sınıf kavgası, ne üstün ırk, ne kapitalizm, ne emperyalizm.

İşte tam da bu yüzden bu minnacık kitap bizi ilgilendiriyor. Türkiye’de olup bitenlere, başbakan asmalara, başarısız darbelere, andıçlara, Gülen Cemaatinin devlete, özellikle de polise “sızmasına” ışık tutuyor.

Kitabın yazarı Curzio Malaparte (ki gerçek adı Kurt Erich Suckert) İtalya’nın Toskana bölgesinde Alman bir babanın çocuğu Read the rest

Sanki Ordu, PKK’nın peşinde değil, PKK ordunun peşinde! »

Altüst (Ahmet Altan)

Herkes görüyor ama kimse açıkça söyleyemiyor.

PKK, orduyu, eski zaman argosuyla söylersek, “küllüm” ediyor.

Öyle bir mangayı falan pusuya düşürmüyor, gidiyor karakolları, birlikleri, taburları basıyor, “en seçkin” birlikler denen komando tugayına saldırıyor.

Her seferinde zayiat verdiriyor ve gidiyor.

Ordu, PKK’nın peşinde değil, PKK ordunun peşinde gibi bir görüntü var. Read the rest

Bugün Pazartesi, başörtüsü yasakları devam ediyor… Unutma, unutturma! »

… Bu makale ilginizi çektiyse…

 Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”

Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor.

Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.

Sivil topluma helal olsun! »

Baskın Oran

İki tarafın da, ‘kendi meşrebine göre’ diyerek söylüyorum, “devlet”i var. Bir de sivil toplumu var ki, umut onda.
Türklerin ve Kürtlerin “devlet”leri
Türklerin devletinden alalım. İkiye ayrılıyor: Derin Devlet ve Devlet. Derin Devlet’ten bahsetmeye bile gerek yok; ne mal olduğunu fazlasıyla biliyoruz. Kendi devletinin savcı ve yargıçlarının evlerine bile “adam olsunlar” diye bomba attırdıktan sonra Read the rest