RSS Feed for This Post

Yalancılık Sanatı Oscar Wilde

Yalancılık Sanatı Oscar Wildeİnsanın en az kendisi olduğu an, kendi kılığında konuştuğu vakittir. Ona bir maske ver; sana gerçeği söylesin.

Çağımız edebiyatının büyük çoğunluğuyla gülünç derecede sıradan kalmasının başlıca nedenlerinden birini, hiç kuşkusuz, bir sanat, bir bilim ve bir toplumsal zevk olarak yalancılığın gerilemesi oluşturuyor. Kadim tarihçiler lezzetli kurgularını bize olgu biçiminde sunmuşlardı, günümüz romancıları ise karşımıza kurgu kılığında sıkıcı olguları çıkarıyorlar.

Şairin ince müziğinden tanındığı gibi, yalancı da zengin ritimli konuşmasından tanınabilir ve her iki durumda da anlık esinlenmeler yeterli değildir. Başka her şeyde olduğu gibi, bu iki sanatta da mükemmelliğe ulaşmak bol pratik yapmayı zorunlu kılar. Fakat bu modern çağımızda şiir yazma hünerinin mümkünse yasaklanmasını istetecek kadar ayağa düşmesine karşılık, yalancılık hünerinin neredeyse gözden çıkarıldığı görülüyor. Çoğu kez bir genç adam, hayata, anlayışlı ve cesaretlendirici bir ortam ya da iyi örnekleri taklit edebilme şansıyla beslense, gerçekten yüce ve harika şeylere dönüşebilecek doğal bir abartma yetisiyle atılıyor. Ama, kural olarak bu yeteneği harcanıp gidiyor.

Büyük eserlerin ucuz baskıları keyif verici olabilir; ama büyük adamların ucuz baskıları daima mide bulandırıcıdır.

Toplum, suçluyu çoğu kez bağışlar; hayalciyi ise asla.

Aşırı çalışan, yetersiz eğitilmiş ve mutlak biçimde aptal bir çağda yaşıyoruz. Ve acımasızlık gibi görünse de söylemeliyim ki bu insanlar felaketlerini hak ediyorlar.

Tehlikeli olmayan bir fikre, fikir demeye değmez.

Hayat hakkında hiçbir şey bilmemenin en emin yolu, insanın kendini yararlı kılmaya çalışmasıdır. 

 

… Toplum ve siyaset üzerine kitap okumak için …

Kadınlar… Günümüzün Don Kişotları

70 kitap indirin70 kitap indirinSuzan Nur Başarslan’ın dediği gibi “kadına dair söylenmesi gereken ne kadar söz varsa erkeğin söylediği” bir dünya bu. Sadece söz mü? Yaşama hakkı bile. Bugün Çin’de ve Hindistan’da yüzbinlerce kız bebek daha doğmadan ultrason ile ana karnında görülüp yok ediliyor. Erkeklerin güç mücadelesinde kadınlar eziliyor. Cumartesi anası oluyor, cezaevlerinin önünde sıra bekleyen, şehit tabutlarının üzerinde ağlayan oluyor. Şampuan veya otomobil satarken bedenini kullandıran, arka planda, silik, soyunan, tüketen, “figüran”… Kadınlara özne olma hakkını vermeyen erkekler mi yoksa bu hakkı alamayan kadınlar mı? Kadınlıklarını kaybetmeden, erkekleşmeden var olabilecek mi birgün kadınlar? 96 sayfalık bu kitapta Kadın’a ait kavgaları ve Kadın’ın kimlik arayışını sorguluyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu

70 kitap indirin70 kitap indirinDevlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisini hukukyerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi? GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları“ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen… Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Bizleri sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş olan deli gömleğine işaret ediyor. Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirin.

Trackback URL

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin