RSS Feed for This Post

Referandum Türkiye’yi değil insanları bölmektir!

BDP’nin Referendumu ilaç mı yoksa zehir mi? Liberaller bile uyandı artık! (BK)

” […]

1. Kurulacak devletin sınırları nasıl ve neye göre belirlenecek? Bu konudaki anlaşmazlıklarda kim hakem olacak? Hiç kimsenin nüfus kağıdında Kürt ya da Türk yazmadığına göre, kimler oy kullanacak bu referandumda? Çizilen Kürdistan sınırları içinde doğanlar mı? O sınırlar içinde yaşayanlar mı? Anadili Kürtçe olanlar mı? Yoksa kendini Kürt olarak beyan edenler mi?

2. Hadi, beyan esas alındı diyelim; Kürt anadan Türk babadan doğanlar (ya da tersi); dörtte bir, sekizde bir oranında Kürt olanlar kendilerini ne sayacaklar?

3. Eğer oylama belli bir coğrafi bölgeyle sınırlanacaksa, o bölge dışında yaşayan Kürtler’in iradeleri hiçe sayılmış olmayacak mı?

4. Kürtler’e “Türkler’le ayrı mı yoksa birlikte mi yaşamak istiyorsun” sorusu soruluyorsa, hakkaniyet gereği, aynı sorunun Türkler’e de sorulması gerekmeyecek mi?

5. Sandıklar Kürtler’in “birlikte yaşamak” istediğini ortaya koyarken Türkler’den ayrı yaşama isteği çıkarsa o zaman ne olacak?

6. Sandıktan ayrılma çıkarsa, nüfus mübadelesi mi yapılacak? Nüfus mübadelesine kalkışılırsa, acaba kaç yüz bin aile parçalanacak?

7. Bu parçalanmanın yol açtığı sosyal, ekonomik ve psikolojik yıkıntıyla nasıl baş edilecek?

Bunlara, benim şu anda aklıma gelmeyen ya da öngöremediğimiz binlerce soruyu da ekleyin. […] “

… Bu konuda okumak için…

Asimilasyon ile Şiddet Kıskacında Ulusalcı Kürtler

Etnik kökenimiz benliğimizin bir parçası, rengarenk insanlığımızın gerçek bir rengi. Ancak bu renk üzerinden yapılan bir baskı, bu renk “yüzünden” çekilen büyük bir acı sonucu diğer bütün renkler silinebiliyor. Bir başka deyişle IZDIRAPLAR ÜZERİNE YAPAY BİR KİMLİK İNŞA EDİLİYOR. Bir halka yapılabilecek en büyük kötülük bu belki de. Sadece Türk ya da sadece Kürt olmaya mahkûm edilen insanlar giderek insanlıklarını perdeliyorlar. Böylesi halklar ırkçılığa, her türlü şiddet çağrısına kucak açıyorlar. Zira duydukları kin ve nefret onları bıçak gibi bilerken bir yandan da tektipleşiyor, şeyleşiyor. Kürt aydınları kadar Türk aydınlarına da büyük iş düşüyor. İnsan olmadan “Türk” ya da “Kürt” olmanın imkânsızlığını halklarına anlatmak. Okuyacağınız bu kitap aydınların dikkatini tam da bu noktaya çekmek için hazırlandı: Asimilasyon  ile şiddet kıskacı içindeki Kürt halkına… Buradan indirebilirsiniz. 

Türkiye bölünür mü?

“Bebek katili! Vatan haini!…” PKK terörünü lanetliyoruz ama devlet eliyle işlenen suçlara karşı daha bir toleranslıyız.  “Kürtler ve Türkler kardeştir” diyenlerin kaçı “sen benim kardeşimsin”  demeyi biliyor Zaza, Sorani, Kurmanci dillerinde? Ülkemizin terör sorunu ne PKK ne de Kürt kimliğiyle sınırlanamayacak kadar dallandı, budaklandı. Bazı temel soruları yeniden masaya yatırmak gerekiyor: (*) Kürtler ne istiyor? (*)  İspanya ve Kanada etnik ayrılıkçılıkla nasıl mücadele etti? (*) PKK ile mücadelede ne gibi hatalar yapıldı? (*) İslâm ne kadar birleştirici olabilir? Töre cinayetlerinden Kuzey Irak’a terörle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız 267 sayfalık bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirin.

Trackback URL

  1. 13 Yorum

  2. Yazan:öyle bir Tarih: Oca 31, 2012 | Reply

    http://derinsular.com/quebec-ve-kurdistan/

  3. Yazan:MY Tarih: Oca 31, 2012 | Reply

    Serdar Kaya’nin makalesi faydali ancak dikkatli olmak lazim, Kanada’nin tarihi ve anglofon, frankofon kimliklerinin insa süreci Türk ve Kürt kimliklerinin insa sürecinden oldukça farkli.

  4. Yazan:Kanadalı Tarih: Oca 31, 2012 | Reply

    Taraf’ta da okumuştum; Serdar Kaya’nın Québéc ve Kuzey Kürdistan’ın ayrılma taleplerini aynı kefeye koyduğu bu yazısı (cf. Yukarıdaki link) bizi şaşırttı doğrusu. Bir doktora öğrencisine yakışmayacak derecede basitleştirici bulduk:
    Ayrılması söz konusu olan Québéc halkının gelir seviyesi çok yüksek. Türkiye’nin 3 veya 4 misli! Ekonomik büyüklük olarak bir çok batı Avrupa ülkesi Québéc’in gerisinde. Serdar Kaya bunu bilmiyor mu? Yoksa ekonomi ve siyaseti iki ayrı “metır” mi sanıyor?
    Katma değer vergisi, eyalet vergisi vs hesaba katılırsa Kuzey Amerika kıtasında en yüksek verginin bu bölgeden alındığı söylenebilir. Québéc bölgesi limanları sayesinde anglofon bölgelere muhtaç değil. Kanada’nın Québéc eyaleti demiryolları, altyapısı, yüksek eğitimli nüfusu ile Türkiye Kürdistanı ile karşılaştırılamaz. Türkiye’den toprak alarak, Türkiye’ye rağmen kurulacak bir Kürdistan hangi limanı kullanacak?
    Québéc ‘in yüzölçümü 1.5 milyon km² civarında yani iki tane Türkiye’den daha büyük. Kuzey Kürdistan ise müstakbel sınıra bağlı olarak 100.000 km² civarında. Québéc’te servis sektörünün ekonomi içindeki payı %70, işsizlik %7 civarında. Nerede Diyarbakır nerede Montréal?
    Türkiye, Irak, İran ve Suriye arasında sıkışıp kalmış bir 100.000 metre karelik bir toprak parçasıyla 150 milyar dolar ihracat yapan, dünyanın 20ci büyük ekonomisini siyasî planda karşılaştırmak… Hani “körlük” desek hakaret sayacak editörler, yorum güme gidecek. Görmezlikten gelmiş diyelim. Gerçekten üzücü bir ihmal Serdar Kaya’nın bu yaptığı.
    Bağımsız bir Kürdistan belki kurulur, belki kurulmaz, bilemem. Ama Kuzey Kürdistan’ı Québec ile karşılaştıracak duruma geldiysek… Ölü doğmuş bir bebekten bahsediyoruz demektir : ( Zavallı Kürtleri Québéc masallarıyla kandırmaya kimsenin hakkı yok.
    Peki Serdar Kaya gibi değerli bir araştırmacı neden böyle yazılar yazıyor? Frankofonların bir sözü ile açıklayalım: Körler ülkesinde tek gözlüler kral imiş 🙂 Türkiye’nin düşünce dünyası ne yazık ki çok fakir. Başladığı cümlesini dahi bitirmekten aciz bir Yılmaz Özdil’in köse yazarı olduğu Türkiye’de bazılarının büyük bilim adamı sayılması da vakayı adiyeden olsa gerek…

  5. Yazan:Koyu Tarih: Oca 31, 2012 | Reply

    Quebec denen yerde neredeyse herkes frankofon. Fransızca konuşanların toplam nüfusa oranı %96 filan. Güney doğu Anadolu bölgesinde Kürtçe konuşanların toplam nüfusa oranı nedir? %50?

    Peki Bağımsız Kürdistan’ın ana dili Kurmanç olursa Sorani ve Zazaların kültürel hakları nasıl korunacak? Yoksa onlar da yeni bir bağımsızlık mücadelesine mi girecekler? buyurun bir de buradan yakın!

  6. Yazan:MY Tarih: Oca 31, 2012 | Reply

    “En önemlisi de, Kanada’da, “Quebec ayrılırsa, diğer eyaletlerdeki Frankofonların başına neler gelir?”, “Quebec’te yaşayan Anglofonların hakları ihlal edilir mi?”, “Nüfus mübadelesi gerekir mi?”, “Annesi Frankofon babası Anglofon olanlar ne olacak?” gibi soruları pek kimse sormuyor. Bu farklılık, aynı zamanda iki ülkenin siyaset ve demokrasi geleneği arasındaki uçurumun da bir göstergesi durumunda.”

    yerinde bir tespit yapmis Serdar Bey. Ama bizim buralarda o “demokrasi geleneği” neyin yok. Baska tür mekanizmalar isler. Serif mardin’in ifadesiyle demokrasi avrupa’nin iç dinamiklerinden dogmus bir karar mekanizmasidir. ABD ve Kanada’yaavrupadan ihrac edilmistir.

    eger G.Dogu anadolu’da yapilacak bir referandum için bir tarih verilecek olsa o gün gelene kadar her gücü yeten “ötekileri” keni bölgesinden kovmak için elinden geleni yapar. Bu Türk-Kürt kavgasindan çok Kürt-Kürt kavgasi olur. Zira bölgede AKPli Kürt ile BDP’li Kürt arasindaki gerginlik Türk-Kürt gerginliginin çok üzerindedir.

    Kanada’da gerek frankofonlar gerekse anglofonlar endüstrilesmeyi tamamlamis, servis ekonomisine geçmis, post-kapitalist toplumlar. Bireysel konfor ve bireysel haklar kollektif siyasi projelerin kan dökmesine engel oluyor. Biz de ise “ne mutlu türküm diyene” makinesinde beyni yikanmis türkler bir yanda; geç kalmis bir Kürt milliyetçiligi diger yanda. BDP Kürtleri tektiplestirerek bir potada eritme derdinde, dikenli telle çevirmek, parsellemek, markalamak istiyor, mal gibi sahip çikmak istiyor insanlara ve topraklara (özerklik, statü, referandum…) ; Kültürel ve hukukî talepler silik ve flu. kâh marxist kâh 1930 model ulus-devletçi… “Apo’nun hücresindeki her metre kare için bin Kürd feda olsun” diyen bir bozKürt hareketi!

    1910’larda balkanlar nasil bir kan gölü haline geldiyse müstakbel bir referandum da Türkiye’nin güneyinde ve dogusunda ayni etkiyi yapabilir. Gerçek tehlike Türkiye’nin bölünmesi degil. Berivan’in ve Gülay Göktürk’ün isabetle belirttikleri gibi insanlarin, ailelerin, mahallelerin paramparça edilmesidir. OHAL sirasindaki zorunlu göçlerin benzerleri hatta daha acilari yasanabilir.

    Balkan ve Kafkas göçmeni “atalarimizdan” ögrendiklerimiz bazen yüzlerce kitaptan kiymetlidir.

    Serdar Bey’e ufak bir elestirim olursa… Fazla batili bir okuma yapiyor kendisi, Kürt meselesini batili gözlüklerle okumak dogru degil. Kürt birey, Türk birey tasavvuru ile ancak buraya kadar. Anadolu “kollektif” zihniyetlerin tecellîgâhidir. Cemaatler, tarikatler, asiretler, gelenekler,… Özellikle Kürtlerin yasadigi yerlerde insanlar kendilerini ölmüs atalarina ve gelecek kusaklara baglanmis hissederler. “BEN” kaygisi batidaki kadar öncelikli degildir. Bu sebeple ne liberalizmin ne de demokrasinin konseptleri bizim cografyamiza “cuk” diye oturmaz 🙂

  7. Yazan:öyle bir Tarih: Oca 31, 2012 | Reply

    efendim orası öyle burası şöyle. ama ne kadar farklı farkında değil misiniz ? bak cahile…

    mazeret, mazeret, mazeret… “4 tarafı düşmanlarla çevrili” kafa yapısı değil de ne bu ?

    adamın ne dediğini bile anlamamışsınız. her şeyin bir çözümü vardır, yeter ki niyet iyi olsun diyor adam.

    bütün o sıralanan sorunların hepsinin istenirse bir çözümü var. insanların ne isteğini öğrenerek başlanabilir mesela.

  8. Yazan:Kanadalı Tarih: Oca 31, 2012 | Reply

    “insanların ne isteğini öğrenerek başlanabilir mesela.”

    o halde elektrik düğmesi gibi ille de referandum diye tutturmak, Kürtlerin haklı ve çok renkli taleplerini 0/1’e sıkıştırmak çözüm değil. Yani “ey Kürt, ne istiyon, ayrılık mi yoksa birlik mi?” seklindeki bir referandum yapılması gereken en son şey değil mi? Serdar Kaya bu ufuktan çıkamadığı için entelektüel bazda hatalı. Tersine referanduma odaklanmak yerine Kürtlerin ne istediğine odaklanmak icab eder. Kabul ediyorum, referandum kadar radikal bir yol olmadığı için o kadar şöhret yapmayacaktır. Ama ünlü gazeteci olmak yerine barışa hizmet etmek daha doğru bir yol olur.

  9. Yazan:Kürtler ayrılınca şiddetin biteceğini kim söyledi? Tarih: Şub 2, 2012 | Reply

    PKK’nın istediği Kürdistan kurulmuş olsa toprakları yeni PKK saldırılarına üs olmayacak mı? “Van’ı da isteriz, Antep’i de isteriz” diye terör eylemleri sürerse ne olur? Kim barış garantisi verebilir ki?

  10. Yazan:Z.K. Tarih: Şub 2, 2012 | Reply

    Serdar Kaya beceremedi bu işi, çünkü:

    Bugün “kürt illeri” dediğimiz yerler fakir. Amed besler mi geri kalan illeri? 7-8 milyon nüfus ne yiyecek? Turizm? Bir çok yerde su bile yok. Eğitimli insan yok. Mazot kaçakçılığı ile bir devlet ayakta kalır mı? Kışın kapanan yolları bile açmak için alet, edevat, para lâzım. 4000 m yüksekliğindeki dağların altında petrol mü arayacaklar? Bağımsız(!) bir Kürdistan kurulursa ancak ABD’nin ve İsrail’in arka bahçesi olur. İran’a saldırmak için fırsat kollayan ABD Kürdistan’ı kullanır.

    Komplo gibi mi geldi size? Araştırın bakın Küba bağımsız mıydi? Rusya’nın füze deposuydu. Doğu Almanya bağımsız bir devlet miydi komünizm çökmeden önce? Sovyet Rusya’dan izin almadan helaya gidemezlerdi. Doğu Almanya’daki sovyet askerlerinin sayısını biliyor musunuz? 600.000!!! Yani bugünkü Türk ordusu kadar asker vardı Doğu Almanya’da. Türkiye’den koparak kurulacak bir Kürdistan olsa olsa ABD’nin ve İsrail’in ortadoğu cephaneliği olur. Yani öyle Quebekmiş, Bask bölgesiymiş, Kuzey irlandaymış… Bu karşılaştırmalar biraz naif, Serdar Kaya’dan daha kaliteli çalışmalar bekliyoruz.

  11. Yazan:haydar Tarih: Şub 2, 2012 | Reply

    Serdar Kaya’nın demokrasi düşleri hoş ama boş. Kanada yerli halkın canına okumuştur senelerce. Ne demokrasi geleneği yahu? Ama onlar katliamları eskiden yaptılar, bitirdiler, açsın da o bölgenin tarihini okusun biraz. Demokrasi geleneği varmış oralarda. Peh peh. ABD’nin sinirleriyle oynayın da görün ne kadar demokrat olduklarını. Panama’da siyasi bir değişiklik yapın, mesela komünist bir hükümet kurun da görelim. Küba’ya asker çıkaran, arjantin’de, şili’de katliamlar yaptıranlar kimdi? Sosyal demokratlara bile tahammülü yoktu onların. Dmokrasi ve bolluk düzenini, serbest piyasayı kendileri için istiyorlar. Ama ortadoğuda ve afrika’da diktatörleri destekliyorlar. Serdar kaya’nın bunları bilmesi gerekmez mi?

  12. Yazan:Kutup Tarih: Şub 2, 2012 | Reply

    Quebec’in bağımsızlığı ile kürtleri karşılaştırmak mümkün mü? Irak ve İran dediğimizde dünya petrolünün %30-%40’ından bahsediyoruz. Kürdistan’a yakın doğal gaz kaynaklarına bakın. Azerbeycan örneğin. Özbekistan ve Türkmenistan’ın satış boruları da oralardan geçiyor. Avrupa’nın fosil enerjisinin belki yarısı oralardan geçiyor. Kolay mı? Kürdistan veya civarında en ifak bir sınır değişikliği demek dünyanın sinirleriyle oynamak demek. Irak ABD işgali altında ve Tahran’a savaş açılması da muhtemel. Kanada’da böyle bir durum var mı? Quebec’te stratejik olarak ne var? Kutup ayısı mı?

  13. Yazan:Halim İpek Tarih: Şub 3, 2012 | Reply

    PKK’nın infazlarına yönelik soruşturmanın yıllardır açılması gerekiyordu. Geç de olsa çok önemli bir adım atılmış oldu. Adil soruşturmaların bizi aydınlığa götüreceğine inanıyorum. Hatalarla yol alamayız. Bunu gerek devlet adına yapanlar olsun gerekse örgütün yapmış olması bir şeyi değiştirmez. Kirlilik üzerine bir şey inşa edilemez. Bu soruşturma, bir yüzleşmedir. Örgütün kendisiyle, yaptığıyla yüzleşmesi de olacaktır. Bu yüzleşme önümüzü açacaktır. Ben sorunun çözümü için çok umutluyum. Çözümün de yaklaştığına inanıyorum.

  14. Yazan:Kanadalı Tarih: Şub 3, 2012 | Reply

    Frankofonlarin neredeyse tamami Quebec’te yasiyor.zaten batiya, anglofon eyaletlere gitmeleri icin bir sebep yok. Kanada’nin en gelismis, en zengin yerlerinden biri bu eyalet.

    Quebec’in bagimsizlik istemesi daha cok Istanbul’un veya Marmara bolgesinin bagimsizlik istemesi gibi 🙂

    Turkiye’de ise Kurtler her yerde. Istanbul, Ankara, Izmir, Mersin… Bir suru kucuk kucuk kurt devleti kurmaksa amaclari bilemem.yoksa nufus mubadelesi ve zorunlu gocten baska care yok. OHAL zamanindaki eziyetler tekrardan yasanaksa neyin mucadelesi bu? BDP kurtlerin eziyet gormesi icin mi mucadele ediyor?

  1. 1 Trackback(s)

  2. Eyl 8, 2012: PKK’nın topuklu pabuçları : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin