RSS Feed for This Post

Halkın Sesi, Farkın Sesi

Halkın arzusuna yanıt veren her türlü düşünce değerlidir… Bu düşünceleri hiçe sayan, değer, kıymet vermeyen halka rağmen bildiğini okuyanlar bu toprağa ruh veren her türlü değere başkaldırıyor demektir. Özellikle son zamanlarda yaşadıklarımız verilen muhtıralar, dağıtılan bildiriler, gizli oluşumlar, darbe planları, perde arkası senaryolar her ne çevriliyorsa -bize rağmen- bilmelisiniz ki bunlar gelecek demokratik bir ülkenin ayak sesleridir. Çünkü her gün birilerini daha tanıyoruz. Ve birileri her gün kendisini bir şekilde deşifre ediyor. Biz onları tanıdıkça daha çok özgürlük, demokrasi, hukuk, adalet ve hoşgörü talep ediyoruz. Birbirimize kenetlenmenin, birlik olmanın, kardeş olmanın ne kadar önemli bir değere sahip olduğunu öğreniyoruz. 

Her dönem, darbeleri savunan ve bunun gerekliliğine inanan insanlar olabilir. Bunları ikna edemezsiniz. Ancak biz kendi insanlık projelerimizi, herkesi eşitleyen demokratik bakış açımızı, herkesin bir diğerinin hak ve hukukunu gözettiği bir zihniyeti kendi çabalarımızla hayata geçirebilmenin yollarını aramalıyız..Bunu gerçekleştirdiğimizde inanın hiçbir güç bundan böyle bizi insanlık dışına atamayacaktır..Elli yıldır sivil hayatımıza burnunu sokarak hayatımızı burnumuzdan getiren, cumhuriyetin temel değerlerini ve laikliği koruyacağım diye her on yılda bir darbe yapan “Her Türk Asker Doğar!” sloganını bilinçaltımıza yerleştiren ve bu şekilde hayata asker gözüyle bakmamıza neden olan bir zihniyete karşı insanlığı,özgürlüğü,ahlakı ve vicdanı dillendirmemiz gerekmektedir. Asker ve sivil bürokrasinin çıkarları üzerine bina edilen içe kapalı, şeffaf olmayan, kutsal devlet anlayışının yanı sıra dünyalılaşmayı, demokratikleşmeyi, zenginleşmeyi, hukuku ve bireysel özgürlükleri alabildiğince tartışmak ve bu anlamda yeni ve farklı bir anlayışın üretilmesine katkı sunmak zorundayız.

Bu ülkenin farklı farklı düşünen ve inanan renkleri olarak herkese verebileceğimiz net mesaj bu olmalıdır.

Saldırı hepimize yönelik

Bizler bu ülkenin gerçekten zor bir ülke olduğunun bilincindeyiz. Burada yaşamak, özgürleşmek, insan olmak ve kalmak gerçekten zor… Çünkü zorbalık hâkim, hukuksuzluk hâkim, farklılıklara tahammülsüzlük var, inançlara geçit yok. Bir türlü normal olamıyoruz. Hepimiz aynı fabrikanın ürünleri gibi duruyoruz. Direnme, mücadele etme yetimizi neredeyse yitirdik. Ancak buna rağmen umutlarımızı yitirmedik Hala özgürleşme, kardeşleşme ve insanlaşma için önümüzde yollar var. Artık rengin, ırkın, dilin, inancın ve mezhebin bir önemi yok. Çünkü görüldüğü gibi saldırı hepimize karşı, insanlığımıza karşı… Kimsenin ne olduğuna bakılmıyor, insanlaşma, özgürleşme ve demokratikleşmeye karşı bu engelleme operasyonları…

Kendilerinde büyük bir sorumluluk duygusunun hâkim olduğu inancıyla yaşayanların (asker, sivil bürokrat) bizim gibi sıradan insanlar/halk üzerindeki tahakkümü neredeyse doğal bir süreç gibi işlemekte. Ancak bu ülkede her önüne gelenin büyük bir sorumluluk duygusuyla yola çıkarak kimsenin( öğrencinin, simitçinin, ev kadınının, şoförün, öğretmenin vs.) geleceğiyle oynamaya hakkı yoktur. Çok mu şey istiyoruz?  Bu topraklarda yaşayan insanlarla barış içinde şerefli bir hayat geçirmek istiyoruz hepsi bu! Bu ülkede insanca bir yaşam istiyoruz hepsi bu! Dünyanın geldiği bu noktada herkes görevini icra etsin asker sivillerin yaşamına müdahale etmesin istiyoruz hepsi bu! Artık bizimde özgürlükleri önceleyen insanı ve değerlerini yücelten bir anayasamız olsun istiyoruz hepsi bu!

Bütün bu hazırlıklar ne anlama geliyor?

Bütün mesele bu mu? Onca planlar, gömülen silahlar, darbe günlükleri vs. hepsi bunun yüzünden mi? Size bu ülkede insanca yaşamak haram mı demeye getiriyorlar. Yoksa eğer nedir bütün bu olup bitenler. Kimim için yapılıyor bu derin planlar. Kimler için gömülüyor toprağa silahlar. Yakında bilmediğimiz düşman bir devletin işgaline maruz kalacağız da ondan mı yoksa! Bu ülkenin farklı kesimlerine karşı geliştirilen bu dışlayıcı, yasakçı ve baskıcı tutum niye? Neden ve niçin yapılıyor bütün bu hazırlıklar, planlar… Neden darbe günlükleri tutuluyor? Generaller neden eğitime müdahale ederler? Bu ülkenin savunmasız, yoksul, çaresiz ve zayıf insanlarına yönelikse bütün bu hazırlıklar bu dünyayı bu zayıf insanlara dar etmek içinse bütün bu derin planlar. Çok yazık!

Ordunun içerisinde çok samimi, bu toprağın havasını, suyunu almış, çiçeğine, böceğine varıncaya kadar her şeyine sevdalı komutanların olduğu bir gerçektir. Ancak içlerinde bu değerli insanları da zor durumda bırakan acımasız, zayıfı ezmekten haz duyan, faşist, darbeci ve diktatör ruhlu olanları da var. Bu göz ardı edilmemelidir. Bu kötü art niyetli insanların bu kurumdan ayıklanması elzemdir. Ordunun görevi yönetmek değil bu ülkenin insanının malını, namusunu ve canını muhafaza etmektir. Çünkü asker yönetmek için değil savaşmak için eğitilmiştir. Bu bakımdan askerler asli görevini icra etmekten başka bir işe karışmamalıdır. Artık sivilleri siviller yönetmeli. Suyu yokuşa süremezsiniz.

Zaman birlik olma zamanı

Bu ülkede Kürtler, Türkler, Şiiler, Sünniler, Araplar, Aleviler farklı mezhep, ırk ve düşünceden olanlar artık herkes birbirinin hak ve hukukunu sahiplenebilmelidir. Bu hukuk tanımaz, çıkarcı, insanlık dışı ideolojilerin karşısında içi insanlık, aşk, ahlak, erdem dolu kardeşlik dolu, inanç dolu bir birlikteliğin ve bütünleşmenin sağlam adımlarını atmalıyız. Yıllardır tek bir ideolojiye göre toplumu şekillendirmeyi hedefleyen, kendi gibi düşünmeyen, inanmayan, yazmayan, çizmeyen her kim varsa tehlike olarak gören baskıcı, militarist zihniyetlerin ne içinde yaşadığı ülkeye nede komşu ülkelere yönelik barışçı, kardeşçi politikaları olacaktır. Sürekli düşmanlıkların icat edildiği bir ortamda huzurdan, barıştan, insanlıktan bahsetmek mümkün değildir. Aynı vatanın, aynı toprağın, aynı dinin ve aynı medeniyetin insanları sürekli birbirleriyle savaştırılmaya çalışılıyor. Bu bakımdan bizler üzerimize düşen sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. Yani adil, eşitlikçi, paylaşımcı, farklılıklarla barışık, çok kimlikli, çok inançlı ve özgürlükçü bir zihniyetin oluşması için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Görüldüğü gibi saldırı hepimize yönelik bir saldırı…

Trackback URL

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin