RSS Feed for This Post

Haydi 7 kasımda referanduma!

Yıldıray Oğur (TARAF)

Ben çok sıkıldım, ya siz?

 Bütün ömrümü Anayasa Mahkemesi üyelerinin 65 yaşlarını doldurup emekli olmasını bekleyerek geçirmek istemiyorum doğrusu.

 Hem de yerlerine atanacakların bir Haşim Kılıç, bir Osman Can olacağının da garantisi yok.

 Kafaları vicdanlarına kadar, içleri memleketin çer çöp ideolojileriyle dolu pembe evrak dosyalarının içine gömülmüş mahkeme üyelerine “adalet” diye yalvarmaya da hiç niyetim yok.

 Onların dünya klasiklerini okuyup Türkçelerini düzeltmelerini, evrensel hukuk literatürünü okuyup içlerine sindirmelerini beklemeye de sabrım kalmadı.

 Bu demokrasi krizinden çıkmak için Tayyip Erdoğan’ın gözlerinin içine bakıp bakıp yeni anayasa hayallerine dalmak, Şile kongresindeki bilmem ne sözünden ümitlenip, Şişli kongresindeki bilmem ne sözünden kahrolmak da istemiyorum artık.

 Demokrasi olmadığı için hapse düşmüş bir başbakandan demokrasi dilenmek ağrıma gidiyor çünkü.

 Aslında bir gün İlker Başbuğ’un o tehditkâr parmağı “Sayın Başbakanım bir şey söylemek istiyorum” demek için de kalkar mı diye bayağı bir merak içindeyim ama normal şartlar içinde bu yüzyılda o parmağın evrimini tamamlaması da zor gözüküyor bana.

 Saklamayın benden yoksa Cemil Çiçek de Demirel gibi Osman Müftüoğlu’nun hastası mıdır? Çok merak ediyorum artık kaç dönem daha demokratikleşme adımlarının, AB uyum reformlarının çeşnicibaşısı olarak çalışacağını? Kaç on yıl daha onun damak tadına uygun tatsız, tuzsuz özgürlükleri yiyip içeceğiz?

 Bu fena karamsarlık içinde tek neşe kaynağım ise “CHP bir gün AB’ye destek verse, zaten Atatürk de önümüze AB hedefini koymuştu” diye diye bütün ömürlerini geçirmekte kararlı gözüken laik demokrat polyannacılar. Kemal Derviş sevabına dönüp bir süre onlara liderlik etse cennetlik olacak.

 Yani ruh halim karmaşık. Biri daha “Asıl şimdi Türkiye’nin sola ihtiyacı var” derse kusacağım sanki. Ben veremedim bari çocuklarım sahiden demokrat bir sol partiye oy verebilsin diye “kitlelerin afyonu” dinin sahibi Tanrı’ya dua ediyorum her gün.

 Tamam, kabul ediyorum 29 değil yaşım 30.

 Ama şimdiden sevgili büyükbabama benzeyen Oktay Ekşi’nin “Anlamazsan, anlatırlar” tehditlerinden, babam yaşındaki Ertuğrul Özkök’ün bir gün nedamet getirip memleketin demokratikleşmesine destek yazısı attırmasını beklemekten de yorgun düştüm.

 Ne olurdu ki bir gün popüler bir sanatçı çıksa, Kemalizme, faşizme ona buna dokunmadan herkes için demokrasi istese, hepimize örnek olsa. Ne olurdu bir gün bir mizah dergisi çıksa “Tayyipler Âleminin” hemen yanına bir de “Generaller Âlemi” çiziktirmeye cesaret etse. Ne olurdu?

 Milleten cesaret bekliyorum ama itiraf edeyim, bazen medyanın yoğun gayretleriyle Ergenekoncuların serbest kalıp hepimizi keseceğinden de korkmuyor değilim. Beraat edip Uğur Dündar’ın karşısına çıkmış bir Veli Küçük, Ali Kırca’nın karşısında çıkmış bir Doğu Perinçek gördünüz mü kaçın. Kaybettik demektir.

 Asıl endişem ise emeklilik günlerimde Sözcü gazetesi okuyan aksi bir ihtiyar olup çıkmak ve son nefesimi “bu millet adam olmaz, eğitim şart” diye diye verip totaliterlerin cehennemini boylamaktır.

 İşte Anayasa Mahkemesi’nin son iki kararından sonra tam da böyle Türkiye’yi terk etmek üzere hazırlık yapan bir Fazıl Say kıvamına erişmek üzereydim ki “7 Kasım Anayasa Referandumu” kampanyası imdadıma yetişti.

 Genç Siviller’in Darbe Devam Ediyor adlı kampanyası “Sistem tıkandı, çözüm yeni anayasada. O da ancak biz bastırırsak yapılır” diye yola çıktı. Tıpkı Güney Afrika’da yılar önce yapıldığı gibi tabandan bir anayasa tartışması ve talebi yaratmak üzere.

 Çünkü 7 Kasım 1982’de düzenlenen referandumla, hileyle, hurdayla, kandırılarak ama yüzde 92 oyla biz kabul ettik bu anayasayı. Bile isteye, kendi ellerimizle başımıza bu belayı kendimiz sardık.

 Şimdi de kimseden bir şey yapmasını beklemeden başımızdaki beladan yine kendi imkânlarımızla kurtulacağız.

 7 Kasım 2008’de, yani o referandumun 26. yıldönümünde, yeniden sandık gelecek önümüze. Oylama şimdiden www.darbedevamediyor.com adresinde başladı bile. Gerçek sandıklar ise 7 kasımda 40’a yakın şehirde meydanlara konacak. Kampanyanın sloganları “Göstere göstere hayır” ve “Sahibinden acil anayasa.”

 7 kasımda eskisine bu kez” göstere göstere hayır” dedikten sonra ev toplantıları, forumlar, Tamir Atölyeleriyle yeni anayasayı konuşmaya başlayacağız.

 Yani çıkmayan candan ümit kesilmez. Bavulunu toplayanlar boşaltsın.

 Şu 7 Kasım 2008’i de bir bekleyelim.

 Olmadı, istibdat rejiminden bunalıp Yeni Zelanda’da komün kurmayı düşünen Jön Türklerin izinde biz de Güney Afrika’da bir yer satın alıp Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni ilan edeceğiz.

Trackback URL

  1. 2 Yorum

  2. Yazan:kehribar Tarih: Eki 28, 2008 | Reply

    ben sıkılmadım.

    Hem de yerlerine atanacakların bir Haşim Kılıç, bir Osman Can olacağının da garantisi yok. dediğinize göre sıkıntınızın sebebi net biçimde anlaşılıyor.

    ilerisi için umut görmüyorsunuz. sizler de öylesiniz, bölücüler de öyleler. ilerisi için umudunuz kalmadı. ak parti eriyor. pkk çok fazla kan kaybetti. dahada kaybedecek. barzani kuyruğunu kısacak oturacak. dpt de ak partiye kaptırdığı oyları geri alma umutlarında! türkiyenin üzerine kara bir bulut gibi çöken bütün bu kesimler şimdi olmazsa bir daha hiç olmayacağını görüyorsunuz. gazetenizin yalanları bir bir ortaya çıkıyor. dpt ve pkk varlığını ispat etme savaşında. türban elden gitti. başbakanımız genelkurmay başkanına arka çıktı. paçalar tutuştu. can çıkacak umutlar kesilecek.

    biz de Güney Afrika’da bir yer satın alıp Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni ilan edeceğiz. işte bu isabetli bir yaklaşım. güle güle.

  3. Yazan:seyyitbattal Tarih: Eki 28, 2008 | Reply

    Bir millet kendi iradesiyle hareket etmezse millet olmaktan çıkar. Başkalarının emir ve iradelerinden kurtulmamız gerekir.Her hareketimizde başkalarına danışmakla olmuyor, BU vatanı için de insanıyla birlikte yabancılara peşkeş çekmeye kimsenin hakkı yoktur.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin