RSS Feed for romanCategory: roman

Mrs Dalloway / Virginia Woolf »

Eğer kitap okumanın yegâne amacı ne diye sorulacak olursa hiç tereddüt etmeden kafayı tamamen karıştırmak ve bu karışıklık içinden bir düşüncenin meydana gelmesini sağlamak diyebilirim. Bu sancılı bir süreçtir. Çünkü insan doğası gereği bencildir ve sınırları aşan bir durum olursa tahammülsüzdür. Bu yüzden aynı düşünceye sahip insanların arasında mutlu olmaya alışmıştır. Hayatının her alanına yansır […]

Bozkır Kurdu / Hermann Hesse »

İnsanlığın her zaman varlığını sürdüren bir durumu olarak “burjuvalık”, bir denge sağlama, insan davranışındaki sayısız aşırı uçlar ve karşıt çiftler arasında dengeli bir orta yolu ele geçirme çabasından başka şey değildir. Bu karşıt çiftlerden birini, örneğin bir ermişle zevkperest bir kişiyi ele alırsak, benzetimiz daha iyi anlaşılacaktır. İnsan, kendini tümüyle manevi değerlere, Tanrıya yaklaşma çabasına, […]

Bozkır Kurdu / Hermann Hesse »

“Tanrım!” diye sesimi yükselttim dehşetle. “Ne yapıyorsunuz Mozart? Kendinize ve bana bu kepazeliği reva görmekte, bu iğrenç aygıtı üzerimize salmakta ciddi misiniz? Çağımızın bu başarısını, onun sanatı yok etme savaşma soktuğu en son, en etkili silahını? Bunu yapmasanız olmaz mı Mozart?” Aman Tanrım, o korkunç adam nasıl da güldü bunun üzerine, nasıl da soğuk ve […]

Bozkır Kurdu / Hermann Hesse »

Hayıflanacak bir şey yoktu, geçip gitmiş hiçbir şeye acımamak gerekiyordu. Ardından üzülecek bir şey varsa o da şimdi’ydi, bugün’dü, yitirdiğim, sadece edilgen bir tutumla katlandığım, bana ne armağanlar sunmuş, ne beni fazla sarsmış bu sayısız saatler ve günlerdi. Ama Tanrıya şükürler olsun, istisnalar yok değildi; seyrek olarak öyle saatler yaşıyordum ki, beni sarsıntılarla karşı karşıya […]

Kayıp Zamanın İzinde / Marcel Proust »

Piyanonun hatırasının bile, müziğe ilişkin konulara bakışını yanıltmaya katkıda bulunduğunu ve müzisyene sunulan alanın, yedi notalı daracık bir gam değil, neredeyse tamamı henüz bilinmeyen, sınırsız bir yelpaze olduğunu biliyordu; her biri bir başka âlem olan milyonlarca sevgi, tutku, cesaret ve sükûnet notasından oluşan bu sonsuz alanda, keşfedilmemiş yoğun karanlıkların arasında, ancak tek tük birkaç nota, […]

Sefiller / Victor Hugo »

Kötü Adam İyilik Yapmaz Mösyö Faşloven, bu kazadan diz kapağı kırılmış olarak kurtuldu. Madlen Baba, onu fabrikasının işçileri için açtığı ve rahibelerin idaresine bıraktığı hastahaneye götürdü. İhtiyar, ertesi gün gözlerini açtığında yatağının yanındaki küçük masanın üzerinde bin franklık bir çek gördü. Çekin yanında bir pusula vardı. Açıp okudu: “Mösyö, arabanızı ve beygirinizi satın alıyorum.” Halbuki […]

Kanserliler Koğuşu / Alexandr Soljenitsin »

Eğer dakikanı kullanmayı bilmiyorsan saatlerini, günlerini ve sonunda hayatını kaybedersin. (Alexandr Soljenitsin, Kanserliler Koğuşu) Hastanenin kanserlilere ayrılan kısmı 13’üncü koğuştu. Pavel Nikolayeviç Rusanof batıl inançları olan bir insan değildi ama kayıt fişine «13’ncü koğuş» yazdıkları zaman içinde bir şeylerin çöktüğünü hissetti. Koğuşa 13 değil de «protez» ya da «barsak hastalıkları koğuşu» gibi bir şey demek […]

Tom Sawyer / Mark Twain »

Yaz, bütün sıcaklığı ve güzelliğiyle yöreyi sarmıştı. Cumartesi sabahı pırıl pırıldı gökyüzü. İnsanın yaşamına mutluluk katıyor, kalplerden gelen ezgiler dudaklardan coşkuyla dökülüyordu. Çiçeklerden havaya tatlı kokular yayılıyordu. Herkes mutluydu, sevinçliydi bir kişi dışında. O mutsuz olan çocuk da Tom Sawyer’di. Tom bir elinde kireç dolu kova, bir elinde fırça, tahta perdenin önüne geldi. Tahta perdeye bezgin […]

Bir Delinin Hatıraları / Gustave Flaubert »

Bir deli! İnsana dehşet veriyor. Siz, siz nesiniz okuyucu? Kendini hangi kategoriye koyuyorsun? Aptallarınkine mi, delilerinkine mi? – Şayet seçmek sana kalsa, kibrin yine de son hali tercih ederdi. Evet, bir kez daha, neye yarar, bunu gerçekten soruyorum; ne eğitici, ne eğlendirici, ne kimyevi, ne felsefi, ne zirai, ne hazin olan, ne koyunlar, ne de […]

İnce Memed / Yaşar Kemal »

Toros dağlarının etekleri ta Akdeniz’den baslar. Kıyıları döven ak köpüklerden sonra doruklara doğru yavaş yavaş yükselir. Akdeniz’in üstünde daima, top top ak bulutlar salınır. Kıyılar dümdüz, cilalanmış gibi düz killi topraklardır. Killi toprak et gibidir. Bu kıyılar saatlerce içe kadar deniz kokar, tuz kokar. Tuz keskindir. Düz, killi, sürülmüş topraklardan sonra Çukurova’nın bükleri baslar. Örülmüşçesine […]