RSS Feed for romanCategory: roman

Dava / Franz Kafka »

“Bu olayı bir şaka gibi gördüğümü söylemek istemiyorum. Yapılanlar buna izin vermeyecek kadar ciddi görünüyor bana. Öyle olsaydı, siz de dâhil, evdeki herkesin bu işte payı olması gerekirdi; bu da şaka sınırlarını aşan bir şey olurdu. Yani bunun bir şaka olduğunu söylemek istemiyorum.” “Çok doğru,” dedi şef, kutudaki kibritleri sayarken. “Ama öte yandan,” diye herkese […]

Emma’dan Bihruz’a… Bovarizmden Sendroma »

Yeryüzünde yazarından daha çok tanınmış bir kurgu kahramanı varsa o da şüphesiz Emma Bovary’dir. 12 Nisan 1857’de yayımlanmış Madame Bovary. O zamandan beri de hakkında hala bir şeylerin söylendiği, tahlilinin yapıldığı, yazarını sıkıntıda bırakan ve itirafa zorlayan bir karakterdir Emma. Hatta  Emma Bovary fahişelikle, Flaubert’in ahlâksızlıkla suçlanır Fransa’da, bir yıl sonra da “yaşam, sanatı taklit […]

Seksenli Yıllarda Türk Romanı Ve Post Modern Eğilimler »

12 Eylül, 12 Mart’ın aksine Türk romanında sosyalleşmeyi değil, ferdileşmeyi, anlatımda klasik yapının aksine üst dille biraz daha kapalı bir ifadeyi gündeme getirmiştir. Bu yönelim ve değişim post modern çizginin yansıyışı olarak ele alınmalıdır. Dönemin en bariz kaçış fikri, gerçeği örtülü kılmanın çok ötesine kaymıştır.[1] Ancak tam aksine örtülü gerçeklik; hatta yalın sosyolojik gerçeklik romanları […]

Türk romanının tarihçesi »

Türk Edebiyatı, belli bir döneme kadar nesirden ziyade bir nazım edebiyatı olmuş, roman 19. yüzyılda Türk edebiyatına girene dek, onun yerini tahkiyeli diğer eserler tutmuştur. “Eski Türk Edebiyatında hikâye, en geniş ifadesiyle ‘bir olayın anlatımı’ şeklinde düşünülmüş, manzum olsun, mensur olsun bir olayı anlatan tarih, masal, efsane, lâtife, destan, menkıbe vs. gibi tahkiye esasına dayanan […]

Bozkırkurdu / Hermann Hesse »

Daha ilk konuşmada kendisi için bozkırkurdu ismini kullanmış, bu da beni yadırgatıp rahatsız etmişti. Bu ne biçim isimdi böyle? Ama sonradan yalnızca alıştığım için bu ismi kabullenmekle kalmadım, kendim de düşüncelerimde hep bozkırkurdu dedim onun için, bugün bile kendisini niteleyecek daha yerinde bir sözcük bilmiyorum. Yolunu şaşırıp bizim aramıza düşmüş, kentlerde ve sürü yaşamında soluğu […]

Albertine Kayıp / Marcel Proust »

Hatıralarımız bize aittir elbette; ama küçük, gizli kapıları bulunan kimi mülklere benzerler; çoğu kez bu kapılardan bizim bile haberimiz yoktur, bir komşumuz bize bu kapılardan birini açtığında, daha önce hiç görmediğimiz bir köşesinden kendi evimize girmiş oluruz. Aşkta kötü seçimden bahsetmek hatadır; çünkü seçim söz konusuysa, kötü olmak zorundadır. Bütün vaktini yanlış birtakım küçük tahminlerde […]

Erebos / Ursula Poznanski »

“… Her seferinde gece başlıyor. Planlarımı geceleri karanlıkta besliyorum. Elimde sınırsız sayıda olan bir şey varsa, oda karanlık. Büyütmek istediklerimin yetişeceği topraklardır karanlık. Her zaman geceyi gündüze, bodrumu bahçeye tercih etmişimdir. Hastalıklı düş varlıklarım ciğerlerine buz gibi havayı çekebilmek için ancak günbatımından sonra sığınaklarındançıkmaya cesaret edebiliyorlar. Benden, biçimsiz yaratılmış bedenlerine kendilerince grotesk bir güzellik vermemi bekliyorlar. Yemin […]

Alper Gürkan’ın romanı Mütercim »

DUYURU: Modernleşme, sanat kuramı, edebiyat, sinema yazılarından ve çok önemli kitap tanıtım yazılarından tanıdığınız Alper Gürkan’ın romanı Mütercim okurlarıyla buluştu. Kitaba şu adresten indirimli olarak ulaşabilirisiniz. Arka kapak: Mütercim, hocasının ölümüyle yarım kalan bir tercümeyi tamamlamak için 1924’te, İstanbul’dan Ankara’ya gelen bir çevirmenin değişen dünyasının hikâyesini anlatıyor… Tercüme sorunlarıyla birlikte mütercimini, iktidarı ve Takrir-i Sükûn […]

Bay Öteki / Suzan Nur Başarslan »

İkinci el kitaplara dalmıştı, onların kendisindeki anlamını tanımlamaya çalışıyordu düşüncelerinde. İkinci el kitaplar, içlerindeki farklı dünyayı kendi dünyanıza kabul etmenizdi… Farklı hayatlarla, kokularla, hüzün ve renklerle gelirlerdi dünyanıza; içlerinde okunmuş ve kesilip sararmış takvim yaprakları, gazete küpürleri, ayraçlar, derkenarlar, çizgiler, kokular ve üzerine sinmiş lekelerle, bir daha onun içinden alamayacağınız varsıllıklarıyla. Sonra yerleşirlerdi bir kitaplığa, […]

Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde / Marcel Proust »

“… Genellikle mutluluğu mümkün kılacak şeyi ele geçirdiğimiz anda, aynı akşamda olmaz mutluluğun elimizden çalınması. Çoğunlukla bir süre çabalamayı, ummayı sürdürürüz. Şartları aşmayı başarırsak doğa dıştaki savaşımı içimize taşır ve yavaş yavaş kalbimizi değiştirerek sahip olacağı şeyden başkasını arzulamasına neden olur. […] Doğa şeytanca bir kurnazlıkla, bizzat bu ele geçirişi mutluluğun yok edilmesine alet eder. […]