RSS Feed for HayatCategory: Hayat

Zaman Aforizmaları »

Varlıkların sürekli değişim halinde olması onlara kalıcı bir hüviyet vermemize engel. Canlı ya da cansız her varlık değişmekte. « Var » olmak değişmekten ibaret. Varlıkların hüviyeti ise bir fikir sadece. Fiillere verdiğimiz isimlerin mânâsı da bizde saklı. Mutlak olarak fiillerde değil. Saniyede 2000 hücresi ölen bir insan “Ben” derken neyi/kimi kastediyor? 50 yaşındaki bir adamın en yaşlı […]

Eski Mısır Ölüler kitabı, ölümden sonra Oziris’in muhakemesi »

“… Hiç kimseye kötülük etmedim. Yakınlarımı bahtsızlığa sürüklemedim. Gerçek evinde alçaklık etmedim. Kimseyi gücünün dışında çalıştırmadım. Benim yüzümden kimse korku duymadı, yoksulluk ve acı çekmedi, bahtsız olmadı. Tanrıların kötü gördükleri şeyleri hiçbir zaman yapmadım. Kölelere kötü muamele ettirmedim. Kimseyi aç bırakmadım. Kimseye göz yaşı döktürmedim. Kimseyi öldürmedim. Kimsenin kahpece öldürülmesini emretmedim. Kimseye yalan söylemedim. Hiçbir […]

Bir Dinozorun Anıları / Mîna Urgan »

   “… Bana kalırsa, bir insanın yaşamında en güzel yıllar gençlik değil, otuz beş ile kırk beş arasıdır. Gençliğin sıkıntılarından kurtulmuş, yaşlılığın sorunlarıyla henüz karşılaşmamışsınızdır. Ne çare ki, o güzel yıllar da geçer, her şeyin gelip geçtiği gibi … Sigarayı bir türlü bırakamamanın bana verdiği aşağılık duygusundan ancak yaşlanınca kurtuldum. Çünkü Profesör Dr. Süleyman Velioğlu bana […]

Aforizmalar / Richard Bach »

“… İnsanlık fiziksel bir tanım değil, ruhsal bir amaçtır. Size verilmiş bir şey değildir, onu kazanmanız gerekir. En büyük öğretmenleri bulun, en zor soruları sorun. Size asla “Felsefe oku” veya “Üniversiteden mezun ol” demezler. Söyleyecekleri şudur: “Zaten biliyorsun.” Unutmak, bu gezegende yaşayanların “şuur” dedikleri şeydir. Yokuşlu, zor yolları seçenlere büyük ödüller vardır; ancak bu ödüller […]

Dinle Küçük Adam / Wilhelm Reich »

“… Çünkü büyük adam sana benzemez. Yaşamının amacı yığın yığın para biriktirmek ya da kızlarını toplumsal konumu iyi birileriyle doğru dürüst evlendirmek ya da bir siyasal göreve atanmak, adının başına bir yığın büyük sözcükler eklemek ya da Nobel Ödülü almak değildir. […] Sen, unutursun küçük adam. Ama büyük adam; doğası gereği unutmaz. Sanma ki, kin besler […]

Upanişadlar / F. Max Muller »

“… Soylu efendim! Kemik, deri, kas, ilik, meni, kan, sümük, gözyaşı, dışkı, idrar, safra ve balgamdan oluşan, kötü kokulu tohumsuz bu bedende, sevinci nasıl yaşayabiliriz? Tutku, öfke, arzu, delilik, korku, tereddüt, kıskançlık, ayrılık, sevilmeyene bağlılık, açlık, susuzluk, yaşlılık, ölüm, hastalık ve buna benzer şeylerle yüklü bu bedende, sevinci nasıl yaşayabiliriz! Ayrıca bu dünyanın fani olduğunu […]

Bu da geçer Yâ Hû »

 “… Dönmese de felek bizim arzumuzca iki gün; Bir kararda kalmaz devran her zaman üzülme …” Hafız-ı Şirâzî …Bu konuda okumak için… Ölümden Bahseden Kitap Çocuklarımıza Ölüm’den daha çok bahsetsek ne olur? Meselâ evde besledikleri hayvanların, saksıdaki çiçeklerin ölümü üzerine yorum yapmalarını istesek? Mezarlık ziyaretleri yapsak onlarla birlikte ve sonra ne düşündüklerini, ne hissettiklerini sorsak? Çocuklara […]

Ölümü TaRiF edemiyorlar çünkü yaşarken aRiF oldukları şeylerin cinsinden konuşuyorlar »

  …Bu konuda okumak için… Ölümden Bahseden Kitap Çocuklarımıza Ölüm’den daha çok bahsetsek ne olur? Meselâ evde besledikleri hayvanların, saksıdaki çiçeklerin ölümü üzerine yorum yapmalarını istesek? Mezarlık ziyaretleri yapsak onlarla birlikte ve sonra ne düşündüklerini, ne hissettiklerini sorsak? Çocuklara ölümden bahsetsek belki daha güzel bir dünya kurulur bizden sonra. Çünkü bugün Ölüm’ü TV’den öğrenmek zorunda […]

The Sheltering Sky / Paul Bowles »

  “Ne zaman öleceğimizi bilmediğimiz için, hayat hiç bitmeyecekmiş gibi gelir. Aslında hiçbir şey kendini çok tekrarlamaz, aslında çok az tekrarlar. Çocukluğunuzun bir öğleden sonrasını, öyle ki, hayatınızın bir parçası olmuş, sizi derinden etkilemiş bir öğleden sonrayı daha kaç kez hatırlayacaksınız ki? Belki dört, beş kez daha, belki o kadar bile değil. Dolunayın çıkışını daha kaç […]

إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعونَ »

Bir erkeğin Adem’liğe adım atması babasını kefenleyip kabre koyduğu gün başlarmış. Onlar’ın ölümünü bilen, Sen’lerin ölümüne alışan erkek ancak babasını musalla taşında görünce Ben’in ölümüne ikna olurmuş. Tabuttan çıkarılıp toprağa konulan ölü beden dirilere kendi acziyetlerini hatırlatırmış. O’nunla kurbiyeti olmayan diriler meğer ayakta gezen ölülermiş: Vücud ikliminin sultânı sensin Efendim derdimin dermânı sensin Bu cism-ü […]