RSS Feed for This Post

Kapitalist Bankaların sponsorluğunda anti-kapitalizm!

İşçi sömürüsü

Üç ay önce 1 milyar 116 milyon liralık ceza yiyen bankalar, şimdi de “fazla mesai” soruşturmasına uğradılar. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı İş Teftiş Kurulu müfettişlerinin banka çalışanlarının şikayeti üzerine harekete geçmesiyle bankaların fazla mesai ödemesi yapmadıkları kaydedildi. Konuyla ilgili soruşturma halen devam ediyor.

Müşteri sömürüsü

Öte yandan, Ankaralı işadamları da, “ortak faiz belirleyen” bankalara karşı dava açtı. Ankara Genç İşadamları Derneği (ANGİAD) mahkemeye verdiği dilekçede, bankaların işadamlarını zarara uğrattıkları ve bu nedenle tazminat hakkının doğduğu vurgulandı. Söz konusu dava Ankara Adliyesi’nde devam ediyor.

Alınteri sömürüsü

Kredi kartları aidatı ve kredi komisyon masraflarıyla sürekli vatandaşı soyan bankalar, iki ay önce Rekabet Kurulu’ndan yedikleri 1,1 milyar liralık cezayla tarihe geçtiler. İş Bankası, Yapı Kredi, Garanti ve Akbank, en fazla ceza yiyen bankalar oldu. Rekabet Kurulu, geçtiğimiz Mart ayında tüketicilerden gelen yoğun şikayetler üzerine bankalar hakkında bir soruşturma başlattı. Rekabet Kurulu’nun dosyaları müzakeresi sonucunda, bankaların mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinin ihlal ettiği belirlendi. Kurul, bankaların mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında anlaşma ve uyumlu eylem içerisinde bulunarak tüketiciyi zarara uğrattığını belirledi.

Akbank, Yapı Kredi, Garanti ve İş Bankası, tüketiciyi en fazla mağdur eden dört banka olarak “Birinci Grup Ceza Kesilen Bankalar”ı oluşturdu. Buna göre; Akbank T.A.Ş. 172.165.155,00 TL, Türkiye Garanti Bankası A.Ş. ve Garanti Ödeme Sistemleri A.Ş. ile Garanti Konut Finansmanı Danışmanlık A.Ş.’den oluşan ekonomik bütünlük 213.384.545,76 TL, Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. 149.961.870,00 TL ve Türkiye İş Bankası A.Ş. 146.656.400,00 TL ceza aldı. Soruşturma safhasında söz konusu bankaların faiz oranlarını, kredi kart ücret ve komisyonları, kredi komisyonlarını ortak belirleme suçlarını işledikleri belirlendi.  

 

… Bu konuda okumak için…

 

Banka Ordudan Tehlikelidir!

Bankacılarına söz geçiremeyen batı ülkeleri tıpkı 1980′lerde ordusuna söz geçiremeyen Türkiye’nin durumuna düştüler. Zira bize yansıtılanın aksine, 2008’de Amerikan emlâk sektöründen başlayan kriz öngörülemez bir felaket değildi. Yapılan düpedüz bir piyasa darbesi idi aslında. Tasarlanmış, planlanmış, yürürlüğe konmuş bir operasyon. Bu operasyonu yöneten insanlar daha 1980’lerde Batı adaletinin üzerine çıkmışlardı. Krizi frenleyecek yasal engelleri bir bir kaldırdılar, krizin küreselleşmesini sağlayacak mekanizmaları yine onlar kurdular. Elinizdeki 60 sayfalık bu e-kitap Batı’da demokrasinin gerileme sürecini sorguluyor:Demokrasinin zayıf noktaları nelerdir? Bankalar nasıl oldu da halkın iradesini ayaklar altına alabildiler? “Hukuk devleti” diyerek örnek aldığımız demokratik ülkeler neden bu Piyasa Darbesi‘ne engel olamadılar?Askerî darbelerden yakasını kurtaran Türkiye’de hükümet Piyasa Darbesi ile devrilebilir mi?  Buradan indirebilirsiniz.
Sosyalizm İslam’a uyar mı? (Tartışma)

Bir yanda zekât üzerinden eşitlikçi bir İslâm yorumu yapan anti-kapitalist Müslümanlar. Diğer tarafta bir türlü iktidar olamayan, sosyalizmi bilmeyen, kemalizmi demokrasi zanneden devletçi, hatta darbe yanlısı bir Türk solu.

Türk solu geçmişiyle yüzleşemekten korkuyor. Solcunun solcuyu katlettiği 1 Mayıs 1977 bir tabu. Deniz Gezmiş’in ulusalcı duruşunu da eleştiremiyorlar. Evet… Türk solcuları iktidara yürümek için bir koltuk değneğine muhtaçlar. Peki ya İslâm? Sosyalizm İslâm’a ne kazandırabilir? Sosyalist devletlerin Müslümanlara yaptığı onca eziyetten sonra Müslümanlar sosyalizm ile ittifak yapabilir mi?

Derin Düşünce okurları tartıştılar, biz de kitaplaştırdık. Buradan indirebilirsiniz.

 

Trackback URL

  1. 4 Yorum

  2. Yazan:Sivil-Ce Tarih: Haz 14, 2013 | Reply

    AKP polis devleti hala bu işi tümden anti-kapitalist bir ayaklanma zannediyorlarsa hiçbirşey anlamamışlar demektir.

    Ayrıca bu dindar iktidar yıllarca 50 tane kaymak tabaka mensubunun parasını alıp tüm nüfusu bölüp, “ahanda bakın da nasıl ilerledik” diye sunmadı mı bize.

    Hatta bir de iftar yemekleri verdi, kralınınızın sofrasından artan kırıtılarla…

    Bence muhalefeti anlamak istiyorsanız, önce “biz neyiz acaba” diye sorun.

  3. Yazan:Vedat Kat Tarih: Haz 14, 2013 | Reply

    Bu eylemlerin arkasında yerli laik-seküler sermayenin olmasına ve göstericilere destek çıkmasına şaşırmadım.Çünkü dertleri R.Tayyip Erdoğan’dan kurtulmak.AK Partiden kurtulurlarsa inanılmaz şekilde büyüyecekler ve siyaseti de yönlendirebilecek hale gelecekler.TÜSİAD eskiden siyaseti ve üst düzey bürokrasiyi lobicilik faaliyetiyle etkileyebiliyordu ama şimdi bunu yapamadıkları için müthiş öfkeliler. Bu zenginlerin bankaları zaten çeşitli onlarca kalemlerden halkı soyuyorlar ve bu yaptıklarına da yasal kılıf uyduruyorlar.Bu gezi parkının arkasındaki sermayeyi görmezden gelip antikapitalist sloganlar atmak açıkçası tutarsızlık ve samimiyetsizliktir. İlkeli olunacaksa bu konuda da tutarlı bir duruş sergilenmelidir.

  4. Yazan:Sivil-Ce Tarih: Haz 15, 2013 | Reply

    Yahu hala ilke milke diyorsunuz. Sanki AKP çok ilkeli bir siyasi iktidar da, muhalefeti topyekün ilkeli olsun.

    Adamlar bir dinden medet umuyorlar, bir borsadan yani kumardan. Oksimoronluk polis devletimizin paçalarından akıyor, ne bekliyorsunuz ki.

    Elbette itirazlar her kesimden yükselecekti, aksi saçma olurdu zaten.

  5. Yazan:Mktdr Tarih: Haz 15, 2013 | Reply

    Borsada olan spekülasyonlar, bir anda sermaye patronlarının uşakları sanatçıların meydana dökülmesi, İsrail yetkili mercilerinin sevinçleri, milletimizin dünya çapında sıçrayışını gerçekleştirdiği dönemde bunların olması masumane midir? Hayır! gayet komplike iyi kurgulanmış bir oyunun aşamaları neticeleridir. Kendilerini bu toprakların sahibi sanan azınlık zümrenin küresel güçlerle ittifakları ile iki yüz senedir oynadığı oyunlarla, gezi olaylarının bu kadar benzer gelişmesi hiç mi dikkatini çekmiyor. Sermayenin , ABD’nin, Avrupa Devletlerinin , Rus basınından tutunda İran basınına kadar bu kadar şakşakçının çıktığı bir ortamda emperyal güçlerin Suriyede olan olaylardan daha çok geziden bahsetmesi, itidal çağrısı yapması, kararlar alması, basınlarının seferber olması, acayip değil mi, onlarla aynı safta olmak ahmaklık değil mi. Sosyal medya desteğiyle ilk günden bugüne çamur at izi kalsın anlayışıyla yürütülen propagandayı görmezden gelmek aptallık mı yoksa art niyet mi. Polis şiddeti deyip sloganik, düşünceden yoksun anlayışın değişmesi gerekmez mi. Olayların ilk günündeki orantısız güç elbette kabul edilemez fakat bunun sistematik kullanılıp bütün iyi niyet çabalarına rağmen polise nefret söylemlerini çoğaltıp organize bir oyuna başlanılması hiç mi ilgini çekmiyor. Hem gezideki müdahale dünyadaki misallerine göre çok masumdur itidallidir diyebiliriz. Şunu iyi görmek lazım dolmabahçeye , başbakanlık binasına, millet meclisine saldırmak isteyen, Başörtülüleri kendine hedef gösteren, azılı bir gruba dur demek devletin bizatihi görevi değilmidir. Oradaki bir kısım vandilistleri (hepsi olamasada çoğunluğu öyle) halk kabul edenler, -Halk!- anlaşılmıyor diyenler, soruyorum orada olanlar halkta biz kimiz? Yoksa size göre koyun sürüsü yobaz bir kitlemiyiz, yani sizin gibi sokaklara dökülüp yakıp yıkmadıkça halk olmuyormuyuz. Hadi ordan! yalancısınız, davanızın tutarlı olan hiçbir yanı yok, başbakan gitsin de memlekete ne olursa olsun anlayışındasınız, kanal istanbulundan tuttun havalimanına kadar millete mal olacak projelerin iptalinin istenmesi sizi hiçmi düşündürmüyor. Bu meselenin ağaç meselesi olmadığını sizde bizde iyi biliyoruz ama sizdeki o vicdani yoksulluk bu olayların ilk gününden bugüne kadar aman ortalık biraz daha karışsında buradan biraz daha nemalanıp hükümeti düşürelim noktasında. Derinlerde bir yerde kalbini iyi yokla bulunman gereken saf düşünen için çok açık ve nettir. Olayların sosyolojik boyutunu incelemek gerekir diyen sevgili entelektüel züpbe bilimsel tahife incelemenizi kapsaplı yapınız yanlı değil. T.C. kurulduğundan beri nerdeydiniz ki yıllarca ezilen bir gün akıllara gelmeyen sessiz yığınların bu kadar yükselmesinin hazmedilmemesini neden dillendirmiyorsun.

    Ayrıca şunuda belirteyim siz biz diye ayrım olmaz ayrımcılıktır diyenler;
    Madem dış mihraplar tarafından yazılmış bu senaryo milletimin varlığına kast ediyor madem küfür bir millet olmuş içindeki masumlar oyunlara alet oluyor, onlarda siz grubuna kendileri giriyorlar, ilginçtir ki pankartlarından söylemlerinden sloganlarından anlaşılıyor ki bu masum zümre bundan memnun görünüyor. Hiç düşünmüyor. Ümidimiz isteğimiz hedefimiz o ki bu millet bu olaylardan büyüyerek çıksın. Eminiz ki tarih kitabının sahifelerinde birliği ile bütünlüğüyle küfre cevap veren bu millet yine aynı cevabı verecektir. SESSİZLİĞİMİZ ONDANDIR YANLIŞ ANLAŞILMAYA…

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin