Bu Ülke / Cemil Meriç
By Jonathan Kucukarabaci on Haz 6, 2013 in Kemalizmin Zararları, Kitap Alıntısı, Modernleşme, Uygar(?) Batı
“… Avrupa’nın yeni bir ihraç metaı
Batılılaşma miti eskiyince, yeni bir yalan çıktı sahneye, daha doğrusu aynı nazenin taze bir makyajla arz-ı endam etti: çağdaşlaşma. İntelijansiyamızın uğrunda şampanya şişeleri patlattığı bu ihtiyar kahpe, Tanzimat’dan beri tanıdığımız Batı’nın son tecellisi. Çağdaşlaşma, karanlık, kaypak, rezil bir kavram. Rezil, çünkü tehlikesiz, masum, tarafsız bir görünüşü var. Çağdaşlaşmanın kıstası ne? Hippilik mi, bürokrasi mi, atom bombası imal etme gücü mü… Çağdaşlaşmak, elbette ki Avrupalılaşmaktır. Avrupalılaşmak, yani yok olmak. Avrupa bizi çağdaş ilan etti, Avrupa, daha doğrusu onun yerli simsarları. Zira, apayrı bir medeniyetin çocuklarıyız, düşman bir medeniyetin, bambaşka ölçüleri olan, çok daha eski, çok daha asil, çok daha insanca bir medeniyetin. İki yüzyıldır bir “anakronizm”in utancı içindeyiz, sözüm ona bir anakronizm. Bu ‘çağdışı’ ithamı, ithamların en alçakçası ve en abesi. Haykıramadık ki, aynı çağda muhtelif çağlar vardır. Çağdaşlık, neden Hıristiyan ve kapitalist Batı’nın abeslerine perestiş olsun? Fâni ve mahallî abesler. Bu, kendi derisinden çıkmak, kendi tarihine ihanet etmek ve köleliğe peşin peşin razı olmak değil midir? Çağdaşlık masalı, bir ihraç metaı Batı için, kokain gibi, LSD gibi, frengi gibi. Şuuru felce uğratan bir zehir. Çağdaşlaşmanın halk vicdanında adı asrileşmektir, asrîleşmek yani maskaralaşmak, gavurlaşmak …”
… Bu konuda okumak için…
İslâmcılık, Devrim ile Demokrasi Kavşağında
Müslümanca yaşamak için devletin de “Müslüman” olması mı gerekiyor? Bu o kadar net değil. Çünkü İslâm’ın gereği olan “kısıtlamaları” insan en başta kendi nefsine uygulamalı. Aksi takdirde dinî mecburiyet ve yasakların kanun gücüyle dayatılması vatandaşı çocuklaştırıyor ister istemez. İyi-kötü ayrımı yapmak, iyiden yana tercih kullanacak cesareti bulmak gibi insanî güzellikler devletin elinde bürokratik malzeme haline geliyor. 21ci asırda Müslümanca yaşamak kolay değil. Yani İslâm’ın özüne dair olanı, değişmezleri korumak ama son kullanma tarihi geçmiş geleneklerden kurtulmak. AKP’yi iktidara taşıyan fikrî yapıyı, Demokrasi-İslâm ilişkisini, İran’ı ve Milli Görüş’ü sorguladığımız bu kitabı ilginize sunuyoruz.Buradan indirebilirsiniz.
Evet… Tarih şaşırmaktır. Atatürk’e şaşırmak, Kürtlere şaşırmak, Lozan’a şaşırmaktır. Geçmişe hayret edip bugüne eleştirel bakabilmek, yarını hazırlamaktır Tarih. Geçmişe değil geleceğe dönüktür amacı. Özetle siyasî bir propaganda aygıtı değildir. Gaz vermek, “Asker millet” üretmek, atalarımızla gurur duymak için tarih araştırılmaz. Eğer resmî tarihin beyin yıkamasından bıktıysanız bu kitap ilginizi çekecektir…Buradan indirebilirsiniz.
3 Yorum
Yazan:Sebnem Tarih: Haz 6, 2013 | Reply
Bir an Şafak okuyorum sandım, niye içki içenlere bu denli düşmansınız?
Neden herkesi tektipleştirmek istiyorsunuz?
Şununla yüzleşmek zorundasınız ki Gezi Parkı deneyimi bu kalıpları çoktan yıktı ve bu kafa, oldukça eski moda kaldı.
Orada biri içki içerken, yanında başı kapalı kız dini konular konuşuyor.
Kürtle, en uç Kemalist beraber çöp topluyor.
Ataerkil futbol taraftarı, eşcinsel ya da feminist çadırının önünde oturuyor.
Bütün bu uçlar bir araya gelip kütüphane kuruyor, mutfakta yemek yapıyor, bedava dağıtıyor. Ağaçlara Uludere katliamında ölen insanların isimlerini veriyor.
Bunları görmemek için kör olmak lazım. Siz AKP’li olarak bu birlikteliği sağlasaydınız o halde.
Yazan:Engim Tarih: Mar 29, 2019 | Reply
Kitap üstüne konuşan!! Lakin kitaplardan hiçbir şey öğrenemeyen kadın ?? Dün geziye kim koyduysa sizi bu ülkeden de onun eteğinin altına saklanıp konuşmayın. İkimizde alalaım Cemil Meriç bu ülke kitabını okuyup fikirlerimizi çatıştıralım. Dayatılan kup kuru içi boş ideolojilerimizi değil.
Yazan:Muhalif Tarih: Haz 7, 2013 | Reply
Şebnem Hanım, zekanıza hayran kaldım. Yazının sahibi Cemil Meriç Beyefendi. Kendisi AK Parti kurulmadan çooook önceleri hayattan el etek çekmiş bir insandır. Ki kendisi zaten sosyalist bir düşünürümüzdür. Hoş Kemal Tahir gibi Türk usulü sola yaranamamıştır, o da ayrı bir mesele