RSS Feed for This Post

Kurtlu Hilal Kötü Kokuyor

Geçenlerde Zaman Gazetesi yine yapacagini yapmis, Ermeni Vahseti diye manset atmisti. Etyen Mahçupyan’a ve Dink ailesine soralim, anlatsinlar ne demekmis bu? Hinçak ve Tasnak çetelerinin 1900’lerde yaptiklari vahseti ispatlayacak (gerek varmis gibi) yeni bir toplu mezar bulunmus. Onu haber veriyorlarmis. Sonra tepki aldilar galiba, internetteki manset düzeltildi. Haydi zirtapoz bir gazeteci bozuntusu yapti bir cinlik. Yazi isleri uyuyor mu? Nasil izin veriyorlar bu irkçiliga? Zaman’in ilk vukuati da degil bu tabi. Bazi PKK’lilarin Sünnetsiz olma suçu(!) vardi meselâ bir ara. Muhsin Yazicioglu’nu da neredeyse evliya ilan edeceklerdi!

Simdi de Vakit Gazetesi cadi avina çikmis. Damadi Yahudi olan generaller varmis bu ükede. Peh peh! Yahudi damadi olmak diye yeni bir suç ihdas ettiler adamlar.

Siz bütün Türklerin tarih boyunca ve dünyanin her yerinde isledikleri her suçun arkasinda durmaya hazir misiniz? Sibirya’da yasayan Yakutlardan Kuzey Irak Türkmenlerine, Almanya’daki Türk isçilerinden New Yorklu benzincilere kadar 140 milyon Türkün yedigi her halti savunabilir misiniz? Bu satirlari okudugunuz dakikalarda bile kimbilir kaç Kazak votkalari indirmis, kadinlara sarkintilik yapiyordur. Kimbilir kaç Ergenekoncu pasa yeni planlar pesindedir.

Ait oldugunuz etnik/dini grubun kusurlari arkasinda duramazsaniz baskasini da suçlamayin Ermeni diye. Adam kötü bir sey yapmis mi? Suçu sabit mi? “Üstünlük takvadadir” diyen bir dine mensupsunuz. OLMAK suçu yok bu dinde. YAPMAK suç. Kötü olan insan degil, eylemleri!. Japonlara bedava Kur’an dagitacaginiza kendiniz okuyun önce!

Hem gazetende sabahtan aksama kadar namaz saati, kandil tebirigi yayinlayacaksin, “otobüs yandi, Kur’an saglam çikti” diye Kur’an’a ilave mucize arayacaksin, hem de Ermeni olma suçu(!), Yahudi olma suçu(!) diye suç ihdas edeceksin. Eger bu çarpik kafa ile gazetecilik yapMAmis olsaydiniz Kürt Meselesi bu noktada olur muydu? Biraz da bunun üzerine teffekür edin. Bayrakli tabut resmi çekmekle, kanli mansetler yazmakla gazeteci olunmuyor.

Askerlik zorunlu bu memlekette ama Müslümanlik degil ki. Madem Müslümansin, irkçilik yapMAyacaksin. Yok  ALLAH’in emirlerini begenmiyorsan itiraz makami belli. Illa irkçilik yapacaksan dinimi kirletme kardesim. Kötü kokuyor. Vallahi kötü kokuyor kurtlanmis hillalleriniz!

… Bu makale ilginizi çektiyse…

Türk milliyetçiliği birleştirir mi yoksa parçalar mı?

 İllâ ki bir tutkal/çimento mu gerekiyor? Milliyetçilik tutkalı adil ve müreffeh bir düzene alternatif olabilir mi? Adaletin, hukukun hâkim olmadığı ortamlarda Türklerin kardeşliği ne işe yarar? Belki de Türk Milliyetçiliği diğer milliyetçilikler gibi yok olmaya mahkûm bir söylem. Çünkü var olmak için “ötekine” ihtiyacı var. Ötekileştireceği bir grup bulamazsa kendi içinden “zayıf” bir zümreyi günah keçisi olarak seçiyor. Kürtler, Hıristiyanlar, Eşcinseller, solcular…150 sayfalık bu kitapta Türk Milliyetçiliğini sorguluyoruz. Müslüman ve milliyetçi olunabilir mi? Türkiye’ye faydaları ve zararları nelerdir? Milliyetçiliğin geçmişi ve geleceği, siyasete, barışa, adalete etkisiyle. Buradan indirin. 

 

Türkiye bölünür mü?

“Bebek katili! Vatan haini!…” PKK terörünü lanetliyoruz ama devlet eliyle işlenen suçlara karşı daha bir toleranslıyız.  “Kürtler ve Türkler kardeştir” diyenlerin kaçı “sen benim kardeşimsin”  demeyi biliyor Zaza, Sorani, Kurmanci dillerinde? Ülkemizin terör sorunu ne PKK ne de Kürt kimliğiyle sınırlanamayacak kadar dallandı, budaklandı. Bazı temel soruları yeniden masaya yatırmak gerekiyor: (*) Kürtler ne istiyor? (*)  İspanya ve Kanada etnik ayrılıkçılıkla nasıl mücadele etti? (*) PKK ile mücadelede ne gibi hatalar yapıldı? (*) İslâm ne kadar birleştirici olabilir? Töre cinayetlerinden Kuzey Irak’a terörle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız 267 sayfalık bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirin.

 

Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu

Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisini hukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi? GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen… Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Bizleri sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş olan deli gömleğine işaret ediyor.  Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirin.

 

Trackback URL

  1. 8 Yorum

  2. Yazan:CÜNEYT Tarih: Tem 1, 2010 | Reply

    yani bir insan bir yazıyı eleştiricem diye bu kadar kakafoni yapabilirmi? mehmet yılmaz adlı şahıs bunun dik alasını güzel bir şekilde yapmış.zaman gazatesini bir haber dolayısıyla ırkçılıkla suçlayabilecek kadar kendinden geçmiş.ne yani tarihi bazı olgu ve gerçekleri(ki toplu bir mezar bulunduğu belirtilir haberde) neşretmek ne zamandan beri ırkçılıktan mülhem bir anlayış oldu.ki zaman gazatesi gibi belki de ulusal basın içinde ırkçılığa en karşı olan bir basın bültenini ırkçılık yapıyor diye eleştirmek yzaıyı yazan şahsın konuyu tam bir cahillikle ele aldığının göstergesidir(ki zaman gazatesi inanç fenomeninden yola çıkarak ırkçılığı reddeder)ney yaznı sırp kasabı olan miloseviçin mezaliminin kanıtı olan bir mezar bulunsa ve aradan 50 yıl geçse.ve bir gazete çıkıp bu gerçeği haber yapsa.EVET BU GAZETE IRKÇIDIR YAZDIKLARI DİKKATE ALINMAMALIDIR DEMEKMİDİR DÜRÜTLÜKTEN VE TARAFSIZLIKTAN YANA OLMAK.yazara daha yere basan akıl yürütme ve yazılar yazması dileğiyle

  3. Yazan:b.s.m Tarih: Tem 1, 2010 | Reply

    Türkiye basınında basın yayın ilkeleriyle bağdaşmayan örnekler yaşanabiliyor maalesef.Gerçi “toplu mezar”haberi bir anlamıyla haber konusudur,ancak zamanlama ve kullanılan başlık için aynı iyimserliği göstermek fazla zorlama olur.Dolayısıyla,geçmişte yaşanmış savaş ve dramların sonuçlarını ortaya çıkaracak “yeni” bulguların haber konusu yapılmasıyla,”Ermeni Vahşeti”diye başlık atarak,varolan gerilimi,düşmanlıkları daha da tırmandırmak farklı şeylerdir.Misal,gazetecilik görev ve sorumluluğuyla davranıldığı düşünülen Zaman(Cüneyt beyin yorumuna göre)acaba Ermeni’lere ait toplu mezarlara rastlandığında “Türk/Kürt/Müslüman…Vahşeti”diye mi manşet atar(dı)?Atmasın da,hiçbir basın organı da yapmasın bunu.Ama eğer Kürt Vahşeti,Türk Vahşeti,Müslüman Vahşeti vb. tanımlamalar doğru değilse-ki değildir. neden Ermeniler’e gelince,zulüm/vahşet gibi insanlık suçları doğrudan bir adiyet üzerinden pervasızca işlenir.Bu bakımdan “kaba bir ırkçılık”değilse bile bu ve benzer yaklaşımlar ırkçı temalar barındırır.Ve bence bunun sorgulanmasından bu denli gocunmamak gerekir.

    Zira,doğru haberciliğin birinci ilkesi objektifliktir.Ha,geçmişten yaşanmış bir insanlık dramı mı ortaya çıkmış,bir gazete pekala doğrudan bir halkı/topluluğu vahşetle suçlamadan da bir bakış geliştirebilir.

    Nedir bu?Benzer olayların bir kez daha yaşanmamaı adına çok daha kabul edilebilir başlıklar ve yorumlar mümkündür.Zira,asıl üzerinde durulması gereken,yaşanmış olan dramlardan/toplumsal travmalardan doğrudan bir milleti suçlu göstermek ve sorumlu tutmak değil,aksine insanları birbirini tüketecek denli düşmanlıklara sürüklenmelerinin nereden kaynaklandığına bir kapı aralamak olmalı.İnsanlığın da,müslümanlığın da gereği budur.

    Ayrıca ZAMAN’nın kimi doğruları,olası yanlışlarına meşruluk kazandırmaz.Doğru olanı destleyecek,yanlışı da eleştireceğiz.Sayın Mehmet Yılmaz da bunu yapmıştır.

  4. Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Tem 1, 2010 | Reply

    Mehmet Bey Bravo!!

    İşte “sınır tanımayan eleştiri” diye buna denir.

    Bir halt varsa ortada, kim yapmış olursa olsun, o bir halttır.

    Eyleme değer veren kişi değildir, kişiye değer veren eylemdir.

    Eylem eleştirilirken gözünün yaşına bakılmamalı.

    Ta ki o eylemin sahibinin de ondan kurtulması mümkün olsun.

    Tersini yapmak tam bir ahlakdışılıktır.

    Üstelik burada sözkonusu gazete değil, yapmış olduğu bir haber ‘ırkçı’ olmakla eleştirilmiş.

    Aradaki fark o kadar büyük iken görmeyenlerin daha dikkatli olması gerekir.

    Aynı şekilde bu sitede yazılanlar hep sütten çıkmış ak kaşık mı?

    Tabi ki değil.

    Eleştirilmeliyiz ki daha iyi olabilelim.

  5. Yazan:Mehmet Bahadır Tarih: Tem 2, 2010 | Reply

    Çok yerinde bir eleştiri…
    Ve malesef bu tip hatalar zaman zaman oluyor.
    Eleştiri kurumları, insanları kendine getirir. Ve hatta zinde tutar. Hatalardan ders almaya olanak sağlar…Eleştrilmeyen, sorgulanmayan herşey yozlaşır. Bu eleştiri yazısı umarım yetkililere ya da Ekrem Dumanlı’ya ulaşır. Ya da bir mail atılabilir.
    Saf, tertemiz ve cesur yüreği için Sevgili Mehmet Bey’e teşekkürlerimle…

  6. Yazan:merve Tarih: Ağu 23, 2010 | Reply

    Zaman gazetesinin haberi sunuş şeklini desteklemiyorum ancak, bir şeyi eklemekte yarar var. zaman gazetesi kusursuz olmadığını bildiği ve gazetecilğe de çok değer verdiği için okur köşesi ya da okur yorumları başlığı altında her hafta gazeteye gelen eleştirileri yayınlar, ayrıca sevhen yanlış yazılmış ya da yanlış buldukları haberlerden dolayıda özür diler. zaten haberi kaldırmalarının sebebide yapmaya çalıştığı ideal gazetecilikle bağdaşmadığını farketmeleri olmuştur muhtemelen. demek isstediğim evet malesef haber zaman gazetesi ilkelriyle çelişen bir uslupla aktarılmış ancak gazetenin kendini geliştirmek ve değiştirmek için en azından bir çabası var ki malesef bu özveri kitle araçlarının çok azının sahip olduğu bir özellik.

  7. Yazan:Fatih Tarih: Ağu 24, 2010 | Reply

    Gerçeği dile getiren yazılar! Ya faşist damgası yer, ya da hiç kaale bile alınmaz; ancak demokrasi, çok seslilik gölgesinde türlü oyunlar sahnelenir yurdumda!

    Biri çıkıp da Yahudi katliamını kınarsa Antisemitist olur, biri Faşizmin Türkiye’ye uzak olduğunu söylerse faşizm savunucusu olur, biri çıkıp da Sözde Ermeni Soykırımından bahsedip bu ülkede gerçekleştirilen katliamlara değinip tehcirin insani olduğunu söylerse art niyetli olur ve saire.. Aslında Türkiye’de en iyi Milliyetçi Milliyetçiliğin sakıncalarnı (!) gören, faşistliğe karşı çıkıp hak-hukuk nakaratları okuyan milliyetçidir, muhafazakar da illa ki siparişe uygun davranacaktır ki gözde olsun! Başlangıçta belki dönerler denir; ama bu olmayınca asıl niyetler açık edilir..

    Bunlar hiç de önemli değildir. Dünyanın tepesinde kendi gerçeklerinden yoksun olan bir adamın değeri yoktur. Kendi doğrularından taviz vererek yükselen zaten idealist değildir. Özgürlük maskesi altında birileri dönüştürülecekse, farklılığa saygı diye belirlenen kalıplarda harekete zorlanacaksa, bu özgürlük değil dayatmadır. Neden mi bahsediyorum. Dünya coğrafyasında yıllardır karşılaştığım gerçeklerden. Mesela özgürlükler ülkesi (!) ABD’de HÜMANİST, LİBERAL, ÖZGÜRLÜKÇÜ bir siteye bir yazı gönderdik. İnanın en fazla müdahale burada olur ve ya yazı kırpılır, ya da yayınlanmasa bile en azından nezaketen bir yanıt verilir. Öyle mi olur. Kimbilir. Belki. Herhalde. Sanırım. Oysa, belki siparişe, kalıba uygun olunmazsa bu hiç dikkate bile alınmaz! Oysa faşist denilen sitelere girip bu zihniyetin karşı olduğu fikirleri savunsanız bile inanın liberal görüntüsü verenlerden bin kat liberal demokrat olduklarını görürsünüz. Her neyse.. YONTULARAK MÜKEMMEL OLMAK ELMASA YAKIŞIR, İNSANA İSE YOĞRULMAK YAKIŞIR!!

    Ortada bir Ermeni Soykırımı vardır; ama bu Ermeni çetecilerin gerçekleştirdiği soykırımdır. Ancak kompleksi aydınlarımız maalesef bu gerçeği dile getirmeyi eleştirmek bir yana her fırsatta Hilali işe karıştırarak saygının tanımı hakkında hatırlatmalarda bulunuyor!.. Geçmişte milyonlarca vatandaşımız katledilmesine rağmen Ermenilerle çeteci Ermenileri, lobicileri ayırt etmemize rağmen hala da hoşgörü edebiyatı yaparak tahammül sınırlarını zorlayanlar maalesef. Ne yani, yaşamını yitiren 300 bin Ermeni insan da milyonlarca Müslüman insan değil mi. Liberal-Hümanistlerin hatırı için ille de yabancı mı olmak lazım!

    Hırant Dink, çirkin bir saldırıyla katldeildi; bunu zaten gerçek milliyetçi onaylamaz çünkü Hırant’ın dedeleri en refah dönemlerini Anadolu’da yaşadı. ancak Tanzimat’tan bugüne bir aydın kitlemiz var. Kendi kalesine gol atıyor ve bunu hümanizm, liberalizm vd adına yapıyor. Ermeni düşmanlığı yapmadan gerçeklere değinmek koku yapıyorsa işlemediği suçu şirinlik adına üstlenmek, kendi kalesine gol atmak ne kokuyor!! Türkiye’de faşizmden tehlikeli olan zihniyet işlemediği suçtan dolayı özür dileyen kompleksli devşirme zihniyettir.

    Not: Bu yorumda kin, nefret, düşmanlık yoktur. Üslubumuz budur. Dilegetirdiklerimi hümanist liberal ifadelerle süslemeyi beceremiyorum. Teşekkürler.

  8. Yazan:turkyabgu Tarih: Kas 6, 2010 | Reply

    bir gazeteyi 2 haberle ırkçı ilan etmekle bir gruba mensub olmayı suclamak aynı şeydir. xxxxxxx xxxxxxxxx xxxxxxxxxx xxxxxxxx fakat yerinde konuşsun diye gel gör ki bizim zeki islamcı gorunen milletinin degerlerine kotu kokulu seyler diyen kendigi yerdigi davranisi sergileyen biahlak insanlarin dediklerine itibar edilmemesi siddetle gerkmektir.aziz Türk milleti kurdu kendine sadece bir simge etmisken ona laf atan xxxxxxxx xxxxxxxxxx xxxxxxxxxxxxxxxx xxxxxxxxxx…

  9. Yazan:ERTUĞRUL Tarih: Nis 25, 2014 | Reply

    Mehmet bey yazınız yetersiz delillerle yaptığınız saçma bi yargılamadan başka bişey değl.92 yılında hocalıda yapılan daha öncesinde; ağrı karsa erzurum gibi çeşitli illerimizde ermenilerin yaptığının adı ERMENİ VAHŞETİdir.size isminizle hitap etmemiz kadar normaldir bu başlık.ayrıca türk milliyetçiliği hiçbir ırkı diğerine köle yapma yada birdiğerini üstün kılma davası gütmemektedir.ırkçılık ile milliyetçiliği hele hele türk milliyetçiliğini karıştıran bu kafanın bu başlığı da ırkçı bir temele oturtması beni hiç şaşırtmadı doğrusu

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin