RSS Feed for This Post

Taş atan sarışınsa problem yok mu yani?

 Balçiçek Pamir

DÜNÜN fotoğrafı oydu… Sarışın kadından bahsediyorum. İnce askılı bir tişört, üzerine mont, hırka vs… Gösterişli bir kolye, gösterişli yuvarlak küpeler… Hani her yerde rastlayacağınız türden genç bir kadın tipi. İstanbul, Antalya, Bursa, Samsun… Ama o İzmir’deydi. Tabloyu bozan, alışagelmedik bir başka detaydı.

Genç kadının elinde koca bir taş vardı. Evet yanlış okumadınız, koskoca bir taş.

Üstelik haberlere göre birbiri ardına taşları fırlatmış, aynı genç kadın.

Nereye?

DTP konvoyuna…

Ahmet Türk’e…

Akın Birdal’a…

Neden?

Türkiye’yi böldükleri için.

Dün o fotoğrafı görünce hüzünlendim.

Aslında sadece hüzün de değil, hayal kırıklığı, umutsuzluk, hafif bir acı.

Haftalar önce yazmıştım, “İzmir’e neler oluyor” diye…

Öyle garip e-postalar aldım ki, “Biz kendi açılımımızı yapıyoruz, size ne?” diye, hepsini yayınladım, okudunuz.

“Alın türbanlınızı, Kürt’ünüzü başınıza çalın” gibi yazılardan duyduğum şaşkınlığı dile getirdim. Şaşırdığım için de kızanlar oldu. Meslektaşım Alper Görmüş, “Hâlâ şaşıyor musun bütün bu eğilimlerin İzmir’de olmasına?” diye sitem dolu bir e-posta atmıştı örneğin…

Haftalar geçti, İzmir şikâyetleri bitmedi. Etnik kökeni yüzünden alışveriş edilmeyen esnaf, arabasına binilmeyen taksici… Artık aklınıza ne gelirse…

Dün yanındaki arkadaşıyla birlikte taş atan ve avazı çıktığı kadar bağıran genç kadın görüntüsü beni yine irkiltti.

Acaba DTP konvoyunu mu beklemeye gelmişti?

Yoksa Ahmet Türk geçecek diye mi çıkmıştı yola?

Belki de Akın Birdal’dı protesto etmek istediği…

Hiçbiri değil, bilemediniz.

Pazar gezmesindeydi o ve arkadaşları.

Sonra birden konvoyu fark ettiler.

Ne olduysa, ondan sonra oldu. Ellerine, nereden bulduklarını bilemediğim kocaman taşlar, konvoya fırlatmaya başladılar.
Başarılı oldular mı, kimseyi yaraladılar mı bilemem…

Ama İzmir yara aldı.

Sebepsiz cinayet gibi bir şey…

Bir gün pazar gezmesine çıkıyorsunuz, keyfiniz yerindeyken, hiç hoşunuza gitmeyen birileri ortaya çıkıveriyor ve siz kaldırım taşlarını yerden kopartarak bir bir fırlatıyorsunuz sevmediğinize… Bu nasıl bir öfkedir, nasıl bir kin?

Peki sonra ne oldu?

Öfke geçince, pazar gezmelerine devam mı ettiler?

Bu mudur yani?

Hani taş atmak suçtu?

Bize öyle demediniz mi? Gösterilerde sadece taş attığı için 25 yılla yargılanan çocuklar yok mu içeride? “Onlar daha çocuk” diye bas bas bağırmıyor muyuz aylardır?

İzmir Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, “Karşılıklı iki grubun provokasyonu sonucu, ani gelişen bir olay, çok büyütmemek gerek. Türkiye hassas bir dönemden geçiyor” demiş.

Anlamadığım bir şey var.

Taşı atan çocuksa… Güvenlik güçlerine sallıyorsa… Büyük suç…

Peki taşı atan yetişkinse ve hedefinde milletvekilleri varsa… Suç değil öyle mi?

Pazar günü İzmir’de taş atan kimse gözaltına alınmamış bile.

Ne açılımından bahsediyorsunuz beyler?

Önce ikiyüzlülüğünüzden vazgeçin…

Önce samimi olun.

Önce kafalarınızı kumdan çıkarın, gerçek çağdaş düşünceye sahip olun.

Çağdaş demişken, aman ha yanlış anlaşılmasın…

Kesinlikle İzmir gibi değil.

Trackback URL

  1. 14 Yorum

  2. Yazan:su Tarih: Ara 1, 2009 | Reply

    Ne açılımından bahsediyorsunuz beyler?

    Önce ikiyüzlülüğünüzden vazgeçin…

    Önce samimi olun.

    cok güzel bir yazı olmuş cemile hanıma tşkler DD’e paylaştığı için….

  3. Yazan:m.hale Tarih: Ara 1, 2009 | Reply

    izmir in değişmeyen gerçeği.. bu olay türkiyenin başka bir şehrinde yaşansaydı manzara ne olurdu diye sormaya gerek yok sanırım yaşadık gördük olanşarı.. ellerinize sağlık

  4. Yazan:cb Tarih: Ara 1, 2009 | Reply

    selamlar,

    sevgili Su,yazının sahibi Balçiçek Pamir ben değilim,TABİİ tüm söylediklerine katılıyorum.

    Geçen tv’de izledim,İzmir olaylarını cep teli ile videoya çeken ‘kadın’ ”bunları alın aşşağı’ diye bağırıyordu.yine bugün içinde bulunduğum bir toplu taşıma aracında adamın biri ‘askeriye açılım konusunda ısrar eden Akp ve RTE’yi darbe yaparak indirmediği için kınıyordu’ halen darbe arzusunda insanlar ile aynı ülkede yaşıyor olmak gerçekten endişhe verici.

  5. Yazan:Halil Kara (Danimarka) Tarih: Ara 2, 2009 | Reply

    Dünya devrimlerini halklar gerceklestirmistir, avrupa`da, asya`da, her yerde böyle gerceklestirilmistir devrimler.
    Türkiye ve Türkiye halklarina bakildiginda, devrim gerceklestirmeleri pek olasi gelmiyor bana(iyimser bakmaya cok zorluyorum kendimi), cünkü bu halklar hep ekmek pesinde kosmus, karnini doyurmaya calismistir.
    1980 öncesine baktigimda, zamanin solcu akimlari halka, fabrika iscisine, memura, köylüye inip, insanlari aydinlatma, bilgilendirme ve örgütleme yerine, kendi aralarinda haftalik sarkili, türkülü, sazli, yemekli, siirli toplantilar düzenleyerek birbirlerini ikna etmeye calisirlardi.
    Sonuc, 12 eylül geldi, ortaligi berbat etti ve solculari perisan etti, memleket yüz yillarca geriye itildi. Halk ise, alismis oldugu hukuksuz, demokrasisiz, ac perisan yasamina devam etti, etmeye calisti.
    Bugünkü Türkiye`nin haline baktigimda, evet cok seyler konusuluyor. Acilimlardan, hukuktan ve domakrasiden bahsediliyor.
    Benim icin önemli olan, bu konusmalar, acilimlar konusulurken, tartisilirken, Türkiye`nin halklari bu resmin icinde neredeler ?
    Görünen (ne yazikki) odur ki, Memleketin ileri geleni, aydini, önde geleni, kendi aralarinda bu meseleleri konusurken, tartisirken, insanimizin büyük bir cogunlugu as, ekmek derdinde kosturuyor, ve geri kalan kismi ise Izmir`de görüldügü gibi elinde tas ve sopa ile birbirine saldirmakla mesgul.
    Pekii ne olacak bu Memleket`in, bu halklarin hali, daha ne kadar devam edecektir ?
    Anlasilan bu halklarin evladi, ileri geleni, politikacisi, devrimcisi ic dinamikler cok cabalamalarina ragmen bu sorunlari cözme becerisini gösteremiyecek, gösteremiyor. O halde disaridan birilerinin bu ise el atmasi gerekecek.
    Ne dersiniz, olabilirmi ?
    Saygilarimla

  6. Yazan:Cengiz Tarih: Ara 2, 2009 | Reply

    Bu taşı atan vatandaş eminim ki ‘şeytan’ değildir. Ama ne gördüyse eğer onu ‘şeytan’ gibi görüp taşlamaya çalışmış (Tam da Arabistan’da şeytan taşlanan günlerdeydi galiba). Denk getirse de getirmese de hınç dolu olduğu belli. O ana kadarki kişilik gelişimi (ki genellikle toplumla uyumludur) ona “At, taşla!” diyor. Doğruyu yaptığından emin. Tereddüt içinde değil (ya da acaba bir anlık öfke midir bilmiyorum ama bunu varsaymıyorum). Çünkü sırtını yasladığı bir ‘kamuoyu’ var. Çoğu zaman kendimize ait olduğunu düşündüğümüz yargılara ‘kamu’ birlikteliğinde sahibizdir. Orada birey toplumun bir uzvu gibi davranır. O yüzden onu tutuklamayanların da bir bildiği var. Şayet aynı hastalıkla müptela değilseler bile bu hastalığın yaygınlık derecesi onlarda da bir kamuoyu etkisi oluşturuyor.

    Hülasa ‘şeytan görmüş’ taşlamış. Sorun bence de ondan çok, parasını ödediğimiz halde görevini -her ne gerekçeyle olsun- yapmayan görevlilerde. Öğretmen, polis, asker… Bunların cahil olma gibi bir mazeretleri yok. Ne yazıkki bir hayli de cahiller aslında.

  7. Yazan:yusuf Tarih: Ara 8, 2009 | Reply

    Çok afedersiniz ama yazınızda Kürtleri ve onların sözde temisilcilerini birer melek, mağdur olarak göstermekten öteye gidememişsiniz. Acaba niye kimse neden sorusunu sormayı denemiyor?

    Yazınızın içeriğine bakılırsa İzmirliler ortada fol yok yumurta yok iken bir sabah uyandılar kurt adamlara dönüştüler ve öğleden sonra da Kürt kanına susadılar. Görüşlerinizi fazlasıyla tutarsız buldum. Nerede kaldı neden-sonuç ilişkisi?
    İzninizle ben izah edeyim, hayatımda çok farklı ırklardan çok cahil,kültürsüz insan ile tanıştım ancak hepsine bir şekilde laf anlattım. Ama bir tek Kürtlere anlatamadım, etrafımda batı illerindeki tecavüz,kap-kaç, tinercilik, haraç, değnekçilik, hırsızlık, tek bir kişiyi dövmek için minibüsle başka şehirden adam getirtme, vb şeylerin hepsini kürtler tarafından yapıldığını gördüm, inanın genellemelere karşı bir insanım ama yaşadıklarım bunlar.

    Mahallemiz Doğudan göç almadan önce çok nadir görülen bir hırsızlık bile haftalarca konuşulurdu şimdiyse her hafta bir dükkana giriyorlar, yakalanınca da sülalesini toplayıp şikayetçi olmamamız için tehditler savuruyorlar. Bu arada ilçemizde sayamayacağım kadar fazla köken mevcut(laz,boşnak,arnavut,arap,gürcü…) Ancak üzülerek söylüyorum ki hepsinin istemediği tek bir malum millet var. İnanmayacaksınız ama türkler bunların içinde herşeye rağmen en hoşgörülü olanları.Nefret doruk noktaya ulaşmış durumda.

    Yorumumu cahil bir milliyetçi genç yorumu diye nitelendirebilirsiniz, lakin size sadece sade vatandaşın düşüncesini arz ediyorum. Hayatımda hiçbir ideolojiye yakın olmadım ırkçılığı savunmadım. Gelgelelim, Kürtler yüzüden canımdan öyle bezdim ki artık bu tür tepkilere saygı duymaya başladım.İşin özeti budur sorun İzmirin ikiyüzlülüğü,cahilli değil Kürtlerin gittikleri yere sorun götürmeleri.

    Saygılarımla

  8. Yazan:MY Tarih: Ara 9, 2009 | Reply

    Yusuf Bey Selam,

    “Kürtler geldiginden beri suç artti” derken dogru söylediginize inaniyorum. Ama yorumunuza cevap vermeden önce bana kizmasi muhtemel vicdan sahipleri için bir açiklama yapacagim. çünkü bu tür yorumlari onaylamiyoruz genelde. Yazarlarimiz ve okurlarimiz arasinda da çok sayida Kürt kökenli var. Kendilerinden özür diliyorum öncelikle.

    Bütün öfkenize ragmen yorumunuzda bir samimiyet ve dialog çabasi sezdigim için onayladim. Büyük ihtimal Türk Ceza Kanunu ile basimizi derde sokacak kadar irkçilik içeriyor bazi sözleriniz. Bundan da önemlisi bizim aklimiz, vicdanimiz ve hayat tecrübemiz Fransizlik-Kürtlük-Türklük gibi etnik ögeleri iyilik-kötülük ile birlestirmeye aykiri.

    Ama sizin yorumunuzu engellemek içinizdeki öfkeyi körüklemek olurdu. Sayet kaliteli bir tartisma yapabilirsek okuyucularimiz da istifade ederler diye umud ediyorum. Sizden ricam bundan sonraki yorumlarinizda Kürt=Kötü insan anlamina gelebilecek seyleri yazMAmaniz.

    simdi gelelim sorGuladiklariniza… “Kürtler geldiginden beri suç artti” derken dogru söylediginize inaniyorum. Neden?

    çünkü Fransa’da Türklerin bulundugu yerlerde suç oranlari yüksektir. Uyusturucu piyasasina hakim 3 büyük ekipten biri Türktür. Paris’te ruhsatsiz silah, eczanelerde reçetesiz uyusturucu ilaç vb bulabileceginiz yerlerde de çok Türk vardir. Meselâ 10cu Paris, meselâ 93 kodlu banliyö. Sahte fatura, kaçak isçi suçlarindan yakalananlarin da önemli kismi Türktür.

    Neden peki? Türklerin genleri bozuk mu?

    Birinci dünya savasi sonunda Türkiye ve Yunanistan arasinda bir mübadele yapilmisti. Yunanistan’in adalarinda balikçilik yapan Türkler Kayserili Rumlar ile degis-tokus edildiler.

    Denizden ekmek kazanmayi bilen Egeli Türkler bir anda kendilerini Kayseri’nin karasal ikliminde buldular. Aç kaldilar. Yunanistan Türklerinin yerlestirildigi her yerde suç artti. Ayni sorun buradan giden Rumlarla yasandi Yunanistan’da. Yunanistan’in yerli halki “siz çok suç isliyorsunuz çünkü Türklere baka baka ahlakinizi bozulmus” dediler. Yüzme bilmeyen bir Kayserili Rum Ege denizinin ortasindaki bir adada ne yapsin? Balik tutamaz. Tutsa bile yiyemez.

    Yeni Türkü’nün rebetiko sarkilari hep bu vatanindan koparilmis insanlarin acilarini anlatir. Hapis, polis, jandarma…

    Hatirlayacaksiniz:

    “Haber uçtu devlete de bes yil yattim hapiste
    Yedi düvel zindanindan beterdir Yedikule
    Nargilem duman duman ah bayildim aman aman
    Istanbul güzel ama ah zabitleri pek yaman”

    Gelelim Kürtlere… Güney Dogu Anadolu’da çile Cumhuriyetin ilanindan beri sürüyor. Ama sizin sözünü ettiginiz yeni gelmis Kürtler 1980 darbesinin yol açtigi yikimlarin kurbanlari.

    Bir sürü köy bosaltildi. Geri dönmesin diye evleri yakildi insanlarin. Hayvanlari öldürüldü. çobanliktan baska bir is bilmeyen insan nereye gidebilir? Büyük sehirlere aktilar. Mersin, Izmir, Istanbul,… Geri dönüs için cüzi yardimlar verildi. Yaslilar geri dönmek istediler. Oysa gençler iyi-kötü alismislardi büyük kentlere. Hatta bir kismi buralarda dogmustu. Önce batiya göç, ardindan geri dönüsler.. Aile dokusu yirtildi. Bütün Kürtler degil ALLAH’tan ama önemli bir kismi köklerinden koparildi.

    Almanya’da, Fransa’da, ingiltere’de nasil Türkler, Araplar ve Pakistanlilar daha çok suç isliyorsa Türkiye’nin büyük kentlerinde de bazi suç kategorilerinde Kürtleri görmek bu sebeple “normal”. Uzmanlik istemeyen, kolay ögrenilen suçlar: Yankesicilik, fuhus…

    Peki bütün bu anlattiklarim sizin yarin sokaga daha güvenli çikmanizi saglar mi? hayir. Ama sözlerimi ANLADIYSANIZ kendinizi irkçi olmaktan kurtarabilirsiniz.

    çözüm? 40 yil sigara içmis bir insan kanser olunca doktora söyle demis “dün biraktim sigarayi, ne zaman iylesecegim? Doktor! Derdime çare!”

    Suç örgütlerine piyon olan Kürt veya Türk bütün gençler ister istemez kolay para kazanmaya da alisiyor. Bugün cüzdaninizi çarpan o çocuklar yarin karsiniza organize suçlarin, mafyanin basi olarak geri gelecekler… Yahut keskin nisanci, patlayici uzmani, veya canli bomba!

    anti-Kürt irkçilik yapanlar da bu süreci hizlandirmis ve YAYMIS olacak.

    Sözlerimi buraya kadar okuduysaniz sabriniz için tesekkür ederim. Kürt meselesi karmasik bir meseledir. Ne kadar karmasik? ulus-devlet, yakin tarih, sosyal psikoloji, asimetrik savas, Kriminoloji gibi bir çok disipline dallanip budaklanmistir.

    Siz en azindan kalbinizi irkçi duygulardan koruyabilirseniz bu yorumu yazmak için bir saat harcayan zavalli bir MY’nin vakit kaybetmis olmasina mani olmus olursunuz. Irkçiligin önünde durun. ALLAH rizasi için olmazsa Türkiye için yapin. Insanlik için yapin…. O da olmazsa hatirim için yapin 🙂

    Selam ve saygi ile

  9. Yazan:MB Tarih: Ara 9, 2009 | Reply

    Sevgili Mehmet Bey

    Siz en azindan kalbinizi irkçi duygulardan koruyabilirseniz bu yorumu yazmak için bir saat harcayan zavalli bir MY’nin vakit kaybetmis olmasina mani olmus olursunuz.

    Sadece Yusuf Bey değil, hepimiz istifade ediyoruz değerli fikirlerinizden…

    Ve daha nice sessiz okuyucularımız da inşallah istifade ediyordur. Bu bakımdan bu çabalarınızı boşa geçmiş bir zaman olarak değerlendirmek haksızlık olur. Zulüm olur. Kendinize haksızlık etmeyim Sevgili Abim.

    Sonuçta balık bilmese de, Halık biliyor…

    Yusuf Bey’in de samimi yorumuna binaen, sizi anlayabileceğini düşünüyorum. Umarım yanılmam.

    sevgi ve muhabetlerimle

  10. Yazan:cb Tarih: Ara 9, 2009 | Reply

    Yusuf bey,

    Çok afedersiniz ama yazınızda Kürtleri ve onların sözde temisilcilerini birer melek, mağdur olarak göstermekten öteye gidememişsiniz. Acaba niye kimse neden sorusunu sormayı denemiyor?

    ben de sizi anlıyorum,özellikle bugünlerde yaşadığımız olaylar nedeni ile çok daha iyi anlıyorum.peki siz hiç ‘neden’ diye sormayı denediniz mi?

    neden bir ırka mütemadiyen baskı ve zulüm uygulanır?

    neden bir ülkenin 17500 faili meçhulünün çoğunluğu kürtlerden oluşur?

    neden kürtler dağa çıkar?

    neden kürtler taşlanır?

    neden 7 genç asker öldürülür?

    neden bir dershane öğrencisi evine giderken katledilir?

    neden bir çocuk ormanda hayvan otlatırken paramparça olur?

    neden bir kürt genci yakın mesafeden ve sırtından vurulur?

    neden ???

    not :1 saat yorum yazan My’ninde bir ana evladı olduğunu pek unutmayan bu kardeşi,emekleri için Allah razı olsun der ama ilk paragrafına katılmaz,bu tarz şeyler sosyolojik ve psikolojik olarak gayet net açıklanabilir,şunlar geldi suç arrtı gibi kısır bir tezi red ediyorum,mesela benim kardeşim kıbrıs’ta öğrenci,bizim bir çoğunu hazır beslediğimiz kıbrıslı türklerin elinden 4 yıldır çekmediği kalmadığı gibi kıbrıslı türklere göre,türkiyeli türkler kıbrısa gittiğinden bu yana şiddet ve hırsızlık artmış,bak,besle ithamı ye’yalan mı,hayır değil,ama ne var?dersim sonrası muğla’ya kürt-alevi taşıyan devletin,kıbrıs olayları sonrası kıbrısa trabzonlu taşıyan devletin güttüğü yanlış politikanın sonucudur bu,ırkların suçu değil.dolayısı ile yusuf beyin de öfkesini doğru yere yönlendirmesini dilerim.

    samimiyetle

  11. Yazan:yusuf Tarih: Ara 9, 2009 | Reply

    Sevgili Mehmet Bey,

    Yorumuma verilebilecek en güzel cevabı vermişsiniz. Verdiğiniz emeğe minnettarım sitenizi çok seviyeli ve aydınlatıcı bulduğumu da belirtmemde yarar var.

    Kendimi bu konular da çok frenlemeye çalıştım, göçlerin sebeplerini araştırdım, Güneydoğu’daki insanların feodal düzenin sömürüsü altında olduklarını kavradım, terörden en çok onların zarar gördüğünün de farkındayım. Sağduyulu olmaya ve empati kurmaya her zaman çalıştım.Ama olmuyor Mehmet bey çok aklı başında, sineği dahi incitmeyecek arkadaşlarım var, ne hikmetse bu meseleler konuşulunca benden kat kat fazlasını söylüyorlar, bu tarz düşüncelerin kana giren bir virüse benzediğini düşünüyorum. Bir kere girdimi çıkarması çok zor. Bazense böyle düşündüğüm için kendimden utanıyorum çünkü hiç kimsenin doğuştan milletini, anne babasını seçme şansı yok.

    Şunu not etmekte yarar var bir toplumu sevmemek ona zarar vereceğim anlamına gelmez, bekleyip göreceğiz umarım siz haklı çıkarsınız zamanla birbirimize uyum sağlar,geleceğe hep birlikte umutla bakarız.

  12. Yazan:sevim Tarih: Ara 9, 2009 | Reply

    Çok afedersiniz ama yazınızda Kürtleri ve onların sözde temisilcilerini birer melek, mağdur olarak göstermekten öteye gidememişsiniz. Acaba niye kimse neden sorusunu sormayı denemiyor?

    Kimse neden sorusunu sormayı denemiyor?

    Sizin yaptığınız gibi mi mesela? Yani “hırsızlık,kapkaç,her türlü yüz kızartıcı eylem,şiddet,kötülük vs ne varsa kürtlerin geninde mevcut” diyerek mi sorularınıza yanıt bulacaksınız.Çözümünüz bu mu?Üstelik gayet de gerinerek saldırgan tutumlara “saygı”duyduğunuzu belirtmekte sakınca görmeyerek.
    E vallahi bravo!Desenize memleketin sizinki gibi derin sorgulamalara ihtiyacı varmış da haberinimiz yokmuş!
    Ne diyeyim?”Allah ıslah etsin ve akıl fikir nasip etsin”demekten başka söyleyecek bir şey kalmıyor.
    Ha söylenecek çok şey var ama size sizin üslubunuzla karşılık vermek nefsi davranmaktan başka neye yarayacak ki.Umarım bir gün söylediklerinizden pişmanlık duyar da böyle genelleme yapmaktan imtina edersiniz.Umarım.

  13. Yazan:MY Tarih: Ara 9, 2009 | Reply

    Yusuf Bey çok tesekkür ediyorum size, güzel sözleriniz hakkinizda yanilMAdigimi gösteriyor 🙂

    “bu tarz düşüncelerin kana giren bir virüse benzediğini düşünüyorum. Bir kere girdimi çıkarması çok zor. Bazense böyle düşündüğüm için kendimden utanıyorum çünkü hiç kimsenin doğuştan milletini, anne babasını seçme şansı yok. “ demissiniz. Bu sözler konunun kalbini özetliyor.

    Gandhi’nin bir sözü vardir “Suçluya degil suça kizmak gerek yoksa dünyayi kan götürür” diyor.

    Babasi Diyarbakir hapishanesinde iskence gören bir Kürt çocugu da “Bütün Türkler barbar” diye kestirip atabilir. Bu tirmanisin sonu yok. 1912’de Balkan savaslariyla doruk noktasina çikan katliamlar ve etnik kavgalar bugün hâlâ sürüyor. Kafkaslar, Ortadogu…

    Diyarbakir’i, Izmir’i ve Istanbul’u da bu kan çukuruna atmak istiyor muyuz? Hem memleketimizi hem de gelecek kusaklari böyle kirletmek istiyor muyuz?

    Iste HAKLI olarak virüse benzettiginiz bu hislerinizle mücadele etme kapasiteniz sizin ve arkadaslarinizin BARIS’i hak edip etmedigini gösterecek.

    Yazdiklarinizdan ve ifadenizden okuyan, arastiran ve tahsilli bir insan oldugunuz sonucunu çikariyorum. Bence okumus/okuyan Türkiye’nin ortalama kültür seviyesinin üzerinde olan herkes fikir yoluyla TERÖR ve IRKçILIK ile mücadele etmeli. Bu hem sizin HAKKINIZ hem de ÖDEViNiZ.

    Bu mücadeleyi bizim sitemiz bünyesinde yapmak isterseniz kapimiz açik. Kendinize ve arkadaslariniza daha uygun bir platformu kurarsaniz ben size yardimci olmaya hazirim. Bir internet sitesi olur, kahvelerde, kantinlerde toplantilar olur.. Siz bildiginiz sekli ve yöntemi seçin.

    ama artik bizim gibi siradan vatandaslarin siddetin her türüne karsi FiKiR yoluyla direnmesi gerekiyor. Gelismis bir Türkiye mi istiyoruz? Önce bunu hak etmeliyiz.

    Yakin tarihimize, milliyetçilik ve bunun psikolojik etkilerine YAKINDAN bakmak gerek.

    Vaktiniz olursa bu makaleyi tavsiye ederim hem size hem de dostlariniza:

    http://www.derindusunce.org/2007/11/17/o-gun-bebek-nasil-katil-oldu/

  14. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Ara 9, 2009 | Reply

    Bence de kimin haklı olup olmadığını beklemek yerine elimizden geleni yapmalıyız. Irkçılıktan konuşmak insana uğursuz bir zevk veriyor. Böyle sohbet ortamlarında ortaya “kimse ırkını kendi seçmiyor” gibi kısa, özlü bir cümle atmak insanları hızlıca “insaf” çizgisine getiriyor. Normal vatandaş kendini olayların akışına çok kolay kaptırabiliyor. Bizim işyerinde de bir gün açılımı savunan adam, ertesi gün bakıyorsun faşistçe şeyler söylüyor. Biraz mürekkep yalamış insanların, normal vatandaştan biraz farklı düşünmesi gerekiyor. O sohbet konforundan sıyrılıp muhalefet cesaretini gösterebilmeli insan.

  15. Yazan:fatih Tarih: Eyl 28, 2012 | Reply

    aa ne tesadüf, ilahi yusuf bey 40 senedir yurt disinda hayatimi idame ettiriyorum, zat-i alinizin tesbitleri ile almanya’daki nazilerin tesbitleri birbiriyle ne kadar ahenkle raksediyorlar. tabii ki bir farkla ; burda kürt yerine türk kelimesini kullaniyorlar. sorma helmut’cugum mahallemiz türkiye’den göc almadan önce, cok nadir görülen bir hrsizlik olayi bile haftalarca konusulurdu simdiyse her hafta bir dükkana giriyorlar, yakalaninca da sülalesini toplayip sikayetci olmamamız icin tehditler savuruyorlar bu türkler. fasistlerin bu söylem birligine de bayiliyorum. iclerinde “gönülden gönüle görünmez bir bag var” herhalde. yazar’in da dedigi gibi “fasizm de böyle bir sey” galiba

  1. 5 Trackback(s)

  2. Ara 14, 2009: Son 30 günde en çok okunanlar : Derin Düşünce
  3. Ara 21, 2009: Bir Pazartesi testi: Kemalizminizi ölçün : Derin Düşünce
  4. Oca 13, 2010: kemalizmden korkma geç kalmaktan kork - Sosyalist Forum
  5. Şub 8, 2010: Ya AKP’den A’yı çıkartın ya da bu çocukları hapisten! : Derin Düşünce
  6. Eyl 26, 2012: Kemalizm: Teşhis ve tedavisi mümkün mü? : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin