RSS Feed for This Post

Mücahid Abi, beni bildin mi?

Mücahid abi, beni bildin mi?Bilmiş tanımışsındır eminim, ben aynı ben. Seni tanımakta zorlandım, oysa. Çok değişmişsin, eski günlerden aşina olmasam imkanı yok tanıyamadım. Eski günler dedik de . . .  

  Ne ‘ kutsal ‘ abimizdin sen Mücahid abi. En önde, slogandan bir ağabeydin öyle. Şekilden ; Çevirme sakal, kumaş pantolon. Yürekten ; Vicdanlı bir yürek, bir adalet, bir inanış, Allah rızası. Her zulme savrulacak bir cümlen vardı. Çeçenistan, Filistin, Bosna. . . Aliya’lar,  Malkom’lar daha bir çok idol. Rasul deyince, sızılardın içinden. Bir Ömer çıkardı, bir Ebu Zer, gözünden yaş. Cuma Sohbetleri, küçük ama samimi kıraathanelerde büyük ve güçlü bir kararlılıktın sen. Ahlak, iman, düzen ve adelet. Ne çok güzelliğin vardı. . . Ne çok inandığın. . . En başta kendine inanırdın, biz de sana. . . Yeryüzü halifesi olmana şu kadarcık kalmıştı ki. . . Yüksek bir patırdı koptu, o gün.  

  Porselenenin ufalanışıdır.  

  Zor tanıdım inan, ne çok değişmişsin, ne çok da özlemişim. Şimdi kimse yok, ıssız bir ada gibi bizim mahalle, ‘ cüzzam ‘ ve ‘ vebadan ‘ sonra kimse kalmadı. Bir terkediş, öyle işte. . .  

  Parlamışsın Mücahid abi, nerede o eski ‘ adam ‘ ?Epilasyon mucizesi Mücahid, sinek kaydı, sen de kıl kökü kalmamış, yumurta gibi, pırıl pırıl. Yüzüne bakamıyorum, zaten eskiden de bakmazdık biz, sen gözlerini iyice devirir olmuşsun, nedir bu?Beni beğenmiyor musun?Kaçar gibi durma öyle daha edecek çok kelamımız var. Sarı ve uzun saçlara çevirir olmuşsun o felfecirleşmiş gözlerini, bizden kaçırıp o yana çevirirken, bilmem, tuhaf, önceden ‘estağfirullah’ vardı, hatırlar mısın?Bizden kaçırdığın gözlerin acaba biliyor mu, bizim saçlarımızın omzumuza dökülmeyip, boynumuza dolandığını. Yanına da yakışmadım hani ya. Zaten yanyana değiliz, okuyan öyle sanıyor, görünmüyor aramızdaki kocaman ‘ uçurum ‘. Gözüm kamaşıyor Mücahid abi, Rolex mi o?Çok parıltılı, çok parıltısın, çok parıltılısınız. Gözüm kamaşıyor Mücahid abi, dilim, kalbim sana bunları söylerken içim kamaşıyor, parladığın aştı sanki. Güneş gözlüklerinde pek fiyakalı, sanırım Avrupa tatilinden bir anı, marka olmalı e haklısın ultraviole, kaz ayağı, dikkat etmek lazım. Göbeğini içeri çekme Mücahid abi, çatlayacaksın, e o kadar açık büfenin sonu budur olmadı liposakşınnn. Saçlarını az daha şekillendirirsen sana albüm bile yapabiliriz, o denli yani. Buram buram da kokuyorsun Mücahid abi, nedir o? Tommy olmalı. Eskiden alkosüz esansların, Yahudi, Amerikan ambargoların adamı, çevirme sakallı, samimi Mücahid vicdanımın direğini sızlatacak kadar ‘ yabancı ‘ kokuyor. Sahi cumaları ya da perşembe akşamları devam ediyor mu hala arada yaptığınız Tefsir konuşmaları, kitap, fikir paylaşımları?Sanırım pazar sabahları yapılan ‘ iş adamı ‘ kahvaltılarından ya da yıllık şirket tatillerinden fırsat kalmıyormuş. İsraftan açık büfeye giden yolda ‘ kaprisli ‘ bir Mücahid. Ahh Mücahid abi ahh, önceden Mekke’den Allah’a giden bir yol vardı, sizin yürüdüğünüz biz de peşinizden, ne olmuş öyle?Mekke’den, Dubai’ye saat başı uçak seferi, Vip, havalanından jiip içimden bir parça koptu, dilimden bir sövgü, Mücahid abi biiiip.  

  Ne çok değişmişsin Mücahid abi, az kaldı tanıyamayacaktım. Mutluda olurdun hani ya ‘ sıvışıp gitmek ‘, kem sözü dinlememek, uzun zamandır sıyırdığın gibi bundan da sıyırabilirdin hatta ben öyle dikilmesem ani bir manevra ile sıvışabilirdin. Yok bırakmam bu sefer, nicedir bekliyordum, daha çok sözüm var sana daha karpuz keseceğim ama sana alevli meyve tabağı.  

  Yıllar önceydi, senin Mücahid, bizim yeni filizlendiğimiz zamanlar olmalı. Bize de bazen rahat durmayıp çok el atardınız. Pardesünün altına giydiğimiz kot, belki bir sürme, hafif bir koku çocukça belki genç kızlık özentisi öyle küçük pırıltılarda atmak istemiştik, sade hayatımızın ortasına. İlk ses sizden geldi, kot haramdı (!), sürme yasak(!), koku ya da bir kokma zinasıdır, sapıttırıp eklediniz. Konuşamadık bile, ağzımızı açtık yine sapıttırıp bir fetva koparttınız ‘ ses zinası ‘, dünyayı görmek için az bakındık ‘ göz zinası ‘, zina birken bin oldu. Ya sizin o dönem beyinlerimize yaptığınız, özünden kopartılımış ‘ kadın figürü ‘ zinası ?Evden çıkmak da harammış, el-yüz-göz- ayak hepsi haram, haram. Mücahid abi, Allah seni bildiği gibi yapsın, Allah’ın helal kıldığını bize haram kıldın, fetva zanisi Mücahid !Okuduğun sapkın iki fikirle beynimizi öğüttün Mücahid abi. Uydurdun uydurdun, geldin gözümüze gözümüze soktun. Sonra vınn, ilk fırsatta Mücahid arazi.  

  Çok değişmişsin Mücahid abi, e biz de boş durmadık. Şer’en erkekler önden, kadınlar arkalarından. Bir görsen bizi sen de şaşalarsın, görmüşsündür elbet, görünmeyecek gibi değiliz. Bir eşarplar takıyoruz, sen gibi parıldıyor, altına yastık koyuyoruz, o uzay tiplemesi E. T gibiyiz, koca kafalı, önüne hoop bir iğne, bir çadır Nasuh Mahruki sığar. Üstelik Burrberyy, tanesi 500 boru değil. Bir de makyaj, kocaman YSL çanta, kollar havaya, iri bir yüzük, iyice ağır oldu hamal olduk haberimiz yok, tayt gibi bir kot, Diesell’den gayrısı kesmiyor bizi, Armani kokuyorum ohh miss, Bağdat Caddesi bile kesmiyor artık bizi. Tabii kültürlü kızlarız, özel üniversitelerde okuyoruz, paçamızdan akıyor anlayacağın. Ne yapalım baş nereye, ayaklar oraya, siz gittiniz biz sizi takip ettik. Çünkü bizim önce erkeklerimiz pes etti, önce onlar satıldı. Siz yıkılmasaydınız bizi kimse yıkamazdı Mücahid abi. Ama yine rahat durmadınız Mücahid abi, bizim erkek versiyonumuz olarak zenginlik ikonası gibi ortalarda gezip yine bizim tesettürsüz giyimimizi kendinize rant yapıp siz konuştunuz, benden ne farkın vardı Allasen?Ya sizin tesettürsüzlüğü aşmış, ahlaksız ve vicdansız yaşamlarınız? 

  Yıkılmadım, ayaktayım. . . Ayakta kalanlar. . .  

  Mücahid abi, bir biz vardır bizde bizden içeru, şimdilerde dışaru. Peşinizden gelmeyenlerde oldu elbet. Bir kaçı erkek çoğu kadın sizin gibi ufalanmayanlar, ayakta kalanlar da oldu elbet. Erkekleri sen gibi bir ‘ Mücahid abi ‘tiplemesinden çok uzak, pardon Mücahid abi meteforu demeliydim, daha fiyakalı, sana en çok yakışan yine sayemde yırttın, ünlü oldun. Bak ‘ Mücahid Abi Meteforu ‘ olarak gelip gündeme bomba gibi düşüceksin şimdi, şanslı kerata. Dönelim bize işte öyle olduğu gibi kalanlarız biz okulu bırakan, çalışmayan, evlenemeyen ama hala inandığı gibi yaşayan kızlar bir kaç da erkek var ama çok azlar. Biz başörtülü ve değişmeyen, erimeyen kızlar olduğumuz yerde saymış gibi dursak da olduğumuz gibi ve olması gereken gibi kaldık Mücahid abi. Utanmazsan örnek al, tipinde insanlar bütünüyüz. Kızarıp kaçma, yemem. Şimdi konuştuk bitti sanma, bitmez. Bu benim sadece sana yazdığım, e Allah da soracak size bu kızların hesabını. İş uzun yani, uzunda olmalı. Kolay değil, bizi öyle iş yerlerinin, atıldığımız üniversitelerin kapılarında ‘ yetim ‘ gibi bırakıp gitmenin bir bedeli olmalı elbet. Eğitimimiz, statümüz, maaşımız yok diye ne burs verdiniz, ne işe aldınız ne de nikahınıza bununda bir bedeli var elbet. Aslını istersen sizin amacından sapmış iş yerleriniz, imanını parayı cebine sokarken yüreğinden düşürmüş tipleriniz bizim kızların yüreğinin sükun bulacağı ne bir çalışma ortamı ne de bir evlilik hayatı sürdürebilecek bir kapasitede değil. Sanırım istemeyerek de olsa kapıyı gösterme sırası biz de.  

  Mücahit abi, yolun sonu. . .  

  Biz de uygun gördük sizin çıkış amacınızı, elbet sanayileşme, kazanç, eğitim, bilim, ilim hepsi yakışırdı Müslüman’a en çok insana. Olmadı ama her şeyi eline yüzüne bulaştırdığın gibi onu da eline yüzüne bulaştırdın. Ticaret yapacaktın öyle mi?Kalkınıp güçlenecektik. Keşke yapsaydın, olsaydı. Ama olmadı, sen ticaret yapmadın, sen o ticareti amaç olarak iş yerinde de bırakmadın. Getirdin evin ortasına koydun, huzurumuz kaçtı. Ticaret yapacağım derken Müslüman taciri oldun, ne ihracat ne ithalat sürekli Mücahid’den verdin, verdin de verdin. Hep sağ, hep sağ, eski kodlama bunlar o sol sana sadece abdestten sonra burnunu sümkür diye verilmedi. Hem sağ hem sol iki elini kullana da bilirdin. Ne yaparsın fıkhi saplantılar öyle kolay kurtulunmuyor değil mi? 

  Mücahid’i uğurlarken. . .  

  Kem söz ağır gelir insana, bakayım sana yüzün kızardı mı? Yoksa iyice taşlaştın da laf kar etmiyor mu?Bilemem. Hadi Mücahid abi yol uzun, iş çok. Buraya kadarmış. Sana sayarken de içim yanmadı değil ha, senden kötü oldum üstelik. Sen de durum ne? Neyse sus, içim kaldırmaz şimdi bir de kendini savunursun iyice utanmazlık görürüm yok onu da kaldıramam vallahi. Söyleyeceğim de tükendi zaten. Selametle Mücahid abi.

Trackback URL

  1. 26 Yorum

  2. Yazan:aydd Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    Çok anlamlı bir (öz)eleştiri, anlayana tabi…elinize sağlık Cemile Hanım

  3. Yazan:VAY Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    Cemile abla hem güldüm hemde üzüldüm eline sağlık aklına sağlık

  4. Yazan:fatih y. abbas Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    bu sitemden e anlasildigi gibi;surekli hafizlik egitimi vermekte ve hafizligi yuceltmekteki israrin urettigi sorunlari
    dusunme imkani buluyoruz.

    binlerce soruyla ve meraklarla dolu cocuk aklinin kapali tutulmasi? ezbercilige hapsedilmesi.

    sonra da gercekligin kavranmasi,bilgi uretme,
    mantik yurutme uzerine o cocuktan verim bekleyin.

    dunyadan, gerceklikten is hayatindan care ve cozum arayislarindan kopuk; doganin, hayatin, insanin, toplumsal organizasyonlarin
    dinamiklerini kavratmaktan uzak bir dini egitim, hangi saglam referanslari yerlestirebilir insana? ki uzerine
    moral yada ahlaki “anlam” ve hukuki “deger” duygusu pekistirilebilsin.

    adalet veya ahlakilik iceren her mesele, psikolojik oyunlardan psisik aldatma cabalarindan ibaret/mis gibi algilanir hale gelir. yetiskin olduktan sonra, dinin tamaminin aldanmadan ve aldatma oyunlarindan ibaret oldugu kanaati yerlesir. tam karsisina yerlesiverir aniden.

  5. Yazan:Mustafa Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    “Mücahid” bir gencin paraci bir gence dönüsmesi acinacak haldir altin icinde yüzse bile. Böyle tiplere kizmam ben. “Slogan mücahitlerin” neticesi cogu zaman böyle olur. Buna sasmam. Bagirip cagirmak ile biraz sakal biraz ordan burdan az bucuk din bilgisi ilede olmaz. Hayatimda tanidigim solcularin cogu gercek solcu degillerdi. Felsefi altyapilari yoktu. Anlamiyorlardi bilmiyorlardi Marxi. Ismini bilirler ve solaganlardan bir avuc iddialardan ötesi yoktu. Milliyetcilerdede öyle. Böyle “sahteler” veya yüzeyseller cephede is ciddiye bindigi zaman ilk kacanlar olacaklar. Parayi görünce ilk kacanlar olacaklar.
    Ben bunlara kizamam. Daima öyle idi. Kizacak olursam bunlara kizip kendimi dolayli yol ile yücelteyimmi? Kibirlimi olayim? Kendimi begeneyimmi?. Ölcmek yok. Ölcüb insan kendini daha iyi pozisyonda görerse kayb eder. Herkez tek tek Rabbine hesab verecek. Eden kendine eder. Kimse kimseye kötülük yapamaz ederse kötülük kendine eder. Nasil gavura kizip oruc bozmak yok günahkara kizip günah islemekte yok. Hatta dua etmem gerek ona. Düzelsin tevbe nasib olsun diye. Bana kötülük edene ben iyilik etmem gerek.
    Eger onun bunun tuzagina düsüb öyle böyle zarara ugramissam bunda ilkin kendim kendime mesuliyeti veririm. Bilseydim, kolay güvenmeseydim, arastirsaydim, saf olmasaydim…verdigim yanlis kararlarinda mesuliyeti bana. Benin sucumu görmeyip sadece onun hatasini görmek olmuyor.
    Birgün bir genc bana sordu :”Falancilarami veya filancilara gitsem onlara katilsam” manasinda sual sordu. “Ne onlara ne bunlara hic birine gitme” dedim. “Dini gayretin vardir senin. Dinini yüzyillarca okunan muteber eserlerden ögren ama öyle yüzeysel degil. Dinini yasa sonra dua et “Ya Rabbi razi oldugun sevdigin kullarinla beni tanistir” de. Ögrendigin bilgiler ile sapik akimlara düsmezsin. Eger eksik ögrenirsen düsebilirsin. Eger yukaridaki duanda samimi isen Rabbimiz sana yol gösterir. Böylelikle saglam tarafta kalmis olursun riskden uzak. Yok eger kendi kararin kafan ile bir yere girip akintiya kapilirsan ve zarar görürsen asil suclu sensin. Cünkü sen kendi iraden ile riskleri dolayli yol ile kabul ederek atildin.
    Müslüman mükelleftir sorumludur kararlarindan.”

  6. Yazan:eg Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    bence en baştan itibaren bu sorunun adı yanlış konuldu. en baştan itibaren kendisini “mücahid” diye tanımlayan insanları çok ciddiye alamadım maalesef. zira bu kelime insanın kendisini tanımlamaktan korkacağı (layık olacağı konusunda şüphe duyması gerektiğinden) bir kelime olmalıdır. yine cihad insanın herşeyden önce kendi nefsiyle yapacağı mücadele olduğu için, bir insanın bu kelimeye layık olduğunu düşünüp kendisini tanımlaması otomatik olarak tevazudan uzak tutar o insanı. işte bu yüzden mücahid diye kendini adlandıranları oldum olası ciddiye almadım.

    insan herşeyden önce kendisini hizaya getirmeye çalışmalı, başkası yerine. yoksa ötekini hizaya sokmaya çalışan her girişim, herşeyden önce insanın kendisine zarar verir. mücahid diye başlar hayata ve ötekini değiştirmek için zor kullanmak dahil herşeyi yapar. sonra hayattaki konumu ve yeri değişir ama insani kalitesi değişmez…

    bu arada bir not: fatih abbas bey neden ben sizin hemen tüm eleştirilerinizi konuyla ilgisiz görüyorum acaba? kabahat bende mi sizde mi uzun süredir düşünüyorum doğrusu…

  7. Yazan:fatih y. abbas Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    sayin eg, hic bos yere dert etmeyin,inanin bana cok soylenmistir, sizin itiraziniz. isin tuhafi,ben de bu baglantisizligi, ilgisizligi hic dert etmiyorum.kaale ve ciddiye almama ozgurlugune sahipsiniz.sevdiginiz yorumlari ve yazilari okuyun.

  8. Yazan:eg Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    sorun benim kaale almama sorunum değil. sorun sizin, yazıları bir tür dalga geçme eylemiyle değerlendirdiğinizi düşünme sorunu. doğrusu bu konuda hala bir fikre varamadım. beyniniz hepimizden farklı çalıştığı için mi böyle ilgisiz bağlar kurabiliyor, yoksa yazılarla dalga mı geçiyorsunuz diye…masum bir soru bu ve sadece bu yazıya yorumunuza has birşey değil. genellikle tüm yorumlarınızı içeren bir soru…

  9. Yazan:cb Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    Fatih bey,

    bu sitemden e anlasildigi gibi;surekli hafizlik egitimi vermekte ve hafizligi yuceltmekteki israrin urettigi sorunlari
    dusunme imkani buluyoruz.

    binlerce soruyla ve meraklarla dolu cocuk aklinin kapali tutulmasi? ezbercilige hapsedilmesi.

    sonra da gercekligin kavranmasi,bilgi uretme,
    mantik yurutme uzerine o cocuktan verim bekleyin

    (fatih)

    yazıdan yazdığım yorumu değil de kendi eleştirmek istediğiniz yorumu çıkarıp,konuyla alakalı olmadığı halde konuyla alakalı bir yorum düşüp bundan amacınızı gerçekleştirme çabanızın sizin değiminizle ‘alakasızlık’ ve yine kendi değiminizle ‘kaale alınmamak’ gibi bir değersizliğiniz varsa bu elbet sizi bağlar,biz de çok dikkate almayız ama bu dikkate alınmayacak değer de olan yorumlarınız lütfen yazıyı anlam olarak vermeye çalıştığı yerden bir başka yöne çekerek çarpıtmasın.Siz istediğiniz ölçekte kaale alınmayacak yorumlar düşebilirsiniz,sadece bu basit işlemi yaparken insanların emeklerini çarpıtmayın yeter.

  10. Yazan:cb Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    Sevgili Aydd ve Vay,

    çok teşekkür ederim efendim.

    Enver bey,

    yazıyı ve mahiyetini anlayıp özümsedikten sonra manidar olarak düştüğünüz yoruma kesinlikle katılıyorum.Mustafa bey de güzel yerden yakalamış.

    Sanırım biraz ‘kadınlar’ üzerine konuşulmasına ve yorumların bu tarafa kaymasına ihtiyacım var,’Mücahid abi ‘ kavramı biraz da kadınlar üzerinden kendini ele veren bir kavram,inançlarıyla olan sorunu yanı sıra ‘kadın’ figürü üzerinde de sorunlu düzeltmeleri var,maalesef.

  11. Yazan:fatih y. abbas Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    bu islamcilar niye boyle oluverdi? icerikli bir yazi, bastan sona, hayli esprili. ben de cok onemli bir zaafi ve nedeni soyledim.
    ister ciddi ister saka kabul edin dostum.

  12. Yazan:ahmet medeni Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    1-Cemie hanımın yazı yine güme gitti.
    2-Sayın editör, bizim yorum yine sizin kuralların azizliğine uğradı, ama, bakıyorum, birbirine giren-girene, biz bari,yorum yapıyoruz sadece, Cemile Hanımın geçtiği yolları bilen birisi olarak..
    ah şu aydınlar diyorum sadece, ışıktan korkan aydınlar yani hayatın gerçeklerinden..

  13. Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    Cemile hanım kaleminize sağlık.
    Çok güzel olmuş, çokta ağır olmuş 🙂

  14. Yazan:cb Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    Sevgili Olcayto,

    çok teşekkür ederim.Ağır mı olmuş?Ben espiri ile hafif yumuşatırım diye umuyordum,siyasi ya da sosyal bir üslup kullansam demek alev gibi düşecektim ortaya 🙂

  15. Yazan:cb Tarih: Ağu 12, 2009 | Reply

    Ahmet bey,

    gitmez benim yazılarım güme,güme giden ‘Mücahid abi’dir.

    Ben o yollardan geçmedim esasen,daha çok o yollara şahid oldum,iyi gözlemledim.17’ler de falan olmalıydım,çok kısa bir süre RP slogancılığına bulaşmıştım,İsmet Özel okurdum o zamanlar Partizan şiirinin etkisinde bir ergenlik anısı o kadar.Onlar ‘millileştikçe’ ayrıldı yollarımız ben ‘insanlaşmada’ karar kıldım.

    Sanırım benim tercihim su bazlı değil,çözünürlüğü yok,kendi kıvamından bir madde ; İslam’ın yanına,aynı hizaya oturtamıyorum ideolojik saplantıları.Sadece o çözünürlüğü olmayan maddenin içerisinde,onu çözmeden var olabilecek maddeler olduğunu düşünüyorum.

    Enver beyin yorumu olayı kapsıyor aslında ‘ Mücahid abinin ‘ başladığı nokta ile son bulduğu nokta arasında pek fark yok.Sadece başlangıçta daha samimi bir adamdı o kadar şimdi o da kalmadı.

    Kapitalizm ile imtihan olan Sol’dan sonra sanırım aynı kırılmayı Müslümanlarda yaşıyor şimdilerde oldukça yoğun olarak.Müslümanın Kapitalizmle imtihanıdır bu,sadece kısmen elbet.En büyük kırılma ise ‘yanlış yorumlanan din’ meselesinde karşımıza çıkıyor.Maalesef Tr dindarlığı hurafesi oldukça bol,kaynağından oldukça uzak bir yapılanma.Nezaketi bile bilmiyoruz çoğu kez,kadını,sanatı ve daha bir sürü şey

  16. Yazan:MY Tarih: Ağu 13, 2009 | Reply

    Böylece güzel Türkçemiz yeni bir tipleme kanzandi: “Mücahit abiler” 🙂

    Mücahit abilerin neden bu isi basaramadigini sorgulamak lazim. Yazida üzerinde durulan nokta (benim en çok gözüme çarpan) paraya ve lükse düskünlük oldu. Kanaatimce buna paralel bir “arkeolojik” eksen daha var ki o da Fikrî zemin yoklugu.

    Islam düsüncesini 21yy gerçegi ile yeniden olusturmak gerekiyor, evet dini rasyonalize etmeden, evet özünü kaybetmeden ama kafayi da kuma gömmeden!

    insan dogasinin bir parçasi olan para ve lüks tutkusu Mücahit abilerin de ayagina dolandi. çünkü bu aktivizm kaynagini Islam düsüncesinden degil gençlik coskusundan, bir sey olma arzusundan aliyordu.

    Aslinda mücahit abiler pek âlâ komünist militan olabilirlerdi. Aile ve çevre etkisiyle mücahit abi oldular. Ama mücahid olamadilar.

    Meselâ “basörtüsüne, namaza ve genel olarak Islam’a açikça düsmanlik eden bir orduda askerlik yapmayi reddediyoruz” diyen 1000 tane mücahid çiksaydi içlerinden tarih yazabilirlerdi.

    Ama yemedi gözleri. Putsal devletin daha putsal ordusuna tutacak kafalari yoktu. Pasif direnis yapmak fedakarlik ister. Sivil itaatsizlik cami önünde Israil bayragi yakmaya benzemez.

    CaHiD olmak yani Cihad yapmak hiç de zannedildigi kadar kolay degil. Dünyevî çikarlarini daha üstün kazançlar için feda etmek zordur, idrake dayali bir iman ister. Zaman ister. Meyvalarini ancak torunlarinin yiyecegi bir agaci dikmek ve sulamak HARBiDEN iMAN ister, “islamî” folklör ile olacak is degildir.

    Bazen vatan için yasamak vatan için ölmekten çok daha zordur.

    Islam aleminin en büyük sorunlarindan biri bu, Cihad = Savas zannetmek. Oysa savas Cihad’in özel bir hali ve Peygamberimizin hiç de sevmedigi, ancak mecbur kalinirsa yaptigi bir seydi.

    Taze mücahit abilerin ibretle okumasi gereken bir yazi olmus.

  17. Yazan:ahmet medeni Tarih: Ağu 13, 2009 | Reply

    Cemile Hanım; Yorum faslındaki,
    “Nezaketi bile bilmiyoruz çoğu kez,kadını,sanatı ve daha bir sürü şey.. ” ‘Hüküm kıvamında’ tespitinize kısmen itirazım olacak. Haksız olduğunuz için değil, bizi acıttığı için.Aslında 90’ların RP’si ve bugünün AKP’si ve dahi bunların içinde olmayıp kenarında maça girmekle-girmemek arasında bocalayan bir sürü kümelenmenin-yapılanmanın arızaları olduğu kesin.Tersinden, ufku geniş-gelişmiş, kendini yetiştirmiş bir sürü insan da tanıyorum, ama, bunlar toplumda etkin olmadığı için, sizin yazınızda(az bile) geçen olaylar maalesef gündemimizi oluşturuyor.Tabii, bu arada toplum sarsıntı geçiriyor, savruluyor. 12 eylül ve 28 şubat belki sadece turnusol görevi görse de, toplumun geri dönüşümüne ve bazı noktalarda kokuşmasına katkısı yadsınamaz.
    Vakitli –vakitsiz ilan edilen kırmızı çizgiler, tarihten getirdiğimiz korku ve yasak kültürü..Sizin de dediğiniz gibi, inancımızı kaynaklarından öğrenememe.. ‘İslamcılık’ denilen ve benim hala önemsediğim olgunun, ekol-okul ve yaşam pratiği geliştirememesi, kendini siyasetin acımasız kulvarlarında kirletmesi de göze alındığında, sonuç kaçınılmaz oluyor.
    Neyse, itiraz noktasından, hemfikir noktasına geldik.. Galiba bu da bizim, paradoksumuz..
    İsmet Özel mevzuunda bir gün, inşallah, uzun uzun yazarım.
    Selametle..

  18. Yazan:SQ Tarih: Ağu 13, 2009 | Reply

    @MY

    Birşey sormak istiyorum, savaş, “cihat”ın özel bir hali diye yazmışsınız.
    Özel olmayan halini nasıl tarif etmek gerek? Sonuçta bu özgür iradeye müdahale olmuyor mu?

  19. Yazan:Olcayto Tan Haskol Tarih: Ağu 13, 2009 | Reply

    Kullanılan dile yönelik olarak söylemedim,haklı ve ağır konuşmuşsunuz.Mücahit abi olsam yerin dibine girerdim.Yada yerin dibine girmeyince Mücahit abi oluyorsunuz sanırım 🙂

  20. Yazan:MY Tarih: Ağu 13, 2009 | Reply

    [Cihad’in]Özel olmayan halini nasıl tarif etmek gerek? Sonuçta bu özgür iradeye müdahale olmuyor mu?(SQ)

    özgürlük ve irade çok agir iki kavram. Bir kere insanin davranislarini belirleyen DETERMiNiSTiK kurallardan kaçma ihtimali nedir? (çocukluktaki travmalari, genetik yapisi, beynindeki muhtemel bir lezyon, maddî imkân, egitim seviyesi…)

    Dinli ya da dinsiz bir insanin özgür iradesi diye bir sey olabilir mi? Bu hakikaten çok ama çok agir bir konu.

    Fahişelik, şehitlik ve özgürlük isimli yazimda bu ilk iki kavramin sanildigi gibi uzak seyler olmayabilecegini söylemistim ve birey-alti dünyaya dikkat çeken örnekler vermistim.

    Toplum baskisi ya da devletin yaptirimlarina karsi özgürlük oldugu gibi insanin kendi içindeki özel bir güce karsi da özgürlügünü elde etmesi gerekir.

    Bu güç özünde kötü degildir. Ama iyilige direnen, bir tür atalet, simarik bir çocuk gibidir. Onu simartarak 7 basli bir ejderha haline getiren ise insanin özgür iradesi olabilir. Tersi de olabilir, NEFS dedigimiz bu güç kuzu gibi uysallasir o zaman 🙂

    Cihad’a gelince… çok özel bir kavram ve kisaca açiklanmasi zor.

    Ancak Wikipedia’da kisa bir tanim buldum, onunla gireyim konuya:

    Cihad sözcüğü c-h-d kökünden türemiş, “bütün gücünü kullanma” mânâsına gelen Arapça bir kelimedir.

    İslam dininde, cihad bazı hadisler temel alınarak iki kısma ayrılmıştır; büyük cihad, küçük cihad. Büyük cihad, insanın benliğinde barındırdığı kötülüğe ve dünyevi zevke olan yakınlığına karşı verdiği mücadele olarak tanımlanmıştır. Küçük cihad ise, maddi anlamda dini mücadeledir.

    İslam inancına göre, Allah rızası için yapılan bütün ibadet, amel ve çalışmaları içine aldığı gibi, bu çalışmaların sürekli olarak yapılabilmesini garanti altına alan geniş bir alanı kapsar. Bu alanlar, insanlığın huzur ve barış bulması için yapılan çalışmaların tümünü kapsamaktadır.

    Mesela PKK ile mücadele cihad midir? Bu soruyu sormak bile TR’nin bir çok yerinde sopa yemek için yeterlidir saniyorum 🙂 Oysa Ergenekoncu pasalarin rezaletleri ortaya çiktikça bu sorunun da ne kadar yerinde oldugu görünmeye basliyor.

    Fakat bir takim sebeplerden dolayi Müslümanlarin içinde oldukça kalabalik bir grup 2-3 asirdir Cihad=Savas seklinde bir tür iman ürettiler ve bunu Islam dinine yamadilar.

    Yukaridaki tanimda “insanlığın huzur ve barış bulması” kismina yogunlasalim. Istanbul’da yasayan bir Müslüman’in meselâ Paskalya gibi Hristiyan bayramlari sirasinda bu dine mensup tanidiklarina ziyarete gitmesi, küçük hediyeler, güzel sözler ile gönül kazanmaya çalismasi bence cihaddir.

    Müslüman-Hristiyan kavgasi çikarip bundan siyasî güç kazanmaya çalisanlara karsi KANSIZ bir direnistir.

    Ama bu tür “küçük” hareketler bazen insanlara (NEFSlerine) yetmez, onlar illa ki bir sey ugruna ölmek, öldürmek isterler. Sanirlar ki en büyük fedakarligi(!) yaparak zafere hizmet edecekler.

    Aslinda bu kibirin kendisidir. Yani zaferi hedeflemek ne büyük cürettir düsünebiliyor musunuz? Insan tek basina küçücük iyilikler yaparak çevresindekilerde iyi duygular uyandirabilir. Dünyayi bu siddet kuyusundan kurtarmayi hedeflemek için insanda ciddî bir süpermen kompleksi olmali, düpedüz delilik.

    Ama insanligin, barisin, huzurun zaferi için tevazu ile hizmet etmek bizim borcumuzdur.

    dünyayi kurtarmaya yönelik küçücük mücadeleleri hayat boyu yapmak dirayet ister. Mesela bir fakir çocugu okutup evlendirmek gibi.

    Buna gücü yetmeyen mesela bir kahvede Kürt düsmani bir laf duyarsa bunun irkçilik oldugunu, Islam’da yasaklandigini söylemelidir. Sözle dahi olsa ufacik direnisler ile dünya çok daha güzel bir hale gelecektir.

    Ama kimi Müslümanlar ne yazik ki ya kibirle HEMEN! SiMDi! sonuç istiyorlar ya da “ben ne yapabilirim ki?” diye kendilerini hor ve hakir görüyorlar. Onlari böyle konusturan nefsleridir. Yoldaki manzaralari görmeyen, gidecekleri sehri haritada arayan turistler gibidir onlar.

  21. Yazan:cb Tarih: Ağu 14, 2009 | Reply

    Kesinlikle,Mücahid abi olmanın yolu pişkinlikten geçiyor :))

    Tabii bu Mücahid abi,gelişmesinde malum zihniyetinde rolü var,yıllarca Müslüman dindar tarafa yapılan ikinci sınıf insan muamelesi,hacı-hoca kelimelerine hapsediş,kenara itilme,bastırılma ilk fırsat bulduğunda,aralanan kapıdan olması gerekenden fazla bir çıkış ile ortaya dökülüyor.

  22. Yazan:ahmet medeni Tarih: Ağu 14, 2009 | Reply

    Cemile Hanım, aşağıdaki tesbitinizden sonra, biliyorum, yazılması icabeden birşey kalmıyor, ama,yine de öngörünüz ve tahliliniz için, tebrik etmeden geçemiyecğim.
    “Tabii bu Mücahid abi,gelişmesinde malum
    zihniyetinde rolü var,yıllarca Müslüman
    dindar tarafa yapılan ikinci sınıf insan
    muamelesi,hacı-hoca kelimelerine
    hapsediş,kenara itilme,bastırılma ilk
    fırsat bulduğunda,aralanan kapıdan olması
    gerekenden fazla bir çıkış ile ortaya
    dökülüyor”
    ….
    Belki de benim için şu tesbiti doğruluyor bunlar:
    “Hiçbir şeyden öğrenmedim, yazarak öğrendiğim kadar”Adalet Ağaoğlu
    Okurken ve yazarken galiba insan olduğumuzu daha iyi farkedebiliyoruz..Selamlarımla..

  23. Yazan:delli Tarih: Eyl 3, 2009 | Reply

    güzel bir yazı. mücahit abinin müteahhit abi olması gibi insana ait her şey önce sıkı başlar ve zamanla gevşer. belki de asıl imtihan aslında mücahit olduktan sonra başlıyor. hayatta kimin nereden nereye savrulacağı nereye varacağı belli olmaz. bu nedenle eskilerin dediği gibi Allah encamımızı hayır etsin.

  24. Yazan:Osman ÇELEBİ Tarih: Eki 7, 2009 | Reply

    REFAH’I Fazilet’e anlatan Fazilet’ten kopupta ehli kitap ittifakı uğruna materyalizm düşkünü olan AKP’ye milli görüşten tokat gibi yazıdır.

    Bayılıyorum davası uğruna taviz vermeyen kardelerime.. Tebrik ederim,böyle yazılar görelim.

  25. Yazan:cb Tarih: Eki 7, 2009 | Reply

    Osman bey,

    sakın ola benim yazılarıma milli görüş denilen ucubelerin imzasını atmayasınız,Mücahid Abi’ye döktüğüm methiyeleri(!) mumla ararsınız!

    Milli Görüş biz başörtülülerden milyon kilometre uzak dursun,hadi kardeşim oradan sizlere bir başka yazımda ‘bunlar İ.H.L’ler arka bahçemizdi diyen ekipten değilmiydi,ne çok değişmişler ön bahçenin kızlarıyla takılır olmuşlar’ diye gönderme yapmıştım,bu da sizlere tokat gibi bir cümle olsun,benden ve yazılarımdan uzağa !

  26. Yazan:Osman ÇELEBİ Tarih: Eki 7, 2009 | Reply

    MSN hatırası:

    “Ben gömleği çıkarıpta AKP li olmadım yahu yok öyle bir gömlek. Ben Emperyalizm ile işbirliği yapan AKP lide olmadım yahu yok öyle birşey. Yahu ben müslüman bir solcuyum dokunmayın bana..”

  27. Yazan:kuvvetlemuhtemel Tarih: Eki 14, 2009 | Reply

    uzağa atmayın beni.. Nayır antikapitaslit görünümlü burjuva.. Bu arada diğer yazılarınızı nasıl bulucam. Sitenin kullanma kılavuzu var mı?

  1. 2 Trackback(s)

  2. Ağu 31, 2009: Son 30 günde en çok okunanlar : Derin Düşünce
  3. Oca 15, 2014: Son 30 günde en çok okunan yazılar

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin