RSS Feed for This Post

DTP, Kürtlerin CHP’sidir!

II. AK Parti-DTP savaşı (MÜMTAZ’ER TÜRKÖNE)
 
Birincisi 22 Temmuz seçimleri idi ve AK Parti kazandı. İkincisi önümüzdeki mahallî seçimler olacak. Altı aya yakın zaman zarfında iki tarafın geliştireceği akla uygun stratejileri ve taktik hamleleri hesaba katarak söylüyorum.
“II. AK Parti-DTP savaşı”nı da AK Parti kazanacak. Bu öngörüm büyük ölçüde DTP’nin bugünden peşine takıldığı stratejinin açmazlarına dayanıyor.

Önce neden “savaş”?

Daha bugünden şiddetlenen, mahallî seçimlere odaklı AK Parti-DTP rekabeti, tam olarak siyasî bir savaş. “Siyasî savaş”, çünkü siyasî amaçlar için bir taraf şiddet araçlarını kullanıyor. DTP, bu seçim rekabetini silahların ve en yaygın biçimiyle şiddetin devreye sokulduğu bir “savaş” olarak yürütüyor. PKK’nın artan eylemleri ve şiddet yüklü kitlesel gösteriler bu durumu anlatıyor. İstanbul’da arabaları yakmaktan Nusaybin’de polisle çatışmaya ve PKK baskınlarına kadar bütün eylemler bu siyasal savaşın bir parçası. Peki işe yarar mı? DTP, artan şiddet sayesinde Güneydoğu’da seçim kazanabilir mi?

PKK kurmaylarının bu soruya kayıtsız şartsız “evet” cevabı vermeleri doğal. Aksini söylemek, şiddet araçları ile var olan bir örgütün kendisini inkâr etmesi demek. Peki bu cevap doğru mu? 22 Temmuz seçim sonuçları doğru olmadığını gösteriyor. Mermiler Güneydoğu’da oya tahvil edilemiyor.

DTP’nin bu mahallî seçimlerde Diyarbakır’ı kaybetmesi, PKK için sonun başlangıcı demek. Erken başlayan şiddetin ve tırmanan gerginliğin sebebi bu endişe. PKK’nın farkında olmadığı veya kabul etmesi imkânsız olan gerçek ise şu: Tersinden bakıldığında bu seçimler bölge halkı için PKK otokrasisinden kurtulmanın en kestirme yolu. Şiddet sokaklarda egemenliğini kurabilir, insanları sindirebilir; ama seçim sandığı insanın kendi vicdanı ve en risksiz şekilde özgür iradesi ile baş başa kaldığı yer. DTP, Kürtlerin CHP’si. Siyasal anlamda güçlü, ama toplumsal karşılığı zayıf. Bunca yıllık kanın, öfkenin temsilcisi. Kanın siyasetini yapmakla, kanla siyaset yapmak arasındaki fark, PKK’ya sempati duyanları bile bu seçimde tedirgin edecek.

PKK’nın ikinci hatası devlet yerine AK Parti ile kutuplaşmayı seçmesi. Bu kutuplaşmanın DTP karşısında AK Parti’yi kendiliğinden yegâne alternatif haline getirmesi kaçınılmaz. AK Parti durumun farkında. Başbakan’ın Diyarbakır ve Tunceli’yi ziyareti, şimdi de Hakkâri ve Van’a gidecek olması, PKK’nın meydan okumasına aynı şekilde cevap vermesi anlamına geliyor. AK Parti lideri, PKK’nın açtığı savaşı, PKK’nın belirlediği savaş meydanında merdanelikle kabul ediyor.

AK Parti’nin bu meydan savaşını kazanması, öncelikle Kürt sorununun yepyeni bir evreye girmesi demek. AK Parti seçimi kazandığı zaman, Türkiye’nin üniter yapısını temsil yeteneği olan yegâne güç haline gelecek. Tükenen askerî yöntemler yerine demokrasinin sorun çözme yeteneği, bütün devlet kurumları üzerinde egemenliğini ilan edecek. Kürt sorununun iki veçhesi var: Birincisi soyut; psikolojik yaraların kapanması ve bunun için gayret sarf edilmesi lâzım. İkincisi somut: Kürt sorunu, büyük ölçüde bir Kürtçe sorunu. Anadilin kullanılması konusunda insanî olan bütün ölçülere uyulması bu somut sorunu ortadan kaldıracak.

Türkiye’nin çok güçlü entegrasyon dinamikleri var. Türkiye’de Kürtlere “Kürt olarak” saygı duyan ve bu saygının gereklerini yerine getiren bir iradenin egemenliğine ihtiyaç var. Kürtler, işte bu iradenin bir parçası olmaya hazır. Yeter ki böyle bir alternatif önlerinde bulunsun. Şiddete teslim olmak, şiddetten çare beklemek her şeyden önce insan olmaya aykırı.

Mahallî seçimlere endeksli olarak PKK’nın şiddeti daha da tırmandıracağı beklentisi yaygın. Ben, bu aracı kullananların nasıl geri teptiğini göreceklerini ve yavaş yavaş bu sevdadan vazgeçeceklerini düşünüyorum.

Oluşan bu denklemi değiştirecek ve PKK’nın elini güçlendirecek yegâne gelişme DTP’nin kapatılması olacak. Bu gelişme dışında “II. AK Parti-DTP savaşı”nın favorisi olarak AK Parti görünüyor.

… Bu makale ilginizi çektiyse…

Türk milliyetçiliği birleştirir mi yoksa parçalar mı?

 İllâ ki bir tutkal/çimento mu gerekiyor? Milliyetçilik tutkalı adil ve müreffeh bir düzene alternatif olabilir mi? Adaletin, hukukun hâkim olmadığı ortamlarda Türklerin kardeşliği ne işe yarar? Belki de Türk Milliyetçiliği diğer milliyetçilikler gibi yok olmaya mahkûm bir söylem. Çünkü var olmak için “ötekine” ihtiyacı var. Ötekileştireceği bir grup bulamazsa kendi içinden “zayıf” bir zümreyi günah keçisi olarak seçiyor. Kürtler, Hıristiyanlar, Eşcinseller, solcular…150 sayfalık bu kitapta Türk Milliyetçiliğini sorguluyoruz. Müslüman ve milliyetçi olunabilir mi? Türkiye’ye faydaları ve zararları nelerdir? Milliyetçiliğin geçmişi ve geleceği, siyasete, barışa, adalete etkisiyle. Buradan indirin. 

 

Türkiye bölünür mü?

“Bebek katili! Vatan haini!…” PKK terörünü lanetliyoruz ama devlet eliyle işlenen suçlara karşı daha bir toleranslıyız.  “Kürtler ve Türkler kardeştir” diyenlerin kaçı “sen benim kardeşimsin”  demeyi biliyor Zaza, Sorani, Kurmanci dillerinde? Ülkemizin terör sorunu ne PKK ne de Kürt kimliğiyle sınırlanamayacak kadar dallandı, budaklandı. Bazı temel soruları yeniden masaya yatırmak gerekiyor: (*) Kürtler ne istiyor? (*)  İspanya ve Kanada etnik ayrılıkçılıkla nasıl mücadele etti? (*) PKK ile mücadelede ne gibi hatalar yapıldı? (*) İslâm ne kadar birleştirici olabilir? Töre cinayetlerinden Kuzey Irak’a terörle ilgili bir çok konuyu ele aldığımız 267 sayfalık bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirin.

 

Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu

Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisini hukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi? GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen… Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Bizleri sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş olan deli gömleğine işaret ediyor.  Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirin.

 

Trackback URL

  1. 34 Yorum

  2. Yazan:Muzaffer Kazim Tarih: Kas 3, 2008 | Reply

    Benim tespit edebildigim kadariyla Dtp´nin ilimlisi diye takdim edilen Tugluk´un Türk medyasinda yayinlanan yazilarinda (kimbilir belki de cokca, o kadar arastirmadim) apo´dan tekrar edilen cümleler var.

    Türk milletini nasil aptal yerine koyduklarini görüyoruz.Türk medyasinin ise ne kadar saf ve dikkatsiz oldugunu da görmek mümkün.

    Bir kac sene sonra, söz konusu yazilari referans göstercekleri asikar. Onlarin tabiriyle “liderligin” tespitleri birebir Tugluk tarafindan Türk medyasinda resmen taritisilmis ve belli bir mesruiyet kazandirilmis oldu.

    Yazik.

    Saygilar

  3. Yazan:snowqueen Tarih: Kas 3, 2008 | Reply

    Herkes AKP’li olsun, Uzaylılar bile,
    Mümtazer Türköne’nin eski mottosu “Dünya Türk olsun”, “Dünya AKP’li olsun” a dönüşecek yakında.
    Yakında “DTP’liler Kürtlere karnını kaşıyan, bidon kafalı dedi” söylemleri gezinmeye başlar Zaman Gazetesinde.

  4. Yazan:fuatogl Tarih: Kas 3, 2008 | Reply

    Şiddete teslim olmak, şiddetten çare beklemek her şeyden önce insan olmaya aykırı.

    Bu sozleri gencliginde paramiliter bir orgut mensubu olan, fasizmin kitlesel ve kurumsal oldugu bir universitede cit cikartmayan birisinden duymak gercekten cok hos. Bu kisi elbette resmi ideolojik alginin ancak kiyisinda kosesinde dolasip iktidar parlatabilir.

  5. Yazan:ahmet Tarih: Kas 4, 2008 | Reply

    türköne hani şu çillerin baş danışmanı türköne hani şu susurluk çuların eski savunucusu şimdi derin devletin en şiddetli karşısında olan türköne hani şu susurluk kazasında demokrasi için lambalarını söndürenlere karşı çıkan derin devlet yoktur diyen türköne ,seçim öncesi barzani dtp akp lilerin anlaşmaları zamanlarında kürtlere toz kondurmayan türköne ne oldu akp dtp barzani üçlü ittifağı bozuldu şimdi kürtlerle karşı karşıya geldiler beyefendi işin içine chp yi katmasa olmaz. türkönenin bütün yazdıklarına bakın dtp için yazdığı şimdiye kadar ne vardı koca bir hiç ama tayyip abisi ne doğuda hoş geldin demediler diye başladı yaygaraya türköne ve tayfası şimdiye kadar neredeidiniz.ne oldu dtp ile neden ayrı düştünüz açık açık yazın .akp nin 2007 seçimlerinde aldığı oy suni idi yani dtp barzaninin talimatı ile dtp nin bağımsız aday çıkarmadığı yerlerde akp yi destekledi,mesela diyarbakırda dtp 4 aday koyabiliyordu mahalleleri böldüler ve dtp ye yeterli oy sağlayan mahalleler dtpyi diğer mahallleler akp ye verdi oyunu ama akp o oyların sahibi kendisi sandı ve dtp yi kenara alıp barzani ile işi götüreceğini düşündü diyarbakır belediyesini istiyorum dedi.bu belediye seçimlerinde akp diyarbakırdan 40 oy alsın elimi kırarım.hodri meydan ha şunu da söyleyeyyim dtp yi günahım kadar sevmem ve düşüncelerine de karşıyım.

  6. Yazan:Jakoben Tarih: Kas 4, 2008 | Reply

    Ahmet Bey Dostum,
    Türköne liberaldir, demokrattır,CHP faşisttir.Böyle düşüneceksin.

  7. Yazan:yucel Tarih: Kas 4, 2008 | Reply

    DTP kürt sorununun çözümüne ne yazikki katkıda bulunmuyor.Eylemlerinde çocukları ve kadınları kullanarak kışkıtıcılık yapıyor Türk metropolerinde vatandaşların Arabaları yakılıyor Dükkanları Kundaklanıyor,DTP bu eylemleriyle Türk halkıyla karşı karşıyamı gelmek İstiyor? yoksa Türk halkının sabrınımi? zorluyor?DTP ne yazikki Türkiye partisı olamadı SırfKimlik siyaseti yapan etnik bir Parti olarak Kışkırtıcılık yapıyor,DTP nin oyununa gelen kürtler kaybederler tarihe baksınlar,Kürtler demokratikleşmemi İstiyor? yoksa Bağimsız kürdistanMi? Artık ben kürtlerin demokratik hak istediklerine inanmiyorum.

  8. Yazan:snowqueen Tarih: Kas 4, 2008 | Reply

    Erdoğan, DTP’yi kimlik siyaseti yapmakla suçlarken, kendileri ne kimliği siyaseti yapıyor?
    İslami kimlik siyaseti değil mi?
    Bunu inkar edebilirler mi?

  9. Yazan:TT Tarih: Kas 5, 2008 | Reply

    Yakında “DTP’liler Kürtlere karnını kaşıyan, bidon kafalı dedi” söylemleri gezinmeye başlar Zaman Gazetesinde.

    Yakındaki yerel seçimlerde alacağı hezimetle DTP yandaşlarının muhtemelen edeceği laflardan birisidir…

    Tahmininize katılıyorum 🙂

  10. Yazan:TT Tarih: Kas 5, 2008 | Reply

    Zaman gazetesinde Erdoğan’ın son tavır ve açıklamaları hakkında eleştiri var:

    (Erdoğan) Yine de daha dikkatli üslup kullanabilirdi. DTP’lilerin yaptıklarına onların üslubu ile cevap vermek insanı yanlışa sürükler. Yanlış da yanlışla düzeltilmez.
    **
    Erdoğan’ın Ankara’da bir soru üzerine söylediği ‘Ben vatandaşlarıma sabır tavsiye ediyorum. Ama bu sabır nereye kadar olacak?..’ şeklindeki sözleri de son derece tehlikeli.

    Her türlü kışkırtma ve tahrike rağmen sonuna kadar sabır demeli. Şüphesiz Başbakan Erdoğan, Güneydoğu seyahatleri sırasında gördüklerinden, yaşadıklarından etkilendi. Yanlış yorumlara neden olacak sözlerden kaçınmalı.

    http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=756899&title=aman-dikkat

  11. Yazan:snowqueen Tarih: Kas 5, 2008 | Reply

    Yakında “DTP’liler Kürtlere karnını kaşıyan, bidon kafalı dedi” söylemleri gezinmeye başlar Zaman Gazetesinde.

    ………..
    @TT
    Yakındaki yerel seçimlerde alacağı hezimetle DTP yandaşlarının muhtemelen edeceği laflardan birisidir…

    DTP yandaşlarına “darbeci, ordu yanlısı” da diyecek misiniz?

  12. Yazan:TT Tarih: Kas 5, 2008 | Reply

    DTP yandaşlarına “darbeci, ordu yanlısı” da diyecek misiniz?
    Darbecilerin istediği hareketleri yaptıkları sürece denilebilir tabii ki.Eğer darbeciler kaos ve kargaşa olmasını arzu ediyorlarsa onlar da bunun için bir çabaya girişiyorlarsa neden denmesin. Ayrıca DTP yandaşı derken tam olarak kimleri kastediyorsunuz bilemiyorum. Sıradan figüran olan vatandaşları hariç tutarsak, doğudaki meselede şiddeti kullanarak problemin körüklenmesinde çözülmeMesinde rol alan ve ergenekoncularla bu konuda sürekli paslaşan bir anlayışa darbeci denmese bile en azından “darbeci ve olağanüstü halcilere hizmetkar” denilebilir. Yoksa siz, bu hareketlerin başka bir varlık sebebi olduğunu mu düşünüyorsunuz?

    Bu arada ideolojik olarak kendilerine militarizm-ordu yanlısı da denilebilir.
    Ancak Türk ordusunun yanlısı olmadıkları kesin..Ve ayrıca bu haftaki Aksiyona konuşan İbrahim Güçlü’nün de son olan bitenlerle ilgiği enteresan tespitleri var..Kemalizmden mülhem Apoizm diye bir şeyler de söylemiş..
    Bir paşamızın dediği gibi “bilmiyorsanız açın okuyun öğrenin!..: ) http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=31561

  13. Yazan:TT Tarih: Kas 5, 2008 | Reply

    DTP yandaşlarına “darbeci, ordu yanlısı” da diyecek misiniz?

    Ordu yanlısı demek darbeci demek değildir.Ordunun yanında olup da darbeci olmamak da mümkündür.

    Yoksa çatışmacı,şiddete dayanan ve etnik siyaset yapan bu kitlenin varlık sebeplerinin bizzat darbeciler olduğunu düşünmüyor musunuz ?…

    Bu problemin çözümündeki en büyük engel her zaman şu anda adalet önüne çıkarılan darbeci zihniyet olmuştur…

    Sizce DTP neye hizmet ediyor şu anda?
    Demokratikleşmeye mi?..: )

  14. Yazan:snowqueen Tarih: Kas 5, 2008 | Reply

    Sizce DTP neye hizmet ediyor şu anda?

    Sürekli milletin iradesi deyip duruyordunuz.
    DTP de oyla, milletin iradesiyle meclise geldi, bir tabanı ve destekleyenleri var ve hoşunuza gitse de gitmese de mecliste olması demokrasiye hizmet ediyor. Bunu kabullenseniz iyi olur.

  15. Yazan:snowqueen Tarih: Kas 5, 2008 | Reply

    Ordu yanlısı demek darbeci demek değildir.Ordunun yanında olup da darbeci olmamak da mümkündür.

    CHP’ye oy verenleri “darbecilikle” suçlarken bu “küçük” nüans farkını dikkate aldınız mı?

  16. Yazan:a.yılmaz Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    Yazı,sağlıklı bir analiz sunmaktan ziyade,DTP’nin hatalarıyla AKP nin aklanmaya çalışılması izlemini yaratmış.Evet,kuşkusuz Güneydoğuda yaratılmak istenen kaos sorunun çözümüne katkı sunmayacak,aksine toplumsal barışa daha onulmaz yaralar açacaktır.Dolayısıyla bu tablo,AKP nin sorunun çözümü adına ortaya bir irade koyduğu anlamına gelmez.Sonuç itibariyle AKP,ürkek ve kararsız tutumuyla,gelinen noktadan en az DTP kadar sorumludur.

  17. Yazan:anar Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    dtp bir terör örgütüne terör örgütü diyemediği sürece asla kabuğunu kıramaz. askere dur diyeceksin ama teröre terördür diyemeyeceksin. bu zayıflıktır ve aynı zamanda aptalcadır. kimse benden aptalca bir yaklaşıma alkış tutmamı da bekleyemez. türkiye demokratik olacak! türk halkı demokratik olacak! asker silah bırakacak! çözüm siyasi olacak! ama beline bombayı takan 20 kişiyi öldürecek! camlar aşağıya inecek! arabalar otobüsler yakılacak! bu kriz ortamında esnaf kepenk indirecek! kontak kapatacak! ama dtp teröriste terörist diyemeyecek!! bu mekanizma aptalca değildir de nedir? apo dayak yemiş! yerse yesin, başlarım aposundan da bilmem nesinden de.

  18. Yazan:MY Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    @Anar,

    DTP’nin görevi Kürtleri temsil etmek veya onlarin haklarini savunmak degil. Tipki CHP gibi. Zaten 22 temmuzda iki parti de çuvalladi. Türkler CHP’ye, Kürtler de DTP’ye güvenmiyor ve oy vermiyor.

    DTP elbette PKK’ya terörist demeyecek. DTP’nin acil olarak tek bir görevi var, PKK’ya mümkün mertebe yakin görünmek ve kendini ANAYASA MAHKEMESI karariyla kapattirmak.

    Bunu basarirsa “tek Kürt partisi vardi, o da kapatildi, terör bizim tek yolumuz artik” diyecek.

    Aslinda unutulmamasi gereken sey DTP’nin 20 milletvekili disinda 70-80 kadar Kürt miletvekili var mecliste.

    DTP’nin tuzagina düsmemek lâzim… Yerel seçimlere kadar 🙂

  19. Yazan:a.yılmaz Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    Tepkisel yaklaşımlar yerine sorunun kaynağına inmek gerekir.Bazı katılımcılar DTP’nin hatalarını sıralayarak bakış açısı oluşturma yolunu seçmiş.Evet DTP’nin hataları aslında söylenenlerden çok daha fazla.Zaten oldum olası DTP’nin kürt halkının haklarını savunmak gibi bir amacı olmadı.Aksine varlık nedenlerini adeta bu kaos ortamınına bağlamış bir tavır içersindeler.Bunu belirlemek için siyaset bilimcisi falan olmak da gerekmiyor.Ancak meseleye salt bu pencereden yaklaşmak da maalesef sorunu çözmeye yetmiyor.Çünkü bu bakış içine hapsolmak,aynı zamanda çözümü sadece DTP ve onu temsil eden “dinamikler”e bağlamak anlamına gelir,ki bu da asla aşılmayan bir kısır döngüye yol açıyor.Dolayısıyla biraz da,sorunu asıl çözebilecek etkili ve yetkili mercilerde aramak esas olmalıdır.Mesela hükümetin bu konuda nerde durduğu,nasıl bir “irade”geliştirdiği doğru okunabilmelidir…Hükümet bu süreçte nerededir,nereye konmalıdır?Bunlar sağlıklı bir şekilde tahlil edilmediği,irdelenemediği sürece mesafe almak zordur.Burdan bakıldığında hükümetin de tıpkı DTP’nin içine düştüğü sıkışmışlık hali içinde olduğunu görmek o kadar da zor değil.Örneğin Taraf gazetesinin 17 çocuğumuzun ölümüne mal olan ihmali ortaya çıkardığında sn.Erdoğan’nın nerede durduğu,nasıl bir tavır geliştirdiği ortadadır.Bu bakımdan herkes şapkasını önüne koyarak bir kez daha düşünmelidir;bu ülkede bırakınız DTP’yi %47 lik bir oranla halkı temsil ettiğini iddia eden hükümet bile karar ve tutumlarında özgür değil ve gerektiğinde siyasi çıkarları doğrusunda duruş sergilemekte her hangi bir sakınca görmemektedir.

  20. Yazan:snowqueen Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    dtp bir terör örgütüne terör örgütü diyemediği sürece asla kabuğunu kıramaz.

    Erdoğan, “devlet terörü” diyebilir mi bakalım.

  21. Yazan:snowqueen Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    @MY


    DTP’nin görevi Kürtleri temsil etmek veya onlarin haklarini savunmak degil. Tipki CHP gibi. Zaten 22 temmuzda iki parti de çuvalladi. Türkler CHP’ye, Kürtler de DTP’ye güvenmiyor ve oy vermiyor.

    Türkler CHP’ye de oy veriyor, Kürtler DTP’ye de,
    tek parti rejiminde değiliz,
    siyaseti tek kutuplu hale getirmeyelim.

  22. Yazan:MY Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    “Erdoğan, “devlet terörü” diyebilir mi bakalım.” (SnowQueen)

    Yerden göge kadar haklisiniz. Zaten meselenin %50’si burada ya. DTP adam gibi “PKK teröristtir ama bölgede terör yapan bir tek onlar degildir” diyebilseydi zamaninda bütün Kürt oylarini alirdi.(artik geç) Ama DTP’nin varolus amaci bu degil. Onlarin bir misyonu var. O misyon dogrultusunda gayet iyi çalistiklarini teslim edelim.

    CHP’yi elestirebilir misiniz “neden iktidar olamiyorsunuz?” diye?

    Bunlarin da misyonu bellidir. %20 bile mükemmel bir oy oraniydi. Baykal’dan basbakan olmasini isteyen yok ki. Adam görevini gayet güzel yapiyor.

    AKP %47 aldigi zaman “neden %48 almadin?” diye sorulabilir. Mesru bir soru olur bu. iktidara oynayan bir partinin üst siniri %100 olabilir ancak.

    Ama DTP veya CHP misyon partileridir. Artik takke düstü, kel göründü 🙂

  23. Yazan:snowqueen Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    @MY

    iktidara oynayan bir partinin üst siniri %100 olabilir ancak.

    %100 olmadığına göre, AKP’nin temsil ettiğinin dışında kalan herşeyi yok etmeye çabalamak, ona misyon partisi buna komünist, berikine darbeci vb. etiket yapıştırmak, o hep eleştirdiğiniz tek adam rejiminin kendisi olmuyor mu?

    Gökhan Özgün’ün bugün yazısı vardı, eger Erdoğan
    devlet terörü hakkında iki laf etsin, DTP’nin PKK’ya terorist dememe samimiyetini o zaman konuşalım diye. Etmez, edemez, çünkü Erdoğan’ın kendisi de devlet teröründen nemalanıyor.

    AKP hangi misyonun partisi? Daha bugün okudum,
    AKP iktidarıyla polis şiddeti en muazzam zamanını yaşıyor, bu da devlet terörü değil mi?

  24. Yazan:snowqueen Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    Bu “ya bizdensin ya onlardan” ve hatta Erdoğan’ın kibarca söylediği “ya sev ya terket” yaklaşımını bırakmalı, AKP %100’le iktidara gelmediği müddetçe, yeri geldiğinde vergisi çatır çatır alınan halkın kendi özgür oyuyla yaptığı seçime saygı duymalısınız. Komplo teorilerinden misyonlar üreteceksek, AKP’nin “ılımlı İslam projesi” misyonundan da söz edebiliriz.

  25. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    %100 olmadığına göre, AKP’nin temsil ettiğinin dışında kalan herşeyi yok etmeye çabalamak, ona misyon partisi buna komünist, berikine darbeci vb. etiket yapıştırmak, o hep eleştirdiğiniz tek adam rejiminin kendisi olmuyor mu? (SnowQueen)

    HAyir, elestirmek neden yok etmek ile es tutuluyor ki? AH cinnet vatanim benim, sen bu hallere düsecek bir ülke miydin?

    Gerek CHP gerekse DTP oy toplamalarina engel olacak hareketler yapiyorlar. Dikkatli izleyin. AKP oy pesinde. Bu ikisi ise misyon pesinde. Azicik gözleseniz göreceksiniz, … Lütfen 🙂

  26. Yazan:snowqueen Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    Oy peşinde olmak, doğru haraketler yapmak anlamına gelmiyor. Erdoğan’ın DTP’ye karşı “ya sev ya terket” tavrı ve vatandaşın kendisini saunmak için şiddeti mazur gören garip açıklamaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

  27. Yazan:MY Tarih: Kas 6, 2008 | Reply

    mealen “begenmeyen baska yere gitsin” ve “sabri tasan vatandas kendini savunur” gibi laflari TV’de duydum. Savunulacak tarafi yok. Hele ortalik bu kadar gerginken kesinlikle söylenmemesi gerekirdi.

    “Oy peşinde olmak, doğru haraketler yapmak anlamına gelmiyor” diyorsunuz. Tamam, dogru. Ama siyasi partiler normalde siyaset için güçlerden, en basta da vatandaslarin oylarindan medet ummalidir.

    CHP açikça TSK’yi darbe yapmaya çagirdi. DTP neredeyse kendi milis kuvvetlerini kurup PKK’nin yaninda savasa girecek. Ben bunu kasdediyorum. Bu kadar siddet yanlisi ve darbe yanlisi siyasi(!) parti olunca AKP Süper Demokrat bir parti oldu çikti.

    Gerçekte AKP’nin içi rengârenk. Ama genel manzara içinde bu parti demokrat sayilma ihtimali en yüksek parti her seye ragmen.

    Bakin, bizim komsu sitelerden 3cü Dalga var burada 150-200 sayfa tutacak bir metin var. Bunlarin ilk 60 sayfasina bakin. 3Cü dalgayi çok güzel anlatmis Murat Bey. Mart yerel seçimlerinde hem DSP hem de CHP’nin yerlerde sürünme ihtimali büyük. Ve bunun sebebi ne kömür, ne makarna ne de din istismari olacak.

    3cü Dalga geliyor. Bunu görebilen tek parti AKP. Erdogan 3Cü dalgaya oynuyor. Rakipleri iki türlü:
    1) Misyonu olanlar (gerçekte rekabet yapmiyorlar)
    2) Birinci dalga ile mücadele ettiklerini saniyorlar (3cü yolcu solcular gibi) ama karsilarinda 3cü dalga var.

    Eger analizlerimde hakliysam yerel seçimlerde AKP %60’i bulacak. ötekiler %10’u zor geçecek.

    O zaman MY demisti dersiniz 🙂

  28. Yazan:Muzaffer Kazim Tarih: Kas 7, 2008 | Reply

    Bu ya sev ya terket sözünü bütün Kürtler üzerine alindi, cünkü milliyetci bir söylem. Her sey olabilir. AKP yüzde 60´da alabilir, 30´da. Ama sorunlarin cözülebilecegine dair bir irade yok.Yüzde 60 oy da alsa bir atarftan “kapatiriz ha” diyecekler diger taraftan da Dtp ile ayni cizgude oldugu ithamini sürekli yapacaklar ki AkP´yi kendi cizgilerine cekebilsinler. Niye derseniz konjöktürel olarak Akp´ye ihtiyaclari var, zamani gelince cöpe atilacak.

    AKP´nin iyice resmi söylemin partisi oldugunu devlet partisi olarak vazife görecegini düsünüyorum. Bunun hazirliklari:

    1. Brifingler

    2.Dogan grubuyla barisma

    3. Askerin ince mesajlari.

    Dolayisiyla ben tamamne ümidimi kaybediyorum.

    Saygilar

  29. Yazan:snowqueen Tarih: Kas 7, 2008 | Reply

    . Bu kadar siddet yanlisi ve darbe yanlisi siyasi(!) parti olunca AKP Süper Demokrat bir parti oldu çikti.

    Gerçekte AKP’nin içi rengârenk. Ama genel manzara içinde bu parti demokrat sayilma ihtimali en yüksek parti her seye ragmen.

    Yapmayın MY derim:)
    Yukarıda da yazdım, AKP döneminde de “korku rejimiyle yönetilen tek adam diktası” oluşuyor.
    Bunu farketmiyor olamazsınız. Belki yurtdışında olduğunuz içindir. Can Dündar’ın yazdığı gibi Erdoğan, adeta işaret parmağını ağzına götürüp “sus” işareti yapıyor, sus yoksa görürsün.
    Esas bunu demedi demeyin, İnsanlar tepki verirken, gösteri düzenlemek isterken korkuyor çünkü hükümet, polise her türlü şiddeti yapabi.eceği yetkiyi tanıdı ve hala şiddeti meşri göstermeye devam ediyor. AKP, hepsinden çok şiddet yanlısı. Demokrat falan sayamam kusura bakmayın.

  30. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Kas 7, 2008 | Reply

    Bu yazıya ilişkin yorumları okuyorum da(yorumcular kusura bakmasın)genellikle yüzeyde ve bildiğimiz AKP,CHP kavgası şeklinde.Ha,araya zaman zaman DTP de katılarak biraz reklendirilmeye çalışılıyor ama derinlikten yoksun.Bilmiyorum sanki ne kadar derine ineceğimizin sınırları önceden belirlenmiş gibi bir otokontrol devrediymiş izlenimi doğuyor.Bir kere,istese de bu sorunu(Kürt sorunu)çözecek irade yok AKP de.Ve aynı şekilde DTP de sorunun demokratik çözümünden yana alternetif bir açılım sunacak bağımsızlıkta değil.Bunun nedenleri gayet oertada.Güç ve iradeyi ellerinde tutan güçler var.Bu iki parti de kendi konumlarına göre kendilerini bu güce göre dengede tutmaya çalışıyorlar.Uzun zamandır ortalıkta “DTP terör örgütüne terör desin,diyebilsin”diye sihirli bir formül dolaşıp duruyor.Sanki bunu söylediği anda her şey sihirli deynek değmiş gibi süt liman olacak.Diyemiyor işte.Neden diyemiyor çünkü iradesini ortaya koyacak kadar bir demokratik tartışma kültürü gelişmemiş.Gelişemez de.Silahların,ölüm korkusunun ve değişemez katı ideolojilerin hakim olduğu bir coğrafyada,böylesi bir iklimde özgür düşünce gelişemez.Özgürlüğü çağrıştıran kavramların bile ardında hep o gizli ve sinsi korku yatar.Bu bazen bütün bir toplumu derin bir sessizliğe,suskunluğa gömer.Kırmızı çizgiler oluşmaya başlar.İnsanlar,özgür düşüncelerini ifade etmekte imtina edecek duruma gelirler.Sadece bu sözünü ettiğim güç ve otorite odaklarına karşı değil,kendi aralarında bile alabildiğince bir güvensizlik başlar.En güvenli yol ortama uyum sağlamak ve diğerinden farklı düşünmediğini kanıtlamak,üç maymunları oynamaktır.Katılımcı dostlarım nereye çeker,bundan nasıl bir çıkarıma ulaşır bilmiyorum.Ancak yine de paylaşmak istediğim bazı düşüncelerim var.Mesela DTP içinde bu sorunun barışçıl yollarla çözülmesini ve PKK’ya ilallah etmiş kişilerin oranı hiç de az değil.Fakat buna rağmen söz sahibi değiller.Bu sinsi hava her kesi,her kesimi kuşatmış çünkü.Aynı hava ülkenin batısında da geçerli.Farklı gibi görünse de aynı rüzgarlar esiyor,aynı iklim hakim.Güç,yetki ve karar hükümette değil.Daha koyu kırmızı çizgiler burda da devrede.Ülke ve insanımımızın yararına olabilecek ve yasal olarak selahiyetli oldukları kararlar bile hep bu çizgilere takılıyor.Bakın,bir şey daha eklamak istiyorum.Bu gün TSK okeylese 24 satte sorun çözülecek.Evet belki marjinal güçler,silahlı ve yasa dışı örgütler tamamen bitmeyecek ama ülkemizi sarmakta olan yangın sönecek,kaos dinecektir.Ayrıca AKP yerine iktidarda MHP veya CHP olsaydı belki de “radikal”diyebileceğimiz kararları vermekte bu denli zorlanmazlardı.Zira kırmızı çizgiler bu coğrafyada her siyasi yapılanmaya,düşünce biçimine farklı farklı ayrıcalıklar sunmuştur.Baykal çıkıp kürsüde Kur’an’dan ayetler okusa bu pek bir sorun teşkil etmez,ama Erdoğan dini çağrıştıran bir söylemde bulunsa bilmemneyin odağı olmakla suçlanır.Kırmızı çizgilerimiz maalesaf bizi bu duruma getirmiştir.Bizlere düşen görev,AKP,CHP kavgasına düşmek yerine,her yanımıza sinmiş,yapışmış bu lanetli yargılardan kurtulmak olmalıdır…Daha derinlere inmek,yüzyıllardır geri kalmamıza,çatışan ve kutuplaşan bir topluma dönüşmemize yol açan bu başaşağı tarihi değiştirmenin başka da yolu yok.

  31. Yazan:Muzaffer Kazim Tarih: Kas 7, 2008 | Reply

    Aziz Yilmaz Bey´e

    Tamamen tespitlerinizle mutabikim.Ilave edecek tek sözüm var; o da “reddiye”´den beslenen siyasi(istisnasiz tüm partiler, kimisi az, kimisi cok) -sosyal(msl cemaatler, yine ayni sekilde kimisi az, kimisi cok) – resmi (malum) yapilar icinde taraf olmakla cözüme ulasamayacagiz.Önümüze atilan yemler var; haber sitelerinde hatta burada tartisilan konulara bakiniz nasil bir horoz dövüsünün bilerek ve isteyerek yaptirildigi bundan bir “denge siyasetinin” hasil oldugunu görecegiz. Belki bu kismina katilmayacaksiniz ama mansetlere kadar kontrollü bir denge siyaseti oldugunu düsünüyorum.

    Saygilar

  32. Yazan:Hakkı ÇELİK Tarih: Haz 15, 2009 | Reply

    DTP’nin dünya görüşündeki bir takım yaklaşımların CHP ile koşutluklar taşıdığı yönündeki düşünceye katılmamak mümkün değil. İkisi de her şeyden önce “zorun rolüne” inanıyorlar ve en önemlisi demokratik geleneğin zındığı durumundadır her ikisi de. Faşizm demokrasinin kafiri ise, jakobenlik ve hatta sosyalizm ise münafığı ya da zındığıdır. Tüm bunlarla birlikte her ikisinde de (Ahmet Türk ve Osman Baydemir’i tenzih ediyorum) hastalıklı romantizme eşlik eden bir despotluk da vardır. Ancak DTP Kürtlerin CHP’si değildir. DTP, Türk modernleşmesinin etkisindeki kadük Kürtlerin CHP’sidir. Bana kalırsa siyasal liberalizmle bağlantıya girmemiş her türden solun faşistleşmesi, en azından nasyonalizme bulaşması kaçınılmazdır.

  33. Yazan:Aziz Yılmaz Tarih: Haz 16, 2009 | Reply

    Yazıyı,ilkin kısa bir süre önce,”Kemalizmin son çocukları:DTP ve CHP”başlığıyla yayımlanan yazı sandım.Sonradan farkettim,yerel seçimler öncesi yayımlanan yazı olduğunu.Gerçi üzerinden uzun bir süre geçse de bazı yazılar tartışılabilir,zira dün tartıştığımız her hangi bir sorun bugün de en orjinal haliyle karşımızda duruyorsa elbette tartışılmaya devam edecek.Haliyle bazı kronik sorunların hâlâ tartışılıyor olması çözümsüzlüğün devam etmesinin işaratidir ve gündemden düşmemiş olması da gayet doğal ve anlaşılır bir durum.Lakin benim itirazım buna değil,ya da asıl anlatmak istediğim bu değil.

    Dikkatimi çeken en önemli nokta,tartışmanın CHP-DTP benzetmesi üzerine kurulmuş olması…

    Neden DTP misal MHP,AKP ya da diğer herhangi bir partiye karşılaştırılmaz da özellikle CHP’ye benzetilir?Hatta bana göre AKP’yi andıracak tutumlar bile barındırıyor olabilir.Sonuçta yılların birikimiyle oluşan Türkiyedeki siyaset çekirdeğinin bir ürünüdür DTP.Her şeyden önce DTP de siyasi yaşamımıza damgasını vurmuş belli siyasi ve ideolojik kalıpların bir sonucudur ama nedeni değildir.Ha,eleştirilebilir yanları yok mudur?Elbette vardır.Ancak bu elştirinin sağlıklı yapılması esastır.Basit karşılaştırmalarla işin özüne inme şansımızın olabileceğini düşünmüyorum.Ve şayet benzetilecekse bence CHP bu bağlamda düşünülen en son parti ve anlayış olmalıdır.Zira bugün tartışmakta olduğumuz tüm hatalar tam da CHP ve onu temsil eden Kemalizmin dayatmaları sonucu varolagelmiştir.Bir kere CHP,varolan statükocu zihniyetin bekçiliğini üstlenmekte,sistemin değişmemesi yönünde direnç göstermekte ısrar ederken,DTP,(doğru veya yanlış)varolmanın,kabul görmenin mücadelesini vermektedir.Bu bile bu iki farklı siyasi oluşumu aynı torbaya konamayacağını yeterince gösteriyor.

    Peki,etnik milliyetçilik temelinde MHP’ye benzitilebilir mi?Bana göre bu da sakat bir anlayıştır.MHP,bütün dünya Türk olsun gibi miadı dolmuş ilkel milliyetçiliği savunurken,DTP,(yöntemleri ve izlediği yol tartışmalı olmakla birlikte)benim de kimliğim,kültürüm tanınsın,eşit vatandaşlık hakları tanınsın diyor.Peki MHP’nin milliyetçilik anlayışıyla bu talebi aynı keyefeye koyup değerlendirmek ne kadar vivdanlı bir eleştiri ve bakış açısı olabilir?

    Dolayısyla sorunun kaynağını ıskalayarak o partiye benziyor,diğeriyle kardeştir,bilmem hangi oluşumun farklı bir versiyonudur gibi saptamalar yerine,ülkeyi bugünkü kaos ortamına sürükleyen zihniyet ve yapıyı-partizan anlayışlarından kurtularak-sorgulamak durumundayız.

    Ne var ki özellikle seçim öncesi oluşan atmosfer bizleri bir konuda yanılgıya götürüyor.”Neden katı devleT anlayışını karşısına almak yerine AKP ile uğraşılıyor”diye bir eleştiri var DTP’ye.Bu da ters bir mantıktır.Diyarbakır’ı fethedeceğiz diye yola çıkan ve aynı zamanda tüm Güneydoğuyu “silip süpürme”iddiasında olan AKP ile mi seçim rekabetine gireceklerdi yoksa devleti temsil eden ama o coğrafyaya ayak basmayan CHP,MHP ile mi uğraşacaklardı.Dolayısıyla sadece seçim atmosferiyle birebir ilintili bir seçim rekabetini genel bir anlayış çerçevesinde değerlendirmek hatalı bir tesbittir.Ha,bu rekabette başvurulmaması gereken yöntemlerden DTP medet ummuş mudur?Evet.Bunu eleştirbiliriz ve elbette tartışmaya açık pek çok soru işareti vardır.Ancak bu arada AKP’nin ne tür onur kırıcı,vatandaşın oyuna bir nevi rüşvetle talip çıkmaya çalışan etik dışı siyaseti de unutmamak gerekir.Yani bunları tartışalım tartışmasına ama sapla samanı karıştırmadan ve taşları yerli yerine koyarak olmalı.

    Son olarak şunu da belirtmeden geçemiyeceğim.İlle de bir benzerlik tasarlayacaksak bugün AKP ve DTP çok daha büyük bir benzerlik taşıyor.Meşru görülür veya görülmez o ayrı bir tartışma konusu ama her iki parti de benzer kimlik siyaseti yapmaktadır.Diğerlerinin yaptığı da budur.Ancak bir eşleşme yapılacaksa CHP-MHP daha ortak bir kulvarda,AKP-DTP de bu manada daha farklı bir kulvardalar.Aradaki tek farkı birinci guruptakiler biz bu ülkenin tek sahibiyiz,her şey bizden sorulmalı ve yetki hep bizde olmalı derken,ikinci gruptakiler biz de varız diyorlar.Bütün kavga bundan ibaret.

  34. Yazan:Ezber Bozan Tarih: Nis 17, 2011 | Reply

    Valla kemalistleri aratmıyorsunuz. Bir şöyle okkalı “tek millet, tek devlet” sloganı patlatmadığınız kalmış. Hoş onu da yapanlarınız fazlasıyla varya neyse.

    Ancak ben yine de muhafazakar-liberallerin bu tavrını Kürtler açısından faydalı görüyorum. Şöyle ki;

    Savaşın sadece bir kimlik sorunu olmadığını, demokrasi savaşı hiç olmadığını. Mücadelelenin özünün, ulusal bir kimlik sorunu olmasının yanında bir o kadar da sınıfsal olduğunu bir türlü kavramadığınızdan kelli sanırım siz de devamlı suretle kendi kendinize aynı soruyu soruyorsunuz.

    “Son derece dindar olan bir halk içinde marksist ideolojili bir örgüt nasıl oluyor da kitleselleşiyor? Biz elimizin altında din gibi o kadar da kullanmaya elverişli bir enstruman varken neden aynı başarıyı Kürtler arasında gösteremiyoruz?”

    Soruyorsunuz di mi bu soruları? Sorun sorun, sormazsanız zaten ayıp.

    Dedim ya Kürtler “açısından aslında iyi oluyor.”

    Muhafazakar liberaller kartlarını bu şekilde açtıkça, hem liberalizmin kaygan zeminine güvenemeyeceği ortaya çıkıyor hem de muhafazakarlığın özünde toplumsal bir sindirme, halı altına süpürme polikasından başka birşey olmadığı anlaşılıyor.

    Siz yukarıda yazdığım soruların cevaplarını haset içinde aramaya devam ede durun Kürt muhalefeti sizin bugün yeni yeni konuşmaya başladığınız konuları fersah fersah çoktan aştı.

  35. Yazan:ali Tarih: Nis 17, 2011 | Reply

    kim nederse desin bir yazara hak veriyorum kürtler bizi de sizi de özgürleştirecek.zaten vaziyet o gidişte.erbakan hocanın bir sözü var sömürüldükten sonra kürd olsanda türk olsan da ne farkeder.tabi o 60-2000 li yılları kastediyor.odevrin adamı nede olsa.ama işaallahlah hem kürtler hem biz türkler formalite değil tam bütünüyle özgürleşeceğiz.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin