RSS Feed for This Post

Doğru Din Algısı Açısından Kapatma Davası

Yazan: Arif Egeli

20080502_derindusunce_org_kd.jpgGünümüzde insanların ençok ilgisini çeken konu olarak din olgusunu göstermek sanırım yanlış olmaz. Çok ünlü bir haber yorumcusu, sunduğu
haberler geçidinde, din ile ilgili konuların izlenme oranını sıçrattığını, bu yüzdende din ile ilgili haberler yapmaya gayret gösterdiklerini anlatıyordu.
Din, insanoğlunun hayatı kavramak yolunda, kendisine yapılmış en sistemli ilahi yardımdır diye özetlenebilir.

Bu daraltıcı gibi görünen, kayıt altına alıcı tanımın; dikkatle açıldığında çok geniş,
hayat kadar sınırsız yada sınırlı bir alanı kapsadığı görülecektir. Din, insanların yaradılış sırrına aşina olmaları yolunda, bilimin yardımına başvurma haklarını ellerinden almadığı gibi, bilimle yol almayıda teşvik etmektedir.
Bu girişten sonra, gelelim başlığımıza adını veren doğru din algısının toplumsal yaşantımızdaki yansımalarına. Dünyamız sosyal ve siyasal bir düzenin eseri olarak, insanlara yaşama ve kendilerini ifade etme imkanı veren büyük bir meydan adeta. Bu meydanda sergilenenler, doğruların ortaya çıkması, yanlışların ise elenmesi
adına, muazzam bir gösteri sunuyor bizlere. Sanatsal harikalar ve dayanışma adına ortaya konan pekçok güzelliğin yanı sıra; kan dökücü zorbalıklar ve haksızlıklarda sürüp gidiyor.
Semavi dinler ve bunların kitapları bizlere, yapılması gereken doğruları tavsiye ederken, yanlışlardanda sakındırmaya uğraşıyor.

Bir noktadan sonra, bu doğru işler yapma kılavuzları, tavsiyeleri; zorlayıcı sistematiklerle, hatta sosyal ve siyasal kurumlarca ve nihayet devlet aygıtı tarafından, uyulması zorunlu bir hale büründürülmektedir. İlk bakışta dindarları ve uygulanması için dayattıkları dinin müntesiplerince hoş görülecek bu tutum, giderek dini, doğruların tavsiye edildiği bir ilahi destek olmaktan uzaklaştırmakta ve uygulayıcılarına haksız bir güç transferi yaparak
dünyevileşmektedir.
Bu dünyevi iktidarın, din ile takviye edilmesi süreci, pre-modern dönemde Hristiyanlık, günümüzde ise İslam için ileri sürülebilir. Ancak bunun sakıncaları ile hesaplaşma, modern dönemin eşiğinde Hristiyanlık için söz konusu edilebilir. Orta çağ karanlığı diye
adlandırılan dönemin, rönesans ile aşılması ve yaşananlar, daha çok bu dine mensup alanlarla sınırlı olmuştur. Bu dönemlerde İslam ülkelerinde çok daha adil bir yaşam düzeni ve bilgiye erişim kolaylığı sağlandığından;Orta çağ karanlığı ile İslamı özdeşleştirme bu nedenle kabul görmemektedir. Dolayısıyla, karanlığın giderilme çabaları Avrupa
ile sınırlı olmuştur.
Peki sonrasında,İslam dininin dünyevi iktidarlara, haksız güç aktarımının önünü kesmek adına yapılmış köklü bir reform örneği varmıdır diye kendimize sorduğumuzda, vereceğimiz cevap nedir? Kemalizm diye sistemleştirilmiş, giderek millet ile yeni bir devlet ve reform sürecinin bir türlü kaynaşamamasını sağlayan yanılsama; bir
açıdan bakınca, böylesi bir reformun adımlarını örtüyor olamaz mı?

Bir kısım yandaşlarınca yada karşıtlarınca adeta putlaştırılarak, itici bir ideoloji haline getirilen, Kemalizm; ismini aldığı tarihi kişilik ile tam bir uyum  içermiyor olamaz mı? Dini, bireysel motivasyon ve hayatı doğru algılama ile, yaşama alanında rehber olarak tanıma ve gereğince ibadet edebilme hakkına kısıtlama getirmeden, siyasal iktidara güç devşirme aracı olmaktan çıkarmanın gayreti olarak görülemezmi, Mustafa Kemal’in yaptıkları. Böylesi bir gayret, üstelik dilediğinde sonuna kadar bu motivasyonu kendi siyasal gücünü
pekiştirmek adına kullanabilecekken, onu temiz ve pak vicdanlara havale edişte, asil bir davranış numunesi sezilemez mi?
Tarihçi Kemal Karpat hocanın yakın zamanda yaptığı bir söyleşide, Atatürk’ün samimi dindarlar tarafından kurtarılması gereğine dair bir feryadı yer alıyordu. Bu feryadın duyulması gerekmez mi? Doğru din algısının, ilahi uyarı mesajının bir kısım siyaset esnafınca kullanımına devam edebilmek adına; bu tarihi kişiliği, üstelik milletinin derununda köklü ve haklı bir sevgi edinmişken; neden dinden hazetmeyenlerin ve din karşıtlarının iktidarlarına haksız bir güç aktarımı olarak kullanmalarına izin verelim?

Dinin doğru olarak algılandığı, fikri ve vicdanı hür kişilerin yetişmesindeki rolünün kavrandığı bir zeminden; hayatın her alanı için donanımlı ve iyi yetişmiş kadroların çıkacağına güvenmeliyiz. Velevki yanlış işlerde yapılabilmeli, bu yanlışların tamirinide yine doğru yetişmiş olanlar giderebilecektir.  İçinde bulunduğumuz kritik siyasi sürecin, doğru din algısının ve Atatürk tarafından sağlanan reformun doğru ve yetersiz kavranışından da etkilendiğini kabul etmeliyiz. Bu iki farklı anlayışın devlet üzerinden güç gösterisine girmesinin, bu krizdeki payını tahlil edebilmeliyiz. Tüm İslam dünyası için yenilenme ve dinin Krallar, sultanlar ve diktatörler için haksız iktidarlarına bir dayanak olmaktan çıkarılabilmesi için; Kemal Karpat’ın işaret ettiği husus dikkate alınmalıdır. Bunca İslam ülkesi içerisinde, demokratik gelişmişlik ve adil gelir paylaşımı adına en iyi örnek tüm olumsuzluklara rağmen neden Türkiye’dir diye iyi düşünmek lazım.
Unutmayalım ki, şu son beş yılda yaşadığımız müthiş gelişme atağıda, bu temeller sayesinde yaşanabilmiştir. AKP hareketi tüm eksik ve yanlışlarına rağmen, tüm dünya müslümanları için bir özgürlük örneği olarak görülmüştür. Bu örneğin söndürülme gayretlerinde, kimlerin hatası ve art niyeti olduğu, hatta bunun din düşmanlığı ile alakalı
olduğu, hırsla yazılıp çizilebilir: Ancak yapılması gerekenin bu aydınlık ve yenilikçi hareketin, İslam dininin doğru algı ile tüm müslümanlara ve hatta insanlara sunabileceklerinin önünün kapatılmaması gerektiğini anlatmak olmalıdır. İslam ve tüm dinler, İnsanı yüceltmek için vardır. Yoksa bazı zalimlerin diktatörlük
heveslerinin ve yönetimlerinin desteklenmesi için değil.

 

Gazetecilik Neden Dibe Vurdu?

Gazeteciler bizi bilgilendiriyor mu yoksa aldatıyor mu?  Gazetecilik galiba dürüstçe yapılmasına imkân olmayan bir meslek. Çünkü birbirine zıt işlerin aynı anda icra edilmeleri gerekiyor: Habercilik, savcılık, komiklik, amigoluk…  Gazeteci kendisine bilgi verebilecek herkesle iyi geçinmek için biraz politik davranmak daha doğrusu yalan söylemek zorunda. Ama aynı zamanda ondan gözü kara bir savcı gibi olayların üzerine gitmesi, iyi bir hâkim gibi dürüst olması da bekleniyor. Bir bilim adamı gibi konuları derinlemesine irdelemesi ama sıkıcı olmadan toplumun her kesimini eğlendirebilmesi… Gazetecilerden halkı aydınlatmaları isteniyor ama aynı zamanda da halka benzemeleri. Yoksa gazeteleri satılmıyor, TV kanalları izlenmiyor. Bu koşullarda “gazeteci gibi” gazetecilik yapılabilir mi? Derin Düşünce yazarları sorguluyor…

Buradan indirebilirsiniz.

 Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”

Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor. Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.

 Derin Düşünce nedir?

Sitemizde siyasetten tarihe, kadın haklarından felsefeye, sanattan bilime kadar bir çok konudan bahsediyoruz. Ama zaman zaman da kendimizden söz ediyoruz. Derin Düşünce nedir?  Sitenin geçmişi, geleceği, ortak projeler, yazar olmak isteyenlere öneriler, okunma istatistikleri… Derin Düşünce’nin bir kimliği, tarihi ve kendine has “yaşam” tarzı var. Eğer aramıza yeni katıldıysanız bu kitap “yöre halkına” kaynaşmanızı kolaylaştıracaktır :)

 Liberalizmin Kara Kitabı

Liberalizm asırlardır bir çok aşamalardan geçmiş, tarihi olaylarla kendisini imtihan etmiş bir düşünce geleneği. Değişmiş yanları var ama sabitleri de var. Bu sabitlerin içinde liberalizmin tehlikeli yönleri hatta YIKICI UNSURLARI da var. Bunları ortaya çıkarmak için “doğru” soruları sormak ve liberal perspektifte kalarak yanıt aramak gerekiyor… Büyük bir kısmı bu gelenekten olan düşünürlerin fikirlerinden istifade ederek liberalizmin kusurlarını ele alıyoruz bu kara kitapta: Adam Smith, Mandeville, John Stuart Mill, Hayek, Friedman, Röpke, Immanuel Kant, Alexis de Tocqville, John Rawls, Popper, Berlin, Mises, Rothbard ve Türkiye’de Mustafa Akyol, Atilla Yayla, Mustafa Erdoğan… Liberallere, liberalimsilere ve anti-liberallere duyurulur. Buradan indirebilirsiniz.

Maymunist imanla nereye kadar?

Evrim ve Big Bang gibi konular genellikle sağlıklı biçimde tartışılmaz. İdeoloji ve inançlar, felsefî tercihler bilim-SELLİK maskesiyle çıkar karşımıza. Özellikle evrim tartışmaları “filanca solucanın bölünmesi” veya falanca Amerikalı biyoloji uzmanının deneyleri etrafında döner ve bir türlü maskeler inmez. Madde ve o Madde’ye yüklenen Mânâ maskelenir… Oysa perde arkasında tartışılan başkadır. İnsan’a, Hayat’a dair temel kavramlardır. Sadece et ve kemikten mi ibaretiz? Yokluktan gelen ve ölümle yokluğa giden, çok zeki de olsa SADECE VE SADECE bir maymun türü müdür insan? BİLİM DIŞINDA bir insanlık yoksa Aşk yoksa, Sanat yoksa, Güzellik yoksa ve Adalet yoksa Hayat‘ın anlamı nedir? Aşık olmak hormonal bir abartıysa, iyilik enayilikse, neden birbirimizin gırtlağına sarılmıyoruz ekmeğini almak için? Neden bir çocuğa tecavüz edilmesi midemizi bulandırıyor ve neden fakir bir insana yardım etmek istiyoruz? Taj Mahal’in, Ayasofya’nın, Notre Dame de Paris’nin değeri bir arı kovanı veya termit yuvasına eşdeğer ise, Mesnevî boşuna yazıldı ise neden Hitler’i lanetliyoruz ve neden Filistin’de can veren bebeklere üzülüyoruz? Maymun olmanın (veya kendini öyle sanmanın) BİLİM DIŞINDA, psikolojik, siyasî, ahlâkî, hukukî öyle ağır sonuçları var ki…  Evrim senaryosunu kabul etmenin etik ve siyasî neticeleri ve evrimciliğin etimolojik değeri … Derin Düşünce’nin yorumcuları tarafından konuşuldu. Biz de bu sebeple söz konusu iki tartışmayı 116 sayfalık bu kitapta topladık. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 1 Yorum

  2. Yazan:İsm Tarih: May 3, 2008 | Reply

    Yazının başlığı yanlış, doğru din algısından derken nerden biliyorsun bu yolun rabbani bir yol Kur’an ve sünnete uygun olduğunuda doğru din algısı açısından diye yazıyorsunuz.

    İyilik açısından ehveni şer açısından deseniz daha doğru olur.

    Orda tevhidi bir durum mu varki de doğru din açısından diyorsunuz şirkide doğru din algısının içerisine koyuyorsunuz.

    Demek istediğinizi anladık bazı iyi huylar… insanın içersinden kolay kolay çıkmaz, güven meye devam edin demek istiyorsunuz ama başlık gerçekten yanlış.

    Lütfen biraz daha dikkat. Lakin rabbani yolda olanlar ne olacak sizde onlara güvenmeye devam edin, bir dakka güvenmeye başlayın önce… ve yanınızdakilerin kim olduğuna ve kimlerle yaşadığınızada bakın önce…

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin