RSS Feed for This Post

Ata’mın hapishaneleri’ne cevap : Başarılı Bir Öğrencimden

(Seda henuz 9. sınıf öğrencisi. İlgisinden dolayı kendisine teşekkür ederim. C.)

Seda Kılınçarslan

Mehmet Bey,

Ata’mın Hapishaneleri” adlı yazınızı okudum. Koyduğunuz başlıktan anladığım kadarıyla bunlardan Atatürk’ü sorumlu tutar gibi bir haliniz var. Ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Bazı Atatürkçülerin yaptığı hataların kesinlikle Atatürk’le bağdaşmadığını düşünüyorum.

“Derin Sular halka baskı ile yaptırılan bazı şeylerin ileride “fedakarlık talebi” için zemin hazırladığını söylüyor.”

Bence tam tersi, halka karşı yapılan baskılar onların bir noktadan sonra tepki vermesine, isyan etmesine neden olur. Ama Türkiye’de böyle bir baskının olmadığı, yazdığınız yazıdan, bu olayların çıkıp gazetelerde yayınlanmasından belli. En azından ben böyle düşünüyorum…

“İmanı gereği zulme karşı durması gereken insanlar nasıl uyutuldular?”

İmanı gereği zulme karşı duran insanlar “irticai faaliyetlerini” görüntüleyen başı açık bayanı, görüntü aldığı ve başı açık olduğu için sopalarıyla okşadılar. İmanı gereği zulme karşı duranlar buna zulümle karşılık veriyor. Laikken böyleler, tersi olsa… Düşünemiyorum.

“Müslüman değilmiş gibi yaşamanın, evlatlarımızı da milliyetçi ve militarist olarak yetiştirmenin sonu nereye varabilir?”

Size şunları soruyorum:

Laikliği benimseyen insanlar, müslüman oldukları halde müslüman değilmiş gibi mi yaşıyor?

Evlatlarımızı milliyetçi olarak yetiştirmenin sonu sizce nereye varabilir?

Teşekkür ederim.

 

 Derin İnsan 

 “Düşümde bir kelebektim. Artık bilmiyorum ne olduğumu. Kelebek  düşü görmüş olan bir insan mıyım yoksa insan olduğunu düşleyen bir kelebek mi?” (Zhuangzi, M.Ö. 4.yy)

“Ben” kimdir? İnsan nedir? Hakikat’in ne tarafındayız? Hiç bir şüpheye yer bırakmayacak bir şekilde nasıl bilebiliriz bunu? Zekâ, mantık ve bilim… Bunlar Hakikat ile aramıza bir duvar örmüş olabilir mi? Freud, Camus, Heidegger, Kierkegaard, Pascal, Bergson, Kant, Nietzsche, Sartre ve Russel’ın yanında Mesnevî’den, Mişkat-ül Envar’dan,  Makasıt-ül Felasife’den, Füsus’tan ilham alındı. Hiç bir öğretiye sırt çevrilmedi. Aşık Veysel, Alfred Hitchcock, Maupassant, Hesse, Shyamalan, Arendth, Hume, Dastour, Cyrulnik, Sibony, Zarifian ve daha niceleri parmak izlerini bıraktılar kitabımıza. Buradan indirebilirsiniz. 

   Kadınlar… Günümüzün Don Kişotları

Suzan Başarslan’ın dediği gibi “kadına dair söylenmesi gereken ne  kadar söz varsa erkeğin söylediği” bir dünya bu. Sadece söz mü? Yaşama hakkı bile. Bugün Çin’de ve Hindistan’da yüzbinlerce kız bebek daha doğmadan ultrason ile ana karnında görülüp yok ediliyor. Erkeklerin güç mücadelesinde kadınlar eziliyor. Cumartesi anası oluyor, cezaevlerinin önünde sıra bekleyen, şehit tabutlarının üzerinde ağlayan oluyor.  Şampuan veya otomobil satarken bedenini kullandıran, arka planda, silik, soyunan, tüketen, “figüran”… Kadınlara özne olma hakkını vermeyen erkekler mi yoksa bu hakkı alamayan kadınlar mı? Kadınlıklarını kaybetmeden, erkekleşmeden var olabilecek mi birgün kadınlar? 96 sayfalık bu kitapta Kadın’a ait kavgaları ve Kadın’ın kimlik arayışını sorguluyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

 Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu

Devlet gibi soğuk ve katı bir yapı bizimle olan ilişkisini hukuk yerine ırkımıza ya da inançlarımıza göre düzenleyebilir mi? GERÇEK hayatı son derecede dinamik ve renkli biz “insanların”. Birden fazla şehre, mahalleye, gruba, klübe, cemaate, etnik köke, şirkete, mesleğe, gelir grubuna ait olabiliriz ve bu aidiyet hayatımız boyunca değişebilir. Oysa devletimiz hâlâ başörtüsüyle uğraşıyor, kimi devlet memurları “ne mutlu Türk’üm” demeyenleri iç düşman ilân ediyor, Sünnî İslâm derslerini zorla herkese okutuyor… Bizim paramızla, bizim iyiliğimiz için(!) bize rağmen… Kürt sorunu, başörtüsü sorunu, Hıristiyan azınlıklar sorunu… Bizleri sadece “insan” olarak göremeyen devletimizin halkıyla bir sorunu var. Türkiye’nin “sorunlarının” kaynağı sakın ulus-devlet modeli olmasın? 80 sayfalık bu kitap Kurtuluş savaşı’ndan sonra Türkiye’ye giydirilmiş olan deli gömleğine işaret ediyor.  Ne mutlu “insanım” diyene! Kitabı buradan indirin.

Amerika Tedavi Edilebilir mi?

 Amerikalılar neden bu kadar gaddar? Dünyanın geri kalan kısmında yaşayan insanlara karşı niçin bu denli acımasız?
 Bayrak yakmanın ve Amerikan/İsrail mallarını protesto etmenin dışında bir şeyler yapmak gerektiğini düşünenler için yapılmış bu çalışmayı ilginize sunuyoruz. ABD desteği son bulmadan Ortadoğu’nun psikopatı İsrail’in saldırganlığı bitmeyecek ve Ortadoğu’ya huzur gelmeyecek gibi görünüyor. Vietnam’da ve Latin Amerika’da yaşanan katliamlar Ortadoğu’da devam ediyor.

 Müslüman’ın Zaman’la imtihanı

Sunuş: Müslümanlar dünyanın toplam nüfusunun %20’sini teşkil ediyorlar ama gerçek anlamda bir birlik yok. Askerî  tehditler karşısında birleşmek şöyle dursun birbiriyle savaş halinde olan Müslüman ülkeler var. Dünya ekonomisinin sadece %2-%3′lük bir kısmını üretebilen İslâm ülkeleri Avrupa Birliği gibi tek bir devlet olsalardı Gayrı Safi Millî Hasıla bakımından SADECE Almanya kadar bir ekonomik güç oluşturacaklardı. Bu bölünmüşlüğü ve en sonda, en altta kalmayı tevekkülle(!) kabul etmenin bedeli çok ağır: Bosna’da, Filistin’de, Çeçenistan’da, Doğu Türkistan’da ve daha bir çok yerde zulüm kol geziyor. Müslümanlar ağır bir imtihan geçiyorlar. Yaşamlarını şekillendiren şeylerle ilişkilerini gözden geçirmekle başlıyor bu imtihan. Teknolojiyle, lüks tüketimle, savaşla, kapitalizmle, demokrasiyle , “ötekiler” ile ve İslâm ile olan ilişkilerini daha sağlıklı bir zemine oturtabilecekler mi? Müslüman’ın Zaman’la imtihanı adındaki 204 sayfalık bu kitap işte bütün bu konuları sorgulayan ve çözümler öneren makalelerden oluşuyor.

 Bir pozitivizm eleştirisi

Hayatta en kötü mürşit ilim ve fen olmasın sakın? Eğer Atatürk bir kaç yıl daha yaşasaydı o meşhur sözünü geri alır mıydı acaba?… Ateşi keşfetmeden önceki insanlık ile bugünkü “uygarlığımızı”  karşılaştırdığımızda hiç  yol almadığımız söylenebilir. Bundan 200 bin yıl önce komşusunun yiyeceğini çalmak için başına taşla vuran neandertal insani ile 2003 yılında Irak in petrolünü çalmak için bir milyon ıraklı sivili öldüren (veya buna seyirci kalan) homo economicus ayni uygarlık seviyesinde. Aralarındaki tek fark kullandıkları silahların teknolojik üstünlüğü.  Teknoloji ve bu teknolojinin uygulanmasını mümkün kılan bilimsel buluşlar sıradan insanlar kadar bilim adamlarının da gözlerini kamaştırdı. Bugün karşımıza kâh bilimci (scientist), kâh deneyci (ampirist) olarak  çıkan ahlâkî-felsefî bir duruş var. Bu duruş eğitim sistemimize ve resmî ideolojimize öyle derinden işlemiş ki sorgulanması dahi çok sayıda insanı öfkelendirebiliyor, rejimin savunma mekanizmalarını harekete geçirebiliyor.  Bilim ve teknolojinin insanlığa otomatik olarak barış getireceğinden şüphe etmek neredeyse bir suç. Buna cüret edenler gericilikle, bağnazlıkla suçlanabiliyor.  Pozitivizm ve “modern” yaşam üzerine yazılmış makalelerimizin bir derlemesini 75 sayfalık bir kitap halinde sunuyoruz. PDF formatındaki bu kitabı buradan indirebilirsiniz.  

Trackback URL

  1. 10 Yorum

  2. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Kas 30, 2007 | Reply

    Sayin Seda Hanim,

    15-16 yaşlarında olduğunuzu tahmin ediyorum, bu kadar güzel bir Türkçe ile yazdığınız bu yazı için teşekkürler. Sizin gibi okuyan, düşünen gençlerin varlığı ülkemizin geleceği için iyimser olmamıza yetiyor.

    Sorularınıza kısaca yanıt vereceğim ama eğer 18 yaşında değilseniz böyle bir siteyi okuduğunuzu anne-babanıza bildirseniz iyi olur. Bazen çok ağır konulara da giriyoruz ve burada okuduklarınız size sıkıntı verebilir, bazı konuları vaktinden çok erken sorgulamanıza sebep olabilir. Ayrıca milli eğitim sisteminin içindesiniz, resmî ideolojiye aykırı bir tarih bilgisi hiç işinize yaramayacaktır. Yanlış yerlerde soracağınız yanlış sorular başınızı derde bile sokabilir. Atilla Yayla bile “vatan haini” ilân edildikten sonra…

    “Bazı Atatürkçülerin yaptığı hataların kesinlikle Atatürk’le bağdaşmadığını düşünüyorum.”(SEDA)

    Atatürk’ü ne kadar tanıyorsunuz? Türkiye dışında basılmış bir kitap okudunuz mu? Meselâ istiklal mahkemelerini duydunuz mu?

    Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk adalet bakanı olan Mahmut Esat Bozkurt “Öz Türk olmayanların, Türk vatanında bir hakkı vardır; o da hizmetçi köle olmaktır” dediği zaman Atatürk’ün müdahale etmesi, ırkçılığa karşı durması gerekmez miydi ?( Anadolu gazetesi 18 Eylül 1930)

    Atatürk hakkında tarafsız yayın çok az Türkiye’de. Nutuk’ta yazanlar ile çelişen yazılar okullarda okutulmuyor, yakin zamana kadar insanlar Nutuk ile hemfikir olmadıkları için mahkemeye bile veriliyorlardı.

    Nutuk bir hatırattır. Yani nasıl Hitler’in veya Churchill’in anıları bir ispat sayılmazsa Atatürk’ün anıları da ispat sayılmaz. Ama ülkemizde böyle bir sorun var, Atatürk’ü eleştiren anında VATAN HAİNİ ilân ediliyor.

    Atatürk bir insandı. Siyasetçi olarak da hataları oldu. Bunlar yavaş yavaş gün ışığına çıkıyor.

    “başı açık bayanı, görüntü aldığı ve başı açık olduğu için sopalarıyla okşadılar. İmanı gereği zulme karşı duranlar buna zulümle karşılık veriyor.”(SEDA)

    İnsandaki vahşetin dini, milliyeti, ırkı yok. Müslüman olmak kimseyi kurtarmıyor. Her insan sürekli kendini sorgulamalı, « acaba doğru mu yapıyorum ? » diye düşünmeli. Müslüman zulmün her türlüsüne karşı durmalı, hatta zalim Müslüman, kurbanı gayrı Müslim bile olsa. Bunun için terörün her türüne karşıyız ki buna devlet terörü de dâhil.

    SORULARINIZ

    1) Laikliği benimseyen insanlar, müslüman oldukları halde müslüman değilmiş gibi mi yaşıyor?
    Bir kısmı evet. Zira bir devlet laik olabilir. Insanların laik olması mecburi olursa o devlet artık laik değildir, dinsizliği devlet dini olarak benimsemiş olur.

    2) Evlatlarımızı milliyetçi olarak yetiştirmenin sonu sizce nereye varabilir?
    Bunun cevabını Almanya’nın ve İtalya’nın tarihlerini okuyarak kendiniz de bulabilirsiniz.

    Saygılarımla

  3. Yazan:sermil kılınçarslan Tarih: Ara 3, 2007 | Reply

    kardeşimi bu güzel yazısından dolayı tebrik ederim.merak ediyorum,kardeşime bu şekilde cevap veren insanlar Atatürk’le ilgili kaç tane kitap okudular acaba.bende müslümanım ama hiç bir zaman bir insanı dini için sevmedim.sadece insan olduğu için sevdim.sizinde öyle olmanızı ümit ederim.canım kardeşim seninle gurur duyuyorum.

  4. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Ara 3, 2007 | Reply

    Gerçekte çok ezber var ortalarda gezen.

    Cumhuriyet tarihinin ilk KiTAP TOPLATMA ve YAKMA olayi da Atatürk emriyle yapilmis, Kazim Karabekir’in Kurtulus Savasi günlügüdür söz konusu kitap.

  5. Yazan:blue Tarih: Ara 3, 2007 | Reply

    Milli Eğitim sistemimizin bir görevi de Atatürk ile zihinlerimizde “duygusal” bir bağ oluşturmak. Bu yüzden öğrenci kardeşlerime objektif olabilmek için “duygusallık”tan kurtulmalarını, ve karşıt görüşteki kişilerin söylediklerinin doğru/yanlış olup olmadığını araştırdıktan sonra karşılık vermelerini öneriyorum. Her şey size anlatılan gibi olmayabilir. Sadece “olmayabilir” diyorum, araştırın…

  6. Yazan:Seda KILINÇARSLAN Tarih: Ara 5, 2007 | Reply

    Mehmet Bey , cevabınız için teşekkür ederim.Siz sadece Atatürk ü görmek istediğiniz gibi görüyorsunuz.Anlatmaya çalıştığınız şeyden anladığım kadarıyla Atatürk’ün dört dörtlük olmadığını savunuyorsunuz ve insanlarıda buna inandırmaya çalışıyorsunuz.Kendinizi objektif bakıyor zannediyorsunuz ancak belirgin şekilde taraf tuttuğunuz görülüyor.Biraz daha olumlu bakarak iyi yönlerini görmenizi temenni ediyorum.Görüşmek üzere.İyi günler.

  7. Yazan:Seda KILINÇARSLAN Tarih: Ara 6, 2007 | Reply

    Beni takdir eden herkese teşekkür ederim.Beni bu site ile tanıştıran ve bana her konuda yardımcı olan CENGİZ HOCA’ma ayrıca teşekkür ederim…

  8. Yazan:ibrahim demir Tarih: Ara 17, 2007 | Reply

    sermil kılınçarslan’a cevap:

    “insanı dini için sevmedim” diyorsun.Eger reşit isen senin imanin şüphelidir.Müslümanim demen yeterli degil.Eger çocuk yastaysan dogruyu ögrenmen lazim ki oda şudur:Müslüman Allah için sever Allah için bugzeder.Gayrimüslimi sevmek isani dinden çikarir.Gayrimüslim sevilmez.Ona sadece insan oldugu için hürmet edilir.O kadar.Yunus Emrenin “Yaratilani sev Yaratandan ötürü ” sözü yaratilana saygi içindir.

    Efendimiz bu soruyu bir Hadisi ile baglamistir:”Kafirlere benzeyen bizden degildir”,baska bir hadiste “bir müslüman gayri müslümana dostum,çelebim,yarim,sevgilim gibi sözler söyler ve içten sevgi baglarsa imani gider” bu hadisler bütün ilmihal kitaplarinda yazili.

    Son olarakta Yüce Kitabimizda “Ey iman edenler gayri müslimleri kendinize dost edinmeyin” diyor.

    Simdi sen “sadece insan oldugu için ” sevmeni hangi kurala,hangi kitaba sigdiriyorsun.Eger müslüman isen.Yok baska dine mensupsan bir diyecegim yok.Fikirlerine saygim var.

  9. Yazan:sermil kılınçarslan Tarih: Tem 8, 2008 | Reply

    Merhaba Mehmet bey size şunu söylemek isterim ki ben Kuran-ı Kerimi Arapça ve Türkçe olarak okudum.Sizin bana anlattıklarınızı zaten ben biliyorum.Siz konuyu başka yere çekiyorsunuz.Benim demek istediğim gayet açık.Din isteğe bağlıdır bana hadisleri öğretmenize gerek yok.Yunus Emreyide son derece severim ve Müslümanım aynı zamanda Hz.Muhammed’e inanıyorum ama konu bu değil.
    Ayrıca kardeşime yazdığınız yazılarınızı okudum.Atatürk bu ülke için elinden geleni yapmış,ardında ispatlı bir şekilde NUTUK’U bırakmıştır.Siz galiba Nutuk’u okumadınız ve onun ardındaki yazılı ispatlı telgrafları.Bu arada siz Atatürk le ilgili okuduğunuz kitapların objektif olduğuna nasıl inanıyorsunuz?Ayrıca siz Ulu önder Atatürk’ün Mahmut Esat Bozkurt’a karşı çıkmadığını bana ispat edin rica ediyorum.Ben de size aksini ispat edeyim.Yapmayın rica ederim bizim için elinden geleni yapan yüce Atatürk,silah arkadaşları ve şehitlerimize herkes saygı duysun.Eleştirmek büyük bir haksızlık.’YİĞİDİ ÖLDÜR AMA HAKKINI YEME.’der büyük büyük kıymetli atalarımız.Yazılarımın karşılığını sabırsızlıkla bekliyorum.saygılar

  10. Yazan:Mehmet Yılmaz Tarih: Tem 8, 2008 | Reply

    @kılınçarslan,

    Hangi Atatürk’ten bahsediyorsunuz? Mimar Sinan’in mezarini açtirip kafasini ölçtüren mi yoksa sapka kanununa uymayanlari astiran mi? Yoksa yoksa erzurum ve sivas kongrelerinde kürtlere garantiler verip sonradan “saka yaptik” diyenden mi?

    Hangisi?

    isterseniz Nutuk’u ve Kur’an’i yerine birakin, ikisininde sordugunuz sorulara cevap getirecegi yok.

    Önce http://derinsular.com/ sitesinden bilgi toplayin, sonra gelin konusalim.

    Saygilar

  11. Yazan:sermil kılınçarslan Tarih: Tem 9, 2008 | Reply

    merhabalar
    ibrahim bey diyorsunuz ki’eğer reşit iseniz senin imanin şüphelidir’.siz hangi hakla benim imanımı sorguluyorsunuz.imanımda ibadetimde Allah la benim aramda.pardon ama size noluyor?bazı insanlar kendilerini peygamber ilan ediyorsa orasını bilemem.ama ben almayım Yaradanım da peygamberim de var benim.
    mehmet bey siz ise sorularıma kaçamak cevaplar veriyorsunuz.sizin objektif olan kaynak sırrınızı hala öğrenemedik,lütfen bize de öğretin.bana sizin görüşlerinizi destekleyen ya da sizi haklı çıkartan üç-beş site yada kitap ismi vererek ispat yapmazsanız çok sevinirim.dünyanın uzaya çıkıp da site kurduğu ve ışınlanmanın gerçekleştiği bu dönemde,Atatürk neden ‘Ne Mutlu Türküm Diyene.’demiş de neden Türk olana dememiş gibi laf kalabalığı ile uğraşmaya gerek yok bence.bunlar demagojiden ibaret.siz hala bana ispat yapmadınız.madem ortaya birşey atıyorsunuz kanıtlayın da biz de inanalım.bu arada kürt kökenli vatandaşlarımızı Atatürk e karşı kinle doldurmayalım.o meclisde o zaman kürtler de vardı ve Atatürk ün manevi oğlu Abdurrahim Tuncak da kürt kökenlidir.asılsız şeyler yazmazsanız sevinirim.Uzaktan davulun da zurnanın da sesi hoş gelir elbet ama topun ve silahın sesi nasıl geliyordu bunu herkes bilemez.bu yüzden kimse kimseyi insafsızca yargılamasın.bu arada Atatürk ün tarihimize ve tarihde yaşayan insanlara ne kadar değer verdiğini bazı kişiler hariç herkes biliyor sanırsam.bilmeyenler de öğrense çok iyi olur. Mimar Sinan da çok yüce ve saygı duyulacak bir insandır.
    son olarak Atatürk birtanedir.oda Türkiye Cumhuriyeti kurucusu ve mükemmel inkılaplarıyla
    eşsiz bir liderdir.ama bazıları kafasında başka Atatürk yaratmaya çalışıyorsa onu bilemem.Tarih bazı zehirli düşünceleri toprağa gömecek ve üzerine kireç dökecektir.’ALTINA ÇAMUR ATSALAR BİLE DEĞER KAYBETMEZ.’demiş bizim büyük büyük gün görmüş atalarımız.kimse Atama çamur atmasın lütfen. saygılar…

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin