KALDIRIN BAŞÖRTÜSÜ YASAKLARINI! »
By Ayla Chignardet on Şub 27, 2010 in Kemalizm, Ulus-Devlet, Video, Yobaz Laikler | 0 Comments
By Ayla Chignardet on Şub 27, 2010 in Kemalizm, Ulus-Devlet, Video, Yobaz Laikler | 0 Comments
By Editorden on Şub 26, 2010 in En çok okunan yazılar, Site İstatistikleri | 1 Comment
Derin İnsan | 651 |
Türkiye’nin Ulus-Devlet Sorunu | 476 |
Müslüman’ın Zaman’la imtihanı | 462 |
Türk Solu | 434 |
Bir pozitivizm eleştirisi | 408 |
Türkiye bölünür mü? | 375 |
Zorunlu Askerlik Gerekli mi? | 374 |
Kadınlar… Günümüzün Don Kişotları | 361 |
Baudolino (Umberto Eco) | 353 |
Sanat karanlıkta çakılmış bir kibrittir… | 344 |
Türk milliyetçiliği birleştirir mi yoksa parçalar mı? | 304 |
“Ötekilere” bakarken (Çeviriler) | 274 |
Kadın hakları ve Kemalizm | 258 |
Amerika Tedavi Edilebilir mi? | 245 |
Toplam indirilen kitap | 5319 |
By Editorden on Şub 26, 2010 in Adalet, Duyuru | 7 Comments
Ordunun, medyanın, yüksek mahkemelerin ve dev anası sivil olmayan toplum kuruluşlarının el ele vererek gerçekleştirdiği dünyanın en ahlaksız post-modern darbesi 28 Şubat’ın yıl dönümünde;
28 Şubat bin yıl sürecek diyenlere
Bin yıl sürmesi için toprak altında vatandaşına atılmak üzere bomba saklayanlara
Bin yıl sürmesi için alçakça eylem planları hazırlayanlara
Bin yıl sürmesi için kalan son hukuk kırıntılarını da hiçe sayıp yargı darbesi yapanlara
Bin yıl sürmesi için çocukların üniversite puanlarına göz dikenlere
28 Şubat’ın bin yıl sürmeyeceğini söyleme zamanı geldi!
Pardon ama artık sizin bu saçmalıklarınızı çekemeyeceğiz.
Erken Final: BİN YILIN SONU
28 Şubat 2010 Pazar – 15.00
Taksim Tünel’den Taksim Meydan’a
70 Milyon Adım Koalisyonu
By Korsan Mahyaci Kamil on Şub 25, 2010 in Adalet, Çocuk, Devlet Terörü | 1 Comment
By Editorden on Şub 25, 2010 in En çok okunan yazılar, Sanat, Sinema, Sitede Yaşam | 3 Comments
Ana menüye yeni bir sayfa eklendi: Sinema
“… Sinemayı, çağımızın zorunlu düşünme araçlarından birisi olarak düşünüyor, sanat dalları içinde en önemlilerinden birisi olarak sayıyorum. Bu anlamda, ana akım sinemanın sinemayı, bir eğlence, bir zaman geçirme aracı olarak dayatmasına; ya da kitleleri manipule eden propoganda aracı olarak kullanmasına karşıt olarak; sinemanın, insanın çevresine, kendisine, hayatına bakışının ve bu konularda düşünmesinin en önemli araçlarından birisi ve çok önemli bir sanat dalı olarak adlandırılması gerektiğini düşünüyorum. Sanatlar içinde insan ruhuna yaklaşabilmekte ve hakîkati sezdirebilmekte en mahir olduğunu düşündüğüm sinema, bu anlamda profanın, propogandanın, çürümüşlüğün, eğlencenin aracı olabildiği kadar; ruhsal alanın, metafiziğin, felsefenin alanı da olabilir…”
By Fatma Sancak on Şub 25, 2010 in İnsan, Sanat | 9 Comments
Sanat, İngilizce ‘ art, artifikal=yapay ‘ ; Almanca ‘ künstlich=yapay ‘ ; Arapça ‘ suni=yapay ‘ anlamlarına gelen kelimeler ile ifade edilmektedir ki, ilk örneğinden, prototipinden, orijinalinden sonra ele alınarak ona benzeyen ile ifade etme biçimi anlamına gelmektedir.
Ali Şeriati ‘ Medeniyet ve Modernizm ‘ kitabında, ‘ Kurtarıcı Bekleyen Sanat ‘ başlığına;
‘ Hangi tür ve şekilde olursa olsun sanatın, üzerine konuşmak için özel uzmanlık isteyen karmaşık bir konu olduğunu ve hakkında konuşmaya teşebbüs eden kişinin de bizzat bir sanatkar olması gerektiğini düşünüyorsunuzdur Read the rest
By Ufuk Coskun on Şub 24, 2010 in darbe, Demokrasi, Ergenekon Nedir?, Özgürlükler | 0 Comments
Türkiye bir dönüm noktasında, ciddi bir kırılma yaşanıyor ülkemizde. İnkâr edilemez gerçeklerle yüzleşiyoruz. Artık eskiden olduğu gibi gizlimiz saklımız yok… Her şey ortada herkes belirgin.Açık açık görülüyor her şey.Bu bakımdan kafaların karışmasına hiç gerek yok.Kartlar açıldı, kimin elinde ne var net bir şekilde ortada. Kimse bu yaşanılan gelişmeler karşısında korkmasın, endişelenmesin. Bu gelişmeler herhangi bir darbenin değil yaklaşmakta olan demokrasinin ayak sesleridir.
Yıllardır bu topraklarda yaşayan insanların Read the rest
By Editorden on Şub 24, 2010 in Kemalizm, Özgürlükler, vicdan, Yobaz Laikler | 15 Comments
By Editorden on Şub 23, 2010 in 12 Eylül, Basın günlüğü | 0 Comments
Kültürel olarak benim laikliğe vurgu yapanlar ve laikçiler safında olmam lazım. Oradan geldim. Ama benim o safta hiç beğenmediğim bir şey var: Aşağılıyorlar öbür tarafı. Bunu da öyle tartarak falan yapmıyorlar, bu adam nedir, iyi midir, başarılı mıdır, çalışkan mıdır, dürüst müdür, mert midir vs. demiyor, geçmişine falan da bakmıyorlar. Tek şu: Bu herif dinci ya! Laiklik tamam ama laikçi denilen adamların yanında değilim.
Valla bu işlerin başı, galiba şapka kanunu. Giyinmeyi pek bilmeyen bir millet olarak en çok kafa yorduğumuz konu da bu. Biz, şapka giymiyor diye adam asmış bir tarihten geliyoruz. Ayıp ya. Küçük Prens de var biliyor musunuz? Biz alıştık, böyle öğretildi ama dışarıdan bakınca öyle saçma geliyor ki. Milli tarihin ne kadar yanlış öğretildiğini sonradan öğrendik tabi. Bize tekke ve zaviyeler kapatıldı, irtica var falan deniyordu. Meğer öyle değilmiş. Bize yalan söylediler. her konuda.
Star Gazetesi’nden Fadime Özkan’ın Teoman ile yaptığı röportajın tamamını buradan okuyabilirsiniz.
By Konuk Yazar on Şub 23, 2010 in darbe, Ergenekon Nedir? | 3 Comments
Ordunun siyasete ve sivil hayata müdahale ettiği veya etmeyi amaçladığı bir ülkede yaşıyoruz. Ordunun varlığını ya da gölgesini hissetmediğimiz günlerin sayısı oldukça az. Silahların gölgesinde yaşıyoruz ve sıklıkla Genelkurmay Başkanı’nın tehditkar ve öfkeli sesiyle karşılaşıyoruz. Türkiye’nin kaderi, sabah erken uyananların/kalkanların darbe yapmaya giriştikleri bir ülke mi olmaktır, bu ülkeyi korumak ve kollamak gerekçesiyle sivil hayata müdahale ne kadar meşru ve anlamlıdır, daha da ötesi Silahlı Kuvvetler bu ülkeyi kimlerden koruyup kollayacak ve bizler daha kaç kez tank sesleriyle uyanacağız? Read the rest