RSS Feed for YoklukCategory: Yokluk

Metafizik nedir? / Martin Heidegger »

“…Kaygı (alm. angst) karşısında “baskı hissedilir” diyoruz. Ama bunu hisseden özne kim? Bu özneyi baskı altında tutan ne? Baskının hissedilmesine sebep olan şeyin ne olduğunu söyleyemiyoruz. Her şey bizimle beraber bir türumursamazlık uçurumu içine düşüyor. Ama bu bir yok oluş değil, bir geriye çekiliş. […] Hissettiğimiz baskı Varlık’ın bu geri çekilişinden mi kaynaklanıyor acaba? Tutunacak hiç […]

Sur l’Eau (Suyun Üstünde) / Guy de Maupassant »

“…Birden sandalıma bir şey “tak” diye vurdu. Yerimden sıçradım. Soğuk terler döktüm başımdan ayaklarıma kadar. Herhalde bir tahta parçası olmalıydı ama bana yetmişti. Bedenimi garip bir korku kaplamıştı. Çıpayı çekmek istedim, gelmedi. Bitkin bir şekilde yerime çöktüm. Suyun yüzeyini beyaz, kalın bir sis kaplamıştı. Öyle ki ayağa kalktığımda ne ayaklarımı ne de kayığımı görüyordum. […] […]

Karamazov Kardeşler / Dostoyevski »

 “… Rusya’ya inanıyorum, Ortodoksluğa inanıyorum…İsanın bedenine inanıyorum…İsa’nın Rusya’da yeniden ortaya çıkacağına inanıyorum” “Ya Tanrı’ya, Tanrı’ya inanıyor musun?” “Ben…Ben Tanrı’ya da inanacağım.” ” Onsekizinci yüzyılda bir günahkar vardı, şöyle bir laf ortaya attı: ‘Eğer Tanrı olmasaydı, O’nu icat etmek gerekirdi’ dedi. Garip olanı, insanda hayranlık uyandıran, Tanrının gerçekten varolması değildir. Asıl hayranlık uyandıran şey, insan gibi […]

Karamazov Kardeşler / Dostoyevski »

“… İnsanın güçsüzlüğünü bu kadar olgunlukla kabul eden, sevgiyle onun taşıdığı yükü hafifleten ve o güçsüz varlığın bizim iznimizle de olsa günah işlemesini hoş gören bizler, insanı sevmiyor muyduk acaba? Şimdi neden gelip bize engel oluyorsun? Neden hiç konuşmadan o sevgi dolu gözlerinle içimi okuyormuş gibi bakıyorsun? Kız bana! Sevgini istemiyorum senin! Çünkü ben de […]

Karamazov Kardeşler / Dostoyevski »

“… Tanrı’nın varlığını düpedüz ve yapmacıksız kabul ediyorum. Yalnız şunu belirtmem gerekir: Eğer Tanrı gerçekten varsa ve dünyayı yaratmışsa, o halde hepimizin çok iyi bildiği gibi onu Öklid geometrisine göre insan aklını da ancak üç boyutu kavrayabilecek şekilde yaratmıştır…boynumu eğerek şunu açıklıyorum ki, böyle sorunları çözmek için gereken yeteneklerden hiçbirisine sahip değilim. Benim aklım, Öklid […]

Karamazov Kardeşler / Dostoyevski »

“… Bu gururlu bir adamın verdiği kesin karardan doğan bir acıdan başka bir şey değil. Çok vicdanlı bir insanmış. İnanmadığı Tanrı ve gerçek, artık hâlâ direnen, hâlâ boyun eğmek istemeyen varlığına hakim olmuştu. Alyoşa başını yastığa koyduktan sonra zihninden ‘evet madem Smerdyakov öldü, artık İvan’ın ifadesine kimse inanmaz. Öyleyken gene de gidip açıklamada bulunacak” diye […]

Eğer Tanrı yoksa her şey yapılabilir! »

“… Eğer Tanrı yoksa ne yapmalı? Eğer Rakitin ‘bu insanlığın bir uydurmasıdır’ derken haklıysa? O zaman insan yeryüzünün ve evrenin efendisi demektir. Tamam, olsun. Ama Tanrı olmadan iyi kalpli olunabilir mi? Ne demek vicdan? İyi kalpli olmak ne demek? Cevap ver bana Alexey. […] Vicdan, erdem herkese göre değişen izafî bir şey mi? Eğer Tanrı […]

Kitap indir »

  Jean-Paul Sartre ile Kaliteli bir Ateizme Doğru Yokluk var mıdır? Evinizin içini dolduran boşluğu gördünüz mü hiç? Bir türlü gelmeyen şu trenin verdiği sıkıntı ya da sizi habersiz bırakan dostlarınızın sessizliği gerçek değil mi yoksa? Tutulmamış sözler, ödenmemiş borçlar… Yokluk da var aslında “var” dediğimiz şeyler kadar. Ama Yok’un varlığı şuurlu insanlar için var; […]

Nişanyan bile “Lâ” diyebiliyorsa… »

” İmanın ilk şartı ateizmdir… İmanın giriş kapısının şifresi iki kelimeden oluşur. User: İlah yoktur. (La ilahe) Password: Allahtan başka. (İllallah) Yani imanın ilk şartı ateist olmaktır. Bağıra bağıra Tanrı yoktur demektir. İkinci adımı ise daha yüksek sesle Allah’ın tek olduğuna inandığını beyan etmektir. Sevgili Peygamberimize peygamberlik geldiğinde, Allah’ın mesajlarını tebliğ etmesi gereken kitle ateist […]

Boşluğa inanmak »

    … Bu konuda e-kitap okumak için… Jean-Paul Sartre ile Kaliteli bir Ateizme Doğru  Yokluk var mıdır? Evinizin içini dolduran boşluğu gördünüz mü hiç? Bir türlü gelmeyen şu trenin verdiği sıkıntı ya da sizi habersiz bırakan dostlarınızın sessizliği gerçek değil mi yoksa? Tutulmamış sözler, ödenmemiş borçlar… Yokluk da var aslında “var” dediğimiz şeyler kadar. […]