Author Archive

Kendi Hayat Hikâyem / Hermann Hesse »

Böylece kendimle varmayı amaçladığım uzaktaki hedefim arasında tek algıladığım şey, uçurumların varlığıydı; her şey bir belirsizlik içindeydi, her şey değersiz kılınıyordu benim için; değerini koruyan tek şey varsa, ister kolay, ister zor, ister gülünç, ister şerefli olsun, şairliğe özenmemdi. Bu kararım, daha doğrusu üzerime çullanan bu bela şu sonuçlara yol açmıştı: On üç yaşıma gelip […]

Bilim demokrasiden üstündür! »

Adolf Hitler, Albert Einstein’ın deneyle tahkîk edilmiş olan Rölâtivite Teorilerini “yahudi ilmi” diyerek tezyif ve tahkîr ederek Alman Bilimler Akademisi’ne oybirliğiyle reddettirmiştir. Benzer bir kararı da Stalin’in baskısıyla Sovyet Bilimler Akademisi almışsa da bu her iki akademinin kararı Rölâtivite Teorileri’nin ve bunların sonuçlarının gerçekliğini ve geçerliliğini ortadan kaldıramamıştır. Çünkü, yukarıda da işâret ettiğimiz gibi, ilmî […]

Kendi Hayat Hikâyem / Hermann Hesse »

Savaşın ilk yılında başımdan geçen küçük bir olayı hiç unutmamışımdır. Büyük bir sahra hastanesine gitmiştim, çevremdeki değişen dünyaya bir gönüllü olarak anlamlı bir şekilde ayak uydurmanın yolunu arıyor, böyle bir şeyi o zamanlar henüz mümkün görmüyordum. Yaralıların tedavi edildiği hastanede yaşlı bir matmazelle tanıştım, varlıklı biri olduğundan daha önce hiçbir işte çalışmamıştı, şimdi ise hastanede […]

Kendi Hayat Hikâyem / Hermann Hesse »

Yeniçağ’ın sonlarına doğru, Ortaçağ’ın hortlamasından kısa süre önce Jüpiter’in sevecen ışınlarının aydınlattığı yay burcunda doğdum. Temmuz ayının sıcak bir günüydü, akşamın erken bir saatinde dünyaya açtım gözlerimi, doğumumun gerçekleştiği bu saatteki ısı derecesini yaşam boyu farkına varmadan sevdim, aradım hep, bulamadığım zamanlar içim kararıp suratım asıldı. Soğuk ülkelerde barınamadım asla, hayatımda zevk için çıktığım bütün […]

Kuş / Hermann Hesse »

Şu insanlar yok mu, karşılığında para gelsin yeter ki, İsa’nın kendisini bile yakalayıp teslim ederler. Ama şükürler olsun ki kuşu ele geçiremeyecekler, şükürler olsun ki ele geçiremeyecekler onu.” Belediye başkanının kuzeni Schalaster de ilanı okuyanlar arasındaydı; hiç sesini çıkarmadı, tek bir söz konuşmadı, dikkat kesilerek ikinci bir kez okudu ilanı, her pazar sabahı yaptığı gibi […]

Hasır Sepetin Masalı / Hermann Hesse »

Genç biri tavan arasındaki yalnız odasında oturuyordu. Amacı ressam olmaktı, ama bunun için pek güç bazı engelleri aşması gerekiyor, o da şimdilik tavan arasındaki odasında rahat rahat oturuyordu. Zaman geçip gitmiş, biraz yaşlanıp kocamıştı. Saatlerce küçük aynanın karşısına geçip bir deneme olarak kendi portresini yapmaya alışmıştı. Şimdiden bir albümü baştanbaşa bu tür resimlerle doldurmuş, içlerinden […]

Kuş / Hermann Hesse »

Tepeliği guguk kuşununkine benziyormuş, ama onunkinden hayli küçükmüş, çokluk bir tahterevalli gibi çabuk çabuk bir aşağı bir yukarı inip kalkıyormuş, zaten kuşun kendisi yerinde duramıyormuş bir türlü, uçarken olsun, ayakları üzerinde dikilirken olsun, devinimleri de esnek ve anlamlıymış. Adeta öyleymiş ki, sanki gözleriyle, başını sallayışla, tepeliğini oynatışıyla insana bir bildirimde bulunmak, ona bir şeyi anımsatmak […]

Kendi Hayat Hikâyem / Hermann Hesse »

Hani şu unutmadan ekleyeyim ki, savaş yıllarında olumlu bir yıldız, koruyucu bir melek gibi bir şey bana el uzattı hep. Acılarımla kendimi koyu bir yalnızlık içinde duyumsadığım anlarda, söz konusu değişikliğe kadar götü gözüyle baktığım yazgıma her an lanet okuduğum günlerde çektiğim acılar, bu acılarla deli divaneye dönmem, dış dünyaya karşı beni koruyan bir zırh […]

Kuş / Hermann Hesse »

Kuş, eski zamanların birinde Montagsdorf yöresinde yaşıyordu. Ne öyle olağanüstü renklerle bezenmiş bir kuştu, ne olağanüstü güzeldi, ne de iri ve heybetli. Hayır, kuşu görenler küçük bir şey diyorlardı onun için, hatta minicikti. Aslında bir güzelliği de yoktu, daha çok kendine özgü, tuhaf bir kuştu, hiçbir cins ve türden olmayan hayvan ve yaratıklarda rastlanır bir […]

Kendi Hayat Hikâyem / Hermann Hesse »

Diyeceğim yazarlığımın ve edebi çalışmalarımın değerine inancım, bendeki değişmeden sonra kökten yıkılıp gitmişti. Yazmak bana artık kıvanç vermiyordu. Oysa insanın kıvanç duyacağı bir şeyi olmalıydı her zaman; nihayet ben de bütün o sıkıntı dönemlerimde böyle bir şeyi arıyor, istiyordum. Yaşam ve dünyada adaletmiş, mantıkmış, anlammış, bütün bunlara senin olsun diyebilirim, bütün bu soyut nesneleri gereksinmeden […]