Author Archive

Kent / Hermann Hesse »

Böylece kentin ismi ve ünü bir kez daha dünyada yankılanmaya başlamıştı. Dışarıda uluslar istediği kadar savaşlarla sarsılsın, büyük büyük işlerle uğraşsınlar, kentte suskun bir inziva içinde barış korunuyor, geçmişe gömülmüş zamanlardaki görkemin el altından ışıldaması sağlanıyordu; Üzerlerine sarkmış çiçekli dallar altında sessiz yollar, gürültüsüz meydanlarda düşlere gömülmüş heybetli yapıların hava ve rüzgârdan solmuş cepheleri, oynaşan […]

Kral Yu / Hermann Hesse »

Antik Çin’de kadınlara kapılıp helâk olan hükümdar pek yoktur. Kral Yu von Dschou ile sevgili eşi Bau Si seyrek rastlanan bu nadir misallerden biridir ve pek ilginç bir örnektir. Dschou’nun ülkesi Batı’da barbar Moğolların topraklarına kadar uzanıyor, ülkenin başkenti Fong da zaman zaman o barbar kavimlerin baskın ve yağmalamalarına uğrayan nazik bir bölgenin ortasında bulunuyordu. […]

Kent / Hermann Hesse »

Bir gün önce döşenen demiryolu hattı üzerinde insanla, kömürle, araç ve gereçle, yiyecekle dolup taşan ikinci trenin gelmesi üzerine: “İşler iyi gidiyor!” diye sesini yükseltti mühendis. Bozkır sarı güneş ışığında içten içe yanıp tutuşuyor, ufukta ormanlık ulu dağlar mavi bir sis ortasında yükseliyordu. Vahşi köpekler ve şaşırmış bozkır bizonları bu ıssız yerde nasıl harıl harıl […]

Kral Yu / Hermann Hesse »

Kral Yu’nun ağzı kulaklarına varıyordu, ama en çok sevgili eşinin kapıldığı hayranlık kendisini memnun etmişti; mutluluktan bir çiçek gibi yüzü gülüyordu eşinin, kralın gözüne hiç bu kadar güzel görünmemişti. Ne var ki, şenlikler kısa ömürlüdür. Bu büyük şenlik de yavaş yavaş sönüp yerini günlük yaşama bırakmış, bundan böyle hiçbir mucize yaşanmaz, hiçbir masalsı düş gerçekleşmez […]

Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley »

Sadece otuzdört katlı yerden bitme gri bir bina. Ana girişin üzerinde şu sözcükler; LONDRA MERKEZ KULUÇKA VE ŞARTLANDIRMA BİRİMİ ve üzeri kaplanmış olan Dünya Devleti’nin sloganı, CEMAAT, ÖZDEŞLİK, İSTİKRAR. Zemin kattaki devasa oda kuzeye bakıyordu. Odanın kendisinin bütün tropik ısısına karşın pervazların ötesinde tüm yaz boyunca soğuk kalan ince sert bir ışık; pencerelerden süzülüp aç gözlerle, […]

Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley »

Önsözden… Cesur Yeni Dünya nükleer füzyondan hiç bahsetmez. Hiç bahsetmemesi aslında oldukça tuhaftır; çünkü atom enerjisi, kitabın yazılışından önceki yıllarda popüler bir tartışma konusu olmuştu. Eski dostum Robert Nichols bu konu üzerinde başarılı bir oyun bile yazmıştı ve hatırlıyorum da, yirmilerin sonunda yayınlanan bir romanda bu oyundan şöyle bir söz etmiştim. Dediğim gibi, Fordumuz’dan (“Our […]

Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley »

Önsözden… Müzmin vicdan azabı, tüm ahlâkçıların hemfikir olduğu gibi, pek de istenmeyen bir duygudur. Eğer kötü bir davranışta bulunduysanız, pişmanlık duyun, elinizden geldiği kadar durumu düzeltin ve bir dahaki sefere daha iyi davranmaya bakın. Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir. Sanatın da kendi ahlâk anlayışı vardır ve bu ahlâkın […]

Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley »

Toplumsal istikrarın en önemli araçlarından biri. Tektip gruplarda standart erkek ve kadınlar. Küçük bir fabrikanın tüm çalışanları bokanovskileştirilmiş tek bir yumurtanın ürünleri olabilir. “Doksanaltı tek tip makinede çalışan doksanaltı tek yumurta ikizi!” Sesi coşkudan neredeyse titriyordu. “Tarih boyunca ilk kez nerede olduğunu anlayabiliyorsun.” Gezegensel slogandan alıntıyla, “Cemaat, Özdeşlik, İstikrar” dedi. Muhteşem sözcükler. “Sonsuz bir biçimde […]

Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley »

Etiketleme sistemini açıkladı -beyaz zemin üzerine siyah yazıyla; erkekler için T, dişiler için daire, ve yazgısı kısır olarak belirlenenlere de soru işareti. “Çünkü zaten çoğu durumda doğurganlık sadece başa beladır,” dedi Mr. Foster, “gerçekte binikiyüz yumurtalıktan birinin doğurgan olması amaçlarımıza yeter de artar bile. Ama elimizde iyi seçenekler olsun isteriz. Şüphesiz işi hep sağlama almak gerekir. […]

Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley »

Kır çiçekleri ve manzara seyretmenin önemli bir kusuru var, bedavalar, diye açıkladı. Doğa sevgisiyle fabrikalar çalışmaz. En azından alt sınıflarda doğa sevgisini kaldırmaya karar verildi, ancak ulaşım tüketimi eğilimi kalacaktı. Çünkü elbette nefret etseler de kırlara gitmeye devam etmeleri önemliydi. Sorun, ulaşım tüketimi için kır çiçekleri ve manzara seyretmekten ekonomik olarak daha sağlam bir neden bulmaktı. […]