RSS Feed for This Post

İngiltere-ABD Serbest Ticaret Anlaşması

İngiltere ile ABD arasında imzalanan yeni serbest ticaret anlaşması, bir “fırsat” gibi sunulsa da, aslında İngiliz ekonomisi için tarihi bir hata olabilir. Bazı yorumculara göre, bu anlaşmanın etkileri 1929 Büyük Buhranı’ndan bile daha yıkıcı olabilir. Peki neden?

Halihazırda Zayıflamış Bir Ekonomi

İngiltere ekonomisi, son 18 yıldır neredeyse yerinde sayıyor. Büyüme düşük, verimlilik artmıyor, reel ücretler geriliyor. Yaşam maliyeti patladı, servet eşitsizliği arttı, ülkenin en zengin kesimi İngiltere’yi terk ediyor. Örneğin 2022 yılında 1.400’den fazla yüksek gelirli kişi İngiltere’den taşındı. Yalnızca 2023’te Londra’dan ayrılan milyoner sayısı 3.200’ü buldu.

Bu kriz ortamında ABD ile yapılacak bir ticaret anlaşması, yeniden canlanma umudu yaratmıştı. Ancak sonuçlar bu beklentilerin tam tersi yönde ilerliyor.

ABD ile Ticaret Zaten Dengeliydi

İngiltere ile ABD arasındaki dış ticaret dengesi son derece istikrarlıydı. 2023 verilerine göre:

  • İngiltere, ABD’ye yaklaşık 60 milyar dolarlık mal ihraç etti.
  • ABD’den 57 milyar dolarlık ithalat yaptı.
  • Ticaret açığı: Sadece 2 milyar dolar — çok düşük ve ekonomik olarak önemsiz.

Hizmetlerde ise İngiltere’nin büyük bir fazlası vardı:

  • İngiltere’nin ABD’ye hizmet ihracatı: 118 milyar dolar
  • ABD’nin İngiltere’ye hizmet ihracatı: 50 milyar dolar
  • Fazla: 68 milyar dolar

Bu tabloya rağmen ABD, İngiltere’ye sanki devasa bir açık veriyormuş gibi baskı yaptı ve asimetrik bir anlaşma dayattı.

Anlaşmanın Maddeleri: Kimin Lehine?

Anlaşmanın detayları İngiltere için ciddi bir dengesizlik yaratıyor:

  1. İngiliz mallarına uygulanan %10 gümrük vergisi devam ediyor.
    • ABD mallarına ise hiçbir gümrük vergisi uygulanmayacak.
    • Örnek: İngiltere’den ihraç edilen bir tekstil ürünü ABD gümrüğünde %10 vergiye takılacak; ABD’den gelen aynı ürün İngiltere’ye sıfır vergi ile girecek.
  2. İngiltere’nin yıllık 140.000 araç ihracatının sadece 100.000 adedi %10 vergiyle sınırlı.
    • Kalan 40.000 araç için vergi oranı %27,5’e çıkıyor.
    • Jaguar, Mini, Range Rover gibi markalar ağır darbe alacak.
    • Bu durum, üretimin ABD’ye kaymasına neden olabilir. Nitekim Jaguar Land Rover, halihazırda Slovakya’da fabrika kurdu.
  3. Çelik ve alüminyum ihracatı için karşılıklı sıfır vergi maddesi var.
    • Ancak İngiltere’nin bu alanlardaki üretimi çok düşük: 2022’de sadece 7 milyon ton çelik üretti.
    • ABD ise aynı yıl 80 milyon ton çelik üretti ve ihracat kapasitesine sahip.
    • İngiltere pazarı, ABD için yeni bir satış sahası haline geliyor.
  4. Rolls-Royce motorları ABD’ye sıfır gümrükle satılabilecek.
    • Ancak karşılığında İngiltere, 10 milyar dolarlık Boeing uçağı almayı taahhüt etti.
    • Airbus’a milyarlarca dolar yatırım yapmış bir ülkenin, Boeing’e böyle bir avantaj sunması çelişkili.
  5. İngiltere, 5 milyar dolarlık ABD tarım ürünü almayı kabul etti.
    • Ancak ABD’nin gıda güvenliği standartları, AB’ye kıyasla çok daha esnek.
    • İngiltere’nin tarım sektörü, hormonlu et ve GDO’lu ürünlerle rekabet etmek zorunda kalacak.

Asıl Sorun: Belirsizlik ve Güç Kaybı

Bu anlaşma, İngiltere’yi ticari olarak daha zayıf ve öngörülemez bir pozisyona getiriyor. Örneğin:

  • İngiliz şirketleri artık ne kadar vergi ödeyeceklerini net olarak bilmiyor.
  • Yatırım planları yapmak daha zorlaşıyor.
  • Belirsizlik ortamı, şirketlerin AB ülkelerine taşınmasını hızlandırabilir.

Sayısal Kıyaslama:

Göstergeler Anlaşmadan Önce Anlaşma Sonrası
İngiltere’nin ortalama gümrük oranı %5,1 %1,8
ABD’nin ortalama gümrük oranı %3,4 %10
ABD’nin İngiltere’ye satış fazlası ~5 milyar $ ~11 milyar $
İngiltere’nin otomobil ihracatı (adet) 140.000 100.000’e avantajlı vergi

Avrupa’nın Duruşu: Zamanı Gelince Pazarlık

Avrupa Birliği, bu süreçte acele etmiyor. Çünkü toplam ekonomik büyüklüğü 20 trilyon dolara yaklaşıyor. İngiltere’nin ise 3 trilyon dolar civarında.

AB, Trump sonrası daha dengeli bir anlaşma yapabileceğini düşünüyor. Bu yüzden bekliyor. Ancak İngiltere’nin böyle bir lüksü yoktu. O da daha kötü bir anlaşmayı kabul etti.

Sonuç: 51. Eyalet mi Olmalıydı?

İngiltere, artık büyük güç değil. Brexit sonrası müzakere gücünü kaybetti. ABD ile yaptığı bu ticaret anlaşması, bir başarı değil, bir teslimiyet belgesi olarak okunmalı.

Ticaret hacmi açısından bir kazanç sağlanmış gibi görünse de, İngiliz üreticiler, çiftçiler ve sanayiciler için bu anlaşma ciddi zararlar doğurabilir. Uzun vadede İngiltere’nin ABD’ye daha fazla bağımlı hale gelmesi kaçınılmaz gibi görünüyor.

Bazı eleştirmenler, “Madem bu kadar bağımlı hale geldik, bari ABD’nin 51. eyaleti olalım, hiç değilse %10 vergi ödemez olurduk” demekten çekinmiyor.

Son Söz

İngiltere, bu anlaşmayı çaresizlik içinde imzaladı. Ancak ekonomik modelini yeniden düşünmeden ve uluslararası iş birliğini stratejik temellere oturtmadan uzun süreli toparlanma şansı zor görünüyor.

 

Trackback URL

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin