Archive for Ağustos, 2009

Verme hakkını kullanan bir insan »

Sunuş : Daha önce de verme hakkından bahsetmiştik sitemizde. Yardım eden – edilen ayrımı daha önemli bir gerçeği maskeliyor demiştik. İsminin saklı kalmasını isteyen bir konuk yazarımızın Kentsel Dönüşüm Projesi hakkında yazdığı bir başka yazı ile bu noktayı hatırlatmıştık. İşte bu okuyacağınız yazı yine aynı yazarın. Her gün nefes alıp verir gibi verme hakkını kullanan bir insanın. […]

Kürtlerden korkuyorum, öyleyse varım! »

Ülkenin en temel sorunlarından birisidir kürt meselesi. Hatırlayınız, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bayram namazını Diyarbakır Ulu camiinde kılma ve halkla bayramlaşma programı aniden iptal edilmemiş miydi? Hakeza Başbakan bile güneydoğuya giderken zorluklarla ve birtakım engellerle karşılaşmadı mı ? Peki ya bizler, Şırnak, Bitlis, Tunceli vs… illere gidelim de, bir tatil yapalım diyebiliyor muyuz? Sonuçta yurt, gidebildiğin […]

Son 12 ayda en çok okunanlar »

Zorunlu Askerlik Kalkarsa  Paşam! Sakın din istismarı yapan TSK olmasın? Aa! Atatürk gülebiliyormuş! Bediuzzaman’la Ortadoğu Problemlerine Bakış İlker Başbuğ’a açık mektup Kemalist CHP Türk Ordusu özelleştirilebilir mi? Bedensel engelli insanlar ve insanlar Ermenilerden özür dilemek aydın pornosu mu oldu? 

Ayıp sanat olur mu? »

Bakılamayacak kadar sanatsal!   Geçenlerde Fransa’da çıplak çocuk bedenlerini oldukça erotik pozlarda gösteren bir sanat(?) sergisi mahkemelik olmuştu. Bordeaux mahkemesi beraat kararı vermişti ama Nan Goldin, Jeff Koons veya Garry Gross gibi sanatçıların(?) resimlerini gerçekten iğrenç bulduğumdan koymadım siteye. (“iğrenç” diye yargıladığımın ve sansürlediğimin farkındayım, bu da benim tercihim)   Eserlerini siteye koymak istemediğim bir […]

Mücahid Abi, beni bildin mi? »

Mücahid abi, beni bildin mi?Bilmiş tanımışsındır eminim, ben aynı ben. Seni tanımakta zorlandım, oysa. Çok değişmişsin, eski günlerden aşina olmasam imkanı yok tanıyamadım. Eski günler dedik de . . .     Ne ‘ kutsal ‘ abimizdin sen Mücahid abi. En önde, slogandan bir ağabeydin öyle. Şekilden ; Çevirme sakal, kumaş pantolon. Yürekten ; Vicdanlı […]

Avrupa’yı bekleyen saatli bomba »

Daily Telegraph, Adrian Michaels, 08.08.2009 Çeviren : Mehmet Akif Menteşoğlu İngiltere ve diğer Avrupa Birliği ülkeleri, iltica ve çeşitli şekillerde göç yolu ile Avrupa Birliğini doldurmakta olan Müslüman nüfusun önümüzdeki 20 sene içerisinde kıtanın karakteristiğini değiştireceği gerçeğini görmemekte ve bu konuda politika yapmaya yetkili insanlardan hemen hemen hiç kimse bu konu hakkında konuşmamaktadır.  Rakamlar gerçekten endişe […]

‘Canımı sıkmasınlar, Aktütün’ü açıklarım’ »

Ergenekon’un üçüncü iddianamesinde yakın zamanda çok tartışan Aktütün Karakolu’na yapılan PKK baskını ile ilgili telefon görüşmeleri de yer alıyor. Ergenekon’un tutuklu sanığı eski Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin ile iddianamede Kayseri Hava İndirme Tugayı’nda görevli olduğu aktarılan memur Fatma Cengiz arasında geçen konuşmada ilginç ifadeler yer alıyor.      Şahin, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker […]

Bugün hâlâ pazartesi »

Kapıları açık bırakanlar için… Nayat Karaköse (Henüz Özgür Olmadık-Hayy Kitap) Ocak ayının sonuydu, Türkiye’de ‘türban’ tartışmaları başlamıştı. Ben o sırada Londradaydım. Uzaktan izliyordum tartışmaları. Canım sıkılıyordu, kendi kendime ‘‘açma şu uyduyu, izleme Türk kanallarını, tebdil-i mekanda huzur aramak için gelmişsin, tadını çıkart diyordum” ama olmuyordu. Çünkü meseleleştirilen bu ‘‘mesele”den kendimi ayrı tutamıyordum. Bir yandan kendimi sokaklara vurup , şehrin […]

Öğrenci değil eğitim kurumu sınıfta kaldı »

  ” Universus Latince sıfat, “hepsi bir yerde, hep beraber, topluca”. Universus mundus deyimi felsefede “varolan şeylerin tümü, bütün dünya” anlamında kullanılmış. Fransızca erken metinlerde aynen universe monde diye geçer, ama 1550’lerden itibaren universe (daha sonra univers) tek başına aynı işi görür olmuş. İngilizcesi de universe, yani evren.   Universitas başka, evrenle alakası yok, “birlik, […]

Bağımsız yargı demokrasiyi tehdit ediyor »

Etyen Mahçupyan Türkiye Cumhuriyeti’ni kuranlar kuvvetler ayrılığı ilkesinden hiçbir zaman hoşlanmamışlardı. Bu ilkenin farklı sınıf ve zümrelere sahip toplumlar için geçerli olduğunu düşünmüşlerdi. Oysa onlara göre Türkiye toplumu homojen ve kaynaşmış bir ulustu. Daha doğrusu gerçeğin hiç de böyle olmadığını bildikleri için, normatif tanımlamalar getiren otoriter bir rejimin istenen ulusu oluşturacağını öngörmekteydiler. Bu nedenle kuvvetler […]