RSS Feed for This Post

Ulusalcı Kürtlerin camdan duvarı

“…PKK destekçisi Kürtler adeta hızla koşan bir adamın bir cam panele çarpıp yere yığılma duygusunu tekrar tekrar yaşayacaklar. Camın öbür tarafını görecekler ve camın öbür tarafında akan hayatı gözlemleyebilecekler, belki bedenen o hayatın içinde olacaklar ama ruhen hiçbir zaman o camın öbür tarafına geçemeyecekler. Hiçbir zaman kendilerini camın öbür tarafına akan hayatın parçası hissedemeyecekler…” TAMAMI

Trackback URL

  1. 5 Yorum

  2. Yazan:çuvaldız Tarih: Eyl 8, 2011 | Reply


    PKK biterse PKK destekçisi Kürtler ne yapar
    07 Eylül 2011Kürtlerin PKK’yı destekleyen kesimi, özellikle Avrupa Kürt diasporası, PKK’nın hiçbir zaman bitmeyeceğine kendini inandırmış durumda. Bu kesimler için Kürt kimliğinden daha önemli bir kimlik var ”PKK kimliği”. Bunlar PKK ne yaparsa yapsın bir haklı kılıf bulup PKK’nın yaptıklarını olumlamaya devem edecekler. Bu anlamda Türk ulusalcılarından daha faşist bir çizgiye savrulmuş bir Kürt ulusalcılığının taşıyıcılığını yapıyorlar.

    Eğer Kürtlerle barış yapacaksak ve bu barışı bir an önce yapmak istiyorsak birileri PKK’ya meftun Kürtleri anlamalı, ayıltmalı ve bu ruh halinden kurtarmalı. Kürtler PKK ne yaparsa yapsın onaylamaya devam ederse PKK bu sonsuz kredi ile savaşı bitirmeyi asla istemeyecektir.

    Dahası eğer PKK Tamil tarzı bir yöntemle yok edilirse –yok edilebilirliği ayrı bir tartışma– bu grup Kürtleri bir daha asla kazanamayacağız. Eğer mümkün olursa PKK’nın yenildiği tarih bir ”med yaren” olacak bu kesim için. Milliyetçilik literatüründe ”zamanın yıkıldığı tarih” ya da ”zamanın donduğu tarih” olarak tanımlanan o zaman dilimi Kürtler için de gerçek olacak.

    Bu “an”dan itibaren yazılacak bütün narative’ler, hikâyeler, meçhule giden gemi, hep o tarihe gelip donacak. PKK destekçisi Kürtler adeta hızla koşan bir adamın bir cam panele çarpıp yere yığılma duygusunu tekrar tekrar yaşayacaklar. Camın öbür tarafını görecekler ve camın öbür tarafında akan hayatı gözlemleyebilecekler, belki bedenen o hayatın içinde olacaklar ama ruhen hiçbir zaman o camın öbür tarafına geçemeyecekler. Hiçbir zaman kendilerini camın öbür tarafına akan hayatın parçası hissedemeyecekler. O hayatın içinde yaşasalar bile PKK’nın yıkıldığı tarih onların etrafına bir cam fanus gibi örülecek o anda hapsedecek bu kesim Kürtleri.

    Eğer böyle bir şey mümkün olursa bu Türkiye’de birçok kişiyi sevindirir. Ama inanın bu sağlıklı bir durum değildir. Hem Türkler için, hem Kürtler için hem de devlet için bu sağlıklı bir durum değildir. Batı’da yaşadığım dönemde yıkılan zaman içinde kalmış o kadar diaspora Ermenisi gördüm ki anlatamam.

    Bulunduğum bir Amerikan şehrinde alışveriş yaptığım bakkal bir Ermeni’ydi. En güzel sucukları ondan alırdım. Bakkala gittiğimde elbette Türkçe konuşurduk. Bir gün nerelisin diye sorduğumda, Eskişehirliyim dedi. Eskişehir’e en son ne zaman gittin diye sordum, hayatımda hiç görmedim dedi. Nasıl yani diye sordum, ben Türkiye’de doğmadım. Babam da orda doğmamış. Ama biz Eskişehirliyiz dedi. Türkçeyi nerede öğrendin diye sordum. Bizim evde Türkçe konuşulurdu dedi, oradan öğrendim.

    Bu insanlar neden Türkçe öğrenme, evlerinde Türkçe konuşma ihtiyacı hissetmişler? İşte o insanları bütün acılara rağmen Türkçe konuşturan şey o zamanın çöküş ânında yaşamaya devam etmeleridir. O çöküşü hep yaşarlar, o acıyı hep çekerler ama o acıdan bir türlü kurtulamazlar. Kurtaramazlar kendilerini. Onları oradan çekip alacak tek el vardır: “Düşmanlarının” eli.

    Türklerin de yıkılmış zamanları var elbet. Balkan göçmenleri bunu çok daha iyi anlar. Ancak Türkler o yıkılmış zamandan nispeten Kıbrıs savaşı ile kurtuldu. Türkiye iyiye gittikçe de o duygudan kurtuluyor Türkler. Türkler o duygudan kurtuldukça da ötekiler ile daha rahat empati kurabiliyor. Son dönemlerdeki toplumsal normalleşmenin bir nedeni bu.

    Apocu Kürtler ise henüz bu sürecin başındalar. Bir yandan her şeyleri olan PKK’nın bitmesini istemiyorlar bir yandan da bitebileceği korkusu ile yaşıyorlar. PKK bir askerî operasyonla bitirilirse binlerce psikolog seferber etseniz bu Kürtleri zamanın yıkıldığı andan çekip alamazsınız. Sanırım o Kürtler “onurlu barış” derken bunu kastediyor. “Bizi donmuş zamanların içinde tutsak etmeyin” demek istiyorlar. Bence devlet her şeye rağmen bir yol aramalı bu Kürtleri donmuş zamanın tutsaklığından kurtarmak için…

    Ancak, PKK ise her geçen gün arttırdığı şiddeti ile kendi taraftarı Kürtleri realiteden koparıp donmuş zamana tutsak etmek için elinden geleni yapıyor. Son Tunceli saldırısı bunun sadece bir örneği…

    Diaspora Kürtlerinin önüne çektiği bu camı çatlatmanın bir yolu Şivan Perwer gibi Kürtlerin ülkeye davet edilip değişimi görmelerini sağlamak. Perwer gibiler bunu yaparsa Kürtleri bu donmuş zamanda tutsak kalmaktan kurtarır ama PKK buna izin vermek istemeyecektir. Zira PKK için o Kürtler bir pil hükmünde. Onların tutsak hali PKK’ya enerji veriyor. Özellikle twitter gibi sosyal medyanın da etkisiyle kendilerine kurdukları küçük kulübecikler sayesinde hızla gerçeklerden uzaklaşıyorlar. Yani O cam fanusların çeperleri her geçen gün kapanıyor…

    TARAF

  3. Yazan:MY Tarih: Eyl 8, 2011 | Reply

    Ermeni diasporasi ve Balkanlardan kaçan Türklerle kurulan parallellik çok isabetli. Kürt sorunu degil Kürt SORUNLARI var artik.
    1) Terör,
    2) Kürtlerin iç sorunlari,
    3) Kürtlerin diger etniklerle olan sorunlari,
    4) Kürtlerin kimlik sorunlari…

    Bütün bunlarin yaninda devlet nezdindeki meru taleplerin teskil ettigi sorun galiba halledilmesi en kolay olani…

  4. Yazan:Cihad Tarih: Eyl 9, 2011 | Reply

    SİTE BÜTÜN ENERJİSİNİ KÜRT İNSANININ TÜM SİNSİ PLANLARA, TÜM YAPILAN VAHŞETE RAĞMEN KOPMADIĞI ONURLU HAREKETİNE DİL ÇATALLAMAKLA HARCAMASI ÜZÜNTÜ VERİCİ.

    ALİ ŞERİATİ İLE ALAKALI YAZILAR OKURKEN DENK GELDİM SİTENİZE DE SİZLER ALİ ŞERİATİ’Yİ ANLAMADAN YAZILARINI PAYLAŞMIŞSINIZ YAZIK. MALCOM X’İN BİR SÖZÜYLE XXXXXXX XXXX XXXXX AKIL TUTASINIZ DİYE:

    Bir insana, zaten senin olan bir şeyi sana verdiği için neden teşekkür edesin? Hatta ona, senin olan bir şeyin sadece bir parçasını sana verdiği için niçin teşekkür edersin?.. Belki Akıl tutarsınız. 🙂

    Ve ayrıca: Kimse sana özgürlüğünü vermez. Kimse sana eşitliği, adaleti ve başka hiçbir şeyi vermez. Eğer gerçekten adamsan, bunları kendin alırsın!

    İslam’ın özünü anlamaya çalışırken devlet ile Kürt hareketinin arasında sessiz kalmaktansa, zalim karşısında durmak şerefli her insanın en belirgin özelliğidir.

  5. Yazan:MY Tarih: Eyl 9, 2011 | Reply

    @Cihad,

    Kürtlerin mesru haklari için mücadele etmesi kadar dogal bir sey olamaz. Ama ulusalci Kürtler iyi ile kötüyü, pis ile temizi ayird edemiyor.

    Karsiliksiz siddet ile pislenmis bir hareket var artik. Son iki yilda PKK’nin Kürtlere yaptigi kötülügü kimse yapMAmisti.

    Sen de Ali Seriati ve Malcolm X’ten alinti koydugun bu yorumunda edep yerlerinden, diskidan bahsederek ne kadar kirleTiLmis oldugunu gösterdin.

    “Cihad” ismi ile yorum yazmak edep ister.

  6. Yazan:Ahmet Somut Tarih: Eyl 9, 2011 | Reply

    TSK’nın 12 Eylül’de hapishaneye doldurduğu Kürtlere *ok yedirmesi nasıl onursuz ve şerefsizce bir davranışsa, PKK’nın yol kesip kadın, çocuk öldürmesi, intihar bombalarıyla masumları katletmesi aynı şekilde ONURSUZ bir davranıştır. PKK mücadelesini sadece Türk askerine ve polisine karşı verse sadece “düşman” veya “isyancı” der şerefine onuruna laf etmezdik. Ama elinde yüzlerce masumun (yani silahsız sivilin) kanı olan PKK hareketi, bu yaptığından utanmadıkça ŞEREFSİZ ve ONURSUZ bir harekettir.

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin