RSS Feed for This Post

Arap Baharıyla Kafayı Bozmak

Mustafa Akyol “Batı’yla Kafayı Bozmak” başlıklı bir yazı yazmış; harfi harfine katıldığım bir yazı… Akyol, yazısında özetle; iç ve dış siyasetteki her türlü gelişmede Batı’yı fail görenleri ve külliyen lanetleyenleri eleştiriyor, biraz kendimize bakalım, diyor.

  Başlığımı Akyol’a öykünerek seçtim zira Arap Baharıyla kafayı bozmak üzereyiz…

  Tunus, Mısır, Libya, Bahreyn ve Suriye’nin içinden geçtiği Arap Baharı sürecinde, madden ve manen ezilen halkların devrimine-eylemine olan dikkat ve sevinç üzerine devreye: “Bugün Arap Devrimlerine seviniyorsunuz ama yarın bir Kürt Baharı kapınızı çalarsa ne yaparsınız?” ve “Hükümet dikkat etsin, Libya’yı örnek alsın” yorumları girdi.

  Öncelikle bir gerçek var ki, son operasyonlar hariç son dönem Türkiye şartlarıyla Muammer Kaddafi’nin zulmü, Hüsnü Mübarek’in zalimliği, Beşşar Esed’in katli, dahası toplumsal şartlar aynı değil. 12 Eylül dönemi için bu analojiyi anlayabilirim ancak şu an benzer bir durum söz konusu değil.

  Kandil’e düzenlenen son operasyonlardaki sivil ölümleri (halen iddia), PKK’nın Ramazan günü döktüğü kan, insan kaçırma eylemleri ise mazereti olmayacak kadar vahşice…

  Hükümete Libya’yı örnek gösterenlerin, Arap Baharı fırsatçılığı meseleye dair ne denli uzak olduklarının ispatı… Zira bu tür yorumlar kendi içindeki soruna eğilmeyen, kendini görmeyen hala aklı, fikri öte yanda olan, sorunla alakalı olmayan ve hatta soruna karşı sorumsuz yorumlar. Hani derdiniz zulüm görmüş halkınızdı, bu sorumsuzlukla mı çözeceksiniz?

  Hükümete “Arap Baharına sevinme” diyen hesapçıların durumu daha vahim; bariz bir hesabın olduğu bu yorum aslında “sevinme, sevinirsen yarın başın ağrıyacak” diyen bir yorum. Yani esaretten kurtulan insanlara dahi sevinemeyeceğiz!

  Böyle hesaplar olmaz olsun. Bir ülke elbet kendine ait mevcutlarına bakarak bir strateji belirlemek zorunda ancak bir insan için strateji belirlemek, zulüm karşısında “aman bana bulaşır” hissiyatıyla seyirci kalmak değildir. Duruşunuz ancak ve ancak “zulmün sona ermesinden yana” olabilir.

  Türkiye kendi sorunlarını Arap Baharıyla kafayı bozmuş, fırsatçı, meseleye uzak, hesapçı zihinleri dinlemeden çözmek zorunda. Yani, Libya gibi olmadığı bir gerçek ama ortada ciddi bir sorun olduğu da başka bir gerçek, bu nedenle salt operasyonun çözüm olmadığının artık farkında olmalı bunu göz önünde bulundurarak yapıcı adımlar atmalı.

  PKK ve BDP’ye gelince, onlar Kürt Halkının taleplerini bir kenara bırakmış, sorunu manipüle eden komplocu ve gerçek olmayan videolar ile nefret üzerinden, şiddet üzerinden Kürt halkına fayda sağlamak şöyle dursun zarar vermeye başladılar bile…

  Vesile ile “Akan kanın yek müsebbibi Ak Partidir” diyenlere, sebebin ortağının PKK olduğunu ancak artık çözecek bir durumda olmadığını, çözme görevinin şiddeti savunmayan sivil Türkler ve Kürtlerin baskısıyla Ak Parti Hükümetinin boynuna vebal olduğunu not düşerim.

Hava operasyonlarından sonra askerin Kara Harekatına başlayabileceği söyleniyor. Mevcut şartlar içinde en olmaması gereken eylem budur. Öncelikle anlamamız gereken şu: Öldürerek bu sorunu çözemeyiz, öldürerek geldiğimiz durum ortadayken Kara Harekatından bahsetmek çok çok yanlış bir tutum.

Trackback URL

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin