RSS Feed for This Post

Aşk, Allah Seni Korusun

Eserle buluşmama vesile olan Memduh Yağcı’ya teşekkürlerimle…

Dünyadaki ruhlar kadar, Allah’a giden yol vardır” Bab Aziz’den…

  Film eleştirmenliği, incelemesi başlı başına bir uzmanlık alanıdır. Ancak bir film üzerine yazma çabası hem bu gayenin içinde hem de bazen çok üstündedir. Özellikle ruhani, sürreel eserlerin incelenmesi tekniğin yalnızca izaha çalıştığı ve eseri çoğu kez özünden koparan çalışmalardır. Eğer eser ruha dokun[ma]mışsa, kalıba bina edilen, tekniğe bağlı bir inceleme esere kesinlikle zulümdür. Yineliyorum, bu bahis özneldir ve sadece özel eserler için geçerlidir.

  Mesela İnception-2010 (Başlangıç) filmi pekala bir eleştirmen elinde incelenebilir, tekniğe yatırılabilir zira aslı değil, suretidir, yansıma bile değildir, yanılsamadır. Buna mukabil Nacer Khemir’in Bab Aziz, Güvercinin Kaybolan Gerdanlığı gibi filmler-eserler tekniğin izah edemeyeceği derinlik barındırırlar.

   Empresyonistler(izlenimciler) eseri olduğu haliyle değil bıraktığı iz ile yorumlamayı savunurlar. Aslında bir anlamda incelenen eser ruhani ve sürreal ise empresyonist çizgi açığa çıkar. Dolayısı ile bu izafi ve görece sonucu doğurur. İzafi olan, olabilen ise bir anlamda ‘zengin’dir.

  Elbet bu yazının varlığı ve içeriği de mevcut zenginliğe sadece küçük bir dokunuştur, yukarıdaki bahse örnektir, işin ‘bence’sidir. ‘Bence’ bahsi ise Nacer Khemir’in Bab Aziz filminden alıntıladığım “Dünyadaki ruhlar kadar Allah’a giden yol vardır” cümlesi ışığında anlaşılmalıdır; her eser ve her eserin -bırakabiliyorsa- bıraktığı etki kadar ona giden yollar vardır, bazen o yolların çokluğu varılacak yerin yüceliğini de gösterir.

Yanlış hatırlamıyorsam Goethe’ye ait bir cümle okumuştum; ” Kendi yağıyla kavrulan sanatçı yoktur” küllühüm katıldığım bir ezcümle…

  Tunuslu yönetmen, sanatçı Nazer Khemir’in 1991 yapımı filmi Güvercinin Kaybolan Gerdanlığı bu anlamda İbn Hazm’ın Güvercin Gerdanlığı eserinin bir ürünü, bir yansıması ve dahası bu iki muazzam eser ise ‘aşk‘ı izah etmenin birer yöntemi, bir nevi ruhların ve yolların çokluğunun ispatı.

  Khemir, alışılmışın çok ötesinde ve hatta meraklısı için, üzerinde bir sanatçı, eserlerine şahid olduktan sonra yönetmen diyemeyeceğiniz, ancak var olan bir ruh, bir arayış, bir yolcu, bir zanaatkar, sanatçı diyebileceğimiz bir usta.

  Güvercinin Kayıp Gerdanlığı, alışılmışın çok ötesinde ve hatta anlayabileni için çok derinlikli bir eser. Yaşadığımız kurak hayatlara bir kaynak suyu… Bir izah, bir dikkat, bir yol işareti, bir anlam, bir anlatım…

  Güvercinin Kayıp Gerdanlığı, tutup narin elleriyle zarifçe çenemizden; başımızı, bizi koptuğumuz bize kavuşturan bir pusula, bir ışık…

  “Gemileri yakmak” ifadesi, Endülüs’e gidenlerin orada bir imarı kararlı kılmasından türemiş bir anlatım, orayı ıslah etme kararlığıyla gidenlerin, dönmemek için yaktıkları gemilerinden geliyor.

  Filmin başlangıç sahnesinde Endülüs’e ithaf edilen “Tekrar inşa edilen Endülüs zamanında taşıdığımız etek dolu taşlar ve bitmeyen umutlar vardı” Jacques Berque sözleri karşılıyor bizi… Bitmeyen umutların, somutlarını taşıdığımız bir Endülüs’e çekiyor dikkatimizi; sahi var mı bir imar niyetimiz, niyetlerimizin somutları, ya bitmeyen umutlarımız, atacak taşlarımız var mı? Gitmeye niyetimiz var mı, ya aramaya? Talip miyiz, talipli miyiz?

  Cevaplara dikkat kesilmeyelim, eser de “cevaba” yöneltmiyor zaten, bazen soru oluşturmak bile yeterlidir, izafi cevaplardan çok sorulabilen ruhlar ehemmiyet taşır çünkü sorular varlığa bir kanıt, bir ispattır.

  Cevaplar yolun sonudur, ruha lazımlı olan yoldur, yol… Yol; yani sorular, arayış, gidiş ve hareket…

Zahir ve Batın

  Bir talebe, bir mürid, bir hattat çırağı, bir şeyh, kaybolan bir şeyh, bir delil; vav! “Vav, içinde manasını taşıyan tek harftir alfebede. Tek ve türlü türlü tıpkı Allah gibi”

  “Yazmak sonsuzluğa ritmini veren ve görünenle, görünmeyen kelimeler arasında zincir kuran bir eylemdir” Zahir ve Batın.

  Zahir ve batın; hepimiz için, görebilen için ve göremeyen için, vav gibi, tek ancak türlü türlüsüne cevap, ve hatta soru işareti, işaretleri.

Aşk

  Filmdeki arayış, mürekkep ve kamışın oluşturduğu bir harf; vav. Vav’dan bir kelimeye yolculuk, kelime; aşk. Oradan bir kitaba, kitaptan bir yangına, o yangın mürşidin eteklerinden yüreklerimize, yüreklerimizde nâr, ateş. O ateşin yangınıyla suya doğru, yangın yangın bir yolculuk, sükuna doğru; sûdur.

  Film bir bitiş değil, biten bir film değil, bilakis bir başlangıç; aşk.

  Eğer, çok kuytuda bir yerde varla yok arası da olsa belli belirsiz bir sürgün hissi, bir yolculuk hevesi, bir tekamül arzusu varsa; peşine düşürecek, manaya nokta vuruşu yapacak bir film, rüya gibi, bazı bazı gerçek, rüyayı gerçek kılmak için, mutlaka izlenmeli, mutlaka.

  Neyin, ne için olduğuna nazar için, bulabildiğimiz bir su birikintisinde en azından aksimizi görebilmek için, kendimize şahid olmak için izlenmeli.

  İbn Hazm’ın Güvercin Gerdanlığı eserindeki hikâyenin* özetlediği etkiyi bir anlığına dahi olsun tatmak için, izlenmeli.

* – “Sevdiğim benden kaçıyor ve hatta benden iğreniyor ise ne yapmalıyım?” diye sordu. Ben:

– “Sürekli karşısına çıkıp zorlamalısın. Belki gönlünü yatıştırabilirsin” dedim.

– “Hayır dedi ben tam aksini düşünüyorum. Onu kendime tercih ederim. Benim yüzümden rahatsız olmasını istemem.”

– “Bense dedim, ancak kendi nefsim için severim.”

– “İşte dedi, tam bir mantık zulmü. Ölümden daha güçlü olan şey bize ölümü göze aldırandır. Candan daha kıymetli olan canın kendisine feda edildiği şeydir.”

– “Kendi isteğinle sevdiğinden uzaklaşmak kınanacak bir durum. Kendi canına kendi elinle zarar vermiş olmuyor musun ?”

– “Sen kıyasçı bir adamsın, dedi. Aşkta kıyasa yer yoktur.”

– “O zaman aşığın başı büyük bir derttedir” dedim.

– “Aşktan daha büyük bir dert var mı ki ?” dedi.

 

Trackback URL

  1. 5 Yorum

  2. Yazan:Mehmet Tarih: Nis 5, 2011 | Reply

    “…Mesela İnception-2010 (Başlangıç) filmi pekala bir eleştirmen elinde incelenebilir, tekniğe yatırılabilir zira aslı değil, suretidir, yansıma bile değildir, yanılsamadır. Buna mukabil Nacer Khemir’in Bab Aziz, Güvercinin Kaybolan Gerdanlığı gibi filmler-eserler tekniğin izah edemeyeceği derinlik barındırırlar…” Bu ifadedeki “teknik” kelimesini “söz” anlamında mı kullanıyorsunuz? Aksi halde söylediklerinizin tam tersi de iddia edilebilir diye düşündüm bir an…

  3. Yazan:vera Tarih: Nis 14, 2011 | Reply

    babaziz’in bazı sahneleri başlı başına makale konusu olur. ama anlatılmaması daha uygundur bence. inception’da ise baştan sona aynı konu var, babaziz’in bir sahnesini alıp onu açıklamış sanki. abd-batı ortak yapımı bir film tunuslu yönetmenin bir sahnesini çalıp açılımını yapmış. cümlenin öznelerini değiştirirsek, bugünkü batı, doğunun birkaç özelliğini alıp geliştirmiş, hepsi bu.
    babazizi birçok kez izleyip farklı sahneler yakalayabiliriz. herkes duygu kasesinin büyüklüğüne göre farklı paylar çıkarır her izleyişte. yalnız afişe her bakışımda kumda oturan, arada bir hurma ile beslenen dede ile torununu görünce 21. yy ve apartmanlar içinde çok geniş bir mekanda olup fazla sınırlanmış bir hayat yaşadığımızı farkediyorum.
    filmdeki gidiş ile de alakalı olarak babaziz bizi biryerlere götürecekse, lamekan yurdunda aynı derinliklere ulaştırsın umuyorum.
    sitedeki bazı film tanıtım yazıları bizi filmi izlemekten kurtarıyor, ana fikri verip 2 saat kazandırıyor diye düşünmüştüm lakin yazarın da dediği gibi “tekniğin izah edemeyeceği bu derinlik”i izlemek gerekiyor.

  4. Yazan:cb Tarih: Nis 14, 2011 | Reply

    @vera,

    yerime verdiğiniz yerinde cevap için teşekkürler. teknik, batıni manayı izah edemez, budur.

  5. Yazan:esra Tarih: May 19, 2011 | Reply

    iki sey var birinicisi
    Bundan 80-100 sene once bir medrese talebesi ya da dini ilimlerle ugrasan herhangi bir alim BabaAziz filmini rahatlikla iki dilde izleyebilridi.cunku her iki dili de bilmek zorunda idi.Bu gunse bu sacma sapan cogu yerde uydurma olarak yapilan alt yaziya mahkum olan Turk izleyicileryiz malesef .
    ikincisi
    Kendi adima cok sansli oldugumu dusunuyorum Dip notsuz iki dilde de filmin her kelimesini anlayabilmem beni cok mutlu etti /ilk defa boyle bir filimi izliyorum /Arapca lehce, berberice tunus lehcesi.Tabi zor, ama arapcanin bir lehcesini bilen biraz sabirla butun lehceleri anlar zaten /Beni uzen seyse sozlerin ardindaki manayi filmin gectigi cografyada yasiyor olmama ramen hala anlayamamis olmak. Ne yazik .

  6. Yazan:solsoledo Tarih: Eki 31, 2013 | Reply

    Çok güzel bir yazı olmuş, tebrik ediyorum sizi. Inception gerçekten tekniğe (hem sinema dili, hem de efekt açısından)boğulmuş bir film. “Nacer Khemir’in Bab Aziz, Güvercinin Kaybolan Gerdanlığı gibi filmler-eserler tekniğin izah edemeyeceği derinlik barındırırlar” sözüne tamamen katılıyorum; derinliği teknik sihirbazlıklarla yakalamaya/izah etmeye çalışan batı sineması (hollywood; Avrupa sineması ona daha iyidir), derinliği sadelikte, tefekkürde değil “teknik kalabalıkta” aramakta ve zahir’le gözümüzü boyayarak bizi batın’dan uzaklaştırmaktadır. Yine de Inceptıon bu konudaki iyi örneklerden biridir ve bir derinlik yaratmıştır kendince. Burada andığınız filmleri seyretmediğim için bir şey diyemeyeceğim, ama tür olarak Arap, İran ve Kuzey Afrika (doğu diyelim kısaca) sinemasını bildiğimden az biraz akıl yürütebiliyorum… Elbette her iki türün de seyredilmesi taraftarıyım; Amak-ı Hayal kadar, GOG’un da okunması taraftarıyım, bu derinliğimizi daha da arttıracaktır bizim. Batı tekniğiyle aklımızı derinleştirirken, doğu da kalblerimizi derinleştirecektir… Bence tabiki…

  1. 1 Trackback(s)

  2. May 4, 2011: Son 90 günde en çok paylaşılan yazılar : Derin Düşünce

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin