RSS Feed for This Post

Dikkat Kitap: İslâmcılık, Devrim ile Demokrasi Kavşağında

“[…] Hakikatin muhatabı insanlardır, devletler değil. Hakikat bir iktidar söylemi olamaz ve bir iktidara uyruklaştırılamaz. Nitekim şu anda İran rejimi devrimci niteliğini yitirdiği gibi, uyguladığı abartılı ve akıl dışı baskılarla da, insanları giderek İslam dışı arayışlara itmekte. Aynı şeyleri Osmanlı’da ve tersinden  Türkiye’de de yaşamadık mı?”

Böyle diyordu Ümit Aktaş kendisiyle yaptığımız röportajda.

Müslümanlar “modern” bir dünyada Müslümanca yaşamanın yollarını arıyorlar Türkiye’de, iran’da, Mısır’da ve Avrupa’da, Amerika’da… Kâh demokratik yöntemler kâh devrimler, isyanlarla. Bu arayış bir çok faktörü hesaba katmayı gerektiriyor çünkü çok şey değişti 1400 yıldır: Teknoloji, ekonomi, toplumsal hayat.

Müslümanca yaşamak için devletin de “Müslüman” olması mı gerekiyor? Bu o kadar net değil. Çünkü İslâm’ın gereği olan “kısıtlamaları” insan en başta kendi nefsine uygulamalı. Adı “İslâmî devlet” konsa bile dinî mecburiyet ve yasakların kanun gücüyle uygulanması vatandaşı çocuklaştırıyor ister istemez. Dahası iyi-kötü ayrımı yapmak, iyiden yana tercih kullanacak cesareti bulmak gibi insanî güzellikler devletin elinde bürokratik malzeme haline geliyor.

21ci asırda Müslümanca yaşamak için İslâm’ın özüne dair olanı, değişmezleri koruyup son kullanma tarihi geçmiş geleneklerden kurtulmak kolay olmayacak. AKP’yi iktidara taşıyan fikrî yapıyı, Demokrasi – İslâm ilişkisini, İran’ı ve Milli Görüş’ü  sorguladığımız bu kitabı ilginize sunuyoruz. Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 2 Yorum

  2. Yazan:put kıran Tarih: Eki 18, 2012 | Reply

    kitabı okumadım henüz, ancak yukarıda yazılanlara baktığımda söylenenleri çok iç açıcı bulmadım. burada islam devlet eliyle uygulanır mı, yoksa kişisel olarak insanlar bunu uygulasa yeterli midir sorusuna karşılık, islamı bir ideoloji olmaktan çıkaran, onu sadece kişilere yönelik hitaplarda bulunan bir ahlak dini haline getiren söylemler gördüm. pekala eğer bu böyle ise, ayetlerde belirtilen ve halifeden uygulanması istenen onca şer’i hükmü nereye koyucaz? islam kişisel bir din değildir. ruhi bir dinde değildir. hristiyanlık gibi kiliseye hapsolmuş, pazar günlerine sıkıştırılmış, bir din hiç değildir. budizm gibi ahlak dinide değildir. islam, bir ideolojidir. ideoloji demek, kendisinden hayat nizamı fışkıran akli akide, demektir. islam akidesi ise, islanla yaratıcının, insanla insanın ve insanla toplumun ilişkilerini belirleyen esasların toplamıdır. toplum ise, sadece kalabalık yığını demek değildir. toplum; birbiryle ilişkileri olan, ortak duygu, düşünce ve fikirleri ve birbiriyle alakları olan insan topluluğudur. ve her toplumun bir idare şekli olmak zorundadır. olmaması mümkün değildir. eğer ki bir toplumdaki, insanlar “islam akidesine” sahip ise, o toplum onların inandıkları gibi yöetilmelerini gerektirir. çünkü islam bir ideolojidir. ve ideolojilerde insana bir hayat nizamı tesis eder.

  3. Yazan:RECEP CEREN Tarih: Kas 25, 2023 | Reply

    Cemiyet elbette fertlerden teşekkül eder.Fakat Toplum ve devlet büyük bir organizasyondur Devlet fertlerin ve kurumların basit toplamı değil karmaşık ilişkiler etkileşimler ağıdır.Elbette müslüman olmayan bir toplumda devletin laik seküler olmasında bir tuhaflık yoktur.Böyle bir toplumda halk devlet ile catısmaz Çünkü toplum bulunduğu hale göre idare edilir Halk ile yöneti birbiyle uyumludur.Lakin
    müslümanlık sadece ferdi olarak yaşanmakla yeterli olur mu Yani islamı ferdi olarak yaşamak yeterli mi?Değildir çünkü İslam hayatın her sahasına taalluk eder Devlet faiz uyguluyor bazı müslümanlarda ahmakça bunu normal görüyorPiyango devlet eliyle işletiliyor.Bir de adına milli demeleri yok mu tam bir facia Kardeşim bizim milletimizde medeniyetimizde kumar yoktur.Kumar oynamak milli değildir en azından …Gayri millidir kumar faiz vb fiiller.O zaman islamı ferdi olarak yaşamak yeterli değildir.Devletinde olması şarttır…..

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin