RSS Feed for This Post

Bu yaz için seçme kitaplar

Sunuş: Burak Örkün aramıza yeni katılan bir yazar. Yakında tarih, politika, jeopolitik konularındaki tahlillerini de okuyacaksınız. Bu hafta bizi kırmadı, sevdiği kitapları kısa kısa tanıtan bir yazıyla başlamayı kabul etti. Kitapları tanıtırken ister istemez kendini, en azından ilgi alanlarını da sunmuş oluyor bir parça.(MY)

Burak Örkün

Büyük Osmanlı Projesi:  Mustafa Armağan Hoca mevzu bahis Tarih oldu mu kesinlikle başucu kaynaklarımdandır. Özellikle “Korku Duvarlarını Yıkmak” adlı serisiyle yakın siyasi tarihimizin sıra dışı gerçeklerini, resmi tarihin statükocu ve gerçekdışı yaklaşımlarını eleştirerek anlatan üslubuyla beni etkilemişti. Büyük Osmanlı Projesi kitabında ise tarih serüvenini biraz daha geriye çekerek, Osmanlı Devletinin siyasi argümanlarından çok kurduğu medeniyetin ulaştığı noktaları coğrafik sistem içinde değerlendiriyor. Kâh Londra Belediye Başkan Adayı’nın dedesinin Osmanlı Dâhiliye Nazırı olduğuna değiniyor kah Meksika’da bir Osmanlı çeşmesinden size su içiriyor. Bir bakıyorsunuz ki Belçika’da bir Türk köyündesiniz.  Ama kitap tüm bu güzel anekdotların dışında çok ulvi bir amaç için yazılmış. Türkiye cumhuriyeti ile Osmanlı devleti arasındaki köprüleri yıkmak isteyen güruha karşı çıkmış ve bunun bilimsel anlamda nasıl büyük bir toplumsal bellek kaybına neden olacağını açıklamıştır.

Kürtlerin Ateşle İmtihanı: Sadık Yalsızuçanlar’ın Kürt toplumunun sorunlarına eğilmesi bakımından önemli bir kitap. Yayınlanan popüler “Kürt Sorunu” kitaplarının aksine, konuyu sadece siyasi ve ekonomik açıdan ele almakla sınırlı kalmayıp, tarihsel bir perspektif kazandırıyor. Popüler “Kürt sorunu” yaz, kitabını bastır, TV kanallarına çık, şöhret ol mantığıyla yazanlar Kürt Sorununu ne yazık ki Diyarbekir Cezaevi zulmünden başlayarak anlatır. Oysa ki Yalsızuçanlar Şemdinan ayaklanması, Dersim Olayları, Şeyh Ubeydullah ve oğlu Seyyid Abdulkadir’den başlayarak Şeyh Sait olgusunu temellendirmiş ve objektif bir bakış açısıyla olaylara siyasi anlamda bir ciddiyet kazandırmıştır. Kitabın bir diğer özelliği de yine popüler kitapların aksine “ötekileşme” kavramını ve bunun sosyolojik bağlamdaki sebep ve sonuçlarına iyi değinilmiş olmasıdır.

Orta Asya: Birçok kişi Orta Asya dendiğinde Türk Devletlerini, çekik gözlü ince sesli sevimli Türk kökenli Orta Asyalıları düşünür. Daha marjinal gruplar Orta Asya dediğinizde garip bir reaksiyon akabinde Turan şiiri okuyarak sizi şoke olmaya da sevk edebilir. Velhasıl Jean-Paul Roux bu kitabında Orta Asya’yı Türk-İran-Hint-Afgan-Çin-Tibet-Arap devletleri ve tarihin sayfalarına karışmış, artık var olmayan birçok devleti arasındaki siyasi, kültürel, sosyal, ekonomik ilişkileri ele almış. Kitap o kadar geniş bir bilgi akışı sağlıyor ki bu kadar kısa bir bölümde anlatmam ne mümkün. Orta Asya dinlerini, toplumsal etkilerini, Bozkır sanatını, Budizm’in Orta Asya’daki zaferini ve tabii ki Cengiz Han’ı… Özellikle bugün dünyanın Ortadoğu’dan sonra en çok kaynayan yeri olan bu toprakları anlayabilmek için bu kitap iyi bir rehber olacaktır.

Kürt Sorunu: Altan Tan’ın ilk okuduğum kitabı açıkçası beni hyal kırıklığına uğratmış bir kitaptır. Derlenmiş tarihsel resmi bilgilerin sıralandığı kitabın tek olumlu yönü, sadece Kendi babası da Diyarbekir Cezaevi’nde şehit edilen bir insanın ağzından duygusalca ve içten yazılması. Kitabın slogan cümlesi ilginç: Ya tam kardeşlik ya hep birlikte kölelik… Bana Oscar  aday adayımız(!) Mahsun Kırmızıgül’ün yazdığı bir cümleden farkı yokmuş gibi geldi. Yani beklediğimden çok daha cılız bir kitapla karşılaştım ve üzüldüm.

Stratejik Derinlik: Stratejik derinlik şu anki dış işleri bakanımız Ahmet Davutoğlu’nun kaleme aldığı akademik bir çalışma. Bu kitap konusunda tarafsız olamayacağım. Zira Davutoğlu benim açımdan bir dış politika üstadıdır.  Kitap temel olarak Osmanlının diplomatik ilişkilerinden başlayarak  jeopolitik, jeoekonomik ve jeokültürel boyutlarla Türk Dış Politikasının parametrelerini belirlemiştir. Moderniteyi Avrupa merkezli, Küreselleşmeyi Amerika odaklı algılayan Davutoğlu, oluşacak yeni dünya düzeninde Türk Dünyasına yeni bir rol biçmeye çalışmıştır. Ciddi manada bir başyapıttır.  Kitabın yeni dünya düzeninde Türkiye’nin alacağı rolü belirlemesindeki yöntem de şu şekilde açıkça belirtilmiştir; Türkiye tarihi derinliğiyle, stratejik derinliği arasında anlamlı bir bütün oluşturmalı ve coğrafi unsurlarda bu bütünlüğün entegrasyonuna dâhil olmak suretiyle bir yol haritası çizilmeli…

Trackback URL

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin