RSS Feed for This Post

Bu pazartesi yobaz laiklerde henüz yeni bir şey yok

Türkiye’de başörtüsü yasakları sürüyor. Unutma, unutturma.

… Bu makale ilginizi çektiyse…

 Alaturka Laiklik: “Beni bir bir sen anladın, sen de yanlış anladın!”

Türkiye Cumhuriyeti’nde Alevîlere zorla Sünnî İslâm öğretilirken Sünnîlerin başörtüsü devlet dairelerinde yasak. Türk Ordusu’nun istihbaratı camileri ve namaz kılanları fişliyor. Hristiyan Ermenilerin ne kiliseleri, ne yetimhaneleri ne de cemaat lideri seçimleri özgürce yapılamıyor. Rumların ruhban okulları özgür değil. Yahudiler diğer gayrı Müslimler gibi askerde ayrımcılığa uğruyor. Ateistlerin kitapları, internet siteleri yasaklanabiliyor, kapatılabiliyor. Gayrı Müslimlerin alın teriyle biriktirdikleri vakıf malları 1970′lerde gasp edildi, hâlâ geri verilmiyor.

Sahi Laiklik neye yarıyor? Bu kitap son yıllarda Türkiye’nin gündemine gelen, birbirinden ayrı gibi duran ama çekirdeğinde Yobaz Laiklik Meselesini barındıran konuları ele alıyor.Buradan indirebilirsiniz.

Trackback URL

  1. 21 Yorum

  2. Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Haz 7, 2010 | Reply

    Türkiye’de başörtüsü yasakları sürüyor. Unutma, unutturma.

    Bence bunu “yasak” olarak adlandırmak bu sorunun devamını sağlayan önemli bir etken.

    Böyle bir yasak yok.

    Çünkü böyle bir yasak koymadık.

    Koyana da “ahmak” denir.

    Sorun bir “saldırganlık” ve “taciz” sorunudur.

    Ve daha da kötüsü, buna göz yuman bizlerin sorumsuzluğu sorunu.

    Düşünün, okula girerken “hıyarın teki” önünüze geçip pantolonunuzu çıkartmanız gerektiğini söylüyor.

    Ne yapardınız?

    Ben kendi adıma “başörtüsü saldırganlığı” adına hiçbir şey yapmadım ve bunun ayıbını da taşıyorum.

  3. Yazan:BetuL Tarih: Haz 7, 2010 | Reply

    Bu pazartesi girdileriniz icin tesekkurler.

  4. Yazan:özlem Tarih: Haz 7, 2010 | Reply

    Sevgili Betül Hanım,
    evet bu pazartesi bir şey girilmemiş. Ama yaklaşık on aydır sadece iki üç insanın çabası ile bir şeyler giriyoruz. çok defa bu köşeye sahip çıkın dediğimde insanlardan dönüş alamıyorum.
    O yüzden benim bir teklifim var. bu köşeye sizler mağduriyet hikayelerinizi yaşadıklarınızı yazın.
    Hep beraber açık ve canlı tutalım. Editörümüzün de bizlerin de gücü bir yere kadar. Ya beraber bu köşeyi sürdüreceğiz ya da böyle böyle bakacağız bir pazartesi bu köşe de kalmamış. Başörtülüleri dert edinen.
    Selamlarımla.

  5. Yazan:terken Tarih: Haz 8, 2010 | Reply

    başlığınızın adını ve sıfatını anlayamadım!!!!!!!yobaz laik ne demek!!!!bu başlıkla tüm laiklere yobaz damgası mı yapıştırılıyor!!!!unutmayınki bu ülke laik bir ülke beğenmeyen doğmatik kafada,hayatını din kisvesi altına saklayan kişiliksizler varsa laik olmayan bir ülkeye defolup gidebilirler!!!!!illede bu ülkede yaşamakta ısrar ediyorlarsa atalarımız ve bizim gibi kanlarını akıtarak savaşsınlar o zaman.evet umarım şu yazdıklarımla daha başlıktan yanlış olan bir yazı seviyeniz olduğu için sizi utandırabilmişimdir!böyle berbat bir sitede nizami yorumcu olmayı bırakın bir saniye daha duracak değilim.şunu unutmayın ki yalnızca kişiliksiz insanlar taraf olmaya yanaşmaz!!!!!

  6. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Haz 8, 2010 | Reply

    sayın terken,

    yobaz laik demek bol ünlem kullanmak demek…
    yobaz laik demek kendini ülkenin sahibi, kendi gibi düşünmeyenleri hain görmek demek…
    yobaz laik demek sürekli birilerini ülkeden atmak için can atan faşist demek…
    yobaz laik demek bu ülkeye hiçbir katkıları olmadığı halde sürekli “bizim gibi bu ülke için kanını döken” filan gibi edebiyatlar yapan huzursuz tipler demek…
    yobaz laik demek derin düşünce sitesinde kendi yüzünü aynada görüp kendiyle yüzleşmekten korkup kaçan kişiliksiz insan demektir…
    söz meclisten dışarı 😛

  7. Yazan:durhat Tarih: Haz 8, 2010 | Reply

    başlığınızın adını ve sıfatını anlayamadım!!!!!!!yobaz laik ne demek!!!!

    bunu anlamak çok mu zor?sen ve senin zihniyetinde olanları tanımlıyor.

    tamam yobaz olduğunuzdan şüphe yok da,galiba zeka özürlülüğü de var biraz:)

    sitede nizami yorumcu olmayı bırakın bir saniye daha duracak değilim.şunu unutmayın ki yalnızca kişiliksiz insanlar taraf olmaya yanaşmaz!!!!!

    allahaşkına bizi nezaketinizden,görgünüzden,engin düşücelerinizden yoksun bırakmayın.biz sizsiz ne n’aparız sonra?yazık değil mi bizlere!

  8. Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Haz 8, 2010 | Reply

    Hey dehşetli vatandaş,

    Yobaz laik deniyorsa biliniz ki bunun bir de yobaz olmayanı var.

    şunu unutmayın ki yalnızca kişiliksiz insanlar taraf olmaya yanaşmaz!!!!!

    Bakınız, “kişiliksiz insanlar” diyorsunuz.

    Sizin ‘mantığı’ kullanırsak bütün insanlara kişiliksiz damgası yapıştırmış oluyorsunuz.

    Komik değil mi biraz?

    Kişiliksiz insanlar nasıl ki var, hem de pek çok.

    Yobaz laikler de var, hem de pek çok.

    Doğru dürüst laik olmak varken ne diye yobaz laik olunur?

    Tercihtir.

    Saygı duyulamayacak berbat bir tercihtir.

  9. Yazan:Mustafa Akbaş Tarih: Haz 8, 2010 | Reply

    durhat@
    tamam yobaz olduğunuzdan şüphe yok da,galiba zeka özürlülüğü de var biraz:)

    Bence yobaz laiklerin temel ilkeleri gaddarlik.
    Hemde cok sinsi gaddarlar. Örümcek kafalilar basörtülü Müslüman genc kizlarin Üniversitelere girmesine engel olurlar ama genc kizlarin oglan kardeslerini askere cagirmasini cok iyi bilirler.
    Hatta müslüman genclerin gaddarca sehit düsmesine engel olmazlar ve utanmadan sehit sovu yaparlar.

    Birak artik elindeki tasi. Gaddarlik yapma.

  10. Yazan:BetuL Tarih: Haz 10, 2010 | Reply

    Ozlem Hanim,

    Bisey girilmemis demek istememistim. Bazen cok duygusal, bazen espirili, bazen tek cumleyle de olsa bize devam eden bu anormaligi hatirlattiginiz icin tesekkurler. Yureginize saglik.

    Yardimci olmak isterim -ne kadar olabilecegimi bilmiyorum.

    Selam ile.

  11. Yazan:aziz yılmaz Tarih: Haz 11, 2010 | Reply

    Benim bir önerim var.Cengiz beyin de belirttiği gibi bu anormalliğin bir kural/yasak olmasının ötesinde aslında bir saldırı veya doğrudan insan haklarına bir tecavüz olduğunu anlatmakla başlamak.

    Zira kural veya yasak yarattığı imge itibariyle kulağa pek hoş gelmese de uygulama olarak gerekli olduğu sahalar olabilir.

    Trafik kuralları örneğin,kazaların önlenmesi için işaret,levha,ışık sinyalizasyonu,yol çizgileri vs dışında bazı “yasaklar”la desteklenir.Park yasağı olur,yaya yasakları olabilir,araç trafiğine kapalı alanlar olur ya da klakson yasağı olur.Bunların hepsi birer önlem içindir,tedbir amaçlıdır.

    Zira aracımızı trafik yoğunluğu fazla olan bir kavşakta parkedersek trafiği aksatmış oluruz.Keza bir hastenenin acil bölümü önüne ya da itfaiye girişine de park yapılmaz;aciliyet arzeden bir müdahaleye zarar verilmiş olur.

    Otobanlar yayalar için güvenli değildir.

    Yaya trafiği için ayrılmış yürüyüş yolları,park vs gibi alanlara de araçlar girmemeli.

    Okul,huzur evleri,hastane gibi yerlerde klakson çalındığında da ciddi rahatsızlık sözkonusudur.

    Devam edelim;

    Olası bir kazanın önlenmesi için inşaat sahaları,şantiye vs gibi yerlerde “inşaata girmek yasaktır”diye uyarı levhaları konur.

    Akıntılı ve tehlikeli sularda “yüzmek yasaktır”uyarısıyla karşılaşırız,boğulma vakaları önlensin diye.

    Dolayısıyla bu ve buna benzer yasaklar gereklidir.

    Peki başörtüsü neden yasaktır?Ne tür bir tehlike arzediyor?Yasak olmasının sebebi nedir?Bu yaptırımı mazur gösterecek bir gerekçe var mı?Yok.

    E,o halde neden hâlâ yasak?Ve neden bu yasağı,bu koca ayıbı ortadan kaldıracak bir irade yok.İrade yok diyorum çünkü bu yıllardır böyle.Göz göre göre insanların tercihlerine keyfice engel konuyor ve bunu kanıksıyoruz.İnsanlar eğitimlerinden oluyor,zulüm görüyor,onurları kırılıyor fakat bununla yaşamaya devam ediyoruz.

    O halde bunu iyi anlatmalıyız kafası örümcek ağıyla örülmüş zihniyetlere.Daha çok da bu köhne zihniyeti benimseme gafletine düşmüş olanlara…Nedir mesela insanları öcü gibi korkutan şey?Kadınlarımız,kızlarımız başörtüleriyle okula girerse bunun riski nedir?Ne olacak mesela o tartışılması dahi düşünülemeyen şu meşhur kamusal alanlarda böyle görünmelerinden doğacak tehlike.

    Peki hiç bir mantıki gerekçesi yokken bu küstahlığın,bu saldırganlığın nedeni nedir?Bu paranoyakça korkular,bu sanrılar niye ki?

    Dolayısıyla yılmadan bunları yazacağız.Sonuç getir getirmez diye düşünmeden bu zihniyeti her platformda dillendireceğiz.Gündemde tutup vicdanlara taşıyacağız.Gerekirse maillerle yakınlarımıza,tanıdıklarımıza/tanımadıklarımız fikirlerimizle,önerilerimizle ulaşacağız.Kısacası,haberdar edeceğiz,bilgilendireceğiz,uyaracağız,paylaşacağız.Ta ki bu koca ayıp,bu pervasız zulüm son buluncaya dek!

    Bu bakımdan hiç değilse bu köşe canlı tutulmalıdır.Özlem hanımın da önerdiği gibi özellikle mağdurlar çıkıp başlarından geçen acı olayları anlatmalılar.Hep beraber bu kara tabloyu ifşa edelim,sorgulayalım,sorumlularını vicdanlarımızda yargılayalım.Yargılayalım ki vicdanlar uyarıldıkça bir kamuoyu oluşsun…Adalet talep edenler,vicdanıyla hareket edenler çoğalsın.

    Son olarak Betül hanımın dediği gibi ben de insan olarak,birey olarak üzerime ne düşüyorsa yapmaya hazırım.Artık pratiğe geçmenin zamanıdır.Yarın çocuklarımızın/torunlarımızın karşısına başı dik,alnı açık,vicdanı temiz çıkmak istiyorsak bu utanca karşı onurluca direnmek durumundayız.

  12. Yazan:özlem Tarih: Haz 11, 2010 | Reply

    Merhaba Aziz Bey sanırım İzmir’de yaşıyordunuz. Son zamanlarda Ege Üniversitesinde şapka ile okula giren kızlar da engellenmeye çalışılıyor. Tahkikat açılıyor. Otobuslerde öğrenci kimliklerine açık foto koymaları isteniyor. Diyelim ki açık foto koydular bu defa başı örtülü bindiklerinde bu fotoğraf sana benzemiyor başını aç diye taciz ediliyorlarmış. Sürekli gelen haberlerden ve bu konudaki atalet halinden çok muzdaribim aslında.
    Ben bu mağduriyet hikayeleri için hertaraf sayfasına da teklif yaptım.Hiç olmazsa aynı derin düşüncedeki gibi belli periyotlarla bu hikayeleri verin dedim. Konuşalım dediler ordan da ses gelmedi. İnsanlar yılgın gündekmin sürekli değişiminden ve olumsuz haberlerden hızlı gelişmeleri takipten bu meseleye hiç girmek bile istemiyorlar sanırım. Mağdurun belki iyi bir gürültü koparması lazım öncelikle ama o da iki seksen yerde. ÇİAÇ gibi ciddi bir şekilde konuyu takip edecek baskı yapabilecek bir sivil girişim lazım. Sanırım ÇİAÇ ın çabalarının meyvesini yarın öbürsü gün göreceğiz. bu işin de üstüne aynı şekilde gitmek lazım. Ama nasıl?:(

  13. Yazan:aziz yılmaz Tarih: Haz 12, 2010 | Reply

    Özlem hanım,

    Oğlum Ege Üniversitesinden geçen yıl mezun oldu.Ben genellikli okullarda ne tür uygulamalar(!)olduğunu birebir kendisinden öğrenirdim.Anlattıklarından,durumun hiç de iç açıcı olmadığı anlaşılıyordu.Müthiş bir “mahalle baskısı”var.Gerek başörtüsü gerek etnik kimliği gerekse politik görüşü nedeniyle bir kısım öğrenciler büyük bir baskı altında yaşıyor.Açıkçası okul idaresinin öğrencilere nefes aldırmayan tutumundan cesaret alınmış olacak ki hak ihlalleri,tacizler artık çoğunluk teşkil eden diğer öğrenciler tarafından kabul görerek bir baskı ortamı yaratılmış.Ayrıca sadece üniversitelerde değil benzer hava liselere,dersanelere ve diğer kamu alanlarına da sıçramış bulunuyor.

    Bu bir zihniyet.Ve bir zihniyet toplum tarafından sorgulanmadukça bir yaşam biçimine dönüşür.Sessizlik ve tepkisizlik böyle bir şeydir.Kanıksandıkça her olay sıradanlaşmaya başlar ve en nihayetinde bu düşünsel algı toplumda güçlü bir zemin yaratır.Dolayısıyla dozu bir hayli yükselmiş toplumsal baskı kemikleştikçe münferit olaylar da aynı ölçüde artmaya başlar.İzmir’den,öğrenci kartlarıyla ilgili verdiğiniz örnekler de bir anlayışın nasıl birilerinin elinde otoriter bir güce dönüştüğünü yeterince gösteriyor.Artık şöförler,okul güvenlikçileri,hastane personelleri…kendisini bir yetkeyle donanmış hisseden aklınıza kim gelirse katı birer uygulayıcı olmaya başlar.Hani otoriteye itaat üzerine uygulanan MİLİGRAM DENEYİ vardır ya tıpkı öyle.Daha önce anlatmış mıydım bilmiyorum.Boş daire soran üç hanımdan biri başörtülü olduğu için apartmanın kapıcısı tarafından içeri alınmamıştı.Karşı apartmanımızda yaşanmıştı bu hadise.Kapıcı,apartman yönetiminin başörtülülerin ne kiracı ne de mülk sahibi sıfatıyla binaya alınmayacakları yönünde karar aldığını belirterek binaya girmelerine izin vermemişti.

    Düşünün otoriteye itaatın böylesi güçlü olduğu yerlerde,otoritesini kanıtlamaya teşne figürler elbette çoğalacaktır.Fakat asıl önemli ve vahim olanı bu anlayışın “kraldan daha kralcı”tipler yaratmasıdır.Ve maalesef İzmir’de bu tiplerden geçilmiyor.”Yassah kardeşim!”deyip kestiriyor hazretler.

    Peki bu zihniyeti nasıl dönüştüreceğiz?Ne yapmamız lazım?Susurluk’lu yıllarda “bir şey yapmalı”diye bir şarkıları vardı Moğollar’ın.Uzun zaman tepkileri biriken kalabalıkların adeta sesi olmuştu.Ancak her ne olduysa Susurluk unutulup gitti ve “hiç bir şey”de yapıl(a)madı.Evet,”bir şey yapmalı” ama nasıl?

  14. Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Haz 12, 2010 | Reply

    Evet,”bir şey yapmalı” ama nasıl?

    Herkesin -sınırlı da olsa- yapabileceği bir şeyler var.

    Bu kesin.

    En basiti de şu:

    Konuştuğumuz insanlara bu durumu hatırlatmak.

    Yapılanın ne olduğunu bildirmek.

    Küçük ilçelerde bile yüksek okullar var.

    Yani üniversite her yerde.

    Herseyden önce bilinmeli ki, böyle bir yasak yok.

    Olsaydı bunun değişmesi meclisin işi olurdu.

    Ama yok.

    Burada yapılacak şey, üniversiteye girişte birilerinin keyfi istiyor diye -örneğin- mini eteğin şart koşulması durumunda yapılacak olandır.

    Yani işin ne denli “hayvanca” olduğunu göstermek, duyurmak, bildirmektir.

    Evet, “hayvan”lığın daniskasıdır.

    Bunu bir insana kendinden olan bir insanın değil, savaş suçu işlemeye alışkın bir düşman askerinin yapması beklenir.

    Ama göz göre göre ve düpedüz saldırıyor herif.

    Savcı mavcı hak getire.

    Adam tüfengi doğrultmuş “Saçını başını görücem” diye salya akıtıyor.

    Arkadaşı da tüfengini savcıya çevirmiş.

    “Konuşma, vururum” demekte, yine salyalı.

    Üçüncü arkdaşları da “vatan millet sakarya, biz olmasak hepiniz piç olmuştunuz” diye sallıyor salyasını.

    Böyle iğrenç ve kokuşmuş bir manzaranın karşısında “efendim insan haklarına aykırı” filan demenin bir anlamı var mı?

    Karşındaki insan değil ki onu anlayabilsin.

    Onun anlayacağı tek dil “burnunun sürtülmesi” dilidir.

    Bunu yapacak olan da eline ekmeği, beline tüfengi veren bizleriz.

    Bu bilinç belli bir düzeye gelince ister istemez yola gelirler.

  15. Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Haz 14, 2010 | Reply

    Her tanıdığım insana sormaya başladım:

    -Kocaeli Üniversitesi’nde güvenlik görevlileri saçı örtülü öğrencilerin okula girmesine engel oluyor. Ne diyorsunuz?

    Bence böyle somutlaştırmak gerek.

    Tepkiler bilindik türden.

    -Ya ya öyle, ne yapacaksın.

    -Çok yanlış ama yapacak bir şey yok.

    -Bazılarının da üstü kapalı altı açık.

    -Her yerin bir kuralı var.

    -28 Şubat’tan sonra böyle oldu.

    Benim aldığım ‘genel’ mesaj şu:

    Bana dokunmayan bin yıl yaşasın.

    Bunu dert eden insan az olduğu için yapılabiliyor bu terbiyesizlik zaten.

    Ama dert edenler de var kesinlikle.

    Ne olursa olsun, konuşulmalı bu.

    Şuraya da bakalım.

  16. Yazan:yobazlaik Tarih: Haz 15, 2010 | Reply

    yobaz laik olarak diyorum ki…

    gelin bacılarım eşit olalım…

    mirasta, şahitlikte, evlilikte, sosyal hayatta…

    senin yerin benim yanım, dört adım gerim değil…

    kuran ziynetini ört diyor sen saçının telini örtüyorsun…

    vs.vs …

    ben elimi uzatıyorum sana gelin bacım özgür olalım diye…

    sen diyorsun ki hayır…

    benim hakkım yarım miras…

    yarım insanım şahitlikte, saçım uzun aklım kısa diyorsun…

    ben erkekle aynı hizada yürüyememki yerim onun 4 adım gerisi…

    hemde 4 alın benden, mehirimi ver yeterki…

    hemde boşol demen yeter bana boşanmak için…

    sonuç olarak benim uzattığım elimi haranm diye tutmuyor ama …seni aşağılayan yobazlarla bir olup haykırarak “ÖZGÜRLÜK” diyorsun seni insan yerine koymayanlarla bir olup…

    gör be bacım gör gerçeği…

  17. Yazan:Ekrem Senai Tarih: Haz 15, 2010 | Reply

    yobaz dinci olarak diyorum ki…

    gelin laikçi kardeşim eşit olalım…

    eğitimde, işte, sosyal hayatta…
    kamusal alanda, mahkemede, okulda, hastanede…

    senin yerin benim önümde sed değil…
    polisi üniversite kapısında tutmak değil…
    başı açık fotoğrafı yok diye hastayı tedavi etmeyi reddetmek değil…
    çarşaflı diye mahkemeden adam kovmak değil…

    eşitlik istiyoruz…
    özgürlük istiyoruz sonra… senin modernist özgürlük anlayışını reddetme özgürlüğü istiyoruz…
    senin tepeden bakan, küçümseyen, her doğruyu kendi cebinde zanneden, adice uzattığın elini tutmayı reddediyoruz. Çünkü samimi olsan o eli yasakçıların kolunu bükmek için kullanırsın. Üniversite kapısındaki panzerlere dur demek için kullanırsın.
    Sen özgürlük değil, herkesin senin gibi olmasını, düşünmesini istiyorsun. Bu yüzden bu ülkede senin gibi olmayanlara kan kusturuyorsun.
    Benim gibi ol ki sana özgürlük vereyim diyorsun…
    Ben senin aşağılık özgürlüğünü de, eşitliğini de almayayım.
    sana boş ol diyorum laikçi kardeşim, boş ol…
    zaten hep boştun, bu yüzden boşol… Sen yüz senedir bu ülkeyi paylaştığın insanları anlamak için hiçbir çaba sarfetmedin. Hep aşağıladın, hep küçümsedin. Bu evlilik görücü usulüydü. Zorla evlendirdiler başlık parasına…
    boş ol şimdi, senden mehir de istemiyorum, miras da…
    Klişelerini al da git…

  18. Yazan:Furkan Tarih: Haz 15, 2010 | Reply

    Sayın yobazlaik,

    Siz hiç bir başörtülü bayanla arkadaşlık ettiniz mi, çevrenizde başörtülü insanlar var mı ? Nasıl yaşadıklarını biliyor musunuz ? Onları tanıyorsunuz da onlar size devamlı nasıl işkence altında kaldıklarını söyleyip duruyorlar mı? Böyle ağır işkenceler altında inim inim inleyen, hergün siz yobaz laiklere kurtarın bizi diye yalvaran insanlar mı var bu ülkede ? varsa söyleyin ben çok merak ettim. Ama eğer bilmiyorum diyorsanız, sanırım öyledir, öyle olması lazım diyorsanız o zaman orada durun bakalım. Hem bu insanları hiç tanımayacaksınız hem de onlar için aklınızca daha iyi olanı, onlara rağmen onlara dayatacaksınız. Kafanızda büyüklerinizin, fikir babalarınızın İslam ile ilgili kurguladıkları bir dünya var ama bu dünyanın gerçekten böyle olup olmadığı hakkında sizin hiç bir fikriniz yok. Siz, sizin gibilerin size anlattığı kadarıyla tanıyorsunuz İslamı ve İslami yaşam tarzını. “Sanırım öyledir” lerle hüküm veriyorsunuz. Kaldı ki bir an için sizin söylediklerinizi doğru kabul etsek bile bu size insanlara baskı yapma hakkını kesinlikle vermez. Eğer sizin anlattıklarınıza rağmen sizin düşünceleriniz akıllarına yatmıyorsa insanların, onları hayır siz yanlış düşünüyorsunuz bu şekilde yaşamanız lazım diye zorlayamazsınız. Bunun adı da zalimliktir. Bu tam olarak sizin akıllarınızdaki baskıcı şeriat düzeninin tıpatıp aynısıdır. Biz onlara baskı yapmazsak gün gelir onlar bize baskı yaparlar derseniz, bir gün gelir gerçekten de “o gün” gelirse o zaman halinizden hiç kimseye şikayet etme hakkınız olmaz. Atalarımız boş konuşmaz, keser döner sap döner gün gelir devran döner diye boşuna denmemiştir. Ya da tarih tekerrürden ibarettir. İstediğinizi kullanın ama bu işler dünya yaratılalı beri böyledir.

  19. Yazan:durhat Tarih: Haz 15, 2010 | Reply

    yobazlaik müsterarıyla yazan katılımcıya,

    gelin bacılarım eşit olalım…

    peki bu kadar eşitlikçiyken “bacıların”üniversite kapılarında yobaz laik zihniyet tarafından taciz edilirken neredeydiniz diye sormazlar mı?

    eğer yazdıklarınızda bir parça olsun samimi olsaydınız,gerçekte yaşanan saldırgan ve ahlaksız müdahaleye de bir çift sözünüz olur,bundan da rahatsızlık duymanız gerekirdi.

    aslında hakkınızı yememek lazım,bir hayli rahatsız olduğunuz anlaşılıyor.rahatsızlık ne kelime nöbet geçiriyorsunuz,kimyanız bozuluyor.hezeyan içerisindesiniz…ama tanığı olduğunuz keyfi yasaklara,küstah müdahale ve tacizlere değil;bunun anlatılmasınadır tahammülsüzlüğünüz,rahatsızlığınız.

    peki sorarım “bacılarınız” bu ikiyüzlülüğe nasıl güvenecek?kuzu postuna bürünmüş kurtlarla hiç birlik olunabilir mi?bunu hiç mi aklınız almıyor?yoksa insanların aptal olduğunu falan mı düşünüyorsunuz?kendiniz de aslında bu çırpınışın beyhude olduğunu biliyorsunuz.lakin kapıldığınız ideolojik histeriyle ne yaptığınızın farkında değilsiniz.

    ancak biz farkındayız.kadınlar da farkında,adil ve vicdanlı insanlar,özgürlük ve eşitlik yanlıları insanlar da farkında.bakın eşitlik adına döktürdüğünüz inciler, kadını doğrudan hakir gören,aşağılayan imalarla dolu.”göbeğini kaşıyan adam”dan,sıkılmadan kadına da dil uzatmışsınız(bu kısımları alıntılama gereği bile duymuyorum)ve bütün bunlara rağmen “gelin canlar bir olalım”ı çağrıştıran bir dille çağrı yapmışsınız.acaba hangi yüzle diye sormazlar mı dersiniz.

    yalnız unutmayın güneş balçıkla sıvanmaz.belki bir müddet kendinizi kandırabilirsiniz ama kimseler size itibar etmez.bunu anlayın artık.bu dinazor mantığıyla nereye varacaksınız?bari kendinizi bu denli komik duruma düşmekten kurtararak kendinize bir iyilik yapın.çünkü debelendikçe batıyorsunuz,battıkça da kendinizi rezil ediyorsunuz.son verin bu komediye.bakın insanlar marsta,venüste yaşam bulguları arıyor ama sizler hâlâ insanların giyimleriyle uğraşmakla meşgülsünüz.bu gidişle de kafayı sıyıracaksınız.ne gerek var kendinizi bu kadar harap etmeye?

    ayrıca çok da kötü kopyacısınız.aklınız sıra Cengiz beyin yazım tarzını kopyalamak istemişsiniz ama inanın hiç de iyi durmuyor.bir tarz kendi özgünlüğü içinde anlamlı olur.sizinki çok berbat duruyor.çünkü her şeyden önce samimiyet yok,tutarlılık yok.neresinden tutsan dökülüyor.bence bir daha denemeyin.büyük karakterle falan yazmayı deneyin,o tarz size daha uyar.bilmem anlatabildim mi?

  20. Yazan:Cengiz Cebi Tarih: Haz 16, 2010 | Reply

    Kemalistlere bir açık sözlülük örneği:

    Başörtüsü bir ‘küfür’ alametidir.

    Başörtüsü takan bir insanın “Atatürk Sevgisi”nden kuşku duyulur.

    Oysa Atatürk’ü sevmeyen ‘kafir’dir.

    Ancak başörtüsünü yasaklayan bir kanun çıkarmak sakıncalıdır.

    Çünkü Atatürk inkarcılarının bu yasayı değiştirmek yoluyla başörtüsünü her yerde serbest yapmalarına imkan tanınmış olur.

    O yüzden bunu laiklik ile ilişkilendirmek en makul yoldur.

    ‘Yüce dinimiz’ zındıkların saldırısından ancak bu şekilde korunabilir.

  21. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Haz 17, 2010 | Reply

    @ Yobaz Laik,

    O eli tutanlarin vardigi son noktayi gormek istiyorsan git Avrupa’da 60 yasinda zengin adamlarin yaninda gezen “citir” hatunlari, Amsterdam’da Red Light District’te camekanin onunde “kizarmis pilic” gibi satin alinmayi bekleyen basi ve basiyla beraber bircok yeri acik bayanlari gor. Sonra kendini bir sorgula. Eger islam kulturunde kadina saygi olmadigini dusunuyorsan, eski demir perde ulkelerinden kadinlarin neden Turkiye’ye gelmek, buradan biriyle evlenip kalabilmek icin can attiklarini da bir dusun. Bircogu seve seve musluman da oluyor, hatta basortu de takiyor. Ve o eski basi acik yasamina defalarca tercih ettigini soyluyor. Hadi diyelim ki Ruslar para icin geliyor, bir omur takiyye yapiyor, ya Ingilizler, Amerikalilar? Onlar ne buluyor bu “kadini 4 adim geride” tutan erkeklerde? Kadinlarimizin beynini yikamaktan, onlari erkek dusmani yapmaktan vazgecin. Sizin bu ulkedeki ayricaliklariniz elinizden gittikce cirpiniyor, cirpindikca batiyorsunuz. Isteyen bu ulkede ustsuz de guneslenir, kimse ayiplayamaz, isteyen de basortulu hakim olur, buna da hic ama hic kimse karisamaz, uzerine yorum dahi yapamaz!!! Insallah CHP onumuzdeki secimde barajin altinda kalir ve meclise giremez. Dusun artik bu milletin yakasindan! Rezilliklerinizin bini bir para. Kasetler, entrikalar, iktidar savaslari, envai cesit pislik! Red Light’taki fahiseler bile gozumde bunlardan daha asil, daha durust. En azindan, icleri dislari bir.

  22. Yazan:Tayfun_Korkut Tarih: Haz 17, 2010 | Reply

    @ Yobaz Laik

    Sizin idealinizdeki kadin, esinden ilk firsatta bosanan, cocuk yapmayan, iskolik, ruhsuz, “erkekleri parmaginin ucunda oynatan”, “gosteren ama vermeyen”, sorunlu, aksi, icten pazarlikli, asiri supheci, kavgaci, aseksuel bir kadin modeli. Boyle bir kadinin artik dunyanin hicbir yerinde yeri yok. Muhafazakar musluman kadinlar alcakgonullu, uysal, erkegine kendini huzurlu hissettiren, yemek yapmasini bilen, cocuklari seven kadinlar ve bu tarz bir kadin isteyen epeyce erkek mevcut. Ote yandan, batili kadin da akilci, rasyonel, eglenceli, acik goruslu, yatakta iyi, her turlu fantaziye acik, erkeginin hayatini kolaylastiran, ona yeni bir vizyon kazandirabilecek bir kadin modeli. Iki kadin modelinin de tercih edilebilecek yonleri var. Ikisini de tercih edecek erkek var. Ancak, kemalist kadin, ne batili olabiliyor, ne de ozundeki gibi davranmayi kendine yakistirabiliyor. Arada bocalayip duruyor. Mutsuz oluyor. Basortulu kadin turlu haksizliga ugrasa da Allah’ina siginip oradan guc buluyor. Ancak, kemalist kadin hayatta yapayalniz. Sahte dostluklar, yalandan gulen yuzler, tacizler…

ÖNEMLİ

--------------------------------------------------------------------

Tüm yazı, yorum ve içerikten imza sahipleri sorumludur. Yayımlanmış olmaları, bu görüşlere katıldığımız anlamına gelmez.

Hakaret içerse dahi bütün yorumlar birer fikir eseridir. Ama bu siteye ilk kez yorum yazıyorsanız, yorum kurallarına gözatın yine de.

Not: Sitenin ismini dert etmeyin, “derinlik” üzerine bayağı bir geyik yaptık, henüz söylenmemiş bir şey bulmanız oldukça zor :)

Editörle takışmayın, o da bir anne-babanın evlâdıdır, sabrının sınırı vardır. Siz haklı bile olsanız alttan alın, efendilik sizde kalsın.

Sitenin iç işleriyle ilgili yorum yapmayın, aklınıza takılan soruları iletişim kutusundan sorun, kol kırılsın, yen içinde kalsın.

Kendi nezaketinizi bize endekslemeyin, bizden daha nazik olarak bizi utandırın. Yanlış ve eksik şeylerden şikayet etmek yerine bilgi ve yeni bakış açısı sunarak tamamlayın, düzeltin, tevazu ile öğretin bize bildiklerinizi.

Bu kurallara başkasının uyup uymamasına aldırmayın, siz uyun. Bütün yorumları hızla onaylanan EN KIDEMLİ YORUMCULAR arasındaki nizamî yerinizi alın.

--------------------------------------------------------------------
  • Siz de fikrinizi belirtin